Jump to content

Türk Ateistleri Hipokritik


Recommended Posts

Senin kavramları ele alışın saçma.

İnanma veya inanmama hakkı nedir yahu?

İki kere ikinin beş ettiğine inanma diye bir hak mı olur?

İki kere ikiye birisi beş eder diyorsa bunun tek bir açıklaması vardır, o da o kişinin dört ettiğini bilmediğidir.

Kurmanız gereken cümle "Bilgi eksikliğimden dolayı mağdurum ve bilmediğim için islamın getirdiği açıklamaları doğru kabul ediyorum"

Bunu demelisiniz siz.

sizin gibi zzeki olduğunu belirten kişiye o zaman farklı bir örnekle sunayım.

iki çeşit insan var ikiside insanlığa yakışmayan bir zulme maruz kalıyorlar, siz x isimli insana yardım edip onun mağduriyetini gidermeye çalışıyorsunuz fakat y adlı diğer kişinin zulmüne ortak olup, ona bu zulmü yapanlara destek verip aleyhinde çalışmalara bile katılıyorsunuz. amaç insan hakları ve adalet ise, 1. kişiye yaptığınızı 2. kişiye nefret ve kin olarak sunmanız hangi değer yargı ile ölçülür nasıl değerlendirilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 54
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

hacı,

Farklı düşündüğümüz ayrıntı, inançlıların fikir özgürlüğü olup olmadığı konusu. Sen diyorsun ki onların da yok, ama bence onların var. Yani en azından dini inançlarını ifade etme noktasında var. Türkiye'de blog sayfalarında, internette, herhangi bir yerde dileyen herkes islam dinini istediği kadar yüceltebilir ve islam karşıtlarına da istediği kadar küfür edebilir. Nitekim de yapıyorlar bunu, hepimiz görüyoruz. Dolayısıyla, dinsel konulardaki fikirlerin ve inançların ifadesine gelince, Türkiye'de inanırların ifade özgürlüğü var, en azından bize göre çok daha fazla var. Ama bizim hiç yok.

Peki Türkiye'de ifade özgürlüğü istenen düzeyde midir ve inanırların başka konulara gelince ifade özgürlüğü yeterli midir diye sorulursa, bu ayrı konu. İnanırlar da başka konularda, mesela politik konularda başka inanırlarla anlaşmazlığa düştüklerinde, orada da kim daha güçsüz taraftaysa onun özgürlüğü kısıtlanıyor Türkiye'de. Genel olarak özgürlük kavramını anlayıp benimseyememiş bir ülkeyiz çünkü zaten.

Ama herşey sırayla, yavaş yavaş, birer birer ele alınmalı. Biz kendimizi ilgilendiren bir konudaki çarpıklığa el atmışız, oraya dikkat çekip, onun mücadelesini yapmaya çalışıyoruz. Başkası da kendisini ilgilendiren başka bir konuda benzeri mücadeleler yapacak ki, zamanla özgürlük her alanda, topyekün olarak yükselsin. Bunun başka yolunu göremiyorum.

Yani demek istediğim, ben bir ateist olarak, ateistlerin karşı karşıya olduğu sorunlara aşinayım ve onlarla uğraşacağım elbette. Birisi de kendisi kürt olup, kürtlerin karşılaştığı özgürlük sorunlarından rahatsız oluyor ve o konuda mücadele etmek istiyor olabilir. O da onun hakkı ve sorumluluğudur. Herkes ucundan tutacak ki, birşeyler düzelsin ve iyileşsin. Ben olaya öyle bakıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

sizin gibi zzeki olduğunu belirten kişiye o zaman farklı bir örnekle sunayım.

iki çeşit insan var ikiside insanlığa yakışmayan bir zulme maruz kalıyorlar, siz x isimli insana yardım edip onun mağduriyetini gidermeye çalışıyorsunuz fakat y adlı diğer kişinin zulmüne ortak olup, ona bu zulmü yapanlara destek verip aleyhinde çalışmalara bile katılıyorsunuz. amaç insan hakları ve adalet ise, 1. kişiye yaptığınızı 2. kişiye nefret ve kin olarak sunmanız hangi değer yargı ile ölçülür nasıl değerlendirilir.

Bunlar afaki şeyler.

Somut veriler lazım.

Çizdiğiniz senaryoda bir sürü eksiklik var.

Siz dediğiniz kim? Zulüm yapan kim? X isimli insana yapılan yardım ne?

Yüzlerce nokta var sonucu kestirmek için.

Zulmü yapanlar burada size göre suçlu ise, zulme uğrayanlar da zulmü yapanlara göre suçlu.

Zulme uğrayanlara göre zulmü yapanlar ve zulme ses çıkarmayanlar suçlu, zulmle alakası olmayanlara göre her iki taraf da suçlu, bu böyle uzar gider.

Spesifik örnek lazım.

Ama çifte standartı kastediyorsanız, çifte standart etik bir davranış değil (eğer kesin biliyorsak çifte standart olduğunu tabi)

Ama çifte standartsız insan yok ki.

Özellikle inananlardan.

Mesela sizi örnek alalım.

Bir yere cami mi yapılmasını istersiniz, yoksa klise mi?

İster istemez camiyi seçeceksiniz. Hristiyan da kliseyi.

İşte en basit çifte standart olayı.

O yüzden zulm yapan ve zulme uğrayan durumu olsa sizin dahil olduğunuz grup birilerine zulm yapsa mbile bunu görebilecek tarafsızlığınız yok ki sizin.

Haketmişti diye düşünürsünüz.

Yani bana örnek verip, insanları yargıladığınız konuda sizler birincisiniz :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

hacı,

Farklı düşündüğümüz ayrıntı, inançlıların fikir özgürlüğü olup olmadığı konusu. Sen diyorsun ki onların da yok, ama bence onların var. Yani en azından dini inançlarını ifade etme noktasında var. Türkiye'de blog sayfalarında, internette, herhangi bir yerde dileyen herkes islam dinini istediği kadar yüceltebilir ve islam karşıtlarına da istediği kadar küfür edebilir. Nitekim de yapıyorlar bunu, hepimiz görüyoruz. Dolayısıyla, dinsel konulardaki fikirlerin ve inançların ifadesine gelince, Türkiye'de inanırların ifade özgürlüğü var, en azından bize göre çok daha fazla var. Ama bizim hiç yok.

Peki Türkiye'de ifade özgürlüğü istenen düzeyde midir ve inanırların başka konulara gelince ifade özgürlüğü yeterli midir diye sorulursa, bu ayrı konu. İnanırlar da başka konularda, mesela politik konularda başka inanırlarla anlaşmazlığa düştüklerinde, orada da kim daha güçsüz taraftaysa onun özgürlüğü kısıtlanıyor Türkiye'de. Genel olarak özgürlük kavramını anlayıp benimseyememiş bir ülkeyiz çünkü zaten.

Ama herşey sırayla, yavaş yavaş, birer birer ele alınmalı. Biz kendimizi ilgilendiren bir konudaki çarpıklığa el atmışız, oraya dikkat çekip, onun mücadelesini yapmaya çalışıyoruz. Başkası da kendisini ilgilendiren başka bir konuda benzeri mücadeleler yapacak ki, zamanla özgürlük her alanda, topyekün olarak yükselsin. Bunun başka yolunu göremiyorum.

Yani demek istediğim, ben bir ateist olarak, ateistlerin karşı karşıya olduğu sorunlara aşinayım ve onlarla uğraşacağım elbette. Birisi de kendisi kürt olup, kürtlerin karşılaştığı özgürlük sorunlarından rahatsız oluyor ve o konuda mücadele etmek istiyor olabilir. O da onun hakkı ve sorumluluğudur. Herkes ucundan tutacak ki, birşeyler düzelsin ve iyileşsin. Ben olaya öyle bakıyorum.

Mantık. Arada oldukça ince bir fark var. İnce ama çok önemli bir fark.

Ülkemizde dindarlar inançlarını dinsizlerden çok daha rahat bir şekilde yaşıyorlar ve ifade ediyorlar. Bu bir gerçek.

Ama bu gerçek aslında onların daha çok hakları olduğunu değil, daha az hakları olduğunu gösteriyor.

Karşı tarafa aynı hakkı tanımamak, sonunda aynı haksızlığa uğramak anlamına geliyor.

Çünkü koz her an değişebilir. Değiştiği zaman karşı tarafın durumuna düşmek mümkün.

Bu nedenden bir hak peşinde olan, önce karşı tarafın haklarını korumalı ve savunmalıdır. Onları savunması kendi haklarını savunması demektir.

ABD'de Yahudi örgütlerin ABD Nazilerinin yasal haklarını korumaları gibi..

Atatürk devrimlerinin yapıldığı ve İslam'ın baskı altına alındığı dönemde Müslümanlara istedikleri hakların verilmediğini biliyoruz. İslam'ı halka mal etmede (vermede) çok yanlış bir politika izlendiği kesin...

Müslümanlar istedikleri haklara o zaman da sahip olmuş olsalardı, bugünkü haksız ortam mevcut olmayacaktı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu arada şu kadarını da eklemeden duramayacağım.

Bence Atatürk'ün en büyük hatası İslam'ı tımar edebileceğini düşünmesi ve diyaneti kurarak, İslam'ı halkın elinden almasıdır.

Bunu da hipokritiklik olarak düşünebilirsiniz.

Çağdaş bir uygarlık politikası izlenirken, çağdaş bir din politikası izlenememiştir.

Din gerçeği (İslam'ın gerçek doğası) ihmal edilmiş ve diyanetle İslam'ın tımar edilebileceği inancına sahip olunmuştur.

Bu politika dini tımar edememiş ve yer altına kaymasına neden olmuştur.

Koşullar uygun olunca din bütün haşmeti ile 80 yıl saklandığı çukurdan çıkmış ve müritlerinin yaşamına yön vermeye başlamıştır.

Bu da gösteriyor ki yalnız Türk ateistleri değil, Türk hükümetleri ve devleti de hipokritiktir.

Bu hipokritik yaklaşımların nedeni İslam'dan korkmaktır.

Korkulanlar başa gelmişlerdir ve aynı süreçlere maruz kalan Avrupa'nın Aydınlanma döneminde yaşananlar tekrarlanmamışlardır.

Çünkü ülkemizde bir denge oluşmasında rolü olacak olan hipokritik aydın zümre yeterince etkili olamamıştır.

Aynı durum devam etmektedir. Ateist olsun olmasın, aydınlarımız da hipokritiktir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateistlerin İfade Özgürlüğü Yok!

Türkiye'de ateistlerin maruz kaldığı haksızlıklar bitmek bilmiyor. Geçtiğimiz haftalarda yaptığımız basın açıklamasıyla da protesto ettiğimiz Fazıl Say'a verilen cezanın ardından, bu sefer de yazar Sevan Nişanyan blog sayfasında Muhammed'e hakaret ettiği gerekçesiyle 13.5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Üstüne üstlük, bu ceza para cezasına da çevrilemiyor.

Sevan Nişanyan'ın mahkemeye konu olan ifadeleri anladığımız kadarıyla şunlar: "...Bundan yüzlerce yıl önce Allah ile kontak kurduğunu iddia edip bundan siyasi, mali ve cinsel menfaat temin etmiş bir Arap lideriyle dalga geçmek nefret suçu değildir”. Bununla beraber Nişanyan'ın davaya ilişkin savunmasında (http://goo.gl/OQ4nz) değindiği beyanların altına imzamızı attığımızı da duyururuz: "eğer Muhammed’e ilişkin bu olguları ifade etmek isteyenler varsa, bunun onların en doğal hakkı olduğunu ve bu hakkın tecavüzkâr kişi ve zümrelere karşı kamu eliyle korunması gerektiğini belirttim."

Öte yandan, bugünlerde AKP yöneticisi Mahmut Macit bakınız ateistler için ne tür sözler sarfediyor: “kişiliği bozuk ateist geçinen ruh hastası tiplerin ülkemde halen dinime küfretmesi kanıma dokunuyor. tecavüze uğramış bu tipler yok edilmeli”. Ayrıca şunu da diyor: "Irkçılık faşizm ateizm ruh hastalığıdır...". Yani ateizmi ırkçılık ve faşizmle bir tutuyor ve alışık olduğumuz bir şekilde ateistlere ruh hastası diyor - sanki ruh hastası olmak faşist olmakla birmiş gibi.

Bizler, birkaç ay önce Adnan Oktar hakkında, dinsizlere, ateistlere, evrimcilere ve materyalistlere yönelik hakaretleri nedeniyle savcılığa suç duyurusunda da bulunmuştuk. Savcılık ise bu ifadelerde hakaret ve tahrik olduğunu kabul etmekle beraber, bunun ateistler için gerçek ve yakın bir tehlike oluşturmadığı ve ateizmin bir din değil bir felsefi görüş olduğu gerekçesiyle bu ifadelerin suç teşkil etmediğine kanaat getirmiş ve takipsizlik kararı vermişti.

Halbuki ateistler felsefi görüşleri sebebiyle değil, dinsel konularda toplumun geri kalanından farklı düşünmeleri sebebiyle hedef alınmaktadır ve bu davalarda kullanılan yasa maddesinin (TCK 216. madde) amacı belli bir dini korumak değil, dinsel konulardaki inanç farkları sebebiyle toplumun bir kesiminin ayrımcılığa uğramasına engel olmaktır. Dolayısıyla, bu kanun maddesinin ateistler aleyhine kullanılması aslında kanunun ruhuna aykırıdır, çünkü kanunun asıl koruması gereken şey ateistlerin, Alevilerin ve gayrımüslim vatandaşların maruz kaldığı türde haksızlıklardır. Çünkü yakın ve gerçek bir tehlike eğer varsa, İslam dinine inananlar için değil, inanmayanlar için vardır.

Eğer ateistlere yapılan hakaret ve haksızlıklar, ateistler için yakın ve gerçek bir tehlike oluşturmadığı gerekçesiyle suç kabul edilmiyorsa (ki aslında tehlike oluşturmaktadırlar, çünkü sıkça rastladığımız, oruç tutmayanların dayak yemesi ya da evrim teorisini öğreten öğretmenlerin baskılara maruz kalması gibi vakalar, toplumda ateistler aleyhine edilen bunca sözden güç alan eylemlerdir), o zaman Fazıl Say'ın, Sevan Nişanyan'ın ya da internetteki blog sayfalarında yazdıkları sebebiyle mahkum edilen onca ateistin sözlerinin inanırlar açısından yakın ve gerçek bir tehlike oluşturduğu nasıl iddia edilebilir?

Öte yandan şu da unutulmamalıdır ki, ateizm bir düşünce ve felsefe olarak dinlerin ve din bezirganlarının karşısındadır ve onları her zaman korkutmaya devam edecektir. Türkiye'de sadece Nişanyan ya da Say gibi toplumsal bilinirliği olan ateistler değil, mahallenizdeki komşunuz, okuldaki sıra arkadaşınız, işyerinizdeki meslektaşınız dahil hiçbir ateist yalnız değildir.

Bu bağlamda, ortadaki hukuki ve düşünsel çarpıklık ve çifte standarda tüm toplumun dikkatini çekmek istiyoruz.

Bir Grup Ateist

Sevgili "Bir Grup Ateist",

Sizler Nişanyan'ı sahiplenip söylediklerinin altına imza da atmışsınız ama Nişanyan Türkiye'nin son 11 yılda hiç olmadığı kadar özgürleştiğini, özgürlüğe kavuştuğunu söylüyor. Her alanda. Evet, ifade özgürlüğü anlamında da...

Ayrıca içinizde kendine "Atatürkçüyüm" diyenler var bildiğim kadarıyla. Nişanyan, Fazıl Say'ı destekleyen Atatürkçülerin desteğini almamayı hayırlı bir şey olarak görüyormuş. Bu kitlenin içinde olacağına Müslüman olurmuş, daha iyi.

Yani adamın kafa hala bi milyon... Özgür özgür yaşasın bırakın... Ben şahsen Nişanyan için "Yetmez ama evet" diyorum, sıradan bir ateist olarak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Adam islami kesimin daha önceden nefret beslediği tüm grupları dışlamaya çalışıyor.

Kemalistler, diğer ateistler, diğer dinsizler vb gibi.

Bence islamcıların kendini ayrı bir platforma koymalarını istiyor.

Gördüğüm kadarıyla islamcı radikallerden ve dindarlardan hiç kimse üzerine saldırmıyor.

Hedef göstermiyor.

Bu taktik iyi bir taktik.

Ancak diğer ateist ve kemalistleri yangına atıp üzerlerine basıp geçmek bana etik gelmiyor.

Sonuçta senle aynı kafadakiler dinciler değil ki,

Diğer kötülediğin adamlar senle aynı kafada.

Bu etik olmayan davranış bir yana, son derece akıllıca bir şekilde topluma kendini kabul ettirdi.

Hem de ağzı bozuk olmaısna rağmen.

Düşmanımın düşmanı benim dostumdur mentalitesi.

Ne olursanız olun birileriyle ortak düşman yaratırsanız, onlarla yakınlaşırsınız.

Akıllıca. Çok akıllıca.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili "Bir Grup Ateist",

Sizler Nişanyan'ı sahiplenip söylediklerinin altına imza da atmışsınız ama Nişanyan Türkiye'nin son 11 yılda hiç olmadığı kadar özgürleştiğini, özgürlüğe kavuştuğunu söylüyor. Her alanda. Evet, ifade özgürlüğü anlamında da...

Ayrıca içinizde kendine "Atatürkçüyüm" diyenler var bildiğim kadarıyla. Nişanyan, Fazıl Say'ı destekleyen Atatürkçülerin desteğini almamayı hayırlı bir şey olarak görüyormuş. Bu kitlenin içinde olacağına Müslüman olurmuş, daha iyi.

Yani adamın kafa hala bi milyon... Özgür özgür yaşasın bırakın... Ben şahsen Nişanyan için "Yetmez ama evet" diyorum, sıradan bir ateist olarak.

Bir garip enbesil, Tam Adnan lık,

Sevan canım benim bak o hücreye girdiğinde etrafına salak salak bakınma, ya burda da allah yokmuş deyip güzel gardiyanlarımızın gününü mundar etme sakın. Hem ordada cenabet gezme tüm kameralar kayıtta, mazallah kesiverirler.

Hem 13,5 ay çabuk beçer. Cübbeli de umrede, yazık oldu. Aziz i bile namaza alıştırmıştır. İçerde sana yoldaşlık ederdi. Yanında bulunman dolayısı ile hoca efendiden feyz alırdın da küfrün sebebiyle içerde yaptıklarından dolayı başın secdeden kalkmazdı.

A aymaz kafası binbeşyüz garip adam. Kemalistlere laf atarak Etyene sinyal gönderiyorsun ya durumun çok vahim. Artık o küfre bulaşmışlar la hasbihal etmiyor. Senin-bizim gibi kafirleri mi duyacak. A aymaz utanmaz. O Zaman koridorlarında ki toplu namaz ayinlerinde haberin de mi yok.

Not : Aymaz utanmaz,Enbesil tabirlerim adnan hocanın bize yaptığı hakaretlerin Sevan Nişanyana yansımasıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili "Bir Grup Ateist",

Sizler Nişanyan'ı sahiplenip söylediklerinin altına imza da atmışsınız ama Nişanyan Türkiye'nin son 11 yılda hiç olmadığı kadar özgürleştiğini, özgürlüğe kavuştuğunu söylüyor. Her alanda. Evet, ifade özgürlüğü anlamında da...

Ayrıca içinizde kendine "Atatürkçüyüm" diyenler var bildiğim kadarıyla. Nişanyan, Fazıl Say'ı destekleyen Atatürkçülerin desteğini almamayı hayırlı bir şey olarak görüyormuş. Bu kitlenin içinde olacağına Müslüman olurmuş, daha iyi.

Yani adamın kafa hala bi milyon... Özgür özgür yaşasın bırakın... Ben şahsen Nişanyan için "Yetmez ama evet" diyorum, sıradan bir ateist olarak.

Ben de "Bir Grup Ateist"e dahilim ve Atatürkçüyüm.

Bu kişiyi fazla bilen ve çok yakından takip eden biri olmamama rağmen, Atatürkçülük ve "Kemalizm" ile ilgili fikirlerinden haberdarım. Aslında, bu kişinin aldığı ceza ile ilgili bir bildiri yayınlama fikri gündeme getirildiğinde, kişinin siyasi kimliği ve ülkedeki geniş bir aydın kesimi tarafından sevilmemesi sebebiyle bunun uygun birşey olup olmayacağını düşünmedim değil. Ama sonra, bizim yaptığımız mücadelenin (düşünce özgürlüğü mücadelesi) siyasi kamplaşmalarla gölgelenmemesi gerektiğine karar verdim ve zaten aynı zamanda Fazıl Say'a da destek verdiğimiz bilindiğinden, maksadımızın siyaset dışı ve siyaset üstü olduğunun anlaşılacağını umdum. Bu yüzden de bu bildirinin gönderilmesine razı oldum.

Sonuçta, bu kişinin siyasi fikirleri kendisini ilgilendirir.

Hala bütün bu olan bitenlere rağmen ülkede özgürlük düzeyinin 10 yıl öncesine göre daha iyi olduğunu düşünüyorsa, bu kendi bileceği iş. Tüm bunları bolca düşünüp, ölçüp tartmak için vakit bulabileceği bir yere gidiyor çünkü kendisi.

Kendisine verilen cezayı kınayan bildiri yayınlama fikrimizi hala yanlış görmüyorum. Sonuçta bizim maksadımız siyaset değil. Bunun ise açık olduğunu ve anlaşılacağını umuyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben de "Bir Grup Ateist"e dahilim ve Atatürkçüyüm.

Bu kişiyi fazla bilen ve çok yakından takip eden biri olmamama rağmen, Atatürkçülük ve "Kemalizm" ile ilgili fikirlerinden haberdarım. Aslında, bu kişinin aldığı ceza ile ilgili bir bildiri yayınlama fikri gündeme getirildiğinde, kişinin siyasi kimliği ve ülkedeki geniş bir aydın kesimi tarafından sevilmemesi sebebiyle bunun uygun birşey olup olmayacağını düşünmedim değil. Ama sonra, bizim yaptığımız mücadelenin (düşünce özgürlüğü mücadelesi) siyasi kamplaşmalarla gölgelenmemesi gerektiğine karar verdim ve zaten aynı zamanda Fazıl Say'a da destek verdiğimiz bilindiğinden, maksadımızın siyaset dışı ve siyaset üstü olduğunun anlaşılacağını umdum. Bu yüzden de bu bildirinin gönderilmesine razı oldum.

Sonuçta, bu kişinin siyasi fikirleri kendisini ilgilendirir.

Hala bütün bu olan bitenlere rağmen ülkede özgürlük düzeyinin 10 yıl öncesine göre daha iyi olduğunu düşünüyorsa, bu kendi bileceği iş. Tüm bunları bolca düşünüp, ölçüp tartmak için vakit bulabileceği bir yere gidiyor çünkü kendisi.

Kendisine verilen cezayı kınayan bildiri yayınlama fikrimizi hala yanlış görmüyorum. Sonuçta bizim maksadımız siyaset değil. Bunun ise açık olduğunu ve anlaşılacağını umuyorum.

Gruba dahil olduğunu da kendini Atatürkçü olarak tanımladığını da biliyorum. Direkt sana hitaben yazmadım çünkü grupta başka Atatürkçüler de olabilir diye düşündüm.

Maksadınız siyaset değil, ama bildirinizin yayınlama ve kınama nedeniniz direkt siyasi, öyle değil mi? İktidar partisinin ülkeyi getirdiği hal sonucu bunları yaşıyoruz. Geçmişte böyle sorunlarımız yoktu. AKP ile mücadele etmek, tek ortak noktamız kısacası.

Sorun şu ki Atatürkçüler kullanılıyor.. Adam sizi sevmiyor ve sahiplenmenizi istemiyor, bunu bağıra bağıra söylüyor. Yıllardır olan bitenin sorumlusu bu insanlar zaten ve hala bu durumda bile, üstelik kendisine sorulmamış olduğu halde Kemalizm ve Atatürkçü nefreti kusuyor adam..

Bu gruptaki Atatürkçü ateistler emin olsun ki içlerindeki liberaller hiç de kamplaşmadan uzak falan değil, Atatürkçüleri de gayet güzel kullanıyorlar. Sevan'ın, sizin bildirinizde altına imza atmadığınız düşüncelerini canavar gibi, babalar gibi savunup yayıyorlar ve bu grubu da Sevan'ı desteklediği için güzel güzel kullanıyorlar.

Politikadan uzak kalmak, kamplaşmamak imkansız. Bunu herkes kabul etmek zorunda. Sevan etmiş, size ihtiyacım yok deyip kendini güzelce ayrıştırmış, üstüne de bir yığın küfretmiş yıllardır yaptığı gibi. Çok tutarlı...

Ateizm, politikadan uzak kalarak savunulamaz, anlatılamaz bu ülkede. AKP ile mücadele edecekseniz stratejiniz olmak zorunda. O stratejik yollar noktasında en temelden ayrıldığınız insanlarla bir yere varmak imkansızdır.

Ateistforum'da garip şeyler olmuş. Önemsiz gibi gördüğünüz şeylerin ne denli önemli olduğunu nasıl göremediğinizi hiç anlayamıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sorun şu ki Atatürkçüler kullanılıyor.. Adam sizi sevmiyor ve sahiplenmenizi istemiyor, bunu bağıra bağıra söylüyor. Yıllardır olan bitenin sorumlusu bu insanlar zaten ve hala bu durumda bile, üstelik kendisine sorulmamış olduğu halde Kemalizm ve Atatürkçü nefreti kusuyor adam..

Bu gruptaki Atatürkçü ateistler emin olsun ki içlerindeki liberaller hiç de kamplaşmadan uzak falan değil, Atatürkçüleri de gayet güzel kullanıyorlar. Sevan'ın, sizin bildirinizde altına imza atmadığınız düşüncelerini canavar gibi, babalar gibi savunup yayıyorlar ve bu grubu da Sevan'ı desteklediği için güzel güzel kullanıyorlar.

Fakat Fazıl Say'ı da desteklemiş olan bu grubun Atatürkçü üyeleri de diğerlerini kullanmış olmuyor mu?

Sonuçta olaya kim öbür tarafı kullanıyor diye bakmamak lazım, eğer ortaya çıkarılan iş iki tarafında da işine gelecekse.

Ateizm, politikadan uzak kalarak savunulamaz, anlatılamaz bu ülkede. AKP ile mücadele edecekseniz stratejiniz olmak zorunda. O stratejik yollar noktasında en temelden ayrıldığınız insanlarla bir yere varmak imkansızdır.

Ateizmin Türkiye'de politikadan bağımsız olarak savunulamayacağına inanmak istemiyorum. Belki bu bir saflıktır ve doğru olmadığı ortaya çıkacaktır, bilmiyorum. Eğer böyle birşey olursa da grupta kamplaşmalar olur ve inceldiği yerden kopar diyorum.

Ama bu durum tamamen somutlaşana kadar bu amaçtan vazgeçmenin bir gereği olduğunu da düşünmüyorum. Nitekim şimdiye kadar grupta yapılanları işin içine siyaset bulaştırmadan yapmaya çalıştık ve bunda da az çok başarılı olduğumuz kanısındayım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fakat Fazıl Say'ı da desteklemiş olan bu grubun Atatürkçü üyeleri de diğerlerini kullanmış olmuyor mu?

Sonuçta olaya kim öbür tarafı kullanıyor diye bakmamak lazım, eğer ortaya çıkarılan iş iki tarafında da işine gelecekse.

Ateizmin Türkiye'de politikadan bağımsız olarak savunulamayacağına inanmak istemiyorum. Belki bu bir saflıktır ve doğru olmadığı ortaya çıkacaktır, bilmiyorum. Eğer böyle birşey olursa da grupta kamplaşmalar olur ve inceldiği yerden kopar diyorum.

Ama bu durum tamamen somutlaşana kadar bu amaçtan vazgeçmenin bir gereği olduğunu da düşünmüyorum. Nitekim şimdiye kadar grupta yapılanları işin içine siyaset bulaştırmadan yapmaya çalıştık ve bunda da az çok başarılı olduğumuz kanısındayım.

Mantık ateizmi siyaset yapmadan savunmanın imkansızlığı konusunda sorumlu siz değilsiniz.

Siz istediğiniz kadar nötral ve bilimsel olmaya ve politika yapmamaya çalışın, karşı taraf İslam'ı politikaya karıştırdığı için sizin her iddianız politik bir yaklaşım olarak değerlendirilecektir. Bunu önleyemezsiniz.

Kaldı ki her konunun politikası yapılır ve ülkemizde yapılmaktadır.

Ateizm ülkemizde politik bir güç olamayacak kadar azınlıktadır. Dünyada bile ateistlerin politik bir güç oluşturduğu ülkeler sayılıdır.

Yani siz ateizme nasıl yaklaşırsanız ve onu nasıl lanse ederseniz ediniz, bir tür suçlanacaksınız. Bunu kabul etmek zorundasınız.

Bu da ateistlerin davranış repertuvarlarını sınırlayacaktır. Ne yaparsanız yapınız bu handikapı aşamazsınız.

Bu nedenlerden ateistler hem ülkemizde hem de dünyada bütün insanların haklarını korumaya çalışmalı ve ateizmi ön planda savunmamalıdırlar.

Bizim bütün yapacağımız hükümetin laiklik yasalarına uymasını sağlamaktır. Tek başına bu bile imkansızdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fakat Fazıl Say'ı da desteklemiş olan bu grubun Atatürkçü üyeleri de diğerlerini kullanmış olmuyor mu?

Sonuçta olaya kim öbür tarafı kullanıyor diye bakmamak lazım, eğer ortaya çıkarılan iş iki tarafında da işine gelecekse.

Fazıl Say'ı desteklemek veya desteklememek konusunda ne durumda oldukları, onların sorunu. Türk tipi liberalin ahlak sorunu zaten vardır, liberallik ahlaki bir tutumdur zaten. Yani AKP'yi canhıraş savunmuş, Kemalizm'i tümüyle birlikte yok edip karşı devrim yapmaya yemin etmişleri desteklemiş güruh bu. Hemen hepsi Kürtçü ayrıca. Şimdi bu insanlardan sağlıklı bir tutum beklemek akıl işi mi?

Fazıl'ı desteklemek onlara prim yaptıracağı, "amanın da ne tarafsız, ne rahat, ne özgürlükçü insanlar" dedirteceği için atlamışlardı. Kusura bakmasın kimse, gerçekler bunlar. Onları çok iyi tanıyoruz.

Bu insanlar sinsidir, güvenilmezdir. Sen susarsın, onlar sinsice yapar propagandasını. Bunları çok kereler konuştuk

Ateizmin Türkiye'de politikadan bağımsız olarak savunulamayacağına inanmak istemiyorum. Belki bu bir saflıktır ve doğru olmadığı ortaya çıkacaktır, bilmiyorum. Eğer böyle birşey olursa da grupta kamplaşmalar olur ve inceldiği yerden kopar diyorum.

Ama bu durum tamamen somutlaşana kadar bu amaçtan vazgeçmenin bir gereği olduğunu da düşünmüyorum. Nitekim şimdiye kadar grupta yapılanları işin içine siyaset bulaştırmadan yapmaya çalıştık ve bunda da az çok başarılı olduğumuz kanısındayım.

Uzatmayacağım, grupta kimler olduğunu bile bilmiyorum. Sadece senin olduğunu biliyorum ama bildirinizden anladığım, liberallerin de olduğu ama Nişanyan'ı Nişanyan yapan esas düşünceleri ve verdiği zararı görmeni istedim. Yoksa isteyen istediğiyle çalışır, birlik olur, ayrılır vs vs.. Benim düşüncelerim de yaklaşımım da zaten belli, her zaman da belirttim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

politika, bir amaca ulaşmak için izlenilen yol demektir.

nedir amaç? ateizmi yaymak, onu hakim görüş kılmak için propagandasını yapmak mı?

neticede menfaat ve fayda sağlamak üzere bir politika izlenir. bu menfaat ve fayda bireysel olmanın çok ötesinde, tüm insanlığın ilerlemesi ve hak ettiği ölçüde medeniyet yolunda aşama kaydetmesidir.

tarihe baktığımızda uygarlığın ilerlemesi bilimin gelişmesiyle paralellik göstermektedir. bilim ve felsefe geliştiği ölçüde insanlık bir hayat sıçrayışı gerçekleştirmiş, bilimin durgun zamanlarında yine ona paralel seyir izlemiştir medeniyet.

bilimsel materyalist felsefe, idealizm karşısında kesin bir galibiyet kazanmıştır. materyalizm tarafından idealizm tarihin çöplüğüne atılmıştır. yeri de artık orasıdır. bunun uzantıları insan hakları, yaşam standartları üzerinde etkili olmuştur tabii ama geniş halk kitleleri bunu benimsemekte çok gecikmiştir ve hala uzak bir gelecekte olsa dahi benimseyeceğe benzememektedir hazır hal ve vaziyette.

şüphesiz ki metafizik düşünce, metafizik derken kapsama alanına tüm semavi ve diğer küçük çaplı olan her bir dini alarak söylüyorum, artık tarihin çöplüğünde yerini almış olması gerekirken, hala çok taraftar topluyor ve geniş halk kitleleri tarafından kabul görüyor. zaten aksi beklenemezdi.

neyse, zaten siyaset denen kurum neden vardır? hali hazırda toplumu çoban misali gütmekten başka hangi amaca hizmet eder. medeniyetin gelişmesi hususunda ne gibi katkıları vardır? belki ütopik düşünüyorum ama çok daha öte bir uygarlık tahayyül ediyorum ve bu ütopyayı ifade etmedim ama etmekte zor zanaat gerçi.

ama şuna tastamam katılıyorum ki islam kendi haline bırakılamaz. isteyen inansın, herkesin dini kendine, tanrısıyla kendi arasındaki kişisel ilişkidir, ötesi yoktur diyemem. islamla kesinlikle mücadele edilmesi şarttır, elzemdir ve insanlık için farzdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...