Jump to content

Müslüman'ın ''Vatan Sevgisi''


Recommended Posts

  • İleti 48
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Yalancı herif.

Aktif bir şekilde işgale karşı ayaklanmadınız.

Direndiniz.

Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu direniş örgütünü terör örgütü ilan etti padişah ve size uymayın fetvası verildi.

Camilerden hutbelerle padişah ve yandaşları sizi uyutup durdu.

Hacılara hocalara inandınız.

En sonunda kapınıza düşman dayandığında ayaklandınız.

Onda da siz ğısırıklar değil, nene hatun gibi, sütçü imam gibi yeter ulan canıma tak etti diyenler ayaklandı.

Sonra ne oldu?

Hazır örgütlenmiş direniş güçlerine katılmaya koştunuz.

Sen ne sanıyorsun Atatürk gibi biri cephane taşımasını, asker üniformasını hesap edemedi de mi herkese görev ve elbise yetmedi sanıyorsun?

Hayır, sonradan katıldığınız için sizlerin büyük çoğunluğunuz lojistiğe verildi.

Yemeğe, aşa ona buna verildi.

Ordunun planlarını alt üst ettiniz.

Yardımınız oldu ama zaten sizsiz de planlanmıştı savaş.

Öyle ayaklanma olduğu gün hepiniz eğitimli asker mi oldunuz sanıyorsun?

Eğittiler.

Asker eğitti Atatürk aylarca, yıllarca.

Yumurta kıçın ağzına geldiğinde koşun, ondan sonra küstahça zaferi sahiplenin.

Çanakkalede o kadar şehit sizin yüzünüzden verildi.

Muharebelerdeki şehitler sizin yüzünüzden oldu.

Çünkü zamanında padişahı bırakmadınız.

Biat etmeyi bırakmadınız.

Bırakmadığınız için gücünüzü katmadınız.

Sana gerçekten çok kötü küfredesim var.

Ahlaksız herif.

Atatürk Şeriatı Övdü, Dini Kullandı

Taha Akyol: Atatürk Şeriatı Övdü, Dini Kullandı

“Atatürk dini, Milli Mücadele yıllarında siyaseten kullandı. “Kanun-i Esasi’miz Kur’an’dır. Allah’ın emirlerine uymadığımız için geri kaldık” dedi.”

... “Meclis’i öyle bir İslâmi gösterişle açtı ki, Atatürk’e göre çok muhafazakâr olan Karabekir “bu kadarı fazla” dedi. Bunu, ahaliyi kazanmak için yaptı.”

“Milli Mücadele’den sonra ise laiklik yolunda ilerledi. “Biz gökten indiği zannedilen kitaplara göre değil, hayatın gerçeğine göre politika yapıyoruz” dedi.”

Yazar Neşe Düzel’in Taha Akyol ile yaptığı bir söyleşi:

Atatürk hilafete de son verdi. Hilafetin kaldırılması nasıl tepkilere yol açtı?

Hilafetin 1924’te kaldırılmasına en önemli tepki Şeyh Sait İsyanı’dır. Sünnilikte devlete, sultana isyan etme geleneği yoktur. Bu yüzden Mustafa Kemal gibi ülkeyi kurtaran bir başkomutana, laik otoriteye Anadolu’da isyan olmadı. Ama hilafet kalkınca Şeyh Sait İsyanı oldu.

Atatürk’ün dinle ilişkisi nasıldı?

Başta beri emsallerine göre din anlayışı daha mesafelidir ama dinin toplumsal ve siyasi açıdan öneminin de farkındadır. Atatürk dini siyaseten kullanmayı çok iyi başardı. Atatürk’ün şeriatı öven sözleri vardır. Mesela “Bizim kanun-i esasimiz (anayasamız) Kur’an-ı Kerim’dir” dedi. “Allahın emirlerine uymadığımız için geri kaldık” da dedi. Ayrıca, “Hz. Muhammed’in yüce şeriatı” diye yaptığı konuşmalar var. “Cenab-ı Hak insanları yaratırken” diye bir konuşması var. Bu konuşmalar hep Milli Mücadele sırasında oldu. Atatürk, “antiemperyalizm” sözlerini de hep Milli Mücadele sırasında söyledi.

Milli Mücadele’den sonra nasıl değişti?

Milli Mücadele’den sonra ise laiklik yolunda ilerledi. Zaten “anayasamız Kur’an’dır” diyerek laiklik olur mu? Olmaz. O zaman da, “Biz gökten indiği zannedilen kitaplara göre değil, hayatın gerçeklerine göre politika yapıyoruz” dedi. 1937’de Meclis’i açış konuşmasında, “tabiat insanı yarattı” dedi. Ama şu var! Atatürk’ün orada öyle, burada böyle söyleyen biri gibi görünmesi beni rahatsız eder. Çünkü onu böyle ele almak, bizi bilimsel tarih analizinden uzaklaştırır. Biz, dönemlerin nasıl değiştiğini ve bu değişimleri Mustafa Kemal’in nasıl etkilediğini ve kendisinin de yaşanan değişimlerden nasıl etkilendiğini incelemeliyiz. Mesela Atatürk Libya’da savaşırken imparatorluk için savaşıyordu. O dönemde Padişah Vahdettin’e “ayağınızın tozuna yüz sürmeye hasretim” gibi Anadolu’dan gönderdiği telgraflar vardır.

Padişaha mı yazıyor?

Tarihçi Sina Akşin, “Bunu yazan M. Kemal olmasa, neredeyse ‘bende’ üslubuyla yazılmış diyeceğim” diyor. Ama M. Kemal o dönemde de saltanata karşıdır. Benim, onun ‘kurmay’ tarafı dediğim de budur zaten. O günün şartlarının taktiğini uyguluyor o. Mesela arkasından da Lozan’da İngilizlere karşı İslâm’ı kullanıyor. Ayrıca İngilizleri yumuşatmak için “Avrupalı Türkiye” tanımına da başvuruyor. “Avrupa’nın hududu Türkiye’nin doğusunda biter” diye konuşmalar yapıyor. Avrupa’da faşizm güçlenmeye başlayınca da İngilizlerle müthiş bir ittifak çalışması yapıyor. sol Kemalistler, Atatürk’ün 1930’larda İngiltere ile ittifak yapmak için nasıl canla başla uğraştığından hiç bahsetmiyorlar, İsmet Paşa’yı suçluyorlar.

Niye?

Bu, ideolojik davranmaktır. Sol Kemalistler, “Atatürk hiçbir emperyalist devletle ittifak yapmadı. Saat dokuzu beş geçe emperyalizm Türkiye’ye girdi. Çünkü, İnönü geldi” diyorlar. Oysa Atatürk İngiltere’yle ittifak yapıyordu, ömrü yetmedi. 1939’da İnönü ittifakı imzaladı. Zaten biz hep 1920’lerden bahsediyoruz. 1930’lardan hiç bahsetmiyoruz. Bu tarihçilik değildir.

Ama şundan da pek söz etmeyiz. 23 Nisan 1920’de Meclis’i dualarla açtığı anlatılır. Atatürk niye yaptı bunu?

Meclis’i öyle bir İslâmi gösterişle açtı ki. Atatürk’e göre çok muhafazakâr olan Karabekir bile “bu kadarı fazla” dedi. Mesela Meclis’in 22 nisan perşembe günkü açılışını 23 nisan cumaya aldı. On beş gün önceden telgraflarla Anadolu’ya genelgeler gönderdi. “Meclis’i cuma günü açacağız, bunun için şu kadar dua okunacak. Şu kadar nafile namazı kılınacak ve bunlar camilerde cemaate ve meydanlarda halka ilan edilecek” dedi.

Meclis’i niye İslâmi gösterilerle açıyor?

Bu politik bir davranış. İstanbul’da halife var ve Milli Mücadele’nin aleyhine fetva yayınlamış. Mustafa Kemal’in o dönemde bütün ahalinden destek toplayabilmesi için, kendisinin o fetvada anlatıldığı gibi “şeriata ve halifeye karşı çıkan biri” olmadığını, aksine şeriatı ve halifeyi kurtarmaya çalışan biri olduğunu ispat etmesi lazım. Çünkü İstanbul’da yayınlanan fetvalardan ötürü Anadolu’da bazı iç isyanlar çıkıyor. Mustafa Kemal de, “hayır, ben İstanbul’un söylediği gibi laislâmi bir hareket değilim. Aksine ben daha İslâmi bir hareketim” mesajını vermek istiyor. Aradan iki yıl geçiyor ve Sakarya zaferi kazanılıyor. Meclis’te bir müezzin Mustafa Kemal’in gelişi şerefine ezan okumak istiyor. Onu haşlıyor. “Ezanın yeri burası değil, camidir. Oraya git” diyor. Gücü eline geçirince laikliğe doğru yürümeye başlıyor. Çünkü onun kafasındaki esas model Batılılaşmak!

Atatürk’ün din adamlarıyla ilişkisi nasıldı?

“Din adamlarını, hocaları sevmem” diyor ama özellikle Milli Mücadele sırasında İstanbul fetvasına karşı, o da 90 küsur imzayla din adamlarının fetvasını aldı. Böylece Milli Mücadele’yi İslâmi bakımdan meşrulaştırarak halkın desteğini almayı başardı. Din adamlarıyla ittifak zaferden sonra bozulmaya başladı. Zaten Atatürk için laiklik, demokrasiden önce gelir. Milli Mücadele sırasında İstanbul’dan yardım almak ve halkı etrafında toplamak için Abdülhamit’ten daha İslâmi bir politika uyguladı ama. O her zaman Batılı hayat tarzını benimsedi.

Peki, demokrasiyi gözardı etmek Batılı hayat tarzıyla çelişmedi mi?

Hayır. Çünkü Batılı hayat tarzının içinde mutlaka demokrasi vardır düşüncesi bizim bugünkü düşüncemizdir. O zamanki Batılı hayat tarzı “gardırop devrimi” denen türde bir Batılılaşmaydı. Şapka devrimi, balolar vb. Batılılaşalım derken, alt yapı devrimleri ve ekonomi fazla öncelikli değil. “Fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirelim ama o nesiller Atatürk’ün sözlerine iman etsinler” inancı var. Unutmayın ki o dönemin Batısı aynı zamanda faşizmin yükseldiği bir Batı’ydı. Dünyada Büyük Buhran’dan sonra liberalizm gözden düşmüştü. CHP’nin altı oku müzakere edilirken, Atatürk, Şükrü Kaya’ya “Şükrü Beyefendi siz iktisadi doktrinler uzmanısınız. Liberalizm ne demek” diye soruyor. Şükrü Kaya, “Liberalizm sömürge ekonomisidir” diye cevap veriyor. Atatürk, “O zaman biz liberal olmayacağız” diyor.

Atatürk liberalizmi Şükrü Kaya’dan mı öğreniyor?

Liberalizmin ayrıntılarını bilmediği kanaatindeyim. Atatürk’ün okuduğu kitaplar daha çok dil ve tarih meseleleriyle ve ulus oluşturmakla ilgilidir. O’nun aydınlanma kaynağı Fransız jakobenizmidir, Voltaire’dir, Rousseau’dur. İngiliz liberalizmini okuyan ise İsmet Paşa’dır. Size Gagavuz Türklerinin olayını anlatayım. Hamdullah Suphi, “Türkçe konuşan Hıristiyan Gagavuz Türklerini Türkiye’ye alalım” diye rica ediyor. Atatürk kabul etmiyor. Ama Türkçe bilmeyen Boşnakları alıyor. Çünkü, din farkı sosyal entegrasyona engel olabilir diye düşünüyor. Bakın. Laik cumhuriyet, vatandaşını dine göre tanımlamıştır. Azınlık ne demektir? Gayrımüslim demektir. Kürt yok ne demektir? Türk ve Kürt, ikimiz de Müslümanız demektir.

Vatandaşlık tanımını dine göre yapmak laiklik tanımıyla bağdaşır mı?

Bu, dinin referans olarak alınması değildir. Bu, Müslüman ahalinin ulus-devlet için daha sağlam bir zemin oluşturduğunu düşünmekten kaynaklanan siyasi bir tavırdır. Müslüman ahaliye dayanan bir ulus-devletin daha sağlam olacağını düşündü Atatürk. Gayrımüslim Türkleri yani Gagavuzları almadı, ama Türkçe bilmeyen Boşnakları aldı. Anadolu o sırada boştu.

Atatürk, dinin ve din adamlarının laiklik için bir tehlike olacağını mı düşünüyordu?

Evet. Hem Atatürk’ün hem de onu takip eden Kemalistlerin “Laiklik elden gidiyor” endişeleri vardır. Kemalist yazar Yakup Kadri, Panorama romanını “Türkiye demokrasiye geçiyor, yobazlar iktidara geliyorlar ve ilericileri kıtır kıtır kesiyorlar” diye bitiyor. Bu bir psikolojiyi gösteriyor.

Bu psikolojiyi kim yarattı?

Resmî ideoloji yarattı. Kemalist yönetim halk yerine devlet güçlerine dayandı. Böyle olunca da halka şüpheyle bakıldı. Şevket Süreyya, “Kemalist bürokrasi, 1920’lerin ortasından itibaren halktan kopuk bir bürokratik hizip haline geldi” der.

Atatürk döneminde mi bu hale geldi?

Atatürk döneminde tabii. Muhalefet olmadığı için yönetimde sorumsuzluk ve yolsuzluk almış başını gitmiş. 1926’da Ahmet Ağaoğlu Atatürk’e bir rapor veriyor. “Paşam, partiniz yolsuzluğa battı” diyor. Atatürk halktan ne kadar kopulduğunu görüyor ve muhalif bir fırka kurmaya karar veriyor. “Bunlar yanlış giden işleri söylesinler ve iktidar kendini düzeltsin” diyor. Ama bu muhalefet partisi halkta öyle bir ilgi patlaması yapıyor ki, “rejim elden gidecek” kaygısıyla hemen partiyi kapattırıyor.

Demokrat Parti örneği aslında Atatürk döneminde Serbest Fırka’yla mı yaşanıyor?

Bu, tarihsel olarak da, kadro olarak da böyledir. Serbest Fırka’nın İzmir il başkanı Adnan Menderes’tir.

Atatürk döneminde komünistler de baskıyla karşılaştı. Atatürk komünizm hakkında ne düşünüyordu?

Komünizme karşıydı. Atatürk partisinin ideolojisini Kemalizm olarak benimsedi. Atatürk Kemalizm sözünü benimsedi ve kullandı. CHP’nin 1932 programında “partimizin fikriyatı Kamalizmdir” diye yazılıdır. Ses uyumu açısından o dönemde Kamalizm deniyor. Atatürk Kemalistti ve Kemalizm sözü onun döneminde geliştirildi.

Daha sonra komünistleri yakalatacak olan Atatürk, Sovyetler Birliği ile Kurtuluş Savaşı sırasında çok dostane bir ilişki sürdürdü. O dostluğu sürdürürken de mi komünizme karşıydı?

Kesinlikle karşıydı. Atatürk Sovyetlerle dostluk ilişkilerine her zaman önem verdi ama bu dostluğu Kurtuluş Savaşı sırasında bir ideolojik ittifak gibi pazarladı ve Sovyetlerden yardım aldı. Hatta Moskova’dan para ve silah yardımı almak için 1921‘de komünist Bolşevik eğilimli halk zümresinin programını kendi halkçılık beyannamesi olarak yayınladı. Moskova’dan yardım alınmasaydı, Milli Mücadele belki başarılamazdı. Sakarya Savaşı bittikten sonra Moskova’nın yardımına ve Meclis’teki solculara ihtiyacı kalmadı ve solcular tutuklanmaya başladı. Mustafa Kemal pragmatiktir. Atatürk’ün bir politikacı olduğunu dikkate almak lazım.

Politikacılığı dikkate alındığında ne değişiyor, ortaya ne çıkıyor?

Mesela Atatürk’ün gazeteciler tarafından çok kullanılan bir sözü daha vardır. “Basın hürriyetinden ortaya çıkacak olan sakıncaların çaresi yine basın hürriyetidir” diye. Oysa Takrir-i Sükûn döneminde basının nasıl yasaklandığını gazeteci Ahmet Emin Yalman anlatır. Atatürk’ün politik şartlara göre söylediği sözler vardır. Bir de içinde bulunduğu şartlara göre yaptığı uygulamalar vardır. Mesela Atatürk ömrü boyunca milliyetçi oldu. Ama şartlara ve dönemlere göre, milliyetçiliğinin içeriği değişti. Bu içerik, zaman içinde Osmanlı milliyetçiliği, daha sonra İslâmi bir milliyetçilik, arkasından daha Anadolucu bir milliyetçilik, onun arkasından da daha Türkçü bir milliyetçilik oldu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Postit.

Nekadar zavali birisisin. Hepiniz Islami översiniz , Muhammedi översiniz , Seriati översiniz ama Cocuklarinizi Kanadaya okumaya yollarsiniz.

Avrupaya gitmek icin birbirinizi öldürüsünüz.

Müslüman oldugunuz halde Kafirlerin ülkesinde yasarsiniz. Cok Hosgörülü ve baris Dinine sahip oldugunuz halde 1400 senden beri birbirinizi öldürüyorsunuz.

Peygamberin bir tecavüzcüydü.

Senin gibi Insanlardan hicbirsey beklenmez. Cok övünürsünüz ama hep Kafir sirtindan yasarsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yeri gelir Atatürk'e ateist dersiniz,dinsiz imansız dersiniz yeri gelir kötülemek için herşeyi yaparsınız ama o vatanı kurtardı yepyeni bir devlet kurdu,ibadetiniz özgürce yaptınız ama iş karalamay gelince aynen devam.Atatürk adını mevlütlerden de çıkardınız (Bence bir mahzuru yok ) ama unutturma çabalarından biri ise bu bende karşıyım. Sahi neden Bazıları Atatürkten gocunuyor...İngilizlerin yıllardan beri yeni yeni sürdüğüiçinizdeki ve dışarıdaki Lawrence'ların çalışmaları sonucu mu? Atatürk zeki insandı elbette savaşta kullanılması gerekn ne varsa kullanacaktı.Yüzde doksanı cahil okumamış koskoca bir halka sizin allahınızada peygamberinizede diye saydıracak hali yoktu.İlk olarak Kuranı tercüme ettirdi din yobazlarının bir düşmanlığı da bu yüzdendir zaten..Millet okuyan anladı düşünmeye başladı.

tarihinde ziobelle tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yanlı yazılara bakın siz :)

Artık din pompalanacak ya topluma.

Geriye dönük, "aslında şöyleydi, böyleydi" yalanları bol bol sıralanıyor.

Dini ilk başta kullandı ve sonra yoketti diyelim.

Sen nasıl hayattasın?

Bana bunu anlatır mısın?

Hepinizi neden kesmedi bu adam?

Korktuğundan mı?

Hayır.

Sovyetler alkış bile tutardı katletseydi hepinizi.

Tüm batı desteklerdi onu.

Neden yapmadı?

İşte bu soru sizin pislik yalanlarınızı ortaya çıkaran soru.

Bunlar da zannediyor ki, Atatürk dalga dalga bunların üzerine gitti de bunlar direndi.

:)

Kendilerine gösterilen insanlığa düşmanlık besliyorlar.

Yalan söylüyorlar.

Üç kağıt yapıyorlar.

Şimdi Arşivleri ele geçirdiler.

Yayınlayabiliyorlar mı?

Yayınlayamıyorlar.

Yemiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yanlı yazılara bakın siz :)

Artık din pompalanacak ya topluma.

Geriye dönük, "aslında şöyleydi, böyleydi" yalanları bol bol sıralanıyor.

Dini ilk başta kullandı ve sonra yoketti diyelim.

Sen nasıl hayattasın?

Bana bunu anlatır mısın?

Hepinizi neden kesmedi bu adam?

Korktuğundan mı?

Hayır.

Sovyetler alkış bile tutardı katletseydi hepinizi.

Tüm batı desteklerdi onu.

Neden yapmadı?

İşte bu soru sizin pislik yalanlarınızı ortaya çıkaran soru.

Bunlar da zannediyor ki, Atatürk dalga dalga bunların üzerine gitti de bunlar direndi.

:)

Kendilerine gösterilen insanlığa düşmanlık besliyorlar.

Yalan söylüyorlar.

Üç kağıt yapıyorlar.

Şimdi Arşivleri ele geçirdiler.

Yayınlayabiliyorlar mı?

Yayınlayamıyorlar.

Yemiyor.

Yahu ne biçim bir mantığın var :) hepinizi neden kesmedi diye soru mu olur :) ahali müslüman hepsini kesse kimi yönetecek bu adam :)

Resmi tarihin kemalizmin kurduğu tarih doğru bizimki yanlış dimi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yahu ne biçim bir mantığın var :) hepinizi neden kesmedi diye soru mu olur :) ahali müslüman hepsini kesse kimi yönetecek bu adam :)

Resmi tarihin kemalizmin kurduğu tarih doğru bizimki yanlış dimi.

Cok Müslüman bir davranis yaptigin. Kendi bilgin 0 sadece baskalarin dediklerini yutmusun. Senin Dinin iyi olsa Müslüman ülkelerindeki durumlar iyi olurdu.

Türkiye Müslüman ülkelerin arasinda en gelismis olmasi Atatürke borclusunuz.

Ama senin gibi Müslümanlar gözlerini ve Kullaklarini genelde kapali tutarlar ve hayal dünyasinda yasarlar.

Peygamberi bir tecavüzcü olan insanlardan baska birseyde beklenmez

Link to post
Sitelerde Paylaş

Başbakanımız bir gün AKP yerine Ak Parti denilmesini istemişti.

Muhtemelen Pkk ve Akp nin söylenildiğinde ses olarak benzeşmesi, belki oy kaybına sebep olur düşüncesi ile..

Daha sonra Taha Akyol Bey, bir köşe yazısında Ak Parti yerine sürekli AKP yazmıştı..

Ertesi gün ki köşe yazısının yarısı, Başbakanımızdan özür dilemekle, neden Akp dediği açıklamaları ile doluydu..

Komik bir durum...Şahsen ben kendisini pek ciddiye almam.. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yahu ne biçim bir mantığın var :) hepinizi neden kesmedi diye soru mu olur :) ahali müslüman hepsini kesse kimi yönetecek bu adam :)

Resmi tarihin kemalizmin kurduğu tarih doğru bizimki yanlış dimi.

Ahali müslüman değil.

Bak iki tür müslüman vardır.

Birincisi, dinini kendi halinde yaşayan ve efendi insanlar.

İkincisi senin gibi dinini her tarafa bulaştırmaya çalışan nispet yapan dangalaklar.

Senin gibilerin oranı %10'dur.

Ve yok etmeye gerek yok.

Zaten yok oluyorsunuz.

Bak baş örtülü kızlarınıza.

Makyajlar, pantolonlar, kadınsılığı gösteren hatlar elbiselerde görünüyor.

İşte yok oluşun bu senin.

Gücün yetiyorsa durdur.

20 yıl içinde baş örtüsü kalmayacak.

Bir tarafın yiyorsa durdur.

Din mastürbasyoncusu seni.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cok Müslüman bir davranis yaptigin. Kendi bilgin 0 sadece baskalarin dediklerini yutmusun. Senin Dinin iyi olsa Müslüman ülkelerindeki durumlar iyi olurdu.

Türkiye Müslüman ülkelerin arasinda en gelismis olmasi Atatürke borclusunuz.

Ama senin gibi Müslümanlar gözlerini ve Kullaklarini genelde kapali tutarlar ve hayal dünyasinda yasarlar.

Peygamberi bir tecavüzcü olan insanlardan baska birseyde beklenmez

Vallahi Atatürk olmasaydı babanız kim olurdu deyip anasından şüphe duyanların peygambere laf atması çok komik.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Vallahi Atatürk olmasaydı babanız kim olurdu deyip anasından şüphe duyanların peygambere laf atması çok komik.

Ben laf atmiyorum güzel arkadasim. Ben kanitlanmamis seyler üzeri konusmam, yalan söylemem , iftira da etmen.

Ben sonunda Müslüman degilim, yalan söylemek sizin isiniz bunu kendine cok iyi biliyorsun ama bunu kabunllanmaya ve acikca söylemeye sizde yürrek nerde.

Kanit.

http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=55125

Farkindasan tecavüs konusuna bir Müslüman bilem Cevap vermemis. Nerdesinizi ? Ne oldu ? Sizin gibi iki suratli yaratik ben görmedim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne o tayipçimi oldunuz birden :)

Biz hak neyse onu söyleriz. Tayyip mayyip anlamam ben.

Ne alakası var anlamadım ki Tayyipçi olmakla olmamakla?

Başbakanımız halkın gözünün içine baka baka yalan söylüyor diyorum ben.

Laik olan Müslüman olamaz diyordu bir zamanlar şimdi ise laikliği savunuyor.

Teröristle görüşen şerefsizdir demişti, sonra görüştük dedi..

Van münit derken sayın mağdumlarının gemiciği İsrail limanlarında ticaret yapıyordu.

Forbes kendisini dünyanın yine 8. zengin lideri seçti oysa Başbakanımız Wikileaks ta sızan İsviçre bankalarındaki milyarı olduğunu yalanladı..

Hani Atatürk milleti din temelli kandırdı ise Başbakanımız bu anlamda Atatürk ü geçti diyorum ben..

Gerçekler acıdır ve acıtır.. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...