Jump to content

Nasıl beceriyorsunuz?


Recommended Posts

İnsanlık tarihinde binlerce Tanrı vardır.

Bunları dikkatle incelersen aralarında bir baba/baş/ana/kral tanrı olduğunu görürsün.

Diğerleri ya oğludur ya da yaratmış olduğu diğer Tanrılardır.

Bak hala uydurduğu diyorsun...

Buna takılma..İsmi ne olursa olsun, varlığı açıklamak adına, bir ilk sebep teşkil ediyorsa adı varsın Tanrı olmasın..

Aynı kapıya çıkar..

Biz burada güneş etrafında dolaşan bir çaydanlıktan bahsetmiyoruz veya birilerinin garajındaki ejderhadan..

Sen diyorsun ki var olanı benim tanrım cuvcuv yarattı ben diyorum ki benim tanrım xmen yarattı.

İkimizden birinin uydurma olması, diğerinin gerçekliğini etkilemez.

Ama sen buradan yola çıkarak diyorsun, ikimizinki de uydurma..

Tamam, o zaman ikmizinki de uydurma, o halde biz, evren, dünya, galapagos adaları vs vs adaları nasıl oldu..

Sen bana açıklama getiriyorsun, işte BigBang ten başlıyorsun..

Bir diğeri de diyor ki ne bigbang i plazma evren, yok kütle çekimsel teori, yok yok hayır m teoris vb..

E nooldu şimdi? Hepsi uydurmam mı?

Bu mantıkla bir yere varılmaz...

Sonra devam ederim, pc den ayrılmam lazım..

Bu tartışamanınn herzaman vardığısonuç bellidir. O halde kestirmeden gidelim.

''Herşeyin bir ilk nedeni olmak ozrudna ise ve herşeyin ilk nedeni tanrı ise, tanrının ilk nedeni nedir''

Burda tıkanacak konu.

sen ''tren-lokomatif'' örneğini vereceksin.

Ben Lokomatifin moruna ordan motorun parçalarına inerek bu argünanı bozucam, başka örnek gelecek. böyle gidecek...

Sonuçta ''ilk neden'' argümanın baştan sona hatalı olduğunu ya göreceksin ya göremiyeceksin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 75
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Sinek vardır..(kesin kanıt)

Sinek kendi kendine olamıyor(kesin kanıt)

O halde Tanrı vardır..

Oluyorsa buyur göster..

Sineğin kendi kendine olmadığına dair hiçbir kesin kanıt yok -varsa göster.

Ben ''sinek vardır'' derken herkesin gördüğü birşeyi söyledin, kanıt sunmaya ihtiyaç duymadım. Çünki herkes bir sinek görmüştür.

Ancak kimse ''sineğin kendi kendine olmadığını'' görmedi, buna kanıt lazım.nerde?

tarihinde ad hominem tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sineğin kendi kendine olmadığına dair hiçbir kesin kanıt yok -varsa göster.

Ben ''sinek vardır'' derken herkesin gördüğü birşeyi söyledin, kanıt sunmaya ihtiyaç duymadım. Çünki herkes bir sinek görmüştür.

Ancak kimse ''sineğin kendi kendine olmadığını'' görmedi, buna kanıt lazım.nerde?

Abiyogenez gösterildi de bizim mi haberimiz yok?

Sineğin kendi kendine olduğunu da görmedi..

Ben de var olanı, bir sineği kanıt olarak sunuyorum :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Abiyogenez gösterildi de bizim mi haberimiz yok?

Sineğin kendi kendine olduğunu da görmedi..

Ben de var olanı, bir sineği kanıt olarak sunuyorum :)

Peki ,insanlık tarihi boyunca milyonlarca kişinin ölümüne sebep olan mikropları, virüsleri de senin allahın mı yarattı?

Eğer yarattıysa, hangi amaçla yarattı bu mikropları, virüsleri.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki ,insanlık tarihi boyunca milyonlarca kişinin ölümüne sebep olan mikropları, virüsleri de senin allahın mı yarattı?

Eğer yarattıysa, hangi amaçla yarattı bu mikropları, virüsleri.

He o yarattı, nufus kontrolü için :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Abiyogenez gösterildi de bizim mi haberimiz yok?

Sineğin kendi kendine olduğunu da görmedi..

Ben de var olanı, bir sineği kanıt olarak sunuyorum :)

Ben sineğin ekndi kendine varolduğunu idda etmedim. İnce çizgilere dikkat et. ''olamayacağına dair kesin kanıt YOK'' dedim.

Kesin olan şey sinğin varlığı.

Elimizde bir sinek var.

Bede hiçbir iddia yok

Sen ilk iddiayı atıyorsun ''bu kendi kendine olamaz''

Ben de ilk soruyu soruyorum ''neden olamasın?''

Buna karşılık ''olduğuna dair kanıtın var mı?'' diye soramazsın.

Şunun gibi olur bu, senle yürürken yüksek bir duvara denk geliyoruz, sen durup dururken ''bu duvarın arkasında deve var'' diyorsun.

''nerden biliyorsun kanıtın var mı'' diye soruyorum

sen: ''senin olmadığına dair kanıtın var mı?''

ben: ''yok''

sen: ''o halde kesinlikle bu duvarın arkasında bir deve vardır''

Burdaki hatayı görebilmelisin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir adam boğaz köprüsünden atlasa ve ölmese adam şanslıymış derim.

Aynı adam ikinci kez atlasa ve ölmese çok şanslıymış derim.

Aynı adam 3., 4... kez atlasa artık adamın sahip olduğu bir bilgi ve yetenek yüzünden ölmediğini düşünürüm.

Elbisenin şeklinin hızını yavaşlatmasını, suya girerken aldığı şekil veya suya çarptığında oluşan basıncın absorbe edilmesi gibi..

Bir adam beni barbutta bir ay boyunca yeniyorsa, ya zarlarda hile ya da adamın zar atışında bir hile ararım.

Parayı havaya atıldığında, hep yazı dediğim halde, 10 kez üst üste hep tura geliyorsa, ya parada ya atıcıda bir hile ararım..

"Şimdi de düşük olasılıklı bir olaydan söz edelim:

Dünyaya dev bir gök taşı çarpacak ve uygarlık yok olacak.

Jeofizikçilere göre, her yıl bunun olma olasılığı milyonda bir.

İnsanoğlunun atalarını da hesaba katarsak, yedimilyon yılı aşkın bir süredir bu gezegende varlığımızı sürdürdüğümüze göre, bir gök taşının bugüne kadar bizi yok etmiş olma olasılığı yüzde yedi yüz.

Yani anlayacağınız, bir kere değil, yedi kere ölmüş olmalıydık şimdiye."

(Olasılıksız kitabı girişinden)

Ben hala yazıyor, siz hala okuyor olduğunuza göre, çok mu şanslıyız?

Sağduyum bana, şanslı olmadığımızı, tıpkı yazının başında köprüden atlayıp ta ölmeyen adam gibi, bir bilgiye binaen yaşadığımızı fısıldıyor.

Size de fısıldıyor mu? Fısıldıyorsa, bu sesleri nasıl bastırıyorsunuz?

Öncelikle olasılıksız kitabının bilimsel gerçekler veya olasılıksal hesaplar içerdiğini varsaymamak lazım. Sonuçta ortalama bir amerikalının okuması alması için yazılmış.

Olasılık dağılımları bir popülasyonun temel özelliklerine göre oradan alınan bir alt kümenin özelliklerini tahmin için kullanılır.

Şimdi dediğinizden anladığımı örneklemeye çalışayım;

Bir ağaç var. Etrafına büyüyen çemberler çizin, diyorsunuz ki ağaçtan düşen yaprağın gideceği uzaklık için belli bir olasılık dağılımı vardır.

Yaprak gider de 5 santim dibine düşerse yüksek olasılık, gidip de on metre uzağa düşerse düşük olasılık. İki olayın birbirini takip etmesi sizin kafanızı karıştırıyor, birileri yaprağın birini yakına, birini uzağa taşıyor ve oraya bırakıyor sanıyorsunuz.

Acaba başkaları da böyle sanıyor mu diye bir sorayım demişsiniz.

Hayır efendim kimse öyle sanmıyor, o sizin hüsn-i kuruntunuz.

Normal dağılımlı olaylar kümesinden iki olay alalım. Yaprak dibine düştü, yaprak uzağa düştü. Siz sonucun olasılığını olay sayısıyla karıştırmışsınız. Olay sayısı elbet olacak, çünkü zaman işliyor. Buna bağlı olarak kütleler etkileşimde. Sonucun olasılığı da P (0 ile 1 arasında doğal sayı) olacak. P ne olursa olsun olaylar olmaya devam edecek. Bunun birilerinin olayların akışını etkilemesiyle alakası yok. Etkileseydi P bu kadar farklı olmazdı, düzen nizam olurdu. Her yaprak aynı yere düşerdi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben sineğin ekndi kendine varolduğunu idda etmedim. İnce çizgilere dikkat et. ''olamayacağına dair kesin kanıt YOK'' dedim.

Kesin olan şey sinğin varlığı.

Elimizde bir sinek var.

Bede hiçbir iddia yok

Sen ilk iddiayı atıyorsun ''bu kendi kendine olamaz''

Ben de ilk soruyu soruyorum ''neden olamasın?''

Buna karşılık ''olduğuna dair kanıtın var mı?'' diye soramazsın.

Şunun gibi olur bu, senle yürürken yüksek bir duvara denk geliyoruz, sen durup dururken ''bu duvarın arkasında deve var'' diyorsun.

''nerden biliyorsun kanıtın var mı'' diye soruyorum

sen: ''senin olmadığına dair kanıtın var mı?''

ben: ''yok''

sen: ''o halde kesinlikle bu duvarın arkasında bir deve vardır''

Burdaki hatayı görebilmelisin.

Yahu siz bu yollardan giderken biz dönüyorduk..

Sinek kendi kendine var olmadı, peki nasıl oldu?

Cevabın ne ?

Her şey olabilir ama Tanrı olamaz mı?

Eğer cevap buysa, neden olamaz?

Önce ne iddia ettiğini bir açıklığa kavuştur.

Yok eğer Tanrı da olabilir diyorsan, öyle ise Tanrı nın olma olasılığı da vardır..

Ama efenim ben sineğin Tanrı dışında nasıl olabileceğini açıklarım diyorsan, buyur abiyogenezi göster ki ben de seni ciddiye alabileyim.

Durup dururken mi duvarın arkasında deve var diyorum ben?

Demogoji yapma..Konuştuklarımız ile verdiğin anoloji birbirini tutmuyor.

İkimizde duvarın arkasında bir şeyler var diyoruz..

O bir şeylerin oraya nasıl gelmiş olabileceğini tartışıyoruz..

Sinek var mı var, deve var mı var mı var, bunları herkes görüyor..

E bunlar nereden çıktı, nasıl oldu diyorum?

Ya biliyorsundur ya bilmiyorsundur ya da şu veya bu olabilir diyebilirsin..

Biliyorsan açıklarsın, bilmiyorsan ya da şu olasılıklardan dolayı olmuş olabilir diyorsan, bu olasılıkların arasından Tanrıyı çıkaramazsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öncelikle olasılıksız kitabının bilimsel gerçekler veya olasılıksal hesaplar içerdiğini varsaymamak lazım. Sonuçta ortalama bir amerikalının okuması alması için yazılmış.

Olasılık dağılımları bir popülasyonun temel özelliklerine göre oradan alınan bir alt kümenin özelliklerini tahmin için kullanılır.

Şimdi dediğinizden anladığımı örneklemeye çalışayım;

Bir ağaç var. Etrafına büyüyen çemberler çizin, diyorsunuz ki ağaçtan düşen yaprağın gideceği uzaklık için belli bir olasılık dağılımı vardır.

Yaprak gider de 5 santim dibine düşerse yüksek olasılık, gidip de on metre uzağa düşerse düşük olasılık. İki olayın birbirini takip etmesi sizin kafanızı karıştırıyor, birileri yaprağın birini yakına, birini uzağa taşıyor ve oraya bırakıyor sanıyorsunuz.

Acaba başkaları da böyle sanıyor mu diye bir sorayım demişsiniz.

Hayır efendim kimse öyle sanmıyor, o sizin hüsn-i kuruntunuz.

Normal dağılımlı olaylar kümesinden iki olay alalım. Yaprak dibine düştü, yaprak uzağa düştü. Siz sonucun olasılığını olay sayısıyla karıştırmışsınız. Olay sayısı elbet olacak, çünkü zaman işliyor. Buna bağlı olarak kütleler etkileşimde. Sonucun olasılığı da P (0 ile 1 arasında doğal sayı) olacak. P ne olursa olsun olaylar olmaya devam edecek. Bunun birilerinin olayların akışını etkilemesiyle alakası yok. Etkileseydi P bu kadar farklı olmazdı, düzen nizam olurdu. Her yaprak aynı yere düşerdi.

Siz beni hiç anlamamışsınız gıymatlı gardaşım..

Yok yok anlamışsınız ama yannış anlamışsınız..

Bir ağaçtan düşen yaprağın ağacın yakınına düşmesi yüksek olasılıksa uzağına düşmesi düşük olasılıktır..

Bu kadar..Yüksek olasılıklı olaylar daha fazla, düşük olasılıklı olaylar daha az meydana gelirler.

Yaprakları birilerinin bir yerlere taşıyor zannetmiş olduğumu zannetmişsiniz, buna da kendinizi inandırmışsınız.

Yok eğer düşük olasılıklı olaylar daha fazla, yüksek olasılıklı olaylar daha az meydana gelirse ben bunun altında bir çapanoğlu ararım..

Bir açıklama ile misal vereyim, hemi de evrimden :)

Mutasyonlara, doğal reaksoyanlar (örneğin X-ışınları ve ultraviyole ışınları) ve insan yapısı kimyasal maddelerin DNA'nın nükleotidlerine çarparak bozmaları neden olur.

Nükleotidler böylece başka nükleotidlere dönüşebilirler.

Kimyasal olarak dört standard nükleotid dışında bir biçim alabilirler, veya tümüyle zincirden kopabilirler.

Bütün bu değişmeler doğal olarak zincirin anlamını değiştirebilir..

Mutasyonlar tümüyle raslantısal olaylardır.

Kesinlikle DNA'nın hangi halkasına çarpacağını bilmenin olanağı yoktur.

Biz dahil herhangi bir canlı yaratığın DNA'sının herhangi bir nükleotidinde her an mutasyon görülebilir.

Buna karşılık bazı ilginç titizlikte davranan enzimler de DNA'yi sürekli gözler ve bir değişiklik bulurlarsa onarırlar.

Yani o enzimlerin DNA yı tamir etme olasılıkları yüksek, hata yapma olasılıkları düşüktür.

Fakat milyonlarca yıldır bu düşük olasılıklı olaylar tekrarlanır, hatalar yapılır ve türleşme başlar.

Daha enterasan kısım ise, düşük olasılıklı bu hatalar sonucunda ortaya çıkan canlılardan bir kısmı, muhakkak dış çevreye uyum sağlamıştır.

Sağlamıştır ki biz şu an varız.

Ha ben de diyorum ki düşük olasılıklı olayların ortaya çıkması, yüksek olasılıklı olayların ortaya çıkmasına oranla bilgi gerektirir.

İşin garip tarafı Dr. Claude Shannon da 1948'de hazırladığı "The Mathematical Theory of Communication" adlı kitabında şöyle der; buna göre, ortaya çıkma olasılığı yüksek olayların meydana gelmesi fazla bilgi getirmemekte; aksine, olasılığı düşük olayların oluşması daha fazla bilgi gerektirmektedir.

Tabi kitaptan alıntı yapan bütün makaleyi buraya dökecek değilim..

Yani başa dönersek, köprüden atlayan adamın ölmesi yüksek olaslıklı, ölmemesi ise düşük olasılıklıdır.

Eğer köprüden atlayan birden fazla atlayışlarda hala sağ ise, bunu onun şansına değil bilgisine bağlarım..

Tıpkı bizim varoluşumuzda önemli hatta en temel öneme sahip düşük olasılıklı olayları şansa değil, bilgiye bağladığım gibi..

Bilmem anlatabildim mi? Yoksa ne işim olacak ağacın yaprakları ile :)

tarihinde Pahis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilinç. Dostlar size bir soru, madde olmadan bilinç var olabilir mi? Olasılık. Zar örneği. Her attığınızda herhangi bir sayının gelme olasılığı atmadan önce 1/6 attıktan sonra %100 sonuç. her attığınızda her hangi bir sayının gelme olasılığı 1/6 isede bu kesin gelir demek değil, hatta beklediğiniz sayı hiç gelmeyebilirde, epeyde zor olsada imkansız değil.

Sanki bu mutlak olur sanmaktan öte olasılığın sadece olasılık(ihtimal) olduğunu kavramakla ilgili.

Şimdi tanrıya bakalım üstün bilinç, üstüne zeka, üstün düşünce ve bu özellikler madde dışında var olan özellikler midir*? Maddenin fiziksel ve kimyasal varlığın varolma kuralı, algı dahilinde olabilmeden, etkilemesi veya tepki gösterebilmesi olasımıdır? Bilinç, enerji olmadan var mıdır? Şu bilinç bir durumun (algı-etki-tepki- güdü-duyular-zeka-düşünceler toplamında farkındalık ve maddeye ait özelliklere bağımlı durum tanımı) tanımı olan kavramsa, buyrun madde olmadan bilinçli bir varlık tanımını koyun ortaya. Bilinç nasıl maddesel özelliklerin sonucuyken, tanrınız madde oluyor anlarsınız belki.

Maddesel bir tanrı ne kadar tanrıdır ve evrenin parçası konumundadırıda anlamadan teist tanrılardan farklı bir tanrıda tanımlayamaz, olasılık diyede yutturamazsınız. Olasılık var olan üzerinden konuşulur. Uydurduğunuz bir şeyi maddenin kanıtı örneklerle olasılığa dahil etmeniz çok tuhaf bence. Tanrının olma olasılığı? Özelliklerini alalım , çünkü maddesel bir evren var elimizde sizin uydurduğunuz bilinmezlik masalının cevabını doldurma hevesiniz olmayanların olma olasılığını ciddiye almaz.

Bu yüzden siz deist veya teist olabilirsiniz. Olasılık varlık üzerinden öngörü iken, siz sadece kendi hayalinizin olma olasılığı ne idüğü belirsiz, korkak tanım taşımayan, özelliksiz ya tutarsa mantığının bile olasılığı teoride olasılıklı iken sizinki olmayana don biçme, olmayana olasılık hesaplama tuhaflığı.

Tanrının varlığı kanıtlandı mı ki siz göktaşını onun tuttup tutmadığı olasılığı hesaplayacaksınız? Olan göktaşı ve dünya, dediğiniz süreyi bırakın güneş patlayıncaya kadarda çarpmayabilir. Çarpacak demek mi sanıyorsunuz siz olasılık hesaplamayı? Bu sadece göktaşlarının dünyaya çarpma olasılığının aynen devam ettiğini ve maddenin kendi özellikleri çerçevesinde olan bir olay olduğunu anlamadığınızı, varlığın maddesel kanıtı olduğu gerçeğinden dogma yaratma çabanızlada hiç ilgilenmediğini evrenin anlamamışsınız demek.

Tanrı olma olasılığı 0. Çünkü tanrı yaratma makinesi icat etmelisiniz ki bizde onun üzerinden olasılığı konuşalım. Önce bilincin maddesel bir özellik olmadığını, maddeye bağımlı olmadığını kanıtlayıp gelmelisiniz.

Olasılıksız adlı kitbı okudum, ve hoştur, ancak o kadar. Bilim-kurgu-psikoloji polisiye-macera tarzı ile fena değil. eğr ordan iki satır okuyup beyninizde şimşekler çakıyorsa aman derim, o sadece tüketime yönelik bir kitap. Amacı kar. İçerdiği bilgileri doğru kaynaklardan öğrenin.

Sevgi saygımla...

tarihinde e-teist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Her attığınızda herhangi bir sayının gelme olasılığı atmadan önce 1/6 attıktan sonra %100 sonuç.

Bu ne şimdi yaa :)

Zar geldikten sonra olasılık molasılık kalmaz..

Bah şimdi gözel kardeşim zarı attıktan sonra herhangi bir sayının gelme ihtimali 1/6 dır ve herhangi bir sayı kesin gelir.

Sen şincik olasılıklar hakkında biraz bilgi edin, ne demek istediğimi biraz anlamaya çalış sonra konuşalım..

Ama ben sana bi kıyak yapayım, biraz kafa patlat:

Şimdi sen diyorsun ki Tanrı nın olma ihtimali sıfır..

Ben de diyorum ki bir şeyin kendi kendine olma ihtimali sıfır.

Yok eğer değil diyorsan, mutlak sıcaklıklıktaki, -273 küsür derece, sonsuz saf enerji denizi önüme getir, bir şeyler olsun ve sıcaklık 1.5 trilyon kelvine çıksın, sonra soğurken kuark çiftleri ve elektronlar (mezonmuş, müonmuş onları saymıyorum bile) hasılı, her bir milyar antiparçacık için, bir fazla baryonik parçacık oluşsun....ha ben de diyeyim ki hakaten Tanrı ya gerek yok..

Hadi bunları geçtik, yıldızlar, galaksiler, karadelikler ve dünya oluştu diyelim..

Ula biz nerden çıktık?

Cansızdan canlı çıktı demi?

Koskoca bir yalan, Tanrıdan da büyük bir yalan bu bence..

Yok değil diyorsan hadi bana abiyogenezi göster..

Göster ki ben de Tanrı nın olma ihtimali hakaten sıfırmış diyebileyim..

Efendim bunların bir kısmı labratuvarlarda deneyleniyor..

Yok ya..Hangi labratuvarda bigbang öncesi şartlar oluşturulmuş?

Hani bigbang öncesine dair bir şey bilinmiyordu, bilinemezdi lab. şartları nasıl oluşturulmuş bilinemiyorsa?

Hangi lab. ta peptit bağlar, enzimler, proteinler kendi kendine oluşmuş..? Yok

Şimdi sen bana yukarıda saydıklarımı ve daha henüz saymadıklarımı gösterebilecek misin?

Evetse göster ama çok büyük olasılıkla hayır gösteremeyeceksin..

Ama senin bunları gösteremiyor olman, bu şekilde olabileceği olasılığını yok etmez.

Tıpkı benim sana Tanrı yı gösteremiyor, modelleyemiyor olmamın, Tanrı nın olma olasılığını yok etmeyeceği gibi..

Bi de olsılıksız a takılma..

1999 RQ36 bi arat bakalım google da..

Göktaşları ve olasılık hakkında fikir verir..

Sevgi ve saygı bizden gözel gardaşım benim..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı olma olasılığı 0. Çünkü tanrı yaratma makinesi icat etmelisiniz ki bizde onun üzerinden olasılığı konuşalım. Önce bilincin maddesel bir özellik olmadığını, maddeye bağımlı olmadığını kanıtlayıp gelmelisiniz.

Bilinc maddeye bagimli olsa bile tanri var olabilir. Tanri'nin olma ihtimalinin %0 oldugunu soyleyemeyiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili dostum, kafama göre bir cümle alıp üzerinden kendi mantığımı doğru sanma telaşına ve dayatmasına asla düşmem. Mümkünse bu basitliği sizde yapmayın. Aldığın cümle gayet net bir cümle, %100 artık kesin sonucun ifadesi. Anlamamazlığa gelmen komik. Sen şu anda var olanlar üzerine(dikkatini çekerim masallar üzerine değil) abiyogenezi ispatla deme hakkın var. Abiyogenez ispatlanabilir yada çürütülebilir. Kendi mantığınla buyrun tanrı bir adet bir şey yaratsın bizde görelim dersek, senin olmayan üzerinden var kabulünü, olan üzerinden abiyogenez teoremine eşleme hatasına düşeriz. Sen varlığı ortada olanı olmayanla eşleştirmeye zorluyorsun aklınca.

Kusura bakma, senin soruların göktaşının çarpma olasılığı dahil varlık üzerinden hesapları içerir. Tanrının ise böyle bir olasılığa dahil olma şansı yok. Kaçtığın sorum zaten bunu ortaya koyduğundan işi varlığı-var olmayanın olma ihtimali varmış gibi gösterme polemiğine dönüştürüyorsun.

Bilinç olayından kaçabilmen imkansız, diotovalley dostum bunun farkında olduğundan kestirmeden bir cevap sunmuş, bilincin maddeye bağımlı olması tanrının olma ihtimalini 0 yapmaz demiş. O halde tanrının varlığı kanıtlanabilir, ve özellikleri vardır, buyrun ortaya koyun onun üzerinden tartışalım.

Bakın dostlar, ben hiç üşenmem, varlık yokluk tartışmasında her şeyi yaratan var mantığını bir bilinç olmadan varlamanız mümkün değilken, bu bilinçte madde olmadan varlanamayacağını canlılık gerektirdiğini, bu durumun tanrı kavramına (ne anlıyorsanız anlayanda yok) maddesel olarak fiziksel ve kimyasal özellikler yüklemek , bir şekil, hacim, kütle vesaire ile bir çok özellik yüklemek demek ve maddeye indirgemekken ,onu bir parçası konumuna düşürmekken kanıtlanabilirde olduğunu, bu durumunda nasıl bir tanrı anlamamız gerek sonucuna götüreceğini , böyle bir varlığa tanrı denilip denilmeyeceğini , madde olması durumunda zaman kavramına mahkum olacağını hiç düşünmeden hayali bir öngörüyle cevaplıyorsunuz.

Soruyorum, bilinç maddeden bağımsız varlanabilir mi? Varlanır ise, nasıl?

Yok varlanamaz ise bu varlık evrene dahil bir maddesel formdan fazlası nasıl olur? Abiyogenez olasılıktır, göktaşının çarpması olasılıktır, varlık üzerinden bulunacak cevaplar içerir. Tanrı olasılık değildir, elmaya bakıp armut var denmez. sakat mantık, bir varlık kendini kanıtlar, başka bir şeyin varlığını kanıtlaması için, o varlığın maddesel evrendeki varlıklarla maddesel atomaltı yapıtaşlarınadan en az birine sahip ve en az bir ortak özelliğe sahip olması gerekirki etki-tepki dahilinde algılanıp, algılayabilsin. Yani etkileyebilip tepki alabilmenin çok basit kuralını hiçe sayıyorsunuz. Etkilerse tepkiler ve varlığını ortaya koyabilir.

Madde olma ve özelliklerine sahip olmayı anlamadan kafanıza taş düşünce kafanızın ve taşın birbirini etki-tepki ile algılamalarını ve varlıklarını kanıtladıklarınıda anlamazsınız.

Kusura bakmayın, bilginiz çok, benden çokta bilgi sahibisiniz çoğunuz, ancak daha doğru düşünme, doğru bilgi, doğru mantık ve doğru sonuç çıkartma konusunda pek az örnek sergiliyorsunuz. Hazır bilgi üzerinden sakat mantık yürüterek burda bilimsel konulardan felsefi bir sonuç çıkarıp hadi kanıtla tersini saçmalamasının daima iki görüş içinde eşit uzaklıkta ve zıt sonuçlar elde edceğini anlamamışsınız.

Bilinçli bir tanrının olma olasılığı, maddeden bağımsız %0 , bilincin madeye bağımlılığından ve özelliği olduğu gerçeğinden dolayı. Maddesel tanrı iddiasıda zaten bir çok teist argümanının alttyapısıdır ki onlarda bu bilnci maddeden kurtarmak uğruna ne absürd iddialara sarılmakta görüyoruz.

Sevgi saygımla...

tarihinde e-teist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

etist

Bah şinci gözel kardaşım..

Lafı bir öle bir böle dolandırma..

Ahanda yıldızlar var, gezegenler var, güneş var, sen varsın ben varım, var oğlu var..

Nirden geldi diyoz bütün bunlar?

Cevap yok, yok emme Tanrı da yok diyorsun..

Neye göre, nasıl?

Ha diyorsun ki Tanrı dan bir iz, bir emare, bir veri, bir done vs vs yok..

Ben de sana diyorum ki, tamam Tanrı yok, öylese nasıl oldu bütün bu varlar?

Efenim saf enerji dönüşmüş, parçacıklar, atomlar ,madde çıkmış.. olabilir..

Olamaz..Olabilirse göster..

Efendim entropi gereği kimyasal evrim, peptit bağlar, proteinler, hoop canlı vs vs olmuş olabilir..

Olamaz...Oluyorsa gösterirsin, ha bizde deriz ki hakaten Tanrı ya ihtiyaç yokmuş..

E olmayan şeylerin var olabileceğine inanıyorsun, hem de Tanrının olma ihtimali sıfırdır diyorsun..

Bu hiç olmaz..

Ben her şeyin kendi kendine olamayacağına inanıyorum değil, her şeyin kendi kendine olduğuna inanmıyorum, tıpkı bir ateist gibi..

Sen nasıl Tanrı nın olmadığına inanıyor değil, olduğuna inanmıyorsan..Anlayabildin mi?

Nasıl ki sende bir inanma yetisi eksikse ben de aynı..

Sen Tanrı ya ben kendi kendine olmaya inanmıyorum..

Sen nasıl Tanrı yı görmek istiyorsan ben de kendi kendine oluşumu görmek istiyorum..

Kapiş..

Sevgi ve hörmet ederim benim gözel gardaşım..

tarihinde Pahis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Pahis

Siz yoktan var olmayı kabul etmiyorsunuz, ateistler de tanrıyı.

Diyorsunuz ki;"Tamam Tanrı yok, öylese nasıl oldu bütün bu varlar?"

O halde ben de bu durumda "Tamam o zaman tanrı var etti. Nasıl yaptı açıkla da bilelim." ya da "Tanrı başlat tuşuna bastıysa, tanrının başlat tuşu yok mu ona kim bastı?" diye sorsam açmazda kalıyoruz.

Siz bilinmeyeni, bilgisizlikten doğan cehalet boşluğunu tanrıyla dolduruyorsunuz, ateistler ise hiç bir şeyle doldurma ihtiyacı duymuyor. Boş kalmasından rahatsız değilim. Ateistlerin de rahatsız olduğunu düşünmüyorum. Hatta boş kalması daha iyi. Sizin tanrı dediğiniz şeye biz cehalet diyoruz.

Bilinmeyeni, bir başka bilinmeyenle açıklamaya çalışıyorsunuz. Bu sizi nereye vardıracak? Ne faydası var, rahatlıyor musunuz?

Bir de merak ediyorum. Sizin tanrı inancınıza göre tek tanrı mı var, yoksa çok tanrılı mısınız?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dostum Pahis. Kapiş değil. Lafın dolandığı yok, tek kelime yetseydi evet hayır der geçerdim. Kapiş? Gelelim bilmediğimiz konularda varlık üzerinde kanıtlanabilir-çürütülebilir iddialar ileri sürmekle, kel alaka abiyogeneze veya madde nerden nasıl geldiye maddenin varlığına bakıp ula olasılıktır şu bu yarattı saçmalığını kabule zorlamaya. Ben bilmiyorum. Ya sen? Ayrıldığımız nokta bu. Bende inanç yok, sende var. Kapiş?

Tanrı dediğin her ne ise gayet net neden olamayacağını bilince dayalı anlattım, okumak zor geldiyse eyvallah. Ateizst olarak bakışım budur. Kafama göre senin algı eksikliğinden felsefi çıkarımlarla varı-yokla karşılaştırma hevesin anlamsız diyorum.

Deist yada teist, tanrı maddeye bağımlı mı değil mi? Önce otur fiziksel kurallar eşliğinde, etki-tepki, algı, bilinç nedirden yola çıkarak varı kanıtlayan sonuçlardan olasılık elde edildiğini hatırla, sonra ya nerden geldik bilmiyoruz, öyleyse niye olmasın deme saçmalığına sarıl.

Ne yapayım, senin yanlış mantık yürütmeni doğru sanmanı kabul mu edeyim? Yanlışsın, nedenide lafı dolandırmak diye geçiştirmeye çalıştığın mesajlada ve içerdiği sorular eşliğinde verildi.

Sen kendini doğrulatma telaşından vazgeçip bilimsel verileri küçümseyeceğine, buyur varını kanıtla alem görsün. Ne alemsin be Pahis dostum. Tanrı dediğinin bile varlığı hakkında iddialarının temeli özgün düşünceye değil, teist geçmişten sana dayatılmaşlardan ötürü var beyninde. Aşmak için daha çok düşünmen gerek(bilgi sahibi olmak değil, farkı anlarsan bilgide bir işe yarar) Küçümsemiyorum, kendim içinde sözüm. Dediklerini düşünüyorum ki yanlış anlamış olabilirim ihtimali ile.

Ayrıca sorun yok, kimseyle yarışmıyoruz, okuyan karar verir, sen bir kez olsun maddeye ve bilince ve canlılığın ve cansızlığın içinde olduğu zaman (iki nokta arası hareket hali diyeyim) kavramına sakince bak ve tanrı neden ihtimal dışıdırı düşün. Bir defa basit etki-tepki algı nediride düşün.

Bunları esgeçip soracağın her soru ve istediğin her cevap inanca dayalı olur.

Benim sözlerimde inanç yok, çünkü nedenini ortaya koyuyorum.

Sense onları görmezden gelip kendi sorunla kendi cevabınla eşitlemeye çalışıyorsun.Eşit değil. yanlış soru, yanlış altyapıdan çıkmış, yanlış cevap içeriyor.

Neyse yoruldum.Sen devam et istersen kendini onaylatma uğruna cevapları yoksaymaya. Kapiş?

Sevgi saygımla...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dostum Pahis. Kapiş değil. Lafın dolandığı yok, tek kelime yetseydi evet hayır der geçerdim. Kapiş? Gelelim bilmediğimiz konularda varlık üzerinde kanıtlanabilir-çürütülebilir iddialar ileri sürmekle, kel alaka abiyogeneze veya madde nerden nasıl geldiye maddenin varlığına bakıp ula olasılıktır şu bu yarattı saçmalığını kabule zorlamaya. Ben bilmiyorum. Ya sen? Ayrıldığımız nokta bu. Bende inanç yok, sende var. Kapiş?

Tanrı dediğin her ne ise gayet net neden olamayacağını bilince dayalı anlattım, okumak zor geldiyse eyvallah. Ateizst olarak bakışım budur. Kafama göre senin algı eksikliğinden felsefi çıkarımlarla varı-yokla karşılaştırma hevesin anlamsız diyorum.

Deist yada teist, tanrı maddeye bağımlı mı değil mi? Önce otur fiziksel kurallar eşliğinde, etki-tepki, algı, bilinç nedirden yola çıkarak varı kanıtlayan sonuçlardan olasılık elde edildiğini hatırla, sonra ya nerden geldik bilmiyoruz, öyleyse niye olmasın deme saçmalığına sarıl.

Ne yapayım, senin yanlış mantık yürütmeni doğru sanmanı kabul mu edeyim? Yanlışsın, nedenide lafı dolandırmak diye geçiştirmeye çalıştığın mesajlada ve içerdiği sorular eşliğinde verildi.

Sen kendini doğrulatma telaşından vazgeçip bilimsel verileri küçümseyeceğine, buyur varını kanıtla alem görsün. Ne alemsin be Pahis dostum. Tanrı dediğinin bile varlığı hakkında iddialarının temeli özgün düşünceye değil, teist geçmişten sana dayatılmaşlardan ötürü var beyninde. Aşmak için daha çok düşünmen gerek(bilgi sahibi olmak değil, farkı anlarsan bilgide bir işe yarar) Küçümsemiyorum, kendim içinde sözüm. Dediklerini düşünüyorum ki yanlış anlamış olabilirim ihtimali ile.

Ayrıca sorun yok, kimseyle yarışmıyoruz, okuyan karar verir, sen bir kez olsun maddeye ve bilince ve canlılığın ve cansızlığın içinde olduğu zaman (iki nokta arası hareket hali diyeyim) kavramına sakince bak ve tanrı neden ihtimal dışıdırı düşün. Bir defa basit etki-tepki algı nediride düşün.

Bunları esgeçip soracağın her soru ve istediğin her cevap inanca dayalı olur.

Benim sözlerimde inanç yok, çünkü nedenini ortaya koyuyorum.

Sense onları görmezden gelip kendi sorunla kendi cevabınla eşitlemeye çalışıyorsun.Eşit değil. yanlış soru, yanlış altyapıdan çıkmış, yanlış cevap içeriyor.

Neyse yoruldum.Sen devam et istersen kendini onaylatma uğruna cevapları yoksaymaya. Kapiş?

Sevgi saygımla...

Benim gözel gardaşım, sen beni okumuyor musun?

Ben Tanrı yı durup duruken mi icat ediyorum ki sen hala yok diyorsun?

Diyorum ki Tanrı yok tamam, ama kendi kendine de oluş yok..

Sen neden Tanrı ya yok diyorsan ben de aynı sebepten kendi kendine oluşa yok diyorum..

Sen bana Tanrı varsa göster diyorsun ben de sana kendi kendine oluş varsa göster diyorum..

Hatta adres de veriyorum, abiyogenezi ispatla, kanıtla, tanıtla diyorum bitsin bu tartışma..

Hani bigbangmiş, casimir etkisymiş, m teorisiymiş vs vs hiç girmiyorum..

E sen de gösteremiyorsun bende..

Ben yok a inanıyorum ama sen bilimsel oluyorsun..

Neden?

E sen önceden teistmişsin falan felan..

Yok öle bi şey...

Sen inanmadığın gibi ben de inanmıyorum..

Senin her şeyin kendine olduğuna ianandığın gibi ben de Tanrı ya inanıyorum..

Yok eğer senin ki yanlış benim ki doğru diyorsan bana kanıt göster..

Gösteremiyorsan beyhude yere konuşursun , yorulursun benim gıymatlı gardaşım..

Bilakis hörmetlerimi sunarım..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Uzgunum ama olasilik hesabiniz yanlis. Sizin hesabiniza gore soyle bir analoji kurabiliriz: Bir zarin 1 gelme olasiligi 1/6'dir. 6 kez zar atarsam 1 gelme olasiligi 1 olur, yani kesin 1 gelir. Oysa bu dogru degildir. Olasiliksiz kitabini okumadim, ilk firsatta bir kitapcidan girisini okuyacagim.

Benim sagduyum sansli olmadigimizi, insanlarin olasilik hesaplarini yanlis anladigini, uygarligin 2000 yillik gecmisi oldugunu ve 2000 yillik zaman diliminde milyonda bir ihtimalli bir goktasinin carpma olasiliginin binde 2 oldugunu ve bu dusuk olasilikli olayin gerceklesmemesinin zaten beklenen bir sey oldugunu soyluyor/fisildiyor. Bu sesleri de pek bastirmaya calismiyorum.

Katılıyorum. Hesap doğru değil.

Başlığın diğer yazılarını okumadım ama anlatılmak istenen sanki bir şekilde korunmuş olduğumuzu işaret ediyor herhalde. Ve galiba bu koruyucu yada koruyucuların kimlikleri hakkında tartışma yapılmak isteniyor sanırım. Ama konunun üzerine kurulduğu olasılık hatalı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...