Jump to content

MÜSLÜMAN arkadaşlar bir şöyle düşünmeye ne dersiniz ?


Recommended Posts

Bahsettiğim konular neden seni alakadar etmiyor? Sen müslüman değil misin? Kitabın da Kuran değil mi? Bu konuların hepsi de Kuran'da yok mu? İşte sapkın dediğin şeyler senin peşinden gittiğin Kuran'da var, benim onları dillendirmeme sapkın demen Kuran'a sapkın demektir ama sende bunu anlayacak akıl bile kalmamış. İnsan yıllarca düşünmeye başkalarına bırakırsa olacağı budur. Düşünmeye düşünmeye körelmiş beynin.

senin sapkınlığın Hakkı gizleyip batılı yaymandır, doğru konuşsan neden itiraz edeyim, alıntılarının hepsi kendi düşüncene göre kurgulanmış senaryolar, gerçekle alakası olmadığını belkide biliyorsun fakat muhalefet etmek adına bunları yazıyor olabilirsin.

konu İslam olunca araştırmaya hacet yok, salla gitsin nasılsa arkandan 10 kişi destekleyecektir sende mutlu olacaksın, hep aynı taktik, birileri sallar diğerleri arka çıkar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 100
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

senin sapkınlığın Hakkı gizleyip batılı yaymandır, doğru konuşsan neden itiraz edeyim, alıntılarının hepsi kendi düşüncene göre kurgulanmış senaryolar, gerçekle alakası olmadığını belkide biliyorsun fakat muhalefet etmek adına bunları yazıyor olabilirsin.

konu İslam olunca araştırmaya hacet yok, salla gitsin nasılsa arkandan 10 kişi destekleyecektir sende mutlu olacaksın, hep aynı taktik, birileri sallar diğerleri arka çıkar.

Artık sende puta yalakalık yapacağım diye utanma, arlanma falan kalmamış, artık kendi kitabındaki gerçekleri bile inkar noktasına gelmişsin. Sana sadece şu ayeti vereyim, diğerlerini de sen bul.

Ahzab/50. Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. Ayrıca, diğer mü’minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mü’min kadını da (sana helâl kıldık.) Mü’minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

Ayrıca hak dediğin şey de arabın yalanlarından başka bir şey değildir, sen Türkiye'de değil de Amerika'da katolik bir ailede doğsaydın şu arapların değil de İsa adlı bir yahudinin yalanlarını yayıyor olacaktın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sağduyu, sen şimdi bu ayeti verdin ne oldu, İslamı yokmu ettin, Allahı mı yok ettin, neyi hedefleyip neye ulaştın çok merak ediyorum,

her iletin ayrı bir fiyasko, yav arkadaş git biraz olsun İslam tarihini öğren, biraz olsun Kuran bilincine sahip ol, az buçuk çaba göster sadece tartışmak adına bile olsa, az biraz öğren sonra çık konuş ki, bizde seni ciddiye alalım.

boş beleş adam işleri bunlar, bir ayet verip altına yorum atıp birşeyler sunmak, ne saçma bir tarzınız var, forumun huyundanmıdır suyundanmıdır, konular arasına bir ayet asıp altına yorum atmak bayatlamış ama hala tutulan bir moda.

ilim ilim dersiniz ama her konuda atıp tutmaktan da geri kalmazsınız, bu ne tuhaf bir çelişkidir.

tarihinde Bersann tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sağduyu, sen şimdi bu ayeti verdin ne oldu, İslamı yokmu ettin, Allahı mı yok ettin, neyi hedefleyip neye ulaştın çok merak ediyorum,

her iletin ayrı bir fiyasko, yav arkadaş git biraz olsun İslam tarihini öğren, biraz olsun Kuran bilincine sahip ol, az buçuk çaba göster sadece tartışmak adına bile olsa, az biraz öğren sonra çık konuş ki, bizde seni ciddiye alalım.

boş beleş adam işleri bunlar, bir ayet verip altına yorum atıp birşeyler sunmak, ne saçma bir tarzınız var, forumun huyundanmıdır suyundanmıdır, konular arasına bir ayet asıp altına yorum atmak bayatlamış ama hala tutulan bir moda.

ilim ilim dersiniz ama her konuda atıp tutmaktan da geri kalmazsınız, bu ne tuhaf bir çelişkidir.

İslam tarihinden yeteri kadar öğrendim, mesela Muhammed Aişe ile 6 yaşında evlenip 9 yaşında gerdeğe girmiş, evlatlığı Zeyd'in boşadığı kadını almış, Beni Kureyza kabilesinin bütün erkeklerini katlettirmiş, kadınları ve çocukları köle yapmış falan.. Var mı eklemek istediğin başka şeyler?

Ne oldu, ayet hoşuna gitmedi mi? Kuran'da daha ne ayetler var. Dur iki tanesini daha asayım da biraz Kuran öğren. Kaçma ayetlerden. Senin peşinden gittiğin kitap bu ayetlerden oluşluyor işte.

Tahrim/4-5. (Ey peygamber’in eşleri!) Eğer siz ikiniz Allah’a tövbe ederseniz, ne iyi. Çünkü kalpleriniz kaydı. Eğer Peygamber’e karşı birbirinize arka çıkarsanız bilin ki Allah onun yardımcısıdır, Cebrail de, salih mü’minler de. Bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar. Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden daha hayırlı, müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

yazdığın yazının ilk satırını okudum, gerisini okumadan anladım, bu forumun bana extra kazandırdığı güzel bir özellik,

gel gelelim sevgili sağduyu bey sorunuzun yanıtına, Peygamber efendimize atıfta bulunduğunuz bu iddanızda desteksiz sallama iftiralardır, bu yorumun bile senin İslami bilgini ortaya koymaya yeterli, yazıkki, gerçekleri öğrenmek yerine nefsine yenilip batıla kanmışsın. çok yazık...

Link to post
Sitelerde Paylaş

yazdığın yazının ilk satırını okudum, gerisini okumadan anladım, bu forumun bana extra kazandırdığı güzel bir özellik,

gel gelelim sevgili sağduyu bey sorunuzun yanıtına, Peygamber efendimize atıfta bulunduğunuz bu iddanızda desteksiz sallama iftiralardır, bu yorumun bile senin İslami bilgini ortaya koymaya yeterli, yazıkki, gerçekleri öğrenmek yerine nefsine yenilip batıla kanmışsın. çok yazık...

Peygamber kaka yapmıyor muydu Bersan?

Yani sonuçta öyle veya böyle dünyaya kötü kokan bir şey bırakıyordu değil mi?

Kaka yapıp kötü kokan bir şey sunduğuna göre başka kötü kokan şeyler de sunabilir.

Pratik mantık bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peygamber kaka yapmıyor muydu Bersan?

Yani sonuçta öyle veya böyle dünyaya kötü kokan bir şey bırakıyordu değil mi?

Kaka yapıp kötü kokan bir şey sunduğuna göre başka kötü kokan şeyler de sunabilir.

Pratik mantık bu.

zeka seviyende çok ileriymiş, takdire şayan bir düşünce sergileyip böyle engin fikirli kişilerin örneklemeleri de kişilerde olağüanüstü düşünceler oluşmasına neden oluyor, başarılarınız daim olsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

KArdeşim kaka yapıyor muydu yapmıyor muydu.

Sen ona bak.

Kaka yapıyorsa, demek ki osuruyordu.

Bak sadece kaka ile değil hem osuruk hem de kaka ile iki açıdan dünyaya kötü kokan bir şeyler bırakmış.

Kesin bu işte.

Bunu yapabildiğine göre, fikirle de kötü kokan şeyler yapmıştır.

Yoksa kakası ve osuruğu gül mü kokuyordu?

Link to post
Sitelerde Paylaş

yazdığın yazının ilk satırını okudum, gerisini okumadan anladım, bu forumun bana extra kazandırdığı güzel bir özellik,

gel gelelim sevgili sağduyu bey sorunuzun yanıtına, Peygamber efendimize atıfta bulunduğunuz bu iddanızda desteksiz sallama iftiralardır, bu yorumun bile senin İslami bilgini ortaya koymaya yeterli, yazıkki, gerçekleri öğrenmek yerine nefsine yenilip batıla kanmışsın. çok yazık...

Sen sadece 53 yaşındaki peygamberinle 9 yaşındaki Aişe'nin gerdek gecesindeki halini kafanda canlandır, ne kadar iğrenç bir manzara olduğunu belki o zaman algılarsın. İşte senin efendin böyle bir adam.

Al bu da söylediklerimin kanıtı:

5575 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, ben altı yaşında iken benimle evlendi. Medine'ye geldik. Benî'l-Hâris İbnu'l-Hazrec kabilesine indik. Ben hummaya yakalandım. Saçlarım döküldü. (İyileşince) saçım yine uzadı. Annem Ümmü Rumân, ben arkadaşlarımla salıncakta oynarken, bana geldi, benden ne istediğini bilmeksizin yanına gittim. Elimden tuttu. Evin kapısında beni durdurdu. Evimizde, Ensârdan bir grup kadın vardı. "Hayırlı, bereketli olsun!", "Uğurlu mübarek olsun!" diye dualar, tebrikler ettiler. Annem beni onlara teslim etti. Onlar kılık-kıyafetime çeki düzen verdiler. Beni, (kuşluk vakti aniden) Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm(ın gelişinden) başka bir şey şaşırtmadı. Annem beni O'na teslim etti. O gün ben dokuz yaşında idim."

Buhari, Nikâh 38, 39, 57, 59, 61; Müslim, Nikah 69, (1422); Ebu Dâvud, Nikâh 34, (2121); Edeb 63, (4933, 4934, 4935, 4936, 4937); Nesai, Nikah 29, (6, 82).

Link to post
Sitelerde Paylaş

sağduyu, işine geldimi hertürlü rivayeti argüman olarak kullanıyorsun işine gelmedi mi tarihi bile yalanlıyorsun. Hz Aişe konusunu ben açıklamıştım belgeleriyle anlatmıştım, fakat iftiralarınız çöpe gidecek diye hiçbiriniz okumadınız, nefsinize hoş gelen 6 yaş hikayesi olduğu için sürekli bunu gündeme getiriyorsunuz.

tarihinde Bersann tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Dostum Bersan öncelikle iyi geceler, Ayşe konusunda tam tersini hatırlıyorum, 9 olduğu net olarak kanıtlanmıştır vede sübyancılık kuran tarafındanda desteklenen bir durumdur. :huh: Dilersen bu konudaki Mehmet Azimli (ilahiyatçı) tarafından yapılmış araştırmayı okuyun tekrar.Link aşağıda

http://www.mehmetazimli.com/bildiriler/c2.pdf

Sevgi saygımla...

tarihinde e-teist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Dostum Bersan öncelikle iyi geceler, Ayşe konusunda tam tersini hatırlıyorum, 9 olduğu net olarak kanıtlanmıştır vede sübyancılık kuran tarafındanda desteklenen bir durumdur. :huh: Dilersen bu konudaki Mehmet Azimli (ilahiyatçı) tarafından yapılmış araştırmayı okuyun tekrar.

Sevgi saygımla...

sevgili e-teist, sohbet konusuna devam edemedik, ben 1 aya yakın süredir, hastane kapılarında nöbet tutmaktan pskolojim bozuldu çok zor zamanlar geçirdiğim için konuya gereken özeni gösteremedim, umarım kusura bakmazsın.

Hz. Aişe konusunda ise, çok yazılıp çizlen durumlar var, musait bir günde, bu konuyuda sizinle konuşmak isterim.

saygılarımla...

Link to post
Sitelerde Paylaş

sevgili e-teist, sohbet konusuna devam edemedik, ben 1 aya yakın süredir, hastane kapılarında nöbet tutmaktan pskolojim bozuldu çok zor zamanlar geçirdiğim için konuya gereken özeni gösteremedim, umarım kusura bakmazsın.

Hz. Aişe konusunda ise, çok yazılıp çizlen durumlar var, musait bir günde, bu konuyuda sizinle konuşmak isterim.

saygılarımla...

Dostum Bersan bende çok yoğunum ;) Yorgunum ve dostum Kafanın dediği gibi hayatı peşimden sürüklemeye çalışıyorum. Kısa bir uğrayıştı bu gelişim, umarım devam ederiz. Tüm dostlara selam vermiş olayım, umarım en kısa zamanda görüşürüz. Bir konuda insanların menfaatçiliği ve sevgi üzerine yorumlarınızı gördüm, gerçekten uzun uzun sohbet edebilirsek çok özele girmeden bu konularıda konuşalım isterim.

Sevgi saygımla.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dostum Bersan bende çok yoğunum ;) Yorgunum ve dostum Kafanın dediği gibi hayatı peşimden sürüklemeye çalışıyorum. Kısa bir uğrayıştı bu gelişim, umarım devam ederiz. Tüm dostlara selam vermiş olayım, umarım en kısa zamanda görüşürüz. Bir konuda insanların menfaatçiliği ve sevgi üzerine yorumlarınızı gördüm, gerçekten uzun uzun sohbet edebilirsek çok özele girmeden bu konularıda konuşalım isterim.

Sevgi saygımla.

son zamanlarda yaşadığım olaylardan kesitleride sunarak konuya yeni sohbetler ekleyerek devam etmek isterim,

musait zamanınızda görüşmek dileğiyle, kendine çok iyi bak, sevgi seninle olsun...

Link to post
Sitelerde Paylaş

sağduyu, işine geldimi hertürlü rivayeti argüman olarak kullanıyorsun işine gelmedi mi tarihi bile yalanlıyorsun. Hz Aişe konusunu ben açıklamıştım belgeleriyle anlatmıştım, fakat iftiralarınız çöpe gidecek diye hiçbiriniz okumadınız, nefsinize hoş gelen 6 yaş hikayesi olduğu için sürekli bunu gündeme getiriyorsunuz.

Hala utanmadan iftira atıyorsun demiyor musun, yuh artık ya. Yahu sana senin dinini yaratanların kendi ağzından belge getiriyorum, onu bile görmezden geliyorsun.

Bu din tamamiyle arapların eseri değil mi, her tarafından arap kültürü, arap anlayışı damlamıyor mu? Yok öyle işine gelene inanıp işine gelmeyeni inkar etmek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hala utanmadan iftira atıyorsun demiyor musun, yuh artık ya. Yahu sana senin dinini yaratanların kendi ağzından belge getiriyorum, onu bile görmezden geliyorsun.

Bu din tamamiyle arapların eseri değil mi, her tarafından arap kültürü, arap anlayışı damlamıyor mu? Yok öyle işine gelene inanıp işine gelmeyeni inkar etmek.

Sağduyu, her müslümanın yazdığını kabul etmeden önce, sağlam bir çalışma yapılması, ciddi bir analiz olması gerekir, üstelik senin bahsettiğin konular, bir ayet bir rivayet gösterilerek, delil olarak sunulup ispat edilecek konular değil, ben sadece Hz Aişe konusuna değindim önceki konularda da açıkladım kaynaklarıyla belirttim, musait bir zamanda tekrar bu konuyu gerçekleriyle sunacağım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sağduyu, her müslümanın yazdığını kabul etmeden önce, sağlam bir çalışma yapılması, ciddi bir analiz olması gerekir, üstelik senin bahsettiğin konular, bir ayet bir rivayet gösterilerek, delil olarak sunulup ispat edilecek konular değil, ben sadece Hz Aişe konusuna değindim önceki konularda da açıkladım kaynaklarıyla belirttim, musait bir zamanda tekrar bu konuyu gerçekleriyle sunacağım.

Benim verdiğim belge "her müslüman"ın yazdığı bir belge değil, bizzat Kuran'ı yazanların aktardığı ve sonradan kayda geçirilmiş bir belge.

Zaten adamın ne olduğu Kuran ayetlerinden ıspatlı:

Ahzab/50. Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. Ayrıca, diğer mü’minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mü’min kadını da (sana helâl kıldık.) Mü’minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

Ahzab/37. Ve Allah'ın, onu ni'metlendirdiği ve senin de kendisini ni'metlendirdiğin kişiye: “Zevceni (kendine) tut (boşama) ve Allah'a karşı takva sahibi ol.” demiştin. Allah'ın açıklayacağı şeyi nefsinde saklıyordun. Ve insanlardan korkuyordun (çekiniyordun). Allah, (Kendisinden) korkman (çekinmen) için daha çok hak sahibidir. Sonra Zeyd, ondan alâkasını kesince onu, seninle evlendirdik ki, evlâtlıklarının kendileriyle ilişkilerini kestikleri (boşadıkları) kadınların evlenmelerinde, mü'minlerin üzerinde bir zorluk olmasın diye. (Böylece) Allah'ın emri yerine getirilmiş oldu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ayetleri bu şekilde tartışmak yanlış olur, bir konu hakkındaki ayetler ele alınırken, indiği dönemi, indiği durumun nedeni, şartları iyi bilmek gerekir, aksi halde direk meale bakıp, bu böyle şu şöyle demek olmaz. bunu sen dersin bir başkası der ama ben bu tutumdan uzağım, Kuran ayeti açıklaması yapmak öyle kopyala yapıstır yorum yapmakla olmaz.

musait bir günde bu konu hakkında sizinle uzun uzun konuşmak isterim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen yeter ki ayetin yazılma sebeplerini iste, hemen vereyim:

Ahzab/37. Hani sen, Allah 'ın kendisine nimet verdiği ve senin de nimetlendirdiğin kimseye diyordun ki: "Eşini bırakma ve Allah'tan takva üzere ol." Allah 'in açı­ğa vuracağı şeyi de içinde saklıyor, insanlardan korkuyordun. Halbuki en çok Allah'tan korkman gerekirdi. Nihayet Zeyd, onunla bağını kopardıktan sonra onu seninle evlendirdik. Tâ ki evlâtlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri zevcelerini almakta mü'minler üzerine bir günah olmasın. Allah'ın emri yerine getirilmiştir.

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:

1- Buhârî'nin Enes ibn Mâlik'ten rivayetle tahricinde "Allah'ın açığa vura­cağı şeyi de içinde saklıyordun." âyet-i kerimesi Zeyneb bint Cahş ve Zeyd ibn Hârise'nin durumu hakkında nazil olmuştur.

2- Daha önce (Nisa Sûresi 23 âyetinin nüzul sebebinde) geçtiği üzere İbn Cureyc'den rivayette o şöyle demiştir: Atâ'ya "Öz oğullarınızın karıları ile ev­lenmeniz... haramdır." (Nisa, 4/23) âyetini sordum. Dedi ki:

Hz. Peygamber (sa) oğulluğu Zeyd ibn Hârise'nin karısı olup da boşadığı Zeyneb bint Cahş ile evlenince Mekke'de müşrikler Efendimiz aleyhinde ileri geri konuşup dedikodu ettiler de Allah Tealâ bu "Öz oğullarınızın karıları ile evlenmeniz... haramdır." âyet-i kerimesini ve "Evlâtlıklarınızı da öz oğullarınız gibi tanımadı." (Ahzâb, 33/4), "Tâ ki evlâtlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri zevcelerini al­makta mü'minler üzerine bir günah olmasın." (Ahzâb, 33/37), "Muhammed adamlarınızdan hiçbirinin babası değildir. Fakat Allah'ın Rasûlü ve peygamber­lerin sonuncusudur." (Ahzâb, 33/40) âyetlerini indirdi.

3- Tirmizî'nin Şa'bî'den, onun da Hz. Aişe'den rivayetinde o şöyle demiştir: Şayet Muhammed, kendisine gelen vahyden herhangi bir şey gizlemiş olsaydı "Allah'ın emri yerine getirilmiştir." e kadar olmak üzere "Hani sen, Allah'ın kendisine nimet verdiği ve senin de nimetlendirdiğin kimseye diyordun ki: "Eşini bırakma ve Allah'tan takva üzere ol." Allah'ın açığa vuracağı şeyi de içinde saklıyor, insanlardan korkuyordun. Halbuki en çok Allah'tan korkman gerekir­di..." âyetini gizlerdi. Allah'ın Rasûlü (sa) onunla (Zeyneb ile) evlenince

"Oğ­lunun eşiyle evlendi." diye kınamaya kalkıştılar da Allah Tealâ:

"Muhammed adamlarınızdan hiçbirinin babası değildir. Fakat Allah'ın Rasûlü ve peygamber­lerin sonuncusudur." (Ahzâb, 33/40) âyet-i kerimesini indirdi. Allah'ın Rasûlü (sa), küçük bir çocukken Zeyd'i evlâtlık edinmiş ve Zeyd büyüyüp adam olun­caya kadar O'nun yanında kalmıştı.

"Onları babalarına nisbet ederek çağırın. Bu Allah katında adalete en yakın olandır. Eğer babalarını bilmiyorsanız onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır..." (Ahzâb, 33/5) âyet-i kerimesi ininceye ka­dar onu "Zeyd ibn Muhammed" diye çağırırlardı.

4- Tirmizî'nin kendi senediyle Enes'den rivayetinde de "Allah'ın açığa vura­cağı şeyi de içinde saklıyor, insanlardan korkuyordun. Halbuki en çok Allah'tan korkman gerekirdi..." âyet-i kerimesinin Zeyneb bint Cahş hakkında nazil oldu­ğu belirtilmektedir. Buna göre Zeyd, hanımından şikâyet için Hz. Peygamber (sa)'e gelmiş, onu boşamaya kalkmış ve boşaması konusunda Hz. Peygamber (sa)'e danışmış da Hz. Peygamber (sa) ona: "Eşini bırakma ve Allah'tan takva üzere ol." buyurmuştu.

5- Yine Tirmizî'nin konu ile ilgili olarak Enes'den rivayetle tahric ettiği bir habere göre "Nihayet Zeyd, onunla bağını kopardıktan sonra onu seninle evlen­dirdik." âyet-i kerimesinin Zeyneb bint Cahş hakkında indiğine işaret edildikten sonra Zeyneb'in, Hz. Peygamber (sa)'in diğer eşlerine: "Sizi Rasûlullah (sa) ile aileleriniz evlendirdi, halbuki beni yedi kat göğün üstünden Allah evlendirdi." diye övündüğü ayrıntısına da yer verilir.

6- Hakim, Enes'den naklediyor: Zeyd b. Harise Peygamberimiz (s.a.)'e gelerek hanımı Zeyneb bt. Cahş'dan şikâyet etti. Peygamberimiz ona:

“Hanımını tut.” dedi. Bunun üzerine "Allah 'm açığa vuracağı şeyi gön­lünde gizliyorsun." ayeti nazil oldu.

7- Tirmizî'nin tahric ettiği bu hadis, İmam Ahmed'in müsned'inde daha bir ayrıntılı olarak yer almaktadır. Şöyle ki:

İmam Ahmed'in Abdullah kanalıyla Enes'den rivayetinde o şöyle anlatıyor: Zeyneb bint Cahş'in kocası Zeyd'den boşandığında iddeti sona erince Al­lah'ın Rasûlü (sa) Zeyd'e:

"Zeyneb'e git ve onu benim için iste. Benim için senden daha güvenilir emîn birisi yok" buyurdular. Zeyd, Zeyneb'e vardığında hamur yoğurmaktaymış. Zeyd der ki:

"Onu görünce gözümde büyüdü, ona ba­kamadım, arkamı döndüm ve:

"Ey Zeyneb, sana müjdeler olsun, Allah'ın Rasûlü seni, kendisi için zikretmem, kendisi için sana dünürcü olmam için beni gönderdi." dedim. "Rabbıma danışmadan bir şey yapacak değilim." dedi ve evindeki namaz kılma yerine yöneldi. İşte o sırada Allah'ın Rasûlü (sa)'ne

"Ni­hayet Zeyd, onunla bağını kopardıktan sonra onu seninle evlendirdik..." âyet-i kerimesi nazil olmuş. Rasûlullah bizzat kendisi Zeyneb'e geldi ve izin istemeden yanına girdi. Biz de anladık ki Rasûlullah ile Zeyneb'in düğünü olacak ve Allah'ın Rasûlü (sa) bize ekmek ve et yedirecek. Sonra gerçekten Rasûl-i Ek­rem bize düğün yemeği olarak ekmek ve et yedirdi. Yemek yiyenler birer birer çıktılar ama bir takım kimseler yemekten sonra çıkmayıp orada konuşmaya dal­dılar. Allah'ın Rasûlü onların yanından ayrılıp dışarı çıktı, ben de peşinden. Ha­nımlarına uğrayıp birer birer onlara selâm verdi. Hanımları da selâmını alarak:

"Ey Allah'ın elçisi, yeni hanımını nasıl buldun?" diyorlardı. Sonra Hz. Peygam­ber (sa)'in odasında konuşmaya dalanların oradan ayrılıp gittiklerini ben mi ha­ber verdim, yoksa kendisinin mi haberi oldu hatırlamıyorum. Hz. Peygamber yeni eşinin yanına döndü. Ben de peşinden odasına girmek istedim de benimle arasına perdeyi çekti ve o sırada "Hicâb âyeti" nazil oldu da Hz. Peygamber ashabına daha önce yaptığı gibi va'zu nasihat eyledi ve kendisine inen âyet-i kerimeyi okudu:

"Ey O iman edenler, O Peygamber'in evlerine yemeğe çağrılmaksızın ve vakitli vakitsiz girmeyin. Ama davet olunursanız girin ve yemeği yeyince de lâfa dalmadan dağılın. Sizin bu haliniz O Peygamber'i üzüyordu, ama size bir şey söylemekten de utanıyordu. Allah ise hakkı söylemekten utanmaz..."

7- Müslim, Ahmed ve Nesâî anlattı. Zeyneb'in iddeti bitince Rasûlullah Zeyd'e:

“Git ona beni söyle.” buyurdu. Zeyd gitti ve bunu haber verdi. Zeyneb:

“Ben Rabbim emredinceye kadar, bir şey yapıcı değilim.” dedi ve mescidine gitti. Kur'an indi, Rasûlullah geldi, izinsiz olarak onun yanına girdi. Enes dedi ki:

“Rasûlullah onunla gerdeğe girdiğinde, bize ekmek ve et yedirdiğini gördük. İnsanlar çıktı, yemekten sonra bazı kişiler evde kaldılar ve konuşuyorlardı. Rasûlullah çıktı, ben onu takip ettim. Rasûlullah hanımlarının odalarını takip etti. Sonra ona insanların çıktıkları haberini verdim. Yürüdü, eve girdi. Ben de onunla gittim, onunla eve girdim. Benimle arasına sütre çekti. Perdeleri indirdi ve insanlara, “Size izin verilmeden Nebi’nin evine girmeyin” âyetinin vaaz ettiği gibi vaaz etti.

Ahzab/50. Ey O Peygamber, Biz, mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ga­nimet olarak verdiği cariyelerini, seninle birlikte hicret eden amca kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve bir de eğer mü'min bir kadın kendisini Peygamber'e hibe eder de Peygamber de onunla evlenmeyi isterse onu -ki bu mü'minlerden ayrı olarak sadece sana mahsus ol­mak üzere- senin için helâl kıldık. Sana bir zorluk olmasın diye mü'minlerin eşleri ve cariyeleri hakkında ne hükmettiğimizi bildirdik. Allah Gafur, Rahim olandır.

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:

1- Tirmizî'nin Abd ibn Humeyd kanalıyla Ümmü Hâni' bint Abdülmuttalib'den rivayetinde o şöyle demiştir:

Rasûlullah (sa) benimle ev­lenmek istedi, ben de mazeret beyan ederek kabul etmedim ve beni mazur gör­dü. Sonra Allah Tealâ "Ey O Peygamber, Biz, mehirlerini verdiğin eşlerini, Al­lah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyelerini, seninle birlikte hicret eden amca kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve bir de eğer mü'min bir kadın kendisini Peygamber'e hibe eder de Peygamber de onun­la evlenmeyi isterse... helâl kıldık..." âyet-i kerimesini indirdi. Ben, bu âyete göre O'na helâl kılınmamıştım. Çünkü ben, hicret edenlerden "Tuleka"dan idim." Mekke'nin fethi günü müslüman olanlara "Tuleka" adı verilmişti ve Ümmü Hâni de o gün müslüman olanlardandı.

2- Ayet-i kerimenin "Ve bir de eğer mü'min bir kadın kendisini Peygamber'e hibe eder de Peygamber de onunla evlenmeyi isterse onu -ki bu mü'minlerden ayrı olarak sadece sana mahsus olmak üzere- senin için helâl kıldık." kısmının nüzul sebebi olarak İbn Sa'd'ın İkrime'den rivayetle tahricinde o şöyle demiştir:

Bu âyet-i kerime Ümmü Şerîk ed-Devsiyye hakkında nazil oldu.

3- İbni Ebî Hatim, Ümmü Hanî'den naklediyor:

"Seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık" ayeti benim hakkımda nazil oldu. Peygamberimiz (s.a.) be­nimle evlenmek istemişti. Bundan nehyolundu. Zira ben hicret etmedim.”

4- Yine İbn Sa'd'ın Münîr ibn Abdullah ed-Düelî'den rivayetine göre Ümmü Şerîk Ğaziyye bint Câbir ibn Hakîm ed-Devsiyye, kendini Hz. Peygamber (sa)'e arzederek hibe etmiş; Rasûlullah (sa) da bunu kabul buyurmuştu. Ümmü Şerîk güzel bir kadındı ve onu kıskanan Hz. Aişe:

"Kendini bir erkeğe arzeden ve hibe eden bir kadında elbette hayır yoktur." demişti. Ümmü Şerîk der ki:

İşte bu âyetteki "Kendini Rasûlullah'a hibe eden kadın." benim ve Allah beni "Mü'min olarak adlandırdı ve

"Ve bir de eğer mü'min bir kadın kendisini Peygamber'e hibe ederse..." buyurdu. İşte bu âyet-i kerimenin nüzulü üzerine Hz. Aişe Hz. Pey­gamber (sa)'e:

"Görüyorum ki Allah, senin arzunu hemencecik yerine getiri­yor." demiş.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...