akılsızşuursuzatom 0 Eylül 10, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 10, 2018 gönderildi 5 dakika önce, sağduyu yazdı: Çok çekme o arap putunun kitabını, insanları aptallaştırıldığı kanıtlandı. Kanıtlardan birisi de sensin. arap putu arap putu hayran kaldım dirayetinize ... Link to post Sitelerde Paylaş
güven 0 Eylül 10, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 10, 2018 gönderildi 36 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı: arap putu arap putu hayran kaldım dirayetinize ... Tamamda putan bahseden senin ALLAHIN. Kendisininde put olduğunun kanıtı. Sadece Allah putuna inanın diyor. Ankebut 25: Ve (İbrâhîm A.S): “Muhakkak ki siz, dünya hayatında aranızda sevgi oluşan Allah'tan başka putlar edindiniz. Link to post Sitelerde Paylaş
akılsızşuursuzatom 0 Eylül 10, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 10, 2018 gönderildi 6 dakika önce, güven yazdı: Tamamda putan bahseden senin ALLAHIN. Kendisininde put olduğunun kanıtı. Sadece Allah putuna inanın diyor. Ankebut 25: Ve (İbrâhîm A.S): “Muhakkak ki siz, dünya hayatında aranızda sevgi oluşan Allah'tan başka putlar edindiniz. Değerli kardeşimiz, İlgili ayetlerin mealleri şöyledir: "Siz Allah'ı bırakıp birtakım putlara tapıyor, asılsız inançlar uyduruyorsunuz. Kuşkusuz Allah'ı bırakıp da taptığınız bu şeyler size rızık vermekten âcizdirler. O zaman rızkınızı Allah'ın katında arayınız, O'na kul olunuz, O'na şükrediniz; sonunda O'na döneceksiniz." (Ankebut, 29/17) "İbrahim onlara şöyle dedi: 'Sizler, sırf dünya hayatında aranızdaki sevgi (ve çıkar) ilişkisini sürdürmek için Allah'ı bırakıp kendinize birtakım putlar edindiniz. Sonra kıyamet gününde birbirinizi tanımayacak, birbirinize lanetler yağdıracaksınız. Varacağınız yer cehennemdir; hiçbir yardımcınız da olmayacaktır.' " (Ankebut, 29/25) Ayetlerde geçen “min dûnillâhi” ifadesinin Türkçe tercümelerinin bazılarında yanlış anlamaya müsait bir mana söz konusu olabilir. Çünkü, “Allah’tan başka ibadet edilen putlar” ifadesinden, başka ilahların varlığı ve Allah’ın da diğer ilahlardan biri olduğu vesvesesi insanların vehmine ilişebilir. Ancak, bu ifadenin aklî muhakemesinde böyle bir sakıncanın hissedilmesi söz konusu değildir. Çünkü, “Allah’tan başka putlar / ilahlar” ifadesinde, gerçekten Allah’a ortak olabilecek ilahların varlığı değil, yanlış olarak bazı insanların ilah gibi gördüğü ve taptığı batıl ilahların yanlış düşüncelerine atıfta bulunulmaktadır. Keza, “Allah’tan başka taptığınız putlar” ifadesinden, Allah’ın da diğer putlardan biri olduğunu anlamak yanlış olur. Çünkü, buradaki ifadenin açıklaması şöyledir: “Herkesin, her şeyin taptığı Allah’ı bırakıp da putlara tapmanız çok çirkin bir şeydir.” Diğer bir ifadeyle söylemek gerekirse; “ta’budûne min dûnillâhi” nin manası “Allah’tan başka putlar,..” değil, “Allah’tan başka taptığınız putlar,..” şeklindedir. Bunun diğer bir ifadesi “Allah’ı bırakıp da taptığınız putlar,..” şeklindedir. Bu ifadede “Allah ile putların” karşılaştırılması değil, "Allah’a ibadet etmek ile putlara ibadet etme” karşılaştırılıyor. Bir de “Dûn” kelimesi Osmanlıca’da da kullanıldığı gibi aşağı bir mertebeyi ifade etmektedir. “Filan adam falanca adamın madûnundadır.” denildiği zaman, adamlardan birinin bir diğerinden daha aşağı bir mertebede olduğunu gösterir. Bunun gibi, “min dûnillâhi evsanen” tabiri, her yönüyle “Allah’ın madûnunda olan putlar...” manasına gelir. Kur’an’da bu ifadenin tercih edilmesi, putlara tapanların yanlış bir tercihte bulunduklarını açıkça onlara anlatmaya, hiçbir açıdan Allah’ın sıfatlarına haiz olmayan bazı nesnelerin ne zararı ne de yararı elinde bulundurmadıkları gerçeğini onların zihinlerine nakşetmeye yöneliktir. Bu gibi vehimlerin önüne geçme adına, bu gibi ayetlerin ilgili ifadelerini klişe olarak “Allah’ı bırakıp da putlara tapanlar” veya “Allah’a değil de putlara tapanlar” veya “her yönüyle Allah’ın dûnunda olan putlara tapanlara”şeklinde meal verilebilir. Link to post Sitelerde Paylaş
DeepBlue 0 Eylül 10, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 10, 2018 gönderildi 53 dakika önce, sağduyu yazdı: Çok çekme o arap putunun kitabını, insanları aptallaştırıldığı kanıtlandı. Kanıtlardan birisi de sensin. Devreler gitti : D e ben sana az çek demiştim. Öyle tüm tozu bi çekişte içine çekersen olacağı bu işte al. Link to post Sitelerde Paylaş
güven 0 Eylül 10, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 10, 2018 gönderildi 1 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı: Değerli kardeşimiz, İlgili ayetlerin mealleri şöyledir: "Siz Allah'ı bırakıp birtakım putlara tapıyor, asılsız inançlar uyduruyorsunuz. Kuşkusuz Allah'ı bırakıp da taptığınız bu şeyler size rızık vermekten âcizdirler. O zaman rızkınızı Allah'ın katında arayınız, O'na kul olunuz, O'na şükrediniz; sonunda O'na döneceksiniz." (Ankebut, 29/17) "İbrahim onlara şöyle dedi: 'Sizler, sırf dünya hayatında aranızdaki sevgi (ve çıkar) ilişkisini sürdürmek için Allah'ı bırakıp kendinize birtakım putlar edindiniz. Sonra kıyamet gününde birbirinizi tanımayacak, birbirinize lanetler yağdıracaksınız. Varacağınız yer cehennemdir; hiçbir yardımcınız da olmayacaktır.' " (Ankebut, 29/25) Ayetlerde geçen “min dûnillâhi” ifadesinin Türkçe tercümelerinin bazılarında yanlış anlamaya müsait bir mana söz konusu olabilir. Çünkü, “Allah’tan başka ibadet edilen putlar” ifadesinden, başka ilahların varlığı ve Allah’ın da diğer ilahlardan biri olduğu vesvesesi insanların vehmine ilişebilir. Ancak, bu ifadenin aklî muhakemesinde böyle bir sakıncanın hissedilmesi söz konusu değildir. Çünkü, “Allah’tan başka putlar / ilahlar” ifadesinde, gerçekten Allah’a ortak olabilecek ilahların varlığı değil, yanlış olarak bazı insanların ilah gibi gördüğü ve taptığı batıl ilahların yanlış düşüncelerine atıfta bulunulmaktadır. Keza, “Allah’tan başka taptığınız putlar” ifadesinden, Allah’ın da diğer putlardan biri olduğunu anlamak yanlış olur. Çünkü, buradaki ifadenin açıklaması şöyledir: “Herkesin, her şeyin taptığı Allah’ı bırakıp da putlara tapmanız çok çirkin bir şeydir.” Diğer bir ifadeyle söylemek gerekirse; “ta’budûne min dûnillâhi” nin manası “Allah’tan başka putlar,..” değil, “Allah’tan başka taptığınız putlar,..” şeklindedir. Bunun diğer bir ifadesi “Allah’ı bırakıp da taptığınız putlar,..” şeklindedir. Bu ifadede “Allah ile putların” karşılaştırılması değil, "Allah’a ibadet etmek ile putlara ibadet etme” karşılaştırılıyor. Bir de “Dûn” kelimesi Osmanlıca’da da kullanıldığı gibi aşağı bir mertebeyi ifade etmektedir. “Filan adam falanca adamın madûnundadır.” denildiği zaman, adamlardan birinin bir diğerinden daha aşağı bir mertebede olduğunu gösterir. Bunun gibi, “min dûnillâhi evsanen” tabiri, her yönüyle “Allah’ın madûnunda olan putlar...” manasına gelir. Kur’an’da bu ifadenin tercih edilmesi, putlara tapanların yanlış bir tercihte bulunduklarını açıkça onlara anlatmaya, hiçbir açıdan Allah’ın sıfatlarına haiz olmayan bazı nesnelerin ne zararı ne de yararı elinde bulundurmadıkları gerçeğini onların zihinlerine nakşetmeye yöneliktir. Bu gibi vehimlerin önüne geçme adına, bu gibi ayetlerin ilgili ifadelerini klişe olarak “Allah’ı bırakıp da putlara tapanlar” veya “Allah’a değil de putlara tapanlar” veya “her yönüyle Allah’ın dûnunda olan putlara tapanlara”şeklinde meal verilebilir. ALINTI Musadenizle ben de aynı suredeki put mucizesinden bahsetmek istiyorum; 29 Ankebut 17: Fakat siz, Allah'tan başka putlara tapıyorsunuz ve yalan uyduruyorsunuz. Muhakkak ki sizin, Allah'tan başka taptıklarınız, size rızık vermeye malik değillerdir. 1. innemâ : sadece, fakat 2. ta'budûne : tapıyorsunuz 3. min dûnillâhi (min duni allâhi) : Allah'tan başka 4. evsânen : putlar 5. ve tahlukûne : ve halkediyorsunuz, yapıyorsunuz 6. ifken : yalan, iftira 7. inne : muhakkak 8. ellezîne : onlar 9. ta'budûne : tapıyorsunuz 10. min dûnillâhi (min duni allâhi) : Allah'tan başka + Ankebut 25: Ve (İbrâhîm A.S): “Muhakkak ki siz, dünya hayatında aranızda sevgi oluşan Allah'tan başka putlar edindiniz. Mesela bu inanılmaz gafı farkeden diyanet uyanıklık yapıp "Allah'ı bırakıp bir takım putlar edindiniz" diye değiştirmiş. Ancak burda ayetin kelime karşılıkları, kıvırtmaya çarpıtmaya olanak tanımıyor. Şimdi kuran'a göre en affedilmez günah nedir..... şirktir. Bunun en önemli örneği de putperestlik olarak anlatılır. en büyük nefret putperestlere karşı gösterilir. hatta putperestlere "pislik" denilmiştir. Peki islamda Allah'ın en uzak tutulması gereken konu şirk ve putperestlik iken, Allah'a yanlışlıkla "put" denilmesini ne ile açıklayabilirsiniz...? Şuraya da dikkat edelim; 27 Neml / 91 De ki: “Bana ancak, bu beldenin (Mekke’nin); onu mukaddes kılan ve her şey kendisine ait olan Rabbine kulluk yapmam emredildi. 1. innemâ : ancak, sadece 2. umirtu : ben emrolundum 3. en a'bude : benim ibadet etmem 4. rabbe : Rab 5. hâzihi : bu 6. el beldeti : belde, ülke 7. ellezî : ki o 8. harreme-hâ : onu hürmete lâyık kıldı 9. ve lehu : ve onun 10. kullu şey'in : herşey 11. ve umırtu : ve ben emrolundum Nerenin rabbine kulluk yapması emredilmiş........ Mekke'nin..! İşte bu Allah'ın bir arap tanrısı olduğunu apaçık doğrulayan bir ayettir. "Arap tanrısı" deyimini, islamı aşalama amaçlı zannedenler, sağa sola çamur atmadan önce bu ayeti iyi okusunlar. "Arap putu" veya "arap tanrısı" diye biz demiyoruz, kuranı yazan adamın bizzat kendisi söylüyor! Aslında ayete göre "arap tanrısı" da değil, Mekke'nin tanrısı ! Ayrıca kuran'da yanlışlıkla yaratıcıların (tapılacak putların) birden fazla olduğu da itiraf edilmiş; 37 / Saffat 125 : Yaratıcıların en güzelini bırakıp da Ba’l’e mi tapıyorsunuz? 1. e : mı 2. ted'ûne : tapıyorsunuz 3. ba'len : ba'l (bir put adı) 4. ve tezerûne : ve bırakıyorsunuz 5. ahsene : ahsen, en güzel 6. el hâlikîne : yaratıcı En güzel yaratıcı Allah ise, daha az güzel olanlar kimlerdir? Peki bazılarının kıvırtıp iddia ettiği gibi, kuran'da "yaratıcı" kelimesinden insan kastedilmiş olabilir mi...? aynı kelimenin geçtiği başka bir ayete bakalım; 52 Tur 35: Acaba onlar herhangi bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendileri mi yaratıcıdırlar? İşte yaratıcı dan kastedilenin bu ayette ne olduğu açıklanmıştır. yaratıcı / el hâlikûne = tanrı'dır ! Ve her iki ayetin arapça kelimeleri dahi aynıdır (el hâlikûne ) 1. em : veya, yoksa ... mı 2. hulikû : yaratıldılar 3. min gayri şey'in : bir şey olmaksızın 4. em : veya, yoksa, ... mı 5. hum(u) : onlar 6. el hâlikûne : yaratıcı Bunun yanında islam öncesi "en güçlü tanrı" anlamına gelen, ay tanrısı Al-ilah'a da tapıldığını hatırlatmakta fayda var. Bu tanrının ismi neden acaba Allah ile bu kadar benzeşmektedir? Peki ya bu Ay Tanrısı Al-İlah’ın üç kızı Al-Lat Al-Uzzat ve Al-manat'ın 3 yıldız olarak sembolize edilmesi ve bunun islam ülkelerinin sembolü haline gelmesini nasıl yorumlamak lazım? Ayrıca bu 3 putun Kuran’a da yazılmış olması, bu putların din eleştirmenlerinin bir uydurması olmadığını, gerçekten o dönem Allah ile ilişkilendirildiğini kanıtlamaktadır; 53/ Necm 20: ” Lât ve uzza’ya ve diğer üçüncüsü Menat’ı gördünüz mü..? Şimdi bu bilgiler ışığında Ankebut 17 ve 25'de ne diyordu, tekrar hatırlıyalım... "Allah'tan başka putlara tapıyorsunuz" Açıkça görülüyor ki, kuran'ı yazan adamlar bilinçaltındaki putperestliği ortaya dökmüş, ve büyük bir gaf yapmışlar. "Allah'tan başka putlar" cümlesinde Allah'ın da bir put olduğu, farkında olmadan itiraf edilmiştir. Peki acaba bu cümlede, Allah'ın put dışında bir anlama gelme ihtimali var mı...? Bir örnekle tekrar bir analiz yapalım....; İslamın en temel şartı nedir....... Kelime-i şahadet. Peki bunun kelime-i tevhid kısmında ne diyor. La ilahe illallah..... Yani "Allah'tan başka ilah yoktur" Peki bu cümlede Allah'ın "ilah" dışında bir anlama gelme ihtimali var mıdır, yok mudur? Mesela kelime-i tevhid de, Allah'tan kastedilenin bir tür meyve, bitki, hayvan, şehir vs. olma ihtimali var mıdır? Elbette böyle bir olasılıktan bahsedilmesi tamamen zırvalık olur. İşte aynen bu şekilde "Allah'tan başka putlar" cümlesinde Allah'ın "put"dan başka bir anlama geleceğinin iddia edilmesi de, çok açık bir yalan olarak kayıtlara geçer. Demekki neymiş...., kuran'a göre Allah, aynı zamanda bir putmuş. Bu din de bütün dinler gibi kitabıyla elçisiyle ve tanrısıyla uydurulmuş bir masaldır, apaçık bir aldatmacadır. Bu dinin bir uydurma olduğu ispatlanmış bir gerçek.... bu bir görüş değil, inanç hiç değil. bu bir bilgidir, farkındalıktır! O yüzden insanlığa kötülük getirdiğini hepimizin çok iyi bildiği bu dinin gerçek olması konusunda sanki bir olasılık varmış gibi boşuna kendinizi yormayın. dinden değil, biraz da insanlıktan bahsedin ki, bize bir faydanız olabilsin. Link to post Sitelerde Paylaş
sağduyu 0 Eylül 10, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 10, 2018 gönderildi 50 minutes ago, akılsızşuursuzatom said: arap putu arap putu hayran kaldım dirayetinize ... Herkesin putuna put deyip kendi putuna gelince bizim ki değil demek de ne demek? Link to post Sitelerde Paylaş
Kindi 0 Eylül 12, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 12, 2018 gönderildi Tanrı bizi yarattıysa Tanrıyı kim yarattı ? Su yeri ıslattıysa suyu kim islattı ? :))))))))))))))))))))))) Link to post Sitelerde Paylaş
akılsızşuursuzatom 0 Eylül 12, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 12, 2018 gönderildi 1 dakika önce, Kindi yazdı: Tanrı bizi yarattıysa Tanrıyı kim yarattı ? Su yeri ıslattıysa suyu kim islattı ? :))))))))))))))))))))))) hidrojenle oksijen ıslatmistir herhalde onlar olmasa su da olmaz . Link to post Sitelerde Paylaş
akılsızşuursuzatom 0 Eylül 12, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 12, 2018 gönderildi Şimdi, akılsızşuursuzatom yazdı: hidrojenle oksijen ıslatmistir herhalde onlar olmasa su da olmaz . ya arkadaş ateistler tanrıyı kim yarattı sorusunu degilleme olarak soruyorlar yoksa Tanri varda onu yaratan kim demek istemiyor nedensiz bir şey mümkünse bu neden evren veya madde veya fiziksel bir etmen olamaz demeye getiriyor benim anladığım bu Link to post Sitelerde Paylaş
teflon 0 Eylül 12, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 12, 2018 gönderildi 47 minutes ago, Kindi said: Tanrı bizi yarattıysa Tanrıyı kim yarattı ? Su yeri ıslattıysa suyu kim islattı ? :))))))))))))))))))))))) Suyu kim ıslattı (kim geçersiz soru, ıslatmak geçersiz fiil) Evreni kim yarattı? (kim geçersiz soru, yaratmak geçersiz fiil) Ha şunu bileydin Link to post Sitelerde Paylaş
sağduyu 0 Eylül 12, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 12, 2018 gönderildi 49 minutes ago, Kindi said: Tanrı bizi yarattıysa Tanrıyı kim yarattı ? Su yeri ıslattıysa suyu kim islattı ? :))))))))))))))))))))))) Dincide zeka bu kadar olur. Link to post Sitelerde Paylaş
akılsızşuursuzatom 0 Eylül 12, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 12, 2018 gönderildi 6 dakika önce, teflon yazdı: Suyu kim ıslattı (kim geçersiz soru, ıslatmak geçersiz fiil) Evreni kim yarattı? (kim geçersiz soru, yaratmak geçersiz fiil) Ha şunu bileydin Tanrı icsel mekanizmalariyla enerjiye evrene sebep olabiliyor sıfatları itibariyle vs. Maddenin nedensiz bir şekilde form değiştirmesine madde veya enerji neye dayanarak sahip olabiliyor enerjinin böyle bir özelliği mi var kendi kendine organize olup sebepsiz yere değişebilecek? Link to post Sitelerde Paylaş
sağduyu 0 Eylül 12, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 12, 2018 gönderildi Just now, akılsızşuursuzatom said: Tanrı icsel mekanizmalariyla enerjiye evrene sebep olabiliyor sıfatları itibariyle vs. Maddenin nedensiz bir şekilde form değiştirmesine madde veya enerji neye dayanarak sahip olabiliyor enerjinin böyle bir özelliği mi var kendi kendine organize olup sebepsiz yere değişebilecek? Madde ve enerji de içsel mekanizmalarla çalışıyor, araya bir put sokuşturmaya gerek yok., olayı daha da karmaşıklaştırmaya gerek yok. Link to post Sitelerde Paylaş
Charles dawkins 0 Eylül 12, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 12, 2018 gönderildi On 07.09.2018 at 00:10, Kindi yazdı: Charles Dawkins sorudaki mantık hatasını şu şekilde gösterebilirim Soru: Hamleti kim yazdı ? Cevap: William Shakespeare Soru: William shakespeare yi kim yazdı? Cevap: ? o halde Hamlet eseri kendi kendine yazılmıştır sonsuzdan beridir vardı ,kimse yazmadı eğer tanrıyı kabul etmiyorsan zaten bu sorunun mantığı yok eğer kabul ediyorsan işte bu soru saçmalaşıyor ve bir mantık hatasına dönüyor yaratılmış olan her şeyin sonradan meydana gelen her şeyin bir sebebi vardır ama varlığı sonsuz zaman ve mekandan münezzeh Allah için bu soru olmaz o yaratıldığı an yaratıcılık özelliği biter yukarıdaki örnekteki gibi yaratıcı yaratılan gibi aynı özelliklerde düşünülüyor,yaratıcı yarattığı şeylerin kanununa bağlı değildir onların dışındadır. bir ressam resim yaparken kendiside yağlı boya ve kağıttan meydana gelmez, bir marangoz yaptığı masa gibi tahta ve tutkaldan bambaşka ve bağımsız bir varlıktır. 35 madde cevap bari bunu okuyun 1.docx Tanrı yi kim yarattı gibi bir soru durduk yere sorulmamalidir. Sebep sonuç ve tasarım argümanlarına cevap olarak verilmelidir. Kimse tartışmanın basında durduk yere de böyle söylemez. Link to post Sitelerde Paylaş
Charles dawkins 0 Eylül 12, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 12, 2018 gönderildi 19 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı: Tanrı icsel mekanizmalariyla enerjiye evrene sebep olabiliyor sıfatları itibariyle vs. Maddenin nedensiz bir şekilde form değiştirmesine madde veya enerji neye dayanarak sahip olabiliyor enerjinin böyle bir özelliği mi var kendi kendine organize olup sebepsiz yere değişebilecek? Enerjinin Korunumu diye bir yasa var. Sizin anlamadığınız şey evrende bilmediğimiz yerlere Tanrı yi sokuşturmanız Link to post Sitelerde Paylaş
teflon 0 Eylül 12, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 12, 2018 gönderildi 2 minutes ago, akılsızşuursuzatom said: Tanrı icsel mekanizmalariyla enerjiye evrene sebep olabiliyor sıfatları itibariyle vs. Maddenin nedensiz bir şekilde form değiştirmesine madde veya enerji neye dayanarak sahip olabiliyor enerjinin böyle bir özelliği mi var kendi kendine organize olup sebepsiz yere değişebilecek? Kıçından tanrı ve onun içsel mekanizmaları diye bir şey uydurmaksa eğer bütün mesele, o zaman işimiz iş, senin soru da boş. Hele hele o sıfatların çelişik olmasını da kafamıza takmayacak kadar aymaz ve yüzsüz bir karakterdeysek eğer, değmeyin keyfimize At babam at. Döngüsel mantık safsatasını dibine kadar sömür. Enerjinin böyle bir özelliği ya da kendi kendine organizasyonu ile ilgili sahip olduğun bilgiler nedir? O olmayan ama, olduğunu varsaydığımız bilgileriniz içerisinde bunu mümkünsüz kılan bir done var mı? Yoksa yine boşlukların aciz ve sünepe tanrısının başka bir sürümü mü? Açtığın kırk tane ayrı başlığa 40 sayfa yazıldı ya bunlar..Forumda envai çeşidi de ayrıca mevcut. Kaosundan girildi, termodinamik ve diğer evren modellerinden çıkıldı. Daha hala kalkıp var mı yok mu bilmem ne diye soruyorsun.. 1- Evet var. 2- Böyle olmasının önünde mantıksal hiçbir engel yok, ondan da öte. Bu iş 35 tane kendini tekrar eden ortaokul düzeyi safsatayla yok suydu ıslaklıktı falan demekle olmuyor işte. Elalem milyon dolarlık projelerle kalkıp bunları araştırıyor. Uzayın dibine gözlem evi gönderiyor kütleçekim dalgalarını falan araştırmak için.. Müslüman denen bir insan tipi ise kalkıp suyu kim ıslattı şeklinde göbeğini kaşıyarak oturduğu yerden çözüyor olayı.. Cahil cesaretinden başka bir dayanağınız yok mu gardaş sizin? Bu suyu kim ıslattı teorisini MIT'e, OXFORD'a falan göndersenize hele..Nobel falan alırsınız belki kimbilir? Link to post Sitelerde Paylaş
teflon 0 Eylül 12, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 12, 2018 gönderildi (düzenlendi) On 09.09.2018 at 21:42, Kindi said: teflon sen cevap vermiyorsun sadece demogoji yapıyorsun buradan hakaret etmek kolay eminim karşında olsam bu hakaretleri yapacak kadar yüreğin yok zaten hakaretlerin acizliğini ortaya koyuyor istersen adres ver geleyim yüzüme o hakaretleri et eğer adres vermeyeceksen ben adresimi veriyim Cevap vermemek? Senin o teneke ve geçersiz benzetmelerine yazdığım cevaplar orada, senin cevapların nerede? Dalga mı geçiyorsun yoksa? Peki onlara hiçbir cevap yazamadığın yerde kalkıp aynı teneke benzetmeleri hiçbir açıklama gereği ve bundan da bir rahatsızlık duymadan bir daha getirme işine ne denir? İşte bizim oralarda bu tip davranış şekillerine ne deniyorsa, ben de onu dedim sana. Hakaret değil yani. Gevşeyebilirsin. Bu iş, daha mantıksal zorunluluk nedir onu bile bilmeyen bir zatın yazdığı kendini tekrar eden 35 maddelik monologları word dosyası halinde attırmakla olmuyor. Biz de word dosyası yazıp mı gönderelim sana?! Ezbercilikten, kopyalamaktan ve nakletmekten öte ussal bir kabiliyetin varsa kendi cevaplarını bizzat yaz buyur. Bak bu taktik her zaman işliyor. Arada sırada deniyorum. Teist bir şey yazıyor. Cevabını veriyorsun ama bundan tık yok. Sonra başka bir şey yazıyor, bir daha yazıyor, cevap veriyorsun yine tık yok. Adam hiç alınmıyor, gücenmiyor, rahatsızlık falan duymuyor. Biraz dürtüyorsun iğneliyorsun falan, hani gururu icabı bir cevap yazar falan diye..Yok. En sonunda biraz daha üst perdeden giydiriyorsun. Hani bu adamın gücenme, alınma, rencide olma sınırı nedir, ne kadar yüksektedir falan gibisinden.. İşte aynen senin örneğinde olduğu gibi o zaman ses geliyor. Viyaklama geliyor. Biz de hem karşıdakinin eşiğini anlamış, hem de bir cevap almış oluyoruz. İhtimal tabi. Güzel taktik bu arada, posta koyma ayağıydı adresti bilmemneydi derken yine cevap yazmamışsın. Müslümanlığın sana kattığı o güzel karakteri de sergilemişsin. Ne de olsa barış ve sevgi dini he mi? Eylül 12, 2018 tarihinde teflon tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Buzul 0 Haziran 6, 2020 gönderildi Raporla Share Haziran 6, 2020 gönderildi (düzenlendi) Allah'ı yer ve yedi katlı göğün ve yaşamın övülmesi gereken şeyler olduğunu sanan, yaptıkları çocuklara, var ettikleri o muhtaç, yoksunluk çeken bedenlere, sanki onları var eden kendileri değilmiş, sanki bir güzellik yapmışlar gibi seni yedirdik, içirdik hakkımızı ödeyemezsin, bize şükür et diyen, annelerine, babalarına da hakkınızı ödeyemeyiz diyip şükür eden bunların varlığını yüceltici tipler oluşturmuştur. Senin gereksinimleri giderdik, yoksunluklarını giderdik, hakkımızı ödeyemezsin, bize şükür et diyen anne, baba, mitolojide size nimet verdim, bana şükür edin diyen allah olarak kendini gösterir. Zaten birçok tartışma da bunun üzerine kurulur. Dincidarlarca bunlar övülmelidir havası oluşturulur, bunları yarattı denilen allaha da bunun üzerinden övgü beklenir. Bunların övülmesi gereken, övülmesi zorunlu olan şeyler olduğu sonucuna nasıl vardınız. Ve tabi bunların iyilik, kötülük, iyi, kötü kavramları da yine bunların övücülüğü temellidir. Allah bunları yarattığı için övgü bekleyen bir tanrıdır. Bir dincidar mümin bunların varlığını iyi, bunların yaratılmasını da iyilik olarak görür. İslamın koşullarından biri de bunların övücülüğünü yapmaktır. O nedenle bir dincidar mümin, canlıların yendiği, parçalandığı bir düzende sorun görmez. Canlılara hastalıklara acı çektirilip, işkence edilmesinde sorun görmez. Dahası canlılara acı çektirip, işkence eden allaha övgüler dizip, camilerden onun adını haykırır. Afetlerde sorun görmez. Yangınlarda canlıların diri diri yanmasında bir sorun görmez. Doğum yoluyla acı çekecek canlıların var edilmesinde sorun görmez. Muhtaç, yoksunluk çeken canlıların var edilmesinde, geçim derdine düşürülmesinde bir sorun görmez. Yaşama içgüdüsü olan, ölümden korkan varlıklara ölüm süreci ve psikolojisinin yaşatılmasında, ölmenin dayatılmasında bir sorun görmez. Tabi işkence dedik de, bir mümine göre allah işkence etmez, merhametsizlik yapmaz, kötülük yapmaz. O yalnızca acı çektirir. İyi, kötü, iyilik, kötülük gibi kavramları yer, yedi katlı gök, yaşam övücülüğü temelli olan dincidar müminlerin bu kavram tanımlamalarını mantıklı bulursanız eğer de canlıları birbirlerine parçalatan, ama işkence etmeyen, hastalıklara acı çektiren, ama merhametsizlik yapmayan, yangınlar çıkarıp diri diri yakan ama kötülük de yapmayan allah gibisinden söylemleri mantıklı felan diye sunmak durumunda da kalabilirsiniz. Bunların varlığını övmesiniz, bunların varlığını eleştirirseniz de islama göre allaha karşı gelmiş olursunuz. Bu olursa da merhametliler merhametlisi allah sizi yakar, zakkum yedirip, irin içirir. İslamın ne akla yatkın, mantıklı bir din olduğunu yine buradan da anlayabiliriz. Haziran 6, 2020 tarihinde Buzul tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
kabara 0 Haziran 6, 2020 gönderildi Raporla Share Haziran 6, 2020 gönderildi On 09.06.2013 at 18:33, ilkeli yazdı: İyi Müslüman olmaya çalışan bir Müslüman olarak, Allah'a, otuz yıl boyunca çarpılmamak için dualar, ibadetler ettim, beni duyduğunu sanıyordum, ki sanmak-inanmak zorundaydım. Yorumlarımdan da anlaşıldığı üzere, otuz beş yıldır da isyan ediyorum; varsan çarp beni de, şu zavallı kulunu cehennemden kurtar, diyorum ama bir türlü duyuramadım ve duyuramıyorum. Allah'tan umut kesilmezmiş Son umudum sizlersiniz ey Müslümanlar! Nefesi kuvvetli hacılarınız-hocalarınız eşliğinde hep beraber Allah'a benim için beddualar etmenizi ve çarpılmamı sağlamanızı rica ediyorum, lütfen... Bu çarpılma sana yetmemiş mi ? Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Haziran 6, 2020 gönderildi Raporla Share Haziran 6, 2020 gönderildi Allah ta bir put mudur? ve Ankebut 17 ne demektedir? ankebut 17:اِنَّمَا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اَوْثَانًا وَتَخْلُقُونَ اِفْكًاۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ لَا يَمْلِكُونَ لَكُمْ رِزْقًا فَابْتَغُوا عِنْدَ اللّٰهِ الرِّزْقَ وَاعْبُدُوهُ وَاشْكُرُوا لَهُۜ اِلَيْهِ تُرْجَعُونَ bu ayetin hemen hemen tüm tefsirlerinde evsan اَوْثَانًا kendi elleri ile yontup ürettikleri putların ismidir sonra da ona ilah adını verip tapmaktalar. yani ilah ismi Allah tarafından onlara verilmemiş onla kendileri uydurmuş yalan ve sapma ile nerden anlıyoruz? وَتَخْلُقُونَ اِفْكًاۜ halake insan içinde kullanılır hz isa elleri ile topraktan kuş heykelleri yapar derken halake kullanılır.ancak güneş ışığı ile ay ışığı kadar fark vardır zira o halake fiil ve sıfatınıda insana bahşeden veren gerçek Halık tır insanda ki aynen ay gibi asıl değil tecelli ve yansıtmadır. ifk kelimesi anahtar kelimedir.zira uydurma yalanla aldatma aslı hakikati yalandan taklit etme gibi manalara gelir.nitekim hz musa firavunun sihirbazlarının sihir le yılan gibi oynayan ipleri içinde ifk kelimesi kullanılır ve hz musa nın asası hakiki yılan olup o uydurulmuş şeyleri yutar hakiki yılan ile oyuncak yılan arasında ne kadar fark var ise ki oyuncak yılan hakiki yılanın ölü donuk bir putu bir heykelidir sadece put ismi zaten buddah heykeline tapmaktan gelir. yani cansız ölü donuk taşları kendi eli ile yapıp ilah diye tapmak yani nasıl çölde serap su sanılırsa bir illüzyon ise cehalet ve yanılmadan ona su ismi verilmiş veya su sanılmış ise müşriklerde cehaleten yaptıkları putlara ilah demektedir yoksa serap ile susuzluğunu gideren olmamıştır tam tersine su sanıp peşinde koşup yorulup serapta kaybolduğu vakit hayal kırıklığı kalır sadece bu gerçek ilah manasına gelmez. yani madem onlara ilah diyorsunuz haydi ilahlarınız size hakiki rızkı versin veya fayda ve zarar veremezler. yoksa ne put hakiki ilahtır nede Allah ile kıyası olur. nasıl ki sahte altın veya cevheri hakiki altın veya cevher diye sarrafa getiren kişiye sarraf ölçer biçer sahteliğini söyler buna rağmen kişi onu hakiki altın sanır sarraf şöyle dese onun altının hakikiliğini vurgulamış olmaz tam tersini söylemiş olur: sizin altınınız sahtedir siz hakiki altınları bırakıp sahte altınlarlamı uğraşıyorsunuz evet ikisi de altın ismine sahip ancak bu mecazi yani hakiki manada diğeri altın değil boyanmış demirdir belki. veya madem gerçek altın diyorsunuz o zaman mihenk taşına vuralım der mihenkte sahteliği ortaya çıktığı halde ona altın diye sarılıp gider ancak cahilleri kandırır gerçek altın diye işte hz ibrahim putları kırar baltayı büyüğün boynuna asar çağırdıklarında büyüğü yapmıştır ona sorun tabii cevap verebilirse der onlarda cevap veremezler dediğinde o zaman kendini korumaktan aciz tam tersi korunmaya muhtaç ne fayda ne zarar veremeyen bu taş parçalarına niye ilah diye taparsınız der bir nevi hz ibrahim sahte ilahları mihenk taşına vurmuştur aynen firavun bende öldürürüm diriltirim der iki mahkumdan birinin boynunu vurur birini serbest bırakır hz ibrahim madem ilahsın benim Allahım güneşi doğudan doğurur sende batıdan doğur dediğinde firavun adeta büyük put gibi dilsiz kalmıştır dilini yutmuştur sonrada onu su deniz yutmuştur bir put gibi cesedi kalmştır. 27:24 :"وَجَدْتُهَا وَقَوْمَهَا يَسْجُدُونَ لِلشَّمْسِ مِنْ دُونِ اللّٰهِ" hüdhüd hz süleymana: "'Onu ve kavmini, Allah'ı bırakıp da güneşe secde etmektelerken buldum," bu min dun ifadesi bir şeyin hakikisini bırakıp sahtesine uyanlar için umumiyetle kullanılır.bu mantıkla Allah ile güneşi de eşitlemek gerekir aynen ankebut 17 deki put ifadesi ile eşitlemek gibi.öyle ya ikisinede secde ediliyor. yani bir şeye lafzi ve zahiri manada aynı ismi vermek hakikate aynılaştırmaz aynılaştıran safsata yapmış olur.esasen müşriklerin safsataları ortaya çıkarılıyor bu ayetlerle bir şeyin temsili ile hakikisi aynı olmaz aynılaştıran safsata yapmış olur bir temsilde filmde piyeste doktoru oynayan bir oyuncu hakiki doktor değildir doktoru sadece oynar canlandırır gerçek hayata uçakta giderken kalb krizi geçiren birine açılın ben doktorum diyemez misal: kitaptaki at resmi hakiki atın bir timsali bir nevi ölü donuk bir heykeli yada putu gibidir biri dese ki : her at kişner bu kitaptaki attır o halde oda kişner veya kağıda basılı güneş timsalini gösterip: güneş gözleri kamaştırır bu kağıtaki de güneştir o halde oda gözleri kamaştırır mahiyet ve kavramsal düzeyde aynı değildirler zahiren lafzen isimleri ortak ve aynı olsada güneş ve at gibi putlar ilah diye tapılan ölü donuk timsallerdir heykellerdir.hakiki ilah ile bir tutmak safsatadır. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts