Jump to content

Eskiden İnsanlar Allahla Konuşuyorum Dediğinde Doğru Kabul Ediliyor da, Neden Şimdi Doğru Kabul Edilmiyor?


Recommended Posts

Tarihte bir çok kişi çıkmış ve ben Allahla konuşuyorum demiş.

Diğer insanlara ise Allah sizin böyle böyle yapmanızı istiyor demiş.

Birileri inanmış, birileri inanmamış.

İnsanların çoğu bunun geçmişte gerçekleştiğinden emin.

Ancak günümüzde böyle bir hikayeyi söyleyen insana neredeyse hiçkimse inanmıyor.

Bunun nedeni nedir?

Neden geçmişte bunun gerçekleşmesi mümkün de, şimdi mümkün değil?

Bundan bahsedelim mi biraz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tarihte bir çok kişi çıkmış ve ben Allahla konuşuyorum demiş.

Diğer insanlara ise Allah sizin böyle böyle yapmanızı istiyor demiş.

Birileri inanmış, birileri inanmamış.

İnsanların çoğu bunun geçmişte gerçekleştiğinden emin.

Ancak günümüzde böyle bir hikayeyi söyleyen insana neredeyse hiçkimse inanmıyor.

Bunun nedeni nedir?

Neden geçmişte bunun gerçekleşmesi mümkün de, şimdi mümkün değil?

Bundan bahsedelim mi biraz?

Hala inanılıyor. Mesela Nurcular Said Nursi'nin Allah ile konuştuğuna inanıyor. Hatta tüm tarikatlar kendi ulularının Allah ile konuştuğuna inanıyor. Bu konuşmanın adına da ilham diyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hala inanılıyor. Mesela Nurcular Said Nursi'nin Allah ile konuştuğuna inanıyor. Hatta tüm tarikatlar kendi ulularının Allah ile konuştuğuna inanıyor. Bu konuşmanın adına da ilham diyorlar.

Benim bahsettiğim karşılıklı konuşma.

İlham konusu farklı biraz.

Direk vahiyden bahsediyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim bahsettiğim karşılıklı konuşma.

İlham konusu farklı biraz.

Direk vahiyden bahsediyorum.

Vahiy ile ilham arasın da temelde bir fark yok ki. İkisi de konuşmadır. Genel kabul görmüş peygamberi aşmak zor olduğundan ve faydalı olmayacağı düşünülerek o dinin palavracıları peygamberle kendini eşitlememek için konuşmanın ismini değiştirmiş. Yoksa ilham ile vahiy İkisi de Allah ile konuşmaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Metafizik şeylerin eski değerinin kalmamasındaki neden, bilim ve tekniğin seküler bir düşüncenin ürünü olmasından kaynaklanmakta. Bilim ve tekniğin somut ve gerçek başarısı insanlar tarafından görülüyor. Bundan dolayı özellikle batıda metafizik inançlar, bilgiler ve hatta medeniyet , metafiziğe dayanmayan bilim, medeniyet ve değerler karşısında yenilmiştir. Yani metafizik şeylerin eski itibarı kalmamıştır. Metafizik şeyler rakibi olan seküler şeyler karşısında yenilmiştir, yalancı çıkmıştır, işe yaramaz çıkmıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Metafizik şeylerin eski değerinin kalmamasındaki neden, bilim ve tekniğin seküler bir düşüncenin ürünü olmasından kaynaklanmakta. Bilim ve tekniğin somut ve gerçek başarısı insanlar tarafından görülüyor. Bundan dolayı özellikle batıda metafizik inançlar, bilgiler ve hatta medeniyet , metafiziğe dayanmayan bilim, medeniyet ve değerler karşısında yenilmiştir. Yani metafizik şeylerin eski itibarı kalmamıştır. Metafizik şeyler rakibi olan seküler şeyler karşısında yenilmiştir, yalancı çıkmıştır, işe yaramaz çıkmıştır.

Bunu ben anlıyorum.

Ama benim senin bunu bilmemiz ortada 5 milyar adamın böyle bir senaryoyu canı pahasına doğru kabul etmesini açıklamıyor.

Hristiyan dünyasında da, Müslüman Dünyasında da, Musevilerde ve Hindu/Budistlerde de bu mesajlaşma var.

Bu adamlar buna gerçek diyor.

Ben bu adamların neden şimdikini reddedip geçmiştekine canları pahasına sarıldığını konuşarak bir faydalı kaynak oluşturma açısından açtım bu başlığı.

Senin nesnel tarifin burada gereksiz.

Bunu biz biliyoruz.

Ama 5 milyar adamın gerekçeleri var.

Bilinçleri var.

DÜşünüş tarzları var.

Anlamlandırması var.

Bunları ortaya dökmeleri sağlanırsa bu inanç virüsünün haritası çıkarılabilir.

Sen inanç virüsünü modelelyebiliyor musun?

Veya onu haritalandırabiliyor musun?

Hayır.

Sen de muzdaripsindir belirli seviyede virüs kontaminasyonundan büyük ihtimal.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tarihte bir çok kişi çıkmış ve ben Allahla konuşuyorum demiş.

Diğer insanlara ise Allah sizin böyle böyle yapmanızı istiyor demiş.

Birileri inanmış, birileri inanmamış.

İnsanların çoğu bunun geçmişte gerçekleştiğinden emin.

Ancak günümüzde böyle bir hikayeyi söyleyen insana neredeyse hiçkimse inanmıyor.

Bunun nedeni nedir?

Neden geçmişte bunun gerçekleşmesi mümkün de, şimdi mümkün değil?

Bundan bahsedelim mi biraz?

benim bu konuda naçizane fikrim şudur konu hakkında çok fazla bilgili de değilim.ozamanlar internet yoktu televizyon yoktu.radyo yoktu yazılı hiçbir meteryal,bilgi kaynağı yoktu.insanlar saftı.en üstün akıl ne derse ona inanılıyordu.bu iş bir çeşit zihin kontrolüdür..daha bilgili arkadaşlar daha detaylı açıklamalar yapıcaktır....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşın bahsettiği normal düzeyde dindarlar. Toplumun, ya da dindarların büyük çoğunluğu ya da yarıdan fazlası diyelim, ki zaten çoğunluk oluyor bu da, 2013 itibariyle bir ilahla konuşulmasını saçma bulur, inanmaz. Bu böyledir. Ancak çöl hikayelerinde gerçek olduğunu düşünürler ve o kutsal saydıkları peygamberlerin bunu yapabileceğini düşünürler sadece. Toplumun bir kısmı böyle. Tanrı eskiden ilgilenmiş, gerekli talimatları vermiş sonra herhangi biriyle konuşmaya, görüşmeye tenezzül etmemiş.. Genel olarak kabul gören bu. Şimdi duyunca soytarı diye bakıyorlar. Tabi bilimin, teknolojinin, çağın gerektirdiği bişy bu. Bu da bişydir yani. Binlerce sene sonra biraz level atlamış dünya, bir kaç asır sonra fıkra olarak anlatılacak bugünler...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunu ben anlıyorum.

Ama benim senin bunu bilmemiz ortada 5 milyar adamın böyle bir senaryoyu canı pahasına doğru kabul etmesini açıklamıyor.

Hristiyan dünyasında da, Müslüman Dünyasında da, Musevilerde ve Hindu/Budistlerde de bu mesajlaşma var.

Bu adamlar buna gerçek diyor.

Ben bu adamların neden şimdikini reddedip geçmiştekine canları pahasına sarıldığını konuşarak bir faydalı kaynak oluşturma açısından açtım bu başlığı.

Senin nesnel tarifin burada gereksiz.

Bunu biz biliyoruz.

Ama 5 milyar adamın gerekçeleri var.

Bilinçleri var.

DÜşünüş tarzları var.

Anlamlandırması var.

Bunları ortaya dökmeleri sağlanırsa bu inanç virüsünün haritası çıkarılabilir.

Sen inanç virüsünü modelelyebiliyor musun?

Veya onu haritalandırabiliyor musun?

Hayır.

Sen de muzdaripsindir belirli seviyede virüs kontaminasyonundan büyük ihtimal.

Sen geçmişle bu gün arasında ne fark var diye sormuşsun. Geçmişteki dinin gücü, önemi ve itibarı ile bu günkü arasında fark var. Bu gün Müslüman dünyası bu kadar parça parça ise dinin eski gücünün ve itibarının olmamasından dolayıdır. Din eskisi kadar güçlü bir harç ve siyasi bir çatı oluşturamıyor Müslüman dünyada bundan dolayı fazla parçalanmış durumdalar. Dinin eski itibarı olmamasına rağmen dini, gölgede bırakacak seküler bir medeniyet ve değerler sistemi de yaratılabilmiş değil İslam dünyasında. Bundan dolayı islam dünyasındaki siyasiler insanları birleştirmek adına, büyük birliktelikler kurmak adına, toplumların dayanışması adına İslam'dan daha geçerli bir aracıda göremiyorlar. Bir anlamda İslam'a mecbur kalıyorlar. Ama buna rağmen seküler değerler hiç olmadığından daha güçlü bu coğrafyada da. Batıyı ele alır isek. Orada hakim olan seküler değerlerdir. Dünyanın genelinde de görüntü böyle.

Link to post
Sitelerde Paylaş

liderler ayağa düşmez diye bir tabir vardır.

geçmişte olunca yüksek bir pozisyon olur ve bu yabancılaşma etkisi uyandırır. bu bağlam da birey geçmişe daha maku ve inanabilecek potansiyeldeyken karşılıklı olunca yüzlerce soru sorarak kendi gibii olduğunu düşünür.

aslında dünya bir blöftür, diğer insana insandan fazlasıymış gibi algıladığında kayış kopar ama yüz yüze olunca kendi gibi olduğuu görür.

zaten geçmişte de baskı ile inandırılıyordu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hristiyanlar arasında hala Tanrı ile konuşanlar var.

Bazı evangelist preacher lar Tanrı'dan emir aldıklarını iddia ediyorlar.

Kitlesel olarak doğru kabul edilmiyor ama bunlar.

En fazla bir klise cemaati kadar saf inanıyor bunlara:

Ama geçmişte kitlesel bir doğru kabul etme var.

Devletler kanunlarını bile bu geçmişteki senaryolara göre yapmış önceden (şimdi de gerçi öyle)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kitlesel olarak doğru kabul edilmiyor ama bunlar.

En fazla bir klise cemaati kadar saf inanıyor bunlara:

Ama geçmişte kitlesel bir doğru kabul etme var.

Devletler kanunlarını bile bu geçmişteki senaryolara göre yapmış önceden (şimdi de gerçi öyle)

Kitlesel kabul bir anda olmamıştır.

Bu sayılan dinler büyük devletlerin ve imparatorlukların dinidir.

Şayet Roma Hristiyanlığı kabul etmeseydi Hristiyanlık bu kadar yayılamazdı.

Belki de yok olup giderdi veya azınlıkta kalırdı.

Roma bu dini benimseyip kurumsallaştırdıktan sonra fetihlerle etrafa yaymıştır.

Farklı Hristiyan mezheplerini de yok etmiş veya yayılmasını engellemiştir.

İslam da aynı.

Kurumsallaşan ve arkasına büyük devletleri alan dinler yayılmıştır.

Mesela Çin Hristiyan da müslüman da olmamıştır. Zira kendi kurumsal dinleri mevcuttu.

Bir din kurumsallaştıktan sonra o dini yok etmek de zordur.

Sonradan kendisine rakip olan dinlere ve mezheplere karşı daha kolay savunma geliştirerek ve ezerek yayılmasını önler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu konu dogal olarak her ateist/ deist/ inancli'nin bilincli tartismasinda bir sekilde gundeme geliyor, dinlerin ortaya ciikis zamanlarindaki ve sonrasindaki donem hatta bundan kisa bir once sure oncesine kadar insanlar arasindaki iletisimin kisitliligi ve modellemesini sebep olarak goruyorum ben,, bilginin , haberin , kulaktan kulaga yayildigi donem yani ilk donemler icin konusuyorum. daha sonralari hatta gunumuze kadar olan kabullenme icin ise benim tek bir aciklamam var ; Asch deneyi.. youtube de bilmeyenler icin guzel videolari var, seyrettiginiz zaman anlayacaksiniz ne demek istedigimi,

https://www.youtube.com/results?hl=en&gs_rn=17&gs_ri=psy-ab&tok=xODKlw-lwhwcSViM7zgbzA&suggest=p&cp=4&gs_id=e&xhr=t&q=asch+experiment&safe=off&complete=1&bav=on.2,or.r_qf.&bvm=bv.48293060,d.d2k&biw=1163&bih=626&um=1&ie=UTF-8&gl=GB&sa=N&tab=w1

saygilar

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eskiden de insanlarda beyin vardı, saksı değil.. O nedenle "Allah ile konuşuyorum" diyenleri sallamazlardı. Çeteleşen Allahçılar, Zorla, kötekle, baskıyla, şiddetle Allah'ı kabul ettirdiler.. Zamanla babadan oğula gerçekmiş gibi aktarılan bu yalanların yanlışlanma şansı kalmadı..

Unutmayın; dinler en büyük itirazı, en büyük reddiyeyi ortaya çıktıklarında gördüler...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...