Jump to content

Neden Diğer Dinler Değilde İslam


Recommended Posts

senin akıllı olup olmadığını da aklın belirler ama aklın delil sunar kendini göstermez. insanlar senin yaptığın hareketler üzerinden akıllı olup olmadığını ölçerler. beynini açıp ta kontrol etmezler. bu diğer soyutlar içinde geçerlidir. bana bunları gösterir misin?

http://www.youtube.com/watch?v=aSEuXU4VKF8

soyut dediğini kavramlar, duygular ... hepsi insan beyninde olup biten şeyler. beyninin bir bölümü zarar görünce "korku" denilen hissi kaybeden kadın buna örnektir. veya alkol alınca insanın kişiliğinin bira değişmesi saçma, mantıksız hareketler yapması da alkolün beyine etkisindendir "mantık" denilen soyutlukta tamamen beyinle alakalıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 150
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

şunu belirtmeliyim ki hiçbir inancı aşağılamak için burada değilim. gerçekten bu sorular üzerinde düşünülmelidir. bu her inanca sahip insan için geçerlidir. her canlı sahip olduğu yetenekleri kullanmaktadır. biz de sahip olduğumuz yeteneği kullanmalıyız. çünkü doğup, yaşayıp ve ölen varlıklarız. niçin doğup niçin yaşayıp niçin öldüğümüzü bilmeliyiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gerçekten öğrenmek için sorsan üslubumu düzeltirdim. Ancak senin gibi sürekli boşboş konuşan, sözde bize akıl vermeye çalışan kişiler çok sık gelmeye başladılar.

Bu arada bilgisiz düşünülmez. Bilgi olmadan doğru kararlar verilemez. Öğrenmek için soracaksan sana anlatırım ancak bana, buradakilere akıl vermek için sözde sorular soruyorsan alırsın cevabını

Link to post
Sitelerde Paylaş

şunu belirtmeliyim ki hiçbir inancı aşağılamak için burada değilim. gerçekten bu sorular üzerinde düşünülmelidir. bu her inanca sahip insan için geçerlidir. her canlı sahip olduğu yetenekleri kullanmaktadır. biz de sahip olduğumuz yeteneği kullanmalıyız. çünkü doğup, yaşayıp ve ölen varlıklarız. niçin doğup niçin yaşayıp niçin öldüğümüzü bilmeliyiz.

Ateizm bir inanç değildir.

İnanmak kelimesi bilmek kelimesinin zıttıdır.

Ateistleri kendin gibi dini inançlar kategorisinde değerlendirme.

Bizler evreni açıklarken inanç sistemi kullanmıyoruz.

Bilgi sistemi kullanıyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

http://www.youtube.com/watch?v=aSEuXU4VKF8

soyut dediğini kavramlar, duygular ... hepsi insan beyninde olup biten şeyler. beyninin bir bölümü zarar görünce "korku" denilen hissi kaybeden kadın buna örnektir. veya alkol alınca insanın kişiliğinin bira değişmesi saçma, mantıksız hareketler yapması da alkolün beyine etkisindendir "mantık" denilen soyutlukta tamamen beyinle alakalıdır.

madem herşeyi beyinle somutluyorsunuz peki parfümü koklayan o his kimdir? tehlikeyi fark eden o his kimdir? kuş seslerini dinleyen o his kimdir? İnsanın gözlerinden, kulaklarından, burnundan gelen uyarılar, elektrik sinyali olarak beyne gider. Biyoloji, fizyoloji veya biyokimya kitaplarında bu görüntünün beyinde nasıl oluştuğuna dair birçok detay okursunuz. Ancak, bu konu hakkındaki en önemli gerçeğe hiçbir yerde rastlayamazsınız: Beyinde, bu elektrik sinyallerini görüntü, ses, koku ve his olarak algılayan kimdir? Beynin içinde göze, kulağa, burna ihtiyaç duymadan tüm bunları algılayan bir şuur bulunmaktadır. Bu şuur kime aittir?
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateizm bir inanç değildir.

İnanmak kelimesi bilmek kelimesinin zıttıdır.

Ateistleri kendin gibi dini inançlar kategorisinde değerlendirme.

Bizler evreni açıklarken inanç sistemi kullanmıyoruz.

Bilgi sistemi kullanıyoruz.

İnanç, kelime anlamıyla bir düşünceye gönülden bağlı bulunmak demektir. Ayrıca inanılan şey, görüş, öğretidir. Şüphelerden sıyrılıp emin olmaktır.

Yani bir düşünceye, bir kişiye, soyut bir kavrama (örneğin tanrı) gönülden bağlanma durumudur. Bu bağlılık, bağlanılan şeyin bizzat var olup olamasına veya ahlaken doğruluğuna yönelik olabilir. Ama her halûkârada özünde sevgi ve korku gibi bir duygu bulunmaktadır. İnanan ile inanç konusu arasındaki ilişkidir.

bu sözlük açıklamasıdır. siz din değilsiniz ama sizin de bir inancınız vardır. Siz Allah'ın varlığına inanıyor musunuz? inanmamazlık da bir inançtır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

madem herşeyi beyinle somutluyorsunuz peki parfümü koklayan o his kimdir? tehlikeyi fark eden o his kimdir? kuş seslerini dinleyen o his kimdir? İnsanın gözlerinden, kulaklarından, burnundan gelen uyarılar, elektrik sinyali olarak beyne gider. Biyoloji, fizyoloji veya biyokimya kitaplarında bu görüntünün beyinde nasıl oluştuğuna dair birçok detay okursunuz. Ancak, bu konu hakkındaki en önemli gerçeğe hiçbir yerde rastlayamazsınız: Beyinde, bu elektrik sinyallerini görüntü, ses, koku ve his olarak algılayan kimdir? Beynin içinde göze, kulağa, burna ihtiyaç duymadan tüm bunları algılayan bir şuur bulunmaktadır. Bu şuur kime aittir?

Bir tane Harun Yahya videosu kurbanı daha.

Bunları geç.

Herşeyin bir açıklaması vardır.

Senin istediğin açıklama değil, açıklayamama.

Açıklayamamanın ardına tanrı koymak için :)

Şu kimdir bu kimdir, şu nedir bu nedir?

Git ilk önce temel bilgileri bari öğren de gel.

Daha insanın beyninin nasıl çalıştığını bilmiyor, gelmiş burada konuşuyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnanç, kelime anlamıyla bir düşünceye gönülden bağlı bulunmak demektir. Ayrıca inanılan şey, görüş, öğretidir. Şüphelerden sıyrılıp emin olmaktır.

Yani bir düşünceye, bir kişiye, soyut bir kavrama (örneğin tanrı) gönülden bağlanma durumudur. Bu bağlılık, bağlanılan şeyin bizzat var olup olamasına veya ahlaken doğruluğuna yönelik olabilir. Ama her halûkârada özünde sevgi ve korku gibi bir duygu bulunmaktadır. İnanan ile inanç konusu arasındaki ilişkidir.

bu sözlük açıklamasıdır. siz din değilsiniz ama sizin de bir inancınız vardır. Siz Allah'ın varlığına inanıyor musunuz? inanmamazlık da bir inançtır.

Sen Ateizmi tahmin etmeye kalkma lütfen.

Allah denilen kavram yok bizde.

İnanç sisteminin yıkılıp yerine bilgi sisteminin getirilmesiyle Materyalist bir bilinç oluşur.

Bu bilincin tanrı ile karşılaştığı yerdeki adı da Ateizmdir.

İnanmamazlık veya inamak gibi kavramlar yok Ateizmde.

Ateizm tanrı kavramını yoklayan bilinçtir.

İnanca dayalı "bence yoktur" gibi bir ifade kullanmaz.

Yoklar. Bunu net şekilde yoklar.

Bir ateistin beyninde "acaba" denilen şeyden eser yoktur.

Sen Agnostik ile karıştırıyorsun.

Ateizmde inanç yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gerçekten öğrenmek için sorsan üslubumu düzeltirdim. Ancak senin gibi sürekli boşboş konuşan, sözde bize akıl vermeye çalışan kişiler çok sık gelmeye başladılar.

Bu arada bilgisiz düşünülmez. Bilgi olmadan doğru kararlar verilemez. Öğrenmek için soracaksan sana anlatırım ancak bana, buradakilere akıl vermek için sözde sorular soruyorsan alırsın cevabını

siz kendinizi belli bir tür bilim saldırısına karşı savunmaya almışsınız öyle ki size adres sorana bile bir panikle cevap veriyorsunuz. sakin olun ve sadece kendinizi akıllı sanmayın. doğru düşünme olasılığınızı dünya da ki bütün insanlara göre ölçersek yüzdelik oranı nı takdirinize bırakıyorum. buna rağmen sizin düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum. elbette ki doğru da düşünebilrsiniz yanlış da düşünebilirsiniz. ama kendinizi en akıllı sayarsanız kusura bakma ama size dünyanın en cahil insanı gözüyle bakarım. aslında bugünkü ateistlik düşüncesiyle Darwin düşüncesi arasında belirli bi fark görülmektedir. Darwin dinler için "dinler toplumu ayakta tutan harçtır." gibi bir söylemde bulunuyor. inkar etse dahi bu güce saygı duyuyor. bugün genel itibariyle ateistler de böyle bir durum söz konusu değil. toplu bir inkar var. bunu da "ateist" olma hevesi taşıyan neslin gökten düşen akımından kaynaklandığını düşünüyorum. madem kendinizi bilimle özleştiriyorsunuz bilimle gerçeklerle cevap vereceksiniz. doğrunun üstünü kapatan kefereler gibi olmamalısınız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir tane Harun Yahya videosu kurbanı daha.

Bunları geç.

Herşeyin bir açıklaması vardır.

Senin istediğin açıklama değil, açıklayamama.

Açıklayamamanın ardına tanrı koymak için :)

Şu kimdir bu kimdir, şu nedir bu nedir?

Git ilk önce temel bilgileri bari öğren de gel.

Daha insanın beyninin nasıl çalıştığını bilmiyor, gelmiş burada konuşuyor.

evet zır cahilim. ve beni aydınlatmanı istiyorum. başla...
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen Ateizmi tahmin etmeye kalkma lütfen.

Allah denilen kavram yok bizde.

İnanç sisteminin yıkılıp yerine bilgi sisteminin getirilmesiyle Materyalist bir bilinç oluşur.

Bu bilincin tanrı ile karşılaştığı yerdeki adı da Ateizmdir.

İnanmamazlık veya inamak gibi kavramlar yok Ateizmde.

Ateizm tanrı kavramını yoklayan bilinçtir.

İnanca dayalı "bence yoktur" gibi bir ifade kullanmaz.

Yoklar. Bunu net şekilde yoklar.

Bir ateistin beyninde "acaba" denilen şeyden eser yoktur.

Sen Agnostik ile karıştırıyorsun.

Ateizmde inanç yok.

bu kendi içinde çelişkili bir argümandır. bir şeyi bilmeye acabalarla vb. ulaşılır. hiç görmediğin bir yeri böyledir diye tanımlayamazsın. tahminler, sorular ve acabalar oluşturursun. bu kısır bir bilgi daha geniş bir bilgi vermelisin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bu kendi içinde çelişkili bir argümandır. bir şeyi bilmeye acabalarla vb. ulaşılır. hiç görmediğin bir yeri böyledir diye tanımlayamazsın. tahminler, sorular ve acabalar oluşturursun. bu kısır bir bilgi daha geniş bir bilgi vermelisin.

Trollük yapma.

Acaba derken tanrıya ilişkin bir acabayı kastettim.

Zır cahil isen git anan babana, belediyeye, kurumlara, onlar seni eğitsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

siz kendinizi belli bir tür bilim saldırısına karşı savunmaya almışsınız öyle ki size adres sorana bile bir panikle cevap veriyorsunuz. sakin olun ve sadece kendinizi akıllı sanmayın. doğru düşünme olasılığınızı dünya da ki bütün insanlara göre ölçersek yüzdelik oranı nı takdirinize bırakıyorum. buna rağmen sizin düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum. elbette ki doğru da düşünebilrsiniz yanlış da düşünebilirsiniz. ama kendinizi en akıllı sayarsanız kusura bakma ama size dünyanın en cahil insanı gözüyle bakarım. aslında bugünkü ateistlik düşüncesiyle Darwin düşüncesi arasında belirli bi fark görülmektedir. Darwin dinler için "dinler toplumu ayakta tutan harçtır." gibi bir söylemde bulunuyor. inkar etse dahi bu güce saygı duyuyor. bugün genel itibariyle ateistler de böyle bir durum söz konusu değil. toplu bir inkar var. bunu da "ateist" olma hevesi taşıyan neslin gökten düşen akımından kaynaklandığını düşünüyorum. madem kendinizi bilimle özleştiriyorsunuz bilimle gerçeklerle cevap vereceksiniz. doğrunun üstünü kapatan kefereler gibi olmamalısınız.

İyi de sen bilimden anlıyor musun ki? Zaten yukarıda yazdıklarınla senin uzlaşmaz, iflah olmaz, taraflı bir müslüman olduğun sonucunu çıkarıyorum. Akıl vermeye geldiğine göre kendini akıllı sanan da kendinsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

madem herşeyi beyinle somutluyorsunuz peki parfümü koklayan o his kimdir? tehlikeyi fark eden o his kimdir? kuş seslerini dinleyen o his kimdir? İnsanın gözlerinden, kulaklarından, burnundan gelen uyarılar, elektrik sinyali olarak beyne gider. Biyoloji, fizyoloji veya biyokimya kitaplarında bu görüntünün beyinde nasıl oluştuğuna dair birçok detay okursunuz. Ancak, bu konu hakkındaki en önemli gerçeğe hiçbir yerde rastlayamazsınız: Beyinde, bu elektrik sinyallerini görüntü, ses, koku ve his olarak algılayan kimdir? Beynin içinde göze, kulağa, burna ihtiyaç duymadan tüm bunları algılayan bir şuur bulunmaktadır. Bu şuur kime aittir?

Beyin mi görür, göz mü?  

Bu soru, daha önce de belirttiğimiz gibi bilim dışı kaynaklar tarafından "ruh" kavramının doğrulanması ve bu konuda bilim insanlarını akıllarısıra köşeye sıkıştırmak amacıyla sordukları bir sorudur. Onlara göre göz veriyi iletir; ancak gören, algılayan "ruh"tur.   Elbette ki bunun hiçbir bilimsel geçerliliği yoktur ve tehlikeli bir yanılgıdır. Modern bilimin çalışmaları sayesinde zaten bedenden ayrı bir olgu olmadığını bilmek bir yana, gerçekte duyu organlarının sadece dışarıdan gelen verileri alıp-aktarmak konusunda bir araç olduklarını, asıl "algılayan" organın ise beyin olduğunu net bir şekilde biliyoruz. Yani burun, kulak, dil ve benzeri organlarımızdan, sadece dış dünyanın etkisiyle üretilen elektrokimyasal sinyaller alınır ve beyne iletilir. Daha sonra bu sinyallere göre beyinde farklı biyokimyasal tepkimeler devreye girer, farklı ürünler üretilir ve bunun sonucunda, beynin belirli bölgelerindeki nöron ağlarının farklı tepkiler vermesiyle beynin genelinde bir "algı" varmış gibi hissedilir. Aslında bizim "algı" dediğimiz olay, farklı bölgelerden gelen farklı biyokimyasal ürünlerin beyin genelinde toplanıp değerlendirilmesinden başka bir şey değildir. Bu değerlendirme, zaten beyin tarafından üretilen sinyallerin, yine kendi tarafından; ama lokal olarak değil bir bütün olarak cevap üretilmesinden kaynaklanır. Yani aslında "algı" dediğimiz bir olaydan bahsedilemez. Sadece belli bir gelişmişliğe ulaşan beyin yapısının, çevresel sinir sisteminden gelen bilgileri total olarak değerlendirmesinin ürünüdür algı. İşte bu yüzden, bir beyni ve sinir sistemi olan her canlının algısı ve düşünme yeteneği vardır; ancak bu yetileri, elbette ki organlarının gelişmişliği, fizyolojisi ve anatomisi ile birebir ilişkilidir.   Yani gören göz değil, koklayan burun değil, hisseden parmak değil, duyan kulak değil, tadan dil değil; beyindir. Zaten beynin bu değerlendirmeler (algılar) ile ilgili kısımları hasar gördüğünde, duyu organlarının hiçbir işlevi kalmaz; bu da bize iddiamızın geçerliliğini gösterir.  

Umarız faydalı bir yazı olabilmiştir. Gelecekte daha fazla bilgi ekleyebiliriz.  

Saygılarımızla. ÇMB (Evrim Ağacı)

evrim ağacı sayfasından

Link to post
Sitelerde Paylaş

Merhaba arkadaşlar bugün bir kaç kişi neden diğer dinler değilde islamı seçtiğimizi soruyordu.Neden islamı seçtiğimi net bir şekilde anlatıyorum.Tamamını okursanız emin olun ki dinlere bakış açınızı değiştirecektir.

Yaşım 66 ama bu güne kadar değil günde bir kaç kişi, ömrümde bir defa bile böyle saçma bir soruyla karşılaşmadım. Nüfusunun %99'u Müslüman olarak telaffuz edilen bir İslam ülkesinde kişiye neden Müslümansın diye belki sorulabilir ama neden Müslümanlığı seçtin gibi saçma bir soru sorulamaz.

Eğer siz anadan-babadan değil de sonradan olma veya başka dinden dönme Müslümansanız çevreniz de bunu biliyorsa böyle sorulara muhatap olabilirsiniz bel ki. Ki aklı başında kişilerin de böyle saçma sorular sorabileceğini sanmıyorum. Senin dininden bana ne! Benim dinimden veya dinsizliğimden sana ne!

Madem öyle siz dinsiz veya başka bir dinin inanırı mıydınız ki, İslamı seçtiniz?

Öncelikle içimizdeki dinle ilgili arzular Allahın bize din gönderdiğinin kanıtıdır ama bizimde illa o dine inanacağımızı garanti altına almıyor.

Öncelikle şahsınız adına konuşun, herkesi kendi arzu ve isteklerinize alet etmeyin. Bu ifadenize göre sizin ego, arzu ve hayallerinizin gerçekleştirecek bir varlık "Allah" ve din "İslam" var olmak zorunda olduklarından dolayı kesin varlar. Kerameti sahibinden menkul bir ispat yöntemi, ne güzel :D

Budizmi ele alalım budizmde yaratıcıdan bahsedilmeye gerek duyulmaz.Budizmin varlık anlayışında Allah yoktur bu yüzden budizmi eledim.

Şu an itibariyle ele alırsak Allah, Müslüman ülkelerde doğanların Müslüman, yani cennetlik olmasını, Hindistan'da doğanların ise budist, hindu vb. cehennemlik olmalarını yüzde%99 garanti ediyor. Bunca peygamber gönderdiğini iddia den Allah buna rağmen bu korkunç adaletsizliği haksızlığı giderememiş, gideremiyor, giderecek gibi de görünmüyor.

Bir örnekle devam edelim mesela bir su bulduk ama suyun yarı kirli olduğunu düşünelim dinlerde böyle bazı insani kirletmelere maruz kalmıştır.Ama ne kadar değişikliğe uğrasada oda allahın gönderdiği bir dindir.Yani ortada bir yaratıcıdan bahsedebiliriz.

Evet! Güzel bir örnek vermişsiniz. Buna Tarih tekerrürden ibaret mi demeli, yoksa evrimin kültürel alanındaki sonucu mu demeli? Her ikisi de uyar gibi..

Bin yıl öncesinin duru ve durağan İslamını, gelişen, değişen, dönüşen kültür, bilim-teknoloji ve getirisi olan günümüz yaşam koşulları karşısında tutundurabilmek için ulemasından cühelasına kadar kimler çomak sokmuyor ki, kimler bulandırmıyor ki?

Benim en büyük delil olarak gördüğüm şey arzular benim yaratıcımın benim arzularımı karşılaması gerekir.Yalnızca hayattayken değil ölümden sonrada bana bir şeyler vaat etmesi gerekiyor çünkü insanın doğasında var arzular.

Güler misin, ağlar mısın diye bir söz var ya, aynen öyle bir yorum yapmışsın. Ki buna en güzel yanıtı Muhammet'in en sevgili, tek bakire ve de sabi eşi Ayşe en güzel yanıtı vermiş: “Bakıyorum da, senin Efendi Tanrın , yalnızca senin şeyinin keyfini (hevanı) yerine getirmek için koşuyor.”

Demekki benim arayacağım özellikler ahiret yaşamı,korkularımın giderilmesi(evrendeki acizliğimi görüp korkmak) bu arzularımı gidermesi gerekir bir dinin.

Acizliğinizi ancak tanrılaşarak giderebilirsiniz. Ki tanrıya ait ölümsüzlük özelliğini hayallerinizle de olsa kazanarak siz de bunu yapıyorsunuz zaten. Üstelik tanrıyı da heva ve heveslerinizin hizmetçisi yaparak...

Şimdi hak dini en temel şu şekilde anlayabilirim bir dinde yaratıcı merkezde değilse o din batıldır.Örneği yukarda örneği budizm ile verdim.İnsanın merkezde yer alması çok saçmadır çünkü böyle bir şey olsaydı şuan arzularımız olmazdı.Kalbimizin atışına bile söz geçiremezken ahiret ile ilgili sorularımıza nasıl cevap verelim.

En doğru, en güzel din herkesin/her toplumun kendi dinidir ve kolay kolay vazgeçmez, Allah bile başaramamış bunu

Bu sorularımın cevabını ancak Allahın merkezde olduğu bir dinden alırım.İnsanın merkezde olduğu yani tanrılaştırıldığı dinlerde elenir bu şekilde.

İslamın merkezinde sözde Allah, özde ise Peygamber yani Muhammet var. Muhammet'i devre dışı bırakıp Allah'a ulaşamazsınız. Soyut Allah'ın, somutlaştığı kişiliktir Muhammet.

Benim bu arzularıma cevap veren merkezinde sadece Allah olan din ise hak din İslamdır.Bu yüzden İslamı seçtim.

Umarım iyi anlatabilmişimdir.

Arzularına yanıt veren Allah'ın ve İslamının vaat ettiği cennet hayatının nasıl bir hayat olduğunu kuran ayetleri ile ortaya koyarsak, arzularnızı da ortaya koymuş oluruz. Kurandan anlaşıldığına göre cennet hayatı: Beleş ve sınırsız yemek, içmek ve seks yapmaktan ibaret sonsuz bir sefahat hayatı, adeta bir karhane... Bu karhanenin yaratıcısına/sahibine de karhaneci demek de sakınca olmaz sanırım. Olsa bile, suç söyleyende mi, yoksa söyletende mi?

Siz samimi değilsiniz, gerçekleri saptırmaya çalışıyorsunuz, bu nedenle de iyi anlatamıyorsunuz. Bizim gerçekleri saklamak, saptırmak gibi bir derdimiz olmadığı için sizi gayet iyi anlıyor ve acı gerçekleri size de anlatıyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

yok yok sonlu bir cehennemin anlamı olmaz sonu bucağı olmayan en mantıklısı.

İnsanlık düşmanı, sadist kişi ve kişiliklere, cehennemi sonlu yaratmak gibi birazcık da olsa vicdan sahibi bir tanrı yakışır mı? Tabii ki cehennemi sonsuz ve yaratıcı sadist olacak. Değil mi ya?..

Link to post
Sitelerde Paylaş

işlediğin suça bağlı olduğunu düşünüyorum ayrıca hayatı boyunca insanlara iyilik yapmış ama ailesi yüzünden başka dine inanmış birinin bile allahın bağışlayabileceğini söyleyebilirim ama gerçeği görüpte hala varlığını inkar ediyorsa o zaman hiçte haksız değil allah cehennem konusunda

Ben temelden çarıklı bir köylüyüm ve aileden gelen klasik/geleneksel İslam kültürüyle yetişmiş birisiyim. Eğer köyde cahil birisi olarak kalsaydım dünya hayatımı Müslüman olarak tamamlayactım ama ne yazık ki okumak gafletinde bulundum, araştırdım soruşturdum ve dinden imandan oldum. Bu dünyadan böyle göçüp gideceğim ve cehennemi boylayacağım. Ömrümün 30-35 yılı Müslüman olarak geçti,hayatımın en zor yıllarında 20 yıl ramazan orucu tuttum, ki Muhammet'in tuttuğunun 2,5 katı demektir, hepsi boşa gidecek.

Oysa yetmişinde bir kafir dönme Müslüman olsa "ne kadar Müslüman oluyorsa/olacaksa" ve bir yıl sonra ölse, geçmişi affa uğradığı için bir yıllık Müslümanlıkla cennete gidecek. Adalete bakar mısınız?

Anlaşılan o ki; böyle sayısız adaletsizliklerin, haksızlıkların ve çelişkilerin sahibi bir tanrıya ve dinine tam inanabilmek için kara cahil, yarı inanabilmek için yarı cahil olmak gerekiyor. İnanmamak için ne gerektiğini söylemeye gerek var mı/kaldı mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah için düşünmek kavramını kullanmak bana biraz saçma geldi.Gelmişi,geçmişi,olanı,olacağı bilen bir yaratıcı için düşünmek kavramının kullanılmasının pek mantıklı olduğunu ben insan olarak düşünmüyorum

Evet, teorik tanrı tarifine göre öyle olması gerekiyor ama pratikle/kuranla ne yazık ki uyuşmuyor. Böylece sende İslamdan ziyade kendi işkembeyi kübradan salladığın ayetlerinle Müslümanlık tasladığını ispatlamış oluyorsun. Hem bir dini olduğu gibi kabul etmek zorunda olacaksın hem de dinde mantık arayacaksın, nasıl olacak veya oluyor bu iş?

Enfal-65. Ey Peygamber! Müminleri cihada teşvik eyle. Eğer sizden sabredecek yirmi kişi olursa ikiyüze galip gelirler ve eğer sizden yüz kişi olursa kâfirlerden bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar hakkı ve akıbeti düşünmeyen anlayışsız bir kavimdirler.

Enfal-66. "Şimdi Allah sizden yükü hafifletti ve sizde bir zaaf olduğunu bildi. O halde sizden sabredecek yüz kişi olursa ikiyüz düşmana galip gelirler, sizden bin kişi olursa Allah’ın izniyle ikibin düşmana galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir.

Birinci ayette bayağı uçan Allah, tutturamayınca ikinci ayetle düzeltmek zorunda kalmış hem de "bildi" diyerek önceki ayette bilemediğini de itiraf etmiş olarak...

Ayetlerdeki ifadelerden konuşanın Allah değil, ama konuşturanın Muhammet olduğu kesin olarak anlaşılıyor. Allah diye bir varlık olsa, onu böyle deneye yanıla öğrenen bir kul, cahil bir insan seviyesine indirgeyen Muhammet'i de seni ve senin gibileri de yerin dibine geçirirdi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...