Jump to content

yamyamlara neden peygamber gönderilmemiştir..


Recommended Posts

  • İleti 85
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Peygamberlik olayı yahudilerin uydurması. Araplar da etkilenmiş. Yalan, dolan masal, cehalet diz boyu. Baskılar nedeniyle inanmışlar mecburen.

Hindistan, japonya, yeni kıta, Afrika'nın güneyi, Avusturalya da peygamber kültürü yok daha.

Kutsal kişiler var ama peygamberlik türü bir olaya girmeleri zor.

Peygamberler sonradan uydurulmuştur.

Bu toplumlarda gerek duyulmamış demek ki.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bana kalsa o islamcının teki

Ama bellepron ateist dedi diye "olsa olsa agnostik" yani maksimum agnostik olabilir anlamında onu dedim.

bence adam islamcının önde gideni.

sende hristosun aslında yahudilik daha iyi de sen ateistim dedin dye :lol:

tarihinde equus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Dogru, haklisin. Konuyu biraz saptirdim, ama bu mesajimla bagliyorum :)

Yamyamlarda insan eti bir besin kaynagi olarka degil dinsel bir rituelin parcasi olarak yapilir. O yuzden insan eti nadiren yenir. Yamyam topluluklarinda insan eti yenmesine ragmen toplumsal olarak bir karisiklik olmadigi icin ve toplumsal duzen ve refah sabit kaldiklari icin peygamber gonderilmesini gerektirecek ortam olusmamistir.

peygamber gönderme şartları oluşmamıştır mı diyorsunuz...

yani şöyle bir durum mu var...

tanrı toplumun durumuna bakıyor...

az çok kötülükler var iyilikler var içlerinde toplumsal düzeni aşırı bozmuyacak hareketler yapıyorlar filan...

bunlara peygamber göndermiyor bunlar kendi kendilerine bir şekilde olur gider idare ederler durumlarını diyor...

başka bir toplumda ise kötülükler haddini aşmış ve toplum iyice yozalşmaya ve kanserleşip diğer insan topluluklarına da sıçramaya kötülüklerini bulaştırmaya çalışıyor ise artık bu topluma bir uyarıcı göndermenin zamanı gelmiştir...

o toplumu yok etmeden önce son bir uyarı seçip onunla mesajını ulaştırıyor ...

yahut söz konusu toplumun insanlık tarihinde stratejik bir yeri olup olmadığına bakılıyordur belki...

yani bazı toplumlar tüm insanlık tarihini etkileyecek şeyler yapabiliyorlar bazıları ise kıyıda köşede zarları sadece kendilerine olabiliyor...

yani bunun gibi şeyler bakılıyordur belki peygamber gönderirken yada seçerken...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu başlıkta yazılan ne espri ne de hakikat değeri taşımayan iletilere baktığımızda bazı Ateist forum üyelerinin fikir üretmekten çok dinlerle dalga geçerek günlük eğlencelerini çıkarmayı tercih etmekte olduklarına şahit oluyoruz..Aslında forumun genel havası bu ..Anti teze sırf tebliğ yapılıyor diye izin verilmemesi şahsen beni şaşırttı.Madem ki dinler saçma sapan şeyler bırakın millet bu saçma sapan şeylerin tebliğini yapsın da Ateistler iyi ki biz de teist değiliz diye gururlansınlar.

Başlığa gelirsek , bir kere böyle başlık olmaz.Peygamberler aşçı, üniversiteli, topal ,yeşiller partisi üyeleri , yamyamlar, vejetaryanlar gibi sıfat tasnifine göre gönderilmeyeceğini miillet ve bölgesel ayrıma göre gönderildiğini başlık sahibinin ve gırgır amacıyla katkıda bulunanların çok iyi bildiğini tahmin ediyorum.Yinede bu dalgavari başlığı yamyam yerine (her nekadar pek ilgili olmasa da)Afrika olarak değiştirterek cevaplarsak:

hadisin beyanına göre 124 bin veya 224 bin peygamber gelmiş. Biz bunların nerede zuhur ettiğini bilemiyoruz; ancak dört tanesinin yerini bilebiliyoruz. Muhbir-i Sadık Hazreti Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem), her yerde bunların zuhur edebileceğini söylüyor. O'nun bu irşadına binaen size, dünyanın çeşitli yerlerinde, adını ve sayısını bilemediğimiz bu peygamberlerin zuhur ettiğine dair bir kısım emareler arz edeceğim:

Bunlardan birisini bugün Riyad Üniversitesi'nde matematik profesörü, Kerkük Türklerinden Adil Bey'den nakledeceğim. Hoca diyor ki: "Amerika'da doktoramı yaptığım sırada, yer yer Amerika yerlileri ve zencilerle görüştüğüm oluyordu. Bu kabileler arasında bazen öyle dinî prensiplerle karşı karşıya kaldım ki, bu prensipler aynen bizdeki ulûhiyet akidesine uyuyordu. Meselâ: "Allah'ın eşi ortağı yoktur. Çünkü iki ilâh olsa idare karışır..." diyorlardı ki, bu, hemen hemen "Eğer yerde, gökte Allah'tan başka tanrılar olsaydı, ikisi de (yer de gök de) bozulup gitmişti."[8] âyetinin mânâsını ifade ediyordu. Eğer bu hakikati zencilere bir peygamber fısıldamasaydı, bunu kendi kendilerine bilmeleri mümkün değildi. Yine bu zenciler "Allah doğmaz, doğurmaz." diyorlardı ki; bu da ancak aydınlanmış bir zihnin ifadesi olabilirdi. Çünkü doğmak, doğurmak beşere ait bir hassadır ve ihtiyaçtan ileri gelir. Allah böyle şeylerden müstağnidir. Eğer bir peygamber onların kulaklarına bu meseleyi üflemeseydi bunu nereden bileceklerdi? Binaenaleyh, hâlâ ateş dansları, yaşlıların kesilip yenmesi ve daha değişik telakkileriyle bu iptidaî cemaatlerde, böylesine derin, köklü ve ancak mütekâmil milletlerde rastlayabileceğimiz bir ulûhiyet akidesinin bulunması mümkün değildir. Olsa olsa bu onlara, dıştan bir nebi diliyle üflenmiş, telkin edilmiş bir hakikat olabilir.

Asrımızın fikir adamlarından, ateizmden dönmüş Pro fesör Mustafa Mahmud, daha evvel günümüzün modası olarak materyalizmin hayranı iken, Kur'ân-ı Kerim'i tetkik edip, İslâmiyet'i inceledikten sonra, 180 derece bir dönüşle küfürden uzaklaşmış ve füze hızı ile mescide ulaşmış birisidir. Mustafa Mahmud bir seyahatinden bahsederken diyor ki: Afrika'da, Neyam-Neyam ve Maw-Maw kabileleriyle karşılaştım. Neye inandıklarını sordum. Dediler ki; "Biz öyle bir Mâbud'a inanıyoruz ki, gökte durur, yerdekileri idare eder." Allah gerçi gökte durmaz ama, öteden beri "O Rahmân, Arş'a istiva etmiştir (oturmuş)."[9] âyet-i kerimesiyle ifade edildiği gibi, ilâhî emir ve hükümler gökten gelir. Onun için nazarlar ve eller göklere doğru kaldırılır.. ve gördüm ki, İhlâs sûresinin mânâsını söylüyorlar: "Allah, her şey kendisine dayanan ve kendisi hiçbir şeye dayanmayan bir varlıktır. O bir ana ve babadan doğmamıştır. O'nun eşi benzeri yoktur..." Başka bir kabileye gittim. Hâlâ, yaşlı ve hastaları kesip-yiyor olmalarına rağmen, bu vahşiler, Allah'a tıpkı bizler gibi inanıyorlardı. Kur'ân'ın anlattığına yakın bir tevhid anlayışları vardı. Şayet bu hususlar onların kulaklarına bir nebi tarafından fısıldanmış olmasaydı, bunları bilmeleri düşünülemezdi. Evet bu gerçekleri onlara nebiler fısıldadı. Sonra da âbâ an-ced, bu asra kadar gelip ulaştı...alıntı.

tarihinde Capablanca tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

peygamber gönderme şartları oluşmamıştır mı diyorsunuz...

yani şöyle bir durum mu var...

tanrı toplumun durumuna bakıyor...

az çok kötülükler var iyilikler var içlerinde toplumsal düzeni aşırı bozmuyacak hareketler yapıyorlar filan...

bunlara peygamber göndermiyor bunlar kendi kendilerine bir şekilde olur gider idare ederler durumlarını diyor...

başka bir toplumda ise kötülükler haddini aşmış ve toplum iyice yozalşmaya ve kanserleşip diğer insan topluluklarına da sıçramaya kötülüklerini bulaştırmaya çalışıyor ise artık bu topluma bir uyarıcı göndermenin zamanı gelmiştir...

o toplumu yok etmeden önce son bir uyarı seçip onunla mesajını ulaştırıyor ...

yahut söz konusu toplumun insanlık tarihinde stratejik bir yeri olup olmadığına bakılıyordur belki...

yani bazı toplumlar tüm insanlık tarihini etkileyecek şeyler yapabiliyorlar bazıları ise kıyıda köşede zarları sadece kendilerine olabiliyor...

yani bunun gibi şeyler bakılıyordur belki peygamber gönderirken yada seçerken...

Bu mesajimda peygamber gonderme yerine peygamber olusmasi olacak, yanlis yazdim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu mesajimda peygamber gonderme yerine peygamber olusmasi olacak, yanlis yazdim.

peygamber oluşması meselesi de ilginç...

doğru hiç bir peygamber süpermenin uzaydan dünyaya geldiği gibi gelmemiş...

normal olarak dünyada doğup büyümüş birileri bir gün durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak diye bağırmış kollarını makas gibi açarak...

işte böyle adamlar toplumu yönlendirmiş lider olmuş sözleri yazılmış ayet olmuş hadis olmuş ortadoğuda onlara peygamberdemişler ...

başka yerler de ise bilge önder kral filozof kabilenin delisi yahutşamanı olmuş...

olabilir mi...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu başlıkta yazılan ne espri ne de hakikat değeri taşımayan iletilere baktığımızda bazı Ateist forum üyelerinin fikir üretmekten çok dinlerle dalga geçerek günlük eğlencelerini çıkarmayı tercih etmekte olduklarına şahit oluyoruz..Aslında forumun genel havası bu ..Anti teze sırf tebliğ yapılıyor diye izin verilmemesi şahsen beni şaşırttı.Madem ki dinler saçma sapan şeyler bırakın millet bu saçma sapan şeylerin tebliğini yapsın da Ateistler iyi ki biz de teist değiliz diye gururlansınlar.

Başlığa gelirsek , bir kere böyle başlık olmaz.Peygamberler aşçı, üniversiteli, topal ,yeşiller partisi üyeleri , yamyamlar, vejetaryanlar gibi sıfat tasnifine göre gönderilmeyeceğini miillet ve bölgesel ayrıma göre gönderildiğini başlık sahibinin ve gırgır amacıyla katkıda bulunanların çok iyi bildiğini tahmin ediyorum.Yinede bu dalgavari başlığı yamyam yerine (her nekadar pek ilgili olmasa da)Afrika olarak değiştirterek cevaplarsak:

hadisin beyanına göre 124 bin veya 224 bin peygamber gelmiş. Biz bunların nerede zuhur ettiğini bilemiyoruz; ancak dört tanesinin yerini bilebiliyoruz. Muhbir-i Sadık Hazreti Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem), her yerde bunların zuhur edebileceğini söylüyor. O'nun bu irşadına binaen size, dünyanın çeşitli yerlerinde, adını ve sayısını bilemediğimiz bu peygamberlerin zuhur ettiğine dair bir kısım emareler arz edeceğim:

Bunlardan birisini bugün Riyad Üniversitesi'nde matematik profesörü, Kerkük Türklerinden Adil Bey'den nakledeceğim. Hoca diyor ki: "Amerika'da doktoramı yaptığım sırada, yer yer Amerika yerlileri ve zencilerle görüştüğüm oluyordu. Bu kabileler arasında bazen öyle dinî prensiplerle karşı karşıya kaldım ki, bu prensipler aynen bizdeki ulûhiyet akidesine uyuyordu. Meselâ: "Allah'ın eşi ortağı yoktur. Çünkü iki ilâh olsa idare karışır..." diyorlardı ki, bu, hemen hemen "Eğer yerde, gökte Allah'tan başka tanrılar olsaydı, ikisi de (yer de gök de) bozulup gitmişti."[8] âyetinin mânâsını ifade ediyordu. Eğer bu hakikati zencilere bir peygamber fısıldamasaydı, bunu kendi kendilerine bilmeleri mümkün değildi. Yine bu zenciler "Allah doğmaz, doğurmaz." diyorlardı ki; bu da ancak aydınlanmış bir zihnin ifadesi olabilirdi. Çünkü doğmak, doğurmak beşere ait bir hassadır ve ihtiyaçtan ileri gelir. Allah böyle şeylerden müstağnidir. Eğer bir peygamber onların kulaklarına bu meseleyi üflemeseydi bunu nereden bileceklerdi? Binaenaleyh, hâlâ ateş dansları, yaşlıların kesilip yenmesi ve daha değişik telakkileriyle bu iptidaî cemaatlerde, böylesine derin, köklü ve ancak mütekâmil milletlerde rastlayabileceğimiz bir ulûhiyet akidesinin bulunması mümkün değildir. Olsa olsa bu onlara, dıştan bir nebi diliyle üflenmiş, telkin edilmiş bir hakikat olabilir.

Asrımızın fikir adamlarından, ateizmden dönmüş Pro fesör Mustafa Mahmud, daha evvel günümüzün modası olarak materyalizmin hayranı iken, Kur'ân-ı Kerim'i tetkik edip, İslâmiyet'i inceledikten sonra, 180 derece bir dönüşle küfürden uzaklaşmış ve füze hızı ile mescide ulaşmış birisidir. Mustafa Mahmud bir seyahatinden bahsederken diyor ki: Afrika'da, Neyam-Neyam ve Maw-Maw kabileleriyle karşılaştım. Neye inandıklarını sordum. Dediler ki; "Biz öyle bir Mâbud'a inanıyoruz ki, gökte durur, yerdekileri idare eder." Allah gerçi gökte durmaz ama, öteden beri "O Rahmân, Arş'a istiva etmiştir (oturmuş)."[9] âyet-i kerimesiyle ifade edildiği gibi, ilâhî emir ve hükümler gökten gelir. Onun için nazarlar ve eller göklere doğru kaldırılır.. ve gördüm ki, İhlâs sûresinin mânâsını söylüyorlar: "Allah, her şey kendisine dayanan ve kendisi hiçbir şeye dayanmayan bir varlıktır. O bir ana ve babadan doğmamıştır. O'nun eşi benzeri yoktur..." Başka bir kabileye gittim. Hâlâ, yaşlı ve hastaları kesip-yiyor olmalarına rağmen, bu vahşiler, Allah'a tıpkı bizler gibi inanıyorlardı. Kur'ân'ın anlattığına yakın bir tevhid anlayışları vardı. Şayet bu hususlar onların kulaklarına bir nebi tarafından fısıldanmış olmasaydı, bunları bilmeleri düşünülemezdi. Evet bu gerçekleri onlara nebiler fısıldadı. Sonra da âbâ an-ced, bu asra kadar gelip ulaştı...alıntı.

O zaman şuna bir cevap verir misiniz? Direk kavim adları yazdım sıfat yazmadan:

Yamyam gibi "ekstrem" örneklerin yanı sıra,

Avrupa, Asyanın bir kısmı ve Amerika kıtası ile Arktik bölgelerde örnek verilebilir.

Misal, Hz Hans, Hz Edward, Hz François, Hz. Kazuhiro, Hz. Quatzal neden yok gibi?

125.000 adam da orta doğuya mı gelmiş?

Amerika kıtasına ve Avrupa'nın Kuzeyine gelen resül ve/veya nebilerin isimlerini alabilir miyiz.

Aslında orada öyle demek istemiyor değil mi?

Biz bu soruyu hadisten değil ayetten soruyoruz.

Hani herkese peygamber gönderilmişti?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biz, her gönderdiğimiz Peygamberi, ancak bulunduğu kavminin diliyle gönderdik ki, onlara apaçık anlatsın. Artık, Allah dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini de hidayete erdirir. O, her şeye galibdir, hükmünde hikmet sahibidir

.Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” diye peygamber gönderdik. Allah, onlardan kimini doğru yola iletti; onlardan kimine de (kendi iradeleri sebebiyle) sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde dolaşın da peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu görün.

Link to post
Sitelerde Paylaş

şimdik dostum 6.yy da daha amerika keşfedilmeden eğer kuranda amerika'dan bahsedilseydi zaten saçma olurdu. şu an yeni bir din inse diyelim bize hiç bilmediğimiz gezegenden örnekler verse ne kadar saçma olacaksa o zaman o kadar saçma olurdu. eğer böyle birşey olsaydı zaten şuan herkes müslüman olurdu. '' aa baksana 6.yy da amerikadan bahsetmiş '' gibi kesin kanıt olurdu.kuran hiçbir konuda kesin kanıt vermemiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

O zaman şuna bir cevap verir misiniz? Direk kavim adları yazdım sıfat yazmadan:

Amerika kıtasına ve Avrupa'nın Kuzeyine gelen resül ve/veya nebilerin isimlerini alabilir miyiz.

Aslında orada öyle demek istemiyor değil mi?

Biz bu soruyu hadisten değil ayetten soruyoruz.

Hani herkese peygamber gönderilmişti?

iyi biz merak ediyoruz diye 100 bin küsür peygamberin soy ağacını çıkartsaydı o zaman kur'an'a öylemi. ne diyor bunların çok az bir kısmını biliyoruz diyor diğerlerini bilmiyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yamyam gibi "ekstrem" örneklerin yanı sıra,

Avrupa, Asyanın bir kısmı ve Amerika kıtası ile Arktik bölgelerde örnek verilebilir.

Misal, Hz Hans, Hz Edward, Hz François, Hz. Kazuhiro, Hz. Quatzal neden yok gibi?

125.000 adam da orta doğuya mı gelmiş?

Senin bu örneğin Adem Türk ismidir o zaman Allah Türkleri seviyor sevmeseydi Michael falan olurdu gibi birşey oldu. Kur'an'da çoğu zaman gönderilen peygamberlerin coğrafi konumları verilmez zaten. Aha o zaman Jesus Jesusta bizde niye İsa ?

tarihinde PiRe tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

peygamber oluşması meselesi de ilginç...

doğru hiç bir peygamber süpermenin uzaydan dünyaya geldiği gibi gelmemiş...

normal olarak dünyada doğup büyümüş birileri bir gün durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak diye bağırmış kollarını makas gibi açarak...

işte böyle adamlar toplumu yönlendirmiş lider olmuş sözleri yazılmış ayet olmuş hadis olmuş ortadoğuda onlara peygamberdemişler ...

başka yerler de ise bilge önder kral filozof kabilenin delisi yahutşamanı olmuş...

olabilir mi...

Olabilir. Ama durgun bir toplumsal duzenleri varsa, orta dogudaki toplumlar gibi calkantili degillerse hicbir onemli kisilik olusmamis olabilir. Toplumsal bir kahramanin olusmasi icin once o kahramana gereksinim olmalidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biz, her gönderdiğimiz Peygamberi, ancak bulunduğu kavminin diliyle gönderdik ki, onlara apaçık anlatsın. Artık, Allah dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini de hidayete erdirir. O, her şeye galibdir, hükmünde hikmet sahibidir

.Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” diye peygamber gönderdik. Allah, onlardan kimini doğru yola iletti; onlardan kimine de (kendi iradeleri sebebiyle) sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde dolaşın da peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu görün.

Almanların diliyle,

İngilizlerin diliyle,

Japonların diliyle,

Azteklerin diliyle,

Gelen peygamberlerin isimlerini alabilir miyiz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nerden biliyorsunuz yamyamlara peygamber gönderilmedigini? Zulkernayn ile ilgili kissada, neredeyse hic bir sözü anlamayan bir topluluktan bahsediyor. Bazi peygamberlerin ayni zamanda farkli farkli yerlerde olduklarida belirtilmistir. Süleyman ile ilgili bir kissada hudhud kusunun süleymanin gidemeyecegi bir yerden ona haber getirdigini ve haberdede günese tapan bir topluluktan bahsedilmistir. Belkide gercektende okyanuslari asip amerika kitasina gitmistir hudhud. Analiz kapasitesi sifir olan yurtdaslarim benim. Anca bos laf söyleyin de torba dolsun. Karsi taraf sizin neye inandiginizi yapacaginiz mantikli aciklamalarinizla anlasin. Oyle donu yirtik karilar gibi laf vezirganligi yaparak degil. Olaylari azicik analiz edinde kapasitenizi artirin az. Sadece islam degil diger dinleride analiz edin.

Bugün arap yarimadasina bi bakin. Bir ton peygamber gelmis olmasina ragmen insanlarin bir cogu yamyam gibi. Saldirgan,vahsi ve vurdum duymaz. Cahillikleride cabasi. Belkide %90 i dünyanin sirtinda yükten baska bir sey degil. Afrika ülkeleride keza öyle.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Demek bu Allah 124.000 bin peygamber göndermiş yani 124.000 kişiyle iletişime geçmiş.

Neden sadece onlarla iletişime geçiyor da diğer milyarlarca insanı bu kişilere inanmak zorunda bırakıyor?

Diyelim ki göndermiş, bu kişileri birebir görenlerle hiç haberi olmayanlar, hiç görmeyenler bir mi?

Ben mesela hayatım boyunca hiç peygamber görmedim, neden bazıları bu insanlarla görüp sorular sorabilirken ben bu haktan mahrum kalıyorum?

Bu peygamberlerin sözde mucizelerine neden ben de tanık olmuyorum? Bazı kişiler neden kayırılıyor, neden insanlar arasında ayrım yapılıyor?

Buna adalet mi diyorsunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...