Jump to content

ATATÜRK'Ü ELEŞTİREN LİBOŞLAR NEREDE?


Recommended Posts

Atatürk'ü eleştiren fındık beyinli insanlar..

Unutmayın ki o adam ve arkadaşları sizin özgürlüğünüzü sağlamaktan başka bir şey yapmadı. Söyleyin şu anda size olan bir zararını hadi durmayın.

Dininizi mi yaşayamıyorsunuz?

Fikirlerinizi mi dile getiremiyorsunuz?

Kadın veya Erkek istediğinizi mi giyemiyorsunuz?

Soyadınız mı yok?

Annenizin seçme ve seçilme hakkı mı yok?

Herkes eşit değil mi?

Okul yerine medreselere mi gidiyorsunuz zorla?

Anneniz babanız oy kullanamıyor mu?

Biraz geniş düşünün.

tarihinde TheChosen tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 51
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Atatürk'ü eleştiren fındık beyinli insanlar..

Unutmayın ki o adam ve arkadaşları sizin özgürlüğünüzü sağlamaktan başka bir şey yapmadı. Söyleyin şu anda size olan bir zararını hadi durmayın.

Dininizi mi yaşayamıyorsunuz?

Forum dışında ateizmi veya sunni hanefi müslümanlık dışındaki dinleri mezhepleri vb. yaşayabiliyormusun?

Fikirlerinizi mi dile getiremiyorsunuz?

Forum dışında ateizmi veya sunni hanefi müslümanlık dışındaki dinleri mezhepleri vb anlatabiliyor musun?

Kadın veya Erkek istediğinizi mi giyemiyorsunuz?

İstediğimi giyinebiliyorum.Ama bazıları giyinemiyor.

Soyadınız mı yok?

Var.Ama bazı vatandaşlarımız istediği dilde soyadı kullanamıyor.

Annenizin seçme ve seçilme hakkı mı yok?

Belirli bir gelir seviyesi altındaki kişiler seçilemiyor.

Herkes eşit değil mi?

Bazılarının dokunulmazlıkları var.

Okul yerine medreselere mi gidiyorsunuz zorla?

Medreseye gitmiyoruz ama okulda zorla tek tip din dersi veriliyor.

Anneniz babanız oy kullanamıyor mu?

Kullanabiliyor.

Biraz geniş düşünün.

Sizlerde biraz geniş düşünün.:)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sizlerde biraz geniş düşünün. :)

Valla ben müslümanım ama forum dışında ateizmi savunan bir dünya arkadaşım var senin çevrenle alakalı bir şey.

Bu ülkede herkes istediğini giyinmekte özgür. İsteyen açık giyinsin. Kara çarşafa girmek zorunlu değil ama bazılarının ailesi zorluyor.

Kanun ile soyadınızı değiştirebilirsiniz.

En fakiride olsa bu ülkede herkes oy kullanabiliyor. En azından bu AKP döneminde değişmiş olabilir bilemiyorum.

Milletvekili dokunulmazlıkları kaldırsınlar zor bir şey mi? Genel sivil halk arasında kim dokunulmaz bilmiyorum?

Sen full dini eğitim veren okula gitmediğine say din dersini.

Daha geniş düşünmeye ihtiyacın var sanırım

Link to post
Sitelerde Paylaş

SOYADI KANUNU

Kanun Numarası: 2525

Kabul Tarihi: 21/06/1934

Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 02/07/1934

Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 2741

Madde 1 - Her Türk öz adından başka soy adını da taşımağa mecburdur.

Madde 2 - Söyleyişte, yazışta, imzada öz ad önde, soy adı sonda kullanılır.

Madde 3 - Rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmıyan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz.

Madde 4 - Soy adı seçme vazifesi ve hakkı evlilik birliğinin reisi olan kocaya aittir.

(İptal cümle: Anayasa Mah. 08.12.2011 tarih ve 2010/119 E. ve 2011/165 K.) Koca ölmüş ve karısı evlenmemiş olursa veyahut koca akıl hastalığı ve akıl zaifliği sebebiyle vesayet altında bulunuyor ve evlilik de devam ediyorsa bu hak ve vazife karınındır. *1*

Kocanın vefatiyle karı evlenmiş veya koca evvelki fıkrada zikredilen sebeplerle vesayet altına alınmış ve evlilik de zeval bulmuş ise bu hak ve vazife çocuğun baba cihetinden olan kan hısımlarından en yakın erkeğe ve bunların en yaşlısına yok ise vasiye aittir.

Madde 5 - Mümeyyiz olan reşit soy adını seçmekte serbesttir.

Akıl hastalığı ve akıl zaifliği dolayısiyle vesayet altına alınmış olan reşidin adını babası, yok ise anası, bu da yok ise vasisi seçer.

Madde 6 - En büyük mülkiye memurunun vereceği müzekkere üzerine Cumhuriyet Müddeiumumisi, 3 üncü maddedeki memnuiyete uygun olmıyarak soy adı kullananların bu adı değiştirmelerini ve tarihte ün almış olanlara ilişik anlatan adların, hilafını iddia ile, kullanılmamasını mahkemeden istiyebilir.

Kanunla taayyün eden unvanlar mahfuzdur.

Madde 7 - Bu kanunun neşri tarihinden itibaren iki yıl içinde gerek soy adı olmıyanlar ve gerekse soy adlarını değiştirmek istiyenler taşıyacakları adı Hükümetin tayin edeceği şekilde nüfus kütüklerine geçirilmek üzere bildirirler. Bu iş için verilecek her nevi evrak pul resminden muaftır.

Madde 8 - Soyadı seçme işlerinde çıkacak ihtilafları halletmek ve kendiliklerinden soyadı seçmiyenlerle anası babası belli olmıyan çocuklara ad takmak ve bir adın kanunun istediği şekle uygun olup olmadığı hakkında karar vermek salahiyeti ana kütüğün bulunduğu yerin en büyük mülkiye memuruna aittir.

Madde 9 - Valiler ve kaymakamlar soyadlarının nüfus kütüklerine ve doğum kağıtlarına doldurulması işinde diğer Devlet dairelerinde münasip gördükleri memurları iş bitinceye kadar yardımcı olarak nüfus dairelerinde çalıştırmağa salahiyetlidirler.

Madde 10 - Bu kanunun tayin ettiği müddet geçtikten sonra soyadlarını değiştirmek istiyenler Kanunu Medeninin bu baptaki hükümlerine tabi olurlar.

Madde 11 - Soyadlarını nüfus kütüğüne ve doğum kağıtlarına yazma işinde ihmali görülen memurlar hakkında kaymakamlar bir haftalığa, valiler on beş günlüğe kadar maaş kesme cezası verebilirler. Bu kararlar kati olup ilk ödenecek maaştan kesilir.

Madde 12 - Kanunun tayin eylediği zaman içinde soy adını memurlara bildirmiyenlerden beş liradan on beş liraya kadar ve bu iş için Hükümetçe verilecek vazifede ihmali görülen muhtarlar ve ihtiyar heyetleri azasının her birinden ve belediyelerce memur edilenlerden on liradan elli liraya kadar hafif para cezası alınır. Bu cezalar mahalli idare heyetleri karariyle verilir ve vali veya kaymakamların tasdikı ile katileşir.

Madde 13 - Bu kanunun tatbik yollarını gösterir bir Nizamname yapılacaktır.

Madde 14 - Bu kanun neşri tarihinden altı ay sonra mer'iyete girecektir.

Madde 15 - Bu kanunun hükümlerini yerine getirmeğe Dahiliye Vekili memurdur.

http://www.emekliol.org/mevzuatlar/559.html

SOYADI KANUNU

21 Haziran 1934’te çıkarılan 2525 sayılı Soyadı Kanunu ile her vatandaşın öz adından başka bir de, soyadı taşıması zorunlu kılındı. Soyadları Türkçe olacaktı. Rütbe, memurluk, yabancı ırk ve millet adları ile ahlaka aykırı ve gülünç kelimeler soyadı olarak kullanılmayacaktı. Soyadı kanununun kabulünden sonra 24 Kasım 1934 yılında 2258 Sayılı Kanunla, TBMM Türk milletinin bir şükran ifadesi olarak, Gazi Mustafa Kemal Paşaya Atatürk soyadını verdi. 1934 yılında çıkarılan diğer bir kanunla da; “Ağa, Hacı, Hafız, Hoca, Molla, Efendi, Paşa” gibi, eski toplum zümrelerini belirten unvanlar kaldırıldı. Aynı kanunla yurt savunmasında, Milli Mücadelede gösterilen başarılar karşılığı verilen madalyalar dışında, eski Osmanlı idarecilerinin verdiği tüm nişan ve rütbeleri taşımak da yasaklandı.

http://www.ataturkiye.com/devrimleri/soyadikanunu.html

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben başka anladım. Bu anlamda tabiki türkçe olacak. Sonuçta TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NDE yaşıyoruz. Dilimizde türkçe olacak. ama kimse türk vatandaşı olmak zorunda değil Türkiye sınırları içinde yaşamadıktan sonra.

tarihinde TheChosen tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

8. sınıfa giderken başımdan şöyle bir olay geçti çok iyi hatırlıyorum.

öğretmeni eleştirmiştim. ve öğretmen bana tek bir şey söyledi : beni eleştirmen için en azından öğretmen olman gerekir..

özür diledim ve oturdum.

atatürkü eleştirmek için en az atatürk kadar başarılı olabilmek gerekir

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürk'ü eleştirilirken genelde söylem Atatürk'ün özel zevkleri üzerine kuruludur ve buda din bakış açısı ile yapılır.

yani Atatürk'ün tercihleri dine uygunmuıydu değilmiydi.

yine inançlıların tipik mantığını görüyoruz, içki bizde yasak içemiyoruz başkası da içmesin?

sanane? sana zorla iç diyen mi var?

böyle dar bir bakış açısı ile devlet adamı eleştirilmez.

Dinin gericiliğe sebebiyet vermesinin en önemli nedenlerinen.

aslında bu mantığın tersini de yine dindar bir liderse oy verelim mantığıdır.

İcraatlarının ve yaptıklarının maskelenmesi din ile olur.

İnançlılar neden batı tarafından sömürülen ve faiz cenneti olan ülkelerini eleştirmez ve düzeltmek istemezler.

söylem belirler, dindarım diyen birisi iyidir, içki içen de kötüdür, söylem bu kadar kısa ve nettir.

şimdi buna gericilik veya başka bir tnaımla yapınca biz mi elitist oluyoruz?

Atatürk'ü eleştirmek istiyorsanız icraatlarıyla eleştirin.

tarihinde equus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben başka anladım. Bu anlamda tabiki türkçe olacak. Sonuçta TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NDE yaşıyoruz. Dilimizde türkçe olacak. ama kimse türk vatandaşı olmak zorunda değil Türkiye sınırları içinde yaşamadıktan sonra.

Arapça farsça Türkçe mi?Birçok kişinin adı soyadı arapça ve farsça.Arabistana gönderelim onları.:)

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslami faşizmin her türlü iğrenç yüzünü gördüğümüz bu günlerde hala birileri Atatürk'ü ön planda tutmaya çalışıyorsa bilin ki zavallıdır, islami faşizmin çanak yalayıcısıdır.

Not: Atatürk eleştirilebilir, hataları olmuştur. Aksi de zaten mümkün değildir.

Diğer not: Atatürk, bu topraklara gelmiş geçmiş açık ara en büyük liderdir.

Son not: Gündemden sapmayın, islami faşizmin oyununa gelmeyin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nakşibendi tarikatı ile mevlevilik tarikatı neden kapatılmadı?Çok mu ileri diğer tarikatlardan.:)

Tevdhidi tedrisat kanunu ile neden özel okullar azınlık okulları misyoner okulları kapatılmadı.Eğitimde birlik ve millileştirme sözde kalıyor.:)

Diyanet işleri neden sadece sunni hanefi maturidi mezhebinde hizmet veriyor?

Diyanet ya Türkiye de var olan bütün din ve mezheplerde hizmet vermeliydi yada devlet din hizmetlerinden elini çekmeliydi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürkü kimler eleştirir?

dinciler, çakma liberaller ve sosyalist maskeli kürtler veya kürtçüler.

hepsi de küresel düzende sömürüye hizmet eder ve Türk e karşıdır.

Bütün genellemeler gibi bu genellemede yanlış.

Eleştirmek için düşman olmak gerekmiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

evet atatürk gerçekten bir imtihan insanlık için halkımızı korumak adına dinimizi kabul eden sözlerle bizi yönetti ancak imanımızla bize savaşı kazandırdı. ancak hocaları katlettirdiği söyleniyor ancak said nursiye ve eserlerine dokunamadı said nursi eserlerini gizlice yazdırttı. bi kaç kes zehirlenmesine rağmen dayandı.savaşı sait nursi kazandı eserleri hala insanları aydınlatmaya devam ediyor.

Nursi’nin Atatürk’e yazdığı mektuba Habertürk ulaştı..

12266.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürk'ü eleştirmek aslında Atatürk'ün değil, Atatürk'ü eleştirenin kimliğini ortaya koyuyor.

Atatürk hakkında çeşitli eleştiri ve övgülerin yazılması da, bazılarının birbirleri ile çelişmesi, birçoğunun tartışmalı olması, onun ne kadar olağanüstü bir insan olduğunu gösteriyor.

Herkes ve herşey eleştirilir. Biz burada Allah'ı, Muhammed'i eleştiriyoruz. Bir takım soyut kavramları eleştiriyor ve tartışıyoruz.

Burası yasaklar, sansürler, tutuculuk, korkaklık, ahmaklık dergahı değildir. Burada tartışılması yasak olan çok az konu vardır. Atatürk'ü tartışmak onlardan biri değildir.

İlginç olarak Atatürk'ü eleştirmek istememek, eleştirmekten çekinmek, korkmak, utanmak vs de Atatürk'ün değil, onu eleştiremeyenlerin ruh durumunu yansıtmaktadır. O ruh durumunun ne olduğuna şimdilik değinmek istemiyorum. Ama o ruh durumunu paylaşmadığımın bilinmesini istiyorum.

Yukarda yeni bir slogana değindik. Ben o sloganı birkaç yıl once kullanmıştım. Gezi Parkı hareketinden sonra tesadüfen o slogan ortaya çıktı.

Bizler Atatürküz. Bizler Atatürkçü değiliz. Bu sloganı yanlış anlamamalısınız.

Atatürk devrimlerini yapmış, onları Türk gençliğine terkederek aramızdan ayrılmıştı. Onları savunmak ve yenilemek gençlerin sorumluluğudur.

Atatürk'ün ölümünü izleyen dönemde Türk gençleri bu görevlerini yerine getirememişler ve Atatürk'ün devrimlerini yeterince tutku ile savunamamış ve onlara yenilerini ekleyememişlerdir.

Bu utanç verici bir durumdur ve AKP gibi gerici ve İslamcı kesimin yıllardır saklandığı izbe köşelerden aydınlığa çıkmasından ve ortalığı karartmasından sorumludur. Biz Türk gençleri bu utanç verici durumdan sorumluyuz.

Bu durumda Atatürk devrimlerini savunamayız. Çok farklı bir zaman ve mekanda yaşıyoruz artık. İnsalık son 90 yıl içinde büyük ilerlemeler kaydetti.

Atatürk devrimleri artık yeterli değil. Onları ilerletemedik, yenileyemedik. Şimdi bu dilemma ile karşı karşıyayız. Onlara sarılarak mı mücadele edeceğiz, yoksa onları baz alarak mı, çağdaş bir ülke olma yolunda ilerleyeceğiz?

Önce buna karar vermek zorundayız.

Gençlik buna karar verdi. Atatürk ilkeleini yeniden canlandırmanın yetmeyeceğini gören gençlik Atatürk'ün bütün ilkelerini yeni baştan yazmaya karar verdi. Bunun için de Atatürkçü olmanın yetmeyeceğini anladı ve Atatürk olmaya karar verdi.

Bizler Atatürküz arkadaşlar.

Atatürk'ü eleştiren her iddia aslında bize hitabediyor. Onlara cevabı biz vermeliyiz.

Neden Atatürküz de Atatürkçü değiliz savını herkesin anlayacağı bir şekilde açıklamak zorundayız.

Bu durumda Atatürk'ü tartışmanın anlamı nedir?

Bizi sorgulamaktır. Bizi tartışmaktır.

Biz neden Atatürk olduğumuzu savunmalıyız.

Çünkü ülke olarak bizim başka bir kurtuluşumuz yoktur.

Ülkenin İslam'a ve bağnazlığa, geriliğe, Osmanlıya terkedilmesine izin veremeyiz. Bunu yapacak bir gücün var olduğunu sanmıyorum.

Ama ortalıkta dolaşan karanlık kuvvetlerin varlığını da ihmal edemeyiz.

Onlar ne kadar karanlıksa, bizler de o kadar aydınlık olmak zorundayız. Hatta daha fazla aydınlık olmalıyız ki halkımızı aydınlatalım.

Atatürk'ü eleştirmek sadece onu yüceltir. Buna onun ihtiyacı yoktur.

Ama bize yönelik Atatürk eleştirisi bizim ne kadar doğru yolda olduğumuzu göstereceği için, kabul edebileceğimiz bir sapkınlıktır.

O sapkınlığı bilirsek ondan kurtulmasını da biliriz.

Burası umutsuzluk, çaresizlik, düşüncesizlik, akılsızlık dergahı değildir.

Ülkemizdeki aydınlığın yansıdığı entelektüel bir platformdur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürk'ü anlamak için O'nun içinde bulunduğu durumu iyi analiz etmek gerektiğini düşünüyorum. İçinde bulunduğu şartlar anlaşılmaz ise onun politikaları doğru değerlendirilemez. Atatürkçülerin en büyük hatası bence şartları değerlendirmeden O'nu aynen taklit etmeye çalışması oldu. Atatürk'ün şartlarıyla ondan sonra ve bu gün bizlerin içinde bulunduğumuz şartlar arasında ne gibi farklar var? Bence şartlar arasındaki en önemli fark günümüzde sivillerin bir şeyler yapabilecek güce erişmiş olması. Her şeyin devlet tarafından yapılmasının şartlar gereği zorunlu olduğu şartlarda çok katı merkezi bir devlet olmak zorundadır. Tüm yetkili makamları devlet belirler . Eskinin yetkili makamları olan Beylik, Ağalık, şeyhlik... vs. tüm makamların önemi kalmaz. Hatta devlet ile bunların çatışma durumu bile olur. Yani ülke içerisindeki tüm hiyerarşi, yetki, makamlar, örgütlenmeler, işler devlet tarafından belirlenir. Bu şekildeki bir ülkenin özellikle laik olması azınlık dinine ,mezhebine mensuplar için çok gereklidir. Tabi milli kimliğin tekleştirilmesi de azınlıkların mağdur olmaması için, devlet tarafından ayrıma tabi tutulmaması için şarttır. Ama bu gün artık sivillerinde kendilerine ait sermayesi, gücü olduğuna göre sivillerde kendilerine ait sivil makamları, yetkileri olmalı ve zaten olur, devlette bu yeni durumu kabul etmeli ki zaten devlet yeni duruma göre biraz zorlayarak da olsa dönüşüyor. Toplum içerisindeki tüm kimlikler artık kendilerini gösterebilirler. Çünkü siviller artık devletten adil bir şekilde payını bekleyen insanlar değil. Siviller kendi aralarında rekabet içerisinde kendine ait gücü olan örgütler kurabilmişler. Bu durumda demokrasi ve hukuk en önemli ihtiyaç haline gelmekte.

Link to post
Sitelerde Paylaş

evet atatürk gerçekten bir imtihan insanlık için halkımızı korumak adına dinimizi kabul eden sözlerle bizi yönetti ancak imanımızla bize savaşı kazandırdı. ancak hocaları katlettirdiği söyleniyor ancak said nursiye ve eserlerine dokunamadı said nursi eserlerini gizlice yazdırttı. bi kaç kes zehirlenmesine rağmen dayandı.savaşı sait nursi kazandı eserleri hala insanları aydınlatmaya devam ediyor.

Nursi’nin Atatürk’e yazdığı mektuba Habertürk ulaştı..

12266.jpg

Said Nursi Namaz Kılmayan haindir, hainin hükmü ret edilir demiştir. Yani Said Nursi, devletin şeriat devleti olması gerektiğini, yöneticilerinin de ancak namaz kılanlar olması gerektiğini, şeriat devleti değilse ve yöneticiler namaz kılmıyorsa yöneticiler hem haindir aynı zamanda da bu devletin, hükümetin hiçbir kanunu kabul edilmez ret edilir demektedir. Bu anlayış bu günün dünyasının en karanlık anlayışıdır. Bu anlayışın olduğu dünyada birkaç devlet vardır onlarda dünya devletleri içerisinde medeniyet anlamında en dipte bulunan devletlerdir.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunun yobazlıkla ilgisi yok, yobaz biri değilim. Ki bunun şuan yaşadığımız coğrafyada bir nebze ölçütü olacaktır; sosyalist ve ateistim. İkisinin çok farklı kavramlar olduğunun farkındayım, sadece yobazlık kavramının türkiye de tam tersi savında bulanacak doneler oldukları için. Faşizanlık, sizin yaptığınız aşağılayıcı tavır, karşınızdaki kişi henüz fikirlerini bile beyan etmeden, derinliğini paylaşmadan yaptığınız aşağılayıcı sözlerdir. Bu basit 1000yıllık lafları da bırakın, atatürk sayesinde yazabiliyorsun ayaklarını... Ben sizle bu konuyu da tartışırım ama karşımda bunu tartışabilecek bir olgunluk görmüyorum. Türkiye de ki sol* zihniyet sizi böyle törpüledi yapacak bir şey yok, sol milliyetçilik üzerine bir kitap vardır, ki kitabın ortaya koyduğu bir sol milliyetçiler kavramı... Sizlerin o hasatın mahsüllerisiniz. Ancak ben burda şuan evet, tartışmaktan kaçıyorum sizinle bu konuyu, Atatürk ü eleştirmiycem bu durumda çünkü bu tahammülü saygı çerçevesinde yürütemeyeceksiniz çok açık...

+

bakın bir ateist olan sevan nişanyan'ın sözleri:

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...