Jump to content

BDP'lilerin sonu Liberallerden beter olacak


Recommended Posts

Başlık konusundaki tahminimin çok net olması nedeniyle detaya girmeyeceğim burada yalnızca süre tahmini yapacağım.

Liberallerin "yandım anam" diyerek kalktığı kucağa oturan ve faşizmin bir ölçüde destekçisi olan BDP'liler acı gerçekle en fazla 1.5 yıl içinde karşılaşacaktır.

Bugün işlenen suçlara ortaktırlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Liberalizm özünde özgürlüğü savunan, bireycilik anlayışına dayanan bir akım yani kötü bişy değil. Nerde görsem liboş falan diye küçümsüyorlar da içinde özgürlük barındıran bir kavram ne kadar kötü olabilir diye düşünüyorum, bulamıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Liberalizm özünde özgürlüğü savunan, bireycilik anlayışına dayanan bir akım yani kötü bişy değil. Nerde görsem liboş falan diye küçümsüyorlar da içinde özgürlük barındıran bir kavram ne kadar kötü olabilir diye düşünüyorum, bulamıyorum.

Banada ilginc gelmisti basta. Ozellikle liberalleri elestirenlerin solcu kesimden gelmesi.

Bence liberallerin politik yelpazede anlasamadigi kesimlerden iki tanesi muhafazakarlar ve milliyetcilerdir. Benim sahsi gorum ise Turkiye'deki solcularin cogu milliyetci/muhafazakar solcu (CHP'li veya Ataturkcu solcular).

tarihinde agnostic_liberal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sonu ne olur bilmem.

BDP fazla hafife alınıyor.

Son 30 yılda tüm partiler tasfiye oldu ancak bir tek BDP ve MHP kaldı.

Yüksek siyaseti Apo-BDP-PKK şekillendiriyor. AKP ni ayakta tutanda CHP nin ümit var olmasına sebep olanda Apo nun çözüm sürecidir.

Şu an gezi üzerinden bir bilek güreşi var. CHP ve BDP nin iki yüzlüğü bundan.

Bu soytarılar kapalı kapılar arkasında başka milletin önünde başka konuşur. Aman dikkat !

Link to post
Sitelerde Paylaş

Onları da asarız merak etmeyin ;)

Düşünsenize bir, Hz Mehdi geliyor. Tüm o satanistler, mürtedler, İslam düşmanları, o çok sevdiğiniz Rihanna, Lady Gaga vs Allah düşmanı satanist masonlar, Obama, Bush alayı asılıyor. Her yer tekbirlerle inliyor. Anıtkabir Ataputun heykelleri ve diğer putlar yıkılıyor. Dünyaya İslam ahlakı egemen oluyor. İnşallah olacak bunlar inşallah.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Onları da asarız merak etmeyin ;)

Düşünsenize bir, Hz Mehdi geliyor. Tüm o satanistler, mürtedler, İslam düşmanları, o çok sevdiğiniz Rihanna, Lady Gaga vs Allah düşmanı satanist masonlar, Obama, Bush alayı asılıyor. Her yer tekbirlerle inliyor. Anıtkabir Ataputun heykelleri ve diğer putlar yıkılıyor. Dünyaya İslam ahlakı egemen oluyor. İnşallah olacak bunlar inşallah.

Aç tavuk rüyasında kendini mısır ambarında görürmüş. Çok beklersiniz çoookkk. Kandırılmışlar sizi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Onları da asarız merak etmeyin ;)

Düşünsenize bir, Hz Mehdi geliyor. Tüm o satanistler, mürtedler, İslam düşmanları, o çok sevdiğiniz Rihanna, Lady Gaga vs Allah düşmanı satanist masonlar, Obama, Bush alayı asılıyor. Her yer tekbirlerle inliyor. Anıtkabir Ataputun heykelleri ve diğer putlar yıkılıyor. Dünyaya İslam ahlakı egemen oluyor. İnşallah olacak bunlar inşallah.

Keşke dediğin gibi, süperman, he-man, batman gibi Hz. Mehdi de gelse, ama ancak filmlerde olur.

40 yıldır barış raconu kesen ama aslında ırkçı kafatasçı BDP-PKK-KCK 10 binlerce insan öldürdü, kalanları da inim inim inletiyor.

TV'ler 24 saat ırkçı kafatasçı BDP-PKK-KCK konuşuyor. Bıkmadınız mı TV'lerin bu katillerin reklamını yapmasından?

tarihinde Z-karn-223 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu kravatlı PKK'lıları SHP de meclise çok miktarda sokmuştu.

Özal ile aşırı azdılar, özalın ölüp de Müslüman Türk milletine vuramadığı son darbeyi tayyip vuruyor.

Esasında milletin, tüm partileri meclisi deliğe süpürmesi lazım. Meclisin deliğe süpürülmesi; BDP-PKK-KCK'nın deliğe süpürülmesi demek.

Milletin gerçekten de meclis dışı, Oğuz Kağan gibi milleti titretip kendine getirecek ölümden korkmayan cengaverlere ihtiyacı var. Kurtuluş ancak böyle olur. Her halde bu da ancak filmlerde olur.

Durmak yok, ırkçı kafatasçı BDP-PKK-KCK'nın zülmü altında yaşamaya devam.

tarihinde Z-karn-223 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte feryat eden, eli ve kalemi kanlı olmadığını sanan, çıkan gözlerde, dökülen kanlarda, toprağa verilen canlarda ve bizleri salak yerine koymaya kalkan bir liboş (bunları ben liberal olarak tanımlamıyorum).

Hasan Cemal aşağıda yazdıkların seni aklamaz, sen de bu suçların ortağısın. Hatta biliyorum ki bu faşistler en ufak bir takiyye yapsalar kuyruklarına takılmak için takla atarsın... O fırsatın çıkmasını beklediğini, gerçeği örtüp zehiri tatlı olarak yedirteceğin günlerin özlemini çektiğini düşünüyorum. Yine dezenformasyonunuza kanacak insanlar da bulursunuz. Ancak eskisi kadar kolay olmayacak.,

-----------------------------------------------------

Ey iktidar sahipleri! Ey muktedirler! Bir çift sözüm var, kulak verin!

Ey
iktidar sahipleri! Ey muktedirler! Ey iktidarlarına toz kondurmayanlar! Bir çift sözüm var! Kulak verebilecek misiniz?

19
yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ın nasıl öldürüldüğünü okudunuz mu? Coplarla, sopalarla, tekmelerle kendinden geçinceye kadar nasıl dövüldüğünü duydunuz mu?

İnsanlık
bunun neresinde, söyler misiniz? Yoksa azıcık duyarlık da, bir parça empati de kalmadı mı?.. Perde mi indi gözlerinize?
İktidarın körleştirici etkisi mi yoksa?

28
Şubat döneminde sizinle demokrasi mücadelesi verenler bile köşelerini kaybederken sesiniz çıkmıyor. Ayıp değil mi? Bu kadarını nasıl içinize sindirebiliyorsunuz?

Ali İsmail Korkmaz.

19 yaşındaydı.

Dövülerek öldürüldü.

Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde birinci sınıf öğrencisiydi.
Gezi Parkı direnişi
ne destek için
Eskişehir
’deki yürüyüşe katılmıştı.

Direnişteki beşinci ölümün hikayesini
.

Okudunuz mu?

Benim içim acıdı okurken.

Ellerinde coplarla, sopalarla…

Bir bölümü şöyleydi:

Ali
’yi ellerinde coplarla dövüyorlardı. Vatandaşların da elinde sopa vardı. Sopasız şekilde döven de vardı. Kafasına ve beline çok sert tekmeler attılar.
Ali
, gelen tekmelerden biriyle kafasını kaldırıma çarptı ve şuurunu kaybetti. Kendinden geçince dövmeyi bıraktılar.

Ben o sırada şoka girmiştim.

Yardım etmek istiyordum ama korkudan hiçbir şey yapamıyordum.

Gözleri dönmüştü resmen…

Ali
çok hafif doğrulunca, eli beyzbol sopalı kişi yanına gelip ‘
Daha burada mısın o.... çocuğu
’ diyerek tekmelerle darp etmeye başladı.

Tam o sırada
Ali
ani hareketle ayağa kalktı ve sokağın girişine doğru ilerledi. Sokağın girişinde pusuya yatan, elinden kurtulduğu iki polis de orada dövmeye başladı
Ali
’yi…

Dayanamadım.

Ve başka bir sokaktan evime gittim.
Ekşi Sözlük
'te gördüklerimi yazınca bana ulaşan avukatlar aracılığıyla ifademi verdim.

Ali
'nin sağlığına kavuşmasını bekledim sadece…

Dün de
ölüm
haberini aldım.

Gizli tanıklık
başvurumu da ifademi verirken belirttim. Çünkü, işin içinde
emniyet
de vardı ve bir süre sonra gizli tanıklığımın iptal edildiğini öğrendim. Şimdi tekrar gizli tanıklığımı onaylatmak için girişimlerde bulunacağız.”

Ey muktedirler, kulak verin!

Ey iktidar sahipleri!

Ey muktedirler!

Ey iktidarlarına toz kondurmayanlar!

Bir çift sözüm var.

Kulak verebilecek misiniz?

İnsanlık bunun neresinde, söyler misiniz?

Yoksa azıcık duyarlık da, bir parça empati de kalmadı mı?..

Yazık!

‘Hukuk’
un,
adalet
kavramının son zamanlarda nasıl darbe üstüne darbe yediğini göremiyor musunuz?

Perde mi indi gözlerinize?

İktidarın körleştirici etkisi mi yoksa?

İktidar
böyle bir şey mi?

Birtakım değerlere insanı zamanla yabancılaştırıyor mu güç sahibi olmak?..

Devletin gaddarlığıyla hoyratlığına, biber gazlı, coplu polisin gaddarlığıyla hoyratlığına şimdi artık eli palalı, eli sopalı
vatandaşlar
da katılmaya başladı.

Farkında mısınız bu korkunç gerçeğin?

Büyüyen vicdan yaralarının farkında mısınız?

Gezi direnişiyle birlikte
Başbakan Erdoğan
’ın
tek adam
zihniyetiyle cepheleştirici, bölücü söyleminin toplumu nasıl kutuplaştırdığını en azından hissedemiyor musunuz?

Güç sarhoşluğu
, parmak ucu hislerini de mi körleştirmeye başladı?

Gerçekten çok yazık!

Roboski
’den sonra,
Lice
’den sonra olduğu gibi acılara yine sırtınızı mı dönüyorsunuz?

Üç maymun
’u oynamaya devam mı?..

Oysa
kibir
yüklü, hatta
şımarıklık
dozu gittikçe artan ‘
iktidar oyunu
’nuzun toplum vicdanında açtığı yaralar her geçen gün büyüyor.

Galiba farkında değilsiniz.

Toplum vicdanında gitgide büyüyen bu yaralar, “
Erdoğan’ı yedirmeyiz!
” tavrının da bir sonucu...

Çektiğiniz acıları bu kadar çabuk mu unuttunuz!

Askeri vesayet
yıllarında,
darbe
dönemlerinde çektiğiniz acıları yoksa unuttunuz mu?

O yüzden mi bugün, yani ‘
devr-i iktidarınız
’da yaşanan acıları hissedemiyorsunuz?

Size karşı kurulmuş
uluslararası bir
komplonun sonucu
olarak gördüğünüz için mi umursamıyorsunuz bu derin acıları?

Yazık!

28 Şubat medyası
hiç dilinizden düşmezdi. Bugün de düşmüyor. Haklı ve meşruydu yakınmalarınız, eleştirileriniz.

28 Şubat
post-modern
darbesinin
mazlumları
bugün iktidarda. Şimdi gazetelerdeki köşeleriniz, televizyon programlarındaki yerleriniz mıh gibi sağlam.

Ve gitgide yayılıyorsunuz, çoğalıyorsunuz.

Allah versin!

Gözümüz yok.

Tüm ‘kale’leri fethetmek mi niyetiniz?

Bal tutan parmağını yalar
demek de gelmiyor içimden...

Ama bu kadar da kayıtsız olunmaz ki!

Geçmiş, yaşadıklarınız bu kadar da çabuk unutulmaz ki!

Tekrarlıyorum:

Demek ki bazıları için iktidar böyle bir şey, aşındırıyor, kayıtsızlaştırıyor, nasırlaştırıyor, iç dünyalarında sadece kendini düşündüren
bencil mekanizmaları
harekete geçiriyor.

Farkında olmadığınıza ihtimal veremiyorum.

İktidarınız bu ülkede neredeyse bütün
çatlak sesleri
susturmayı ahdetmiş durumda. El koyarak, nokta atışları yaparak
eleştirel sesleri
susturmak için kaç zamandır pervasızca hamle üstüne hamle yapıyor iktidarınız.

Ama sizden çıt yok!

Yoksa tüm ‘
kale
’leri fethetmek mi niyetiniz?

Eğer öyleyse, bu kafayla
demokrasi
olmaz ki.

Eğer niyetiniz buysa, Türkiye’de kavga,
demokrasi kavgası
gittikçe kızışacak demektir.

28 Şubat
döneminde sizinle
kader birliği
yapanlar, demokrasi mücadelesi verenler bile - Yeni Şafak’tan
Kürşat Bumin
örneği - köşelerini kaybederken sesiniz soluğunuz çıkmıyor.

Ayıp değil mi?

Bu kadarını nasıl oluyor da içinize sindirebiliyorsunuz?

Tetikçilerden Başbakan’a başdanışman yapıldığı bir devirde bu kadarı olur”
mu diyorsunuz yoksa?..

Bilemiyorum.

Bu kadarını yakıştıramıyorum size.

Anlaşılan o ki, devir çok fena değişti.

Böyle giderse, bugünlerin hesabını değil bu dünyada, öbür dünyada, ahirette bile veremezsiniz.

Vesayetçilerle sandıkçılar…

Şahin Alpay
dün Zaman’daki köşesinde çıkan güzel yazısında sizin gibileri
sandıkçılar
diye tarif etmişti. Şu satırları dikkatle okumanızı tavsiye ediyorum:

“Uzun yıllar
Kemalizm
’e bağlı askerin ve yargının vesayeti olmadan demokrasi olamayacağı iddiasıyla ve bunun sonunda gerçekleşen askeri müdahalelerle mücadele etmek zorunda kaldık.

AKP
iktidarı
ile Kemalist vesayetin geriletilmesinden sonra ise, demokrasiyi seçimden ibaret gören, seçimde çoğunluğun oyunu alan parti veya liderin, ayağına kuvvetler ayrılığı dolanmadan ülkeyi dilediği gibi yönetebileceğini, halka ancak seçimden seçime hesap vermek durumunda olduğunu ileri süren
sandıkçı
(‘demokrasi sadece sandıktır’) zihniyetle mücadele gündeme oturdu.

Zamanla
vesayetçiler
ile
sandıkçılar
arasında sıkışmayı aşacağımıza, özgürlükçü demokrasiyi yerleştireceğimize güvenim tam.”

Çoğunluk diktatörlüğü…

Şahin Alpay’ın yazısı şöyle devam ediyor:

“Evet, ‘
çoğunluğun oyunu alan, genel iradeyi temsil eder ve herkes bir sonraki seçime kadar bu iradeye tabi olmak zorundadır
’ bir tür demokrasi anlayışı olabilir.

Ancak bu anlayış, tarihî tecrübelerle sabit olduğu üzere, kaçınılmaz olarak yurttaşların temel hak ve özgürlüklerinin ayaklar altına alındığı ‘
çoğunluk diktatörlüğü
’ne götürür.

Buna karşı, seçimle gelen hükümet yanında, özgürlüklerin ve çoğulculuğun güven altına alındığı türden demokrasi, kısaca liberal demokrasi, Batı,
Avrupa Birliği
normlarında demokrasi fikri gelişmiştir.
Liberal demokrasi
mükemmel olmayabilir, geliştirilmeye muhtaç olabilir, ama bugüne kadar daha iyisi bulunmuş değil.

Liberal demokrasi, iktidarın rekabetçi seçimlerle belirlenmesi yanında,
askerin mutlak olarak sivil otoriteye bağlı
olduğu; ifade, örgütlenme, inanç başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin güven altına alındığı; iktidarların halka seçimden seçime değil sürekli hesap verdiği; iktidarın kötüye kullanılmasının kuvvetler ayrılığı, yargı ve medya bağımsızlığı başta olmak üzere denge ve denetim mekanizmalarıyla engellendiği rejimdir.

Eğer böyle,
özgürlükleri ve çoğulculuğu güven altına alacak
bir rejime ihtiyacımız yoksa, niye yeni bir anayasa istiyoruz ki? Demokrasi seçimden ibaretse anayasaya ne gerek var?”
(Şahin Alpay, 11 Temmuz 2013 tarihli Zaman)

Ey sandıkçılar!

Sandıkçılar!

Eğer gerçekten
demokrat
olmaya niyetiniz hala varsa, Şahin Alpay’ın bu sözlerine kulak verin!

Ama bu satırlardan da
darbeci kokusu
alabiliyorsanız, artık size söyleyecek bir sözüm kalmamış demektir.

http://t24.com.tr/ya...ulak-verin/7044

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu liberaller daha doğrusu liberal görünen liboşlar zaten AKP nin sopası bunların sayısı az ama liboş olmalarından mütevellid yıllarca televizyonlarda radyolarda gazetelerde halkın beynini yıkadılar. He onlar çıkarına bakar çoğu çeplerini yüzbinlerce hatta milyonlarca dolar ile doldurdu ülkede bir terslik olsa bile ver elini avrupa hatta fas tunus kıbrıs bile olur.

Bu arada topiğin alt başlığı barış süreciymiş Bugün örğütün Van da yaptığı cenaze törenindeki görüntüler konuşmalar endişe verici görüntüleri linkleri buraya atmaya gerek propaganda gibi olmasın ama yok isteyen internette bulsun ama ülkenin geleceğinden endişeliyim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Onları da asarız merak etmeyin ;)

Düşünsenize bir, Hz Mehdi geliyor. Tüm o satanistler, mürtedler, İslam düşmanları, o çok sevdiğiniz Rihanna, Lady Gaga vs Allah düşmanı satanist masonlar, Obama, Bush alayı asılıyor. Her yer tekbirlerle inliyor. Anıtkabir Ataputun heykelleri ve diğer putlar yıkılıyor. Dünyaya İslam ahlakı egemen oluyor. İnşallah olacak bunlar inşallah.

arap putumu?hakim olacak dünyaya ismi beli put ondan kimsye fayda gelmez put şimdi şöyle diyordur ya şu müslümanlar ne kadar ne kadar kafasız bağnazlar ya beni siz yartınız neden benim için bu kadar kan döküyor bana niye tapıyor kurbanlar kesiyorsunuz diye oda alatan altan gülüyordur eminim ama put gülmez diyeceksiniz haklılısınız ama insalığın çektiyi acı karşısında oda dile gelmiş olabilir. bir arap şarinden bir satır okumuştum ismini hatırlamıyorum tam olarak hatırladığım kadarıyla şöyle demişti bu miberlerin dili olasaydı bu eşekler için ağlardı demiş ben demiyorum muhmmedin zamnında demiş bir şair

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ülkenin geleceginde özellikle sol kürtlere büyük iş düşüyor. kürtlerin sosyal kazanımları ve kurt milliyetciliginin ; faşizm ve terörize olmasını istemiyorum. türkler kurt sinifsal ayrimciligi birakilmalidir. bdp artık belediye ve sosyal ekonomik soylemlerle kürtlerin haklarını savunmasini bekliyoruz.

Ben bir türk olarak bunca insiyatif ve fırsata rağmen hala pkk demokrasi sosyal haklar gibi süreçleri pompalamalarindan bıktım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu liberaller daha doğrusu liberal görünen liboşlar zaten AKP nin sopası bunların sayısı az ama liboş olmalarından mütevellid yıllarca televizyonlarda radyolarda gazetelerde halkın beynini yıkadılar. He onlar çıkarına bakar çoğu çeplerini yüzbinlerce hatta milyonlarca dolar ile doldurdu ülkede bir terslik olsa bile ver elini avrupa hatta fas tunus kıbrıs bile olur.

Valla bende para vardı en son 20 lira, 5 liraya kent kart doldurdum 10 liraya burgere gittim eve geldim. Özgürlük temelli bir ideolojiyi bende benimsiyorum, millet ne anlam yükler ne yapar bilmem, sözlükteki anlamı gayet güzel. Aslında burada ki herkes liberal, meselenin siyasi boyutu vatandaşı ilgilendirmez.
Link to post
Sitelerde Paylaş

MHP'liler de ağızlarının payını almışlar. Yahu insan utanır aşağıdaki lafı söylemeye, AKP zora her düştüğünde koltuk değnekliği yapan Devlet Bahçeli'ye gösterilen bu vefasızlığı şiddetle kınıyorum.

“Sayın Bahçeli, Allah aşkına siz kaç kere Bakü’ye, Bişkek’e, Taşkent’e, Kırım’a, Lefkoşa’ya gittiniz? Sayın Başbakan, Türkiye’nin herhangi bir vilayetine gider gibi buralara gitti. Sayın Bahçeli siz uçağa binmeye bile korkan, Ankara’da kuluçkaya oturmuş bir zavallısınız. Türk dünyası üzerinden sözüm ona bize saldıracak. Biz Türk dünyasında önemsenmiyormuşuz. Sayın Bahçeli ölen insandır, ölen Müslümandır. Biz soydaş ve soydaş olmayan diye nitelendirmeyiz. Bunu yapan sizin gibi ırkçı bakış açınıza sahip olanlardır.”

tarihinde katalan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...