Jump to content

Recommended Posts

Aşağıdaki yazı, 14 Şubat 2008 tarihinde yazılmıştır. Alıntı yaptığım yazıyı yazan kişi büyük adammış ve gelece yönelik çok ciddi bir uyarı yapmış. Buyurun okuyun. Kimin yazdığı ise yazıdan çok daha çarpıcı.

Tehlike çok büyük!

Başbakan’ın Salı günü gerçekleşen grup toplantısında yandaşlarına yaptığı konuşma tek kelimeyle muhteşemdi! Tam bir demokrasi dersi verdi... Verdi ve kendi gibi düşünmeyenleri özellikle “kendisiyle aynı fikirleri” paylaşmayan bizim gibi medya mensuplarını yerden yere vurdu.

Haklı! Bir ülkede, bir gazeteci nasıl olur da “o ülkenin bilge başbakanı” gibi düşünmez.

Bizler kimiz ki! Hepimiz birer “paçavrayız”. Oysa Erdoğan, tek kelimeyle Fransızlar’ın Kanuni için söylediği sıfata layık biri; “magnifique”...

Bu arada Başbakan Vatan Gazetesi’nin “hoşgeldin KAOS” manşetinden de çok etkilenmiş. Manşete de kızgınlığını ifade etti ve adeta çağladı; “KAOS sizin kafanızda”.

Sevgili dostlar, artık işin dozu kaçtı. Belki farkındasınız, belki değilsiniz ama “sistem artık” demokrasiden “faşizme” doğru kayıyor. Özellikle AKP, MHP “işbirliği” içinde gittiğimiz “güzel yol” da işe ayrı bir “anlam ve güzellik” katıyor...

Faşizm deyince “yanlış” anlamayın ve lütfen geçmişten getirdiğimiz “tortular” ile taraflı düşünmeyin. Faşizm bir terim ve kimsenin fikrini söyleyemediği, istediği gibi hareket edemediği, her şeye hakim olan tek bir gücün, tek bir ideolojinin “diğer” olanı ezdiği yapının adı... Bu sistemin dünya tarihinde “en noktaları” test etmişleri var. Örneğin; Hitler Almanya’sı...

Peki Türkiye’nin içine girdiği yolu “Hitler Almanya’sına” benzetmek, sistemleri “aynı terim ile” sınıflamak haksızlık “değil mi?

Detay da tam burada gizli...

Türkiye’nin içine girdiği yol ve Hitler Almanya’sının vardığı “nokta”. Görünüşte dağlar kadar fark var ama “başlangıç noktaları ve gelişimleri” itibariyle aynı. İçimizi rahatlatacak tek bir büyük fark var; Hitler Almanya’sında “ordu” lidere itaat ediyordu, bağlıydı. Bizde “diktatör” olma yolunda ilerleyen arkadaşlara “ordunun destek olması hatta sempati” duyması mümkün değil...

Bu fark da Atatürk’ün büyüklüğünden, Taha Akyol katılmasa-olmadığını iddia etse bile, Atatürkçü düşünce sisteminin-doktrininin kurduğu yapının, “demokrasi” odaklı yapılanmasından geliyor. Atatürk devrimlerine bağlı bir sistem içinde “diktatör” denebilecek haşerelerin, “silahlı bir ordu gücünü arkalarına almaları” mümkün değil. Sistemin ‘DNA’sı buna izin vermiyor... Burada da devreye “Çavuşesku modeli” giriyor; kendine bağlı “ideolojik” dinamikler ile motive edilmiş “polis” gücü oluşturmak...

Sonuç: Konuyu fazla uzatmayacağım. Türkiye adına “çok ama çok endişeliyim”. Benim ve benim gibi “ideolojik olmayan” ortalama Türk vatandaşlarının, gidecek başka yerimiz yok... İçine girdiğimiz yol, her kurumun başına ve kadrolarına “bizden” mantığıyla atama yapılması, her yeri kontrol edelim çabası, 1923’te döşenen raydan “makas atlatma denemeleri” ve en vahimi bunları eleştiren basın kuruluşlarına ve mensuplarına “ağız dolusu” hırslı saldırılar; hedefin “ne” olduğunu net olarak gösteriyor... Sevgili dostlarım, bu ülke bizim. Bu ülke “Cumhuriyet çocuklarının” . Bu ülke “muasır bir medeniyet olmak” isteyen her Türk vatandaşının... Ülkemize sahip çıkalım, çok ama çok geç olmadan...

Son söz: Sizlere Hitler Almanya’sı döneminde yazılmış bir pasajdan alıntı aktarmak istiyorum; “... ilk önce müzisyenler için geldiler, müzisyen değildim, ses çıkarmadım. Sonra öğretmenler için geldiler, onlardan değildim, sesimi kıstım. Sonra politikacılar için geldiler, onlardan da değildim, yine görmedim, duymadım. Sonra Yahudiler için geldiler, zaten Yahudi değildim, hiç ilgilenmedim... En son benim için geldiler ama ses çıkaracak kimse kalmamıştı...”

Gidişatımız aynıdır. Bugün “oh Başbakan basına çattı, başbakan gibi düşünmesem bile, bu sefer iyi oldu” demeyin... Sizin için geldiklerinde “ses çıkaracak” kimse kalmayabilir... Tehlike çok ama çok büyük!

http://haber.gazetevatan.com/Haber/161931/1/Gundem

tarihinde katalan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 85
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Kafasına jöle süre süre beyni pelte gibi olmuş jöle beyinliler ne zamandan beri müslüman raconu kesmeye başladı?

CFR, bilderberg gibi toplantılara katılan yiğitten ya münafık olur, ya da kafir.

Sakal bırakmış bir de fırıldak.

İslam sadece kıl tüy dini olsaydı; götümüzde kıl bitmezdi.

tarihinde Z-karn-223 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu yeni endişe de nereden çıktı?

Biz Türkiye için her zaman endişeliydik. Ve hala endişeliyiz.

Ama güvendiğimiz yerleşmiş, kurumlaşmış ve geri alınmaları imkansız devrimler var.

Atatürk devrimleri..

Ve ülkenin geleceğinin emanet edildiği gençliğimiz var.

Endişeliyiz, evet. Ama korkmuyoruz.

İçden ve dışdan düşmanlarla kuşatıldığımızı ve en tehlikeli düşmanın içte olduğunu biliyoruz.

Bu iç düşman cehalet ve bağnazlıktır. Dinciliktir, gericiliktir.

İç düşman var oldukça tehlike her zaman var olmaya devam edecektir.

Ama bu iç düşman güçlü değildir. Becerikli değildir. Akıllı değildir.

Bilinçsiz, görgüsüz, ahlaksız, ilkel ve zavallı bir düşmandır.

Bu düşmanın düşmanlığını abartmayalım.

Gezi Parkı hareketi bu düşmanın ne kadar zayıf olduğunu ortaya koydu.

Tehlike her zaman vardı ve var olmaya devam edecek ama, üstesinden gelinemeyeceğini sanmıyorum.

Çünkü doğası gereği zayıf ve değersiz olan bu tehlike yok edilmeleri imkansız Atatürk devrimleri ve çağdaş özgürlük anlayışı karşısında asla başarılı olamayacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu yeni endişe de nereden çıktı?

Biz Türkiye için her zaman endişeliydik. Ve hala endişeliyiz.

Ama güvendiğimiz yerleşmiş, kurumlaşmış ve geri alınmaları imkansız devrimler var.

Atatürk devrimleri..

Ve ülkenin geleceğinin emanet edildiği gençliğimiz var.

Endişeliyiz, evet. Ama korkmuyoruz.

İçden ve dışdan düşmanlarla kuşatıldığımızı ve en tehlikeli düşmanın içte olduğunu biliyoruz.

Bu iç düşman cehalet ve bağnazlıktır. Dinciliktir, gericiliktir.

İç düşman var oldukça tehlike her zaman var olmaya devam edecektir.

Ama bu iç düşman güçlü değildir. Becerikli değildir. Akıllı değildir.

Bilinçsiz, görgüsüz, ahlaksız, ilkel ve zavallı bir düşmandır.

Bu düşmanın düşmanlığını abartmayalım.

Gezi Parkı hareketi bu düşmanın ne kadar zayıf olduğunu ortaya koydu.

Tehlike her zaman vardı ve var olmaya devam edecek ama, üstesinden gelinemeyeceğini sanmıyorum.

Çünkü doğası gereği zayıf ve değersiz olan bu tehlike yok edilmeleri imkansız Atatürk devrimleri ve çağdaş özgürlük anlayışı karşısında asla başarılı olamayacaktır.

Okyanus ötesinden korkup korkmadığını bilemeyiz. Madem o kadar cesursun gel Türkiye'ye, gir olayın içine ondan sonra görüşelim.

Demişsin ki: "Gezi Parkı hareketi bu düşmanın ne kadar zayıf olduğunu ortaya koydu."

Merak ettim G. P. hareketi düşmanın zayıf olduğunu nasıl ortaya koydu?

Eylemlerin tek kazanmı birkaç ağacın kesilmekten kurtulmasıdır.

Bunun dışında hiçbir kazanımı olmadığı gibi hükümet alkol yasasında bile geri adım atmamıştır.

Kazanımları olmadığı gibi 6 kişi yaşamını onlarca kişi de gözünü yitirmiş bir o kadarı da sakat ve atıl bırakılmıştır.

Ama en kötüsü tutuklanan insanların sayısıdır.

Acı ama gerçek bu...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Okyanus ötesinden korkup korkmadığını bilemeyiz. Madem o kadar cesursun gel Türkiye'ye, gir olayın içine ondan sonra görüşelim.

Demişsin ki: "Gezi Parkı hareketi bu düşmanın ne kadar zayıf olduğunu ortaya koydu."

Merak ettim G. P. hareketi düşmanın zayıf olduğunu nasıl ortaya koydu?

Eylemlerin tek kazanmı birkaç ağacın kesilmekten kurtulmasıdır.

Bunun dışında hiçbir kazanımı olmadığı gibi hükümet alkol yasasında bile geri adım atmamıştır.

Kazanımları olmadığı gibi 6 kişi yaşamını onlarca kişi de gözünü yitirmiş bir o kadarı da sakat ve atıl bırakılmıştır.

Ama en kötüsü tutuklanan insanların sayısıdır.

Acı ama gerçek bu...

Senin ve senin gib yobazlar için benim tek bir lafım var. HSTR...

Sizlerin bu kazanımı görmeniz imkansız.

Herşeyden once sizzler Atatürk ilkelerinden geri dönülemeyeceğini anlamıyorsunuz ama Kabul etmek zorunda kalıyorsunuz.

Hangi Atatürk devriminden geri dönüldü. Kırmızı fes bile giymiyorsunuz. Türbanın yaygınlaşması mı size cesaretlendiriyor?

Cübbeli, kaftanlı, sarıklı kaç yobaz var ortalıklarda..

Alfabenizi değiştirebildiniz mi?

Kadınlardan seçme seçilme haklarını geri alabilir misiniz?

Şeriatı geri getirebilir misiniz?

Misaki milli sınırlarını değiştirebilir misiniz?

Hiç birini ve diğerlerini yapamazsınız.

Gezi Parkı hareketi yalnız ağaçları korumayı sağlamadı.

Özgür düşüncenin ve gerçek demokrasinin nasıl olduğunu halka gösterdi.

Medeni cesareti deneyimledi gençlerimiz ve halkımız.

GP hareketi gençlerimizin artık ahlaksız AKP hükümetine ve sizing gibi düşünen bağnazlara tahammülü kalmadığını gösterdi.

Osuruktan tayyaresiniz. Değersiz ve önemnsiz dincilersiniz.

Sizin gibi pislikler ülkemizde doğan aydınlığı karartamaz artık.

Türkiye değişti. Dünya değişiyor. Siz değişmediniz ve günde beş kere değil bin kere domalsanız, Allah denen sefil ilah size yardım edemez artık.

Bittiniz.. Tükendiniz. Zaten bir marifet değildiniz. Bu çağdaş hareketler karşısında bir avuç Türk kadınına bile yetmez sizing gücünüz artık.

Ezildiniz. Yok olma yolundasınız..

Sizlerden en kısa zamanda kurtulma umudu ile..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sizler derken kimi kastediyorsun?

Yobaz olduğumu da nasıl anlayıverdin?

Bu kadar basit ve zavallıca ithamlar sana yakışmadı.

Atatürk Devrimlerinden geri dönüş olamayacağını söyleyebildiğine göre gerçekten de Türkiye'nin şu anki durumundan tek kelimeyle bihabersin demektir.

Çünkü bu maalesef fiilen gerçekleşmiş durumda.

Klasik "tarih asla geriye işlemez" gibisinden ucuz ve bayat söylemler sadece kendini tatmin etmene yardımcı olur.

Çünkü evrimleri geriye işlemiş, irticaya teslim olmuş toplumlar vardır. Bunu anlamak için İslam ülkelerinin tarihini şöyle bir incelemek bile yeterlidir.

İslam'ın reforme edilmeye çalışıldığı, Türkiye dışındaki tüm İslam ülkelerinde reformlar bir süre sonra rafa kaldırılmış ve kazanan İslam olmuştur. Türkiye'de bu süreç daha yavaş işlemişse bunun elbette Batı'ya yakınlık, olağanüstü bir lider olan Atatürk'ün halk içinde çok sevilmesi ve fikirleri tam kavranamamış olsa da korunması, TSK'nın laik tutumu ve elbette çeşitli kazanımların oluşturduğu laik direnç gibi nedenleri vardır. Ancak; İslama verilen ufak ödünler bile onun aniden bir kıvılcımla yeniden dirilmesi için yeterlidir. Türkiye'de ise, bu gibi ödünlerin haddi hesabı yoktur. Bütün bir devlet organı artık onların denetimine geçmiş ve engel kalmamıştır.

Tek ve asıl engel, Türkiye'nin bir İslam ülkesi olmasını istemeyen ABD ve AB ülkeleridir. Batının desteği olmadan ekonomisinde istikrar sağlayamacağını bilen hükümet, İslamcı bir kalkışmadan özenle kaçınıyor; çünkü çıkacak bir ekonomik krizle kendi hanedanlığının da yerle bir olacağını hesaplıyor.

Kısacası gerçekler sizin görebildiklerinizden çok ama çok farklı.

Gezi Parkı eylemcilerini "Kahrolsun Amerika" sloganı atarken izliyoruz.

Bu kadar cahil, delilerden farkı olmayan bir avuç kitlenin stres atma çabası mıdır sizi bu kadar ümitlendiren?

Üstelik hepsi de farklı dünya görüşlerini benimsemiş, ortak hedefi bile olmayan, hiçbir güce sahip olmayan bu kitle mi iktidarı devirecek?

Rüya görüyorsunuz siz.

Rüya gördüğünüz birşey değil insanları boşuna ümitlendirip, ölümlerine yol açacak bir maceraya itiyorsunuz.

Amerika'dan göründüğü gibi buralar Hacı efendi.

Sen ille de Atatürk devrimleri hala ayakta diyorsan, atla gel herhangi bir Anadolu şehrine ve ramazan ayında sokakta bir sigara yak bakalım.

Biraz deneysel düşün. Odun kafalı embesil herif.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sizler derken kimi kastediyorsun?

Yobaz olduğumu da nasıl anlayıverdin?

Bu kadar basit ve zavallıca ithamlar sana yakışmadı.

Atatürk Devrimlerinden geri dönüş olamayacağını söyleyebildiğine göre gerçekten de Türkiye'nin şu anki durumundan tek kelimeyle bihabersin demektir.

Çünkü bu maalesef fiilen gerçekleşmiş durumda.

Klasik "tarih asla geriye işlemez" gibisinden ucuz ve bayat söylemler sadece kendini tatmin etmene yardımcı olur.

Çünkü evrimleri geriye işlemiş, irticaya teslim olmuş toplumlar vardır. Bunu anlamak için İslam ülkelerinin tarihini şöyle bir incelemek bile yeterlidir.

İslam'ın reforme edilmeye çalışıldığı, Türkiye dışındaki tüm İslam ülkelerinde reformlar bir süre sonra rafa kaldırılmış ve kazanan İslam olmuştur. Türkiye'de bu süreç daha yavaş işlemişse bunun elbette Batı'ya yakınlık, olağanüstü bir lider olan Atatürk'ün halk içinde çok sevilmesi ve fikirleri tam kavranamamış olsa da korunması, TSK'nın laik tutumu ve elbette çeşitli kazanımların oluşturduğu laik direnç gibi nedenleri vardır. Ancak; İslama verilen ufak ödünler bile onun aniden bir kıvılcımla yeniden dirilmesi için yeterlidir. Türkiye'de ise, bu gibi ödünlerin haddi hesabı yoktur. Bütün bir devlet organı artık onların denetimine geçmiş ve engel kalmamıştır.

Tek ve asıl engel, Türkiye'nin bir İslam ülkesi olmasını istemeyen ABD ve AB ülkeleridir. Batının desteği olmadan ekonomisinde istikrar sağlayamacağını bilen hükümet, İslamcı bir kalkışmadan özenle kaçınıyor; çünkü çıkacak bir ekonomik krizle kendi hanedanlığının da yerle bir olacağını hesaplıyor.

Kısacası gerçekler sizin görebildiklerinizden çok ama çok farklı.

Gezi Parkı eylemcilerini "Kahrolsun Amerika" sloganı atarken izliyoruz.

Bu kadar cahil, delilerden farkı olmayan bir avuç kitlenin stres atma çabası mıdır sizi bu kadar ümitlendiren?

Üstelik hepsi de farklı dünya görüşlerini benimsemiş, ortak hedefi bile olmayan, hiçbir güce sahip olmayan bu kitle mi iktidarı devirecek?

Rüya görüyorsunuz siz.

Rüya gördüğünüz birşey değil insanları boşuna ümitlendirip, ölümlerine yol açacak bir maceraya itiyorsunuz.

Amerika'dan göründüğü gibi buralar Hacı efendi.

Sen ille de Atatürk devrimleri hala ayakta diyorsan, atla gel herhangi bir Anadolu şehrine ve ramazan ayında sokakta bir sigara yak bakalım.

Biraz deneysel düşün. Odun kafalı embesil herif.

Hadi oradan aptal. Bütün yorumların zırva. Onları teker teker çürütmek mümkün ama değimezsin.

Yobaz mısın, bağnaz mısın bilmiyorum ve hiç de umurumda değil. Ben seni yazdığın iletinden değerlendirdim.

Terbiyesizin birisin.

Atatürk devrimleri ile Ramazanda sigara içmnenin ne alakası olabilir.

Sen Atatürk devrimlerinin ne olduğunu bilmiyorsun ve salakça yorumlar yapıyorsun. Yaşın kaç bilmiyorum ama bir teenager olmalısın.

Yaşın büyükse bile aklın küçük...

Senin gibi akılsızlardan, yobazladan, bağnazlardan bize ciddi bir tehlikenin gelmesi mümkün değil.

Bu dünyayı senin gibi olmayan ateistler idare ediyor. Türkiye'de bile yobaz AKP hükümeti onlara muhtaç.

Seni etrafında gördüğün birkaç yobaz korkutuyor. Onların çağdaş uygarlığı tehdit ettiğini sanıyorsun.

Asıl tehdit senin gibi vurdumduymazlardan, salaklardan geliyor. Tanılarınız yanlış. Yorumlarınız yanlış.

ABD'nin kahrolması değil sorun. Ülkemizin bağımsızlığı, insanlarımızın özgür düşünceye sahip olması sorun.

Bunları sağlarsan ABD umurumuzda bile olmaz. Senin gibi ahmaklar da fazla konuşamaz. Zaten bir değeriniz yok..

Sizlerle mücadele sanıldığından çok daha kolay.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hadi oradan aptal. Bütün yorumların zırva. Onları teker teker çürütmek mümkün ama değimezsin.

Yobaz mısın, bağnaz mısın bilmiyorum ve hiç de umurumda değil. Ben seni yazdığın iletinden değerlendirdim.

Terbiyesizin birisin.

Atatürk devrimleri ile Ramazanda sigara içmnenin ne alakası olabilir.

Sen Atatürk devrimlerinin ne olduğunu bilmiyorsun ve salakça yorumlar yapıyorsun. Yaşın kaç bilmiyorum ama bir teenager olmalısın.

Yaşın büyükse bile aklın küçük...

Senin gibi akılsızlardan, yobazladan, bağnazlardan bize ciddi bir tehlikenin gelmesi mümkün değil.

Bu dünyayı senin gibi olmayan ateistler idare ediyor. Türkiye'de bile yobaz AKP hükümeti onlara muhtaç.

Seni etrafında gördüğün birkaç yobaz korkutuyor. Onların çağdaş uygarlığı tehdit ettiğini sanıyorsun.

Asıl tehdit senin gibi vurdumduymazlardan, salaklardan geliyor. Tanılarınız yanlış. Yorumlarınız yanlış.

ABD'nin kahrolması değil sorun. Ülkemizin bağımsızlığı, insanlarımızın özgür düşünceye sahip olması sorun.

Bunları sağlarsan ABD umurumuzda bile olmaz. Senin gibi ahmaklar da fazla konuşamaz. Zaten bir değeriniz yok..

Sizlerle mücadele sanıldığından çok daha kolay.

Sen var ya artık okuduğunu anlama yetini bile yitirmişsin.

Yazdıklarımdan zerre kadar anlamadığın apaçık ortada.

Senin gibi zavallıyla ne tartışılabilir ki....

Seni adam yerine koyup yanıt yazanda kabahat...

Tükürürüm senin forumunun içine be lanet olası idiot!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen var ya artık okuduğunu anlama yetini bile yitirmişsin.

Yazdıklarımdan zerre kadar anlamadığın apaçık ortada.

Senin gibi zavallıyla ne tartışılabilir ki....

Seni adam yerine koyup yanıt yazanda kabahat...

Tükürürüm senin forumunun içine be lanet olası idiot!

Senin bütün iddialarına teker teker cevap verirsem çok daha zavallı bir duruma düşeceksin.

Yaşın kaç bilmiyorum ama buralarda dolaşma.. Akıl yaşın uygun değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Senin bütün iddialarına teker teker cevap verirsem çok daha zavallı bir duruma düşeceksin.

Yaşın kaç bilmiyorum ama buralarda dolaşma.. Akıl yaşın uygun değil.

Sen gerçekten de kafayı üşütmüşsün.

Benim burada yazdıklarım iddia değil bir kere koca gerzek! Hepsi de taş gibi tespit! Yani fiiliyatın ta kendisi.

Hangisini yalanlayabilirsin ki?

Anca ötüp durursun kırık bülbül gibi.

Sallan boyun görelim yürüüüü

Link to post
Sitelerde Paylaş

Okyanus ötesinden korkup korkmadığını bilemeyiz. Madem o kadar cesursun gel Türkiye'ye, gir olayın içine ondan sonra görüşelim.

Demişsin ki: "Gezi Parkı hareketi bu düşmanın ne kadar zayıf olduğunu ortaya koydu."

Merak ettim G. P. hareketi düşmanın zayıf olduğunu nasıl ortaya koydu?

Eylemlerin tek kazanmı birkaç ağacın kesilmekten kurtulmasıdır.

Bunun dışında hiçbir kazanımı olmadığı gibi hükümet alkol yasasında bile geri adım atmamıştır.

Kazanımları olmadığı gibi 6 kişi yaşamını onlarca kişi de gözünü yitirmiş bir o kadarı da sakat ve atıl bırakılmıştır.

Ama en kötüsü tutuklanan insanların sayısıdır.

Acı ama gerçek bu...

Bunlar mı gerçek?

Beni Türkiye'ye çağırman ve eyleme davet etmene ne diyebilirim? Ahmaklık değilse nedir?

Merak ettim G. P. hareketi düşmanın zayıf olduğunu nasıl ortaya koydu? diye soruyorsun..

GP hareketi bütün ülkeye yayıldı. Halkın protestoya katılmadığı çok az il kaldı.

Bu toplu hareket karşısında aydınlık düşmanları ne yapabildi? Şiddet gösterdi ama protestoları durduramadı.

Halkın ne kadar kuvvetli, yobazların ne kadar zayıf olduğunu ortaya koydu.

Gezi Parkı projesi iptal edildi. Bütün dünya bu olayı duydu.

Birkaç ağacın kesilmesinden çok daha fazla kazançlar sağlandı.

Tarihimizde ilk defa halk ve gençlik bu şekilde bir hareketle bağnaz ve yobaz hükümeti protesto etti.

Ve bu protestolar hala devam ediyor. Bu bir gelenek oldu. Batı demokrasi anlayışı ilk defa ülkemize geldi.

Bunu ancak senin gibi salaklar göremiyor.

Alkol yasası sanıldığı kadar önemli bir yasa değil herşeyden önce. Önemli olan halkın tepki göstemesi geleneğinin yerleşmesi.

6 kişinin hayatını kaybetmesi de aslında bu hükümetin nasıl olduğunu göstermesi açısından önemli.

Kan döküldü ve onun hesabı sorulacak. Belki daha çok kan dökülecek. Ama bu hareketler durmayacak.

Senin gibi korkakların bunu anlaması pek önemli değil.

Bunları mı önemsiz buluyorsun?

Sen aptalın birisin o zaman.

Bunlar tarihimizde ilk defa aydınlık için yaptığımız protesto hareketleri.

Senin beğenmemen, önemsiz bulman seni küçültüyor ahmak ayyaş..

Link to post
Sitelerde Paylaş

müslümanların aapık ruh hastası olduğu görüşüne sonuna kadar katılıyorum inanın bu jöleli altaylı ılıcak ciner çalık şu bu hepsinin müslüman olmadıklarını bile bile üstelik islamdan nefret ettiklerini bile bile tayyibi desteklemelerini zevk içinde izliyorlar aslında düşünmeleri lazım ulan ben gerçekden inanıyorsam ne oyunlar dönüyor ama yok inançlarıda zayıf bizi destekliyorlar iktidarla beraber zenginleişiyoruz ya yemişim islamı ölen müslümanları diyorlar bilinç altında

tarihinde AteistLight tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunlar mı gerçek?

Beni Türkiye'ye çağırman ve eyleme davet etmene ne diyebilirim? Ahmaklık değilse nedir?

Merak ettim G. P. hareketi düşmanın zayıf olduğunu nasıl ortaya koydu? diye soruyorsun..

GP hareketi bütün ülkeye yayıldı. Halkın protestoya katılmadığı çok az il kaldı.

Bu toplu hareket karşısında aydınlık düşmanları ne yapabildi? Şiddet gösterdi ama protestoları durduramadı.

Halkın ne kadar kuvvetli, yobazların ne kadar zayıf olduğunu ortaya koydu.

Gezi Parkı projesi iptal edildi. Bütün dünya bu olayı duydu.

Birkaç ağacın kesilmesinden çok daha fazla kazançlar sağlandı.

Tarihimizde ilk defa halk ve gençlik bu şekilde bir hareketle bağnaz ve yobaz hükümeti protesto etti.

Ve bu protestolar hala devam ediyor. Bu bir gelenek oldu. Batı demokrasi anlayışı ilk defa ülkemize geldi.

Bunu ancak senin gibi salaklar göremiyor.

Alkol yasası sanıldığı kadar önemli bir yasa değil herşeyden önce. Önemli olan halkın tepki göstemesi geleneğinin yerleşmesi.

6 kişinin hayatını kaybetmesi de aslında bu hükümetin nasıl olduğunu göstermesi açısından önemli.

Kan döküldü ve onun hesabı sorulacak. Belki daha çok kan dökülecek. Ama bu hareketler durmayacak.

Senin gibi korkakların bunu anlaması pek önemli değil.

Bunları mı önemsiz buluyorsun?

Sen aptalın birisin o zaman.

Bunlar tarihimizde ilk defa aydınlık için yaptığımız protesto hareketleri.

Senin beğenmemen, önemsiz bulman seni küçültüyor ahmak ayyaş..

Halkın gösteri yapmak için sokaklara dökülmesi demokrasi anlayışının ülkeye hakim kılınması için yeterli olsaydı bugün Mısır'da en baba demokrasiyi görüyor olmamız gerekirdi. Ayrıca Arap baharında halkın sokaklara döküldüğü tüm diğer ülkelerde de demokratik bir rejim görmemiz gerekirdi. Peki ama sonuç ne oldu? İslamcılar yine başa geldiler. Çünkü gösteri yapan halkın demokrasinin ne olduğu hakkında en ufak bir bilgisi yoktu ve hala da yok. Bizim G. P. eylemlerine dönecek olursak orada da aklı başında gösterici diyebileceğimiz az sayıda eylemci vardı. Gerisi PKK, TİKKO, diğer sol gruplar, anti-kapitalist Müslümanlar, ülkücüler! vs birbiriyle alakası olmayan ve birbirini tuttuğu yerde kesebilecek karşıt görüşlü gruplardan ibaret. Örneğin büyük lllerimizden birinde AKP il binasını yakanlar ülkücülerdi.

G. P. eylemlerinin bu denli yaygınlık kazanması ise demokrasi arayışından ya da laikliğin elden gitmesine tepkiden değil, Kürt açılımı ve sonrasında PKK'ya veriln ödünlerin insanlarımızdaki Türklük gururunu rencide etmesinden kaynaklanmıştır. Eylemcilerin ortak bir hedefi mevcut olmadığı gibi atılan sloganların yersizliğine bakarak bu olayın niteliksizliğini anlamak pekala mümkündür.

Halk yüzyıllardır sokaklara dökülüyor; ama bu tür kalkışmalar çoğu zaman hüsranla sonuçlanıyor. 1900'lü yıllarında başlarında çarlık Rusyasında, Çİn'de, hatta 80 öncesinde Türkiye'de çok daha kalabalık gruplar sokaklara doluşmuşlardır. Bunların neyle sonuçlandığını biliyoruz. Üstelik bizim halkımız henüz o seviyelerde bir eylem bile yapmış değil. Aman kimseyi incitmeyelim diyerek uslu uslu yürüyen birkaç yüzz kişilik gruplar bunlar. Halkın, göstericilere karşı sergilediği tutumsa her geçen gün biraz daha sertleşiyor. Böyle giderse eylemciler yakında halk tarafından katledilebilir....

Yani mesele sana oradan göründüğü gibi değil ihtiyar.

Ayrıca, nasıl bir mantıkla bana korkak diyebildiğini anlamış değilim. Örneğin ben sana korkak diyorum, ama bunun için sağlam gerekçelerim var. Sen imkanları, arası ve belli bir nüfuzu olan birisin. Olayın içine girerek çok daha faydalı ve gerçek bir iş yapabileceğin halde sen internet ortamında, çoğu zaman da ruh hastalarıyla polemik yaparak kendini eğlendirmektesin. Çok önemli fikirlerin olduğu halde, insanları birçok konuda aydınlatabileceğin halde mağarandan bir türlü çıkmıyor ve fiilen hiçbir şey yapmıyorsun. Çünkü Türkiye'de fiilien eyleme girdiğinde başına neler geleceğini biliyor ve korkuyorsun. Götünden korktuğun halde ve o şişirilmiş kocaman egonla burada insanlara dilediğin muameleyi yaparak son gaz ahkam kestiğin halde bir de kalkıp Atarütkçü olmak yetmez Atatürk olmak lazım. Ben Atatürk'üm diyebiliyorsun. Sormak lazım sana: sen hangi kafayla masa başında, klavye karşısında Atatürk olabileceğini hayal edebiliyorsun? Kafayı mı yedin Hacı sen? Atatürk'e en büyük hakarettir senin şu sözlerin. Atatürk kavganın ve olayın içindedir! Üstelik O, kavgaya girerken vaziyetin imkan ve şeraitini bile düşünmez. Atatürk cesaretin ta kendisidir! Hani senin ne yapacağına bizim karar vermemiz elbette doğru olmaz ama insanda birazcık akıl mantık olur. Atatürk kim sen kimsin la Hacı!

Senin gibi okumuş yazmış birini böyle rezil durumlara düşürmek istemezdim ama sen kendin kaşındın.

Bu yazdıklarım sana ders olsun.

Başını avuçlarının içine al ve düşün.

Artislik yapma bize Hacı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hacı,

Düşman sandığın kadar zayıf değil. Titredi, korktu, bocaladı ama geri adım atmadı. Sonunu getirecek olan şey bu inat olabilir, ama sonunun geleceğinin hiç bir garantisi yok.

Medyanın neredeyse tamamını kontrol ediyor. Yüzlerce televizyon kanalı içinde sadece Halk TV ve Ulusal Kanal muhalif yayın yapıyor. Bu kanalları seyretmeyen milyonlar için gezi parkı diye bir olay yok. Duyanlar içinse bunlar ortalığı yakıp yıkan marjinal gruplar. Olayları organize eden yabancı güçler, faiz lobisi, alkol lobisi, vs. O konuştuğu zaman tüm kanallar canlı yayınlıyor. Yazılı basında muhalif sesler çok daha fazla ama Türkiye'de yazılı basının etkisi küçük.

Başbakan düzenli bir şekilde yalanlarla süslediği konuşmalarına devam ediyor. Camide içki içtiler, türbanlı kızımızı dövdüler, IMF'ye borcumuzu bitirdik ama faiz lobisi bunu istemedi, vs. Taraftarlarıda bunlara inanarak günlerini geçiriyor. Tayyip sanki bilinçli bir şekilde ülkeyi iç savaşa sürüklüyor. Pala ile 4 kişiyi yaralayan adam serbest, Ethem'i öldüren polis serbest, havuz gözlüğü ile yakalanan tutuklu.

Doğal olarak bu olayların ciddi etkileri oldu: liberaller ve aydınlar AKP ile yollarını ayırdı. ABD, AB ve diğer ülke yönetim ve halkları Türkiye'nin görünen yüzünün doğru olmadığının farkına vardılar. Rejimin totaliter diktatörlük olduğu ortaya çıktı.

Bol gaz ve su yemiş bir kişi olarak korkarım bu rejim ile uzun bir süre yaşama ihtimalimiz olduğuna inanıyorum. Sayımız az, gücümüz az ama en önemlisi şiddet ve vahşet yaratma yetimiz az.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hacıya bunları anlatmak imkansız.

Adamın ego öyle bir şişmiş ki Tayyibin egosu onunkinin yanında solda sıfır kalır.

Dahası adam tamamen kafayı yemiş durumda.

Durmadan hayal kurup bunlara inanarak avunuyor; dahası burada milleti de yanıltıyor.

Gerçekleri suratına vurunca da küfür etmeye başlıyor hıyar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Psikopat, megaloman ve çok sağlam bir yalancı diktatör ile karşı karşıyayız. Bu adam için en küçük karşıt düşünce yok edilmesi gereken bir tehdit. Kendisine yağ yakmayan veya önünde ezilip büzülmeyen her hangi bir kimse ile konuşma yeteneğini bile kaybetmiş durumda.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hacı,

Düşman sandığın kadar zayıf değil. Titredi, korktu, bocaladı ama geri adım atmadı. Sonunu getirecek olan şey bu inat olabilir, ama sonunun geleceğinin hiç bir garantisi yok.

Medyanın neredeyse tamamını kontrol ediyor. Yüzlerce televizyon kanalı içinde sadece Halk TV ve Ulusal Kanal muhalif yayın yapıyor. Bu kanalları seyretmeyen milyonlar için gezi parkı diye bir olay yok. Duyanlar içinse bunlar ortalığı yakıp yıkan marjinal gruplar. Olayları organize eden yabancı güçler, faiz lobisi, alkol lobisi, vs. O konuştuğu zaman tüm kanallar canlı yayınlıyor. Yazılı basında muhalif sesler çok daha fazla ama Türkiye'de yazılı basının etkisi küçük.

Başbakan düzenli bir şekilde yalanlarla süslediği konuşmalarına devam ediyor. Camide içki içtiler, türbanlı kızımızı dövdüler, IMF'ye borcumuzu bitirdik ama faiz lobisi bunu istemedi, vs. Taraftarlarıda bunlara inanarak günlerini geçiriyor. Tayyip sanki bilinçli bir şekilde ülkeyi iç savaşa sürüklüyor. Pala ile 4 kişiyi yaralayan adam serbest, Ethem'i öldüren polis serbest, havuz gözlüğü ile yakalanan tutuklu.

Doğal olarak bu olayların ciddi etkileri oldu: liberaller ve aydınlar AKP ile yollarını ayırdı. ABD, AB ve diğer ülke yönetim ve halkları Türkiye'nin görünen yüzünün doğru olmadığının farkına vardılar. Rejimin totaliter diktatörlük olduğu ortaya çıktı.

Bol gaz ve su yemiş bir kişi olarak korkarım bu rejim ile uzun bir süre yaşama ihtimalimiz olduğuna inanıyorum. Sayımız az, gücümüz az ama en önemlisi şiddet ve vahşet yaratma yetimiz az.

Bütün bunların elbette farkındayız. Hem de çok farkındayız.

Ama korkmuyoruz. Korkmamalıyız. Çünkü korkmamamız için bazı olumlu nedenler var.

Onların başında bu hareketlerin spontane olması. Hiç beklenmedik bir şekilde başlaması ve devam etmesi.

Ağaç kesme sorununun demokrasi, çağdaş düşünce ve özgürlük alanlarına taşması. Ve halk tarafından desteklenmesi.

Bu gelişmeler bize halkın sanıldığı kadar pasif olmadığını ve Atatürk devrimlerine sahip çıkabileceğini gösteriyor.

Evet. Satılmış bir medyamız var. Ama onlar bizim için güvenilir değillerse, AKP için hiç güvenilir değiller.

Kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyorlarsa, bir anda değişebilirler. Geçmişte bunun örneklerini gördük.

Bizim en büyük sorunumuz CHP'nin yeterli bir muhalefet ve AKP alternatifi olamaması. Bu endişe verici.

Ve bu AKP'nin biraz daha iktidarda kalmasına neden olabilecek bir durum. Bunun üstesinden nasıl gelinir bilmiyorum ama ortanın sağında yeni bir parti kurulursa CHP ile koalisyon kurabilir.

Bunlar sorunun ayrıntıları..

Bizim için önemli olan artık halkımızın koyun gibi, öküz gibi davranmayacağının anlaşılması.

Bize bu yeter. Önümüzdeki seçimleri de AKP kazanacaktır mutlaka. Ama biraz yıpranacak ve kan kaybedecektir. Çoğunluğu güç bela kazanacaktır.

Ondan sonraki seçimleri AKP'nin kazanması artık mümkün değildir. Türkiye mutlaka bir sure koalisyonla yönetilecektir. Koalisyon demokrasinin yerleşmesi için iyi bir rejimdir aslında. Karşılıklı tavizler verilecek ve daha ılımlı bir politik atmosfer oluşacaktır.

Düşman aslında çok zayıf. Bunu şöyle de ifade edebiliriz. Düşman aslında cehalettir. Bağnazlıktır. Yobazlıktır.

Bunların içsel bir kuvveti yoktur. Entelektüel olarak zayıftırlar. Yenilik peşinde değillerdir. Statükoyu (dini) korumaya çalışacaklardır. Bu tutuculuk onların zamanla yıpranmasına neden olacaktır. Bu düşman gücünü cehaletten almaktadır.Cehaletin de müthiş bir gücü vardır. Ama bu güç kalıcı değildir. Cehalet gücünü nitelikten değil, nicelikten alır. Köpek sürüsü gibi bağnaz ve yobaz ve cahil insan vardır ülkemizde. Ama onlar hep cahil ve yobaz kalacaklar diye bir kural yoktur. Onlar mutlaka zamanla aydınlanacaklar ve bazı isteklerde bulunacaklardır.

Batı bu şekilde gelişmiştir.Bizim de aynı patikayı izleyerek gelişeceğimize kesin olarak inanıyorum.

Geleceğin aydınlık olacağına eminim. Bu zamanda geriye dönüş artık mümkün değildir. Dünya informasyon çağına girmiştir Bu çağın geri dönüşü yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Psikopat, megaloman ve çok sağlam bir yalancı diktatör ile karşı karşıyayız. Bu adam için en küçük karşıt düşünce yok edilmesi gereken bir tehdit. Kendisine yağ yakmayan veya önünde ezilip büzülmeyen her hangi bir kimse ile konuşma yeteneğini bile kaybetmiş durumda.

Aynen öyle.. Ama böyle liderler hemen her zaman kendi mezarlarını kazarlar.

Tayyip iti de kendi mezarını kazmaktadır. Kendisi ile birlikte başka kimleri mezara sürükleyecektir bilmiyoruz.

Ama gerçekten tehlikeli bir maceraya atılmıştır. Türkiye'de herşey olabilir. Türkiye hemen her aşırılığa müsaittir.

Böyle bir ortamda bir psikopatın ömrü kısadır.

Ayrıca AKP içinde geleceğin başka türlü gerçekleşebileceğini düşünenlerin olmaması mümkün değil.

Onların hepsi psikopat olamaz. Bu parti bölünebilir. Bu bizim için çok önemlidir. Çünkü gelecek seçimleri AKP'nin kazanma şansını bu bölünme büyük ölçüde azaltacaktır. AKP karşısında yeni bir parti oluşturmak için zaman yok belki ama, AKP'yi yıpratarak bölmek iyi bir strateji gibi duruyor.

Tayyip bir mahalle kabadayısından başka birşey değil. Kasımpaşa kabadayısı. Bir it Tayyip. Biz itlerden korkmayız. Çünkü onlar yalnız havlarlar. Isıracak dişleri bile yoktur. Tayyip denen sefil adam bize ne zarar verebilir? Bildirileri ve eylemleri ile gençliğimizin uyanmasına neden olan o değil midir?

Bu milleti itebildiği kadar itmiş ve sonunda halktan gelen tepki ile kıçının üstüne oturmuştur. Boş bir kabadayı olduğunu herkes anlamıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...