Jump to content

Ay'ı ikiye böldüm palavrası


Recommended Posts

Eğer bu ayetin arkasında, kendisini tamamlayan ayetler olmasaydı dediğin gibi olurdu hatta binlerce anlamı dahi olabilirdi.

İLK ÖNCE ŞUNU SORAYIM: Kuran'dan önce kullanılan bir deyimin kuran'da ne işi var?

Kuranı bir insan mı yazdı ki önceden de kullanılan bir deyimi ilahi kitaba ayet diye eklesin?

2. Onlar bir mucize görürlerse hemen yüz çevirirler ve: Eskiden beri devam edegelen bir büyüdür, derler.

Buradaki mucize kelimesi ayın bir mucize üzere yarıldığını ifade etmektedir ve insanların ilgi göstermeyip büyüdür diye geçiştirmelerinden ötürü bir yakınma söz konusudur.

3. Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır.

Neyi yalanladılar, ay'ın ikiye yarılışını mı?

bu deyim cahilye şairlerinin kullanabildiği bir deyim...

kuran da hitab ettiği toplumun bildiği ve anlam dünyasında bulunan sözler ve deyimlerle konuşmuş...

ayet kelimesi sadece mücize anlamında değil...

delil ibret işaret kanıt ikna edici örnek gibi anlamları var...

böyle ise...

ilgili kısmı şöyle anlamak mümkün...

olayın sonu yaklaştı ve her şey daha da anlaşılır olarak belirdi...

ama sizler buna rağmen hertürlü delili kanıtı yalanlıyor reddediyorsunuz...

size gösterilen güzel ve ikna edici delilleri bunlar sihirdir deyip geçiyorsunuz...

gibi...

Link to post
Sitelerde Paylaş

elmalılı hamdi yazırdan tutunda bir çok islam aliminin tefsirlerinde ayın gerçekten yarıldığı hikayesi anlatılır ve kıyametin olmuş olan alametlerindendir derler

hamdi yazır da bizim okan bayülgenin dedesidir :)

islamçılar nurcular sağa sola kıvırtmasın bu olay yaşanmıştır göya :) ay gerçekten yarılmıştır baksana uzaktan gelenleri bile şahit tutuyorlar bu soyuttur yok efendim mecazdır martaval okumayın

takke düştü kel göründü dağılın tiyatro bitti :)

ŞAKK-I KAMER MU'CİZESİ

Kureyşli müşrikler, Resûl-i Ekrem Efendimizin davasını tasdik eden bir çok mu'cizeye şâhid oldukları halde, yine de inad ve inkârlarından vazgeçip ona sadakat ellerini uzatmıyorlardı. Gördükleri her mu'cizeye bir kulp takarak nazarlarda küçük ve basit bir hâdiseymiş gibi göstermek isteyerek, hem kendilerini, hem de halkı aldatma yoluna gidiyorlardı. Zaman zaman da akıllarınca Resûl-i Ekremi güç durumda bırakmak niyetiyle kendilerince meydana gelmesini mümkün görmedikleri isteklerde bulunuyorlardı. "Eğer, gerçekten Allah tarafından vazifelendirilmiş bir peygamber isen, şunu şunu yap, şunu şunu göster de, görelim" diyorlardı.

Bu isteklerde bulunurken maksatları imân etmek değildi. Bilakis Kâinatın Efendisini güç durumda bırakmaktı. Fakat, Cenab-ı Hak, müşriklere karşı sevgili Resûlünü hiç bir zaman güç durumda bırakmıyor ve hiç bir zaman muâvenet ve muhafazasını üzerinden eksik etmiyordu.

Yine bir gün Kureyş'in ileri gelenlerinden Ebû Cehil, Velid bin Muğire gibilerin de içinde bulunduğu bir grup müşrik, Peygamber Efendimize gelerek,

"Eğer sen, gerçekten söylediğin gibi Allah tarafından vazifelendirilmiş bir peygamber isen bize Ay'ı ikiye ayır. Öyle ki, yarısı Ebû Kubeys Dağı, diğer yansı Kuaykıan Dağı üzerinde görülsün" dediler.

Resûl-i Ekrem Efendimiz,

"Şayet bunu yaparsam, îmân eder misiniz" diye sordu.

Onlar,

"Evet, îmân ederiz" dediler.

Dâvâsında haklı ve doğru olduğunu göstermek için mu'cizeyi istemek Peygamberin vazifesidir. İstenilen mu'cizeyi yaratan ise Cenâb-ı Hak'tır.

Ay'ın bedir haliydi, yani en güzel göründüğü 14. gecesiydi. Kâinatın Efendisi, Allah'ın emir ve iradesi dâiresinde hareket eden Ay'a şehâdet parmağıyla işâret etti. Bu işaret-i Nebevî kâfi geldi ve ay ikiye ayrıldı. Öyle ki yarısı müşriklerin istedikleri gibi Ebû Kubeys Dağı üzerinde, diğer yarısı ise Kuaykıan Dağı üstünde iki parça halinde göründü.

Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, orada bulunan halka,

"Şahid olunuz! Şahid olunuz!"269 diye seslendi.

Bu apaçık mu'cize karşısında da müşrikler, inad ve inkârlarından vazgeçmediler. Üstelik,

"Bu da Ebû Kebşe'nin oğlunun bir sihridir"270 diyerek asılsız bir te'vilde bulunarak kendi kendilerini aldatma ve teselli etme yoluna saptılar. Gözleri önünde cereyan eden hâdiseyi elbette inkâr edemezlerdi. İnkâr edemedikleri için de, çıkar yol olarak "sihirdir" demek zorunda kalıyorlardı!

Etraftan Gelenlerin Aynı Hâdiseyi Haber Vermeleri

Sırf Resûl-i Ekrem Efendimizin davasına tasdik etmemek için bu apaçık mu'cizeye "sihirdir" diyen müşrikler, aralarında şöyle konuşmaktan da edemediler:

"Şayet Muhammed büyü yaptı ise, bu büyüsü bütün yeryüzünü kaplayamaz ya! Etraftan gelecek olan yolculara soralım, bakalım onlar da gördüklerimizi görmüşler mi?"271

Etraftan gelen yolculara sordular. Onlar da aynısını gördüklerini itiraf ettiler. Bütün bunlara rağmen, ruhen ve kalben tefessüh etmiş, şirkle gönüllerini kirletmiş müşrikler, "iman ederiz" va'dinde bulundukları halde inanmadılar, ebedî saâdetin kaynağına koşmadılar. Üstelik arkasından da şöyle dediler:

"Yetim-i Ebû Talib'in sihri semâya da tesir etti!"272

Müşriklerin, Peygamber Efendimizin bu parlak mu'cizesini inkâr etmeleri üzerine, Cenab-ı Hak, inzal buyurduğu âyet-i kerimelerde hâdisenin vuku bulduğunu bildirip, onlarınsa imansızlıkta, yalanda diretip durduklarını beyân etti:

"Kıyâmet yaklaştı, ay yarıldı.

Onlar bir mu'cize görseler yüz çevirir ve 'Bu kuvvetli bir sihirdir' derler.

Peygamberi yalanlayıp kendi heveslerine uydular. Fakat takdir edilen herşey bir gayeye ulaşacaktır." 273

269. Müslim, 8/132; Tirmizî, 5/397; Ahmed İbn-i Hanbel, Müsned, 1/447

270. İbni Kesîr, Tefsir: 4/262

271. Tirmizî, 5/398; Kâdı İyaz, Şifâ: 1/238; İbni Kesîr, Tefsir: 4/262

272. Kâdı İyaz, Şifâ: 1/238

273. Kamer Sûresi, 1-3

Link to post
Sitelerde Paylaş

minareyi çalan kılıfını da bir şekilde hazırlayacak tabi ...

yanılmıyorsam kuran devrinden önce yaşamış imrul kays adlı şairin bir şiirinde kıyamet Yaklaştı ay yarıldı ifadesi aynen geçiyor..

Bu da gösteriyor ki bu söyleyiş biliniyor kullanılıyor ...

kuran da muhataplarının aşina olduğu bu ifadeyi kullanıyor...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Geçenlerde cübbeli tv ye çıkarak peygamberin binlerce mucizesinin olduğunu söyledi.Bunlardan sadece bir tanesi de benim de çok ilgimi çeken var ki , ağaçlara emir vererek yanına çağırması ve abdest bozması sonra ağaçların yerine geri dönmesi mucizesi.Takıldığım nokta bu gibi olaylar olurken cevresinde bulunan munafıklar göz göre göre inanmamaları çok saçma bu arada peygamberin amcası dahi munafık gıtmıştır, ya inanmayanlar çok gerizekalı ya da mucizeler yalan

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 7 years later...
On 19.07.2013 at 19:36, Zavallı yazdı:

aslında iyi de oluo bi bakıma. bırak bu cehaletle gitsinler. cahil ve geri kalanlar hayattan yok olmaya mahkumdurlar. hangi din olursa olsun.. bağnaz tutucu oldukça kendi halkını ve inananlarını yok olmaya sürüklemiştir.

On 19.07.2013 at 19:32, Gaelo yazdı:

Zaten bunu anlamis degilim. Bir bütün dünya müslüman oldugu zaman diyorlar, bir dünyada bir müslüman kalmadigi zaman kiyamet kopacak diyorlar.

Neye inanalim simdi ?

Arkadaş, müslümanlar kıyametin kopuşundakı dehşeti görmeden önce ölücekler(kollarının altından geçen rüzgarla)

 

Müslümanlar geri kalan değiller, arkadaş, onların başına gelen sıkıntılar günahlarına kefaret oluyor, o irelici dediğiniz adamlara bakıp günahları artınca belalar da çoğalır, amma iman etmeyenlere gelen musibet kefaret olmuyor.  

Hem bu ara, NASA uydudan çektiği fotoraflarda Ay'ın yarısından bi uzun çatlak geçtiğini belirlemişler. Onlar da büyük ihtimal Kuranı doğrulamamak için açıklamıyorlardır, amma bilgi hep dışarı sızar. 

İman etmeyenlerin sorununu anlamak imkansız. Onlara ahirette sonsuz nimetler vaad edildiyi halde, cennetteki nimetlerin 1000de 1 i bile tatmayan dünya şeylerini toplaya toplaya kalmak, ve fakirlere de yardımda bulunun diyen İslam dünyasına soykırım yapmak , buna anlam veriyormusunuz? İslam bunlara ne yapacak? İzin verselerdi islam insanlarına olduğu yerde yaşamalarına ne olucaktı? Toprağı niye bu kadar çekişiyorlar? Üstüste bina yapmak çok mu güç? En zayıf müslümana bile dünyadan en az 7 kat büyüklüğünde cennet var. Akla sığmıyormu? Ee madem kainatın sonu olmadığına inanıyorsunuz, sorun ne o zaman. Bence tembellik. Hiç bi şey yapmayalım, 50-60 yıl yaşamak için ebedi ahireti boş verelim, sonunda da ateşte ebedi kavrulalım, mantıklı bi adamın işi değil bu. Rüya gördüğünü de mi inkar eder insan?? Rüyanda nasıl uçuyorsan, öldüğünde vücudundan çıkıb öyle uçacaksın. Bir az gayret göstermek gerek arkadaşlar. 

Kim Kurandakı olayları insanın yazdığını iddia ede bilir? Ey Kuranda çelişki arayan adamlar, Kuranda karıncalar için kırılmak sözü kullanılmıştır. Söylesinler o zaman, 600 cü yılda kimin kulağı karıncanın kırıldığını duya bilir? Ve ya kim mikroskopik tahlil yaparak karınca vücudunun 70% nın cam maddeden oluştuğunu bile bilir?? Bunu açıklasınlar o zaman!!! Arkadaşlar, bir azcık o kitabın mucizelerini araştırın! Yoksa tembellik etmemizi isteyen nefs bizi kör mü ediyor?? Hep söyleriz ya kimse bana bi şey yaptıramaz!! Nefs e boyun büküp her ne diyorsa "Tamam ağabey, hemen yaparım"

Çokca yerim, çok uyurum, hiç çalışmam,bankaya para koyarım kendisi artar ben de evde oyun oynarım!! Ve saire. Allahın halifelik verdiyi insan nefsine köle olursa, ölünce ateşte kavruluyor, kendimizi kontrol etmeliyiz. Kibrit parmağımızı yakıyor, inliyoruz, yatağı ve yorganı ateş olan cehenneme nasıl dayanacağız? 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...