Jump to content

Zaman var mıdır ? Evrenin hafızası var mıdır ?


Recommended Posts

  • İleti 153
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Zamanın olmaması ne demek?

Madde ve enerjiden bağımsız bir zaman yoktur diyorsanız, Kabul.

Madde ve enerji varsa, hareket de varsa, zaman da vardır.

Evrenin hafızası ile ne kastediliyor?

Eğer evrende bilgi birikimi ve o bilgiye ulaşabilmek kastediliyorsa, evrenin hafızası vardır.

İlginç bir konuya değinmiş Feynman kardeşimiz ama soruları açması gerekiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben zamanın olmadığını düşünüyorum. Eğer evrenin bir hafızası olsaydı zamandan bahsedebilir miydik , bundan da emin değilim ??

BENDE öyle düşünüyorum hafıza ve zamanla nasıl bir ilşki kurulabilir bilemiyorum.Atıyorum ki evrende bir hafıza olduğunu varsayalım ne işe yarıyor bu hafıza kendi kendini mi kontrol ediyor.Ha şu var hafızanın oluşması için bir süre gerekir bu da bir zaman var demek mi.

İnsanların pekçoğu zaman kavramını yanlış tanımlayabiliyor.Mesela güneşe baktıgımızda 8 dakika önceki halini görüyoruz.Çünkü ışığın 148 milyon kilometreyi aşıp dünyaya gelmesi 8 dakika sürüyor.Yani biz güneşin geçmişini görüyoruz.

Zamandaki ilk yanlış algılama evrensel bir şimdi kavramının olmasıdır.Yani burda saat 12 ise aydada saat 12 olmalı ve dahası tüm evrende saat 12 olmalıdır düşüncesi mevcut.Ama işin aslı saatleriniz tüm evren boyunca ayarlamanız imkansızdır.

İkinci yanlış algılama:Birçok insan zamanın değişmez bir hızla yol alıgına inanıyor.Aynı zamanda insanlar zamanın tüm evrende aynı şekilde ilerlediğine inanıyor.Bu doğru değildir.Bir saat uzaydayken dünyadakinden daha yavaş ilerler.Zaman farklı yerlerde farklı hızla ilerliyor.

Üçüncü yanlış algılama:Zamanı bir boyut olarak görmemiz gerek.Aslında 4 mekanlı bir boyuttayız.3 mekan boyutu ve bir zaman boyutu.Bunu bir kumaş gibi düşünün.O kadar iç içe örülmüşlerki bunu fark etmek zor geliyor.

Ayrıca yerçekimi zamanı etkiler.Bir gökdelenin tepesindeyken yerdekinden daha yavaş akar zaman.


Link to post
Sitelerde Paylaş

amani algilamak icin, once bu kavramin nereden ciktigina bakmak gerek. Insanoglundan oncezaman diye bir kavram yoktu ve zamani ortaya koyan insanogludur. Ayrica, zaman temporal olarak,gecici ve degiskendir. Insanoglunun tum numenal yetisinin fonksiyonu gibi.

Bilimsel olarak spatio temporal temelli dortlu algida, spatio spa yani sabit kokeninden gelir ve yer, mekan demektir. Bu temelde gorsel olarak uc boyutlu olsada algi olarak tektir. Zaman ise algi olarak ucludur. Yani gecmis, simdiki ve gelecek zaman, ya da dun bugun yarin.

Hem mekanin hem de mekandaki herhangibir parcanin, zamana bagimliligi yoktur. Insanoglu zamani kendi birinin dogma, yasama ve olme temelindeki degisimi icin yaratmistir ve zamana karsi yaris icindedir.

Zaman simdiki olarak yasanan, gecmis olarak yasanmis olan ve gelecek olarak yasanacak olsa da, insanoglu sadece simdiki zamani ve bugunu yasar. Gecmisi bugune tasir ve bugun gelecegin hayalini kurar.

Akan zaman degil; zamani yasayan ve zamana gore degisime ugrayan ve hareket eden mustakil var olan varliktir. Zamanin akiciligi, surekliligi de bu degisimin ve hareketin surekliliginden, daha dogrusu durdurulma ve sabitleme olanagi olmadigindan dolayidir.

Insanoglu fenomeninin disinda kalan baska hic bir fenomende, evren dahil; zaman yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Belleği ve bilinci olan varlıklar için zaman yapay olarak var bence. Klavye'nin dediği gibi geçmiş-şimdi ve gelecek tahayyülü olan varlıklarda. Hacı'ya da katılıyorum , maddenin hareketi, devinimi açısından.

Fakat evreni sonsuzlukta oluşmuş bir baloncuk olarak düşündüğümde tıpkı kaynayan suda oluşan ve kaybolan baloncuklar gibi var olmuş olmasının bir izi yok gibi geliyor. Evren ya da evrenler varolup sonra da aynı sonsuzlukta yok oluyorlar , dağılıyorlar ya da belki başka evrenlerin oluşmasına sebep oluyorlar. Fakat varlık ve yokluk arasında geçen bu süre bizim algımızda var., aslında sadece maddenin değişimi var( canlılar da dahil buna ) madde-enerji-madde.....şeklinde devam ediyor ve sonsuzluğu kapsayan bir zaman kavramı , olgusu yok.

tarihinde feynman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

ek not olarak zamanı anlayabilmel için anılarımızın olması gerekiyor.Yani biz zamanı beynimizdeki kıyaslamadan dolayı.Kıyaslama yoksa zamanda yok yani sen bir gün 24 saatir mi diyorsun git kendini bir mağaraya sok belki bir günü 52 saat olarak falan ölçersin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Metre dediğimiz şey de ev ile işyeri arasındaki uzaklığı belli aralıklara bölmek içindir.

Benim bahsettiğim, sezyum atomunun 9.192.631.770 sefer titreşiminden oluşan birim: Saniye.

Ben günümü GEZİ parkında da geçirsem, mağarada da geçirsem, sezyum atomu aynı titreşimleri yine yapıyor. Anılarım olsa da, olmasa da sezyumu ilgilendirmiyor.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Metre dediğimiz şey de ev ile işyeri arasındaki uzaklığı belli aralıklara bölmek içindir.

Benim bahsettiğim, sezyum atomunun 9.192.631.770 sefer titreşiminden oluşan birim: Saniye.

Ben günümü GEZİ parkında da geçirsem, mağarada da geçirsem, sezyum atomu aynı titreşimleri yine yapıyor. Anılarım olsa da, olmasa da sezyumu ilgilendirmiyor.

Sevgiler

Tamam da gözlemlesen de titreşir gözlemlemesen de.

Onun titreşimine o rakamları ve boyutları (önce sonra ve birikim) ekleyen senin gözlemin.

Gözlemleyen bilincin bir tane başlangıç noktası bir tane de ölçüm noktası oluşturuyor işte.

Sen olmasan başlangıç noktası veya ölçüm noktası olmadan sadece bir titreşim kalır ortada. Hareket yani.

Cisimlerin hareketini kaydedebilen sadece biz varız. Yani canlılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sarı kırmızı haklı. Gözlemleyen bir bilinç-bellek olmasa da titreşim devam eder ta ki enerjisi bitinceye kadar. Sonsuzlukta madde ve enerji sürekli birbirine dönüşür durur ve evrenler oluşur yok olur fakat hiçbir şey olmamış gibi geriye yine ve sadece sonsuzluk kalır. Evrenin de , içinde olduğu sonsuzluğun da hafızası diye bir şey yoktur, belki bilinç içermeyen etkileri olabilir. Kaynayan suda ne çok baloncuk olşursa oluşsun hiç olmamış gibi olacaktır.

tarihinde feynman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tamam da gözlemlesen de titreşir gözlemlemesen de.

Onun titreşimine o rakamları ve boyutları (önce sonra ve birikim) ekleyen senin gözlemin.

Gözlemleyen bilincin bir tane başlangıç noktası bir tane de ölçüm noktası oluşturuyor işte.

Sen olmasan başlangıç noktası veya ölçüm noktası olmadan sadece bir titreşim kalır ortada. Hareket yani.

Cisimlerin hareketini kaydedebilen sadece biz varız. Yani canlılar.

Yooo! Hayır! Algılayan, kaydeden sadece biz değiliz.

Biz orda olsak da olmsak da...

Dalga kumsala her vurduğunda, kumların düzeninde değişiklik oluyor. Yani kumsal dalganın vurmasını algılıyor, kaydediyor.

Her rüzgar esişi dağ tarafından kaydediliyor, çünkü dağ aşınıyor.

Örnekleri çoğaltmak tabiki mümkün.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yooo! Hayır! Algılayan, kaydeden sadece biz değiliz.

Biz orda olsak da olmsak da...

Dalga kumsala her vurduğunda, kumların düzeninde değişiklik oluyor. Yani kumsal dalganın vurmasını algılıyor, kaydediyor.

Her rüzgar esişi dağ tarafından kaydediliyor, çünkü dağ aşınıyor.

Örnekleri çoğaltmak tabiki mümkün.

Sevgiler

Bunlar hareket (sonucu siliyorum çünkü başka anlamlara da gelebiliyor, sıralı dizinin en sonu gibi).

Kumsal değişikliğe maruz kaldığında önceki konumuyla arasında bağ kalmıyor.

Yani dalganın kumsala çarpıp iz bırakmadan önceki hal ile dalganın çarpıp iz bıraktığı hal arasında bir bağ yok.

Bu bağı ancak kayıt ile sağlayabiliriz.

Yani kumsalın iki halinin de bulunduğu uzamsal bir düzlemde karşılaştırma yaparak.

Bu uzamsal düzlem de canlılarda var sadece.

Olayları önceleyip sonralayabiliyoruz. Yani sıralayabiliyoruz.

Evrende olayların öncesi sonrası, başı sonu yok.

Sadece hareket var. Bu hareketin kaydını ancak gözlemci tutar (canlı).

O nedenle zaman da bildiğimiz anlamıyla sadece canlılar için var.

Senin bahsettiğin hareket. Hareket zaten her yerde var evrende.

tarihinde Sarı Kırmızı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sarı kırmızı haklı. Gözlemleyen bir bilinç-bellek olmasa da titreşim devam eder ta ki enerjisi bitinceye kadar. Sonsuzlukta madde ve enerji sürekli birbirine dönüşür durur ve evrenler oluşur yok olur fakat hiçbir şey olmamış gibi geriye yine ve sadece sonsuzluk kalır. Evrenin de , içinde olduğu sonsuzluğun da hafızası diye bir şey yoktur, belki bilinç içermeyen etkileri olabilir. Kaynayan suda ne çok baloncuk olşursa oluşsun hiç olmamış gibi olacaktır.

İşin içine sonsuzluk girince "akan sular duruyor". Matematiksel anlamda tenmiz kullanılmadığında, fiziksel anlamda temiz yorumlanmadığında, sonsuzluk ile her şeyi nedenlendirmek mümkün. Fakat elle tutulur bir getirisi olmuyor.

"Hafıza" bir fiziksel temel terim değil. Muhtemelen doğada hafıza aramak yerine "bilgi"nin (information theory anlamında) ne olduğunu ve nasıl kaydedildiğini araştırmak daha verimli olur. Bu durumda da ama her zaman kapıdan kovduğumuz entropi, pencereden girerek hemen baş köşeye oturur.

Sevgiler

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunlar hareket ve sonuç.

Kumsal değişikliğe maruz kaldığında önceki konumuyla arasında bağ kalmıyor.

Yani dalganın kumsala çarpıp iz bırakmadan önceki hal ile dalganın çarpıp iz bıraktığı hal arasında bir bağ yok.

Bu bağı ancak kayıt ile sağlayabiliriz.

Yani kumsalın iki halinin de bulunduğu uzamsal bir düzlemde karşılaştırma yaparak.

Bu uzamsal düzlem de canlılar da var sadece.

Olayları önceleyip sonralayabiliyoruz. Yani sıralayabiliyoruz.

Evrende olayların öncesiz sonra, başı sonu yok.

Sadece hareket var. Bu hareketin kaydını ancak gözlemci tutar (canlı).

O nedenle zaman da bildiğimiz anlamıyla sadece canlılar için var.

Senin bahsettiğin hareket. Hareket zaten her yerde var evrende.

Değişikliğin öncesi ve sonrası arasında her zaman bir bağ vardır. Aksi takdirde sebep-sonuç ilişkisi diye bir şey olmazdı.

Benim bahsettiğim hareket?

Böyle olsa dahi... Zamana ihtiyaç duymayan bir hareket mümkün değildir.

Hareketi zamandan soyutlamak...?!?!

Zamansız hareket....?!?!

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Değişikliğin öncesi ve sonrası arasında her zaman bir bağ vardır. Aksi takdirde sebep-sonuç ilişkisi diye bir şey olmazı.

Benim bahsettiğim hareket?

Böyle olsa dahi... Zamana ihtiyaç duymayan bir hareket mümkün değildir.

Sevgiler

Dolaşıklık hariç...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...