Jump to content

Türk Futbolu ve Laiklik


Recommended Posts

Çocukluğumdan buyana futbolla fazla ilgilenmiyordum desem yalan olmaz. Ama şu son bir buçuk aydır futbol bir merak saldım, menajerlik yapabilirim bundan sonra. O kadar yani.

Benim gibi futbola ilgisiz kalanlara söyleyeyim, Almanlar geliyor, öyle bir geliyor ki hemde altyapı ile futbola tekrardan damgasını vuracaklar.

Neyse buraları atlayalım da ülkemize dönelim.

Futbol federasyonunun başında Tüpçü namında bir muhterem oturmaktadır. (Galatasaraylı olduğum çok mu belli oldu. :) )

Bu sene 6+0+4 kuralı vardır. Bilmeyenlere söyleyeyim , Maçlarda 6 yabancı oynatabilirsin, Avrupa maçları içinde en fazla 4 futbolcu daha kadroda bulundurabilirsin. Bu tamamen Galatasarayın yükselen başarısının önünü kesmek için ve para babası Fenevbahçeye avantaj sağlamak amaçlıdır. Birde tabi ki Avrupa hedefi olmayan kulüplerin elindeki kazma Türk futblcusunu pahalıya itelemesine yarar.

Tüpçüye sorsan Türk futbolunun gelişmesi için bu kararı aldıklarını söylerler falan filan.

Bu aslında ülkemizdeki eski kokuşmuş düzenin adamlarının tüm işlerinde olduğu gibi bu iştede yaptıkları ve bu millete attıkları kazıktır.

Bir ülkede yabancı yatırımına karşı çıkmanın gerekçesi nedir?

Rekabet gücü olmayan yerli üretimi desteklemek, kayırmaktır.

Ama bu kayırma, amaca uygun mu işlemiştir bu güne kadar.

Hayır.

Bu sistem pratikte şu şekilde çalışmıştır.

Yabancıyla rekabet edemeyen sistemin ağababaları bu yerli kayırması içinde kalitesiz mallarını pahalıya millete itelemişlerdir.

Mesela yıllarca mercedes fiyatına teneke arabalara binmiştir bu millet. Yerli diye kalitesiz ürünlere Avrupa'da ki muadillerinden daha çok para ödemişizdir.

Bu eski düzenin kayırılmaya alışmış agaları serbest futbol piyasasında başarılı olamayınca eski düzeni Türk futbolcusunu geliştirme bahanesiyle federasyon aracılığı ile getirmişlerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazıyı okuduktan sonra şimdi diyeceksiniz ki şimdi bu yazının laiklikle ne alakası var?

Şöyle var.

Bu ülkede kendi kalitesiz ürünlerini devlet korumasına alanlar bu ülkenin ve sistemin sahipleriydi, Bunlarda milletin karşısına siyasi anlamda hep laiklik ve çağdaşlıkla çıkarlardı. Eski sitemin sahipleri ile laiklik ve imtiyazlılık, rekabetsiz ve halka iteleme ekonomik modeli özdeşleşmiştir.

Bu ülkede laikliğe ve çağdaşlığa en büyük zararı aslında bu tür laikçiler vermiştir.

Azize Yıldırımı şu son başına gelenlerden dolayı hep savunmuşumdur kendimce. Biliyorum ki Fenerbahçe'yi dinciler ele geçirmeye çalışıyorlar ve adamın üzerine bu yüzden gidiyorlar. Hatta Fenerbahçeli olmama ramak bile kalmıştı diyebilirim.

Ama,

Bu eski iğrenç oyunlar ne Aziz Bey.

Yabancı Futbolcu girişini sınırla.

Ülkedeki zengin kodamanlar sayesinde de ülkede zaten az olan birkaç iyi topçuyu da parayı ve nüfusunu kullanarak al.

Bu şekilde ülke içinde başarılı ol.

Bu eski imtiyazcı, tekelci, kayırmacı düzenin artığı olduğunuzu tekrardan hatırlattın bizlere Azize Bey.

Dinciler, sizin gibi tekelcilerden, düzencilerden, laiklerden daha iyi.

Bu ülkede laikliğin ve çağdaşlığın en büyük düşmanı da aslında sizin gibi tekelciler ve imtiyazcılardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Avrupa da Türkiye'de ki gibi yabancı sınırlaması yok.

Yani adamlar dünya piyasasından istediği futbolcuyu seçebiliyorlar.

Şimdi bu takımlarla bir Türk takımı nasıl mücadele edecek.

Sen istediğin futbolcuyu alamıyorsun. Çünkü yabancı sınırlaması var.

O zaman Türk takımlarının Avrupa kupalarına katılması da yasaklansın ve kendi aramızda oynayalım bu futbolu.

Mesela bir Alper Potuk hadisesi var.

Galatasaray'ın ciddi anlamda orta saha oyuncusu ihtiyacı vardı.

Dünyada o mevkide oynayacak bir sürü topcu olduğu halde Galatasaray alamadı. Çünkü yabancı sınırı var.

Dünya piyasa değeri 2 milyon ancak edecek Alper Potuğa Galatasaray 6 milyon verdi yine alamadı. Çünkü Fenerbahçe'nin ihtiyacı olmadığı halde sırf yabancı sınırlamasından dolayı Galatasarayın almaması için 12 milyon vererek Alper Potuğu aldı.

Herkesin federasyonu olması gereken TFF kirli düzen kuruyor. Güya Türk futbolunu geliştirme adına. Allahçıların Allah adına iş yapma yöntemlerinin laik çeşidi oluyor bu da.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Futboldan anlamadığın gibi, laikliğin de ne olduğunu bilmiyorsun. Yazdığın yazılar, sözünü ettiğin teneke arabalardan daha ileri değil..

Madem bu kadar iddialı bir başlık açtın, altını da dolduracaktın. Böylesi teneke başlıklar çok, bir yenisini eklemenin ne luzumu vardı?

Neyse, sana soru; Laiklik ile futbolun ne alakası var?

Link to post
Sitelerde Paylaş

futbol bir yandan milleti sömürürken diğer yandan uyutmanın en iyi araçlarından birisidir.

şu futbolla ilgileneceği kadar yarısını, eşine, çocuğuna, ve kişisel gelişimine ayırsa yeter.

tarihinde equus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

4. paragrafta eleştirin tamamen asılsız.

derler ya takım tutar gibi sağ-sol tutmak, takım tutar gibi dindar olmak vs. anladınız siz onu.

aynı mentalite geçerli sende.

bence alınan karar türk futbolunun gelişmesinden yana. yani altyapıdan türk oyuncu yetişsin ki futbolun geleceği olabilsin, yabancı tarlasına dönmesin. anadolu klüpleri futbolcu yetiştirmeyecekte soğan mı yetiştirecek. bu futbolcuların profesyonel hayalleri olmasın mı.

alınan karar doğru bence.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Futboldan anlamadığın gibi, laikliğin de ne olduğunu bilmiyorsun. Yazdığın yazılar, sözünü ettiğin teneke arabalardan daha ileri değil..

Madem bu kadar iddialı bir başlık açtın, altını da dolduracaktın. Böylesi teneke başlıklar çok, bir yenisini eklemenin ne luzumu vardı?

Neyse, sana soru; Laiklik ile futbolun ne alakası var?

Yazı teneke arabalar kalitesinde ise sorun değil çok pahalıya satmanın yolu var.

Link to post
Sitelerde Paylaş

futbol bir yandan milleti sömürürken diğer yandan uyutmanın en iyi araçlarından birisidir.

şu futbolla ilgileneceği kadar yarısını, eşine, çocuğuna, ve kişisel gelişimine ayırsa yeter.

Annemde senin gibi düşünüyordu galiba ki ne güzel mahallede arkadaşlarla top oynadığım hem de iyi top oynadığım bir dönemde efendi adam olayım diye ayakkabıcı çırağı yapmıştı beni. Şimdi hantal vücuduma bakınca en çok üzüldüğüm şey spor yapmamış olmamdır. Zaten sporda akranlarından geri kalınca artık o tür etkinliklerde katılamıyorsun. Yaş ilerledikçe anlıyorsun ki zihinsel gelişim kadar fiziksel ve sosyal gelişim de etkinlikler de önemli. Mesela dans edenlere imrenirim. Herhangi bir müzik aleti çalmak da önemlidir. Profesyonel olmasa da bir iki sporu iyi yapmak gerekli. Tutkularında olmazsa bu hayat çekilir mi? Sonradan da olsa rakı içmeyi öğrendim ama. Ara sıra güzel bir sofrada arkadaşlarınla parlatmıyorsan hayatın boşa gitmiş derim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

4. paragrafta eleştirin tamamen asılsız.

derler ya takım tutar gibi sağ-sol tutmak, takım tutar gibi dindar olmak vs. anladınız siz onu.

aynı mentalite geçerli sende.

bence alınan karar türk futbolunun gelişmesinden yana. yani altyapıdan türk oyuncu yetişsin ki futbolun geleceği olabilsin, yabancı tarlasına dönmesin. anadolu klüpleri futbolcu yetiştirmeyecekte soğan mı yetiştirecek. bu futbolcuların profesyonel hayalleri olmasın mı.

alınan karar doğru bence.

Ben mevzuya temelden gireyim o zaman.

Benim ufak bir oğlan var. (ellerinizden öper )

Beş yaşına falan gelince artık sokakta oynasın istedim.

Sokakta top oynasın işte.

Annesine falan dedim.

Öyle birşey yokmuş artık.

Öğretmen arkadaşlara benden daha önce çocuğu olmuşlara sordum.

Abi o eskidendi artık sokakta top oynamak yok dediler.

Hatta top oynamak yok artık.

Çocukların en genel eğlencesi bilgisayar başında uyuz uyuz pineklemek miş.

Ulan bu çocuklar 25-30 yaşlarında ne hale gelir. Hepsi uyuz şekilsiz tipler olmaz mı?

Spor tesislerine falan götürecekmişiz.

Ulan bir çocuğa spor ve oyun bu kadar uzak olabilir mi?

Bizler yarım dakikada oyun alanında 3 dakikada da bir maçın içerisinde olabiliyorduk.

Şimdi ise ne oyun alanları var ne boş bir arsa, nede boş alan. Her yer birbirine girmiş ev ve trafik.

Neyse tabi baktım bu durum genel yani aslında ülke sorunu.

Sonra Türk sporuna baktım (geçen yıllarda oluyor bu bakış :) )

Çok başarısız yav.

Milli takımlar bitik.

Bu sene ülkemizde oynanan U20 futbol milli takımlarına bir baktım.

Aman Allah'ım bizim yıldız dediklerimize elin oğulları top bile toplattırmaz.

Yani mesele derin.

tarihinde mahmud571 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi gelelim şu 6+0+4 mevzusuna.

Nasıl olacakta Türk futbolunu geliştirecekmiş? (Baştan belirteyim amaç Türk futbolunun gelişimi falan değil zaten).

Mecburen en az beş tane Türk futbolcusunu ilk on bir de oynatacaksın ve artı yedekler de Türk olacağı için Türk oyuncular daha fazla resmi maç yapmış olacaklar ve büyük takımlarda daha fazla Türk oyuncu olmuş olacak. Böylelikle de milli takımlarımız gelişecek.

Tabi bu arada Avrupa kupalarında oynayan takımlarımız sınırsız seçme hakkına sahip takımlarla nasıl rekabet edecek bu da ayrı bir konu. Yani bizler gönderdiğimiz boksörümüzün bir elini bağlayıp ringe salıyoruz.

Türkiye de 18 tane süper lig takımı var toplasan 150 yabancı futbolcu ancak vardır. Şimdi bir ülkenin futbol ve spor gelişimi 150 adet yabancıyı 130 a indirmekle mi sağlanacakmış?

Ha bu sınırlama pratikde nasıl uygulanır onuda söyleyeyim.

Toplam 15-20 tane Türk futbolcunun değeri birkaç kat artar. Bunları da zaten FB ve Galatasaray kapatır. Dar bir pazarda rekabetsiz bir ortamda futbol oynanır. Yattığı yerden mecburen oynatılacağını bilen futbolcunun da zaten çok fazla gayret etmesine de gerek yoktur.

Tam bizim eski devleti bir şekilde bağlamış iş adamlarının iş yapma yöntemi. Piyasayı yasalarla rakiplere kapat yerel başarı kendiliğinden iyi olmazsan da gelsin.

(Azizgillerin geçmişteki başarı yöntemleri de bu işte)

tarihinde mahmud571 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

futbol caiz değildir fetvasının etkisi hep bunnar...

Bunlarda önemli olabilir ama birde şu var. Şehirlerde boş alanlar yok. Her alana bina dikiyorlar. Bu işleri düzenlemesi gerekenler belediyeler ama onlarda bu işlerden nemalandıkları için her boş alanı kendi payını da alarak değerlendiriyorlar.

Okullarda da ciddi anlamda beden eğitimi dersleri yokmuş. Ders saati haftada iki saatmiş. Büyüklerimiz fen gibi edebiyat gibi konuları daha önemli görüyor sanırım. Beden eğitimine vakit ayırmadığına göre. Zihinsel eğitimimiz, başarımız dünyaya kıyasla nasıl acaba beden eğitiminden bu kadar kısıp zihin eğitimine bu kadar yüklendiğimize göre bayağı bir başarılıyızdır herhalde.

Atama bekleyen bir sürü boşta beden eğitimi öğretmenimiz varmış. Atama bekleyen boştaki imam sayısından fazladır eminim. Toplasan günde bir saat millete namaz kıldıran adamlar bir yerlere atanıyor devletten maaş alıyor. Beden eğitimi öğretmenlerimiz boşta ama.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Galatasaray gerçekten çok iyi bir takım kurmuş. Sadece bir kaç mevkide eksik var. Sol bek, sağ kanat ve belki birde sol kanat. Sol beke Carlinhos, sağ kanada Farfan (bu ikisiyle anlaşılmış durumda aslında) belki birde sol kanada da Nani alınsın. Hiç şüphem yok bu takım dünyanın en büyük takımlarıyla rahat kafa kafaya oynar. Şampiyonlar ligi kupası bile hiç sürpriz olmaz. Bu kadar üst düzey bir başarı ve fırsat bu kadar yakın iken buna kim nasıl engel olabilir ya.

Böyle bir fırsatın ele geçmesine hiçbir yabancı düşman engel olmaz ve olamaz. Bu kadar büyük bir kötülüğü, fesatlığı, hiçbir yabancı yapamaz. Bunu kendimize ancak biz yaparız ve yapabiliriz. Başkası yapmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

Almanya da veya yurt dışında yetişen Türk futbolcularından bir takım kurun. Türk milli takımını evire çevire yener.

Demekki sorun başka.

Sorun aslında belli.

Türkiye'de çocukların okulda ve okul dışında spor yapacak yeterli alanı ve imkanı yok.

Spora değer vermeyen millet ve zihniyet beyinsizdir geridir.

Tekrardan Galatasaraya dönelim.

Avrupada başarılı olacak bir kadro imkanını yakalamış galatasarayın önü.

Tamda eski iğren türk zihniyeti ile yine önü kesildi.

Ne yapıldı? Yabancı sınırlaması.

Bahanesi ne idi bu sınırlamanın.

Elbette milli bir gerekçe olacaktı.

Başka ne olur . Ya milli yada dini gerekçeler öne sürer bu coğrafyanın kurnaz ve hanzo insanları.

Son hamle ne?

Ligler başlamış. Hem lig için hemde şampiyonlar ligi için son hazırlıklarını yapan bir takımın.

Yani Galatasaray'ın hocasına milli takım hocalığı emrediliyor.

Yabancı sınırlaması ile Galatasaray'ın elini kolunu bağla.

Bu da yetmedi, hocasını takımdan uzaklaştırmaya çalış.

İşte bizler buyuz.

Bizi başarısız yapan en büyük hain düşman yine biziz.

Hem keliz hem hoduluz.

Hem kuş beyinliyiz hemde hain kurnazız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yıldırım Demirören denen şahıs.

Tam sekiz yıl Beşiktaş yöneticiliğİ yapmış ve Beşiktaş'ı batırmış.

İşin iç yüzünü bilmediğim için bu anlamda iddialarda bulunamam.

Ama Beşiktaş'ı batıran bu adam Türkiye Futbol Federasyonu nun başına getiriliyorsa.

Orada iki dakika durmak lazım.

Bu iş de bir pisliğin olduğundan şüphelenmemek için çok fazla öküz olmak gerekir.

Bu beyfendinin Federasyon başkanlığında ki milli takım benim seyrettiğim en sefil ve başarısız milli takımdı.

Milli takımı kimler bu kadar başarısız yaptı?

Abdullah Avcıyı kim bu takımın başına hoca yaptı ve başarısızlığına rağmen bu güne kadar neden korundu?

Milli takımın başarı şansı neredeyse sıfır düştükten sonra hoca değişikliğinin anlamı ne?

Bu güne kadar ne diye beklendi, bu gün neden değişikliğe gidildi.

Alın başarısızlığınızı doya doya yaşayın.

Bu saatten sonra hoca değişikliğinin amacı ne?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dünkü maçta 16 yaşında olan Enes Ünal isimli bir topçu Daum Tarafından maça alındı ve golünü de attı.

Türkiye de gerçek saha başarılarının peşinde koşmayan ama fitne fücür başarıların peşinde koşanların eline düşmez ise bu çocuk geleceğin yıldızı.

Bu fitne fücur yöntemlerle başarı peşinde koşanların milli takımı sahada rezil olur. Arsenaldan kendi sahasında ezile ezile üç yer.

Kendi başarısızlıklarını örtmek için de başkalarınında başarısız olması için saha dışı işler çevirir.

Bu kurnaz tiplerde sık sık ya dini yada milli değerleri kullanır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...