KÜRESELLEŞME NEDİR, NE ZAMAN ORTAYA ÇIKMIŞTIR?

[haci 0]

Küreselleşme sonunda anlaşılmaya başladı. Onu açıklamaya çalışanlara teşekkürler.

Birbirimizi eğitmeli ve cahil kalmamalıyız.

Müslümanlardan en büyük farkımız budur.

Biz her gün yeni birşeyler öğreniriz. Onlar bildikleri ile yetinirler.

Aramızda öğrenmeye direnenler de var ama onların bu direncini kıracağımızı umud ediyorum.

Ateist olmak kolay değil.

[arpasuyu 0]

Küreselleşme sonunda anlaşılmaya başladı. Onu açıklamaya çalışanlara teşekkürler.

Birbirimizi eğitmeli ve cahil kalmamalıyız.

Müslümanlardan en büyük farkımız budur.

Biz her gün yeni birşeyler öğreniriz. Onlar bildikleri ile yetinirler.

Aramızda öğrenmeye direnenler de var ama onların bu direncini kıracağımızı umud ediyorum.

Ateist olmak kolay değil.

Hacı bey konu kapanmadan önce merak ettiğim bir şey sormak istiyorum küreselleşmenin illuminati ile bir alakası var mı? Sanırım onların amacıda tek bir düzen oluşturmak...

[haci 0]

Hacı bey konu kapanmadan önce merak ettiğim bir şey sormak istiyorum küreselleşmenin illuminati ile bir alakası var mı? Sanırım onların amacıda tek bir düzen oluşturmak...

Küreselleşmenin hiçbir eğilimle alakası yok. Küreselleşme tümüyle insansal bir etkinlik.

Öyle olduğu için de diğer her insansal etkinlik küreselleşme sürecine müdahale ederek onu etkileyebilecektir.

Küreselleşme insanlığın ortaya çıktığı zamandan beri vardır. İnsanlık yok olana kadar da devam edecektir.

Emperyalizm teknolojide giderek güçlenen ve büyüyen toplumların, o alanda geri kalan toplumların iç ve dış politikalarına müdahalesidir.

Bunun silah zoru ile yapılmasıdır ama.. Çoğu kere ülkenin büyük kuvvetler tarafından işgal edilmesini gerektirir.

Küreselleşme ile de teknolojide geri kalmış ülkeleri ekonomisini manüple etmek mümkündür. Ama bu karşılıkli bir süreçtir.

Emperyalizmde olduğu gibi tek taraflı değildir. Sömürü değildir. Sömürü olması için bir neden yoktur.

Zengin ülkeler fakir ülkelerde mevcut ucuz el emeğinden yararlanmaktadırlar. Bunda yarar karşılıklıdır.

Emperyalizmi ve küreselleşmeyi yeterince bilmeyenler aralarındaki büyük farkı görememekte ve onları abartan arddüşünceliler tarafından tuzağa düşürülmektedirler. Burada bu konuları öğreniyoruz. Önce bildiklerinizi unutmalısınız. Ancak ondan sonar öğrenebilirsiniz.

Ateistlerin cahil yorumlar yapmaları tüylerimi diken diken ediyor. Ama onları da eğitmemiz gerektiğinden ve gerekirse kafalarına vura vura eğiteceğimizden emin olmanızı istiyorum.

Cahil ateist görmeye tahammülüm yok..

[mahmud571 0]

Bir insan en çok kendi çıkarını düşündüğü gibi ondan sonrada en çok kendi ailesini düşünür. Ailelerin kurduğu bir ulusta başka uluslara karşı en çok kendi ulusunu düşünürler. Elbette beş verip on almaya çalışır. Bir başka kişide en çok kendini düşünür, sonra en çok kendi ailesini düşünür, Bu ailelerde bir ulus kurar ve o da diğer uluslara karşı en çok kendi ulusunu düşünür.

İnsanın doğası böyle.

Bu doğa insanların kendi aralarındaki ilişkilerde problem doğursa da ilişkiyi tamamen kesmek çözüm değildir. Çünkü insanın doğası aynı zamanda da daha çok büyümek istediğinden başkalarıyla ilişki kurmayı ve bu ilişkiyi büyütmeyi isteyecektir.

Yani adamın biri Amerika'da bir şirket kurar, sonra o şirketi büyütmeye çalışır, önce şehrinde sonrada ülkesinde ve sonunda da tüm dünyada iş yapacak bir şirketi olsun ister. Bu doğaldır. Ancak bu Amerika'da şirket kuran insanın muhatap olduğu diğer insanlarda aynı doğaya sahiplerdir. İnsan olarak doğamız bu (Aslında tüm varlığın doğası bu). Hepimiz aynı ben merkezli doğaya sahip olduğumuz halde dahada büyümek istediğimizden ilişkilerimizi devam ettirmeye çalışır ve ortak kurallar koyarız. Başkalarının bencilliğinden seni koruyacak en önemli şey, senin atakların, bilincin ve gücündür. Başkalarının bencilliğinden dolayı başkalarıyla ilişkiyi kesmek çözüm değildir.

[arpasuyu 0]

Küreselleşmenin hiçbir eğilimle alakası yok. Küreselleşme tümüyle insansal bir etkinlik.

Öyle olduğu için de diğer her insansal etkinlik küreselleşme sürecine müdahale ederek onu etkileyebilecektir.

Küreselleşme insanlığın ortaya çıktığı zamandan beri vardır. İnsanlık yok olana kadar da devam edecektir.

Emperyalizm teknolojide giderek güçlenen ve büyüyen toplumların, o alanda geri kalan toplumların iç ve dış politikalarına müdahalesidir.

Bunun silah zoru ile yapılmasıdır ama.. Çoğu kere ülkenin büyük kuvvetler tarafından işgal edilmesini gerektirir.

Küreselleşme ile de teknolojide geri kalmış ülkeleri ekonomisini manüple etmek mümkündür. Ama bu karşılıkli bir süreçtir.

Emperyalizmde olduğu gibi tek taraflı değildir. Sömürü değildir. Sömürü olması için bir neden yoktur.

Zengin ülkeler fakir ülkelerde mevcut ucuz el emeğinden yararlanmaktadırlar. Bunda yarar karşılıklıdır.

Emperyalizmi ve küreselleşmeyi yeterince bilmeyenler aralarındaki büyük farkı görememekte ve onları abartan arddüşünceliler tarafından tuzağa düşürülmektedirler. Burada bu konuları öğreniyoruz. Önce bildiklerinizi unutmalısınız. Ancak ondan sonar öğrenebilirsiniz.

Ateistlerin cahil yorumlar yapmaları tüylerimi diken diken ediyor. Ama onları da eğitmemiz gerektiğinden ve gerekirse kafalarına vura vura eğiteceğimizden emin olmanızı istiyorum.

Cahil ateist görmeye tahammülüm yok..

Teşekkür ederim

[M.Cervantes 0]

küreselleşmenin illuminati ile alakası var mi

İlluminatini oncelikli amaci insanlar arasindaki toplumsal,kulturel,dini,milli farkliliklari olabildigice torpulemek ve birbirine yaklastirmaktir. Bu sayede insanlari kontrol etmek daha kolay olacaktir. Farkli farkli kulturlerden dinlerden milletlerden olusmus bir insan grubu dusun bu insalara vermeye calisacagin her emir sana farkli bir tepki olarK donecektr cunku hepsini birikim farklidir ama hepsi ayni kulturden olsaydi onlari cok rahat kontrol edebilecetin. Turkseler milliyetciligi kullanacaktin veya hristiyan olsalardi jesusu caktin?

Bu arada equus un dediklerinin cogu dogrudur.

Temmuz 31, 2013 tarihinde M.Cervantes tarafından düzenlendi

[haci 0]

küreselleşmenin illuminati ile alakası var mi

İlluminatini oncelikli amaci insanlar arasindaki toplumsal,kulturel,dini,milli farkliliklari olabildigice torpulemek ve birbirine yaklastirmaktir. Bu sayede insanlari kontrol etmek daha kolay olacaktir. Farkli farkli kulturlerden dinlerden milletlerden olusmus bir insan grubu dusun bu insalara vermeye calisacagin her emir sana farkli bir tepki olarK donecektr cunku hepsini birikim farklidir ama hepsi ayni kulturden olsaydi onlari cok rahat kontrol edebilecetin. Turkseler milliyetciligi kullanacaktin veya hristiyan olsalardi jesusu caktin?

Bu arada equus un dediklerinin cogu dogrudur.

Equus bir idiot. Sen de ondan farklı değilsin.

Ama burada ikinizi de eğitiyoruz. İsteseniz de istemeseniz de birşeyler öğreneceksiniz.

[iruni 0]

Tek ırk tek millet olsa ne olacak ki. İnsanlar illa "öbek" leşecektir. Dünya devleti olsa başkanı kim olacak vs. Evrende ki gök cisimleri gibi öbekleşecektir. Her insanın çıkarı kendine yönelik olduğu için hep öbekler kurarız. Öbekler kurarız sonra bu öbeklerden bazıları daha büyük bir öbek içerisinde birleşir sonra o daha büyük öbekler çok daha büyük bir öbekte birleşir vs. Yani ailelerden mahalleler, mahallelerden semtler, semtlerden şehirler, şehirlerden, bölgeler, bölgelerden ülkeler kurarız. Ülkelerden bloklar kurarız, Bloklardan da daha geniş bir dünya devleti kurulabilir yani BM nin işlevi biraz daha artırılabilir. Dünya devletide kursak öbekleşmelerimiz bitmez. Coğrafi öbekleşmelerimiz olduğu gibi sosyal öbekleşmelerimiz de vardır. Aynı cemmatten olanlar bir öbek oluşturur ve tüm farklı cemaatler aynı din öbeğinde birleşir.

İşte burada insanın hayvani kalıntısı ortaya çıkıyor. Hayvanlar öbekleşir, bu hayvanlara has grup oluşturma özelliğidir ama ne yazıkki bu özellik hayvanlığından henüz kurtulamamış olan insanlarda da mevcut. İnsanların evrimlerini tam olarak tamamlayamadıklarını dolayısıyla hayvani özelliklerini genlerinde hala taşıdıklarını görüyoruz.

İyi bir konu açmışsın hacı amca sağol.

Temmuz 31, 2013 tarihinde iruni tarafından düzenlendi

[mahmud571 0]

İşte burada insanın hayvani kalıntısı ortaya çıkıyor. Hayvanlar öbekleşir, bu hayvanlara has grup oluşturma özelliğidir ama ne yazıkki bu özellik hayvanlığından henüz kurtulamamış olan insanlarda da mevcut. İnsanların evrimlerini tam olarak tamamlayamadıklarını dolayısıyla hayvani özelliklerini genlerinde hala taşıdıklarını görüyoruz.

İyi bir konu açmışsın hacı amca sağol.

Cansız madde de öbekleşiyor. Kütle çekimi ile. Ama buraya girmeyelim.

Hayvanlarda öbekleşir.

İnsanlarda öbekleşir. İnsanlarda bu öbekleşmelerden kurtulamaz, çünkü doğası bu.

Hukuk kuralları, ahlak vs. bu öbekleşmeler sayesinde ortaya çıkar.

Kurduğumuz öbeğin var olması ve büyümesi için gerekli olan kurallardır ahlak kuralları, hukuk kuralları, doğru ve yanlış dediğimiz değerler.

Öbekler sayesinde küçük benliğimizden daha büyük bir benliğe sahip olmuş oluruz. Yani benden biz olmaya geçeriz öbeklere üye olmakla.

Öbeklerimiz bizim kendimizi aşmamızı sağlar.

Öbeklere üye olmakla küçük benliğimizden çıkıp evrenselleşmeye başlarız.

Hiçbir öbeğe üye olunmaması demek tam evrensel olmak anlamına gelmez.

Hiçbir öbeğe üye olunmaz ise büyük benler yani bizler gider geriye sadece "ben" ler kalır. (Böyle bir şeyde olmaz).

Bencil benliğimizi büyütmek isterken öbeklere üye oluruz.

Aslında çelişki gibi gözüküyor.

Bencil isek neden biz dediğimiz öbeklere üye olalım. Olmamalıyız diye düşünüyoruz.

Ama benden bize geçmemizin (biz dediğimiz öbeklere üye olmamızın nedeni) sebebi bencil benliğimizden kaynaklanıyor.

[haci 0]

İpek yolu ticareti ne kadar emperyalist bir etkinlikse, küreselleşme de o kadar emperyalisttir.

Bir ülke ticarete ne kadar açıksa o kadar zenginleşir, ilerler ve büyür.

Yalnız iç değil, dış ticarete de büyük önem vermek gerekir.

Serbest ticaret teknolojinin ilerlemesi ve büyümesi için şarttır.

Dış ticareti kısıtlayan büyük kuvvetler eninde sonunda batarlar.

Çin'in Ming hanedanlığı, hemen her alanda son derece ileri bir uygarlık iken, dış ticareti kapattığı için kısa zamanda batmıştır.

Ticaret özgürlüğüne önem veren Avrupa ülkeleri ise bu sırada çok büyük bir hamle yapmışlardır.

SSCB'inin batış nedeni de budur. Ticareti, özellikle dış ticareti, bir türlü rayına oturtamamıştır.

Nedeni de capitalist sistemle komünist system arasında ticaret yapmanın mümkün olmamasıdır. SSCB kendi özkaynaları ile sınırlı bir iç ticarete başvurmuş ve digger ülkelerle yeterince bilgi ve teknoloji alışverişi yapamamıştır. Onların buluşlarını çalarak birşeyler yapmaya çalışmıştır ama o da yetersiz olmuş ve sonunda komünizm batmıştır.

Çin bundan dersini almış ve kapitalizme doğru kaymaya başlamıştır. Çin ticarete açıktır. Bu Çin için son derece önemlidir. Küreselleşme sürecini Çin başarı ile deneyimlemektedir. Diğer uzak doğu ülkeleri de bu konuda oldukça başarılıdırlar.

[Sung 0]

"oltaya yakalanmış balığın, yem'e ihtiyacı yoktur. bu noktada, dışişleri bakanlığı ile aynı fikirdeyim, genişletilmiş iktisadi yardım, örneğin türkiye'ye, bazı hallerde düşünülenin tersi sonuçlar verebilir. yani bağımsızlık eğilimini arttırıp, mevcut askeri paktları zayıflatabilir. bu tip ülkelere, türkiye gibi doğrudan-doğruya iktisadi yardım yapılabilir, ama bu bize uygun ve bağlı hükümetleri iktidarda tutacak ve bize düşman muhalifleri zararsız bırakacak biçim ve miktarda olmalıdır."

Bir abd'liden küreselleşme öğrenilmez, sadece küreselleşme masalı dinlersiniz onlardan.

Biraz da sosyologların ne söylediklerini okumak lazım..

http://www.kongar.org/makaleler/Izmir_konusmasi.php

http://www.kongar.org/makaleler/mak_kum.php

http://www.idefix.com/kitap/kuresellesme-zygmunt-bauman/tanim.asp?sid=TBDNFG9QE77TAANTUVVG

[haci 0]

"oltaya yakalanmış balığın, yem'e ihtiyacı yoktur. bu noktada, dışişleri bakanlığı ile aynı fikirdeyim, genişletilmiş iktisadi yardım, örneğin türkiye'ye, bazı hallerde düşünülenin tersi sonuçlar verebilir. yani bağımsızlık eğilimini arttırıp, mevcut askeri paktları zayıflatabilir. bu tip ülkelere, türkiye gibi doğrudan-doğruya iktisadi yardım yapılabilir, ama bu bize uygun ve bağlı hükümetleri iktidarda tutacak ve bize düşman muhalifleri zararsız bırakacak biçim ve miktarda olmalıdır."

Bir abd'liden küreselleşme öğrenilmez, sadece küreselleşme masalı dinlersiniz onlardan.

Biraz da sosyologların ne söylediklerini okumak lazım..

http://www.kongar.org/makaleler/Izmir_konusmasi.php

http://www.kongar.org/makaleler/mak_kum.php

http://www.idefix.com/kitap/kuresellesme-zygmunt-bauman/tanim.asp?sid=TBDNFG9QE77TAANTUVVG

Bu zırvalar da nereden çıktı. Kim bu sapık? Kardeşin mi yoksa?

Bu konu sizi aşar. Çenenizi yormaktan başka birşey yapamazsınız bu konuda.

[haci 0]

Ortaya çıkmaları önlenemeyen, kaçınılmaz olan, sosyal insansal etkinliklerden iyi veya kötü olmaları beklenmez.

Onları iyi veya kötü olarak nitelendirmek için ortaya çıkmalarının kesin olmaması gerekir.

Birçok sosyal etkinlik epifenomen şeklinde ortaya çıkar. Yani onlar diğer sosyal etkinliklerin sonucu ortaya çıkarlar.

Dinler bunun en güzel örneğidir. Dinsiz toplumlar var olduğuna gore, din olgusu kaçınılmaz değildir. Şart değildir.

Ama toplumların birbirleri ile etkileşmemesi ve bilgi alışverişi yapmaması, insanın doğasına aykırı olduğu için, mümkün değildir.

Bu bağlamda küreselleşmemek de mümkün değildir.

Yine de küreselleşmenin iyi mi yoksa kötü mü olduğu tartışılabilir.

Çünkü küreselleşme politik insansal etkinliklerin etkisi altına girebilir. Küreselleşmeden ve küreselleşmemeden yararlananlar olabilir.

Yine de küreselleşmenin kötü tarafları olduğunu iddia etmek oldukça zordur. Yok pahasına çalıştırılanların alternatifi çoğu kere daha derin bir yoksulluktur. Bir Amerikan şirketi için Bengaldeş'de günde iki dolara çalıştırılan bir işçi bunun güzel bir örneğidir. Hiç kuşkusuz o işçi Amerikan şirketi tarafından kullanılmaktadır. Ama onun kullanılmaması demek, ölümü ya da sürünmesi demektir. Alternatifi hiç de iç acıcı değildir.

Küreselleşmeyi kötü ilan edenlerin çoğu kere belli bir acendası vardır. O acenda politiktir.

Trickle down olarak bilinen bir ekonomik kavram vardır. Bunda büyük şirketlerin zenginliği zamanla fakirlere doğru akmaktadır. Tabii komünistler için bu kabul edilemez ve tartışma konusu bile yapılmaz. Ama bir gerçektir. Bir toplumun sürünmesi ile belini doğrultacak düzeye çıkması arsındaki farkı bu deyim açıklamaktadır.

Küreselleşmenin kötü olması demek, politik acendası olanların ondan rahatsız olması demektir.

Ben başka bir neden bilmiyorum. Bilen varsa yazsın. Tartışalım. Ezbere konuşulmasın. Ateistforum'da yazanlara hiç yakışmıyor.

[haci 0]

günümüzün küreselleşmesi, oldukça önemli bir konu.

küreselleşme emperyalizmin ılıtılmış ismidir.

büyük ve gelişmiş devletler küreselleşme ile daha da büyürken, küçük devletlerin gelişmesi engellenir ve büyüklerin sömürgesine döner.

küreselleşme de küçük devletlerde sadece çok uluslu şirketlerin sömürmesine olanak tanıyan kuruluşlar yer alır.

neo liberal politikikalar ile küreselleşme bir ülkeye girer ve iliklerine kadar sömürür.

bu politikalar ve etkileri daha önce dünyanın 3. sınıf ülkelerinde denenmiş ve sonuçları test edilmiştir.

küreselleşen ülkelerde halkın büyük çoğunluğu fakirleşir ve sefilleşir.

belirli bir zümre çıakr sağlar.

küreselleşmenin esas önemli etkilerindne biriside ulus-milli duruşu ve değerleri yok etmesi veya bozmasıdır.

gelişemmiş ülkeler için küreselleşme kısa sürede iyi gibi gözükse de uzun sürede felakettir.

küreselleşme ile birlikte küçük ülkeler tamamen büyük ülkelere bağımlı olurlar.

bu bağımlılık öyle bir noktaya ulaşır ki, tamamen bütün ihtiyaçlarını dışardan temin eder ve derken kendisi artık üretemez duruma gelir.

üretemez duruma geldikten sonra, sadece emperyal ülkelerin ürünlerini dağıtmakla yetinir.

buda dünyayı kocaman bir deney labaratuarı yapmanın yoludur.

neo liebral-küreselleşme politikaları ile ülkeler, sanayisi olan ülkelere bağımlı hale getirilir, sadece sanayide değil gıda da bile bağımlı olmaya gidilir.

burada esas problem, belirli bir zaman sonra küreselleşmeye yani emperyalizme maruz kaldıktan sonra, sudan çıkmış balık balığa döner.

peki emperyal ülkeler neden kendi ürünlerini satar?

öncelikle istediği gibi kar yaparak diğer ihtiyaçlarını bedavadan karşılatır yani küçük gelişmemiş ülkelerin nüfusunu birer köle gibi kullanırlar.

diğer tarftan ise, diğer ülkelere ürünleri kendileri verdikleri için, o ülkelerde sanayi olmaz ve bapımlı olurlar yani kukla oyunca olurlar.

böylelikle oluşabilecek tehlikelerin oluşma ihtimallerini sıfıra indirgerler.

yani savaş olma ihtimalini sıfıra indirgeyip savaş olmadan kazanmak.

ayrıca neo liberal politikalar kene gibi çalışır.

marka etiket algısı oluşturarak zaten olacak olan durumdan çıkar sağlar.

bu sebeple sadece sömürür ve çalar.

örneğin bir ülke de zaten patates kızartması ve hamburger ihtiyacı varsa o ülkenin insanları çalışıp üreterek bu ürünleri yapabilirler.

lakin küreselleşme ile birlikte, bir marka algısı oluşturulur ve yine o ülkenin insanları üretse bile kar başka bir ülkeye gider.

yani her durumda da çalışan üreten aynı fakat kar eden farklı. bu basit bir örnektir.

tabi hamburer kültürü de sokularak kültür de değişir.

Bu iddiaların hiçbiri kanıtlanmış değildir. Hepsi hipotezdir ve delilsiz çıkarımlardır. Yanıltma amacı güderler. Tek bir örnek devlet yoktur.

İlerde olacağı söylenir. Peki geçmişte neden olmamışdır. Küreselleşme binlerce yıldır vardır. Şimdiye kadar bir örnek ülke ile karşılaşılmaması ne demektir. Bana küreselleşmeden olumsuz olarak etkilenmiş tek bir ülke gösterebilir misiniz?

Göstermezseniz bu saçmalığa devam etmemelisiniz.

[Sung 0]

Bu zırvalar da nereden çıktı. Kim bu sapık? Kardeşin mi yoksa?

Bu konu sizi aşar. Çenenizi yormaktan başka birşey yapamazsınız bu konuda.

Aa.. bilmiyor musun kim olduğunu? Cahil amerikalı. Bu sözleri söyleyen senin sapık baban oluyor, düşünceleriniz aynı farketmedin mi?.

Bir amerikalıdan bu konularda bir şey öğrenecek değiliz. Amerikalı bir sapık elbette sapıklığını yaymak isteyecek ve bunun doğal bir şey olduğunu savunacaktır. Yaptığın şey kişiliğinle birebir yakışan bir şey.. Bizler ise sapıkların normal göstermeye çalıştığı taciz ve tecavüzlerine karşı durmaya çalışıyoruz ve duracağız. Kendini bir nane sanma hiç boşuna..Senin 3 kuruşluk aklına uyanın en önce kaybedeceği şey onurudur.

https://en.wikipedia.org/wiki/Nelson_Rockefeller

1956 yılında Eisenhower'a yazdığı mektuptan bir kısımdır o tırnak içinde alıntıladığım yazı .

''Birinci gruba bizimle dost olan ve bize uzun süreli, sağlam askeri paktlarla bağlanmış olan antikomünist hükümetlerin iktidarda olduğu ülkeler girer. Bu ülkelerde yapılacak yardımlar ve açılacak krediler öncelikle askeri nitelikte olmalıdır. Oltaya yakalanmış balığın yeme ihtiyacı yoktur. Bu noktada dışişleri bakanlığı ile aynı fikirdeyim, genişletilmiş iktisadi yardım, örneğin türkiye'ye, bazı hallerde düşünülenin tersi sonuçlar verebilir. Yani, bağımsızlık eğilimini artırıp, mevcut askeri paktları zayıflatabilir. Bu tip ülkelere -türkiye gibi- doğrudan doğruya iktisadi yardım da yapılabilir, ama bu ancak bize uygun ve bağlı hükümetleri iktidarda tutacak ve bize düşman muhalifleri zararsız bırakacak biçim ve miktarda olmalıdır.''