Jump to content

Mantık kuralları Tanrı'yı bağlar mı?


Recommended Posts

Tanrı: Mutlak varlık. Var olması için başka bir varlığa ihtiyacı olmayan yegane varlık.

Yukarıda ifade bile onun dışında başka varlıkların da olabileceğini anlatıyor. Ancak mutlak varlık kendisi olacağı için, diğer valıklar onun gibi olamayacaklardır. Onun varlığına ihtiyaç duyacaklar; Tanrısız kendi başlarına olamayacaklardır.

Tüm bu çıkarımları yaparken, ne olursa olsun birşeyden yararlanıyoruz: Mantık kurallarından. Mantık kuralları, Tanrı'nın varlığını bile kuşatıyor. Bu nasıl mümkün olabilir? Varlığına şekil veren, O'nun ne yapabileceğine, ne yapamayacağına dair hükümler koyabilen bir takım mantık silsilesi içinde yaşıyor Tanrı.

Tüm kanunların koyucusu, tüm kuralları yaratan, bir mantık evreninin içinde hapsolmuş, mantık evreninin kurallarıyla varlık bulabiliyor. Eğer belirli kurallarla (mantık kuralları) sınırlandırılmış bir tanrı ise bu tanrı, nasıl tanrı olabilir ki? Kendisi de bu kural silsilesinin bir parçası değil midir?

Tanrı mantık kurallarının dışına çıkamaz mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı'nın yarattığı mantık ile çelişmemesi gerekir hatta mantık hesaplamaları yaptığınızda sonuç hep sizi Tanrı'ya götürmelidir çünkü mantığıda o yaratmıştır.

Oysa gerçekte durum öyle mi?

Hayır çünkü tüm dinciler der ki dinler mantık dini değil gönül dinidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Doğada matematik yok. Matematik insan aklının bir ürünü. Doğadaki fizik yasalarını matematiksel olarak açıklıyoruz. Lakin biz çeşitli şekillerde formülize edip açıklayabildiğimiz için fizik yasaları öyle olmuyor. O fizik yasaları o şekilde var olduğu için biz bu şekilde formülize edebiliyoruz.

Mantıksal çıkarımlarımızda aynen fizik yasalarını matematiksel olarak formülize etmek gibi bize has şeyler. Yani tanrı var olduğu için biz bu şekilde mantıksal çıkarımlar yapmıyoruz. Bizler bu şekilde mantıksal çıkarımlar yaptığımız için tanrı var.

Doğada tanrı yok. İnsan sadece kendi mantık süzgecine göre tanrıyı modelliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı: Mutlak varlık. Var olması için başka bir varlığa ihtiyacı olmayan yegane varlık.

Yukarıda ifade bile onun dışında başka varlıkların da olabileceğini anlatıyor. Ancak mutlak varlık kendisi olacağı için, diğer valıklar onun gibi olamayacaklardır. Onun varlığına ihtiyaç duyacaklar; Tanrısız kendi başlarına olamayacaklardır.

Tüm bu çıkarımları yaparken, ne olursa olsun birşeyden yararlanıyoruz: Mantık kurallarından. Mantık kuralları, Tanrı'nın varlığını bile kuşatıyor. Bu nasıl mümkün olabilir? Varlığına şekil veren, O'nun ne yapabileceğine, ne yapamayacağına dair hükümler koyabilen bir takım mantık silsilesi içinde yaşıyor Tanrı.

Tüm kanunların koyucusu, tüm kuralları yaratan, bir mantık evreninin içinde hapsolmuş, mantık evreninin kurallarıyla varlık bulabiliyor. Eğer belirli kurallarla (mantık kuralları) sınırlandırılmış bir tanrı ise bu tanrı, nasıl tanrı olabilir ki? Kendisi de bu kural silsilesinin bir parçası değil midir?

Tanrı mantık kurallarının dışına çıkamaz mı?

Mantık denen şey, rasyonel sayılar evreninde birbirine oranlanıp duran nesneler.

Fakat rasyonel (oranlı) sayılar dışında da sayılar vardır ve gerçektir.

hatta Imajiner sayılar vardır; bunlar bizim "mantık" tarafından oranlanamaz. "Tanrı" burada da vardır ve rasyonel sayıları kuşatır. Yani mantığı kuşatır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilinç kavramını iyi analiz edersek tanrı kavramı orada çöküyor zaten.

Tüm tanrı tanımlaırnın ortak noktası onun bir bilincinin yani bütünlüğünün olduğunu söyler.

Bilinç yapısı itibariyle verileri bir araya getiren bir fenomen.

Canlı doğduğu anda bu bir araya getirme işlemi başlıyor.

Birikim arttıkça canlı bu birikimlerle artistik hareketler yapabiliyor.

Kapasitesine bağlı olarak tabiki.

Elde ettiği verilerle oluşan bilince sahip tüm canlılarda artistik hareketlerde birinci sırada insna gelir.

İnsan elde edilen verileri çok kompleks kullanır.

İleri sarar, geri sarar, depolar, dışarıdan ikinci, üçüncü gözle bakar.

Mesela şu anda var olma durumumuz şöyle çalışıyor.

Bilince sürekli veri akışı geliyor.

Ve hareket halindeki bilinç de bu yeni gelenleri eskidens ahip olduğu bütünlükle birleştiriyor.

Bu her saniye gerçekleşiyor.

Tanrı kavramında bilinç var diyenler böyle bir yapı tarif etmek zorundalar.

Böyle bir şey bağımlıdır herşeye.

Bilinci varsa o bilinç dış etkenlerden güçsüzdür.

Çünkü o bilinç bir ortamın içinde olmalı.

Kimse demesin ki tanrı kavramı tüm ortamları kapsıyor.

Hayır kapsayamaz.

Çünkü ortada şu anda ben varım.

Ve bunu okuyan diğer bilinçler var ve bunlar bağımsızlar.

Orta çağ zihniyetiyle ve daha en basit kademe felsefi kuralları içermeyen bu tanrı sanrısı her açıdan çöküyor.

Ne yapılırsa yapılsın mantıksız.

Yalan kendi kendini gösteriyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilinç kavramını iyi analiz edersek tanrı kavramı orada çöküyor zaten.

Tüm tanrı tanımlaırnın ortak noktası onun bir bilincinin yani bütünlüğünün olduğunu söyler.

Bilinç yapısı itibariyle verileri bir araya getiren bir fenomen.

Canlı doğduğu anda bu bir araya getirme işlemi başlıyor.

Birikim arttıkça canlı bu birikimlerle artistik hareketler yapabiliyor.

Kapasitesine bağlı olarak tabiki.

Elde ettiği verilerle oluşan bilince sahip tüm canlılarda artistik hareketlerde birinci sırada insna gelir.

İnsan elde edilen verileri çok kompleks kullanır.

İleri sarar, geri sarar, depolar, dışarıdan ikinci, üçüncü gözle bakar.

Mesela şu anda var olma durumumuz şöyle çalışıyor.

Bilince sürekli veri akışı geliyor.

Ve hareket halindeki bilinç de bu yeni gelenleri eskidens ahip olduğu bütünlükle birleştiriyor.

Bu her saniye gerçekleşiyor.

Tanrı kavramında bilinç var diyenler böyle bir yapı tarif etmek zorundalar.

Böyle bir şey bağımlıdır herşeye.

Bilinci varsa o bilinç dış etkenlerden güçsüzdür.

Çünkü o bilinç bir ortamın içinde olmalı.

Kimse demesin ki tanrı kavramı tüm ortamları kapsıyor.

Hayır kapsayamaz.

Çünkü ortada şu anda ben varım.

Ve bunu okuyan diğer bilinçler var ve bunlar bağımsızlar.

Orta çağ zihniyetiyle ve daha en basit kademe felsefi kuralları içermeyen bu tanrı sanrısı her açıdan çöküyor.

Ne yapılırsa yapılsın mantıksız.

Yalan kendi kendini gösteriyor.

tanrı tanımları onun bilincinin olduğunu söylüyorda bilinç = bütünlük diyen tanrı tanımı hangisi.

buradaki tanımımıza göre bilinç için canlı olmak yani organik canlı olmak yani dışarıdan aldığı sinyalleri işleyebilmek gerekiyor.

bilincin dışarıdan gelecek sinyale bağımlılığı ne anlama geliyor. ışık yok ben ışığı bilmiyorum öyleyse yokum gibimi.

bilincin dış ortamdan güçsüz olması ne demek.

tanrı kavramının herşeyi ve bilinçleri kapsayamamasının sebebi bilincin var olmasımı. ikinci bilinç olamaz mı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

tanrı tanımları onun bilincinin olduğunu söylüyorda bilinç = bütünlük diyen tanrı tanımı hangisi.

Her bilinç bir bütünlüktür.

En azından iki şey barındırdığı kesindir.

1-kendinin farkında olmak 2- dış ortamın farkında olmak

En azından bu iki şeyi barındıran şey birbirine tutunmuş bir bütünlük oıluşturur.

buradaki tanımımıza göre bilinç için canlı olmak yani organik canlı olmak yani dışarıdan aldığı sinyalleri işleyebilmek gerekiyor.

bilincin dışarıdan gelecek sinyale bağımlılığı ne anlama geliyor. ışık yok ben ışığı bilmiyorum öyleyse yokum gibimi.

Dışarıdan sinyal gelmesi kesilmez.

Işık yoksa başka şey gelir (ışığın olmaması da imkansız bu arada)

Sen bilinç dediğinde bir kağıt üzerinde yuvarlak çizmiş oluyorsun.

Yani sınırı belli bağımsız bir oluşum. Ayrı bir oluşum. Ortamdan bölünmüş.

bilincin dış ortamdan güçsüz olması ne demek.

Kağıt üzerine çizilmiş yuvarlağı kağıt kapsar.

Bilinçte de bu kural var.

Bilinç varsa onu kapsayan bir ortam vardır (aksi halde ayrı, müstakil bir yapı nasıl olabilir ki?)

tanrı kavramının herşeyi ve bilinçleri kapsayamamasının sebebi bilincin var olmasımı. ikinci bilinç olamaz mı.

Tanrı kavramı tüm ortamı kapsayamaz çünkü ben kendimin farkındayım.

Benim bilincimin içinde sadece ben varım.

Senin bilincinin içinde de sadece sen varsın.

O yüzden demek ki tüm ortamı kapsayan bir başka bilinç yoktur.

Anlaşıldı mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

.

Fakat rasyonel (oranlı) sayılar dışında da sayılar vardır ve gerçektir.

hatta Imajiner sayılar vardır; bunlar bizim "mantık" tarafından oranlanamaz. "Tanrı" burada da vardır ve rasyonel sayıları kuşatır.

imajiner sayı nedir ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilinç kavramını iyi analiz edersek tanrı kavramı orada çöküyor zaten.

Tüm tanrı tanımlaırnın ortak noktası onun bir bilincinin yani bütünlüğünün olduğunu söyler.

Bilinç yapısı itibariyle verileri bir araya getiren bir fenomen.

Canlı doğduğu anda bu bir araya getirme işlemi başlıyor.

Birikim arttıkça canlı bu birikimlerle artistik hareketler yapabiliyor.

Kapasitesine bağlı olarak tabiki.

Elde ettiği verilerle oluşan bilince sahip tüm canlılarda artistik hareketlerde birinci sırada insan gelir.

"Onun (üstün) bir bilinci var" tanımı, klasik dinlere ait. Gnostik olsaydı, "bilinç O'dur" derdi ki bu panteizmdir. "Tüm bilinç ondan gelir" (panenteizm) benim için en doğrusudur.

İnsan elde edilen verileri çok kompleks kullanır.

İleri sarar, geri sarar, depolar, dışarıdan ikinci, üçüncü gözle bakar.

Mesela şu anda var olma durumumuz şöyle çalışıyor.

Bilince sürekli veri akışı geliyor.

Ve hareket halindeki bilinç de bu yeni gelenleri eskidens ahip olduğu bütünlükle birleştiriyor.

Bu her saniye gerçekleşiyor.

Tanrı kavramında bilinç var diyenler böyle bir yapı tarif etmek zorundalar.

Böyle bir şey bağımlıdır herşeye.

Bilinci varsa o bilinç dış etkenlerden güçsüzdür.

Çünkü o bilinç bir ortamın içinde olmalı.

Tanrı'yı da kulları gibi düşünseydik öyle olurdu. Halbuki, Tanrı, kullarının bilincinin kaynağı. Bilinç kavramı Tanrı'dan ayrı bir şey değil.

Kimse demesin ki tanrı kavramı tüm ortamları kapsıyor.

Hayır kapsayamaz.

Çünkü ortada şu anda ben varım.

Ve bunu okuyan diğer bilinçler var ve bunlar bağımsızlar.

Orta çağ zihniyetiyle ve daha en basit kademe felsefi kuralları içermeyen bu tanrı sanrısı her açıdan çöküyor.

Ne yapılırsa yapılsın mantıksız.

Yalan kendi kendini gösteriyor.

Bilinçler birbirinden bağımsız değil tam tersine bağımlı hatta bir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

imajiner sayı nedir ?

Elbette biliyorsun. Bilmeseydin de viki'ye bakar öğrenirdin.

Benim bu sayıyı ne sandığımı merak ediyorsan;

-1'in karekökü, mantığın ve gerçekliğin dışında olan bir sayı demek dışında, etimolojisinden başlarım ki, yeni bir katkım olsun:

Çok doğru konmuş olan adı imaginer number; tam çevirisi

hayalî sayı'dan ziyade tasavvur; (suretten gelir), mutasavvır sayı dedim.

Gerçekte olmayan, ancak tasavvur edilen sayı.

kökü image/suret (resim, kopya) olması da dikkat çekici.

Tüm bunlar bana "bilinç" kavramının matematikal kökenini burada aramamız gerektiğini çağrıştırıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Onun (üstün) bir bilinci var" tanımı, klasik dinlere ait. Gnostik olsaydı, "bilinç O'dur" derdi ki bu panteizmdir. "Tüm bilinç ondan gelir" (panenteizm) benim için en doğrusudur.

Tanrı'yı da kulları gibi düşünseydik öyle olurdu. Halbuki, Tanrı, kullarının bilincinin kaynağı. Bilinç kavramı Tanrı'dan ayrı bir şey değil.

Bilinçler birbirinden bağımsız değil tam tersine bağımlı hatta bir.

Bilinç odur da diyemezsin.

Sen eğer tanrı dersen,

Şimdi 3 kişi olmuş olacağız en az: sen, ben ve tanrı.

Benim bilincimde benden başka bilinç yok ne paylaşımlı ne de bütünün parçası olarak.

Bak yazıyorum bunları sana.

Sein bilincinde de öyle.

Bu durumda en az 3 tane küme çıkıyor.

Kesişim kümeleri yok bunların.

Bilinçler birbirinden bağımsızdır.

Senin argüman da, klasik dinlerinki de çöküyor.

Var olmak bir mekanda yapılabilen bir etkinlik arkadaşım.

Böyle bir düzlem olduğu sürece ortaya tanrı koyamazsınız.

Ortama entegre de edemesin.

Çünkü ortamda en az bir tane bilincin bağımsız olduğunu sana garanti ederim (kendim).

Ne yaparsan yap çöker bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilinç odur da diyemezsin.

Sen eğer tanrı dersen,

Şimdi 3 kişi olmuş olacağız en az: sen, ben ve tanrı.

Benim bilincimde benden başka bilinç yok ne paylaşımlı ne de bütünün parçası olarak.

Bak yazıyorum bunları sana.

Sein bilincinde de öyle.

Seni oluşturan maddenin, diğerleriyle ortak atomları, atomaltı parçacıkları var, bunlar birbirinden ayrı

Senin bilincinin ise diğerleriyle ortak imajları var ve fakat bunlar birbiriyle aynı. İki insanın zihnindeki "elma" tasavvuru birbirinden ayrı iki nesne değil; biri yeşil biri kırmızı, biri büyük, biri ekşi vs olabilir; bunlar aynı tasavvurun (imajın) birbiriyle kombinasyonudur; iki insanın elma tasavvurunu yanyana getirip toplayıp "elimizde iki adet elma tasavvuru var" diyemezsin (iki tane olan şey tasavvur değil; dışarı çizilmiş tasvir(resim)dir); olsa olsa her biri tek olan yeşil, ekşi, büyük, elma(biçimi) tasavvurlarını birbiriyle buluşturup sonsuz kombinasyonlar elde edersin.

Beyin ve bilinç hakkında bilinenler, buzdağının su üstündeki kısmı kadar bile değil.

Bilinçaltı (genetik faktörler, rüyalarımız), buz dağının altı.

Mesela, ikizlerin bilinçleri birbiriyle özdeş (denebilir).

Hattâ belki de, buzdağı değil, suyun altında yer kabuğu gibi, bilinçlerin hepsi birleşiyor...

Bu durumda en az 3 tane küme çıkıyor.

Kesişim kümeleri yok bunların.

Bilinçler birbirinden bağımsızdır.

Tanrı'nın kümesi kesişim değil; birleşim de değil; "Evren"dir (E). Bizim kümelerimiz onun içinde. O'nda ortağız.

tarihinde Temple Grandin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Seni oluşturan maddenin, diğerleriyle ortak atomları, atomaltı parçacıkları var, bunlar birbirinden ayrı

Senin bilincinin ise diğerleriyle ortak imajları var ve fakat bunlar birbiriyle aynı. İki insanın zihnindeki "elma" tasavvuru birbirinden ayrı iki nesne değil; biri yeşil biri kırmızı, biri büyük, biri ekşi vs olabilir; bunlar aynı tasavvurun (imajın) birbiriyle kombinasyonudur; iki insanın elma tasavvurunu yanyana getirip toplayıp "elimizde iki adet elma tasavvuru var" diyemezsin (iki tane olan şey tasavvur değil; dışarı çizilmiş tasvir(resim)dir); olsa olsa her biri tek olan yeşil, ekşi, büyük, elma(biçimi) tasavvurlarını birbiriyle buluşturup sonsuz kombinasyonlar elde edersin.

Beyin ve bilinç hakkında bilinenler, buzdağının su üstündeki kısmı kadar bile değil.

Bilinçaltı (genetik faktörler, rüyalarımız), buz dağının altı.

Mesela, ikizlerin bilinçleri birbiriyle özdeş (denebilir).

Hattâ belki de, buzdağı değil, suyun altında yer kabuğu gibi, bilinçlerin hepsi birleşiyor...

Kombinasyonlar farklı.

Tanrı'nın kümesi kesişim değil; birleşim de değil; "Evren"dir (E). Bizim kümelerimiz onun içinde. O'nda ortağız.

Tanrı dediğin şeyin tanrı olması için tanrı olmayanla arasında bir sınır oluşması lazım.

Herhangi bir şeyde ortak değiliz.

Ben kendime aitim.

Bak şu anda bu yazıyı baştan sona kendime ait yazıyorum.

Sınırlarla etrafımdan ayrılmışım.

Maddeye indirgeyerek hata yapıyorsun.

Burada bahsettiğimiz şey fenomenler.

Bahsettiğimiz şey kütle çekim kuvveti, ama sen elektromanyetik kuvvete atıfta bulunuyorsun.

Onun gibi yani.

Maddeye indirgediğinde herşey kaybolur.

Atomlarda canlılık yoktur, atomlarda cisimler de yoktur.

Sen benim sözlerime atomlara indirgeyerek karşı argüman geliştirmeye çalışıyorsun ama,

Beni atomlarda tutarken kendin halen daha üst seviye bir birleşimden bahsedip (tanrı) onu bana örnek veriyorsun.

Beni niye parçacıklar dünyasına itip de kendin bütünler dünyasına çıkıyorsun?

Buradan bile hileli bir yol izlediğin belli argümanlarında.

Link to post
Sitelerde Paylaş

evrenin zorunda olması ne demek. evren bir şeyin zorunda olabilir mi. zorunda olma durumu nedir. bir şey uçmak için yerçekimini yenmek zorundadır. evren ne için mantık kurallarına uymak zorunda olsun.

Tanrı mantık kurallarına uymak zorunda mı...

Link to post
Sitelerde Paylaş

tanrı evrenin kurallarına uymak zorundadır

mantık kuralları da evrenin gözleminden elde edilmiştir

mantık kuralları ile evrenin gözlemi çeliştiğinde

evrenin yeni gözlemi temel kabul edilip mantık kuralı ona göre düzenlenir

tabiiki evrenin gözlemi tekrar eden bir olgu olmalıdır

Link to post
Sitelerde Paylaş

Saçma sorulardan biri daha

tanrı hakkında saçmalamaları kenara bırakıyorum

Cenabı Hak zat itibariyle evrenin içinde değildir (Ayetel kürsüde geçtiği gibi veya

Peygamber sav. miraç mucizesinde görüşmesi gibi yer konusunda ipucu olabilir)

Cenabı Hak fiilleri ve sıfatlarıyla evrenin içindedir Hakimdir Hayydır Rezzaktır Kadirdir vb

hal böyle olunca sorunuzun kendi mantığı zaten çöker yıkılır

Cenabı Hak sizin sınırlı gözlem ve bilgilerinize maddi sınırlamalarınıza ve kısır mantığınıza göre hareket etmek zorunda değildir

kısaca "ol deyince olur" ve bunda mantık arayamazsınız

İslam mantık dini demek Kainatta gördüğümüz ve milyonlarca cilt kitabı dolduran

kütüphaneler dolusu kitabı yazdıran bilimsel bilgi birikiminin

tesadüf eseri olmadığını kendi, kendine olamayacağını derketmektir anlamaktır

tabii anlamak için beyin lazım o da var :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı mantık kurallarına uymak zorunda mı...

Uymazsa mantıksız bir tanrı olur.

Bir de şöyle bir durum var: Tanrının hayal gücü var mı? Nereden esti insanları yaratmak? İnsanı yarattıktan sonra bu insana verdiği kin, nefret, acımasızlık, kalleşlik, ikiyüzlülük, yalancılık, aldatma, sahtekarlık vs gibi duyguları ve özellikleri nereden buldu veya nasıl aklına geldi? Yoksa bu duygular ve özellikler hep onda var mıydı? Yani insanı yaratırken nereden ilham aldı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...