Jump to content

Allah Nasıl Öğrendi?


Recommended Posts

Hicr/(28-29) Hani Rabbin meleklere, “Ben kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş balçıktan bir insan yaratacağım. Onu düzenleyip içine ruhumdan üflediğim zaman, onun için hemen saygı ile eğilin” demişti.

Sad/72. “Onu şekillendirip içine ruhumdan üflediğim zaman onun için saygı ile eğilin.”

Secde/9. Sonra onu tamamlayıp şekillendirmiş, ona kendi ruhundan üflemiştir. Ve sizin için kulaklar, gözler, kalpler yaratmıştır. Ne kadar az şükrediyorsunuz!

Kuran'a göre Allah bir çamur alıyor, onu şekillendiriyor ve ruhundan üflüyor, ilk insan böyle oluşuyor.

Şimdi, insanda varolan sevgi, şefkat, merhamet, kin, öfke, nefret, bencillik, kıskançlık, korku gibi duygular, yeme, uyuma, üreme gibi güdüler, yalan söyleme, sahtekarlık, sadistlik gibi özellikler nereden gelmiştir? Eğer bunları Allah verdiyse o nereden öğrenmiştir? Nereden aklına gelmiş, nereden ilham almış bunları yaratmak için? Yoksa bunların hepsi Allah'ın içinde var mıydı? Vardıysa nereden biliyor bu duygu, güdü ve özellikleri?

tarihinde sağduyu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 138
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Cenabı Hakkın zatıyla ilgili sorularınız havada kalmaya mahküm

çünkü müslümanlar da bilmiyor

zaten Cenabı Hakkın zatıyla ilgili sizin yaptığınız türden çıkarsamalar yasaklanmış

bunun nedeni büyük ihtimalle insan beyni ve anlayışının bu konuda yetersiz kalmasıdır bu da çok normal

mesela sizin tasarladığınız ama sizi hiç görmeyen bilmeyen ve de düşünebilen bir bilgisayar yaratıcısını arıyor

kendisi gibi ama kendisinden 1000kat daha büyük ve güçlü ve akıllı bir bilgisayar olarak hayal ediyor

bu bilgisayar arkadaşın düşündüğü yaratıcı nerde insan nerede ne alakası var değil mi?

işte Allah ile kul belki bu kıyaslamadan 1000lerce kat uzaktır

belki kafanızda şimşek çakmasına yardımı olur

pek ümidim yok ama :D :D :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cenabı Hakkın zatıyla ilgili sorularınız havada kalmaya mahküm

çünkü müslümanlar da bilmiyor

zaten Cenabı Hakkın zatıyla ilgili sizin yaptığınız türden çıkarsamalar yasaklanmış

bunun nedeni büyük ihtimalle insan beyni ve anlayışının bu konuda yetersiz kalmasıdır bu da çok normal

Yeri, mahiyeti bilinirse gidip birileri gözüne çöp sokup kör edebilirdi. Evet gizlenmekle iyi etmiş. Hayati tehlikesi nedeniyle güvenlik önlemi alması iyi olmuş.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi, insanda varolan sevgi, şefkat, merhamet, kin, öfke, nefret, bencillik, kıskançlık, korku gibi duygular, yeme, uyuma, üreme gibi güdüler, yalan söyleme, sahtekarlık, sadistlik gibi özellikler nereden gelmiştir? Eğer bunları Allah verdiyse o nereden öğrenmiştir? Nereden aklına gelmiş, nereden ilham almış bunları yaratmak için? Yoksa bunların hepsi Allah'ın içinde var mıydı? Vardıysa nereden biliyor bu duygu, güdü ve özellikleri?

İnsanın maddi yapısı haricinde bir de manevi tarafı vardır.. Duygular bunun ispatıdır.. Oysa ateistlere göre duygular sadece kimyasal reaksiyonlardır... Neyse... Soruya geçelim..

Cenab-ı hakkın kendi zaatına mahsus bir lezzet-i mukaddesesi vardır. Kendi şuunatından, isim ve sıfatlarından tezahür eden duygular vardır. Tezahürde zıt yoktur ve acz müdahele edemez. İnsan isezıddı olmayan şeyleri bilemez..

İşte Cenab-ı Hak kendi zaatında bulunan sıfatların tecelli etmek istemesine mukabil bu kainatı yarattı. Kendi sıfatlarını hem bizzatihi görmek ve göstermek istediği gibi, hemde müteşabih aynalar vasıtası ile de görmek istedi.

İnsan bu aynadır. İnsanı diğer mahlukattan farklı latifeler ile süsledi.. Akıl, İrade, Ruh, Hayat, Cisim ve ENE gibi mahiyetler ile süsledi... İşte bahsettiğiniz duyguların kaynağı ENE dir. ENE kendi içerisindeki zıtların çarpışmasına müsait bir vahid-i kıyasidir.. Eğer Enaniyet olmasa Rab bilinemezdi.. Kainattaki her zerrenin bir vazifesi ve kemali vardır.. İnsanın vazifesi de ENE vasıtası ile yaratıcısını tanımak, ona kulluk ve ibadet etmek ile Cennete layık bir kıymet almaktır.

Ama NASIL sorusuna gelince..... Biz insanlar kainatta tecelli edenkanunları keşf etmişiz, onlara bir isim vermiş ve olayı basit hale getirmişiz... Mesela Elektro Manyetik kuvvet, Yer Çekimi Kanunu, Büyük Kuvvet, Suyun Kaldırma gücü v.s.. gibi....... Yada kendimizde Konuşup, Anlayabilmek, görüp mana verebilmek, hissedebilmek v.s. gibi... Bunların ismini koymuş ve nasıl sorusunu atlamışız...

Soru = Taşı bıraktım, yere düştü... Niye düştü....

Cevap = Yer çekimi kanunu var... Olay bitti...

İşte eğer biz insanlar Allah için sorduğumuz bu nasıl sorularına önce kendimiz için cevap verebilirsek, belki ENE vasıtası ile akla yaklaştırıp Allah için de cevap verilebilir hale getirebiliriz..

Yani önce kendimizde bu duyguların neden olduğunu, nasıl oluştuğunu, neden herkeste farklı şekillerde tecelli ettiğini çözmeliyiz.. Nasıl anlamlı cümleler kurabildiğimizi (Ses çıkarmak değil) ve anladığımızı, aklın nasıl çalıştığını, nasıl rüya gördüğümüzü, nasıl sevgi yada nefret gibi duygularımızın olduğunu v.s. v.s.. gibi..

Ya biz insanlar olarak kendi bünyemizde bululan organların bile yerini bilmiyoruz.. Çoğu insana sorsan apandisit nerde bilmez..

Kalkmış kendi cinsimizden olmayan, kainat cinsinden bile olmayan bir yaratıcı hakkında NASIL soruları ile aklımızı karıştıyoruz..

Önemli olan nasıl sorusu değil; Yaratıcı var mı, yok mu..? Varsa bizden talebi nedir..? Ölüm nedir ? Arkasında ne var. ? gibi sorular olmalı....

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanın maddi yapısı haricinde bir de manevi tarafı vardır.. Duygular bunun ispatıdır.. Oysa ateistlere göre duygular sadece kimyasal reaksiyonlardır... Neyse... Soruya geçelim..

Cenab-ı hakkın kendi zaatına mahsus bir lezzet-i mukaddesesi vardır. Kendi şuunatından, isim ve sıfatlarından tezahür eden duygular vardır. Tezahürde zıt yoktur ve acz müdahele edemez. İnsan isezıddı olmayan şeyleri bilemez..

İşte Cenab-ı Hak kendi zaatında bulunan sıfatların tecelli etmek istemesine mukabil bu kainatı yarattı. Kendi sıfatlarını hem bizzatihi görmek ve göstermek istediği gibi, hemde müteşabih aynalar vasıtası ile de görmek istedi.

İnsan bu aynadır. İnsanı diğer mahlukattan farklı latifeler ile süsledi.. Akıl, İrade, Ruh, Hayat, Cisim ve ENE gibi mahiyetler ile süsledi... İşte bahsettiğiniz duyguların kaynağı ENE dir. ENE kendi içerisindeki zıtların çarpışmasına müsait bir vahid-i kıyasidir.. Eğer Enaniyet olmasa Rab bilinemezdi.. Kainattaki her zerrenin bir vazifesi ve kemali vardır.. İnsanın vazifesi de ENE vasıtası ile yaratıcısını tanımak, ona kulluk ve ibadet etmek ile Cennete layık bir kıymet almaktır.

Ama NASIL sorusuna gelince..... Biz insanlar kainatta tecelli edenkanunları keşf etmişiz, onlara bir isim vermiş ve olayı basit hale getirmişiz... Mesela Elektro Manyetik kuvvet, Yer Çekimi Kanunu, Büyük Kuvvet, Suyun Kaldırma gücü v.s.. gibi....... Yada kendimizde Konuşup, Anlayabilmek, görüp mana verebilmek, hissedebilmek v.s. gibi... Bunların ismini koymuş ve nasıl sorusunu atlamışız...

Soru = Taşı bıraktım, yere düştü... Niye düştü....

Cevap = Yer çekimi kanunu var... Olay bitti...

İşte eğer biz insanlar Allah için sorduğumuz bu nasıl sorularına önce kendimiz için cevap verebilirsek, belki ENE vasıtası ile akla yaklaştırıp Allah için de cevap verilebilir hale getirebiliriz..

Yani önce kendimizde bu duyguların neden olduğunu, nasıl oluştuğunu, neden herkeste farklı şekillerde tecelli ettiğini çözmeliyiz.. Nasıl anlamlı cümleler kurabildiğimizi (Ses çıkarmak değil) ve anladığımızı, aklın nasıl çalıştığını, nasıl rüya gördüğümüzü, nasıl sevgi yada nefret gibi duygularımızın olduğunu v.s. v.s.. gibi..

Ya biz insanlar olarak kendi bünyemizde bululan organların bile yerini bilmiyoruz.. Çoğu insana sorsan apandisit nerde bilmez..

Kalkmış kendi cinsimizden olmayan, kainat cinsinden bile olmayan bir yaratıcı hakkında NASIL soruları ile aklımızı karıştıyoruz..

Önemli olan nasıl sorusu değil; Yaratıcı var mı, yok mu..? Varsa bizden talebi nedir..? Ölüm nedir ? Arkasında ne var. ? gibi sorular olmalı....

kaliteli yorum...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tayyibde herseyi biliyor :) hemde en iyisini. Camurdan heykelcikler yapmak insanlik tarihi kadar eskidir, iste bu sanat dalai dinlere Tanri iste boyle seni camurda yaratti(cogu zaman camur bilesenleride veriliyor) sonra sana can verdi. Zaten tanrinin yaratma ozelligini en iyi sekilde bu ornek ile anlatilir. Camurdan yaratma olayi sadece Islama ait olmayip dunyada gelms gecmis binlerce dinede kaynak olmustur. Olmayan seye kulp takmak kolaydir, salla gitsin, mantigi sifir seviyesinde olan surungen beyinlilerde buna inansin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslümanların Allah'ın yarattıkları olarak Kabul ettiklerine bir göz atalım.

Onlarda ne gözlemliyoruz?

Onların hiçbiri fizik kanunlarının üstünde ve dışında değiller.

O halde Allah ya yalnız fizik kanunlarını yarattı ve madde kendi kendine ortaya çıkarak canlı ve cansız maddeye dönüştü, ya da zaten var olan fizik kanunlarına uyan canlı ve cansız varlıklar yarattı.

Her ikisini birden yaratmış olabilir mi?

Gayp kavramına gore olamaz.

Çünkü Allah Müslümaların bazı bilgilere sahip olamayacağını ileri sürüyor.

Bunu ileri sürdükten sonra evreni fizik yasalarına uygun bir şekilde dizayn etmesi pek mantıklı değil.

Çünkü bize gayp'dan haber veriyor. Bize fizik yasalarına uyarak canlı ve cansız varlıkların nasıl ortaya çıktıklarını ve varlıklarını nasıl sürdürdüklerini bulduruyor.

Maddenin bütün davranışlarını fizik kanunları ile açıklamak mümkünse, ya Allah'a gereksinim yok, ya da Allah'ın bütün otoritesi fizik kanunları ile sınırlı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam'a göre herhalde bir zamanlar Allah yalnızdı, sadece kendisi vardı, ortada kendisinden başka varlık yoktu. Sadece kendisi olan, kendisinden başka hiç bir varlık olmayan bir varlık kıskançlık, kin, nefret, korku gibi kavramları nereden bilebilir? Tek cevap bütün bunların yapısında olması herhalde. Ama bu da mantıksız mesela sonsuz gücü olan bir varlık korku nedir bilmez ki. Kıskançlık desek kimi kıskanacak, nefret desek kime nefret duyacak?

Bu açıdan düşünürsek ilkel insanların çok tanrı hayali tek tanrı hayaline göre daha mantıklı duruyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...