Jump to content

Allah Nasıl Öğrendi?


Recommended Posts

Şu isim ve sıfatlarını geçtiği ayetleri tek tek yaz bakalım, ona yakıştırdığınız isim ve sıfatlar Kuran'ın neresinde var?

Kuran'a göre insanlara hakkettiğine göre değil Muhammed'e inanıp inanmamasına göre davranıyor. Ayrıca insanları da saptıran kendisi, zaten Kuran'da da itiraf etmiş ben dilediğimi saptırırım diye, bazen bu konuda şeytandan da yardım alıyor.

No İsim Arapçası Açıklama 1 Allah الله Arapça'da yaratıcı anlamına gelir. (Diğer bütün isimlerini kapsar.) 2 Rahmân الرحمن Rahman, rahmet sâhibi. 3 Rahîm الرحيم Acıyan, merhamet eden. 4 Adil العدل Adil olan. 5 Afüv العفو Affedici. 6 Âhir الآخر Varlığı sonrasız olan, varlığının zamansal sonu olmayan. 7 Alîm العليم Her şeyi çok iyi bilen. 8 Aliyy العلي Ulu, yüce, üstün olan. 9 Azîm العظيم Büyüklük sahibi. 10 Azîz العزيز Aziz, izzetli. 11 Bâis الباعث Seçip ortaya çıkaran. 12 Bâkî الباقي Varlığının sonu olmayan, gelmeyen. 13 Bâri البارئ Yaratan. 14 Basîr البصير Gören. 15 Bâsit الباسط Ferahlatan, genişleten. 16 Bâtın الباطن Varlığı (zâtı) gizli olan, cisim olarak görünmeyen. 17 Bedî البديع Örneksiz yaratan. 18 Berr البَرّ İyilik yapan. 19 Câmi الجامع Toparlayan. 20 Cebbâr الجبّار Güç kullanan. 21 Celîl الجليل Hiddetli. 22 Dâr الضار Zarar veren. 23 Evvel الأوّل Varlığı öncesiz olan, varlığının zamansal başı olmayan. 24 Fettâh الفتّاح Açan, genişlik verici. 25 Gaffâr الغفّار Bağışlayıcı. 26 Gafûr الغفور Affeden. 27 Ganî الغني Zengin. 28 Habîr الخبير Her şeyden haberdâr olan. 29 Hâdî الهادي Hidâyet verici. 30 Hâfıd الخافض Perişan eden. 31 Hafîz الحفيظ Koruyucu. 32 Hakem الحكم Hakem. 33 Hakîm الحكيم Her işi hikmetli olan. 34 Hakk الحقّ Varlığı (zâtı) hiç değişmeden duran. 35 Hâlik الخالق Yaratıcı. 36 Halîm الحليم Yumuşak muâmele eden. 37 Hamîd الحميد Övülen. 38 Hasîb الحسيب Hesap gören. 39 Hayy الحيّ Her zaman diri olan. 40 Kābid القابض Sıkan, daraltan. 41 Kādir القادر Kudretli. 42 Kahhâr القهّار Kahreden. 43 Kaviyy القويّ Kuvvetli. 44 Kayyûm القيّوم Ayakta tutan. 45 Kebîr الكبير Büyük. 46 Kerîm الكريم Cömert. 47 Kuddüs القدّوس Tertemiz. 48 Latîf اللطيف İnce, letâfetli. 49 Mâcid الماجد Şânlı. 50 Mâlik-ül Mülk مالك الملك Mülkün gerçek ezeli ve ebedi sâhibi. 51 Mâni المانع Engel olan. 52 Mecîd المجيد Şerefli. 53 Melik الملك Hükümdar. 54 Metîn المتين Sağlam. 55 Mu'ahhir المؤخّر Geride bırakan, erteleyen. 56 Mucîb المجيب İcâbet eden. 57 Muğnî المغني Zenginleştiren. 58 Muhsî المحسي Sayan. 59 Muhyî المحيي Canlandıran, dirilten. 60 Muîd المعيد Döndüren. 61 Muiz المعز İzzet veren. 62 Mukaddim المقدّم Öne geçiren. 63 Mukît المقيت Besleyen. 64 Muksit المقسط Dürüst veya tasarruflu 65 Muktedir المقتدر İktidar sahibi. 66 Musavvir المصور Tasarımlayan, şekillendiren. 67 Mübdî' المبدىء Varlık veren 68 Müheymin المهيْمن Belirleyici. 69 Mü'min المؤمن Güvenen. 70 Mümît المميت Öldüren, can alan. 71 Müntakim المنتقم İntikam alan. 72 Müteâli المتعالِ Her şeyden yüce. 73 Mütekebbir المتكبّر Bütün ihtişamın sahibi, Büyük ve büyüklenen[5] 74 Müzil المذل Zillet veren. 75 Nâfi النافع Faydalandıran. 76 Nûr النور Evreni nurlandıran. 77 Râfi الرافع Yücelten. 78 Rakîb الرقيب Kontrol ve gözetim altında bulunduran. 79 Ra'ûf الرؤوف Esirgeyen. 80 Reşîd الرشيد Doğru yola eriştiren. 81 Rezzâk الرزّاق Rızıklandıran. 82 Sabûr الصبور Sabırlı olan. 83 Samed الصمد Her şey kendisine muhtaç olan, kendisi ise hiçbir şeye muhtaç olmayan. 84 Şehîd الشهيد Şâhit. 85 Şekûr الشكور Teşekkür eden. 86 Selām السلام Esenlik kaynağı. 87 Semî السميع İşiten. 88 Tevvâb التوّاب Tövbelere kucak açan. 89 Vâcid الواجد İcâd eyleyen, varlığı kendinden olan. 90 Vâhid الواحد Eşi ve benzeri olmayan, zâtında tek olan. 91 Vâlî الوالي Evreni ve evrende olan her şeyi yöneten. 92 Vâris الوارث Bütün servetlerin gerçek sâhibi. 93 Vâsi الواسع Bağışlaması bol ve rahmeti çok olan. 94 Vedûd الودود Sevilen. 95 Vehhâb الوهّاب Karşılıksız bolca veren. 96 Vekîl الوكيل Vekil kılınan. 97 Velî الولي Veli, dost. 98 Zâhir الظاهر Yarattıklarıyla varlığı aşikâr olan. 99 Zülcelâl-i vel-İkrâm ذو الجلال والإكرام Şanlı ve İkrâmlı.

Kurana göre insanlar hak ettiklerini alacaklar merak etmeyin..

Zilzal Suresi

7- Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür.

8- Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 138
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

No İsim Arapçası Açıklama 1 Allah الله Arapça'da yaratıcı anlamına gelir. (Diğer bütün isimlerini kapsar.) 2 Rahmân الرحمن Rahman, rahmet sâhibi. 3 Rahîm الرحيم Acıyan, merhamet eden. 4 Adil العدل Adil olan. 5 Afüv العفو Affedici. 6 Âhir الآخر Varlığı sonrasız olan, varlığının zamansal sonu olmayan. 7 Alîm العليم Her şeyi çok iyi bilen. 8 Aliyy العلي Ulu, yüce, üstün olan. 9 Azîm العظيم Büyüklük sahibi. 10 Azîz العزيز Aziz, izzetli. 11 Bâis الباعث Seçip ortaya çıkaran. 12 Bâkî الباقي Varlığının sonu olmayan, gelmeyen. 13 Bâri البارئ Yaratan. 14 Basîr البصير Gören. 15 Bâsit الباسط Ferahlatan, genişleten. 16 Bâtın الباطن Varlığı (zâtı) gizli olan, cisim olarak görünmeyen. 17 Bedî البديع Örneksiz yaratan. 18 Berr البَرّ İyilik yapan. 19 Câmi الجامع Toparlayan. 20 Cebbâr الجبّار Güç kullanan. 21 Celîl الجليل Hiddetli. 22 Dâr الضار Zarar veren. 23 Evvel الأوّل Varlığı öncesiz olan, varlığının zamansal başı olmayan. 24 Fettâh الفتّاح Açan, genişlik verici. 25 Gaffâr الغفّار Bağışlayıcı. 26 Gafûr الغفور Affeden. 27 Ganî الغني Zengin. 28 Habîr الخبير Her şeyden haberdâr olan. 29 Hâdî الهادي Hidâyet verici. 30 Hâfıd الخافض Perişan eden. 31 Hafîz الحفيظ Koruyucu. 32 Hakem الحكم Hakem. 33 Hakîm الحكيم Her işi hikmetli olan. 34 Hakk الحقّ Varlığı (zâtı) hiç değişmeden duran. 35 Hâlik الخالق Yaratıcı. 36 Halîm الحليم Yumuşak muâmele eden. 37 Hamîd الحميد Övülen. 38 Hasîb الحسيب Hesap gören. 39 Hayy الحيّ Her zaman diri olan. 40 Kābid القابض Sıkan, daraltan. 41 Kādir القادر Kudretli. 42 Kahhâr القهّار Kahreden. 43 Kaviyy القويّ Kuvvetli. 44 Kayyûm القيّوم Ayakta tutan. 45 Kebîr الكبير Büyük. 46 Kerîm الكريم Cömert. 47 Kuddüs القدّوس Tertemiz. 48 Latîf اللطيف İnce, letâfetli. 49 Mâcid الماجد Şânlı. 50 Mâlik-ül Mülk مالك الملك Mülkün gerçek ezeli ve ebedi sâhibi. 51 Mâni المانع Engel olan. 52 Mecîd المجيد Şerefli. 53 Melik الملك Hükümdar. 54 Metîn المتين Sağlam. 55 Mu'ahhir المؤخّر Geride bırakan, erteleyen. 56 Mucîb المجيب İcâbet eden. 57 Muğnî المغني Zenginleştiren. 58 Muhsî المحسي Sayan. 59 Muhyî المحيي Canlandıran, dirilten. 60 Muîd المعيد Döndüren. 61 Muiz المعز İzzet veren. 62 Mukaddim المقدّم Öne geçiren. 63 Mukît المقيت Besleyen. 64 Muksit المقسط Dürüst veya tasarruflu 65 Muktedir المقتدر İktidar sahibi. 66 Musavvir المصور Tasarımlayan, şekillendiren. 67 Mübdî' المبدىء Varlık veren 68 Müheymin المهيْمن Belirleyici. 69 Mü'min المؤمن Güvenen. 70 Mümît المميت Öldüren, can alan. 71 Müntakim المنتقم İntikam alan. 72 Müteâli المتعالِ Her şeyden yüce. 73 Mütekebbir المتكبّر Bütün ihtişamın sahibi, Büyük ve büyüklenen[5] 74 Müzil المذل Zillet veren. 75 Nâfi النافع Faydalandıran. 76 Nûr النور Evreni nurlandıran. 77 Râfi الرافع Yücelten. 78 Rakîb الرقيب Kontrol ve gözetim altında bulunduran. 79 Ra'ûf الرؤوف Esirgeyen. 80 Reşîd الرشيد Doğru yola eriştiren. 81 Rezzâk الرزّاق Rızıklandıran. 82 Sabûr الصبور Sabırlı olan. 83 Samed الصمد Her şey kendisine muhtaç olan, kendisi ise hiçbir şeye muhtaç olmayan. 84 Şehîd الشهيد Şâhit. 85 Şekûr الشكور Teşekkür eden. 86 Selām السلام Esenlik kaynağı. 87 Semî السميع İşiten. 88 Tevvâb التوّاب Tövbelere kucak açan. 89 Vâcid الواجد İcâd eyleyen, varlığı kendinden olan. 90 Vâhid الواحد Eşi ve benzeri olmayan, zâtında tek olan. 91 Vâlî الوالي Evreni ve evrende olan her şeyi yöneten. 92 Vâris الوارث Bütün servetlerin gerçek sâhibi. 93 Vâsi الواسع Bağışlaması bol ve rahmeti çok olan. 94 Vedûd الودود Sevilen. 95 Vehhâb الوهّاب Karşılıksız bolca veren. 96 Vekîl الوكيل Vekil kılınan. 97 Velî الولي Veli, dost. 98 Zâhir الظاهر Yarattıklarıyla varlığı aşikâr olan. 99 Zülcelâl-i vel-İkrâm ذو الجلال والإكرام Şanlı ve İkrâmlı.

Ben ayet demişim, sen neler anlatmışsın. Ayet kelimesinin neresini anlamadın ki?

Kurana göre insanlar hak ettiklerini alacaklar merak etmeyin..

Zilzal Suresi

7- Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür.

8- Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.

Kehf/105-106. Onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na kavuşacaklarını inkâr eden, böylece amelleri boşa çıkan, o yüzden de kıyamet gününde amelleri için bir terazi kurmayacağımız kimselerdir. İşte böyle. İnkâr etmeleri, âyetlerimi ve Peygamberlerimi alay konusu yapmaları yüzünden onların cezası cehennemdir.

Ya bu ayetlere ne buyuracaksın? Bu ayetler başka bir tanrının mı? İşte Kuran kendine güveneni böyle rezil eder ve yalancı çıkarır. Çelişki arıyorsan al sana çelişki.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Olumsuzluk ve zıt kavramlar farklı şeylerdir. Işık- ışıksızlık olumsuzken aydınlık- karanlık zıttır. İyi- kötü , güzel-çirkin soyut olmaları zıt olmalarına engel değil ki...

Dostum ayışığı, aydınlık karanlık soyutturlar ve yaratılmışlık varlık ifade etmezler.

İddianızı çürütüyorsunuz, her şey zıttıyla yaratılmıştır diyorsunuz ve yanılgınızı kabul edeceğinize aynı hatayı ısrarla öne sürüyorsunuz.

Bir şeyin yaratıldığını söylemek onun varlık olarak var olduğunu söylemektir. Karanlık varlık değil. Işığın var olup olmaması meselesi yani zıtlık değil yokluk olayıdır.Olumsuzluğu zıtlık olarak öne sürmek sadece alışılagelmiş dil kullanım hatasıdır.

Işığın zıttı yoktur. Işığın varlık ve yokluğuna verilen iki durum aydınlık karanlık zıtlığı değil varlık yokluğu tanımlar.

Lütfen edebiyatçı olarak bu hatayı yapmayın.

Zıttı olmayan tek şey tanrıdır yanlış önermesini direk sorgulamadan kabul etmek uğruna basit hatalar ypıyorsunuz.

Elmanın, ayvanın, kedinin vesaire zıttı yoktur. Varlığın zıttı yoktur.

Bizlerin zıt dediklerimiz yaratılmış dediğiniz varlıkları kapsamaz ve farkında bile değilsiniz.

Alçak-yüksek, uzun-kısa gibi soyut kavramların zıttı vardır. Eylem, durum zıtlıklar içerir. Varlık değil. Tanrınıza alternatiftir zıtlığı olmamasıyla her varlık.

Sevgi saygımla...

tarihinde e-teist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Nasıl bir ressamda resim yapma yeteneği var ve bunun için resim yapıyorsa Allah da isim ve sıfatlarının tezahürlerini görmek için kainatı yarattı. Halim ismi yumuşak müdahale edenken Celil ismi hiddetli demek... Bir de Allah her şeyi zıttıyla yaratmıştır. Cennetin zıttı da Cehennemdir. Cehennem olmasa Cennetin anlamı olmazdı Kötü olmasa iyinin , Çirkin olmasa güzelin önemi olmazdı..

Cennette acı olmadan mutluluğun,kıtlık olmadan bolluğun,çirkin olmadan güzelliğin ne önemi,anlamı olacak

Link to post
Sitelerde Paylaş

Buna muhtaç değildir çünkü bir ismi de Samed ( hiçbir şeye muhtaç olmayan).

Muhtaç değilse nedir insanları ebediyen yakmaktaki yüksek gaye?

Kötüler falan demeyin. Zira Muhammede inanamayan herkes yanacak.

Ayrıca bunun böyle olacağını bilerek yaptığından cehennemin amacı ceza değil.

Daha başka bir amacı olmalı o nedir?

Cehennem cehennemlik kişinin tabiatına uygundur...

Bu yanlış diyorum ama anlamıyorsunuz.

Masum hiçbir suç işlemeyen hatta zulme uğrayan bir kafir nasıl cehennem tabiatına uygundur?

Size küfreden 4 yaşındaki bir çocuğa tekme-tokat girişir misiniz?

Allah sırf kendisine ve muhammede inanmayanlara neden ebedi işkence ediyor?

SAkın kainata, yarattıklarına tecavüz etmiş sayılır demeyin. Bu tanrınızı çok ama çok küçültüyor farkında değilsiniz.

Koskoca tanrı ile aciz yaratılmış ama yanlışa düşmüş bir insanı kıyaslıyorsunuz.

Zalim bir kralın kendisine biat etmeyen insanlara ölene kadar işkence etmesinden ne farkı kalıyor?

Kaşif:

Ayrıca mazlum kafirler de mi bu Allahın kendini göstermesi isteği nedeniyle cehennemde ebedi işkence görecekler?

Allah herkese hak ettiğini verecektir..

Evet nasıl verecek?

Eve kapatılıp 15 yıl boyunca tecavüze uğrayan kafir zavallı bir kadına Allan nasıl hakkettiğini verecek?

Cehennemin serin yerinde işkence ederek mi?

Buna vicdanınız evet diyebiliyor mu?

Kaşif:

Kusura bakmayın ama Alim-i mutlak, kadir-i mutlak bir tanrıdan daha iyi bir gerekçe beklerdim.

Siz Allah'ı kişileştiriyorsunuz. Aslında birçok alime göre( Mevlana, Yunus Emre , İbni Arabi , Hallacı Mansur) kainatta O'ndan başka bir şey yok varlık Allah'ın gölgesi gibidir. Yani Allah yokluktan varlığa tezahür etti isim ve sıfatlarıyla...

.Bir çok tasavvufçuya göre

Tasavvufa hiç girmeyin. Hallac-ı mansur'u işkence edip öldüren Müslümanalar. Onlar ayrıca klasik islam düşüncesinde değillerdi.

Biz Kuran'a bakıyoruz.

Allah'ı kişiselleştiren ve insani duygular yükleyen sizlersiniz.

Sırf kendisine ve Muhammede inanmayanları ebedi işkenceye tabi tutuyor.

Övülmek isteyen, egoist, kibirli, öfkelenen, söven, lanet eden yemin eden biri olarak gören sizlersiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben ayet demişim, sen neler anlatmışsın. Ayet kelimesinin neresini anlamadın ki?

Yukarıda yazdıklarımda zaten Kuran-ı Kerim ve hadisler de geçen isim ve sıfatlardır. Tek tek Kurandan bulup yazmak baya uzun sürer çok merak ediyorsanız siz bakabilirsiniz...

Kehf/105-106. Onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na kavuşacaklarını inkâr eden, böylece amelleri boşa çıkan, o yüzden de kıyamet gününde amelleri için bir terazi kurmayacağımız kimselerdir. İşte böyle. İnkâr etmeleri, âyetlerimi ve Peygamberlerimi alay konusu yapmaları yüzünden onların cezası cehennemdir.

Ya bu ayetlere ne buyuracaksın? Bu ayetler başka bir tanrının mı? İşte Kuran kendine güveneni böyle rezil eder ve yalancı çıkarır. Çelişki arıyorsan al sana çelişki.

Zilzal suresindeki “Her kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür” mealindeki ayette yer alan “iyilik/iyi işler” den maksat müminlerin yaptığı güzel işlerdir. Çünkü, imanı olmayanların işleri dünyaca güzel de görünse Allah katında “güzel, iyi, hayır” olarak adlandırılmaz. Buna göre ayetler arasında herhangi bir çelişki söz konusu değildir.

Konunun biraz daha anlaşılmasına yardımcı olacak ve farklı görüşler yansıtacak birkaç noktaya daha işaret etmekte fayda vardır:

a. Ahmed b. Kab el-Kurazî’ye göre, “Her kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür” mealindeki ayetten maksat, kâfirler işledikleri güzel işlerinin karşılığını dünyada görürler.

İşte onlar Rablerinin ayetlerini ve O’na kavuşmayı inkâr etmiş, bu yüzden de yaptıkları iyi işler boşa gitmiştir. Tartılacak şeyleri kalmadığından kıyamet günü onlar için artık tartı koymayacağız”(Kehf, 18/105) mealindeki ayette yer alan “kıyamet günü onlar için artık tartı koymayacağız” cümlesinden maksat, onlar için artık iyilikleri ağır basan ve kale alınan bir şeyleri yok, demektir. Çünkü, iyi amelleri yok ki, onunla tartıları ağır gelsin”(Taberî, ilgi,li ayetin tefsiri).

Bu âyetlerde yaptıkları amelleri boşa çıkan, kötülükleri işlerken iyi işler yaptıklarını zanneden kimselerden bahsedilmektedir. Hakikatte ise bu amellerin Allah katında bir değeri yoktur. Onların zannettiği gibi bir değeri yoktur. Dolayısıyla bu amelleri için bir mizan kurulmaz.

Bununla beraber kafir olarak ölenlerin dünyada yaptıkları iyilikler ve başlarına gelen musibetler onlar hakkında boşa gitmez. Çünkü Allah Adildir. Ancak bu iyilikler ve musibetler onların cennete girmelerine bir sebep olamaz. Çünkü cennetin ilk şartı imandır. Olsa olsa cehennemdeki azaplarının şiddetinde bir azalmaya neden olabilir. Bu açıdan kafir olarak ölen her insanın azabının bir olmayacağı açıktır. Bu nedenle de her kafiri aynı değerlendirmemek gerekir.

tarihinde ayışığı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Zilzal suresindeki “Her kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür” mealindeki ayette yer alan “iyilik/iyi işler” den maksat müminlerin yaptığı güzel işlerdir. Çünkü, imanı olmayanların işleri dünyaca güzel de görünse Allah katında “güzel, iyi, hayır” olarak adlandırılmaz. Buna göre ayetler arasında herhangi bir çelişki söz konusu değildir.

Konunun biraz daha anlaşılmasına yardımcı olacak ve farklı görüşler yansıtacak birkaç noktaya daha işaret etmekte fayda vardır:

a. Ahmed b. Kab el-Kurazî’ye göre, “Her kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür” mealindeki ayetten maksat, kâfirler işledikleri güzel işlerinin karşılığını dünyada görürler.

İşte onlar Rablerinin ayetlerini ve O’na kavuşmayı inkâr etmiş, bu yüzden de yaptıkları iyi işler boşa gitmiştir. Tartılacak şeyleri kalmadığından kıyamet günü onlar için artık tartı koymayacağız”(Kehf, 18/105) mealindeki ayette yer alan “kıyamet günü onlar için artık tartı koymayacağız” cümlesinden maksat, onlar için artık iyilikleri ağır basan ve kale alınan bir şeyleri yok, demektir. Çünkü, iyi amelleri yok ki, onunla tartıları ağır gelsin”(Taberî, ilgi,li ayetin tefsiri).

Bu âyetlerde yaptıkları amelleri boşa çıkan, kötülükleri işlerken iyi işler yaptıklarını zanneden kimselerden bahsedilmektedir. Hakikatte ise bu amellerin Allah katında bir değeri yoktur. Onların zannettiği gibi bir değeri yoktur. Dolayısıyla bu amelleri için bir mizan kurulmaz.

Ayette müminlerden bahsedildiğini nereden biliyorsun? Müminlerden bahsedilmesi için "Müminlerden her kim" denmesi lazım ama sadece "her kim" denmiş.

Ayetlerden bakalım:

Zilzal:

6. O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır.

7. Artık kim zerre kadar hayır işlerse onu görür.

8. Ve kim zerre kadar şerr işlerse onu görür.

Herhalde iman etmeyenler insan değildir demeyeceksin.

Bununla beraber kafir olarak ölenlerin dünyada yaptıkları iyilikler ve başlarına gelen musibetler onlar hakkında boşa gitmez. Çünkü Allah Adildir. Ancak bu iyilikler ve musibetler onların cennete girmelerine bir sebep olamaz. Çünkü cennetin ilk şartı imandır. Olsa olsa cehennemdeki azaplarının şiddetinde bir azalmaya neden olabilir. Bu açıdan kafir olarak ölen her insanın azabının bir olmayacağı açıktır. Bu nedenle de her kafiri aynı değerlendirmemek gerekir.

Adalete bak! 1000 derece yerine 600 derecede mi yakılacaklar? 6 gün yakılıp bir gün ara mı verilecek?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dostum ayışığı, aydınlık karanlık soyutturlar ve yaratılmışlık varlık ifade etmezler.

İddianızı çürütüyorsunuz, her şey zıttıyla yaratılmıştır diyorsunuz ve yanılgınızı kabul edeceğinize aynı hatayı ısrarla öne sürüyorsunuz.

Bir şeyin yaratıldığını söylemek onun varlık olarak var olduğunu söylemektir. Karanlık varlık değil. Işığın var olup olmaması meselesi yani zıtlık değil yokluk olayıdır.Olumsuzluğu zıtlık olarak öne sürmek sadece alışılagelmiş dil kullanım hatasıdır.

Işığın zıttı yoktur. Işığın varlık ve yokluğuna verilen iki durum aydınlık karanlık zıtlığı değil varlık yokluğu tanımlar.

Lütfen edebiyatçı olarak bu hatayı yapmayın.

Zıttı olmayan tek şey tanrıdır yanlış önermesini direk sorgulamadan kabul etmek uğruna basit hatalar ypıyorsunuz.

Elmanın, ayvanın, kedinin vesaire zıttı yoktur. Varlığın zıttı yoktur.

Bizlerin zıt dediklerimiz yaratılmış dediğiniz varlıkları kapsamaz ve farkında bile değilsiniz.

Alçak-yüksek, uzun-kısa gibi soyut kavramların zıttı vardır. Eylem, durum zıtlıklar içerir. Varlık değil. Tanrınıza alternatiftir zıtlığı olmamasıyla her varlık.

Sevgi saygımla...

Ben soyut somut fark etmez her şeyin yaratılmış olduğunu düşünüyorum. Karanlığı var eden onun zıttı olan Aydınlığı da var etmiştir e-teist ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayette müminlerden bahsedildiğini nereden biliyorsun? Müminlerden bahsedilmesi için "Müminlerden her kim" denmesi lazım ama sadece "her kim" denmiş.

Ayetlerden bakalım:

Zilzal:

6. O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır.

7. Artık kim zerre kadar hayır işlerse onu görür.

8. Ve kim zerre kadar şerr işlerse onu görür.

Herhalde iman etmeyenler insan değildir demeyeceksin.

Adalete bak! 1000 derece yerine 600 derecede mi yakılacaklar? 6 gün yakılıp bir gün ara mı verilecek?

Sağduyu nasıl anlamak istiyorsan öyle anla... arada bir bakış açını değiştirmedikçe yapacak bir şey yok...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dostum ayışığı bu nasıl bir hatalı mantık kurma? Karanlık varlık değil, yaratılmış olması ilkenizle imkansız ve çelişkili.

Elmanın zıttı nedir?

Zıttı olmak varlığa değil durum ve eyleme bizlerce verilen tanımsal ad-kavramlardan ötesi değil. Yani yoklar. Olmayanın yaratılması iddian ve ısrarın çok gerçekdışı.

Bu hatalı ,sorgulamadığınız gerçekdışılıkları refreans alıp inatla inanmaktasınız.

Sevgi saygımla...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhtaç değilse nedir insanları ebediyen yakmaktaki yüksek gaye?

Kötüler falan demeyin. Zira Muhammede inanamayan herkes yanacak.

Ayrıca bunun böyle olacağını bilerek yaptığından cehennemin amacı ceza değil.

Daha başka bir amacı olmalı o nedir?

Bu yanlış diyorum ama anlamıyorsunuz.

Masum hiçbir suç işlemeyen hatta zulme uğrayan bir kafir nasıl cehennem tabiatına uygundur?

Size küfreden 4 yaşındaki bir çocuğa tekme-tokat girişir misiniz?

Allah sırf kendisine ve muhammede inanmayanlara neden ebedi işkence ediyor?

SAkın kainata, yarattıklarına tecavüz etmiş sayılır demeyin. Bu tanrınızı çok ama çok küçültüyor farkında değilsiniz.

Koskoca tanrı ile aciz yaratılmış ama yanlışa düşmüş bir insanı kıyaslıyorsunuz.

Zalim bir kralın kendisine biat etmeyen insanlara ölene kadar işkence etmesinden ne farkı kalıyor?

Evet nasıl verecek?

Eve kapatılıp 15 yıl boyunca tecavüze uğrayan kafir zavallı bir kadına Allan nasıl hakkettiğini verecek?

Cehennemin serin yerinde işkence ederek mi?

Buna vicdanınız evet diyebiliyor mu?

Tasavvufa hiç girmeyin. Hallac-ı mansur'u işkence edip öldüren Müslümanalar. Onlar ayrıca klasik islam düşüncesinde değillerdi.

Biz Kuran'a bakıyoruz.

Allah'ı kişiselleştiren ve insani duygular yükleyen sizlersiniz.

Sırf kendisine ve Muhammede inanmayanları ebedi işkenceye tabi tutuyor.

Övülmek isteyen, egoist, kibirli, öfkelenen, söven, lanet eden yemin eden biri olarak gören sizlersiniz.

Sorduğunuz soruların hepsi Allah'ın adaletiyle ilgili kaşif '' Adaletini nasıl sağlayacak bunu O bilebilir.'' Bir karıncanın bile hakkını gözeten yarattığı kuluna zulmetmez diye düşünüyorum...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sağduyu nasıl anlamak istiyorsan öyle anla... arada bir bakış açını değiştirmedikçe yapacak bir şey yok...

Kafanızı nasıl böyle kuma gömmeyi başarıyorsunuz, hayret. Bakış açımı değiştirsem ne olacak, hala ayette insanlardan bahsediyor, müminlerden değil.

Zilzal:

6. O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır.

7. Artık kim zerre kadar hayır işlerse onu görür.

8. Ve kim zerre kadar şerr işlerse onu görür.

Şu ayetlerden tüm insanlardan bahsedildiğini anlamak o kadar zor mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cennette acı olmadan mutluluğun,kıtlık olmadan bolluğun,çirkin olmadan güzelliğin ne önemi,anlamı olacak

Cennet imtihan yeri değil ki...

Bu işin imtihanla bir alakası yok;Herşey zıttıyla birlikte bir anlam kazanıyorsa acının hissedilmediği yerde mutluluğun bir değeri olur mu; hiç çirkinliğin olmadığı yerde güzellik nasıl algılanır?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Alsın, ne olur, ille de insanların yakılmasını neden istiyorsunuz? Sonuçta bütün zalimliklerin, acıların sorumlusu ilk başta Allah değil mi Kuran'a göre?

İlk başta zalimi yaratmasa zulüm olmazdı zaten. Hem sadece o zalimler mi zulüm yapıyor, Allah yapmıyor mu? Doğal felaketlerle, olumsuz çevre koşullarıyla sürekli insanlara zorluk çıkaran ölümüne sebep olan Allah değil mi? Milyarlarca insanı bebekken öldürmedi mi Allah? Şu dünyada Allah'tan daha büyük zalim mi var?

Bir kişiyi öldüren katil,binlercesini öldüren general,herkesi öldüren bir tanrı

Link to post
Sitelerde Paylaş

572 - el-Bera (radiyallahu anh) anlatiyor: "Mu'minlerden oturanlarla Allah yolunda mallariyla canlariyla savasanlar bir olmaz" (Nisa, 95) ayeti nazil oldugu zaman Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) Zeyd (radiyallahu anh)'i cagirdi. Zeyd bir kurek kemigi ile, ayeti yazmaya geldi. Bu sirada Ibnu Mektum gozlerinin ama olusundan yakiniyordu. Bunun uzerine ayetin devaminda ozur sahipleri istisna edildi: "Mu'minlerden, ozur sahibi olmaksizin (evlerinde) oturanlarla Allah yolunda mallariyla canlariyla savasanlar bir olmaz.."

Buhari, Cihad 31, Tefsir, Nisa 18, Fezailu'l-Kur'an 4; Tirmizi, Cihad 1 (1670), Tefsir, Nisa (3034); Nesai, Cihad 4, (6, 10).

NİSÂ - 95-96 Mü'minlerden özürleri olmaksızın oturanlarla, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşanlar eşit olamazlar. Allah mallarıyla ve canlarıyla savaşanları, oturanlardan mertebece üstün kılmıştır.

Allah kör adamdan bir seyler ögreniyor ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ebu'l-Kasım b. Ebî Nasr el-Huzâî, Muhammed b. Abdillah b. Hamdeveyh'ten, o Ebû Bekr b. Darim el-Hafiz'dan, o Muhammed b. Osman b. Ebî Şeybe'den, o babasın­dan, o Muhammed b. Abdillah el-Esedî'den, o Süfyan'dan, o A'meş'ten, o Yahya b. Ammare'den, o Said b. Cübeyr'den, o da İbn Abbas'tan şu rivayeti bize haber verdi:

"Ebû Talib hastalandı. Kureyş başına toplandı. Nebî (s.a.v.) de geldi. O anda Ebû Cehil, Rasulullah (s.a.v.)'ı Ebû Talib'e yaklaşmaktan men etmek için ayağa kalktı ve O'nu Ebû Talib'e şikâyet etti. Bunun üzerine Ebû Talib dedi ki:

"Ey kardeşimin oğlu, sen kavminden ne istiyorsun?" O da buyurdu ki:

"Ey amcam ben, onlardan bir tek kelime is­tiyorum ki o kelime dolayısıyla bütün Araplar, onlara boyun eğecek, acem ise, onlara cizye ödeyecek." Amcası:

"Nedir o kelime?" diye sordu. Rasulullah (s.a.v.) da buyurdu ki:

"Lâilahe illallah" Bunun üzerine dediler ki:

"Tanrıları birtek tanrı mı yaptı?"

Ravi diyor ki:

"Bundan dolayı Sad: 38/1-5 âyetleri indi.

Şu hadis olayın sadece bir iktidar kavgası olduğunu gözler önüne seriyor, amaç arapları bir bayrak altında toplayıp arap olmayanlardan haraç almak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sorduğunuz soruların hepsi Allah'ın adaletiyle ilgili kaşif '' Adaletini nasıl sağlayacak bunu O bilebilir.'' Bir karıncanın bile hakkını gözeten yarattığı kuluna zulmetmez diye düşünüyorum...

İyi de bu sizlerin temennisi.

Zaten bunu demekten başka çareniz yok.

Çünkü Allahınız cennet ve cehennemi ve imtihanı iyilik-kötülük üzerine değil Muhammede inanıp inanmama üzerine kurmuş.

Ama görüyorum ki sizlerdeki merhamet Allahınızdan çok daha yüce.

Lakin buna rağmen Allahı adaletli ve merhametli buluyorsunuz buna şaşıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Siz anlıyorsunuz ya..

Biz neden anlamayalım. Biz anlamıyorsak yoktur diyoruz.

Siz anladığınız için size malum oluyor.

Sizin tanrının varlığını anlayacak ne özelliğiniz var?

Yoksa siz de mi anlamıyorsunuz ve anlamadığınız halde var diyorsunuz?

O halde Tanrı anlaşılır bir şey değil.

Anlaşılır olmayan birşeye inanmak da akıllılık değil.

Tanrinin nasil bir sey oldugunu kesin olarak anlayabilmek mümkün degildir. Bir cogu kimse öyle yorumlar yapmis ki ondan bir insanmis gibi bahsetmis. Bu sekilde düsünmeleri tamamen görüp bildikleri bir sey disinda baska bir sey üretemediklerinden ötürüdür. Örnegin bir insana kimsenin bilemeyecegi birsey söyle veya yap desem bunu yapabilirmi? Hayir. Ne yapicak? gidip sagdan soldan derleyip toplayip yine bilinen bir seyden karisik bir sey getirip sunacak önüme (sözel olarak) Bizim evrenimiz belkide diger bir evrenin icinde sadece kücük bir galaksiden ibarettir kimbilir. Kaldiki biz bu kücücük olan evrenin bile %2 lik bir bölümü hakkinda bilgiye sahibiz. Hatta belki o icinde bulundugumuz evren bile baska bir evrenin icinde galaksiden ibarettir. Bugün evrenin herhangi bir yerinde superman gibi canlilarin olabilme ihtimaline dair bile bilimsel aciklamalar var. Biz her nekadar yok dersekde bu varligin gercekte var olup olmadigini o seyi görmeden veya o seyin biraz benzerini görmeden bunu bilebilirmiyiz? Hayir. O zaman bilim adamlarinin da yaptigi gibi yani bir agnostik gibi davranarak tanrinin var olabilme ihtimaline her daim acik bir kapi birakmak gerekir.
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...