Jump to content

MATERYALİZM VE NATURALİZMİN SONU...


Recommended Posts

  • İleti 406
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Mesajınızda planck anının tekillik olduğunu yazdığınız için cevap verdim.Ayrıca gidebileceğimiz son an olduğunu kimse iddia etmiyor bu sizin iddianız.Sadece eldeki kuramlara göre şimdilik bunu yapamıyoruz yoksa bu zamana da gidilebilir tekilliğe de.Fizikte her şey teoriler üzerinde gider yoksa dayanağı olmadan şu olur bu olmaz denemez.Genel görelelik kütleçekimsel tekilliği tam olarak açıklayamadığı için bu kuramın kuantumla birleştirilerek yeni bir teorinin elde edilmesi gerekiyor,bu da şu ana kadar başarılabilmiş değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mesajınızda planck anının tekillik olduğunu yazdığınız için cevap verdim.Ayrıca gidebileceğimiz son an olduğunu kimse iddia etmiyor bu sizin iddianız.Sadece eldeki kuramlara göre şimdilik bunu yapamıyoruz yoksa bu zamana da gidilebilir tekilliğe de.Fizikte her şey teoriler üzerinde gider yoksa dayanağı olmadan şu olur bu olmaz denemez.Genel görelelik kütleçekimsel tekilliği tam olarak açıklayamadığı için bu kuramın kuantumla birleştirilerek yeni bir teorinin elde edilmesi gerekiyor,bu da şu ana kadar başarılabilmiş değil.

planck anında kanunlar durmuştur bu yüzden hangi kanunlarla ötesine gideceksin...

o yüzden evrenın 10 üzeri eksi 43 sanıyelık bölümü(planck zamanı) hakkında konuşmak mümkün değildir..

tarihinde Tabipp tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Anthony Flew....

Ateizm için otoriter kabul edilen bir kişiydi..(ateistforumda ki iğneli başlıklardan olan''Ateistlere Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları'' adlı başlılta ki alt başlık olan Ateizmin çeşitleri var mıdır? kısmına bakılabilir)

Sonra mı ne oldu...

Ateizmi bıraktı....

Ve Yaratıcının varlığını kabul etti...

Şöyle demiştir:

“Big Bang kozmolojisi karşısında ateizmin savunmanın çok zor olduğunu itiraf etmeliyim”

Ve ardından 2004 de şöyle demiştir:

“Ateizmi gönüllü bir şekilde bırakıyorum… Evrenin bir İlk Neden ve Akıl tarafından yaratılmış olması gerek. Bir süper-Akıl’ı kabul etmenin, yaşamın kökeninin ve doğanın kompleksliğinin en iyi açıklaması olduğunu düşünüyorum.”

tarihinde Tabipp tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Anthony Flew....

Ateizm için otoriter kabul edilen bir kişiydi..(ateistforumda ki iğneli başlıklardan olan''Ateistlere Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları'' adlı başlılta ki alt başlık olan Ateizmin çeşitleri var mıdır? kısmına bakılabilir)

Sonra mı ne oldu...

Ateizmi bıraktı....

Ve Yaratıcının varlığını kabul etti...

Şöyle demiştir:

“Big Bang kozmolojisi karşısında ateizmin savunmanın çok zor olduğunu itiraf etmeliyim”

Ve ardından 2004 de şöyle demiştir:

“Ateizmi gönüllü bir şekilde bırakıyorum… Evrenin bir İlk Neden ve Akıl tarafından yaratılmış olması gerek. Bir süper-Akıl’ı kabul etmenin, yaşamın kökeninin ve doğanın kompleksliğinin en iyi açıklaması olduğunu düşünüyorum.”

Antony Flew Ateist değildi.

Agnostikti.

Bir çok Agnostik kendisine Ateist diyor.

İspatladık bunu burada kaç kere adamın kendi sözleriyle.

Tanrı kavramına OLASILIKLA yaklaşıyordu zaten.

Verdiği olasılık yaşlılığında yenidne inanca dönüşmüş.

Agnostiklerde, Deistlerde, Panteistlerde ve diğer Non-Teistlerde normal bir davranış bu.

Onlar Teizme veya Deizme gider gider gelirler.

Bu adam Ateist ise, o zaman Merylin Manson da müslüman.

Bir şeyi de çarpıtmayın.

Ne kadar yalancı dolandırıcı üç kağıtçı ahlaksızlarsınız sizler yahu?

Ateizmden geri dönüş yok.

Hafıza kaybı, veya kafa travması yaşayıp bir önceki kişiliğini unutması lazım insanın dönüşüm için.

Yok bunun tekrar dine veya deizme geri gitmesi.

Non-Teistler için var geri dönüş ama.

Ateistler için hiç yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Antony Flew Ateist değildi.

Agnostikti.

Bir çok Agnostik kendisine Ateist diyor.

İspatladık bunu burada kaç kere adamın kendi sözleriyle.

Tanrı kavramına OLASILIKLA yaklaşıyordu zaten.

Verdiği olasılık yaşlılığında yenidne inanca dönüşmüş.

Agnostiklerde, Deistlerde, Panteistlerde ve diğer Non-Teistlerde normal bir davranış bu.

Onlar Teizme veya Deizme gider gider gelirler.

Bu adam Ateist ise, o zaman Merylin Manson da müslüman.

Bir şeyi de çarpıtmayın.

Ne kadar yalancı dolandırıcı üç kağıtçı ahlaksızlarsınız sizler yahu?

Ateizmden geri dönüş yok.

Hafıza kaybı, veya kafa travması yaşayıp bir önceki kişiliğini unutması lazım insanın dönüşüm için.

Yok bunun tekrar dine veya deizme geri gitmesi.

Non-Teistler için var geri dönüş ama.

Ateistler için hiç yok.

Senin zırvalıkların seni bağlar...

Her başlıkta sana söylendiği gibi yine saçmaladın...yine salaklaştın...

Bir insan salaklığının tescillenmesi için neden bu kadar ısrar eder anlamış değilim..

Ateist değilmiş miş...

Sen bas bas bağıran ama içi boş olan bir adamsın...

Şimdi ikile...

tarihinde Tabipp tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu forumdan alıntıdır;

Ne zaman piyasaya 'tanrıtanımazlık' hakkında derleme bir kitap çıksa, Antony Flew'un makalesi burada yer alırdı. Almanca'dan Slovakça'ya, çok sayıda dile çevrildi.

'Teoloji ve Yanlışlama' 1000 kelimeden oluşan kısa bir makaleydi. Flew gayet sade bir üslupla kaleme alınmış bu makalesinde, 'Tanrı' kavramının anlam açısından fazla muğlak olduğunu öne sürüyordu.

Flew, 'görülemez, dokunulamaz ve insan zihni tarafından kavranamaz' bir Tanrı'nın varlığının ya da yokluğunun ispat edilemeyeceğini söylüyordu.

Antony Flew, Tanrı'yı sorgulayanların, ateistlerin, kuşkucuların kahramanı haline gelmişti.

Özellikle 1970'lerde ona rağbet çoktu. Üniversitelerde panellere katılıyor, söyledikleriyle inançlı kesimi çileden çıkarıyordu. Ona göre, evrenin var olması için bir Tanrı'ya, bir Yaratıcı'ya ihtiyacı yoktu.

Her şeyi açıklayan bir zekâ

Yıllar geçti. Flew'un makalesi bir klasik haline geldi. Ancak zaman içinde yeni ateist düşünürler öne çıktı. Flew'un bu alandaki ünü biraz soldu.

Derken, 2004 yılında bu konularla ilgilenenlerin bir kısmını fena halde üzen, bir kısmını ise sevinçten havalara uçuran bir haber çıktı: Antony Flew 'dönmüştü'! İslami terimlerle ifade edersek: Hidayete ermişti.

Bir din adamının oğlu olarak 1923 yılında Londra'da doğan, Cambridge Üniversitesi'nde okuyan, tam adıyla Antony Garrard Newton Flew, artık Hıristiyan mı olmuştu?

Hayır! 'Dönüşü' dini kabul etme şeklinde değildi. Flew, 'hem evreni, hem de kendi varlığını açıklayan bir zekâdan' söz etmeye başlamıştı.

Yani onunki tanrıtanımazlıktan,

Tanrı inancına dönüş değildi. "Benim Tanrı görüşüm, hem Hıristiyanlık'takinden,

hem de İslam'dakinden çok farklı" diyordu, "Onlar her şeye hâkim, dünyaya müdahale eden bir Tanrı fikrini savunuyor."

Flew bir 'Deist' olmuştu: Evet, Tanrı (ya da üstün bir zekâ) evreni kurup çalıştırmıştı ama gerisine karışmıyordu.

Yani Tanrı'nın, dünyayla 'bire bir ilişki' kurması söz konusu değildi. Bu da Flew'un, peygamberlere ve kutsal kitaplara inanmadığı anlamına geliyordu.

Deprem etkisinde konuşma

Antony Flew'un, arkadaşı ve felsefi rakibi Gary Habermas ile yaptığı kapsamlı konuşma, 2004 yılında 'Deist Olan Ateist: Eski Ateist Antony Flew ile Özel Söyleşi' başlığıyla basılınca adeta deprem etkisi yaratmıştı.

Bu bir kriz anıydı ve her krizde olduğu gibi, bu kez de kaybedenler kadar, kazananlar da vardı.

Mesela Evanjelistler bu işe pek sevinmişti. 'Varsın Flew, Hıristiyan olmasın... Bu haliyle şimdilik bize yeter' diye düşünüyorlardı. Çünkü 'diğer dinlere' ve 'dinsizlere' karşı yürüttükleri mücadelede, bu saygın felsefecinin adını kullanabilirlerdi.

Sadece Evanjelistler değil, Evrim Kuramı'na karşı 'Akıllı Tasarım' (Intelligent Design) fikrini savunanlar da mutluydu. Çünkü Flew'un yeni çizgisini kendi kazanımları olarak görüyorlardı. 'Düşman' önemli bir savaşçısını yitirmişti.

Antony Flew çeşitli felsefecilerle tartışmalara katıldı. Bunlar genellikle bilimsel gelişmelerden haberdar, inançlı teologlardı. Fizikteki ya da gen çalışmalarındaki gelişmeleri Tanrı'nın kanıtı olarak görüyorlardı.

Bu toplantılarda Flew, böylesine muazzam bir düzenin ardında mutlaka bir zekânın olması gerektiğini söylüyordu. Dinleyiciler de 'Kozmik Zekâ'yı kendi inançlarına tercüme ediyordu: Müslümanlar onda 'Allah'ı, bazıları 'Akıllı Tasarım'ı, Masonlar 'Evrenin Ulu Mimarı'nı görüyor ve mutlu oluyordu.

New York Times Magazine'de geçen ay Flew hakkında bir yazı yayımlandı. Bir ateistin dönüşümünün öyküsünü yazmak üzere İngiltere'ye giden Mark Oppenheimer, karşısında beyin kapasitesini kaybetmeye başlamış bir ihtiyar bulmuştu.

Flew sadece isimleri hatırlamamakla kalmıyor, konuların ve hatta kendi ortaya attığı kavramların içeriğini de unutuyordu.

Peki Antony Flew yavaş yavaş bunamaya başladığı için mi ateizmden dönmüştü?

Gerçek bu olsa dahi, ne fark eder? Neticede bunlar binlerce yıldır tartışılan meseleler ve büyük olasılıkla insanoğlu nefes aldıkça da konuşulmaya devam edilecek.

----------------

Sarı kırmızı artık hıc acıtmıyor bılıyorum

Ne de olsa alıştın...

Adını mos mor olarak değiştirmenin vakti geldi.

tarihinde Tabipp tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Antony Flew Hakkındaki Konuyu Kapatıyorum.

Bir daha bunu tartışmayın

İşte kendi sözleriyle Antony Flew'un Ateist iken Tanrıya olan tutumu

During the time of his involvement in the Socratic Club, Flew also wrote the article "Theology and Falsification," which argued that claims about God were meaningless where they could not be tested for truth or falsehood. Though initially published in an undergraduate journal, the article came to be widely reprinted and discussed. Later, in God and Philosophy (1966) and The Presumption of Atheism[18] (1976, reprinted 1984), Flew argued that one should presuppose atheism until evidence of a God surfaces. Flew was also critical of the idea of life after death and the free will defence to the problem of evil.

Bu metinin Ateizmle uzaktan yakından alakası yok.

Ancak adam kendisini Ateist sanmış onca zaman, ve öyle deklere etmiş.

Ateizmin ne olduğundan bir haber Agnostiğin biri daha.

Bir tane daha geziyor ortalarda.

Richard Dawkins.

O da bilinç olarak Ateist değildir.

Çünkü tanrı kavramına olasılık tanır.

Yani Tanrı kavramının bir olasılığı olduğunu söyler ancak kanıt olmadığından reddeder.

Bu adam da Agnostiktir.

Ama kimliğini Ateist olarak kullanıyor.

Onu Ateist olarak tanıyorlar.

Yapacak bir şey yok buna da.

Teistler bu gibi şeylere hep bokunda boncuk bulmuş gibi sevinirler :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu forumdan alıntıdır;

Ne zaman piyasaya 'tanrıtanımazlık' hakkında derleme bir kitap çıksa, Antony Flew'un makalesi burada yer alırdı. Almanca'dan Slovakça'ya, çok sayıda dile çevrildi.

'Teoloji ve Yanlışlama' 1000 kelimeden oluşan kısa bir makaleydi. Flew gayet sade bir üslupla kaleme alınmış bu makalesinde, 'Tanrı' kavramının anlam açısından fazla muğlak olduğunu öne sürüyordu.

Flew, 'görülemez, dokunulamaz ve insan zihni tarafından kavranamaz' bir Tanrı'nın varlığının ya da yokluğunun ispat edilemeyeceğini söylüyordu.

Antony Flew, Tanrı'yı sorgulayanların, ateistlerin, kuşkucuların kahramanı haline gelmişti.

Özellikle 1970'lerde ona rağbet çoktu. Üniversitelerde panellere katılıyor, söyledikleriyle inançlı kesimi çileden çıkarıyordu. Ona göre, evrenin var olması için bir Tanrı'ya, bir Yaratıcı'ya ihtiyacı yoktu.

Her şeyi açıklayan bir zekâ

Yıllar geçti. Flew'un makalesi bir klasik haline geldi. Ancak zaman içinde yeni ateist düşünürler öne çıktı. Flew'un bu alandaki ünü biraz soldu.

Derken, 2004 yılında bu konularla ilgilenenlerin bir kısmını fena halde üzen, bir kısmını ise sevinçten havalara uçuran bir haber çıktı: Antony Flew 'dönmüştü'! İslami terimlerle ifade edersek: Hidayete ermişti.

Bir din adamının oğlu olarak 1923 yılında Londra'da doğan, Cambridge Üniversitesi'nde okuyan, tam adıyla Antony Garrard Newton Flew, artık Hıristiyan mı olmuştu?

Hayır! 'Dönüşü' dini kabul etme şeklinde değildi. Flew, 'hem evreni, hem de kendi varlığını açıklayan bir zekâdan' söz etmeye başlamıştı.

Yani onunki tanrıtanımazlıktan,

Tanrı inancına dönüş değildi. "Benim Tanrı görüşüm, hem Hıristiyanlık'takinden,

hem de İslam'dakinden çok farklı" diyordu, "Onlar her şeye hâkim, dünyaya müdahale eden bir Tanrı fikrini savunuyor."

Flew bir 'Deist' olmuştu: Evet, Tanrı (ya da üstün bir zekâ) evreni kurup çalıştırmıştı ama gerisine karışmıyordu.

Yani Tanrı'nın, dünyayla 'bire bir ilişki' kurması söz konusu değildi. Bu da Flew'un, peygamberlere ve kutsal kitaplara inanmadığı anlamına geliyordu.

Deprem etkisinde konuşma

Antony Flew'un, arkadaşı ve felsefi rakibi Gary Habermas ile yaptığı kapsamlı konuşma, 2004 yılında 'Deist Olan Ateist: Eski Ateist Antony Flew ile Özel Söyleşi' başlığıyla basılınca adeta deprem etkisi yaratmıştı.

Bu bir kriz anıydı ve her krizde olduğu gibi, bu kez de kaybedenler kadar, kazananlar da vardı.

Mesela Evanjelistler bu işe pek sevinmişti. 'Varsın Flew, Hıristiyan olmasın... Bu haliyle şimdilik bize yeter' diye düşünüyorlardı. Çünkü 'diğer dinlere' ve 'dinsizlere' karşı yürüttükleri mücadelede, bu saygın felsefecinin adını kullanabilirlerdi.

Sadece Evanjelistler değil, Evrim Kuramı'na karşı 'Akıllı Tasarım' (Intelligent Design) fikrini savunanlar da mutluydu. Çünkü Flew'un yeni çizgisini kendi kazanımları olarak görüyorlardı. 'Düşman' önemli bir savaşçısını yitirmişti.

Antony Flew çeşitli felsefecilerle tartışmalara katıldı. Bunlar genellikle bilimsel gelişmelerden haberdar, inançlı teologlardı. Fizikteki ya da gen çalışmalarındaki gelişmeleri Tanrı'nın kanıtı olarak görüyorlardı.

Bu toplantılarda Flew, böylesine muazzam bir düzenin ardında mutlaka bir zekânın olması gerektiğini söylüyordu. Dinleyiciler de 'Kozmik Zekâ'yı kendi inançlarına tercüme ediyordu: Müslümanlar onda 'Allah'ı, bazıları 'Akıllı Tasarım'ı, Masonlar 'Evrenin Ulu Mimarı'nı görüyor ve mutlu oluyordu.

New York Times Magazine'de geçen ay Flew hakkında bir yazı yayımlandı. Bir ateistin dönüşümünün öyküsünü yazmak üzere İngiltere'ye giden Mark Oppenheimer, karşısında beyin kapasitesini kaybetmeye başlamış bir ihtiyar bulmuştu.

Flew sadece isimleri hatırlamamakla kalmıyor, konuların ve hatta kendi ortaya attığı kavramların içeriğini de unutuyordu.

Peki Antony Flew yavaş yavaş bunamaya başladığı için mi ateizmden dönmüştü?

Gerçek bu olsa dahi, ne fark eder? Neticede bunlar binlerce yıldır tartışılan meseleler ve büyük olasılıkla insanoğlu nefes aldıkça da konuşulmaya devam edilecek.

----------------

Sarı kırmızı artık hıc acıtmıyor bılıyorum

Ne de olsa alıştın...

Adını mos mor olarak değiştirmenin vakti geldi.

Aptal adam.

Kırmızı cümleyle demiş işte.

O cümleyi telaffuz eden adama Ateist denmez.

:)

Seni acıtıyor işte.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Madde-uzay-zaman birbirine bağımlı oldugundan zamanın da bigbang ile başladıgını biliyoruz o yüzden 13.7 milyar yıllık bir gecmısten bahsedıyoruz...

Zamanı da herseyın acıklaması olarak görenlerın de aynı nedenlerden dolayı yanıldıklarını söyleyebiliriz...

Çünkü zaman da bıgbang ile ortaya cıkmış ve başlamıştır...

Eski bilgi bu , yenisine bak .

http://neferkaminanu.wordpress.com/2013/04/06/evrenin-kaderi/

Çünkü Büyük Patlama tek başına evrenin bugünkü görünümünü açıklamakta yetersiz kalıyordu. Başlıca sorun şuydu: Fon ışımının içinde COBE’nin bulduğu ,derecenin yüz binde biri ölçeğindeki farklılıklara karşın evren her yanında büyük ölçüde homojen. Yani içeriği harmanlanmış gibi aşağı yukarı aynı bileşim ve yapıda. Bunu açıklamaksa Büyük Patlama’yla mümkün değil. Büyük Patlama’nın ne zaman meydana geldiği konusunda tam bir düşünce birliğide yok. Ama evrenin yaşının 15 milyar yıl olduğunu düşünen kozmologlar çoğunlukta.

Bu önemli olayı şu ayet de ele almaktadır..

(Enbiya suresi ayet 30)

''İnkâr edenler (kâfirler), semaların ve arzın bitişik olduğunu görmediler mi? Sonra Biz, o ikisini (birbirinden) ayırdık. Ve her canlı şeyi sudan yarattık. Hâlâ inanmazlar mı?''

Hala inanmazlar mı? vurgusu son derece dikkat çekicidir...

Enuma Eliş' den bunlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aptal adam.

Kırmızı cümleyle demiş işte.

O cümleyi telaffuz eden adama Ateist denmez.

:)

Seni acıtıyor işte.

O zaten bır ateistik bir arguman...

Yanı yok olan bırsey hakkında varlık yokluk tartısması yapılmaz dıyordu...Cunku gözle görulmez elle tutulmazdır dıyordu...

Sonrakı atesit vurgularını nıye görmuyon be salak...

Yazdıgın tüm başlıklarda ateisti de(hacı) teisti de agnostıgı de(brutal) senın salaklıgını tescillemiştir...

Sana vakit ayırmaya gerek yok...

Link to post
Sitelerde Paylaş

O zaten bır ateistik bir arguman...

Yanı yok olan bırsey hakkında varlık yokluk tartısması yapılmaz dıyordu...Cunku gözle görulmez elle tutulmazdır dıyordu...

Sonrakı atesit vurgularını nıye görmuyon be salak...

Yazdıgın tüm başlıklarda ateisti de(hacı) teisti de agnostıgı de(brutal) senın salaklıgını tescillemiştir...

Sana vakit ayırmaya gerek yok...

Şimdi de Ateistlere mi rol biçiyorsun? :)

O argüman Agnostik argümanıdır.

Ateistlerle alakası yoktur.

Öğren ve tanı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu sitenin admını bile atesit oldugunu söylemiştir...

(ateistforumda ki iğneli başlıklardan olan''Ateistlere Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları''adlı başlılta ki alt başlık olan Ateizmin çeşitleri var mıdır? kısmına bakılabilir)

Bu sitenin admini Ateist tanımında bir otorite değildir.

"Varlığı ve yokluğu ispat edilemez" argümanı Ateistik argüman değildir.

Saçmalama.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Enerjı hep vardıysa bılım neden 13.7 yıllık bir başlangıcı kabul etsın..

Bıgbang oncesı hawkıng ın de dedıgı gıbı hiçliktir...

Mantık kabul etmıyor dı mı bulmacayı Yaratıcıyla tamamlamayınca...

Bulmacalar bir şeylerle tamamlanıp kapatılmaz, sürekli araştırılır. Bulmacada ki parçanın tanrı olduğunu söylüyorsan onu da sen kanıtlayacalksın, ama sümerden aşırılma yazılarla değil somut olarak.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...