Jump to content

Din ve Ahlak Çelişkisi


Recommended Posts

  • İleti 213
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Belki de tanrı böyle olmasını istemiştir. Güçlünün güçsüzü ezebildiği doğayı yaratan tanrı sonuçta, değil mi? Tanrı belki de aklını kullanıp dolandırıcılıkla köşeyi dönenleri "aferin benim akıllı kuluma" deyip ödüllendirip dolandırılan kulunu da "tüh sana ahmak herif" deyip cezalandıracaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Belki de tanrı böyle olmasını istemiştir. Güçlünün güçsüzü ezebildiği doğayı yaratan tanrı sonuçta, değil mi? Tanrı belki de aklını kullanıp dolandırıcılıkla köşeyi dönenleri "aferin benim akıllı kuluma" deyip ödüllendirip dolandırılan kulunu da "tüh sana ahmak herif" deyip cezalandıracaktır.

o da olabilir...kimbilir....ama bence olamaz...bu bi inanc meselesidir.....sen öle inanırsın...ben öle inanmam....özgürüz....

sen, müslüman ? hıristiyan ? yada neysin ? ateist değilsin...onu anladık....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eleman, yazdıklarımı okudun mu sen? Yoksa şöyle mi sormalıyım: Okuduğunu anladın mı sen? Benim klavyemden "Allahsızların teknolojilerine güvenilmez" gibi bir ifade çıkmış mı bir kontrol et bakalım:

Tabiki mevzu boyunu aşmış..

Biraz daha açıklamam gerekecek..

Mevzunun aslı şudur. Hakikata ne kadar saygılısın.

Yani ne kadar hak perestsin.

Adamlar demiri havada uçurabildiklerine göre çok ciddi anlamda gerçekçi olmalılar.

Gerçeğe saygısı olmayan bilim yapamaz.

Gerçekleri bulabilmen için gerçeğe anormal derce de saygı duyman gerekir.

Yoksa zaten kısa yoldan şarlatan bilgilere saparsın.

Ahlakın temelinde de gerçeğe saygı duyma vardır.

Müslümanlar gerçeğe saygı duymadıkları için veya yeteri kadar saygı duymadıkları için kolay ve aldatıcı bilgilere yöneliyorlar, bilgilerini ciddi anlamda test etmiyorlar, yeterli sorgulama yapmıyorlar.

Bu hallerinin en önemli nedeni gerçeğe yeteri kadar saygı duymamalarından kaynaklanıyor.

Yani o demiri havada uçurabilmek için gerçeğe gerçekten saygı duyuyor olmak gerekir.

Yani gerçekten doğrucu ve hakperest olman gerekir.

Gerçeğe saygısı olmayanlar yalanlarla avutur kendini. Yalan bilgi hiçbir ürün vermez.

Gerçek bilgi gerçek ürünler verir.

Kimin ürünleri gerçekse demek ki o insanlar o kadar gerçekçidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Teknoloji ile gerçekçilik ve gerçekçilik ile ahlaklılık ne alaka? Gerçekçi olmak insanı ne ahlaklı, ne adil, ne de güvenilir kılar. Ahlaklı, adil ve güvenilir olmanın yolu, her yer ve zamanda yaşanan her şeyi bilen Allah'ın ölümden sonra yargılayacağına inanmaktan geçer.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Teknoloji ile gerçekçilik ve gerçekçilik ile ahlaklılık ne alaka? Gerçekçi olmak insanı ne ahlaklı, ne adil, ne de güvenilir kılar. Ahlaklı, adil ve güvenilir olmanın yolu, her yer ve zamanda yaşanan her şeyi bilen Allah'ın ölümden sonra yargılayacağına inanmaktan geçer.

İyi veya kötü dediğimiz her şeyin temelinde gerçeklik veya gerçek dışılık yani yalancılık vardır.

Allah seni neye göre yargılayacak.

Allah'ın ahlakı yok mu?

Bir inanır Allah'ın bir ahlaka sahip olduğunu düşündüğü için onun insanları yargılayacağını farz eder.

Ahlakın en belirleyici özelliği de bir şeyin gerçek olup olmaması ile alakalıdır.

Her şeyi gören Allah ne demektir? Yani olan tüm olayların perde arkasını görebilen demektir. Yani kandırılamayan demektir.

Yargılayan Allah ne demektir? Tüm olayların gerçekliğini ortaya çıkarabilen demektir. Yalanlarla, gerçeği ayırabilmek demektir.

Her şeyin bir sahibinin olduğunu bilmek yani her şeye Allah'ın gözü ile bakmaya çalışmak evrensel bir bakış verir insana. Allah'ın varlığına inanılır ise her şeye yani varlığa Allah'ın gözüyle bakmaya çalışırsın. O zaman tüm varlığa eşit bir mesafeden bakabilirsin. Yani varlık Allah'ın gözünde onları O yarattığı için hem eşit hemde birbirleri ile ortak bir orjinleri (O orjin: AYNI ALLAH'IN YARATTIĞI VE SAHİP OLDUĞU ŞEYLER OLMASI DOLAYISI İLEDİR) olduğundan birbirleri ile ilişkilidir akrabadır.

Allah'a inanan birisi O na kendini yakın hissettiği nispette olaylara Allah'ın gözüyle bakmaya çalışır.

Bir insan O na kendini ne kadar çok yakın hisseder ve o nu ne kadar çok severse o kadar çok eşyaya O nun gözüyle bakmaya çalışır.

Bu da evrensel (ahlak anlamında ) ve eşitlikçi bir bakış meydana getirir.

Zaten "Enel Hak" demekte bu anlama gelir.

Yani ben Allah ile o kadar kuvvetli duygusal bir bağ kurdum ki, tüm varlığa kendimi O'nun yerine koyup bakıyorum. Yani her şeye onun açısından bakabiliyorum demektir. Bunun olabilmesi için insanın Allah'ı kendinden daha çok seviyor olması hatta O'nun ile özdeşleşmesi gerekir. Kendi egosunu O büyük egonun içerisinde yok etmesi, eritmesi gerekir. İşte bu duyguyu yakalayanlar Enel Hak der veya onlara Allah aşığı falan denir.

İnsanların yarattıkları ahlak modellerinin çıkış kaynakları bu formattadır.

Yoksa ahiretteki cız bız olmak sadece biraz motivasyon verir insana.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah'ı sevmek insanları ahlaka, adalete, güvenilir olmaya sevk edebilir ancak bir Allahsız ya da Allah'a inanıp peygambere inanmayan biri için böyle bir şey geçerli değildir.

Bu güne kadar 3000 e yakın hayal ürünü şeylere tapmış insanlar.Sende bunları reddediyorsun.Ben 3001 ini de reddediyorum.Bu bir fark mı insanı ahlaksız,adaletsiz,güvenilmeyen yapar.

Kısacası,hangi sebepten dolayı bu görüştesin,açıkla.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah'a ve ölüm sonrasına inanmayan biri, bundan daha fazlasını hiç suç işlememiş birine bile yapabilir.

O resimdekiler müslümanlar. Allah'a ve ölüm sonrasına da senden daha fazla itikat ediyorlar. Kitaplarında yazanları uyguluyorlar ve cennete gideceklerini düşünüyorlar.

Şimdi getirip buraya bir islami uygulama resimleri asarım aklın şaşar. El kesme cezası uygulanmasını gördün mü hiç mesela sen? Ya meydanlarda vinçlerle idam edilen insanları? Çarşafın altından pantolonun paçası göründü diye sokak ortasında islam polisleri tarafından kırbaçlanan kadınları? 6 yaşında içi geçmiş yaşlı pis heriflerle evlendirilen çocuk (bebek) gelinleri? Yok görmedin tabii..Git bul netten ve gör. liveleak sitesinde bolca vardır. Arama motoruna ingilizce olarak hand cutting, muslim woman falan yaz, arat, bir tanesini izle. Bazılarına youtube dan da ulaşabilirsin. Ama....... Ama... Onlar gerçek müslümanlar değiller , Allah'a ve ahiret gününe inanmıyorlar değil mi? Klasik müslüman repliklerini geçeceksin. Dinin evrensel ahlağa benzer; adalet, hak, hukuk, ahlak kuralları yoktur. Gerçek müslümanların vicdanları din tarafından öldürülmüştür. Hepsi de duyarsızlaştırılmış birer Allah-u ekber insan katletme makinasınasıdır. Suriye, Mısır, v.s. Ortadoğuya bakarsan ahiretten öcü gibi korkan müslümanların halini görürsün. Sen Allah'tan korkmuyorsun ki emirlerini yanlış değerlendiriyorsun.

tarihinde Electra tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah'ı sevmek insanları ahlaka, adalete, güvenilir olmaya sevk edebilir ancak bir Allahsız ya da Allah'a inanıp peygambere inanmayan biri için böyle bir şey geçerli değildir.

Allah'ı sevmek demek onunla özdeşleşmek dolayısı ile tüm varlığa Allah'ın gözüyle bakmak demek.

Ahlak buradan doğuyor işte.

Peki Allah'a inanmayan insanlarda Ahlak nasıl doğar?

Ateistlerde, normal insanlar gibi

Kainatı sever,İnsanlığı sever, ülkesini sever, milletini, vatanını sever, şehrini ailesini, yoldaşlarını falan sever....vs.vs.

Bunları tanır, bunlarla özdeşleşir ve bunların gözüyle, bunların açısından doğruları, yanlışları üretir.

Doğru denen şey: bunları var eden, yaşatan ve büyüten şeylerdir. Yanlışta: Bunlara zarar veren şeylerdir.

Tabi bu büyüklüklerin, seçilen yöntemlerin gerçek olması gereklidir..(Bundan dolayı gerçeklik ahlakın her alanında vardır)

O yüzden mesela inanırlar Allah'ın varlığının gerçek olduğuna kendilerine inandırmaya çalışırlar yani iman çok önemlidir. İman etmek öncelikle tanrının varlığının gerçek olduğuna emin olmak demektir.

Aslında bunların tüm nedeni, yani daha büyük şeylerle özdeşleşme isteğimizin nedeni, biz insanların bu özdeşleşmeler ile kendimizi büyütme, yüceltme isteğimizden başka bir şey değil. Benim bu güne kadar ki düşüncelerimde vardığım sonuç bu.

İnsanların tanrıları yaratmalarının en temel nedeni de, Tanrı denen bir büyüklük yaratıp sonrada onun ile kendilerini özdeşleştirme istekleridir, böylece kendilerini yüceltmiş olurlar.

O yüzden insanlık tanrılarını hep büyütmüşlerdir. Sanırım Orta Doğuda yaratılan Allah adındaki tanrı , tanrıların en büyüğü. Daha büyüğü nasıl olabilir ki, bu tanrının her şeyi sonsuz.

Bence insanlar büyüte, büyüte en büyüğünü yapmışlar.

Kendimizde var olduğunu kabul ettiğimiz büyüklüğe, yüceliğe ONUR, özdeşleştiğimiz büyüklüklerimize de GURUR der isek, işte ahlakımız bu onurumuz ve gururlarımızdan doğar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ateistler ve deistler...

allah inancı taşımadıklarından

ahlaksızlıkların en aşşağılığını yaparlar....

kedi keser kanını içerler

kadınlara tecavüz ederler

birbirlerini dahi taşlayıp öldürürler...

hırsız --üçkağıtçıdırlar...milletin namusuna göz dikerler

önüne gelen kadına tecavüz ederler...sokak ortasında bile s...rler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Günümüz dünyasında geçerli olan hukuk, doğal hukuk mu? Değil. Günümüzde yapmacık bir hukuk hakim. Bu hukuk, hem yapmacık hem ahlaksız hem de adaletsizdir. Birleşik Devletlerin, Allahsızların tanıklık yapmalarına izin vermemeleri çok doğru bir uygulama olmuş ve günümüzde de uygulamalarını desteklerim. Allah'a ve ölüm ötesi yaşama inanmayan birisinin ne ahlakına, ne adaletine, ne de tanıklığına güven olmaz.

Yerde arayıp bulabileceğin tek ahlak, sosyal darwinizm olur. Yani, güçlünün güçsüzü ezdiği "vahşi doğa" ahlakı.

Sosyal Darwinizm genellikle varoluş mücadelesinin kavramlarını tanımlamak için kullanılır. Sosyal Darwinizm bugün şüpheli ahlaki değerler olarak sınıflandırdığımız maceraları gerekçelendirmek için kullanıldı. Örneğin sömürgecilik doğal ve kaçınılmaz olarak görüldü. Ancak bu konsept "Doğal olan ne ise ahlaken doğru olmasıyla eşdeğerdir" şeklinde hatalı bir varsayım yapar. Bir başka deyişle, bu argüman bir şey sırf doğada gerçekleşti diye insanların takip etmesi gereken ahlaki paradigma olması gerektiği inancının kurbanı olur. Evrimsel teoriyi neyin iyi veya kötü olması gerektiğini tanımlayan bir ahlak kılavuzu olarak algılamak natüralistik bir safsatadır (Bunun tersi ise moralistik safsata; yani "iyi ya da doğru olan ne varsa bu nedenle doğaldır" diyen görüş). Doğa, nasıl davranması gerektiği hakkında ahlak türetilmeden tanımlanması gereken bir olgudur (Eğer kuşlar ve canavarlar eşini aldatmayla, bebek öldürmeyle ve yamyamlıkla meşgulse bu davranışlarda ahlaken sorun olmamalı demek gibi).

Bir insanın etik davranışları etkili bir sempati, eğitim, sosyal bağ ve ihtiyaçlar üzerine dayanmalı, hiçbir dini temel gerekli değil. Empati ve diğer sosyal farkındalık formları ahlak duygusunun gelişiminde saygın bir konuma sahiptir. Çoğu insan fark eder ki ahlak söz konusu olduğunda empati önemli bir rol oynar. Diğerlerine asaletle davranırken herhangi bir tanrıdan emir gerektirmez, ama faaliyetlerimizin diğerlerini nasıl etkilediğini kavramsallaştırabilmeyi gerektirir. Bu da, sırayla, başkalarıyla empati kurma becerisi gerektirir -başkalarının duygularının farkındalığını haiz olma ve buna göre davranma becerisi.

tarihinde Tasvir-i Efkar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...