Jump to content

Bir müslüman olarak Nisa 34'ü nasıl anlıyorum?


Recommended Posts

  • İleti 132
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Konu bu. Islamdan kadinlar 1400 seneden beri Erkekler karilarini bu Ayete dayanarak dövüyorlar. Kurani ve Islami senden ve benden daha iyi anlayan hocalar karini dövebilirsin diyor. Arapca anadili olan hocalar kuranda dövebilirsin yaziyor diyor biz bunu daha burda ne tartisiyoruz yani ?

Kelimenin 10 anlami var, sen istedigini secersen kurani kendi kafana göre cevirmis olursun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu şekilde kestirip-atmaktansa; gerekçelerimi de okumanı tavsiye ederim. Kuran, atalarımızdan bize aktarılan yanlış düşünceleri reddetmemizi (Bakara/170) ve toplumsal baskıdan değil, yalnızca Allah'tan korkmamızı (Ahzab/37) ister! Allah, bizlerden bir kopya kağıdı gibi, geçmişi geleceğe aktarmamızı istemiyor; akletmemizi, düşünmemizi ve doğruya ulaşmak için çaba göstermemizi istiyor! Tek başına dahi "hakikati" savunmak, peygamberin sünnetidir. Kalabalıkların ne düşündüğünün benim için hiçbir önemi yok! Gerekçelerime dair bir eleştirin varsa, konuşalım!

tarihinde Fethi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Dogru olanda Kuranda karini dövün yazmasi. Bukadar basit. Nekadar kendi Islam dininden utaniyorsunuz ki Allahin verdigi ayetleri kendi kafaniza göre döndürüyorsunuz.

Islam Siddet ve Savas yürüten bir Din, insanliga haykiri olan bir Din. Sen böyle birsey istemiyorsun mu ? Bunun cözümü ozaman bu Dine inanmamak onu kendi kafana göre yorumlamak degil.

Senin burda dedigini kisa tutarsak tamamen bunu diyorsun :

"Herkes Islami yanlis anliyor sadece ben dogru anliyorum"

Barakin artik su ortacagdan gelen ve zamani cokdan gecmis Kurani bu zamana uydurma cabasini. Gercegi görmekden nekadar cok korkuyorsunuz ama, anlamiyorum sizi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nisa/34. Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı korurlar, başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın, onları dövün. Eğer itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah, çok yücedir, çok büyüktür.

1. Erkeğin ev geçindirmek için malından harcaması üstünlük göstergesi ise, Hatice Muhammed'den üstün demek ki. Hatice-Muhammed evliliğinde evin geçimini sağlayan, Muhammed'i gözetip kollayan Hatice. Mal harcamayı üstünlük göstergesi sayan bir tanrının elçi olarak tutup da bir kadına muhtaç birini elçi seçmesi de tam şaşkınlık belirtisi.

2. İyi kadınlar itaatkarmış. İlginç bir iyilik kıstası.

3. İtaatkar olmayan kadınları yola getirmek için yataklarında yaknız bırakmak gerekiyormuş, nasıl olsa o kadının yedeği var, diğer kadın ve cariyeler onun yerini doldurur.

4. Hala itaat etmemekte direniyorsa, dövmeli. Peki ne zamana kadar dövmek lazım? İtaat edene kadar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gerekçelerimi ayrıntılı olarak açıklamaya çalıştım: http://alimallah.net/genel/?p=38 Alay ve hakaret olmadıkça, eleştirilerinize sonuna kadar açığım ve tamamını da cevaplamaya hazırım.

bence güzel yaklaşmışsınız...

doğru olan şey insana iç huzuru verir yanlışta insanın vicdanını rahatsız eder...

sizin yorumunuz doğru gibi...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gerekçelerimi ayrıntılı olarak açıklamaya çalıştım: http://alimallah.net/genel/?p=38 Alay ve hakaret olmadıkça, eleştirilerinize sonuna kadar açığım ve tamamını da cevaplamaya hazırım.

Netice itibarıyle kelimelerle oynamayıp eş anlamlarından hareketle bu sonucu elde etmenız bu yorumunuzun doğrulugunu gösterir...

Sizi izlemeye devam edecez... :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

." Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür."

ortasından koparıp buraya koydum.

problem şu aga, allah neden kadını adam yerine koymuyor da erkeklere konuşuyor.

ey erkekler karılarınıza şöyle yapın böyle yapın böyle olursa da şunları yapın diye konuşuyor allah.

ben allah olsam kadınlara seslenirdim direk. ortaçağ allah ı geri kafalı.

ayrıca itaat etmek nedir? gece gece yine elim ayağım titredi. böyle ayetleri tartışmak sinir bozuyor

tarihinde cennet yolcusu 2013 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer bu kitap evrensel, kutsal, vs. gibi üstün niteliklere sahipse: her şeyden önce yalın, anlaşılır ve sade bir dili olması; aynı zamanda kullanılan kelimelerin mecaz değil, temel anlamda kullanılması gibi birtakım şartlar öne sürmek gerekir.

Öncelikle bunun için uygun bir dilin olması şart. Kutsal kitabınızı incelersek: sade ve yalın bir dilin kullanıldığını söyleyemeyiz. Arapça ile birlikte Farsça, İbranice vs. gibi dillerden birçok kelimeyi içinde barındırması bu durumu kanıtlar. Anlaşılır olabilmesi için ortak (evrensel) bir dilin olması ve kullanılan kelimelerin birden fazla anlam taşımaması, yani temel anlamda kullanılması gerekir. Ancak ortada böyle bir durum da yok.

İşin ilginç tarafı: örnek olarak gösterdiğim şartlandırmalar bu kadarla sınırlı değil. Eğer " Burada böyle yazılmış ancak şunu demek istiyor / Bu kullanılan kelime aynı zamanda şu anlama geliyor / Yanlış çeviri yapılmış; doğrusu şu şekilde olmalıydı " vs. gibi bir düşünce içerisine girip kafana göre yorumlamaya kalkarsan, yere göğe sığdıramadığınız dininizi kim, neden umursasın ? Tamamen bireyselleştirmiş olursun. Sonuçta her kafadan bir ses çıkmış olur.

Ben sürüye uymam diyorsan ve birtakım şeyler düşüncene ters geliyorsa, kendini bu kadar kasmanın veya kandırmanın ne anlamı olabilir ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yapılan yorumlarda, linkte paylaştığım "gerekçelere" ilişkin herhangi bir itiraza rastlamadım. Bunu, (kerhen de olsa) bir kabullenmenin olduğu şeklinde anlıyorum. Peki, niçin gerekçelerimi eleştirmediğiniz ve bu konuda tek bir kelime etmediğiniz halde, ayetin mealini yazarken "dövün" kelimesini kullanıyorsunuz? "Kötü" olduğunu düşündüğünüz bir şeyi, reddetmenizi anlarım; ama reddettiğiniz bir şeyin "kötü" olmasını istemenizi yanlış buluyorum. Lütfen "doğru" gördüğünüz şeyleri kabullenin; ön kabullerinize göre, inançlarınıza göre hareket edip, peşin hükümlü olmayın! "Ben bir ateistim; öyleyse burada "dövün" kelimesi geçiyor!" şeklinde bir yaklaşımınız var, ne yazık ki! Şöyle söylemek çok mu zor: "Evet, ben bir ateistim; burada da dövün kelimesi geçmiyor olabilir." Peki ya şunları söylemek: "Ben ateistim; "ifk hadisesi"nde Ayşe masum olabilir.", "Ben bir ateistim; Muhammed'in Kuran'da fakirlere ve muhtaçlara, onları rencide etmeden yardımcı olunması konusundaki görüşlerini doğru buluyorum.", "Ben bir ateistim; Muhammed'in Kuran'da yaşlı anne ve babaya öff bile denmemesi konusundaki görüşlerini doğru buluyorum.", "Ben bir ateistim; Muhammed'in Kuran'da yakınların aleyhinde bile olsa doğru şahitlik yapılması ve şahitliğin gizlenmemesi konusundaki görüşlerini doğru buluyorum.", "Ben bir ateistim; Muhammed'in Kuran'da yalan söylenmemesi ve verilen sözün yerine getirilmesi konusundaki görüşlerini doğru buluyorum.", "Ben bir ateistim; Muhammed'in Kuran'da mütevazı olunması, insanlarla selamlaşılması ve dedikodu yapılmaması gibi görüşlerini doğru buluyorum." ... Ne yani; sırf siz ateizmi seçtiniz diye, Kuran çok kötü bir kitap mı olmak durumunda? :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Teşekkür etmene gerek yoktu yahu; lafı bile olmaz. Konuya dönecek olursak:

Kelimenin köküne indiğimiz zaman: "darb" bir şeyi bir şeye vurmak anlamına gelir. Aynı zamanda "yürümek" anlamında da kullanılır ancak sözgelimi anlamı ifade eder. Senin de vermiş olduğun linkte belirttiğin gibi birçok anlama gelebilmekte. Ancak bütün anlamlar "vurmak" fiilinden hareketle gelişmiştir. Senin bahsettiğin şekilde bir değerlendirme yaparsak: " Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarında onları yalnız bırakın, (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. " Şimdi bu kısımda onlara vurun veya "onları dövün" yerine, "onlardan ayrılın" şeklinde bir tabir getirdiğimizi varsayalım. Yani bahsi geçen kelimenin "ayrılmak" ifadesini karşıladığını kabul ediyorum. Peki bu kelimenin "geçici olarak ayrılma" veya "ilişkiye geçici olarak ara verme" vb. şekillerde kullanıldığına dair gösterebileceğin bir kaynak var mı ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Elbette var. Benim tercih edilmesinin doğru olacağını savunduğum mana, kesinlikle kelimenin sözlük anlamının dışında değildir. Zaten Kuran'da bu manada kullanıldığını söylemiştim (43/5). Bunun dışında örnek vermek gerekirse, mesela Araplar iş bırakma eylemine (grev) "idrâb" derler. Grev, senin de bildiğin gibi, geçici olarak işten ayrılmak demektir ve bunun Arapçadaki tam karşılığı "darabe" fiilinden türeyen "idrâb" kelimesidir. Sözlüklere bakabilirsin... Ayrıca, Arapça gramer kitaplarında, bir sözden vazgeçip, diğerine atlamak; yani cayıp-vazgeçmek anlamında da "idrâb" kelimesi kullanılır. Mesela, Mustafa Meral Çörtü hocanın Arapça Cümle Kuruluşu ve Tercüme Tekniği kitabının 282. sayfasında şöyle bir bilgi var. Dilersen örnekleri çeşitlendirebilirim!darabe-1024x163.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş
İyi kadınlar itaatkarmış. İlginç bir iyilik kıstası.
Evet, iyi erkekler de "itaatkar"dır, saygılıdır. 33/35. ayete bakabilirsin! Aynı kelime, erkekler için de kullanılmış. tarihinde Fethi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Amacım, hakka ulaşmak ve hakkı tavsiye etmek! Doğruluğuna inandığım bir düşüncemi burada paylaştım; gelecek eleştirileri/katkıları bekliyorum... Hatalı olduğumu görürsem, düşüncelerim değişir! Aksi halde, hak bildiğim şeyi anlatma vazifemi yapmış olarak, buradan ayrılırım. Her iki halde de amacıma ulaşmış olurum!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...