Jump to content

Atomun içindeki büyük boşluk


Recommended Posts

  • İleti 41
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Konumuz fizik öyleyse sorularımı sorayım:1) Anti madde nerede? 2) Pararel evrenler var mıdır? 3) Zaman makinesi mümkün mü?

1. Anti madde ile madde evrenin başlangıcında sürekli çarpışarak saf enerjiye dönüştüler. Ancak madde daha fazla olduğu için antimaddeler yenildi. Yani bildiğim kadarıyla evrende antimadde kalmadı. Ancak CERN de üretilebiliyor.

2. Paralel evrenler var mıdır yok mudur sorusuna kesin cevap verilemez. Çünkü bilinmiyor. Sadece matematikle kanıtlanabilmiş teoriler var. Son zamanlarda laboratuvarda paralel evren üretildi diye bir haber vardı ancak ne kadar evrene benziyor tartışılır.

3. Zamanda zaten ileri doğru giderken daha hızlı gitmek mümkün. Ancak geriye gitmek mümkün değil. Teoriye göre kuantum dünyasındaki solucan delikleri farklı zaman ve mekana açılan kapılar. Ancak o kadar küçük ki içinden foton bile geçemiyor, biz nasıl geçelim. Büyütme imkanımız olsa bile, Hawking solucan deliğinin radyasyonun feedback'e uğraması sebebiyle patlayacağını söylüyor. Ve bir sürü paradoks ortayta çıkardı. Bu yüzden bunu mümkün kılabilecek bir teori bulunmuyor.

Zamanda ileri gitmekle ilgili mesajım vardı şurada : http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=54956&st=20#entry1098981

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim şu teoride anlamadığım bir nokta var: ikizler deneyinde ikizlerden biri dünyayı ışık hızı ile terkediyor diğeride dünyada kalıyor. uzayda hızlı giden dünyaya geri döndüğünde dünyadaki ikizini yaşlanmış olarak buluyor. Şimdi burda zamanın farklı akması için ışık hızı şart değil. Dünyayı terkeden ikiz ışık hızında değilde çok daha yavaş örneğin saatte 500.000 kilometre ile +x ekseni yönüne gitmiş olsaydı, Dünya güneş etrafında dönmesi ve güneşinde galaksi ekseni etrafında dönmesi sebebiyle belli bir hızımız var buda diyelimki -x yönünde saatte 300.000 km. Soru şu: 3.bir noktaya göre bizim dünyadaki hızımız -x yönüne 300.000 km/saat , mekiğin uzaydaki 3.bir sabit noktaya göre hızı ise 500-300=200.000 km/saat. Birbirlerine göre hızları ise 500.000 km/saat. son durumda dünyada kalan mı daha genç olacak diğerine göre? (dünyaya geri gelmek için yaptığı sürati yok saydım yani adamımız dünyaya gelmemeli örneğin marsta kalmalı çünkü her şartta dünyaya geri ulaşmak için 3.bir sabit noktaya göre dünyanın hızını geçmesi lazım dolayısıyla zaman onun için yavaş akacak ve mekikteki genç kalacak) Bu adam marsta kaldığında dünyadaki kardeşine göre daha yaşlı mı olmalı çünkü dünya 300.000 ile giderken mekikteki dostumuz aksi yöne 500.000 ile hareket ediyor yani sabit noktaya göre 200.000 ile gitmiş oluyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hıza bağlı zaman genişlemesi dediğimiz olayda yönün önemi yoktur. Dünyadaki ikiz 108.000 kmph ile hareket ederken, uzaydaki ikiz 500.000 kmph ile hareket ederse, yön farketmeksizin dünyadaki ikiz, uzaydaki ikize göre daha çabuk yaşlanır. Yani uzay-zamanı büken hız farkı değil, hızın kendisidir. Cisim ne kadar hızlı gidiyorsa, uzay-zamanı o kadar fazla büküyor demektir. Uzay-zaman büküldüğünde de zaman genişlemesi dediğimiz olay gerçekleşir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konumuz fizik öyleyse sorularımı sorayım:1) Anti madde nerede? 2) Pararel evrenler var mıdır? 3) Zaman makinesi mümkün mü?

Anti madde Big Bang'in başlarında yok olup gitti. Madde parçacıkları ile antimadde parçacıkları birleşip pür enerjiye dönüştü.

Milyarda bir madde fazlalığından dolayı, antimadde yok oldu. Geride yalnız madde kaldı.

Buna rağmen bazı nükleer bozunmalarda pozitron, karşıtı elektronla ortaya çıkıyor ve bir süre var olduktan sonra ikisi saf enerjiye dönüşüyor.

Paralel evrenler bir mit. Çokluevrenler daha mantıklı.

Zaman bir artefakt olduğundan onunla hiçbirşey yapılmaz. Yapacağın makine ışık hızına ulaşamaz. Ulaşssa bile zaman geriye geçmez. Sadece durur.

Fotonlar için zaman durmuştur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hıza bağlı zaman genişlemesi dediğimiz olayda yönün önemi yoktur. Dünyadaki ikiz 108.000 kmph ile hareket ederken, uzaydaki ikiz 500.000 kmph ile hareket ederse, yön farketmeksizin dünyadaki ikiz, uzaydaki ikize göre daha çabuk yaşlanır. Yani uzay-zamanı büken hız farkı değil, hızın kendisidir. Cisim ne kadar hızlı gidiyorsa, uzay-zamanı o kadar fazla büküyor demektir. Uzay-zaman büküldüğünde de zaman genişlemesi dediğimiz olay gerçekleşir.

dediğini anlıyorum benim kastettiğim şey şuydu: uzaydaki varsayımsal bir sabit noktaya göre hız önemlidir değilmi? çünkü 100 le giden bir trende ters yöne 40 la koşarsanız sabit noktaya göre hızınız 60a düşer yani artık 40 la gidiyorsunuz denemez 60 ile gidiyorsunuz? ama trendeki kardeşiniz 100 le gidiyor? dolayısı ile yön önem kazanmıyormu?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Olayları karıştırıyorsunuz. Trenin üstünde, trene zıt yönde koşan bir insanın hızını hesaplarken trenin hızından insanın hızını çıkarırız. Aslında burada insanın hızı diye bahsettiğimiz şey gerçek değildir. Tren -x yönünde hareket ederken, trenin üstündeki insan da trenle beraber -x yönünde hareket eder. İnsan +x yönüne doğru hareket etmeye çalışsa bile +x yönünde yol almaz. Çünkü insan +x yönüne doğru saniyede 2 adım atıyorsa, tren -x yönüne doğru saniyede 20 adım atıyordur. İnsanın sonuç olarak 1 saniyede aldığı yol -x yönüne doğru 18 adımdır. Yani insanın hızı aslında trenle aynı yöndedir. Burada insanın hızı trene bağlıdır. Biz hesap yaparken sıklıkla insanın hızını sanki +x yönünde yol alıyormuş gibi hesaplayarak, saniyede 2 adımlık hızı varmış gibi kabul ederiz. Ancak hızı, hızların farkını değil de, birim zamanda alınan yolu hesaplayarak bulursanız böyle bir yanılgıya düşmezsiniz.

Bunun aksine, dünyanın hızıyla, mekiğin hızı birbirine bağlı değildir. Dünyanın kendi başına aldığı yol, mekiği ilgilendirmez.

Daha basit düşünmek gerekirse, uzay-zamanı büken hız değil, sürattir. Biz çoğunlukla düz bir yoldan bahsettiğimiz için hız da diyebiliyoruz. Hız, birim zamanda yapılan yer değiştirmedir ve vektörel bir büyüklüktür. Yani yön ve doğrultuya sahiptir. Sürat ise birim zamanda alınan yoldur ve skaler bir büyüklüktür. Yani yönü ve doğrultusu yoktur. Düz bir yoldan bahsederken sürat ile hızın büyüklükleri eşittir. Siz işin içine bağıl hızı kattığınız için yön yanılgısına düştünüz. Ancak verdiğiniz tren örneğinde, trenin aldığı yol, insanın aldığı yolu değiştiriyordu. Dolayısıyla insanın süratı, trenin süratine bağlıydı. Ortada hızın yönünden kaynaklanan bir ekleme-çıkarma yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani anlatmak istediğim;

Trenin hızından, trenin üstünde koşan insanın hızını farklı yönmüş gibi düşünüp birbirinden çıkarmamızın sebebi trenin, insanı çekerek insana eylemsizlik kuvvetiyle hız kazandırmasıdır.

İnsan sabit kas hareketi yaparken, tren hızlanırsa, insan da hızlanacaktır. Yani insanın hızı, trenin hızına bağlıdır.

Ancak uzayda dünyanın süratiyle, mekiğin sürati birbirine bağlı değildir. Dünyanın 108.000 sürati de olsa 500.000 sürati de olsa mekiğin sürati değişmeyecektir.

Kısaca bir cisim birim zamanda ne kadar yol alıyorsa, uzayzamanı o kadar büküyor demektir. Bir örnekle:

Trenin hızı -x yönünde 50 kmph olsun. Trenin üstünde de +x yönünde 10kmph hızla koşan bir insan olsun.

Tren insana 1 saatte -x yönüne doğru 50km yol aldıracaktır. Ancak insan aksi yönde 10kmph hızla gittiği için 1 saatte 10km lik yolu trenin üstünde almıştır. Dolayısıyla insanın raylara göre aldığı yol 40km dir. Buna göre insan bir saatte 40km yol almıştır. Ve uzayzamanı da 40kmph hızla bükmüştür. Kilometreyi metreye, saati de saniyeye çevirerek Lorentz dönüşümünü uygulayabilirsiniz. Böylece raya göre durgun bir insan için geçen zamanın, trenin üstündeki insan için geçen zamana oranını bulabilirsiniz.

Şimdi de birbirinden bağımsız iki hareketli düşünelim. İki farklı tren olsun. A treni -x yönünde 50kmph, B treni +x yönünde 10kmph hızla gidiyor olsun. Bize de B treninde oturan bir insan için geçen zamanın, trene binmeyen durgun bir insan için geçen zamana oranı sorulsun. A treninin 1 saatte -x yönünde aldığı yol 50km. B treninin 1 saatte +x yönünde aldığı yol 10km. Şimdi biraz düşün. A treninin aldığı yol, B treninin aldığı yolu etkiliyor mu ? Hayır. A treni isterse 500km gitsin, B treninin gittiği yolu değiştirmeyecektir. Bu durumda B treninin 1 saatte aldığı yol 10km dir. Ve uzayzamanı da 10kmph hızla büküyor demektir. Yine lorentz dönüşümüyle oran bulunabilir.

Uzaydaki mekik ile dünyanın hareketi de aynı şekilde birbirinden bağımsızdır. Dünyanın aldığı yol, mekiğin aldığı yolu bağlamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 years later...
On 26.09.2013 at 00:01, Tasvir-i Efkar yazdı:

Richard Dawkins, Yeryüzündeki En Büyük Gösteri kitabında radyoaktif saatleri işlerken bu konuya değinir:

 

"Elektronlar çekirdeğe kıyasla çok küçüktür ve elektronlar arasındaki boşluk ile, elektronlarla çekirdek arasında kalan boşluk, çekirdeğin de elektronların da boyutlarına kıyasla çok büyüktür. Bu büyüklük farkım göstermek için kullanılan en ünlü benzeşimlerden birinde, çekirdek bir stadyumun ortasındaki bir sinek olarak resmedilir. En yakın çekirdek, hemen bitişikteki diğer stadyumun ortasındaki diğer bir sinektir. Her bir atomun elektronları kendi sineğinin etrafındaki bir yörüngede vızıldayıp dururlar. Bunlar en küçük sinekten de küçüktür; hatta o kadar küçüklerdir ki sineklerle aynı ölçekte görünemezler. Katı bir demir parçasına ya da bir kayaya bakarken "gerçekte" gördüğümüz şey aslında neredeyse tamamen boş bir alandır. Katı ve kesif görünür çünkü duyularımız ve beynimiz onu katı ve kesif olarak değerlendirmeyi uygun bulur. Beyin için uygun olan, kayayı katı görmektir çünkü kayanın içinden geçemeyiz. "Katı", atomlar arasındaki elektromanyetik kuvvetler nedeniyle içinden geçemeyeceğimiz ya da içine giremeyeceğimiz şeyleri betimleme yolumuzdur. "Kesif" ise ışığın yüzeyinden yansıdığı ama içine girmediği, yani şeffaf olamayan şeyleri betimleme yolumuzdur."

(Katı bir demir parçasına ya da bir kayaya bakarken "gerçekte" gördüğümüz şey aslında neredeyse tamamen boş bir alandır) paragrafta geçen bu cümlenin aynısını insan içinde söyleyebilir miyiz ya da insan gerçekte nasıl görünür.

Bu soruyu cevaplayabilecek biri var mı arkadaşlar?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Boşluk diye bir şey yok.

Her şey, her yer bir şeyle dolu.

 

Boşluk, aynı sonsuzluk gibi, insan aklı için kolaylaştırıcı, ancak gerçekle uzaktan yakından ilişkisi olmayan bir kavram.

Şimdi sen gözlerinle monitör veya tabletin arasında bir boşluk varmış gibi görüyorsun.

Ama yok, orası da bir şeyle dolu. Yalnızca o arada dolu olan şeylerle, sende dolu olan şeyler arasında bir ilişki var.

Sen elini monitörle gözün arasından geçirirken, senin elini oluşturan tüm parçalar, o aradaki tüm parçaların içinden bir balık ağı gibi geçiyor.

Ama araya bir beton koyarsan sendeki parçalar betonu oluşturanların içinden geçemez.

 

Bu geçişler her saniye oluyor.

Manyetizma, ışıma her saniye oluyor. Senin içinden geçiyor.

 

Aslında buna geçmek demeyelim.

Geçmek deyince insan boşluk varmış gibi algılıyor.

Buna uzayı kullanmak diyelim.

Sen, 1 litre su ve 1 metreküp hava ile uzay kullanma yarışına girdiğinde hep sen kazanırsın.

1 litre suya ve 1 metreküp havaya hiç bir zaman senin yer kapladığın uzayı kullanma imkanı vermezsin.

 

Ama hava ve suyun miktarı ve barındırdıkları enerji artarsa, bu sefer onlar kazanır.

Senin kapladığın uzayı alırlar, sen parçalanırsın.

Böyle bir şey yani.

Link to post
Sitelerde Paylaş
22 saat önce, Pua yazdı:

(Katı bir demir parçasına ya da bir kayaya bakarken "gerçekte" gördüğümüz şey aslında neredeyse tamamen boş bir alandır) paragrafta geçen bu cümlenin aynısını insan içinde söyleyebilir miyiz ya da insan gerçekte nasıl görünür.

Bu soruyu cevaplayabilecek biri var mı arkadaşlar?

Aynaya bakınce ne görüyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

arkadaşlar, evrende her şey boşluktan ibaret gibi görünse de ironik olarak evrende hiç boşluk yok küçüldükçe yeni parçacıklar ortaya çıkıyor ve bu bir sonsuz kaotik döngü. evren aslında tek bir sonsuz kütle enerji havuzunun, göreli algı bütünüdür. yani sonsuz  bir tek boyut var ve bütün olan bu boyut bizim gözlerimiz algımız doğrultusunda boşluk hiçlik gibi yanılsamaları gösteriyor bizlere...

 

hacı katılıyor musun?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 11 months later...
On 12/02/2013 at 19:18, haci yazdı:

Anti madde Big Bang'in başlarında yok olup gitti. Madde parçacıkları ile antimadde parçacıkları birleşip pür enerjiye dönüştü.

Milyarda bir madde fazlalığından dolayı, antimadde yok oldu. Geride yalnız madde kaldı.

Buna rağmen bazı nükleer bozunmalarda pozitron, karşıtı elektronla ortaya çıkıyor ve bir süre var olduktan sonra ikisi saf enerjiye dönüşüyor.

Paralel evrenler bir mit. Çokluevrenler daha mantıklı.

Zaman bir artefakt olduğundan onunla hiçbirşey yapılmaz. Yapacağın makine ışık hızına ulaşamaz. Ulaşssa bile zaman geriye geçmez. Sadece durur.

Fotonlar için zaman durmuştur.

Madde neden antimaddeden fazla oluştu?

Eşit oluşması gerekmez mi?

Eşit oluştu ise eksik olan antimadde nerede? :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

En başından kaçırdığınız şey şu. Eğer atomun altına iner bakarsanız, uzaklık, genişlik, en, boy falan gibi ölçüler göremezsiniz. Ve bunlar olmaıdğı için boşluktan bahsetmekte abes bir çıkış olacaktır. 

 

Ten ten dallaması arada kendini aşıyor bazen. Evet, kayıp antimadde nerede? Gayet iyi bir soru. Cevabı aslında şu kadar basit olabilir: Big bang hiç olmadı.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

En başından kaçırdığınız şey şu. Eğer atomun altına iner bakarsanız, uzaklık, genişlik, en, boy falan gibi ölçüler göremezsiniz. Ve bunlar olmaıdğı için boşluktan bahsetmekte abes bir çıkış olacaktır. 

 

 

Enerjide boyut yoktur... Maddede boyutlar vardır. Madde enerjinin boyut kazanmış şeklidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, haci said:

En başından kaçırdığınız şey şu. Eğer atomun altına iner bakarsanız, uzaklık, genişlik, en, boy falan gibi ölçüler göremezsiniz. Ve bunlar olmaıdğı için boşluktan bahsetmekte abes bir çıkış olacaktır. 

 

 

Enerjide boyut yoktur... Maddede boyutlar vardır. Madde enerjinin boyut kazanmış şeklidir.

 

 

Atom altı ölçekte (!?) madde ve enerjiyi bir amalgam olarak görebilirsin sadece. Olay da budur, her ne kadar, amanda evrenin hacmi falan diyen zirzoplar olacak olsa da...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 minutes ago, jumanjii.35 said:

boşluk diye bir olgu mümkün mü peki? yoksa madde enerji parçacıkları sonsuza kadar küçülüyor mu?

 

.konu algı meselesi. 

 

Boyut denen bir algısal mevzu söz konusu. 3 Boyut işte malum. Konun izahı ancak bu şekilde, matematiksel olarak yapılırsa mümkün. Kafasına göre herhangi bir şekilde öylesine duran herhangi iki nokta, aralarında bir mesafe oluşturur. İşte bu mesafeye de boşluk denir, başka bir noktanın olmadığı şey. 3 nokta koyarsan bir düzlem ve alan, 4 nokta koyarsan hacim denen mevzu ortaya çıkar. 

 

Kabaca boşluk bu noktalar arasında kalan alana denir ki, bu tamamen o boyut algısının bir ifadesidir. 

 

Ama, nokta nedir? Işın nedir, düzlme nedir? Tüm bunlar bizim kabullerimizdir. Matematik dahilindeki bir takım kabullerden ibarettir. Matematik rasyonel bir yaklaşımdır, aslen bilim bile değildir. İşi kolaylaştırmak için, matematiğe rasyonel bir bilim demek elbette mümkündür, fakat gerçeklik sahası, sadece rasyonel olduğu sahadır ki bu da insan algı sistemi, aklı ve fikridir. Ve matematik, natural, yani doğal bir bilim değildir, doğal şeylere, yani evrene falan uygulanamaz. Ancak, doğal yapılar, matematik bir modele çevrilip, doğal alandan, rasyonel alana aktarılabilir. Bu durumda, matematikle yapılan işlemlerin sonuçlarının da model çerçevesinde doğal alana uyması beklenir.

 

İşte boşluk denen kavram, bu rasyonel alana dair bir bileşendir. Doğal alanda, evrende vs. boşluk dediğimiz şey geçerli olmak ve var olmak zorunda değildir. 

 

Biraz kafayı anvale eden bir durum, evet. Boşluk dediğin şey, evrendeki uzaydaki, herhangi iki şey arasında, kabul ettiğin boyutsal düzlemlere göre kalan kısımdan ibaret. Ama evrenin, doğanın öyle dik kesişen üç düzlemden oluştuğunu falan iddia edemeyiz. Bu durumda, boşluk olarak gördüğün şey, bazı boyutsal modellerde, hiç var olmayabilir veya daha başka bir yapı olabilir. Ayrıca, kabul ettiğin bu 3 boyutlu modele göre, arada boşluk dediğin yer, aslen o boyut düzlemlerini ihtiva eder, gene doğal anlamda boşluk değildir. 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...