Jump to content

ALEVİLERDEN KIZ ALINMAZMI


Recommended Posts

  • İleti 53
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Söyle ki alevilik cok cesitli bir din olmus veya tarikat hani kimi aleviler nsmazlı olur kmi aleviym deyip allaha bile inanmaz sahit oldum ordan bliyorm asırı cesitli oldıgu için hanefi ve safiler uzak durur çünkü evlenecgin kişinin müslüman olması lazım yani islamın temel esaslarını yapması lazm. Birazda adetle birleşreke alevilik ve diger gruplar uzaklaşmıs baska bi şere aramak yersiz bnce

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu da ne budalalık! Bu ne küstahlık! Bu ne kepâzelik!

Alevîler, Müslüman ya da Sabiî değil ki, Allah'a inansın!!!!!!

Su hakaret etme olayını çözdüm senin hakaret ederek kendi ideanı haklı çıkarmaya, yorum yazacak diger üyelerden destek beklme cabası ayrıca hakaret edielcekse bende ederim tutan yok sana karsılık vermiyorum diye kendini yüce sanma sıradan birisin...

Hiç cemevine gittin mi bilmiyorum ben bi meraktan gittim hani ailevilerin ibadethansine orda napıldıgı hakkında bi fikrin var mı kme ibadet ettikleri hakkında?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Su hakaret etme olayını çözdüm senin hakaret ederek kendi ideanı haklı çıkarmaya, yorum yazacak diger üyelerden destek beklme cabası ayrıca hakaret edielcekse bende ederim tutan yok sana karsılık vermiyorum diye kendini yüce sanma sıradan birisin...

Hiç cemevine gittin mi bilmiyorum ben bi meraktan gittim hani ailevilerin ibadethansine orda napıldıgı hakkında bi fikrin var mı kme ibadet ettikleri hakkında?

Hadi ordan!

Senin gibi bir yobaz, kendisine yanıt verdiğm için mutlu olamalı!!!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Söyle ki alevilik cok cesitli bir din olmus veya tarikat hani kimi aleviler nsmazlı olur kmi aleviym deyip allaha bile inanmaz sahit oldum ordan bliyorm asırı cesitli oldıgu için hanefi ve safiler uzak durur çünkü evlenecgin kişinin müslüman olması lazım yani islamın temel esaslarını yapması lazm. Birazda adetle birleşreke alevilik ve diger gruplar uzaklaşmıs baska bi şere aramak yersiz bnce

İnsan olmak gerekmiyor yani.Müslüman olmak lazım.:)

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsan olmak gerekmiyor yani.Müslüman olmak lazım. :)

Eger müslümansan evlenecign kişide müslüman olmalı nedeni çok basit evlilik sorunları uyumsuzluk çocuga farklı düşüncelerin aşılanma sorunu gbi evelencegin kişi secerken bile ortak özellik ararsın neden uyum olsn sorun olmasın die bunn sebebi de budur ayrımcılık degil

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tabiki müslüman olmak lazım ama müslüman nasıl olunur, şu türkiyede kaç müslüman var derseniz ben daha rastlamadım müslümana. İslamı ve özellikle kuranı çarpıtan ve tanrı rolünde tonla adam var. Yani kafir hepside.Şirkte üzerlerine tanımam. Hepside aynı şeye inandığını iddia eder.

Sonuçta içiniz rahat olsun, ortalıkta müslüman yok ,rahat rahat evlenin. Müslüman görürsenizde türkiyede bana haber verin. Gözlerim açık gidecek yoksa.

Sevgi saygımla...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tabiki müslüman olmak lazım ama müslüman nasıl olunur, şu türkiyede kaç müslüman var derseniz ben daha rastlamadım müslümana. İslamı ve özellikle kuranı çarpıtan ve tanrı rolünde tonla adam var. Yani kafir hepside.Şirkte üzerlerine tanımam. Hepside aynı şeye inandığını iddia eder.

Sonuçta içiniz rahat olsun, ortalıkta müslüman yok ,rahat rahat evlenin. Müslüman görürsenizde türkiyede bana haber verin. Gözlerim açık gidecek yoksa.

Sevgi saygımla...

Hani hepsi kafir flan diyemem ama dediklerinde dogruluk payı var. Günmzde islam öyle yasanalıyorki bakan bu islamsa ben yokum orda dio ki haklı ama benim düşüncem de su madem insanlar yanlış yapıo doguruyu sen yap gösterdir.

Genel olarak katılıyorum yorumuna

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eger müslümansan evlenecign kişide müslüman olmalı nedeni çok basit evlilik sorunları uyumsuzluk çocuga farklı düşüncelerin aşılanma sorunu gbi evelencegin kişi secerken bile ortak özellik ararsın neden uyum olsn sorun olmasın die bunn sebebi de budur ayrımcılık degil

Eger müslümansan evlenecign kişide müslüman olmalı nedeni çok basit evlilik sorunları uyumsuzluk çocuga farklı düşüncelerin aşılanma sorunu gbi evelencegin kişi secerken bile ortak özellik ararsın neden uyum olsn sorun olmasın die bunn sebebi de budur ayrımcılık degil

O açıdan doğrudur.O zaman Alevininde sünni ile evlenmemesi gerekir.Kaldıki Müslümanlıkta kesin şudur yada budur diyemeyiz.

Ama bunlarda beraberlikleri temadi ettirmeğe yetmiyor.Bence en önemli şey karşılıksız sevgidir.Yani aşk.Aşkın olduğu yerde her türlü mucizelerde gerçekleşir.

Aşk mezhebi dindir bana

Yunus

tarihinde gerçekçi53 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

* İşte böyleee,

Türkiye cumhuriyeti nufus kağıdı taşıyan herkes Türktür , kökü ne olursa olsun.Her kökde kendi kültürünü yaşayabilir.Kimsede onlara neden bizim gibi olmuyorsunuz deyemez.

Şimdi gelelim Aleviligin ASLINA.

BUYRUN:

'Alevi' Sözcüğünün Kökeni

Öncelikle şunu ifade etmekte yarar var ki, Alevi ismi, Hz.Ali'den yüzyıllarca sonra ortaya çıkan bir kavramdır.

Ali döneminde ve sonraki yüzyıllarda, tarihsel kaynaklarda Alevi ismine rastlanmaz.Ta ki, 1000'li yıllarda tek tük aydın isimlendirmesi ve 18.yüzyıllardaki genel bir adlandırılmaya kadar(1) .. .

Türkçe, dil olarak özellikle de Osmanlı döneminde Farsca ve Arapça'dan fazlasıyla etkilenmiştir. Köken olarak Farsça olan Alev kelimesinin Farsça'daki karşılığı 'Alaw' dır.'

Alawi' kelimesi, Farsça olarak '

Işığa ait olan,

ateşten olan,

ışığa veya ateşe tapan' anlamlarına gelir(2) .

Konuyla ilgili olarak şunu ifade etmekte yarar vardır. Alevilikte

IŞIK / IŞK / NUR' kavramı, genel öğretinin içinde önemli bir yer tutar.

Bunu Alevi nefeslerinde SIKLIKLA görmek mümkündür.

Bu konuda sayısız örnek verilebilinir.

Zira Kaygusuz Abdal'ın deyişiyle: 'İnsan Nur-ı Kadimdir.'

Ayrıca Osmanlı döneminde (henüz Alevi isminin bilinmediği dönemlerde) , Osmanlı kaynaklarında Aleviler için

IŞIKLAR,

IŞIK TAİFESİ,

IŞIK İNSANLARI,

IŞIK MEZHEBİNDEN OLANLAR' tanımlamaları kullanılmıştır.

Baki Öz'ün bu konudaki çalışmasından bir alıntı yapmakta yarar vardır.

23 Ramazan-Hicri 966-Miladi 1558 tarihli bir padişah fermanı şöyledir;

'SEYDİGAZİ IŞIKLARININ YOLA GETİRİLMESİNE DAİR

Eskişehir kadısına hükümki; Şu sıralarda mektup gönderip, yüce hüküm gelip, kutlu anlamından kavranıldığı gibi, Eskişehir ve Seydigazi kazalarında yaşayan SEYDİGAZİ IŞIKLARI'nın bazılarının fesat ehli olup, böylelerini yakalayıp, güvenilir...' (3)

'Aleviliğin Gizli Tarihi' adlı eserinde Erdoğan Çınar, konuyla ilgili, Osmanlı belgelerine dayanan bir çok aktarım yapmıştır ve örnekler çoğaltılabilinir.

Özellikle de 16.Yüzyıl tarihli bu belgelerde, Alevilere IŞIKLAR dendiği görülmüştür.

Alevi teriminin 18.yüzyıl itibariyle genel olarak kullanılmaya başlanması ve daha önce IŞIK TAİFESİ olarak adlandırılmaları,

IŞIK kavramının Alevi öğretisinin en temel öğesini oluşturması (...ki Alevi öğretsinin kalemsiz kitabı olan Nefesler, buna en güzel örnektir) ,

ALİ isminden ALEVİ sözcüğünün Türk dil kurallarına göre türetilemeyeceği gerçekleri, Alevi isminin konusunda bizi gerçeğe en yakın yerde tutacaktır.

Erdoğan Çınar'ın bir başka tezine göre ise,

alevi terimi M.Ö.2000 yıllarında Anadolu'da yaşamış gizemli bir halk olan LUVİLER'e dayanmaktadır.

LUVİLER, Hİtit tabletlerinin okunmasıyla gün ışığına çıkmış bir halktır. Bu konuda Safa Taşkın'ın kaleme aldığı 'Mysia ve Işık İnsanları' adlı eserinde şu cümlelere rastlarız;

'İ.Ö. 2000'li yıllardan sonra Hititlerin bıraktığı yazılı ve resimli belgelerin bizlere tanıttığı Luviler adı verilen halkın, yanlız Anadolu'nun değil, insanlığın derin geçmişi ile ilgili önemli izler taşıdığı, günümüzde yeni yeni ayırt ediliyor...'(4)

İlginç olan yan ise, Luvi ADININ IŞIK anlamı taşımasıdır.

Bu sebeple Erdoğan Çınar'ın tezine göre Alevi ADI, LUVİLER'den gelmektedir.

Sonuç olarak, hangi tezin doğruluğuna inanılırsa inanılsın, ALEVİ sözcüğünün ali ADINDAN türetilmediği ve türetilemeyeceği açıktır. İster kelime kökünü farsça kabul edip 'ALAW' veya 'ALLAWİ' sözcüklerinin Alevi teriminin kökenini oluşturduğunu düşünelim, ister LUVİLER'e dayandıralım.Bunların hepsi bilimsel ve nesnel tezler olur.Lakin ALİ'den ALEVİ sözcüğünü türetmek / türediğini düşünmek, bilimsel anlayışa sığmaz ve Turan Dursun'un ifadesiyle 'MAVAL'dan ibarettir.

Alevi adının ALİ den türemediği ile ilgili bu iki savı pekiştirdikten sonra, Aleviliğin öğretik tanımına geçebiliriz. Öncelikle Aleviliğin İslami bir mezhep olup olmadığını araştıralım.

Alevilik Bir İslam Mezhebi midir?

Alevi öğretisine genel manada bakıldığında, İslamiyet'in en temel gerek ve şartlarının dışında olduğu görülür.

Gerek yaratılış anlayışı, gerek ibadet ve ritüel farklılıkları ve gerek öte dünya inanışı, İslamiyet'ten çok büyük farklılıklar gösterir.

Fakat, Alevi deyiş ve öğretilerinde geçen İslami kavramlar dolayısıyla, Alevilik İslam'ın bir mezhebimi yoksa İslam dışı mı olduğu, Aleviler içinde dahi tartışma konusudur.

Bu konu, sadece Alevi öğretisinin objektif olarak irdelenmesiyle bir sonuca bağlanabilir veya gerçeğe yakın bir duruş elde edilebilir.

Şunu belirtmekte yarar vardır ki, Alevilik kapalı bir toplum anlayışına sahiptir

Öyleki ALEVİ olabilmek için, Alevi ana ve babadan doğmak gerekir. Aslında bu bile yetmez ve 4 kapı 40 makam denen öğretiye uygun bir hayat tarzı ile yaşamak lazımdır. Aleviliğin kapalı bir toplum oluşu ve OCAK sistemine bağlı kalışı, Aleviliğin tanımı konusunda yapılan bilimsel araştırmaları zorlaştırır. Fakat bu zorluk, yeterince objektif olunduğunda ortadan kalkar.

Aleviliği araştırmak için, bizzat Alevi öğretisini içinde barından Alevi deyişlerine / nefeslerine başvurmak gerekir.Çünkü Aleviliğin özü, anlayışı, bizzat bu deyiş ve nefeslerde gizlidir.

Elbette bu deyiş ve nefeslerin hepsini burada yayımlamaya imkan yoktur.Biz de, belirli başlıklar halinde, nefes ve deyişlerdeki anlamı yorumlayıp, İslam ile karşılaştırmasını yapalım.

Öncelikle inanç kavramının temelini oluşturan Tanrı / Yaratan tanımını incelemek gerekir ki, aslında bilinenin aksine, Alevilik, bu konuda İslam'dan ayrılır.

1) Tanrı / Yaradan: Alevilikte, tanrı konusunda, insanla Tanrı'nın birliğine inanılır. Bu öğreti VAHDET-İ VÜCUD olarak adlandırılır ve ALİ kavramı (dolayısıyla bizzat insan) Tanrı'laştırılır ve deyişlerde Tanrı olarak geçer. Kısacası Alevilikte Tanrı = Ali dir. Ali, insanla 'bir' olandır.Mesela şu ünlü Alevi deyişi, Alevilik öğretisini baştan sona tanımlar;

'Ali şeriatta aslandır

Tarikatta Şah-ı Merdandır

Marifette büyücüdür

Sırr-ı Hakikatte Ali'den başka Allah yoktur'(5)

Alevilik, '4 kapı 40 makam'dan oluşur. Bu 'kapı' ve 'makam' kavramları, her bir Alevi'nin öğretik olarak geçmesi gereken, geçmek için çaba harcaması gereken kavramsal süreçlerdir. Aleviliğin özünü oluşturan 'Sırr-ı Hakikat' kapısında ise ALİ ismi, bilinen İslami anlamının aksine Allahlaştırılır ve İslam'ın hiçbir şekilde kabul edemeyeceği bir boyut kazanır.

Kısacası İslam'ın Tanrı'sı Allah, Aleviliğin ise ALİ'dir.Ünlü Alevi ozanı Genç Abdal'dan bir örnek daha vererek, diğer ayrılık noktalarını inceleyelim.

Yoğ iken yerle gökler zelden

Kudret kandilinde pünhan Ali'dir

Kün deyince bezm-i elestten evvel

Alemi var eden sultan Ali'dir

Öyleki bu deyiş, bu ifade, neredeyse Anadolu'nun tüm Alevi Ayin-i Ceminde tekrarlanır ve gerçeğe / ışığa dair yeminler edilir, andlar içilir.

2) Cennet ve Cehennem İnancı: Cennet ve cehennem inanışı, bilindiği gibi İslam'ın en temel inanışlarından biridir. Fakat gelin görünki Alevilikte asla ama asla bu inanışa yoktur ve hayatın gerçekliğini yadsıyan, bilimdışı olan bu inanca itibar edilmez. Tersine Alevilikte insanın cenneti de cehennemi de yaşadığı dünyadır.

Alevilikte, temel konudaki bu felsefe 'Devriye' olarak adlandırılan ve insanın kamilleşmesini / olgunlaşmasını öngören felsefeye itibar edilir. İtibar edilmekle kalmaz, Devriye inanışı, Aleviliğin temel taşlarından birini oluşturur.

Devriye, konusunda her ne kadar reenkarnasyon denilen bilimdışı benzetmeler yapılsa da, DEVRİYE inancının reenkarnasyon ile ilgisi yoktur. Devriye inancı, insanın yaşadığı hayatta, daha önce bahsini ettiğimiz 4 KAPI'dan Sırr-ı Hakikate ulaşarak olgunlaşması, Yaradanla / Ali'yle birleşmesini ve BİR olmasını öngörür. Bu birliğin anlamı, insan-ı kamildir.

Bu karşılaştırmadan sonra, Alevilik ile İslamiyet arasındaki büyük fark, derin bir uçurum haline dönüşür ve savlananın aksine bir din ile o dinin mezhebini değil, sanki iki farklı dini karşılaştırma durumu doğar.

3) Evrenin Yaratılışı: Diğer tüm temel inanışlarda olduğu gibi, Alevilik ile İslam, bu konuda da farklı inanışlara sahiptir.İslama göre 'yerler' ve 'gökler'(6) Allah'ın 'OL' deyişiyle birlikte 6 günde yaratılmıştır. Alevi inanışında ise bu inanış mevcut olmamakla birlikte, evrenin oluşumu hususunda çok farklı bir inanış mevcuttur.

Alevi inanışına göre evrenin / varlığın oluşumu IŞIK / Enerji ile olmuştur.'İnsan, Nur-u Kadimdir' inanışı, Alevilikteki varlık ve oluşumun temelidir. Bu inanışa göre insan öz itibariyle ışığa (genel tanımıyla Alev'e) aittir ve 'ışıktan olan' dır. Zira 'Alev-i' sözcüğünün kökeni, objektif olarak bakıldığında bu inanışla temellendirilebilinir.Bu inanışı, ALİ ismiyle özdeşleştirilir ve Ali, Tanrılaştırılır. Bunu, ünlü Alevi aşığı Devrani'nin bir nefesiyle inceleyelim;

'Hakk'ın kandilinde gizli nihanda

La mekan elinde sır idi Ali

Künt-ü kenzin esrarı andadır,

Dünya kurulmadan var idi Ali

Feriştahlar kendi munundan oldu

Sen kimsin diye cibrile sordu

Cibril bilemedi kanadı yandı

Ol zaman kandilde Nur idi Ali'

Bu örnekler fazlasıyla çoğaltılabilinir ve neredeyse IŞIK ve NUR kavramları, tüm alevi nefeslerinde geçer.Bir kaç örnek daha vererek, bu konuyu pekiştirelim.

'Kudret kandilinde bir ışık iken

Ta ol zaman aşık oldum nura ben

(Pervane)

Kandilde nur iken sevmiştim seni

Güzel pirim, sultan pirim, şah pirim

(Genç Abdal)

Ziyasından halk eyledi toprağı

Vücut buldu bu eşyanın menbaı

(Pervane)

Hu diyelim gerçeklerin demine

Gerçeklerin demi nurdan sayılır

(Hatayi)

Kandil asılırken Nur-u meskende

Bülbül idim,gonca gülünde idim

(Yeksani)

Işık oduna yananların

Tüm vücudu Nur olur

(Yunus Emre) ' (7)

Neredeyse her Alevi ozanında, Nur ve Işık kavramı önemli bir yer tutar. Bu bağlamda diyebiliriz ki, Alevi öğretisinde Işık, çok önemli bir merkezdir.İnsanın, evrenin, kısacası OLUŞ zincirinin ilk zinciri Nura / Işığa bağlanır ve 'İnsan Nur-u Kadimdir' sözü gerçek anlamını bulur.

4) İnsanın Yaratılışı Konusu: Bu inanç temeli de, Alevilikte, İslamiyet'ten çok büyük farklar gösterir. İslam'da insanın yaratılışı kavramı, Alevilikteki mitolojik KIRKLAR benzetmesinden çok farklıdır.Biribiriyle alakası dahi yoktur.

Alevilikte insanın yaratılışı, 'KIRKLAR MİTOLOJİSİ' ile anlamını bulurken, İslam'ın kutsal kitabı Kuran'da bu mitoloji asla geçmez..Peki KIRKLAR MİTOLOJİ si ile insanın yaratılışı nasıl olmuştur.Şimdi bu önemli konu ve farka değinelim, ve yine bizzat Alevi öğretisinin özünü içinde barındaran NEFESLER'e başvuralım.

Kırklardan birine neşter vuruldu

Aktı kan, varlığı ispat olundu

Anda hak mevcutta mevcut görüldü

Huvallah çağırdı irfan hu deyü

Kul Himmet

Kırklar; Alevi-Bektaşi mitolojisinde Tanrısal varlıklar olarak geçerler.Yani insanüstü varlıklardır. Efsaneye göre, Kırklar'dan biri birgün Yaradan'a;

'Sen kimsin? Ben kimim? '

...diye sorar ve asi olur.Bu tarif, nefeslerde şöyle geçer;

Yerin göğün binasını kurunca

İptida hidayet arife indi

Sen kimsin, ben kimim diye sorunca

Sorduğu ol demde kana boyandı

Aşık Veli

Bunun üzerine Yaradan'a sorduğu soru yüzünden asi olan Kırklar'dan biri, ondörtbin yıl boyunca firari olarak gezer, kaçaktır. Bu dönem, Alevi-Bektaşi nefeslerinde pervanelik olarak tanım bulur..

Ondört bin yıl kaldım pervanelikte

Sıdkı ismim buldum divanelikte

İçtim şarabını mestanelikte

Kırkların ceminde dara düş oldum

Sıdkı Baba

Pervanelik olarak tanımlanan bu dönemde, asi olan varlık, nefes anlatımıyla 'yeşil bir kandil'de saklanır.Şunu belirtmek gerekirki, Alevi mitolojisinde kandil, gezegen veya yıldız demektir.

Sorma ne hacet bizleri sofu

Ta ezelden künyede ismimiz vardır

Dünya kurulmadan yüzbinyıl evvel

Ol yeşil kandilde cismimiz vardır

Aşık Devrani

Asi olan Kırklar'dan biri, bu süreç sonunda tekrardan sorduğu soruya yine cevap vererek teslim olur.Verdiği cevap; 'Sen yaratansın,ben yaratılanım'dır.Bu cevaptan sonra teslim olan ve diğer Kırklar tarafından sorguya çekilip cezası kararlaştırılan Kırklardan biri, böylelikte pervanelik dönemini kapamış olur.

Kırklar meclisinde alınan karara göre, asi olana neşter vurulacak ve kanı akıtılacaktır.Bu kan, Dünya'da seçilmiş varlık olan Güruh-u Naci'ye hayat verecek, böylelikle Yaratan ve yaratılan 'bir'leşmiş olacaktır.

Yine Alevi nefeslerine göre bu seçilmiş varlığa katılan asinin kanı, Adem'i yaratmıştır.

Adem olup insan içine geldim

Hak nasip eylerse kandan içeri

Behlül gibi kandan kana gezerken

Bir kana uğradım kandan içeri

Virani

Böylelikle Adem de beliren yaratılan ve yaratan birliği, insan soyunun çoğalmasıyla anlamını bulmuştur.Kırklar'ın ilahi varlıklar oluşu ve onlardan birinin kanıyla insanın oluşumu, Tanrı ile insanın 'bir'liğini oluşturmuştur.

Bu açıklamalardan sonra, tüm önyargı ve tutumlardan sıyrılarak kendi kendimize şunu soralım; 'Hangi toplumsal süreç ve uygulamalar, Aleviliğin İslam kökenli olmasına rağmen, ondan bu kadar farklılaşmasına sebep olmuştur? '

Eğer Aleviliğin kökeni İslamiyete bağlanıp, Aleviliğin İslami bir mezhep olduğu konusu kabul edilirse, hiçbir bilimsel tez, bu sorunun cevabını veremez.Çünkü böyle büyük farkların olduğu iki inanç sistemini karşılaştırdığımızda, birinin diğerinden tarihsel süreçlerle oluştuğunu söylemek bilimdışıdır.

Görünen odur ki Alevilik, bir yön dışında hiçbir yönüyle İslam ile alakası yoktur. Tek ortak yan, bazı İslami kavramların Aleviler tarafından da kullanılmasıdır. Peki neden Aleviler, müslüman olmadığı halde İslami kavramları, öğretilerinin içinde kullanırlar? Şimdi bu önemli soruya bir açıklık getirmeye çalışalım.

devam edecek

Tolon:Alevilerin

Ne Alıyla

Nede ıslamla hiçbir bağları yoktur.

http://www.merdanaleviler.com/kirkla...un-kokeni.html

tarihinde tolonbey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunlar kızlarını gibtirecek adam arıyorlar anlaşılan. Baksanıza neredeyse "neden kızlarımızı gibmiyorsunuz uleeeyn" diye dalacaklar millete. Aleviler müşrik olduklarından kızlarıyla evlenilmez ancak zina yapmış olanlar evlenebilirler. Zina yapmamış olanlar müşriklerle evlenemezler ancak cariye olarak kullanabilirler.

anlaşılan o ki siz de "bizim gızları alın ve gibin uleeeyn" diyorsunuz :)

yani şimdi hem müslümanları beğenmeyeceksin, aşağılayacaksın sapık diyeceksin vs.

hemde kızlarınızı almayınca kudurcakasın ve bunu diyenleri yerden yere vuracaksın !

sizin ki de ayrı bir trajikomik durum ya neyse :D

ha ben şahsen alevi sünni olayını anlamış değilim zaten...kız alın ,alış veriş yapın, gidin gelin dost olun vs oğlum. nedir bu alıp veremediğiniz ya!?

aleviler sünnidir, sünniler de alevidir ...

bırakın artık bunları gelmeyin bu gazlara !...

tarihinde İzleVeÖğren tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

şunu da not olarak geçmek isterim:

siz nasıl ki müslümanların din üzerinden siyaset yapmasından şikayetliyseniz

ben de ateistlerin alevilik üzerinden siyaset ve acıtasyon yapmasından rahatsızım..

yani ateistsen ateistim de yok alevisen aleviyim de ne bu !?

bütün komünistler ateistler hep aleviler üzerinden acıtasyon yapıyor ve böyle rant elde etmeye çalışıyorlar ...

ya samimi ateist değilsiniz , ya da samimi alevi..

tarihinde İzleVeÖğren tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

şunu da not olarak geçmek isterim:

siz nasıl ki müslümanların din üzerinden siyaset yapmasından şikayetliyseniz

ben de ateistlerin alevilik üzerinden siyaset ve acıtasyon yapmasından rahatsızım..

yani ateistsen ateistim de yok alevisen aleviyim de ne bu !?

bütün komünistler ateistler hep aleviler üzerinden acıtasyon yapıyor ve böyle rant elde etmeye çalışıyorlar ...

ya samimi ateist değilsiniz , ya da samimi alevi..

Yada sen başkalarının sıkıntılarını acılarını dinlemek yerine küçümseyip acitasyon diye suçlayıp, türbanımızda aman diye kıçını yırtan bir malsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani tolonbey üstad Alevilik, toplumsal baskılar ile İslam içerisinde gizlenmektedir.

İslami motifleri kullanarak mezhep gibi kamuflajla yaşamaktadır.

Tasavvufu kullanıp, toplumsal ve yaşamsal kurallarını yaratmıştır.

Konuyu biraz daha derinleştirmeni rica ederim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani tolonbey üstad Alevilik, toplumsal baskılar ile İslam içerisinde gizlenmektedir.

İslami motifleri kullanarak mezhep gibi kamuflajla yaşamaktadır.

Tasavvufu kullanıp, toplumsal ve yaşamsal kurallarını yaratmıştır.

Konuyu biraz daha derinleştirmeni rica ederim.

Böyle bir şey sözkonusu değil ki!

Alevîlik'i Müslümanlar bir İslâm meshebi olatrak görmek istiyor. Onlar, Alevîler'e dayatma yapmak istiyor! Sağlıklı düşünen hiç-bir Alevî, kendisini Müslüman olarak görmez.

Müslümanlar o kadar bağnazdır ki, karşısındakini sürekli "benselleştitrir" ve "kendimselleştirirler"!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...