Tasvir-i Efkar 0 Oluşturuldu: Ekim 2, 2013 Raporla Share Oluşturuldu: Ekim 2, 2013 (düzenlendi) ZONGULDAK’ın Çaycuma İlçesi’nde, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde düzenlenen yürüyüşle ilgili yerel haber sitesinde yer alan habere, "Kadınlar evde mi yoksa başkasının kucağında mı?" yorumu yazan imam Ali A. hakkında, ’hakaret’ suçlamasıyla 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Şikayetçi kadınların da katıldığı duruşmada suçlamayı kabul etmeyen imam Ali A., ilçede oluşan ahlaki yozlaşmayı kastettiğini ileri sürdü. Eğitim- Sen Çaycuma Temsilciliği öncülüğünde ilçe merkezinde yaklaşık 200 kişinin katılımıyla düzenlenen yürüyüş ile ilgili haber, yerel internet sitesinde, ’8 Mart’ta Çaycuma’da yürüdüler’ başlığı ile yer aldı. İlçeye bağlı Helvacılar Köyü’nde görev yapan 20 yıllık imam 44 yaşındaki Ali A., haber ile ilgili bir kullanıcının yaptığı, "8 Mart’ın Çaycuma’da bu kadar etkili kutlanması ne kadar güzel. Çaycuma’ya her türlü kötülüğü yaptılar ama Çaycumalı kadınları eve hapsetmeyi başaramadılar" şeklindeki yorumuna cevap olarak, "Başını kumdan çıkart da Çaycuma’ya öyle bakmanı tavsiye ediyorum. Bak ki neler çıkacak? Kadınlar evde mi yoksa başkasının kucağında mı?" yazdı. Kaynak: http://www.haber3.co...m#ixzz2gW5I40ut Bağnazların misojinistik uğultularını örnekleyen bir rapor. Bana diğer hasta zihinlerin uğursuz homurdanmalarını anımsatıyor: "Türbansız kadın perdesiz eve benzer. Ya kiralıktır, ya satılık." "Ey Müslüman pazardan aldığın patatesi evine götürürken kese ile örtüyorsun da, senin karının ve kızının bir kilo patates kadar değeri yok mudur ki çırılçıplak soyup dolaştırıyorsun..." Timurtaş Uçar Ekim 2, 2013 tarihinde Tasvir-i Efkar tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
e-teist 0 Ekim 2, 2013 gönderildi Raporla Share Ekim 2, 2013 gönderildi Şimdi bu salağa cevap yazılsa yine ucu kadınlara değer. Bu öyle aşşağılık bir oyunki kadın üzerinden oynayan erkek, savunmada çarptığın duvar kadın oluyor. İğrençlik had safhada. Arkadaş başkasının kucağında olup olmamak mı mesele? O kucak senin evine gizlice gelip giremez mi? Karına kızına bu kadar güvensizliğin kendi güvensizliğinin yansıması resmen. O patates domates kiloyla pazarda satılır ve ayıp günah saçmalığıyla poşete konmaz, pataesi soyar yersin, misafirede ikram edersin, karını çırılçıplak pazardan mı alıyon, eve gelene karınıda mı soyup ikram ediyon anlamadık ki? Kadını eve benzet ve perde diye türban tak, bekarada kiraya ver, dört öğrenci beraber türban taksın. Olmadı ensest ensest ömür boyu ailecek kullanın perde takıp. Savunmak iyide bu savunmayı anlayacak adalet nerede? Sevgi saygımla... Link to post Sitelerde Paylaş
rast07 0 Ekim 2, 2013 gönderildi Raporla Share Ekim 2, 2013 gönderildi Faşist kafalı.... Link to post Sitelerde Paylaş
KAM 0 Ekim 2, 2013 gönderildi Raporla Share Ekim 2, 2013 gönderildi Bu müslümanların alayı sapık Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Ekim 2, 2013 gönderildi Raporla Share Ekim 2, 2013 gönderildi Bu sapık imam ahlakın yozlaştığı mazeretine sığınırken ahlakı yozlaştırıyor ve ahlaksızlık yapıyor. Yöre kadınları yüzüne tükürsün yeter. Başka ilgiyi hak etmiyor. Acaba karısı, kızı kimlerin kucağında oturuyor? Link to post Sitelerde Paylaş
tanri tanimaz 0 Ekim 2, 2013 gönderildi Raporla Share Ekim 2, 2013 gönderildi Bu müslümanların alayı sapık Adamlarin inandiklari bir tanri var. O sapik yol gosteren o Link to post Sitelerde Paylaş
XUser 0 Ekim 2, 2013 gönderildi Raporla Share Ekim 2, 2013 gönderildi (düzenlendi) Hacıdan hocadan, imamdan müezzinden kaçacaksın. Kendimi bildim bileli böyle söyler halk, haklıdır da. Ne acı ki bu sapıklar iktidar eliyle beslenip küçük küçük otoriteler haline getiriliyor. Başbakanı "bir kızla bir erkeğin bankta oturması bize ters" diyebilien bir ülkenin imamı, bu lafları rahat rahat eder. Büyük bir ilin Milli Eğitim İl Müdürü olan kişi "Yurtta kızlı erkekli aynı merdivenlerden inip çıkıyorlardı, geceleri uykularım kaçıyordu" derse, dandik köy imamı bu lafları rahat rahat eder, hiç de korkmaz. Tepeden korunuyorlar çünkü. Dava açılması bir şey değil. Ceza alacak mı veya alsa bile o ceza nasıl ödüle dönüştürülecek, ona bakmak lazım. Ekim 2, 2013 tarihinde XUser tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Ekim 2, 2013 gönderildi Raporla Share Ekim 2, 2013 gönderildi Düşünce ve inançlarından dolayı kimseye ceza verilmemesinden yanayım. Ne kadar sapkın olursa olsun, eylem düzeyine geçmeyen düşüncenin suçu olmaz. Ama bu vesile ile sapkın düşüncelere karşı düşünce üretilir ve düşünce özgürlüğü savunulur. Bence gündeme getirilen böyle düşünceler tartışılmalıdır. Bu tartışmalarda ben bir sakınca görmüyorum. İman bunları söylemeseydi daha mı iyi olacaktı? İmamın nasıl bir insan olduğunu bilmeyecektik. Bilmemek daha mı iyi? Link to post Sitelerde Paylaş
XUser 0 Ekim 2, 2013 gönderildi Raporla Share Ekim 2, 2013 gönderildi Düşünce ve inançlarından dolayı kimseye ceza verilmemesinden yanayım. Ne kadar sapkın olursa olsun, eylem düzeyine geçmeyen düşüncenin suçu olmaz. Ama bu vesile ile sapkın düşüncelere karşı düşünce üretilir ve düşünce özgürlüğü savunulur. Bence gündeme getirilen böyle düşünceler tartışılmalıdır. Bu tartışmalarda ben bir sakınca görmüyorum. İman bunları söylemeseydi daha mı iyi olacaktı? İmamın nasıl bir insan olduğunu bilmeyecektik. Bilmemek daha mı iyi? İmama hakaret davası açılması bence gayet yerinde bir davranış. Bu iğrenç olduğu aşikar düşüncelerin tartışılması, çağı geriye götürmek ve o sapkınlıkları bugünkü akıl ve gerçeklerle ciddiye almak demek. Düşünceleri yüzünden dava açılmamış ayrıca. Kadınlara hakaret ettiği için dava açılmış. İyi etmişler. Ayrıca bu gibi adamların ne düşündüğünü bu toplum çok iyi bilir. Bir üstteki iletimde de söylediğim gibi, Türk halkı oldum olası "hacı hocadan kork" der durur, bütün filmlerde bu adamların nasıl ahlaken iki yüzlü, sahtekar ve sapık olduklarını, karikatürize ederek gösterir. Her sene gazetelerde üç beş tane imam-cami hocası sapıklığı vakası okuruz. Malumun ilanı kısacası.. Tartışmak değil, bunları topluma ciddi ciddi bela eden ele başlarını durdurmak gerek. İktidarı. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Ekim 2, 2013 gönderildi Raporla Share Ekim 2, 2013 gönderildi İmama hakaret davası açılması bence gayet yerinde bir davranış. Bu iğrenç olduğu aşikar düşüncelerin tartışılması, çağı geriye götürmek ve o sapkınlıkları bugünkü akıl ve gerçeklerle ciddiye almak demek. Düşünceleri yüzünden dava açılmamış ayrıca. Kadınlara hakaret ettiği için dava açılmış. İyi etmişler. Ayrıca bu gibi adamların ne düşündüğünü bu toplum çok iyi bilir. Bir üstteki iletimde de söylediğim gibi, Türk halkı oldum olası "hacı hocadan kork" der durur, bütün filmlerde bu adamların nasıl ahlaken iki yüzlü, sahtekar ve sapık olduklarını, karikatürize ederek gösterir. Her sene gazetelerde üç beş tane imam-cami hocası sapıklığı vakası okuruz. Malumun ilanı kısacası.. Tartışmak değil, bunları topluma ciddi ciddi bela eden ele başlarını durdurmak gerek. İktidarı. Evet. Böyle bir dava Türkiye'de açılabilir. Çünkü Türkiye'de düşünce özgürlüğü yoktur. Ahlaksızların ahlaksılıklarını belirtme özgürlüğü yoktur ülkemizde. Oysa olmalıdır. Bu imam tahmin edeceğimiz bir sapık olabilir. Ama ülkemizde sapkınlıklarını tahmin etmemizin mümkün olmadığı çok sayıda insan vardır. Örneğin kız ve erkek öğrencilerin aynı merdiveni kullanmasından rahatsız olan pislik onu belirtmeseydi, öyle bir yaratığın varlığından bile haberdar olamayacaktık. Sapıkların doğasını ancak onları konuşturarak, onlara düşünce özgürlüğünü yaşatarak anlayabiliriz. Onları tanımak çok önemlidir. Link to post Sitelerde Paylaş
XUser 0 Ekim 2, 2013 gönderildi Raporla Share Ekim 2, 2013 gönderildi Evet. Böyle bir dava Türkiye'de açılabilir. Çünkü Türkiye'de düşünce özgürlüğü yoktur. Ahlaksızların ahlaksılıklarını belirtme özgürlüğü yoktur ülkemizde. Oysa olmalıdır. Bu imam tahmin edeceğimiz bir sapık olabilir. Ama ülkemizde sapkınlıklarını tahmin etmemizin mümkün olmadığı çok sayıda insan vardır. Örneğin kız ve erkek öğrencilerin aynı merdiveni kullanmasından rahatsız olan pislik onu belirtmeseydi, öyle bir yaratığın varlığından bile haberdar olamayacaktık. Sapıkların doğasını ancak onları konuşturarak, onlara düşünce özgürlüğünü yaşatarak anlayabiliriz. Onları tanımak çok önemlidir. Yoo, gayet de haberimiz vardı, ne olduklarını iyi biliyorduk. O yüzden bu kadar tepki gösteriyor ve dincilerin gelmesini engellemeye çalışıyorduk. Her tarafımız cami, imam, hacı hoca dolu. Hepimiz bu toplumda, bu sapık düşünceli insanların ne olduklarını bilerek büyüdük. Hepimizin bu sapıklara ilişkin tanıklık ettiği veya konu komşudan-arkadaştan dinlediği pis vakalar vardır. Cami hocalarının kızları nasıl sıkıştırdığı, çok iyi bilinen bir mevzudur mesela.. Bütün hocalar öyle değildir tabii, onu da belirtelim ki masum insanların günahını almış olmayalım. Din ve sapık dindar-din belleticisi, bu toplumun çok iyi bildiği gerçeklerdir Hacı. Konuşulup tartışılacak bir şey yok. Tepki bu adamların böyle düşünmesine değil, düşüncelerini yüksek sesle rahatça belirtmekle kalmayıp toplumu dönüştürme projesinde aktif rol oynamasında. Tepki göstermezsek altında kalırız. Sapık düşünceli bir imam, kadınlara hakaret ettiğinde kadınlar onu en ağır şekilde cezalandırmalı. Hem sosyal hem de hukuki olarak cezalandırmalı. Ayrıca tükürürüm sapıklığın belirtilmesi özgürlüğüne.. Tayyip tek başına ve hepsinin adına televizyonlarda belirtiyor işte. Ülkenin başbakanı bu adam. Daha neyi, kimi tanıyacakmışız acaba.. Sinirleniyorum Hacı. Siz böyle bu ahlaksız dincilere kendilerini belirtme hakkı tanımadığımızı falan söylüyorsunuz ya,.. aman neyse. Bundan sonra bu yobazlara "yobaz" bile diyemeyeceğiz, haberiniz var mı? Suç. Kin ve nefret suçu işlemiş olacağız. Siz kalkmış ne anlatıyorsunuz.. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Ekim 2, 2013 gönderildi Raporla Share Ekim 2, 2013 gönderildi Neye tepki göstereceksiniz? Durup dururken tepki gösteremezsiniz. Önce sapıkların konuşmalarına izin ve olanak vermelisiniz ki onlara tepki gösterebilesiniz. Boşluğa tepki gösterilmez. Ve evet. Tepki göstermezseniz altında kalırsınız. Ama once tepki göstereceğiniz sapıkları ortaya çıkarmak zorundasınız. Düşünce özgürlüğü sandığınızdan çok daha önemlidir.. Öyle gizli sapklar vardır ki, düşüncelerini açıkça belirtmelerine olanak ve izin vermeden onları tanımanız mümkün değildir. Onlar komşularınızdır. Arkadaşlarınızdır. Yakın dostlarınızdır. Hemşirelerinizdir. Meslek arkadaşlarınızdır. Hatta onlar yakın akrabalarınızdır. Link to post Sitelerde Paylaş
tolonbey 0 Ekim 2, 2013 gönderildi Raporla Share Ekim 2, 2013 gönderildi (düzenlendi) işte böyleee, 2.5. Ibrahim aleyhisselam Misirda Ibrahim aleyhisselam karısı Sâre ile birlikte Misira gider. i. (Neden Mısıra gitti.Kıtlık içinde kıvranıyorlardı.Karısının güzel olduğunu biliyordu,Fravunda güzel kadınlara çok düşkündü.Karıyı kız kardeşim deye verecek ve Fıravundan büyük bir yardım alabilecegini düşünüyürdü.. . Rivayete göre o siralarda 38 yasinda idi. O zamanin Firavunu cok zâlim ve cebbârmış. , ( madam çok zalım ve cabbardı ne çük aramaya gitmişti FIRAVUNA) Firavun güzel kadinlardan cok hoslanirdi ve güzel bir kadin gördü mü hemen onu ne pahasina olursa olsun Haremine alirdi. Kadinin kocasi varsa onu öldürürdü.(müslümen yalanlarını görüyürsünüz.Nasıl kendilerini temize çıkarmaya çalışıyorlar) Hz. Sâre cok güzel bir kadin oldugu icin, Firavun veya Melik Ibrahim aleyhisselama zevcesinin kim oldugu hakkinda sorunca Ibrahim aleyhisselam Firavunun Hz. Sâreye musallat olmasini engellemek icin din bakimindan kardesi olduguna niyet ederek : « Kiz kardesimdir » dedi . ( bakın bakın nasıl kuyruklu yalanları atıyor bu yazıyı yazan dümbelek,din bakımından gardaşıymış,pekiiiiii ne bakımından karısıymış) Sarey Irbaamın:-))))))) Müslümen yalanlarına dıkkat edin. . Pek zâlim olan bu hükümdar, Sâre hatunu almak isteyip sarayina cagirtti. Fakat musallat olmak isteyince nefesi kesilip, elleri, ayaklari tutmaz oldu. Yere yikilarak debelenmeye basladi. Allahü Teâlâ Hz. Sâreyi Firavunun serrinden koruyup musallat olmasini engellediiiiiiiiiiiii. ( Madamakı Irbamın Allahı OKADAR BECERİKLİYDİDE neden Irbamlara bol rızık vermedide kıtlıktan anaları bellendi ,Dedimya bunların peygamberi bukadar yalan söylerse gerisini siz düşünün). (Kendileri yalancılar kıralı olma bir yana Allahlarınıda yalancılıklarına ortak ediyürler. Gerçeyi şöyle: Peygamber olduğu halda kıtlıhdan,açlıhdan nefesleri kokmaya başlar.İrbamın Allahıda Irbamın yüzüne dönüp bahmaz.Oda karısının güzelliginden faydalanma yoluna gider. Hükümdar bu durum karsisinda korkusundan Hz. Ibrahimin zevcesini ona geri yolladi . Hz. Sâreye yaklasinca onu cin zannettiginden, yanina bir de Hâcer isimli bir câriye verdi. Böylece bundan kurtulacagini zannetti . Bu olay Ebu Hureyrenin bildirdigi Hadis ile bildirilmistir (bkz. Buhari, Müslim). Tevratta da bu olayin böyle - kücük modifikasyonlarla - gerceklestigi yazmaktadir . Bundan sonra Halilürrahman Misiri terkedip geri Filistine dönüp Sebu isimli yere yerlesiyor . Tolon: Irbammmm garısını alır Frauna gider. Yardım dilenmeye. Fıravun Irbamın garıyı görünce çarpılır. Irbama sorar bu hatun senin neyin? Oda kızkardaşım der. Öyleyse sen bu kızkardaşını bana ver bende sana istedigin kadar yardım edeyim. Aslan İbraam yardımı alabilmek için karısını kızkardaşım deye Frauna verirrrrrrrr. Ama nasıl olursa Fıraun bunu ögrenir. Çağırır dürüst vede namuslu Ibramı yanına ve Fraun sorar sen benden bu kadının karın olduğunu neden gizledin? Bunların peygamberlerinin negeder dürüst olduğunu gördünüz. ımamlarıda tebiki kendilerine benzeyecek. Gerisi gelecek Tolon dede Ekim 2, 2013 tarihinde tolonbey tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
gargat 0 Ekim 3, 2013 gönderildi Raporla Share Ekim 3, 2013 gönderildi İmama hakaret davası açılması bence gayet yerinde bir davranış. Bu iğrenç olduğu aşikar düşüncelerin tartışılması, çağı geriye götürmek ve o sapkınlıkları bugünkü akıl ve gerçeklerle ciddiye almak demek. Düşünceleri yüzünden dava açılmamış ayrıca. Kadınlara hakaret ettiği için dava açılmış. İyi etmişler. Ayrıca bu gibi adamların ne düşündüğünü bu toplum çok iyi bilir. Bir üstteki iletimde de söylediğim gibi, Türk halkı oldum olası "hacı hocadan kork" der durur, bütün filmlerde bu adamların nasıl ahlaken iki yüzlü, sahtekar ve sapık olduklarını, karikatürize ederek gösterir. Her sene gazetelerde üç beş tane imam-cami hocası sapıklığı vakası okuruz. Malumun ilanı kısacası.. Tartışmak değil, bunları topluma ciddi ciddi bela eden ele başlarını durdurmak gerek. İktidarı. xuserr dökürüyo gene Link to post Sitelerde Paylaş
tolonbey 0 Ekim 3, 2013 gönderildi Raporla Share Ekim 3, 2013 gönderildi İşte böyleee, Ne demiştik çohhhhhhhhhhhhh derin peygember olan Irbamın yaptığı ınanılmaz yamuhlığun davamını anlatalım: Evettttttttt aldı sazı eline bahalım ne süledi. Söylentiye göre Ay Tanrısı Nannar şehri Ur’da , ve Ay Tanrısı Sin şehri Harran’da Hem babasına, hem kendi akrabalarına, hem de yerleşik halka karşı çıkan, değerlerine sapık diyen, kendi düşüncelerini dayatan bir kişidir İbrahim. Öyle anlatılıyor. Ama neden baba Terah kendisine karşı çıktığı söylenen İbrahim’i, “gelini” Sara’yı ve torunu Lut’u yanına alarak her ikisi de aynı tanrıya inanan bir şehirden diğer şehre göçüyor? Göçün asıl nedeni nedir? Terah’ın yanında neden kardeşleri, amcaları, dayıları, halaları, onların çocukları ve torunları yoktur. Yanlarında köleler ve cariyeler var. Neden sadece “gelini” Sara, oğlu İbrahim ve küçük torun, Harran’ın oğlu Lut var? Neden dört kişiler? Terah’ın üç oğlu olmuş: Abram (İbrahim), Nahor ve Harran. Ancak Terah’ın kaç karı aldığı, karılarının isimleri söylenmiyor Tevrat’ta. Terah’ın kızlarının olup olmadığı, varsa adları da kayıt edilmemiş. Mutlaka söylenmeliydi. İbrahim, Nahor ve Harran kardeşlerin Terah’ın tek karısından mı, yoksa çeşitli karılarından mı olduğu konusunda da bilgi verilmiyor. Terah’ın yaşamı, evlilikleri, Ur’dan neden İbrahim’i, Sara’yı ve torunu Lut’u alarak ayrıldığı bizim için çok önemlidir. Meşhur Lut, Harran’ın oğlu imiş. Harran Kildanilerin şehri Ur’da doğmuş ve orada babası Terah’ın gözünün önünde ölmüş. … Baba Terah Harran’da öldükten sonra Abram, yani İbrahim, tanrısının sözünü dinlemiş. Y yanına yeğeni Lut’u da alarak, karısı Sara ve zenginlikleriyl e birlikte Kenan iline doğru yola çıkmış. Orada Kenanlılar, hem de toprak sahibi olarak, yerleşik olarak oturuyormuş. İbrahim Mısır’da Karısı Sara’yı Firavun’a Eş Olarak Veriyor. Kenan’a gittiklerinde kıtlıkla karşılaşmışlar. İbrahim yanındakilerle birlikte Kenan’dan bolluğu yaşayan Mısır’a doğru yola çıkmış. Oysa Yahve onlara Mısır’a gitmelerini söylememişti. Uzun bir yolculuktan sonra Mısır’a geldiklerinde İbrahim Peygamber’in temel bir özelliği ortaya çıkmıştır: “… Mısır’a girmesi yaklaştığı zaman, karısı Saraya dedi: İşte, biliyorum ki, sen görünüşü güzel bir kadınsın; ve olur ki, Mısırlılar seni görünce: Bu onun karısıdır, derler; ve beni öldürürler: fakat seni sağ bırakırlar. Senin yüzünden bana karşı iyi davranılsın, ve senin sebebinle canım yaşasın diye: Onun kız kardeşiyim, de” demiş karısı Sara’ya. (Kitabı Mukaddes, s. 11) Ölümden korktuğunu söylüyor. Bana iyi davranılsın, öldürmesinler, canım yaşasın, bunun için benim kız kardeşim olduğunu söyle onlara diyor. Peygamber İbrahim. Kardeşi olarak gösterdiği karısını başka bir erkeğin almasına razı oluyor. Bu anlatımdan İbrahim Peygamber’in korkuyu bildiğini ve canı için, iyi yaşamak için karısını başka birine vermeye razı olduğunu öğreniyoruz. Ve gerçekten de Mısırlılar Sara’yı görür görmez, hemen Firavun’a haber vermişler ve Firavun Sara’yı sarayına almış; yani kendisine karı olarak kabul etmiş. İbrahim’in anlatımına göre, demek ki o sıralarda güzel kadın gören Mısırlılar hemen kadının kocasını öldürüp kadınlara el koyuyorlarmış. Saray’ı kendisine eş olarak alan Firavun, Sara’nın “erkek kardeşi” Abram’a çok iyi davranmış. Ona koyunlar, sığırlar ve eşekler; köleler ve cariyeler; dişi eşekler ve develer vermiş. Yalnız bu duruma Yahve kızmış. Abram’a, yani İbrahim’e kızdığını sanmayın sakın. Firavuna kızmış. Firavunun sarayına bela göndermiş. Firavun durumu anladıktan sonra Abram’ı çağırmış ve ona “Bana bu yaptığın nedir? Bu senin karın olduğunu niçin bana bildirmedin? Niçin: Bu benim kız kardeşimdir, dedin ., ben de onu karı olarak aldım, ve şimdi, işte karını, al ve git” demiş. (age., s. 11) Zengin oluyorlar… İbrahim de Lut da çok zengin oluyor. Firavun onlara pek çok mal ihsan eyliyor. İki kere zengin oluyorlar. Karısını kız kardeşi olarak gösterip elin Firavun’una verirken de, karısını alıp Mısır’dan ayrılırken de Firavun onlara zenginlik bahşediyor. İbrahim Karısı İçin Yine “Kardeşim” Diyor! İbrahim Cenup diyarına, Kadeş ile Şur arasına göç etmiş. Oralar Gerar Kralı Abimelek’in hüküm sürdüğü yerlermiş. İbrahim Mısır’a gittiğinde yaptığı gibi yine karısı Sara’nın kız kardeşi olduğunu söylemiş gittiği yerde. Canından korkuyor, ölümden korkuyor İbrahim. Karısını gittiği yerlerde başkalarına veriyor. Lafa geldiği zaman Alevilere iftira atanlar, mum söndürüyorlar diye alçakça saldıranlar Peygamber İbrahim hakkında ne düşünüyorlar acaba? Gerar Kralı Abimelek Sara’yı yanına aldırdıktan sonra İbrahim’in Rabbi adamın başına bela olmuş yine. Gece Abimelek’in rüyasına girmiş. Ona şöyle demiş: “Aldığın kadın sebebile, işte, sen bir ölüsün; çünkü o bir adamın karısıdır.” (age., s. 18) Yahve, İbrahim’e “Sen neden karını kardeşin olarak tanıtıyorsun, neden korkuyorsun, canının korkusundan neden karını iki de bir başkalarına veriyorsun?” diye kızmıyor, hiçbir suçu olmayan, güzel bir kadın olan Sara’yı usulünce alan Abimelek’i ölümle tehdit ediyor. “Ya Rab, Salih bir milleti de öldürecek misin? Kendisi bana: Bu kızkardeşimdir, demedi mi? Ve kadın, kendisi de: O kardeşimdir, dedi; yüreğimin kemalinde ve ellerimin suçsuzluğu ile bunu yaptım” diyor Abimelek. (age., s. 18) Yahve ile Abimelek’in konuşması o kadar ilginç ki. Abimelek, Rab’bi tanıyor, “Ya Rab” diye hitap ediyor. Oysa İbrahim ile Abimelek’in konuşmalarından Abimelek’in Allah korkusunun olmadığı bizzat İbrahim tarafından ifade edilecektir. Ayrıca Abimelek Rab’be gelişmelerden kendisinin de haberdar olduğunu hatırlatmak istiyor. “Kendisi de bana bu kız kardeşimdir demedi mi?” diye soruyor Allah’a. “Ben de yüreğinin kemalinde bunu yaptığını biliyorum” diyor Allah. “Ben de seni bana karşı günah işlemekten alıkoydum, bunun için seni ona dokunmaya bırakmadım. Ve şimdi adamın karısını geri ver; çünkü o peygamberdir, ve senin için dua eder, ve yaşarsın; fakat eğer geri vermezsen, bil ki, sen ve sana ait olanların hepsi mutlaka öleceksiniz.” (age., s. 18) Abimelek çok zor durumda kalmıştır. Suçu yoktur, bizzat Allah Abimelek’in suçsuz olduğunu söylemektedir. Ama neden İbrahim’i değil de Abimelek’i cezalandırmakta dır, bütün halkını ölümle tehdit etmektedir? Kız Kardeşiyle Evlenen “İbrahim Peygamber!” Abimelek sabah erkenden kalkıp halkını toplamış. Gördüğü rüyayı anlatmış. Hepsi çok korkmuş. Abimelek, İbrahim’i çağırmış. “Bize ne yaptın? Sana karşı ne işle günah ettim de, üzerime ve ülkem üzerine büyük günah getirdin?..” diye sormuş. (age., s. 18) “Çünkü: Gerçekten bu yerde Allah korkusu yoktur; ve karım yüzünden beni öldürecekler, dedim” demiş İbrahim. İbrahim daha sonra bir bilgi daha vermiş. Ben bugün şaşırdığıma göre, Abimelek de mutlaka şaşırmıştır. İbrahim, Sara’nın gerçekten de kız kardeşi olduğunu söylemiş: “Ve gerçekten de kız kardeşimdir, kendisi babamın kızıdır, fakat annemin kızı değildir; ve benim karım oldu; ve vaki oldu ki, Allah beni babamın evinden gurbete çıkardığı zaman, kendisine dedim: Gideceğimiz her yerde benim için: Bu benim kardeşimdir, de; bana edeceğin lütuf budur.” (age., s. 18) Bu şekilde Sara’nın İbrahim’in babası Terah’ın kızı olduğunu, yani İbrahim’in baba bir ana ayrı kız kardeşi olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Aynı zamanda baba Terah ile Ur’dan Harran’a gelirken de İbrahim ile Sara karı koca olduklarına göre, baba Terah’ın da bu evlilikten haberi vardır. Lut da mutlaka Sara’nın İbrahim’in kız kardeşi olduğunu bilmektedir. Ne de olsa İbrahim’in kardeşi Harran’ın oğludur Lut. Yani İbrahim karısı Sara’yı başkalarına “kız kardeşimdir” diyerek verirken yalan söylememektedir ! İbrahim’in en önemli iki özelliği ortaya çıkmıştır: Birincisi canını kaybetmekten korkması, karısını başkalarına sunması; ikincisi ise gerçekten de kız kardeşi ile evlenmiş olması. Sonuç olarak, Baba Terah’ın, o günün kanunlarına göre kardeşlerin birbirleriyle evlenmesinin suç oluşturmasından dolayı, çocuklarının öldürülmesini engellemek için, onları alelacele Ur’dan Harran’a kaçırdığı söylenemez mi? İlgililerine soru: Yukarıda kısaca özeti verilen, kutsal yazma olarak kabul edilen ve onarılması gereken Tevrat bölümlerinin hangi Alevi deyişinde yer aldığını veya hangi Alevi sözlü geleneği ile tamir edilebileceğini açıklayınız! Bir soru daha: Hititlerde kardeşler arası evlilik serbest miydi, yakın akrabalar evlenebiliyor muydu? Bütün bunlara rağmen Tevrat okunmamalı mıdır? Okunmalıdır: Tamir etmek için değil. Yahudi tarihi Tevrat’ta bölük pörçük anlatılırken acaba bizimle nerede karşılaştılar, bizimle neyi tartıştılar? Bizimkileri katletmek için nasıl planlar programlar yaptılar?.. Eeeeeeeeeeee bahalım ne dedi. Link to post Sitelerde Paylaş
Bağbozan 0 Ekim 3, 2013 gönderildi Raporla Share Ekim 3, 2013 gönderildi (düzenlendi) Dede bunu başlık olarak açmıştım bizaman orda pek yorum yapmamıştım ibrahimle ilgili ama şimdi söyleyim korkak pezevengin teki karısını krallara sunan şerefsiz Ekim 3, 2013 tarihinde Bağbozan tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
tolonbey 0 Ekim 4, 2013 gönderildi Raporla Share Ekim 4, 2013 gönderildi İşte böyleee, Bağbozan gardaşım,acaba neden müslümenler bu tip ınsanlara bayılıyorlar. Övüyür ,övüyür,övüyürler bu tip ınsanları. YAMUKLUĞU yüzünden çoooooooohhhhhhh önemsenen böyyük din adamı Calalında nasıl olduğu malum. Atatürkü sevmezler ama Vahdettini severler. Vahdettinin bakanı şöyle açıhlama yapar. Eyyyy Osmanlı milleti. Atatürk bir haindir. Onun peşine gitmeyin. Dostumuz Yunanıstan o haini Ankarada yakalayacak gereken cazasını verecekler. Bizede yeniden ŞERİET devletimizi kurmada yardım edecektir dostumuz Yunanıstan. Osmanlının dostu. Dede Link to post Sitelerde Paylaş
postit 0 Ekim 4, 2013 gönderildi Raporla Share Ekim 4, 2013 gönderildi kadınları soyup çıplak sokaklara salmak isteyenler müslümanları sapıklık ile suçluyor. Bu ne pişkinlik Link to post Sitelerde Paylaş
e-teist 0 Ekim 5, 2013 gönderildi Raporla Share Ekim 5, 2013 gönderildi Kadınları soymak? Kadınlar ne yapacağına kendi karar veremiyor mu postit birileri soyup giydiriyor? Gerçekler ağır geliyorsa inancını sorgula, müslümanları sapıklıkla suçlamıyoruz, sapıklığa din diye taptığınızı gösteriyoruz. peşinden gittiklerinizin sapık ideolojiler beslediğini, yaşattığını görüyoruz, bunu anlamanız için kitaplarınızı okuyun, aklı fikri kadın cinselliğinde takılmış metinlere kutsallık atfediyorsunuz. Aç nur 33 oku. Gör pezevenkliği ve kadın satmayı normal göreni, sonra gel kim pişkin konuşalım. Kızdığın bu sözde kutsal tevrat ,incil kuran tarafından doğrulanıp uyun ve uygulayın diyede referans verilir. E tanrının sözleri yukardakiler, itirazın kime? Tanrınla kavga ediyorsun, onu inkardasın.Biz yazanı okuyoruz, doğruyu söylüyoruz kızgınlığın bize yöneliyor. İki yüzlü sendeki inanc . Kaldıramıyorsan inancının gerçeklerini ne halt yemeye inanıyorsun?Sen gökte masal kahramanı bir put var sanıyorsun diye kutsal sandığın kitaplar süper edebi içerik taşıyor sanan sıradan bir inançlısın. Yok işte yüzleş yada doğru söyleyenlere düşman ol. Sevgi saygımla... Link to post Sitelerde Paylaş
Engse Hohol 0 Eylül 19, 2016 gönderildi Raporla Share Eylül 19, 2016 gönderildi On 02.10.2013 at 10:24, Tasvir-i Efkar said: "Başını kumdan çıkart da Çaycuma’ya öyle bakmanı tavsiye ediyorum. Bak ki neler çıkacak? Kadınlar evde mi yoksa başkasının kucağında mı?" yazdı. "Ey Müslüman pazardan aldığın patatesi evine götürürken kese ile örtüyorsun da, senin karının ve kızının bir kilo patates kadar değeri yok mudur ki çırılçıplak soyup dolaştırıyorsun..." Timurtaş Uçar Bu Timurtaş Uçar hocanın oğlu Bekir Yunus Uçar, Spor Toto Müdürlüğünü yapıyordu 2006 yılında. Bilmiyorum oğlu halen o görevinde mi. Timurtaş Uçar hoca öldü zaten. Burada eleştirmek istediğim şey; İslamdaki bir haram çeşiti olan şans oyunu için kendisinden hiç ses çıkmamştı. Spor toto genel müdürlüğünü yapan oğlunu engellemiyordu islamın haram çeşitiyle uğraştığı için ama islamın diğer haram çeşiti olan kadınların görünen saçına basıyordu yaygarayı. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts