Jump to content

Kapitalizm orta yaş krizinde


Recommended Posts

Kapitalizm orta yaş krizinde

0,,16097682_302,00.jpg

Son yıllara damgasını vuran ekonomik ve malî kriz, kapitalizmin sorgulanmasını da beraberinde getirdi.

Para hırsı, kaynakların israf edilmesi, değerlerin arka plana itilmesi gibi kapitalizmin yan etkileri artık sadece küreselleşme karşıtları değil, bizzat malî sektör temsilcileri tarafından da sıkça dile getiriliyor. Almanya’nın Kiel kentinde Dünya Ekonomisi Enstitüsü’nün düzenlediği ve yaklaşık 600 iktisatçı, girişimci ve siyasetçinin katıldığı iki günlük sempozyum bir nevi ‘kapitalizmin günah çıkartma’ platformuna dönüştü.

Kapitalizmin en ateşli savunucuları bile artık şimdiye kadar geçerli olan başarı tanımını sorguluyor, yeni yollar arıyor. Almanya’nın Kiel kentindeki Dünya Ekonomisi Enstitüsü’nün geniş katılımlı sempozyumu da ‘Başarının Yeniden Tanımlanması’ başlığı altında düzenlendi.

Geçmişte sık sık neoliberal olmakla eleştirilmiş olan Dünya Ekonomisi Enstitüsü Başkanı Dennis Snower, Küresel Ekonomik Sempozyum’da ise neoliberal bir iktisatçıdan ziyade bir kapitalizm karşıtı izlenimi yarattı:

“Maddeler için gezegenimizi yağmalıyoruz. Bunun bize büyük mutluluklar getirmesini umuyoruz, ama mutlu olamıyoruz. Bu trajediyi büyük, israfçı bir yanılsama olarak adlandırabiliriz.”

Amerikalı iktisatçı Snower, “Sosyal çatışmalar ve çevre tahribatı sürekli artarken dünya çapında ekonomik performansın 1950'lerden bu yana on kattan fazla artması ne işe yarar ki?” sorusunu yöneltti.

Temel değerlere geri dönüş

Finlandiya’nın Nobel Barış Ödülü sahibi eski cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari de insan hakları, hukuk devleti ve siyasî katılım gibi temel değerlere geri dönüş çağrısı yaptı:

“Bunlar sadece Batılı değerler değil, her yerde geçerli değerler. Kahire’de, Tahrir Meydanı’nda ve Arap Baharı sırasında gösteri düzenleyen insanlar bunu kanıtladı. Bu temel değerler olmadan adil bir toplum olamaz.”

Toplumun alt tabakalarından insanlara kendi ayakları üzerinde durabilmeleri yolunda yatırımlar ve eğitim yoluyla yardımcı olan Umut Operasyonu (Operation Hope) adlı kuruluşun kurucusu Amerikalı John Bryant ise ekonomik bir çağda yaşadığımızı vurguladı:

“Ekonomi çağında yaşıyoruz. Mısır’da sorun ne? İstihdam. Afrika’da sorun ne? İstihdam. Dünyanın her ülkesinde bu böyle. Nedenler ekonomik.”

Zenginlik merakı

ABD başkanları Bill Clinton, George Bush ve Barack Obama’ya danışmanlık yapmış olan Bryant, “Sorun ne parada ne de ekonomik sistemde. Sorun son yirmi yılda değerlerde yaşanan erozyondur” diyor. Bryant, dünyayı iyileştirmenin pek çok kişi için artık önemli olmadığını belirtiyor ve ekliyor:

“Son yirmi yılda herkes uyandı ve ‘zengin olmak istiyorum' dedi. Niye spor yapıyorsun? Zengin olmak için. Niye müzik yapıyorsun? Zengin olmak için. Niye şirket kuruyorsun? Zengin olmak için. Niye siyasete giriyorsun? Zengin olmak için. Ama böyle düşünen er ya da geç patlayacaktır.”

Malî krizden bu yana kapitalizmin etkileri ile ilgili eleştiriler malî çevrelerde de popüler hale geldi. Finans endüstrisinin mensupları da kaybedilen değerlerin arayışına girdiği sinyalini veriyor. Kiel’deki sempozyuma katılan Deutsche Bank’ın eş başkanı Jürgen Fitschen de kendisini acilen yeni bir başarı tanımı arayışında olan bir sektörün temsilcisi olarak tanıttı:

“Başarıyı ölçmek için öz sermaye kârlılık oranı yeterli değil. Branşımız, yaptıklarımızın toplumun işine yaradığını göstermekte başarılı olamadı. Güveni yeniden kazanmamız gerekiyor. Çünkü müşterinin ve tüm toplumun güveni olmadan bankacılık sektörü işleyemez.”

http://m.dw.de/turkish/mobile.A-17132124-10201.html

Kapitalistler uyuşturucu bağımlıları gibi olmuşlar.

Sorunlara yol açan sistem hem kalsın hemde sorunlar çözülsün istiyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunlar, "vahşî kapitalizm"i "genel kapitalizm"le karıştırdılar.

Ayrıca sömürgeciliği de (emperyalizm) kapitalizm olarak değerlendiriyorlar.

Müslümanlar'ın genel görüşü, "en kısa yoldan zengin olup, yan geli yatmak"! Vahşî kapitalizm, burada başlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

En doğrusunu Bryant konuşmuş.

Sorun tek başına kapitalizm değil. sadece bireyin mutluluğunu en öne koyan liberal dünya görüşü geri kalan tüm değerleri erezyona uğrattığı için ''ben zengin olayımda dünya batsa da olur'' güdümüyle yaşayan insanlar üreterek bütün bu sorunlara neden oluyor.

''Son 20 yıldır'' dediği de liberalizmin altın çağı. En gelişmiş propaganda yöntemlerini en etliki biçimde kullanabildiği çağ.

Gerçekliği hiçe sayan ''gerçek biz neye inanmak istiyorsak odur'' diyen, merkeze bireyi koyan, bireyin çıkarlarını toplumun çıkarlarının üstünde tutan felsefesi tabiki zaten zayıf ve yozlaşmaya açık olan insanlığa çok cazip geldi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kapitalizmde sorun yok. Sorun sizin iki şeyi birbirinden ayıramayan zavallı zihniyetinizde. Astığın yazı bile seni çürüttüğü halde bunları yazabilmende.

İnsan bencildir.Bu yüzden kapitalizm insanlar için uygundur diyen kapitalistler verdiğim yazıda kapitalizmde sorun yok sorun insanların bencil olmasında diyorlar. :)

Gelir farkının yüksek olduğu bir sistemde insanların zengin olmak istemelerini anormal karşılıyorlar.

Sorun insanın bencil olmasında mı? :huh:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kapitalizm, "serbest piyasa"dır. Yani "rekâbet"! Rekâbetin kaldırılması, serbest piyasayı yokeder. Serbest piyasa olmazsa, kapitalizm kalmaz.

Serbest piyasa, ürünlerin fiyatlarını belirler. Böylece ürünlere ulaşan "alıcı gücü" çoğalır. Bu güç çoğaldıkça, istihdam artar. İstihdam çoğaldıkça, emekçinin değeri çoğalır. Emekçi, daha fazla ücret talep eder.

Daha fazla ürüne ulaşan emekçi, daha yüksel alım gücüne ulaşır; daha fazla üründen ve hizmtten yararlanır. Bu da istihtamı sürekli tetikler. Ürün ve hizmet fiyatları da daha ulaşılaşılablir duruma gelir.

Elbet de rekâbet, ürünlerin ve hizmetlerin oluşturulmasında kötüye kullanmaya sebebiyet verebilir.

İşte; burada da yasalar düzen sağlar. Öneğin rekâbetin getirdiği üretimde, dünyaya zarar verilebirir. Bunu da yasalar önler. Çevreye ve insanlara en az zarar verebilecek şekilde üretmeyi yasalar korur.

Yasaları kim yapar? İnsanlar!

İnsanlar bencildir. Evet, haklısın! Bu sefer, o bencillikler, sağlıklı bir çevrede yaşamak için kullanırlar.

Yani doğanın korunması için alınan önemlerin kökeni de bencilliktir. Temiz hava solumak isteyen siyasetçiler, yasal dayanak hazırlar.

Hukukçular da bencildir. Onlar, yasaların uygulanmasını denetler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
ABD başkanları Bill Clinton, George Bush ve Barack Obama’ya danışmanlık yapmış olan Bryant, “Sorun ne parada ne de ekonomik sistemde. Sorun son yirmi yılda değerlerde yaşanan erozyondur” diyor. Bryant, dünyayı iyileştirmenin pek çok kişi için artık önemli olmadığını belirtiyor ve ekliyor:

“Son yirmi yılda herkes uyandı ve ‘zengin olmak istiyorum' dedi. Niye spor yapıyorsun? Zengin olmak için. Niye müzik yapıyorsun? Zengin olmak için. Niye şirket kuruyorsun? Zengin olmak için. Niye siyasete giriyorsun? Zengin olmak için. Ama böyle düşünen er ya da geç patlayacaktır.”

Adam günah çıkarır gibi konuşmuş..

Nedense samimi olduğuna hiç inanasım gelmiyor. Bu sistemin en acımasız uygulayıcısı olan ülkenin, tarihin belki de dünyaya en zarar vermiş üç başkanının danışmanlığını yap, sonra kalkıp gelinen yerden şikayetçi ol.

Ya ağır depresyonda ya da belli bir stratejiyi gütmek amacıyla böyle konuştu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İngiltere'nin ekonomik durumunun esaslı bir incelemeye tâbi tutulması gereğinin karşı konulmaz ulusal bir zorunluluk olarak duyulacağı zaman hızla yaklaşmaktadır. Üretimin sürekli ve hızlı genişlemesi ve bu nedenle de pazarlar olmadan işlemesi mümkün olmayan İngiliz sanayi sistemi, bir durgunluğa giriyor. Serbest ticaret kaynaklarını tüketmiş durumda; ve Manchester bile, kendi eski ekonomik inançlarından şüphe eder durumda.[2*] Hızla gelişen yabancı sanayi, her yerde, yalnızca (sayfa 38) gümrük duvarlarıyla korunan pazarlarda değil, açık pazarlarda da ve hatta Manş'ın bu tarafında bile İngiliz üretiminin karşısına dikilmiş bulunuyor. Üretici güç, geometrik oranla arttığı halde, pazarlar olsa olsa aritmetik oranla büyüyor. 1825'ten 1867'ye kadar durmadan yinelenegelen onar yıllık durgunluk, gönenç, aşırı üretim ve bunalım dönemleri, gerçekten ömrünü tamamlamış gibi görünüyor; ama yalnızca bizi devamlı ve süreğen bir depresyonun bataklığına bırakmak için. Özlemle beklenen gönenç dönemi gelmeyecek; bunu haber veren belirtileri görmemizle bunların ufukta kaybolmaları bir oluyor. Bu arada, birbirini izleyen her kış, "bu işsizleri ne yapmalı?" büyük sorununu yeniden ortaya çıkarıyor, ama işsizlerin sayısı yıldan yıla kabarırken, bu soruyu yanıtlayacak kimse yok; ve biz, sabırları tükenen işsizlerin, yazgılarını kendi ellerine alacakları anı neredeyse hesap edecek hale geldik. Kuşkusuz, teorisinin tümü, İngiltere'nin ekonomik tarihinin ve koşullarını bir ömür boyu incelenmesinin sonucu olan ve bu çalışmada, hiç değilse Avrupa'da, İngiltere'nin barışçı ve yasal yollarla kaçınılmaz toplumsal devrimin tümüyle etkilenebileceği biricik ülke olacağı sonucuna varan bir adamın sesine, böyle bir anda, kulak vermek gerekir. O, aynı zamanda, bu barışçı ve yasal devrime, İngiliz egemen sınıflarının "köle yanlısı bir isyan" olmaksızın boyun eğeceklerini pek ummadığını da sözlerine eklemeyi kuşku yok ki hiç unutmadı. (sayfa 39)

Das Capital dizinler sf 39

2 yüzyıldır neredeyse hiçbirşey değişmemiş.Sadece sermaye İngiltere den kıtalar arası dokunulmazlığı olan ABD ye taşınmış...

tarihinde subatotuz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

2 yüzyıldır neredeyse hiçbirşey değişmemiş.Sadece sermaye İngiltere den kıtalar arası dokunulmazlığı olan ABD ye taşınmış...

Marx'in yukarida ki yazisi kapitalizmi gercekten ögrnenemis oldugunun kanitidir. Ayrica sermaye'ye veya egemen güclere ABD tasörenlik yapmaktadir. ABD kim oluyor?

Yüzeysel görüntüler aldatmacadir... Kapitalizmin sirlarina biraz olsun erisilmek isteniliyorsa olaya bir piramit gibi bakilip ona göre arastirmalar yapilmasini öneririm.Verilere ulasanlar Marx'in komik düsünceleri oldugunu anlayacaklarini düsünüyorum.

Zaten gecmiste yasanilanlar henüz unutulmadi...Komik fikirleri kendilerine baz alip ülke yönetmeye kalkisanlarla kapitalizmi yönetenler kedinin fare ile oynadigi gibi onlarla oynamislardir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...