Jump to content

İlk Vahiyden Sonrası - FETRETU'L-VAHİY


Recommended Posts

İlk vahiy hadisesini bilirsiniz, muhammed mağaraya dadanmış ne işi varsa artık evde karısı dururken, buna açıklamalar daha ilginç güya mağaradan evrene bakıp allahın yüceliğini falan düşünürmüş güyya (keh keh)

Neyse cebrail ''öcü'' dedikten pardon ''oku'' dedikten sonra eve koşar ter döker üstünü örterler biliyorsunuz ve uzun süre vahiy gelmez, bu sessiz dönemin üç ay ile üç yıl arasında olduğu söyleniyor, bu hikayeyi anlatanlar muhammed ve hatice arasındaki ilk diyalogları bile birebir anlatıyorlar ama bu boşluk nekadar sürdü fikirleri bile yok

hemen bu boşluk ile ilgili rivayeti geçelim

Alak Sûresinin ilk âyetleri nâzil olduktan sonra vahiy kesilmişti (fetretü'l-vahy). Rasûlüllah (s.a.s), buna çok üzülmüş ve adeta ne yapacağını şaşırmıştı. Cabir İbn Abdullah (r.a.), vahyin gelmediği o dönemden sözederken Hz. Peygamber (s.a.s)'in şöyle söylediğini rivayet eder:

"Bir gün yolda yürüyordum. Aniden gökten bir ses işittim. Başımı kaldırdığımda, daha önce Hira mağarasında gördüğüm o meleği, yerle gök arasını dolduran bir kürsüde oturur vaziyette gördüm. Dehşete kapılarak, hemen eve döndüm. "Beni örtün, beni örtün"diye bağırıyordum. Evdekiler beni örttüler. Bunun üzerine Allah tarafından bu; "Ey örtünen" ayetiyle başlayan süre nâzil oldu. "

Devasa cebraili kürsüde gördükten sonra yine ''beni örtün beni örtün'' diye koşturup yatağa giriyor (buna bir psikiyatristden yorum almak lazım)

Arkasından ikinci vahiy geliyor

Ey! Örtülere bürünen kalk diye devam ediyor.

Şimdi bu üç ay ile üç yıl arasında olduğu tahmin edilen boşluk hakkında fikir yürütelim hep beraber, bana öyle hissettirdiki muhammed bu ilk denemesinde tıpkı sahneye ilk defa çıkan birisi gibi heyecan ve panik yapıp sürdüremeyeceğini düşündü ve uzun süre cesaretini toplamak için bekledi ve aynı tiyatro ''Örtün beni''

Neden bu boşluk sizce ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunun sebebi sudur.

mehemet tanriya ben senin postacilik isini goruyorum.

Sende su yasli haticeyi yanina al bana yeni kadinlar ve cariyeler gonder der.

Tanri bu ise pek sicak bakmaz lakin mehemmet pazarligi siki tutar.

Bu aralarindaki pazarlik yaklasik 3 yil surer.

Nitekim anlasma soyle biter.

mememet tanrinin posta islerine yeniden basliyacak.

Tanrida onun yeni postacisi olacak..

Link to post
Sitelerde Paylaş

MUDDESSİR süresini baştan sonuna kadar okumak lazım ki muhammet'in neden örtündüğünü anlamak için.

Örtünmek derken burada gerçektende bir örtünmekten söz edilmediği kanısındayım. O dönemde, örtünmek halk arasında yatmak, uyumak, tembellik etmek, zamanını boşa geçirmek gibi anlamlarda kullanıldığına dair hiç şüphem yok.

Uzay gemisi gördü diye örtünün altına kim saklanır? Aksine değil saklanmak böyle olaylar halk arasında bir'e beş katılarak anlatılır. Buyrun örnekleri Kemal Sunal'ın dahi filmlerinde konu edilmiştir.

Müddesir süresi: 11, 12, 13, 14. Ayetler: Tek olarak yaratıp, kendisine geniş servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim, kendisi için (nimetleri önüne) serdikçe serdiğim o kimseyi bana bırak!

YORUM

Bu ayetten anlaşılıyor ki Muhammet varlıklı bu zata fena şekilde sinirlenmiş ve intikam hırsı ile doludur.

Konuyu sürdürecek olursak, esas itibariyle Muhammet'in dönemin varlıklı ve güçlü bir zatı ile maddiyat üzerine bir işinin olduğu anlaşılıyor. Varlıklı zat, Muhammet'in kendisine sunduğu hesabı doğru bulmamış ve birde kendisi hesaplamış ancak Muhammet'in hesabının gerçektende doğru olmadığı kanısına varmış ve adaletli davranmış olduğu ayetten anlaşılmaktadır. Ancak bu durum Muhammet'in hiç hoşuna gitmemiştir çünkü "kendisi için (nimetleri önüne) serdikçe serdiğim" kısmında servete karşı isyan anlaşılmaktadır. Şimdi düşünün adam kötü, derdin insan ile peki sen adamın servetini ne diye konu ediyorsun, adamın servetiyle alıp veremediğin nedir?

Devam eden ayette varklıklı zatın aslında çok dürüst davrandığı ancak onun böylesine ince hesap yapmasının da Muhammet'in nasıl zoruna gittiğine bakalım:Müddessir süresi:

18. Zira o, düşündü taşındı, ölçtü biçti.

19. Canı çıkasıca, ne biçim ölçtü biçti!

20. Sonra, canı çıkasıca tekrar (ölçtü biçti); nasıl ölçtü biçtiyse!

Hani bir hile yapmaya kalkarsınız ama karşınızdaki bunu fark eder ve dur bir bakalım, hesaplayalım der, sizde hay ..... nasıl fark etti yav diye iç geçirirsiniz, bu doğal bir insani davranış şeklidir.

Olayın bu şekilde oluştuğu kanısı ortada değil mi?

Bir de Allah'ın sözlerindeki tutarsızlığa bir bakın: Müddessir süresi 19. ayet Canı çıkasıca, ne biçim ölçtü biçti!

Yav Allah "canı çıkasıca" diye kızgınlığını dile getiren bir söz eder mi?

Yine Müddessir süresi 20. ayette: Sonra, canı çıkasıca tekrar (ölçtü biçti); nasıl ölçtü biçtiyse!

Anlaşılıyor ki Muhammet'in kendisine sunduğu hesabın doğru olmadığını anlayan zat birde kendisi ölçmüştür. O halde Muhammet söylendiği gibi halk arasında dürüst diye bilinen birisi değildi çünkü karşısında ki insan kendisine güvenmemiş ve bir de kendisi hesaplamıştır, üstelik Muhammet'in hesabında hile olduğu kanısı ortaya çıkmaktadır.

Canı çıkasıca ve nasıl ölçtü biçtiyse sözünü kesinlikle Allah gibi bir yaratıcı etmez çünkü bu sözler bir yaratıcının yüceliğine ve bilgisine aykırıdır. Bu sözler sadece kızgın bir adamın dilinden dökülebilecek sözlerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Halkı ısıtıyor

Kolay değil öyle vahiy almak

Eve gelip titreme nöbetleri , örtünmeler falan

Ön çevre iyi etkilenecek ki yayılma kolay olsun

Benim herife bi haller oldu diye Hatice konu komşuya velvele verecek

Vah vah lar falan

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim de bir başka anlayamadığım mekansız zamansız hem de hiçbir aracıya gerek duymayacak güçte olan Allah ayetlerini postacı gibi çalışan Cebrail isimli bir melekle gönderme ihtiyacı duyuyor ve en önemlisi Allah neredeki yeri olmadığı halde bir yerden mesaj gönderiyormuş gibi bir durum oluşuyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim de bir başka anlayamadığım mekansız zamansız hem de hiçbir aracıya gerek duymayacak güçte olan Allah ayetlerini postacı gibi çalışan Cebrail isimli bir melekle gönderme ihtiyacı duyuyor ve en önemlisi Allah neredeki yeri olmadığı halde bir yerden mesaj gönderiyormuş gibi bir durum oluşuyor?

Kuran'da Allah'ın her yerde olduğuna dair bir iddia yoktur, aksine göğün en yüksek katında tahtında oturmaktadır. Onun yanında geçen bir gün bizim 1000 yılımıza denktir. Cebrail 50.000 yılda dünyaya iner, işler 1.000 yılda onun yanına gider falan. Her insanın bir sağ, biri de sol omzunda olmak üzere iki tane melek vardır, bu melekler insanın her yaptığı şeyi kayıt altına alırlar, sonra bunları rapor halinde Allah'a gönderirler. Allah size şahdamarınızdan daha yakındır ifadesi ile bu melekler kastedilir zaten. Muhammed zamanında düşünmeden sallamış, nasıl olsa sorgulayan da yok, olanları da cehennemle korkutup susturmuş.

Daha sonra insanlara bu saçma gelmiş olmalı ki, Allah'a yeni özellikler katmışlar. O her yerdedir, zaman ve mekandan münezzehtir diyerek durumu kurtarma yoluna gitmişler. Günümüz müslümanları da hiç bunları düşünmeden papağan gibi tekrarlarlar. Hiç düşünmezler ki, madem zaman ve mekandan münezzeh ve Allah heryerde, bu arş ve 1000 yıl falan ne oluyor, neden Cebrail mesaj getiriyor, neden iki tane melek insanların omuzlarında kayıt tutuyor, neden dünyayı yaratırken tahtı su üstündeymiş, neden melekler kıyısındaymış.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Jeologların edindiği kapsamlı ve geniş bilimsel kanıtlara dayanarak, Dünya'nın yaşının yaklaşık 4,54 milyar yıl (4,54×109 yıl) olduğuna karar verilmiştir.[1][2][3] Bu sayı; bilinen en eski karasal minerallerin yaşı (Batı Avustralya'nın Jack Hills bölgesinde bulunan küçük zirkonyum kristalleri) ve Güneş Sistemi'nin yaşı (meteor parçacıkları ve Ay'dan gelen örnekler üzerinde astronot ve paleontologların yaptığı radyometrik ölçümler sonucunda ortaya çıkan sonuçlar) arasında sağlanan uzlaşma ile ortaya çıkmıştır.

Zirkonyum kristalleri üzerinde yapılan radyometrik tarihlendirme dünyanın en azından 4,40 milyar yaşında olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bunun 4 milyar yılnda gelişmiş canlı formu yaşamamıştır. İlkel zaman olarak adandırabileceğimiz bu devrin sonlarında alg ve radilaria adı verilen canlılar ortaya çıkmışlardır.

Su bir gun bin yila denk olayini anlatda anliyayim dost !!!!!

Birde su dunyayi kendi zaman birimine goremi yaratti hani 6 gunde yaratti 7 gunde yatti dinlendi :-)

7000 yilsa yorulmasi gayet normal -:)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi bu üç ay ile üç yıl arasında olduğu tahmin edilen boşluk hakkında fikir yürütelim hep beraber, bana öyle hissettirdiki muhammed bu ilk denemesinde tıpkı sahneye ilk defa çıkan birisi gibi heyecan ve panik yapıp sürdüremeyeceğini düşündü ve uzun süre cesaretini toplamak için bekledi ve aynı tiyatro ''Örtün beni''

Neden bu boşluk sizce ?

Ayeti yazan el degistirdi bunda bilmeyecek ne var? :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayeti yazan el degistirdi bunda bilmeyecek ne var? :)

Konu kuranı kim yazdı yada muhammed yaşadımı yaşamadımı değil aslında, islam açısından kabul görmüş bu hadisenin ne kadar mantıklı olup olmadığını tartışıyoruz,

''ceee'' diyip ortadan kaybolması, irtibatın kesilmesi nedendir, ha bu arada ilginç olan bir şey daha var, koskoca allahdan emir geliyor ''oku'' diye ve ben okuma yazma bilmem diyor ve tekrar bu meleğin gelmesini beklerken zahmet edip okuma yazma öğrenmiyor, ilginç değil mi ?

Allah bana gelcek oku diyecek, ben bir ayda okuma yazmayı öğrenip üçte başyapıt roman yazarım :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah bana gelcek oku diyecek, ben bir ayda okuma yazmayı öğrenip üçte başyapıt roman yazarım :lol:

Gelmesine de gerek yok aslinda tanri degilmiydi bu? Hemde alemlerin rabbi..Hele hele hele cakasini sevsinler....

Her istedigi aninda olmasi gerekmiyor mu neden usaklari, hizmetcileri ve ilkel bürokrasiyi kullaniyor degil mi? :)

Posta güvercinlerinden mi esinlendiler nedir?

Ben tanri olacagim dünyadaki börtü böceklerin dertleri ile ugrasacagim öyle mi? :)

Neresinden bakilirsa bakilsin tam bir komedi...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...

İlk vahiy esnasında muhammedin korkunun yanında kendini öldürme duygusu yaşadığı hakkında bişeyler duydum ve bunun dini literatürde olduğu halde saklandığı hakkında bilgisi olan var mı, Lesley Hazleton'un muhammed biyografisinde bahsediliyo sanırım, bu kadın hakkında tek bildiğim agnostik olduğu başka da fikrim yok, internette ''İntihar isteği'' hakkında bir bilgi yok muhammedin, sadece koşarak yatağa dalıp ter döktüğü anlatılır hep, bir fikri olan var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlk vahyin hangisi olduğu da kesin değil.

Hz Aise’den naklen ...............”(Peygambere ilk gelen Vahiy alak suresi 1-5 tir)” (K.S. 5563 C 15 S. 389 - b 1992, alintilari Buhari, Bed’u’l- Vahiy, Enbiya 21, Tefsir, Alak Ta’bir 1; Muslim, Iman 252, (160); Tirmizi, Menakib 13, (3636). )

Yahya Ibnu Ebi Kesir anlatiyor: “Ebu Seleme Ibnu Abdurrahman a Kur’an’dan ilk inenin ne oldugunu sordum. Ya eyyuhe’l - Mudessir (Ey ortusune burunmus) : (Suresi) dir !” dedi......... (K.S. 5564 C. 15 S. 391 alintilari, Buhari, Bed’u’l - Halk 6, Tefsir, Mudessir, tefsir, Alak, Edeb 118 ; Muslim, Iman 257, (161) )

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...