Jump to content

OSMANLI DEVLETİ DOĞU ROMANIN DEVAMIDIR.


Recommended Posts

Osmanlı nın küçük bir beylik olarak kuruluş ve imparatorluk olmasını ayırmak lazım. Çok uluslu bir halka sahip olan ve devlete adını vermiş bir hanedanlık tarafından yönetilen imparatorluğa şimdinin ulus devlet mantığı ile bakmanın yol açtığı bir yanılgı içindesin.

Romama imparatorluğu ne kadar İtalyansa, Osmanlıda o kadar Türktü

Osmanlı hanedanının, genetik olarak ne olduklarının önemi yok, kültürel olarak ne idiler, ona bakmak lazım.

Kendilerini " HAN " olarak nitelemeleri bile soy ve kültür olarak bilgi verir.

Fatih Sultan Mehmet Han

Kanuni Sultan Süleyman Han

Abdülhamit Han

O çağda ulus devlet yok.

Osmanlı'da bir din devleti. Hele, hilafeti adıktan sonra tamamen din nedeni ile kültürel değişim yaşıyor. Haklıda değişime zorluyor.

Yavuz'un Türk katliamı dediğinde din katliamı. Mezhep katliamıdır.

Osmanlı Hanedanı'nda Türklük babadan gelir. ( O çağda halka da algı öyledir. Soy babadan gelir.)

Osmanlı da tahtta hak iddia etmek için Türk bir babanın soyundan gelmek gereklidir ki, bu nedenle de üst düzey devlet kademelerine Türkler pek getirilmemişlerdir.

Osmanlı hanedanı, sadece tahtını korumak için Türkleri yönetimden uzak tutmuş ve imparatorluğun büyümesi ile doğru orantılı olarak Türkleri ezmiştir. Işte bizimde Osmanlı Hanedanı'na öfkemiz bu nedenledir.

Türkçe osmanlı da halk dili olarak kalmıştır. Sarayda ve resmi yazışmalarda daha çok Türkçe, farsça ve arapça karışımı Osmanlıca kullanılmıştır.

Osmanlı imparatorluğunun kuruluşundan çöküşüne kadar, fethedilen topraklara daima Türkler yerleştirilmiştir.

Avrupa 18.yy a kadar osmanlı kelimesini neredeyse hiç telaffuz etmemiştir, devlete selçukluların devamı gözüyle bakmış ve Türk demişlerdir.

Geleceğin nokta Hıristiyan Türkler ise ve İslamdan duyduğun sıkıntılar ise, bu kadar saçmalığa gerek yok.

Konu ve açıklamaların saçma ötesi.

Kültür, o çağın en önemli ayracıdır. Millet, ırk vb ayraçlar değil, din ve mezhepler en önemli ayraçtır.

Kanıt dediğin hiç bir şey yok ortada. 2 tane yazarın var, hepsi o....

Geçmişi bırak geleceğe bak...

Ülkenin başında yine ümmetci, Osmanlı sevdalısı, dindar nesiller yetiştirmek isteyenler var.

Aynı zihniyet bu, din bu din....

Yine Türklük tu kaka.....

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 468
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Sanırım anlaşamıyoruz..

En başta Türkçe diye dil varmıdır?

Bu Türk nerede ortaya çıkmıştır?

Hangi kaynağa ve neye göre Türktür?

Türk kelimesi kimin için geçerlidir?

Türkiye Cumhuriyetinden önce Türk diye bir kelime varmıydı?

Nereden çıktı bu kelime...?

Türk kelimesi ortada yokken dile nasıl Türkçe diyebilirsiniz?

Orhun abidesindeki Dil "Köktürük" dilimidir?

Oğuz dilimidir?

Kırgızın konuştuğu Türkçe ise..neden ana dili Türkçe değilde Kırgızcadır.. ayrı bir dil olmasa Kırgızca olurmu?

Uygurun konuştuğu Türkçe ise..neden ana dili Türkçe değilde Uygurcadır.. ayrı bir dil olmasa Uygurca olurmu?

Özbeğin konuştuğu Türkçe ise..neden ana dili Türkçe değilde özbekçedir.. ayrı bir dil olmasa özbekçe olurmu?

Bunların hepsi Türkçeyse,

Neden Bir Uygur benim dilime neden Özbekçe yada kırgızca deyip el koyuyorsunuz lan demez?

Dil yapısı olarak Türkçedir.

Kırgızca,özbekçe,uygurca zamanla bozulmuş lehçe farklılıkları ve kültürel yapılardır.

Veya biz onlara göre daha fazla değişim göstermişiz. Bu daha mantıklı.

İçinde bulunduğun kültür, etkileşim bu farkları doğurur.

Avrupa halkları da farklı değil.

Bak göktürk yazıtlarının aslına ve Türk budunu ifadesini iyi öğren

"Turk Oguz begleri budun esidin uzetenri basmasar asra yir telinmeser Turk

budun ilinin torunun kimartati"

"Türk, Oğuz beyleri, kavmi, işitin yukarıda gök basmasa, asağıda yer

delinmese Türk milleti ülkeni, töreni kim bozar?"

Birde o çağda ki boyların oluşumuna bak. Geniş aile yapıları boyları oluşturur ve birleşmeleri ile devlet olunur. Kağan tüm boyların liderdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Osmanlı Devletinin kökeni kurucusu gibi tüm yönetim mensuplarının kökeni bellidir.memurlar nazırlıklarda çalışanlar askerlerin bazıları devşirme usulü ya da son zamanlarda yabancı kökenlidir. Lakin osmanlı hanedanı tek hanedandır şuandaki sülalilesinin soyadı ise Osmanlıoğulları dır bu kadar açık ve net bir tarihe yapılacak en hafif darbe bu olsa gerek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konumuz Oğuzların değil Osmanlı hanedanının sarayının tarihiydi konumuza dönelim..

Osmanlının Türk olduğu palavradır..

Tarihte kanıtlarıda o kadar nettir ki.

Bunu görebilmek için, Atesit gözüyle yani bilimsel bir kafa yapısıyla tarihi okumak yeterlidir..

Osmanlının Rum olduğuna Yüzlerce kanıt sunacağım..

Kimse Türk olduğuna dair tek kanıt sunamaz..

Bu kadar nettir olay..

Olmayan Osmanlı devletinin 1453 te İstanbulu fethettiği palavradır.

Ulubatlı hasanın palavra olduğu gibi..

Osmanlının Bizans olduğu ve Hanedanın yüzde yüz Rum olduğu tartışmasızdır..Dikkat"" Eşleri değil kendileri Bizanslı Rumlardı.

İstanbulun sahipleri neden istanbulu fethetsin ?

Kısa bir ipucu vereyim..

Osman bey diye biri tarihi kaynaklarda yer almaz..

Türklerde kayı boyu diye bir boyda yoktur..

BİZANS KAYNAKLARINDA OSMAN BEYDE OSMANLI DA YOK..

Prof. Dr. Yaşar Yücel ve Prof. Dr. Ali Sevim in birlikte yazdıkları

Türkiye Tarihi I ve Türkiye Tarihi II

Bu kitabın 2.ci cildinin 2.ci sayfasında

“Osmanlı tarihinin karanlık noktalarından biri Ertuğrul beyin babası ve soyu sorunudur” yazmaktadır. Yine aynı sayfada “Söğütte böyle birinin yaşadığı, Selçuklunun akıncısı olduğu Selçuk namelerde ve Bizans kaynaklarında bulunmamaktadır” şeklinde yazmaktadır.

SELÇUKLU KAYNAKLARINDA OSMAN BEYDE OSMANLI DA YOK..

“Selçuklu sultanı II. Gyaseddin Mesut’un 1308 de ölümü üzerine Anadolu yönetimi, İLHANLI genel valisi Çoban’ın oğlu Timurtaş’a verilmişti. Timurtaş İlhanlılardan ayrılıp bağımsız olmak isteyen uç beylerini İlhan’a İteate davet etmişti. Bu Beyler arasında Osman bey’de olması gerekirse de kaynaklarda bu yönde bir bilgi yoktur.”

MOĞOL KAYNAKLARINDA OSMAN BEYDE OSMANLI DA YOK..

Moğolların Anadolu’yu işgali sonrası, 1314 yılında Moğol Noyanı Çobanın Sivas’ta huzuruna çağırıp bağlılıklarını bildirsinler dediği Anadolu beyliklerinin arasında Osmanlı beyliği diye bir şey yoktur.

Burada dikkat edilmesi gereken tarihçilerin 1299 da Osmanlı İmparatorluğunu kurmalarıdır.

Osmanlı tarihi uzmanı Prof.Mustafa Akdağ ise konuyu gayet net şekilde anlatmaktadır.

“Osmanlıların reisi olabilecekleri bir kayı aşiretinin yada diğer bir kabilenin mevcudiyeti tamamıyla hayal ürünüdür. Böyle bir varlığı kabul etmek için en ufak bir iz veya tarihi bir delil mevcut değildir.” Demektedir.(Türkiyenin İktisadi ve içtimai tarihi-S,144)

Ne Osmanlı kendini Türk saymıştır, ne diğer Türk devletleri onları Türk saymıştır.Osmanlı hiç bir zaman kendine ne Türk dememiştir,

Hiç bir zaman Türklüğü de kabul etmemiştir.

Zaten Türk devleti olsa, Resmi dili Türkçe olurdu. Osmanlı Arapça ve Farsça konuşmuştur.

Osmanlı Türkün eline ceset gibi terkedilmeden Önceki belgelerde Tek bir Türkçe kelime yoktur.

Paul Wittek’in başını çektiği bir grup araştırmacı,

Osmanlı hânedânının “Kayı boyundan gelmediğini” iddiâ etmişler ve Oğuz soyundan olmadığını yazmışlardır.

Tarihçilere göre Türklerde “kayı” diye bir boy yoktur.

Paul Wittek Bu iddiaların 15 yüzyılda II. Murad tarafından ortaya atıldığını ve bastırdığı paralara da kayı damgalarını işlettiğini yazmıştır. “O sıralarda Timur’un Osmanlıları küçümsemesi ve onların soylarının ne olduğunun belirsiz olduğunu söylemesidir. Timur’a öfkelenen Sultan II.Murad, Kendinin de soylu bir aileden geldiğini anlatabilmek için kayı boyu masalını uydurmuştur”

Osmanlının Tarih boyunca savaşıp aşağıladığı Türkler, Kahramanlık ve cesaret lazım olunca ecdad yapılmak istenmiştir.

Size şu masalı anlattılar sizde uyanamadınız.

"Etrafta onca Kral ve Prens varken,

Doğu Romanın Yarhisar prensi kızı Holofirayı 1299 yılında,

Bizans İmparatoru Andranikos kızı Asporça’yı 1323 yılında,

Bizans İmparatoru 6. John Kantakuzenus ve meşhur imparatoriçe İrenenin kızları Theodora’yı 1347 yılında 400 çadırdan oluşan koyun çobanı Osmanın oğlu Orhan’a eş olarak verdiler."

Bırakın Üç tane prensesi şehrin zengininin kızını bile vermezler adama...

Marmara bölgesinde 10 tane Bizans Prensliği varken,,

Hemde En az 300 Yıldır var olan Karaman Krallığı, Candaroğlu devleti, Hamidoğlu devleti benzeri büyük devletler varken

Siz bu masala inandınız.

Osmanlı padişahı diye anlattıkları..fakat ..adı aslında ..başka olan ilk Orhan dediklerinden başlayalım..Adı orhan falan uydurulmuş palavra..

Eşleri,,

1) Nilüfer Hâtun (Holofira): 1299.Bizans Yarhisar prensinin kızıdır;Nilüfer adını almıştır.Süleyman , I. Murad ve Kasım’ın annesidir

2) Asporça Hâtun: 1323 yılında evlenmişler, Bizans imparatoru Andranikos’un kızıdır. İbrahim de Bizans İmparatorununun torunudur.

3) Theodora Hâtun: 1347 yılında evlenmişlerdir.Bizans İmparatoru 6. John Kantakuzenus’un ve de sevgili karısı meşhur imparato-riçe İrene’nin kızıdır,

Halil Kantakuzenus’un torunudur.

Osmanlı padişahı denen Adam zaten İstanbulda yaşıyor sayılır.

Tarihi kayıtlarda önemli ziyaretler..

Evlenirken düğünleri hangi sarayda yapılıyordu acaba?

1-Bizans prensi Avrupa kıyısı üzerinde küçük Çimpe kalesini torunu Süleymana hediye etti.

2-Orhan 3 Şubat 1347 yılında İstanbula Bizans imparatoru Andranikosa torunu ibrahimi götürdü.

3-Orhan Halilin dedesi imparator Kantakuzeni Üsküdar da ziyaret etti.

1352-Orhan Cenevizliler’e marmarada serbest ticaret yapma imtiyazını verdi.!!! Marmarada???

* * *

Fatih Sultan Mehmed’in bahtsız şehzadesi Cem Sultan’ın soyundan gelenler şimdi geniş bir Katolik ailedir.

Bu ailenin bir kolu “Papalık Prensi” olmuş,bir diğer kol da Bizans’ın son imparatorluk hanedanı Paleologlar ile birleşmiş ve “Bizans Kontu”olmuşlardır.

Bizans imparatorlarının tahta geçeçek soyu kalmayınca, hanedana en yakın akraba olan,Roma İmparatorluğunu tahtını ele geçiren Fatih, Roma’nın yeni imparatoruydu.

Roma adının neden Osmanlıya döndüğünü uzun uzadıya anlatırız. Ama topyekün bir İslam imparatorluğu imiş gibi yansıtmak ve Fatih’i de bir İslam mücahidiymiş gibi göstermek bir İslamcı propagandasıdır. Annesinin ve eşlerinin Türk ve müslümanmış gibi gösterilme çabası da bundandır.

Osmanlının Bizans olduğu ve Hanedanın yüzde yüz Rum olduğu tartışmasızdır..

Osmanlı resmi belgelerinde kendine ne zaman Osmanlı dediğini biliyormusunuz?

Osmanlı nın küçük bir beylik olarak kuruluş ve imparatorluk olmasını ayırmak lazım. Çok uluslu bir halka sahip olan ve devlete adını vermiş bir hanedanlık tarafından yönetilen imparatorluğa şimdinin ulus devlet mantığı ile bakmanın yol açtığı bir yanılgı içindesin.

Romama imparatorluğu ne kadar İtalyansa, Osmanlıda o kadar Türktü

Osmanlı hanedanının, genetik olarak ne olduklarının önemi yok, kültürel olarak ne idiler, ona bakmak lazım.

Kendilerini " HAN " olarak nitelemeleri bile soy ve kültür olarak bilgi verir.

Fatih Sultan Mehmet Han

Kanuni Sultan Süleyman Han

Abdülhamit Han

O çağda ulus devlet yok.

Osmanlı'da bir din devleti. Hele, hilafeti adıktan sonra tamamen din nedeni ile kültürel değişim yaşıyor. Haklıda değişime zorluyor.

Yavuz'un Türk katliamı dediğinde din katliamı. Mezhep katliamıdır.

Osmanlı Hanedanı'nda Türklük babadan gelir. ( O çağda halka da algı öyledir. Soy babadan gelir.)

Osmanlı da tahtta hak iddia etmek için Türk bir babanın soyundan gelmek gereklidir ki, bu nedenle de üst düzey devlet kademelerine Türkler pek getirilmemişlerdir.

Osmanlı hanedanı, sadece tahtını korumak için Türkleri yönetimden uzak tutmuş ve imparatorluğun büyümesi ile doğru orantılı olarak Türkleri ezmiştir. Işte bizimde Osmanlı Hanedanı'na öfkemiz bu nedenledir.

Türkçe osmanlı da halk dili olarak kalmıştır. Sarayda ve resmi yazışmalarda daha çok Türkçe, farsça ve arapça karışımı Osmanlıca kullanılmıştır.

Osmanlı imparatorluğunun kuruluşundan çöküşüne kadar, fethedilen topraklara daima Türkler yerleştirilmiştir.

Avrupa 18.yy a kadar osmanlı kelimesini neredeyse hiç telaffuz etmemiştir, devlete selçukluların devamı gözüyle bakmış ve Türk demişlerdir.

Geleceğin nokta Hıristiyan Türkler ise ve İslamdan duyduğun sıkıntılar ise, bu kadar saçmalığa gerek yok.

Konu ve açıklamaların saçma ötesi.

Kültür, o çağın en önemli ayracıdır. Millet, ırk vb ayraçlar değil, din ve mezhepler en önemli ayraçtır.

Kanıt dediğin hiç bir şey yok ortada. 2 tane yazarın var, hepsi o....

Geçmişi bırak geleceğe bak...

Ülkenin başında yine ümmetci, Osmanlı sevdalısı, dindar nesiller yetiştirmek isteyenler var.

Aynı zihniyet bu, din bu din....

Yine Türklük tu kaka.....

Yukarıya bak bir de aşağıya,,olmuyorsa zorlama..kapasite meselesi..boşver gitsin

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dil yapısı olarak Türkçedir.

Kırgızca,özbekçe,uygurca zamanla bozulmuş lehçe farklılıkları ve kültürel yapılardır.

Veya biz onlara göre daha fazla değişim göstermişiz. Bu daha mantıklı.

İçinde bulunduğun kültür, etkileşim bu farkları doğurur.

Avrupa halkları da farklı değil.

Arkadaşım allahınız akıl dağıtırken siz Tuvaltte olup bu fırsatı kaçırdınız mı?

Bu Adamlar niye değişip unutmuyor 1500 yıldır..

Türkçeyi aynı bizim gibi konuşuyorlar..

http://youtu.be/N0xSySiB-ns

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yavuz'un Türk katliamı dediğinde din katliamı. Mezhep katliamıdır.

Kültür, o çağın en önemli ayracıdır. Millet, ırk vb ayraçlar değil, din ve mezhepler en önemli ayraçtır.

Kanıt dediğin hiç bir şey yok ortada. 2 tane yazarın var, hepsi o....

Geçmişi bırak geleceğe bak...

Ülkenin başında yine ümmetci, Osmanlı sevdalısı, dindar nesiller yetiştirmek isteyenler var.

Aynı zihniyet bu, din bu din....

Yine Türklük tu kaka.....

Tarihten sana sıfır bile verilmez ki..sizin tarih yazanlarınızda bi b.k bilmez..kendine ezberletileni ezberlerler..

insanda utanma varmıdır bilmem..

Osmanlıda Hanedan Rum,

yöneticiler ve ordu Devşirme Hıristiyandı.

Rum ve Rumeli halkları bu üçlemeyle gayet iyi anlaşıyorlardı.

Türk halkı 1500 den sonra Osmanlı hakimiyetine girinceye kadar 200 yıl Osmanlıyla savaşmıştır.

1500 den sonrada Osmanlıya karşı onlarca isyan çıkarmıştır.

Diğer halklar beni ilgilendirmediğinden, Türk halkının 1500 den sonra Osmanlı içinde olan tarihine göz atmak doğru olacaktır.

Türk halkının isyanları Dönme devşirme Osmanlı zulmüne karşı yapılan isyanlardır.

1559 Yılından itibaren yazılı olduğu için kanıtlayabildiğimiz

ancak öncesinin de farklı olmadığını bildiğimiz zulümlerin dehşet vericiliği herkesin tahmini dahilindedir.

Anadolu garnizonlarına yerleşen kapıkulları Türkleri soyuyordu.

Hanedanı Rum, Yöneticisi Devşirme olan Osmanlının kapıkullarının bundan güç alarak terör estirdiğini tahmin etmek zor değildir.

“Yolsuzluklara karşı koyan köylülere kapıkullarının dayak attığından,

gruplar halinde köylülerin evlerine zorla girdiklerinden ,

kız ve erkek çocukları kullanarak yanlarına alıp zevklerine alet ettiklerinden” (Halil İnalcık, Adaletnameler, Belgeler,2 sayı 3-4 s.110)

1562 yılındaki adaletnamelerde sözedilenlere bakıldığında Oğuzların Osmanlıdan çok zulüm gördüğünü anlayabilirsiniz.

Osmanlıda Türk halkının durumunu anlayabilmek için bir başka belgeye bakalım.

“Bir Köy toprağında bir kimse soğuktan donup, helak olsa

veyahut ağaçtan düşüp veya suya gark olup fetv olsa

mecruhan maktul bulunsa kan cürmü ve öşrü bizim hakkımızdır diye ol karyeye varup,

nice günler oturup ahali-i haps ve der zincir edip muhkem darb ve let eylemekle

kan öşrü deyu nice yüz altın ve kuruşların ve emsal ve erzakın aldığımızdan

maada reaya ve bereyanın meccanen at ve katır ve deve ve kul esvap ve mallarını ve

arpa ve saman ve odun ve otluk ve koyun ve kuzu ve tavuk ve yağ ve bal vesair

mekulat kısmın çeküp alıp ve bunun emsali nice salgun salup cebren ve kerhen mal cem edip(Necdet Sevinç-Osmanlının yükselişi ve çöküşü,s.316-317)

Türksen, Ağaçtan düşer veya suda boğulursan “kan vergisi” ödersin.

İşte “Bolu beyi” böyle olunca ve Sonucu “Köroğlu” olur ve Türkler çok Köroğlu çıkarırlar.

“Bolu sancak beyi Mehmet bey, köy köy gezerek halkı karıları ve kızlarıyla birlikte ava çıkmaya zorluyor,

bu suretle yazıda(kırda) ve yabanda adamlarını üzerlerine bırakarak ırzlarına geçiyordu”

(Mustafa Akdağ-Türk halkının ..s.61)

Bunca Yüzyıl Hristiyan devşirmelerin yaptığı tecavüzlerin sonucunda” Anadolu da Türk ırkımı kaldı” sözünü söyleyen,

kendini Osmanlı torunu ilan eden bugünün devşirme yeniçeri torunlarının Türk halkıyla dalga geçmelerinin nedeni budur.

“ Bir katili serbest bırakan Teke sancak beyi Ali bey, varlık sahiplerini suç işlemekle suçlayıp pek çok akçe alıyordu.

21 Ramazan 980 tarihli bir hükümden anlaşıldığına göre, bu Sancak beyi küçük çocukları kaçırıyor ve kurtarmaya gelenlerden para alıyordu”

(Mustafa Akdağ-Türk halkının ..s.60)

“Ulüfeli askerlerinin köylerde yaptıkları zulümlerden en çok şikayet olan halde

bu bekar kimselerin gelip halkın evine konmaları ve bu şekilde kadınlarına ve oğullarına tecavüz etmeye kalkmalarıdır”

(Mustafa Akdağ-Türk halkının ..s.70)

Bir Milletin erkeğine tecavüz de Osmanlı devşirmelerine özgü bir olaydı. Bu Oğlan meselesi hem sarayda hem de bu şekilde yaygındı.

Türk halkının Osmanlıya isyanlarını dine, mezhebi nedenlere bağlayanlar sahtekarlık yapmaktadırlar. Yukarıda görüldüğü gibi nedenler bellidir. Köroğlu bolu beyine din ve mezhepten isyan etmez.

Bazı Osmanlıcı, İslamcı yazarlar daha insaflı davranmışlar yarısını mezhebe bağlamamışlardır.

“bu ayaklanmalar mezhebi mahiyette gibi görünüyorlarsa da,

yukarıda ki hadiselerden anlaşılacağı gibi , gerçekte iktisadi sebepler ve adaletsizlikle ilgilidir” (Faruk Sümer-Oğuzlar.s.193)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Senin ne tarihten, ne de dil biliminden haberin yok.

Tarih, o çağın gerçekleri ile yorumlanır.

Bunu yapamıyorsun.

Amacın ne onuda anlamış değilim. Iflah olmazsın sen..

En güzeli şöyle yapalım,

Eeeeee..... Tamam rumdu...

Bizans olarak veya Rum olarak ne yaptılar?

Nasıl kendi tarihlerine hizmet ettiler?

Eserleri nedir?

Halkı nasıl rumlaştırdı?

Biz Türkler nerden çıktık?

İşte şimdi senin noktana geleceğiz;

Biz Türk değiliz ki......

Bize Atatürk Türk dedi falan mı!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Senin ne tarihten, ne de dil biliminden haberin yok.

Tarih, o çağın gerçekleri ile yorumlanır.

Beyin aynı beyin 1 yaşında bebekle evlenme iznini o çağa göre yorumlayıp ....bu çağda uygulama isteyenlersiniz.....

Sonra bunları ben söylemiyorum bak...kaynaklar söylüyor..

Sonrasında alttaki imzamı oku ve şöyle bir aynada kendine bak...sana tavsiyem budur

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bizans olarak veya Rum olarak ne yaptılar?

Nasıl kendi tarihlerine hizmet ettiler?

Eserleri nedir?

Halkı nasıl rumlaştırdı?

Biz Türkler nerden çıktık?

İşte şimdi senin noktana geleceğiz;

Biz Türk değiliz ki......

Bize Atatürk Türk dedi falan mı!

Ottoman empire nin tarihini buraya yazmamı istiyorsun...

Beni izlemeye devam et...yakında tamamını asacağım..

Şimdilik Bununla idare et..

Fatih, ölümünden sonra Selanik’teki bir manastır’ı annesinin anısına satın alarak armağan ediyor. Bu konuda Topkapı Sarayı arşivinde saklı olan 1463 tarihli bir fermanı da var:

“(…) anam Despina hatun mahrusai Selanik’te küçük ayasofiye dimekle meşhur olan manastırı ber vechi şer’i şerif satun almuş, bu üzre şer’i mektubu dahi varmış. (…)”

Fatih’in annesi gibi kendi eşleri de Hristiyandır. Rum Zaganos paşanın kızı Kornelya, Anna, Helen, Alexias, Tamara gibi toplam 17 Hristiyan kadını Fatih Sultan Mehmet’in hanımları olarak kayıtlara geçmiştir.

Fatih’in kilise ayinlerine katıldığına dair bilgiler var.

Araştırmacı yazar John Freely, Fatih’in dindar olmadığını ama arada sırada yalnız başına çıkıp Galata’da St. Pietro Kilisesi’ne gidip ayinleri izlediğini, komünyon ekmeğinden yediğini yazıyor. Freely’nin görüşü Fatih’in ne Müslüman ne de Hristiyan olduğu yönünde. Bugün örneğin Prens Charles ya da Obama cuma namazlarına gidiyor olsa müslümanlar ne düşünürdü acaba? “Merakından gidiyordur” demezlerdi herhalde. Müslüman olduklarının delili olarak sunar, propagandasını yaparlardı.

FATİHİN YAZMIŞ OLDUĞU ŞİİR

Bağlamaz Firdevs’e gönlini Galata’yı gören (Galata’yı gören, gönlünü cennetin en gizemli bahçesine bile bağlamaz)

Servi anmaz anda ol servi dilarayı gören (Gönül güzeli bir sevgiliyi Galata’nın kendisinde gören, anmaz bir daha selvi boylu bir başka sevgiliyi)

Bir firengi şivelu İsa’yı gördüm anda kim (Galata’nın kimliğinde bir Hıristiyan dilli İsa gördüm ki)

Lebleri dirisidür diridi İsa’yı gören (Dudakları kutsal bir tapınak olur, İsa’nın insanlık dünyasını gören)

Akl-ü fehmin din-ü imanın nice zapt eylesün (Dinle imanın akıl ve anlayışını sıkı tutmak gerekir)

Kâfir olur hey müsemmanlar o tersayı gören (Yoksa ey Müslümanlar, o kiliseyi gören olabilir kâfir hemen)

Kevseri anmaz ol içdügi mey-i nabi içen (Galata’nın içtiği katıksız şarabı içen, cennetteki Kevser şarabını bile anmaz olur)

Mescide varmaz o vardığı kilisayı gören (Orada karşılaştığı kiliseyi gören de bir daha gitmez mescide falan)

Bir frengi kâfir olduğunu bilürdi Avniya (Fatih’in mahlası) (Avniya bilirdi senin bir kâfir Hıristiyan olduğunu)

Belün ü boynunda zünnari çelipayı gören (Belinde keşiş kuşağını, boynunda haçını gören)

***

Fatih Sultan Mehmed’in “Avnî” mahlası ile yazdığı ve bir kısmı bugüne ulaşabilen şiirleri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Muhammed Nur Doğan tarafından yeniden tertip edilerek, Fatih Divanı ve Şerhi adıyla Eminönü Belediyesi tarafından İstanbul’un fethinin 551. yıldönümü vesilesiyle 2004 yılında yayımlandı. Kültür tarihimizin önemli simalarından Ali Emirî Efendi tarafından bulunan ve Fatih Millet Kütüphanesi 305 numarada kayıtlı olan yazma esas alınarak hazırlanmıştır.

FATİH’İN KAHRAMANLARI

Bizanslı entellektüel “Gregorios Phrantezes açıklamış:

Büyük İskender, Roma İmparatoru Augustus, Bizans İmparatoru I. Konstantinos ve Theodosios Fatih’in en sevdiği kahramanlar.

(F. Babinger, “Fatih Sultan Mehmet ve İtalya,” s. 138)

Fatih’in cenazesi tam 19 gün sonra defnedildi

Fatih’in hayatta iki oğlu vardı. 34 yaşındaki büyük oğlu Amasya’da, 23 yaşındaki küçük oğlu Konya’da vali idi.

Veziriazam derhal iki şehzadeye de ulaklar göndererek babalarının vefat ettiğini ve acele İstanbul’a gelmeleri gerektiğini haber verdi.

İstanbul’a erken gelen şehzade tahta çıkacaktı.

Fatih’in cesedi vakit kaybettirilmeden İstanbul’a geçirildi ve Topkapı Sarayı’nda ıssız, ışıksız bir mekana adeta terk edildi.

Evlatları taht için birbirlerini yerken, Fatih’in cesedi adeta çürümeye terk edilmişti.

Topkapı Sarayı’nda, sıcak mayıs günlerinde elbiseleri içinde bırakıldığı için sultanın cesedi kokmaya başladı.

Ceset tamamen çürümeden Baltacılar Kethüdası Kasım ve iki hekim elbiseleri soyduktan sonra iç organlarını çıkarttılar ve daha sonra cesedi ilaçlayarak kefenleyip, defnettiler.

Şehzade Bayezid, padişah ilan edildikten hemen sonra, yani Fatih’in ölümünden 19 gün sonra, cenazeyi Fatih Sultan Mehmet kendi adına yaptırdığı camiinin avlusuna defnetti.

Tarihçi Erhan Afyoncu

Bu ilaçlamanın adı tarih kitaplarında “tahnit” olarak geçer.

İsmail Hakkı Uzunçarşılı, 1975 yılında Türk Tarih Kurumu’nun çıkarttığı hacimli üç aylık “Belleten” dergisinde Topkapı Sarayı Arşivlerine dayandırarak Fatih Sultan Mehmed’in ölümünü anlatıyor.

“…Fatih Sultan Mehmed’in gasl edilmesi de elemli olmuştur. Yazın sıcağında on günden ziyade elbisesi ile kapalı kalan ceset koktuğundan yanına kimse gidememiş Baltacılar Kethüdası Kasım ile ânın usta dediği tahnit memuru ölüyü beraber soyup dahili ağşasını (iç organlarını) çıkarmak sûretiyle mumyaladıktan sonra kefenlenmiştir ve sonra da merasimle defnedilmiştir.”

Uzunçarşılı, Fatih’in defin işlemini anlattığı yukarıdaki paragrafa düştüğü dipnotla daha da şaşırtıyor bizi ve hiç de dolaylı bir anlatım yolu seçmiyor;

Osmanlı padişahlarından Murat Hüdâvendigâr, Yıldırım Bayezid, Çelebi Sultan Mehmed, İkinci Murad’ın cesetleri muhtelif sebeblerle mumyalıdır. Emir Süleyman Çelebi ile Musa Çelebi ve Kanuni Sultan Süleyman’ın cesetleri de mumyalıdır.”

Tahnit mumya demek

Tahnit: Ölüyü bozulmaması için belirli formül dahilinde ilâçlama, iç organlarını çıkarma, ilâçlayarak çabuk bozulmayacak hale getirme.

“Bir diğer adı mumya olan tahnit, insan ruhunun ölümden sonra da hayatını sürdürdüğü inancına dayanmaktadır. Tahnit hemen bütün eski dinlerde, özellikle Mısır dinlerinde uygulanmıştır. (…)

Fatih’in büyük sırrı:

Reşat Ekrem Koçu tarafından anlatılan bir hadise, Yahya Kemal’in Fatih’in hayatıyla ilgili her şeyi çok merak ettiğini ve araştırdığını göstermektedir:

Sultan II. Abdülhamid devrinde, bir yıl, Fatih civarından geçen ana suyolları patlar ve evlerin bodrumlarını su basar.

Tam o günlerde Fatih Sultan Mehmed, semt halkından birkaç kişinin rüyasına girerek ‘Boğuluyorum, beni kurtarın!’ diye yardım istemiştir.

Bu rüyalar halk arasında yayılarak kahvehane sohbetlerinin ana konularından biri haline gelir ve hafiyeler vasıtasıyla II. Abdülhamid’in kulağına kadar gider.

Telaşa kapılarak büyük ceddinin kabrini gizlice açtırmaya karar veren vehimli padişah, bu iş için Fatih İtfaiye kumandanı Mehmed Paşa’yı -gördüklerini kimseye söylemeyeceğine yemin ettirdikten sonra- görevlendirir.

Hemen işe koyulan Paşa, türbede sandukayı kaldırtıp kabri kazdırır. Üç metre kadar derine inildiği halde Fatih’in cesedine rastlanmaz.

Nihayet karşılarına bir demir kapak çıkar; kapağı kaldırınca bir taş merdiven görür, aşağı inerler.

Şahit oldukları manzara hayret vericidir: Geniş bir mahzenin ortasında büyük bir mermer, onun üstünde de bir tabut.

Tabut açılınca, büyük hükümdarın mumyalanmış cesediyle karşılaşırlar. Ceset hiç bozulmamıştır, hatta yüzündeki tazeliği aynen korumaktadır.

Durum padişaha arz edilir. Mehmed Paşa, padişahın sıkı tenbihlerine rağmen, bu müthiş sırrı bir süre sonra dayanamayıp yakın dostu Mehmed Şerif Paşa’ya anlatacaktır.

O da Yahya Kemal’e…

Peki Fatih’in tabutunun olduğu bu mahzenin aynı zamanda İstanbul’un kurucusu Roma imparator’u Konstantin’in mezarının da olduğu Havariyun kilisesinin yeri olduğunu biliyor musunuz?

Ya Fatih’in vasiyeti’nin Konstantin’le aynı yere gömülmek olduğunu…

Vasiyetinin yerine getirildiğini ama Fatih cami kamuflajı ile bu sırrın gizlendiğini

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşım allahınız akıl dağıtırken siz Tuvaltte olup bu fırsatı kaçırdınız mı?

Bu Adamlar niye değişip unutmuyor 1500 yıldır..

Türkçeyi aynı bizim gibi konuşuyorlar..

Ben nasıl unutmadım ise onlarda öyle unutmamışlar.

O adamlardan nereden gitmişler.Onuda yazsana. :)

http://gag.wikipedia.org/wiki/Furio

http://gag.wikipedia.org/wiki/Surgu%C3%A7lar

http://gag.wikipedia.org/wiki/Konyarlar

Link to post
Sitelerde Paylaş

Wikipedia Tarih konusunda islamı tanık göstersen daha bir inandırıcı olur..

Siz hala bu sözlüğü kimin yazdığından haberiniz yok galiba..

ayrıca verdiğim örnek belli 1500 yıl önce orta asyadan kopup gelen bir kısmı..

Oğuz olan oğuzcayı hiçbir yerde unutmaz zaten..

Anadilini unuttu demek hakarettir..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Diller zamanla unutulur ve değişir.

Boşnaklar (besenyos,peçenekler) bize osmanlı tarafından müslümanlaştırılmış slavlar olduğu öğretildi.

Aşağıda boşnakların kökeni yer alıyor.

İngilizce az bildiğim için çevirileri google translate ile yaptım.

Mahmud Kashgari talks about Besenyos as a branch of Oguzes.

"Oguzların bir kolu olarak Besenyos hakkında Mahmut Kaşgarlı konuştu."

According to the Byzantium emperor K.Porphirogenesos, a part of Besenyos, who went to the west, remained with Oguzes (“Oguzian Besenyos”)

"Bizans göre imparator K.Porphirogenesos, batıya gitti Besenyos, bir parçası, ("Oguzian Besenyos") Oguzes ile kaldı."

so the Besenyos, noted by Mahmud Kashgari among Oguzes, should be those.

"Oguzlar arasında Mahmud Kaşgarlı tarafından belirtildiği Besenyos, bu olmalı bu yüzden."

http://s155239215.onlinehome.us/turkic/13_Oguz_and_Ogur/OguzesEn.htm

Senin 1500 sene önce göç etti dediğin Oğuzlar bunlar.:)

Bazıları dillerini unutmuşlar.Bazılarıda korumuşlar.

Kim kimin devamı acaba?:)

Link to post
Sitelerde Paylaş

@Anadolu,

Hocam,

Birseyi kanitlamak istiyorsan, once kanitlamak istedigin seyin tanimini yapacaksin. Mesela Osmanli'nin ilk asamalarda Rum Prensligini oldugunu iddia ediyorsan, Rum Prensligi nedir diye aciklayacaksin. Karsilikli evlilikler yada akraaliklar bunlarin Rum Prensligi oldugunu kanitlamaz, sadece aralarinda siki fiki iliski oldugunu kanitlar. Osmanli padisahlarinin annelerinin irki bakimdan turk olmamasi, padisahlarin turk olmadigi anlamina gelmez. Bizde olay babadan gecer, osmanli padisahi isterse afrikali zenci ile evlensin, kapkara cocuk ciksin, cocuk turktur. Bu insanlarin Turk yada Rum oldugunu iddia ediyorsan, onun tanimini yapacaksin.

Mesela sen diyorsan anne rus, baba turk, cocuk 50% turk olur, o cocuk sirpla evlendi, ikinci jenerasyonda turkluk 25% indi. O zaman kendi capinda haklisin. Sonucta 5-10 jenerasyon sonra turkluk kalmaz. Ama bizde kulturel olarak, babanin olayi devam eder.

Bunlari gectim, objektif olman gerekiyor. Yani su laf bana acayip komik geliyor. 1347 yılında 400 çadırdan oluşan koyun çobanı Osmanın oğlu Orhan’a eş olarak verdiler.

1347 yilina kadar adamlar Bursayi, Iznik, Izmit'i almis, Karesiogullari beyligini bitirmis, yani su anki Marmara bolgesinin Rumeli olmayan tarafini neredeyse komple ele gecirmis, sen bunlara 400 cadirdan olusan coban muamelesi yapiyorsun. Yani biraz insaf. Tamam adamlarla sorunun var anlasildida, bu kadar abartmamak lazim. Cunku iktidardaki hanedanin irkinin o zamanlar hicbir onemi yok. Halk din temelli dusunuyor, yani irki degil, dini onemli. Memleketin basindaki adam isterse ingiliz olsun, ama musluman olsunlar, ahali icin en ufak sorun yok.

Su asagidaki cumlene bak:

Türk halkı 1500 den sonra Osmanlı hakimiyetine girinceye kadar 200 yıl Osmanlıyla savaşmıştır.
1500 den sonrada Osmanlıya karşı onlarca isyan çıkarmıştır.

Turk halki osmanliyla savasmisti demek ultra mega absurd bir laf. Senin su anda algiladigin bir turk tanimi o zaman yok. Savasan taraflar Osmanli ve Diger anadolu beylikleri. Anadoludaki halklarin fakli sebeplerler isyan cikarmasinin cogunun sebebi ekonomik. Yani adana ovasindan bir delikanli cikip, abi bunlar Rum, biz Turkuz, isyan edelim, Osmanli hanedanini (sana gore Rumlari) ezelim demesi ultra mega absurd bisey.

tarihinde skander tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Saçmalamak serbest nasil olsa burasi forum, çekinmeyin sallayin gitsin. Bu basligin tavanarasinda bile yeri yokken bu kadar uzerinde durulmasi ilginç. Hadi, siz oynasmaya devam edin. Öptum.

tarihinde Levia tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Diller zamanla unutulur ve değişir.

Boşnaklar (besenyos,peçenekler) bize osmanlı tarafından müslümanlaştırılmış slavlar olduğu öğretildi.

Aşağıda boşnakların kökeni yer alıyor.

İngilizce az bildiğim için çevirileri google translate ile yaptım.

Senin 1500 sene önce göç etti dediğin Oğuzlar bunlar. :)

Bazıları dillerini unutmuşlar.Bazılarıda korumuşlar.

Kim kimin devamı acaba? :)

İnsanın ana ve babasından öğrendiği dili unutması mümkün değildir geçin bunları..

Bir Milletin dilini konuşmayan bir topluluğa o milletten olduğunu söylemek saçmalamaktır.

Anadolu halkı bu saçmalaıklara bile cahil bırakıldığı için inandı..

Amerikalılar Rustur demek gibi aptalca şeylerdir.

Oğuzca bilmeyen hiçbir topluluk Oğuz değildir..

Türkiye..moldovya ve Azarbeycan dışında Oğuz yoktur..

Orhun yazıtlarını oku biraz orada oğuzların ne zaman göçe başladığı yazıyor..Yazılı kaydı var..

Link to post
Sitelerde Paylaş

@Anadolu,

Hocam,

Birseyi kanitlamak istiyorsan, once kanitlamak istedigin seyin tanimini yapacaksin. Mesela Osmanli'nin ilk asamalarda Rum Prensligini oldugunu iddia ediyorsan, Rum Prensligi nedir diye aciklayacaksin. Karsilikli evlilikler yada akraaliklar bunlarin Rum Prensligi oldugunu kanitlamaz, sadece aralarinda siki fiki iliski oldugunu kanitlar. Osmanli padisahlarinin annelerinin irki bakimdan turk olmamasi, padisahlarin turk olmadigi anlamina gelmez. Bizde olay babadan gecer, osmanli padisahi isterse afrikali zenci ile evlensin, kapkara cocuk ciksin, cocuk turktur. Bu insanlarin Turk yada Rum oldugunu iddia ediyorsan, onun tanimini yapacaksin.

Mesela sen diyorsan anne rus, baba turk, cocuk 50% turk olur, o cocuk sirpla evlendi, ikinci jenerasyonda turkluk 25% indi. O zaman kendi capinda haklisin. Sonucta 5-10 jenerasyon sonra turkluk kalmaz. Ama bizde kulturel olarak, babanin olayi devam eder.

Bunlari gectim, objektif olman gerekiyor. Yani su laf bana acayip komik geliyor. 1347 yılında 400 çadırdan oluşan koyun çobanı Osmanın oğlu Orhan’a eş olarak verdiler.

1347 yilina kadar adamlar Bursayi, Iznik, Izmit'i almis, Karesiogullari beyligini bitirmis, yani su anki Marmara bolgesinin Rumeli olmayan tarafini neredeyse komple ele gecirmis, sen bunlara 400 cadirdan olusan coban muamelesi yapiyorsun. Yani biraz insaf. Tamam adamlarla sorunun var anlasildida, bu kadar abartmamak lazim. Cunku iktidardaki hanedanin irkinin o zamanlar hicbir onemi yok. Halk din temelli dusunuyor, yani irki degil, dini onemli. Memleketin basindaki adam isterse ingiliz olsun, ama musluman olsunlar, ahali icin en ufak sorun yok.

Su asagidaki cumlene bak:

Türk halkı 1500 den sonra Osmanlı hakimiyetine girinceye kadar 200 yıl Osmanlıyla savaşmıştır.
1500 den sonrada Osmanlıya karşı onlarca isyan çıkarmıştır.

Turk halki osmanliyla savasmisti demek ultra mega absurd bir laf. Senin su anda algiladigin bir turk tanimi o zaman yok. Savasan taraflar Osmanli ve Diger anadolu beylikleri. Anadoludaki halklarin fakli sebeplerler isyan cikarmasinin cogunun sebebi ekonomik. Yani adana ovasindan bir delikanli cikip, abi bunlar Rum, biz Turkuz, isyan edelim, Osmanli hanedanini (sana gore Rumlari) ezelim demesi ultra mega absurd bisey.

Boş konuşuyorsun..

Doğu roma (Bizans) prensliklerinin marmarada ne olduğunu neden anlatayım aç bak ..ders mi veriyorum burada..

Osmanlı dediğin İmparatorluğun 1876 yılına kadar neden adı osmanlı değildi biliyormusun?

Orhanın adını biliyormusun?

En başta verilen kanıta bak..

1330 yılına kadar Anadolu İlhanlı hakimiyetinde.. kayıtlar ne diyor..osmanlı diye bir beylik ..osman diye biri yok

Tarih ..1330..

Bu arada Ottoman iki tane evlilik yapmış iki tane İmoparator kızını ona vermiş..neden versin.. bak tarih 1330 ..kızını verecekleri bir koyun çobanı yok..

Dahasıda .. Kayı boyu yok..

Bu nasıl bir düşünce

Yüzlerce kanıtı var bunun ve çoğunu yazmaya gerek yok arife tarifte gerekmez..

Tarihte Osmanlı kayı boyundandır yazarsa,, Türklerde Bizde böyle bir boy yok dediği anda artık başka kanıta gerek olurmu?

Osmanlının Rum olmadığına dair bir tek kanıt bulun. dökün ortaya..belki bulursunuz..tarihçilet yüzyıllardır bulamamış..

belki insanlığa bir faydanız dokunur...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Saçmalamak serbest nasil olsa burasi forum, çekinmeyin sallayin gitsin. Bu basligin tavanarasinda bile yeri yokken bu kadar uzerinde durulmasi ilginç. Hadi, siz oynasmaya devam edin. Öptum.

Niye işine gelmedi mi?

Varsa cevabın aydınlat insanları..

1876 yılına kadar Osmanlı diye bir devlet yoktu..Osmanlının adı neydi?

haydi bir katkıda bulun

Yani osmanlı diye bişey 1923-1876 = ? kaç yıl sürmüş..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...