Jump to content

Marksizm Bilimsel midir?


Recommended Posts

  • İleti 147
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Çok sevdiğim ve güvendiğim Vakit yazarı Selahaddin Çakırgil'in köşesinde okuduğum bir olay var. Karl Marx, Londra'ya Marksisizm'in tartışıldığı bir konferansa gidiyor, tartışma sonunda kürsüye çıkıyor ve diyor ki : " ben Karl Marx, ama Marksist değilim"

Link to post
Sitelerde Paylaş
Çok sevdiğim ve güvendiğim Vakit yazarı Selahaddin Çakırgil'in köşesinde okuduğum bir olay var. Karl Marx, Londra'ya Marksisizm'in tartışıldığı bir konferansa gidiyor, tartışma sonunda kürsüye çıkıyor ve diyor ki : " ben Karl Marx, ama Marksist değilim"

Muhammed'in de

Ben Muhammed'im.. Ama Müslüman değilim....

Dediği gibi değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hacı inanmazsan google de ara bulursun, Marksizim buysa ben Marksist değilim sözü vikipedya da bile vardır

Bana inanılmaz geldi ama, fazla itiraz edemiyorum..

Çünkü Marx İngiltere'de yaşamaya başladığı zaman ünlü biri idi..

Doğru olabilir.....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Akımları ortaya atan kişiler bazen gerçekten kendi akımlarına fazla takılıp kalmıyorlar veya sıkıya sıkıya bağlanmıyorlar. Bizim gibi kraldan çok kralcı olmaz onlar. ''O akım benim her şeyim.'' ''Olmazsa olmazım.'' ''Onsuz ne yaparım.'' gibi cümleleri pek yoktur lugatlarında akım sahiplerinin. Akımları daha çok kitleler sahiplenir o akıma ve akımın sahibine bağlanırlar. Peşinden giderler veya sürüklenirler. Akımlarının çok fazla benimsenip benimsenmemesi de umurlarında olmaz genelde. Ancak siyasi akımlar biraz daha farklı hele bu akımın sahibi ülkenin başındaysa o akımın sahibi fikrini ülkeye sevdirmeye, benimsetmeye çalışır ya da dayatmaya. Misal M.Kemal benimsetmeye, sevdirmeye çalıştı ama O' na nazaran başka siyasilerse akımları zorla devlete ve halka dayattılar. Neyse konu siyasiler değil.

Konu marksizim ve onun çevresinde akımlar.

M. Kemal paşadan bahsetmişken onun hakkında şöyle çarpıcı bir anektod duymuştu

''Mustafa Kemal' in kendisi Kemalist miydi''' veya ''Atatürk' ün kendisi bizim kadar Atatürkçü müydü?''

Oysa benim için olmazsa olmazlarımdandır ama ne tezat ki liderlerin kendilerinden daha fazla savunuyoruz düşüncelerini. Ne ilginç ne çarpıcı...

Marksizime dönersek Marksizimin temelinde materyalizm yattığı için bilimselliğe yakındır ama bilimin kendisi midir diye soracak olursak o kadar kesin konuşamayız.

tarihinde barisarock tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Komünistler komünizme bile ulaşmak için ülkenin diktayla yönetilmesi gerektiğini anlamışlar. En iyi yönetim biçimi bence diktatörlük, çünkü diktatörün tek amacı ideolojisi uğruna bütün hayatını siyaset ve politika yapmakla geçirmek...

Atatürk gibi.. (Mustafa Kemal'e herhangi bir dokundurmada bulunmuyorum)

Anlayan anlamıştır.

tarihinde akrep tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşlar bu başlık altında yapılmak istenen üst düzey bir entellektüel uğraştır.

Konu Marksizm'in Bilimsel bir temelde olup olmamasıdır? Bu konuda tezi Ve anti-tezi olanlar yazsınlar.

Bilimselse neden bilimseldir?

değilse

Nenden değildir şekinde? :lol: :lol:

Bende Fuzuli'yi sabırsızlıkla bekliyorum. Ciddi anlamda yazısını merak etmekteyim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Arkadaşlar bu başlık altında yapılmak istenen üst düzey bir entellektüel uğraştır.

Konu Marksizm'in Bilimsel bir temelde olup olmamasıdır? Bu konuda tezi Ve anti-tezi olanlar yazsınlar. Bilimselse neden bilimseldir?

değilse Nenden değildir şekinde? :lol: :lol:

Bende Fuzuli'yi sabırsızlıkla bekliyorum. Ciddi anlamda yazısını merak etmekteyim.

Kıtıpiyoz ben bir üstteki iletimde marksizimin bilimsel mi olup olmadığını kısaca yazmıştım. Daha da geniş anlamda yazabilirim ki zaten diğer arkadaşlar yazacaktır, gecenin bu yarısı benim için biraz zor gözlerim yavaş yavaş gözkapaklarına kavuşuyor...Mış mış...mış...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Çok sevdiğim ve güvendiğim Vakit yazarı Selahaddin Çakırgil'in köşesinde okuduğum bir olay var. Karl Marx, Londra'ya Marksisizm'in tartışıldığı bir konferansa gidiyor, tartışma sonunda kürsüye çıkıyor ve diyor ki : " ben Karl Marx, ama Marksist değilim"

das kapitale reddiye yazaydı o zaman bi tane.

hey millet!

bırakın bunları,

hepsi yalan.

benim gibi imana gelin. :rolleyes:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Marks "ben marksist değilim" demiştir, bu doğrudur.

Bu sözü, dönemin Fransız marksistlerini, bilhassa damadı Lafargue'in tuhaf "sol" tutumlarını kastederek, onları eleştirmek için söylemiştir. Başka bir maksatla değil!!!

Sevgili arkadaşlar,

Birazdan okula gitmek zorundayım.

Bir başka platforma astığım "marksizm ve bilimsellik" konulu yazıyı bulmaya çalışıyorum.

Bulursam akşama doğru asarım.

Bulamazsam geceye kadar yenisini yazmaya gayret ederim.

tarihinde Fuzûlî tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Marksizm temeli bilimsel olan bir teoridir...

Ama bilimsel olması ne ifade ediyor?

Eğer yanlış olmadığını ifade ediyor diyorsanız, yanılıyorsunuz....

Çünkü Marksizm yanlışlarla dolu bir kuramdır..

Öngördüklerinin hiç birisi gerçekleşmemiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İdeoloji dışarıdan bakılınca, kapalı ve tutarlı bir sistem gibi görünür. İçeriden ise imana, inanışa katılmaya verir kendini. Fert ideolojiye baglanır ve onda kendini bulacagına inanır. Ama kendini gerçekleştirecegi yerde kaybeder, yabancılaşır. Demekki, ferdi, hayatlarla olan ilişkisinde, ideoloji bir takım gerekler ileri sürmektedir. Ama, bu gerekler, fert tarafından razı olunarak kabul edilmektedir. Eger, fert, ideoloji ugruna fedakarlık yapmaya yönelmişse, eger ideoloji ferdin üzerinde müeyyideler uyguluyorsa, fert onları bekler ve talep eder. Demek ki baskı altında olanların ve sömürülenlerin, boyun egişini, katlanmasını, rızasını saglayan şey ideolojidir. İdeoloji, bu ideolojiyi kabul etmeyenleri küçümsemeyi, onları ideolojiye döndürmeyi, ya da mahkum etmeyi mümkün kılar.

Marks'a göre Marksizm bir ideoloji degildir. Marksizm ideolojilerin sonunu belirtir. Ve bu sonun gelişini hızlandırır. Marksizm bir felsefe de degildir. Çünkü felsefeyi aşar ve gerçekleştirir. Marksizm bir ahlak da degildir, ama ahlaklar hakkında bir teoridir. Marksizm bir estetik degildir, ama eserler, eserlerin şartları, ortaya çıkışları ve yok oluşları hakkında bir teoriyi ihtiva eder.

İdeoloji bilimsel ya da bilim dışı olabilecegi gibi, nesnel gerçekligin dogru ya da yanlış yansıması da olabilir. Egemen sınıfların ideolojisi bilim dışıdır. Emekçi yıgınların ideolojisi ise bilimden hareket eder. Bütün bunlara ragmen ideoloji ile bilimi hiç bir zaman birbirine karıştırmamak gerekir. İdeolojiler tutucu ya da ilerici olabilir. Bilimdışı ya da bilimsel saptamalardan hareket edebilir. Bu ideolojinin bilim ile aynı şey oldugunu göstermez. Çünkü ideolojilere, artık, inanç ve davranış unsurları girmiştir. İnanç ve davranış unsurları , her türlü ideolojiyi katılaştırır.

İdeolojiler belirli durumlarda, nasıl davranış gösterilecegi, nelere inanılıp nelere inanılmayacagı gibi konularda da kısıtlamalar getirmişlerdir. Bilimde ise inanç ve davranış unsurlarının hiç bir yeri ve rolü yoktur. Marksizm; dogaya, topluma ve tarihe bir bakış yöntemidir. Ekonomik, toplumsal ve politik güçleri çözümleyiş biçimidir. Deger yargıları ve inançlar bilim olamaz. Marksizm ise tüm bunlardan kendini soyutlar. Yalnızca nesnel gerçege baglıdır ve şeyleri ve olguları, kavram ve süreçleri birbirleri ile ilişki ve çelişkileri baglamında ele alır.

Marksistler hiç bir konuda dogmalara yer vermezler, tüm süreçte degişimi esas alırlar. Her durumda somut şartların somut tahlillerine yer verirler ve stratejilerini buna uygun olarak planlar ve taktiklerini buna uygun olarak gerçekleştirirler. Marksizmin hiç bir ülke için somut reçetesi yoktur, dogması yoktur. Her Marksist içinde yer aldıgı toplumun sosyoekonomik durumuna uygun olarak sınıf ilişkileri ile her an degişebilen taktikler geliştirirler.

Marks'ın gerek tarihsel çözümlemeleri ve gerekse de sınıfsal çözümlemeleri ve öngörüleri halen aşılmamamıştır. Üstüne üstlük dünyanın ezilen halkları için hala tek umuttur. Kapitalizm bu güne kadar varlıgını onun teorilerini yorumlayarak, karşı önlem almaya çalışarak sürdürebilmiştir. İleri ülkelerde ise bu varlıgını sosyal devlet anlayışına borçludur. Ancak bu sosyal refahın bedelinin ise bizim gibi ülkelere ödettirildigi gözden kaçırılmaktadır. Az gelişmiş ülkelerin sömürüye başkaldırışları bu sosyal devletin de çöküşü anlamına gelecegi açıktır.

Kapitalizmin özü kar dır. Bu ise kapitalizmin bizatihi yıkılışının ve yıkılacagının temeli ve izahıdır Latin Amerikadaki sınıf mücadelerine bir bakmak aslında izah için yeterlidir. Kapitalizmin şu an içinde bulundugu ve hızla ülkemizi de sarmaya başlayan kriz aslında kapitalizmin sonunun da başlangıcı olacaktır.

saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dilaver başlığa bu değerli katkın için sağol.

Temel noktalara sade bir biçimde değinmişsin.

Bu başlık bir başka başlıkta yürttüğümüz bir tartışmanın ürünü.

Dileyen bu tartışmanın öncülünü şu başlıkta bulabilir:

http://forum.ateizm2.org/index.php?showtopic=5262

bu linkteki başlıkta tartışılan şeyler şunlar:

Metafizik ve bilim arasındaki ilişki nedir?

Materyalizm yanlışlanabilir bir teori midir?

Bu başlıkta ise;

Marksizmin aşağıdaki temel önermeleri bilimsel midir değil midir? yani yanlışlanabilir mi yanlışlanamaz mı? bunu tartışacağız.

İşte önermeler:

a Varlığın kökeni maddedir; bu temel üzerinde oluşan psikolojik, sosyal ve kültürel süreçler maddesel hareketlerin birer yansımasıdır.

b Tüm gelişme hareketleri doğanın en temel yasası olan diyalektik ilkeye bağlı olarak yürür.

d Öngörülen düzen, iktidara yönelik proletaryanın öncülüğünde, onun savaşımıyla gerçekleşir. Siyasal egemenlik kurmak proletaryanın tarihsel misyonudur.

e Sosyalizmin egemenliği, tarihin diyalektik sürecinde kaçınılmazdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çünkü Marksizm yanlışlarla dolu bir kuramdır..

Öngördüklerinin hiç birisi gerçekleşmemiştir.

Hacı , Marksizmin neyi öngördügü ve neyin yanlış çıktıgını öncelikle belirtmen gerekiyor. Öngördüklerinin hiçbiris ;i bir miktar iddialı laf oluyor. Ben tam aksini düşünüyorum.

Ancak 6.000 senelik sınıflı toplum düzenini 100 senede sona erdirmek biraz hayal gücü oluyor. Marksizmi tartışacaksak eger, teoriye göre tartışalım. Yenilgiye ugrayan, ve tekrar kapitalizme geri dönen Sovyet deneyimine göre degil. Onu da tartışırız ama ayrıca.

Fuzuli bir takım açılımlar getirmiş. Onu biraz daha somutlayalım. Sömürüye hem fikir miyiz. Sömürüyü kaldırmak arzusunda mıyız. Sömürünün nedenleri ve çözümleri nelerdir. Elbette argümanım, başlıgın gidişatı ile ters ise özür dilerim, çünkü Fuzuli nin verdigi linke henüz bakmadım. O zaman yzadıklarımı yazılmamış kabul edin.

saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öngörülen düzen, iktidara yönelik proletaryanın öncülüğünde, onun savaşımıyla gerçekleşir. Siyasal egemenlik kurmak proletaryanın tarihsel misyonudur.

Neden diye sormak durumundayız burada, ve de düşünmek durumundayız. Kapitalizmin de kurtuluş reçeteleri vardır ama bireysel anlamda. Kapitalizmde ancak bireysel olarak ve de başkalarının sırtına basarak kurtulabilirsiniz. Sizin kurtuluşunuz başkalarının yıkımıdır aynı zamanda. Bu da asla tam kurtuluş olamaz, çünkü devamlı ve sürekli bir bagımılılk ilişkisi içerisindesinizdir. Sermaye kendini genişleyerek yeniden üretemezse yok olur, daha dogrusu el degiştirir. Demek ki bagımlılık bitmez ve bu da bireyin psikolojik yıkımıdır.

Şimdi proleteryayı üretenler olarak almak gerekiyor ve proleteryanın savaşımını isteyen bir kişi toplumsal kurtuluşu istiyor demektir. Bu biresel kurtuluş ile toplumsal kurtuluş arasındaki çelişkinin de çözümüdür. Bu teori falan degil evrimin ivmesidir.

Bir tarafta üretenler ve emekçiler var. Diger tarafta ise üretmeden pay sahbi olanlar var. Siz ise bölüşüm talep ediyorsunuz, adilane bir bölüşüm, toplumal bir bölüşüm. Bunu ne şekilde örgütlemeyi düşünürdünüz.

Şayet üretmeden tüketenleri, üretime sokmak ise çözüm, bunun ismi Marksizmdir.

Üretmeden tüketenleri üretim dışı, şu andaki konumları ile bırakmak ise çözüm, bunun ismi sömürüdür. O halde tayin edici soru geliyor. Sömürüye taraftar mıyız ya da sömürünün kaynagı ne. Daha da incelterek başlayalım. Bölüşümü nasıl adilane olarak örgütleyebilecegiz.

saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş
Çünkü Marksizm yanlışlarla dolu bir kuramdır..

Öngördüklerinin hiç birisi gerçekleşmemiştir.

Hacı , Marksizmin neyi öngördügü ve neyin yanlış çıktıgını öncelikle belirtmen gerekiyor. Öngördüklerinin hiçbiris ;i bir miktar iddialı laf oluyor. Ben tam aksini düşünüyorum.

Ancak 6.000 senelik sınıflı toplum düzenini 100 senede sona erdirmek biraz hayal gücü oluyor. Marksizmi tartışacaksak eger, teoriye göre tartışalım. Yenilgiye ugrayan, ve tekrar kapitalizme geri dönen Sovyet deneyimine göre degil. Onu da tartışırız ama ayrıca.

Fuzuli bir takım açılımlar getirmiş. Onu biraz daha somutlayalım. Sömürüye hem fikir miyiz. Sömürüyü kaldırmak arzusunda mıyız. Sömürünün nedenleri ve çözümleri nelerdir. Elbette argümanım, başlıgın gidişatı ile ters ise özür dilerim, çünkü Fuzuli nin verdigi linke henüz bakmadım. O zaman yzadıklarımı yazılmamış kabul edin.

saygılarımla

Marksizm tekelci vahşi kapitalizmin doruğa ulaştıktan sonra çökeceğini öngörür.

Ama komünist olan ilk ülke, fakir bir tarım ülkesidir.

Marksizmin öngördüklerinin hiç birisi hızla gelişmekte olan ABD için doğru tahminler değillerdir.

ABD tröstleri ve tekelciliği yasaklamış, vahşi kapitalizmi tımar etmiştir.

Selamlar..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...