Jump to content

inkarın bahanesi var mı


Recommended Posts

Ilimcik bak insanlar sormuslar one surdugun igne ustasiz olmaz mantigini kabul etseler bile ondan sonra hangi tanriya inanacagin gibi buyuk bir problem var.Buna cevap verirmisin?Soru cok acik neden manituya,zeusa,yahudilige,hristiyanliga vs inanmayacagimda islama inanacagim?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 265
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Ilimcik bak insanlar sormuslar one surdugun igne ustasiz olmaz mantigini kabul etseler bile ondan sonra hangi tanriya inanacagin gibi buyuk bir problem var.Buna cevap verirmisin?Soru cok acik neden manituya,zeusa,yahudilige,hristiyanliga vs inanmayacagimda islama inanacagim?

Tehdit kime aitse cezalandirma hakkina mahfuz. :wub:
Link to post
Sitelerde Paylaş

Demek sonsuz merhamet sahibi bir Tanrı sırf kendi varlığının farkına varamadı, diye kişiyi sonsuz maddi işkenceler içinde sonsuza kadar yaşatacak

Hiç mümkün müdür ki, insan, bütün varlıklar içinde ehemmiyetli bir vazifesi, ehemmiyetli bir istidadı olsun da, insanın Rabbi de insana bu kadar muntazam sanatlarla kendini tanıttırsa, mukabilinde insan İmân ile Onu tanımazsa; hem, bu kadar rahmetin süslü meyveleriyle kendini sevdirse, mukabilinde insan ibâdetle kendini Ona sevdirmese; hem, bu kadar bu türlü nimetleriyle muhabbet ve rahmetini ona gösterse, mukabilinde insan şükür ve hamd ile Ona hürmet etmese, cezasız kalsın, başıboş bırakılsın, o izzet, gayret ve celal sahibi Allah, bir ceza yeri hazırlamasın?

Hem, hiç mümkün müdür ki, o Rahmân-ı Rahîmin kendini tanıttırmasına mukabil, İmân ile tanımakla ve sevdirmesine mukabil, ibâdetle sevmek ve sevdirmekle ve rahmetine mukabil şükür ile hürmet etmekle mukabele eden mü'minlere bir mükafat yerini, ebedi bir saadeti vermesin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dunyada bunca dinler ve inançlar var, her kafadan bir ses geliyordu. Muslumanlara baktim ve terör, cehalet, hiyanet ve kaba kuvet gördum. Sorana hakaret, istiyene sopa buldum. Kurani okumak istedim, bana tercumeleri aslini vermiyor dediler. Bende cehennem eskilerin insanlari terbiye etme amaçli uydurduklari bir fikir diye önemseyip inanmadim.

Yani, sana en basit bir sanat olan bir iğnenin bile sahipsiz, ustasız, gayesiz olamayacağını anlayacak ve kavrayacak bir akıl verdildiği halde, bu akılla bu koskoca kainatın bir sahibinin olduğunu ve bu kainatın sahibinin kainatı gayesiz ve manasız yaratmasının imkansız olduğunu anlamadın..Bir düşün:

1-Bu kainatın sahibi, bu kadar muntazam sanatlarla kendini tanıttırdığı halde, mukabilinde sen iman ile onu tanımazsan.

2-Rahmetin bu kadar süslü meyveleriyle kendini sana sevdirse, sen mukabilinde ibadetle kendini ona sevdirmesen

3-Bu kadar türlü türlü nimetlerle muhabbet ve rahmetini sana gösterse, mukabilinde sen şükür ve hamd ile ona hürmet etmezsen

cezasız kalsın...Öyle bir şey mümkün değil.

Sonra, bu kainatın sahibi,

1-O rahman-ı Rahimin kendini tanıttırmasına mukabil, iman ile tanımakla

2-sevdirmesine mukabil, ibadetle sevmek ve sevdirmekle

3-rahmetine mukabil şükür ve hürmet etmekle

mukabele eden mü'minlere mükafat vermesin.

Elhasıl, inkarın hiçbir bahanesi yoktur..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ilimcik bak insanlar sormuslar one surdugun igne ustasiz olmaz mantigini kabul etseler bile ondan sonra hangi tanriya inanacagin gibi buyuk bir problem var.Buna cevap verirmisin?Soru cok acik neden manituya,zeusa,yahudilige,hristiyanliga vs inanmayacagimda islama inanacagim?

Arkadaşım, cevap çok basit..Sadece akıl ve mantığını çalıştırman yeterli bu meselede...Çünkü, bu kainatı bilerek ve isteyerek yaratan ve biz insanları bu dünyaya gönderen zatın kendini bize tanıtmaması ve bildirmemesi aklen ve mantıken imkansızdır..Eğer, zeus bu kainatın sahibi olsaydı kendini mutlaka bildirir ve bizi ve kainatı yaratmasının hikmetlerini bize izah ederdi..Fakat, tarihe baktığımızda İsa, Musa, İbrahim, Nuh ve Muhammed aleyhimüsselam gibi peygamberler yıldızlar ve güneşler gibi gözümüze çarpıyor..Bu vazifeyi onlar mükemmel bir şekilde yapmışlar ve bu kainatın sahibini insanlara tanıtıp, yaratılma gayelerini bildirmişlerdir..Demek ki, bu kainatın sahibi Musa, İsa ve Muhammed aleyhisselam gibi peygamberlerin ilahıdır.

Elhasıl, madem bu kainatın bir sahibi var ve bilerek ve isteyerek yaratıyor..Öyle ise, kendini bize tanıtmaması aklen ve mantıkenn imkansızdır.

Elhasıl, insanın yeter ki samimi olarak imana niyeti olsun..Akıl ve mantığını çalıştırsın..Doğruyu bulması çok kolay..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben de soryorum ki,

Bu saydiklarini yapan yaratici senin inandigin allah degil de dagin tepesindeki buyuk JuJu ise, oldugunde JuJu seni karsisina gecirip "Be akilsiz adam, evreni benim yarattigima onca kanit varken sen gittin olmayan bir tanriya inandin. Yeni dogdugunda pislikler arasinda agzina tertemiz sutu akitan bendim. Sen cehennemde yanacaksin." derse senin cevabin ne olurdu?

Kisa hali de su:

Senin inandigin tanriyi diger onlarca tanridan ustun/farkli kilan sey ne ki sen onu sectin?

Arkadaşım, cevap çok basit..Sadece akıl ve mantığını çalıştırman yeterli bu meselede...Çünkü, bu kainatı bilerek ve isteyerek yaratan ve biz insanları bu dünyaya gönderen zatın kendini bize tanıtmaması ve bildirmemesi aklen ve mantıken imkansızdır..Eğer, zeus bu kainatın sahibi olsaydı kendini mutlaka bildirir ve bizi ve kainatı yaratmasının hikmetlerini bize izah ederdi..Fakat, tarihe baktığımızda İsa, Musa, İbrahim, Nuh ve Muhammed aleyhimüsselam gibi peygamberler yıldızlar ve güneşler gibi gözümüze çarpıyor..Bu vazifeyi onlar mükemmel bir şekilde yapmışlar ve bu kainatın sahibini insanlara tanıtıp, yaratılma gayelerini bildirmişlerdir..Demek ki, bu kainatın sahibi Musa, İsa ve Muhammed aleyhisselam gibi peygamberlerin ilahıdır.

Elhasıl, madem bu kainatın bir sahibi var ve bilerek ve isteyerek yaratıyor..Öyle ise, kendini bize tanıtmaması aklen ve mantıkenn imkansızdır.

Elhasıl, insanın yeter ki samimi olarak imana niyeti olsun..Akıl ve mantığını çalıştırsın..Doğruyu bulması çok kolay..

Link to post
Sitelerde Paylaş
İlimcik öncelikle münkirler cevap verin gibi bir başlangıcın pek uygun olmadığını düşünüyorum. çünkü senin münkir gördüğün kendini münkir olarak görmüyor olabilir.

Elbette..bu dünyada bir ilaha inanmayan 1 tane bile insan yoktur..Fakat, sıfatlarında hata ediyorlar..Mesela, bu forumdaki adamların ilahı da "tabiattır"

Şİmdi beni herhangi bir kategoriye sokmayacağını ümit ederek sadece aklımdan geçenleri söylüyorum. ben inancın yada inançsızlığın zahirle temellendirilebileceğine , ispatlanabileceğine inanmıyorum. bu tamamem kişisel tercih, gönül meselesi, duygusal bir durumdur.

Arkadaşım yanılıyorsun..İntizamlı ve ölçülü bir sanatın ancak gören ve bilen birinin eseri olduğu duygusal değil, aklın ve mantığın gereği olan bir hakikattir..aslında tam tersin "Akılsız ve şuursuz ve kör şeyler hikmetli ve intizamlı ve ölçülü işler yapabilir" inancı tamamen akıl ve mantığa ters bir inançtır..Yani, akıl ve mantık muvazenesi doğru çalışan bir insan, kesinlikle "bu kainatın sahibi ve idare edici yoktur" gibi tamamen akla ve mantığa ters bir inancı kabul etmez..

Zaten münkirlerin zerre kadar bir haklılığı olsaydı, cehennemden kurtulurlardı.

hikmetli nizamlı ölçülü bir eser,,

kainata modern bilimin gözüyle bakınca, evrenin sınırları, big bang vs. gibi konularda şu anda insan tam bir bilgi fakirliği içerisindedir ve bunun yaratılmış olması gerektiği düşüncesi doğuyor.

ama hikmet nizam ve ölçü demek her zaman güzel ve hoş demek anlamına gelmez, sen elmanın hoş kokusundan insana uygunluğundan bahsetmişsin ama zehirin, leşin pisliğin mikrobun vs. iğrençliği ve insana zararı ne olacak. ayrıca kainat insan için tam olarak uygun değil dünyanın sadece belli bölgeleri yaşanabilirdir. insan suda boğulur, açlıktan ölür, hastalanır, vahşi hayvanlar öldürür vs. ayrıca ruhsal olarak dünyada akla hayale sığmaz işkence ve zorluklarla karşılaşabilir, yani sana şunu demek istiyorum. yırtıcı bir hayvanla aynı odaya hapsedilseydin yine sana göre kainat senin için uygun bir yer olurmuydu.

Arkadaşım, sizin en büyük hatanız bazen soru sormadaki basamakları karıştırıyor olmanız..Yani, çaresiz bir daire etrafında dolanıp duruyorsunuz..Bunu bir örnek ile izah etmeye çalışayım:

Caddeleri, trafiği, binaları, alışveriş merkezleri, elektrik ve su tesisatları ile muhteşem bir şehri düşünelim..Sen bu şehre giriyorsun..Şehrin her tarafında hikmetli ve muntazam caddeleri, binaları, yolları vs. görüyorsun..Sonra aklına "elbette bu muhteşem şehrin bir sahibi ve ustası vardır" diye araştırmaya başlıyorsun..Daha sonra, bu şehrin bazı yerlerinde yıkık dökük binalar ve insanlara rahatsızlık veren bazı caniler ve hırsızlar görüyorsun..Şimdi, eğer akıl ve mantık muvazenen doğru ve istikametli bir şekilde çalıştığı için "acaba bu şehrin sahibi niçin bu yıkık dökük binaları bırakıyor..niçin bu canilere ve hırsızlara müsaade ediyor" diye sorarsın değil mi..Eğer sen "bu şehrin bir ustası ve sahibi olsaydı, bu yıkık dökük binalar ve bu ahlaksız insanlar olmazdı" dersen, ne akıldan uzak hareket ettiğini anlarsın..

Aynen öyle de, bu kainat zerrelerden yıldızlara ve sinek kanadından güneşlere kadar o şehirden daha harika ve muntazam sanat eserleriyle ve ihsan ve ikramlarda donatılmış..Gözümüzün önünde yeniden yeniye hep hikmetli ve muntazam fiiller var.. vücudundaki alet ve makinelerden, yağmura ve anne rahminde bir nutfeden yaratılışından, nokta kadar bir çekirdekte koca ağacın programı yazılışına ve doğduğun anda en muhtaç bir sütün sana ikram edilmesinden, dünya ve güneşin vazifelerine ve atomların hareketinden yıldızların hareketine kadar o kadar hikmetli ve muntazam ve hassas ölçülü eserler ve fiiller var ki saymakla bitmez..Biliyorsun ki, aklen ve mantıken bir fiildeki ve eserde hikmet, intizam ve ölçü varsa, kast ve iradenin delilidir..Yani, intizamlı ve ölçülü bir eser, ancak bilerek ve görerek ve planlayarak yapılır..Akılsız, şuursuz ve kör şeyler, hikmet ve gayeleri düşünerek ve intizam ve ölçü ile hareket edemezler..Öyle ise, bu kainat, ilim, irade ve kudret sahibi bir tek zat tarafından yaratılıp, idare ediliyor ve sahipsiz değil..Şimdi, aklı başında olan bir insan, "bu kadar hikmetli ve intizamlı ve ölçülü işler yapan bu kainatın sahibi, niçin musibet ve hastalıklara ve bazı haksızlıklara müsaade ediyor" diye sorması ve bunun cevabını araştırması lazım öyle değil mi..Fakat, "ben bazı şeyleri hikmetsiz ve intizamsız görüyorum..öyle ise, bu kainatın ve içindeki harika sanat eserlerinin ve muntazam fiillerinin ustası ve faili yoktur..Bunlar akılsız ve şuursuz ve kör tabiatın eseridir" derse ne kadar akıl ve mantığa ters hareket etmiş olur öyle değil mi.

Kısaca anlatmak istediğim şey, önce biz "doğduğum anda en muhtaç olduğum bir süt, en pis maddeler arasından süzülerek ağzıma akıttırılıyor..Bu süt ancak benim süte ihtiyacım olduğunu bilen ve bana şefkat ve merhamet eden bir zatın ikram ve ihsanıdır..Akılsız ve kör tabiat beni bilmez ve benim süte ihtiyacım olduğunu bilmez" diyerek Allahın varlığını kabul etmek ve daha sonra "Allahın hastalık ve musibetleri yaratmasındaki hikmet ve gayeler nelerdir" diye sormak lazımdır..Bu şekilde sorarsanız, çok şükür rabbimiz bu soruların cevabını en ikna edici bir şekilde bildirmiş ve bizi bu meselelerde cahil bırakmamıştır.

hassas ölçü meselesinde ise insanın aklına şu soru gelmekte; madem yaratıcı dilsiz kör bir evreni bile hassas ölçülerde yaratıyor, insanların hayatları neden hassas ve adil bir şekilde dağıtılmamıştır. acı açlık savaş hastalık zulüm mutluluk zenginlik intizam eşit bir şekilde dağıtılmış diyebilirmisin. örnek vermem gerekirse affına sığınarak sana şunu sormak istiyorum , ki bu dünyada örnekleri var olan birşeydir, sen çocukken tecavüze uğramış olsaydın ve böyle bir psikoloji ile büyümüş olsaydın yine hassas ölçüden bahsedermiydin.

Yine bir üstteki örneği tekrarlıyorum..Yani, önce "koca incir ağacının programı ve fihristesi nokta kadar bir çekirdekte yazılması akılsız, şuursuz ve kör tabiatın işi olamaz..Çünkü, bu harika iş, ancak gören ve bilen bir zatın sonsuz kudretinin eseri olabilir" diye aklen ve mantıken kabul etmek gerekir..Sonra da "Allah niçin insanları bu dünya hayatını yaşatıyor..Niçin doğrudan cennette yaratmamış..neden insanların kimini fakir, kimini zengin yapmış..neden hastalık ve musibetleri yaratmış" diye sormak lazımdır..O zaman tam ikna edici cevap alırsın inşaallah.

gayesiz kainat, kainata nasıl bakarsan sana öyle gözükür, kainatın bir gayesi olduğu gözüyle bakıyorsan bir gayesi vardır, bakmıyorsan yoktur. merhameti sevgiyi şefkati adaleti, düzeni mutluluğu huzuru görürsün ve kainatın gayesi vardır. şiddeti adaletsizliği zulmü mutsuzluğu acıyı düşmanlığı ihaneti hastalığı görürsün yoktur. bu kişiden kişiye durumdan duruma değişir.

Arkadaşım, daha önce dediğim gibi, Allah insana akıl vermiştir..Bu aklı muvazeneli çalıştırması lazımdır..Yani, sen şöyle düşünmelisin: "Ben bile bir iş yaparken mutlaka bir fayda, bir hikmet, bir gaye düşünüyorum..Beni ve bu koca kainatı yaratan zatın hiç bir gaye ve maksat olmadan bu kainatı yaratması ve beni maksatsız ve gayesiz bu dünya imtihanına sokması aklen ve mantıken mümkün müdür" diye düşünmen lazımdır..Veya yine sana verilen akıl ile "bir sinek kanadını bile hikmet ve intizam ve ölçü ile yaratan bir zatın, beni vazifesiz, gayesiz, başıboş bırakması aklen ve mantıken mümkün olabilir mi" diye düşünmen ve araştırman lazımdır..

Elhasıl, nasıl ki, bir sarayın yüz kapısı bulunsa ve bu sarayın sadece bir tek kapısı açık olsa yine bu saraya girilebilir..Aynen öyle de, "iman" da böyle bir saray gibidir..Allahın varlığına sadece bir tek delil olsa bile, yine akıllı bir insan iman sarayına girer..Zaten girdikten sonra kapalı zannettiği diğer kapılar da açılır..Fakat, şeytan insanı aldatıp, hiç açık kapıları göstermiyor..hep nazarını açamadığı kapılara kaydırıyor..Bunda bir insanın "açık kapıyı görmek istememesinin ve o saraya girmek istememesinin çok etkisi vardır..Çünkü, o saraya girmek bazı insanları işine gelmiyor ki açık kapıyı arasın..Çünkü, saraya girdiği zaman bazı meşakkatli işler onu beklediğini biliyor..O meşakkatli işleri kabul etmiyor fakat, dışarıda bulunan dehşetli ve büyük yılan ve ejderhalara kendini yem ediyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim ateist olarak öleceğimi allah bilmiyormuydu (hadi sıkıyorsa hayır bilemezdi deyin) . Hem yaratıyor hem ateist olmama izin veriyor ( onun isteği dışında hiçbir şey olamazdı ya) ondan sonra beni cehenneme gönderiyor. Bu durumda mağdur olan taraf benim . Bu mantığa göre dünya diye biryer olmasıda saçma çünkü herkesin nereye gideceği önceden belli. Cehennem demişken siz önce dünyada cehenneme çevirdiğiniz ülkelere bakında biz nerde yanlış yaptık diye kendinizi sorgulayın.

Senin bu dünyada "cehennemi hakkedecek bir şekilde" hayat yaşayacağını elbette biliyor..Bu sebeple bu dünya hayatını yaratıyor..Yani, hakkettiğin yere gitmen için..Yani, cennete layık olanlar ile cehenneme layık olanlar birbirinden ayrılsın...Bir düşün, kafirler ve münafıkların zarar görmemesi için, bu dünya imtihanı yaratılmasa ve şeytan ve nefisle mücadele ve mücahede ederek, iman, sabır ve ibadet ile ve Allaha şükür ile hayatını geçiren Hz Eyyüp gibi bir peygamber olmayacaktı..Bütün hayatının isyan ve küfür ile geçiren bir kimse, bütün hayatını sabır ve şükür ile geçiren biri cennette aynı seviyede olacaktı...Bu da Allahın sonsuz hikmet ve adaletine zıt olurdu.

kuralsız, mesela Allah sana ateş gibi bir nimeti vermiş..Bu ateş ile yemeğini pişiriyorsun, ısınıyorsun, aydınlanıyorsun..Fakat, sen gitsen yemeğini pişiren ateşe elini soksan ve o hizmetçini kendine düşman etsen "ateşin yaratılması kötü çünkü elimi yaktı" diye hükmedip, ateşi yaratana itiraz edemezsin..Çünkü, o ateş, sadece senin elini yakmak için yaratılmamış..Eğer, senin hatırın için, yani ateş senin elini yakacak diye yaratılmasaydı, ateşten bu kadar fayda gören insanlara haksızlık ve merhametsizlik ve hikmetsizlik olurdu..İşte, Allah seni bu dünyaya göndermiş ki, şeytan ve nefis ile mücade edip, sana verilen yetenek ve istidatlar gelişsin..Meleklerin üstünde bir halife-i zemin ol..Bu kainatı ve seni yaratan zatın, bu kainatta yarattığı o hikmet ve rahmet hazinelerini ve definelerini sana verilen cihazlarla keşfet..Fakat, sen kendi iradenle cehennemi, küfrü, isyanı seçtin..kendine yazık ettin..Eğer senin bu hatan için dünya hayatı yaratılmasaydı, bu hayatın sırrını anlayıp, hayatının su-i istimal etmeyen ve şeytan ve nefisle mücadele ve mücahede ederek, meleklerin bile üstüne çıkan milyarlarca insana haksızlık, merhametsizlik ve adaletsizlik olurdu..

Bazı çekirdeklerden ağaç çıkmayacak ve bozulacak diye elimizdeki çekirdekleri ekmesek, sulamasak ve toprak altında bir kimyevi mücadeleye tabi tutmazsak, ağaç olma kabiliyetinde olan çekirdeklere haksızlık ve adaletsizlik ederiz..Öyle de, kafirler ve münafıklar cehenneme girecek diye bu dünya imtihanı yaratılmazsa, şeytan ve nefisle mücadele ve mücahede ile cennete layık olan milyarlarca insana adaletsizlik ve merhametsizlik olur..

Elhasıl, Allah senin bu dünyada yaşayacağın hayatı biliyor..Eğer cenneti kazanacak bir hayat yaşasan Allah onu bilir..Öyle ise, geç kalmış sayılmazsın..tevbe kapısı açık..eğer tövbe edersen Allah onu biliyor, tevbe etmezsen de tevbe etmeyeceğini biliyor..artık seçim sana kalmış.

Link to post
Sitelerde Paylaş

adam neyin kafasını yaşıyor bilmiyorum ama cidden sağlam bir uyuşturucu etkisinde. bizim dediğimiz şeyler Allah niye cehennemlik insan yaratsın yakmaktan zevkmi alıyor sadist mi ? ben cehennem korkusu yüzünden inanıyorum sevdiğim falan yok dünya üstünde bir ton adaletsizlik var bir insan hırsızda olsa size namaz kılmak ve oruç tutmak zorunda sen onun kabul olup olamayacağını bilemezsin. cehennemi hak edecek şekilde demiyormusunuz Allah bu dünyada ateistlere çok güzel bir yaşam verir işte zenginlik falan ben bu dünyayı geçtim ben zengin olmak istiyorum trilyoner olmak istiyorum cehennem cennet umrumda değil benim en yakın dostum ateist onada dedirttim inanmadığın şeye dua et sana zenginlik versin paran cebinde sürekli olsun diye tık yok ve olmayacakta. hala cehennem küfür isyan gibi gerizekalıca şeyler söylüyorsun uslubun çok yanlış olduğunu söylemiştim bak dostum insan sayısı kadar doğru vardır herkesin kendine göre doğruları vardır sen o kadar ters bir mantıkla yaşiyorsun ki geliyorsun buraya siz cehennemlik odunsunuz küfrediyorsunuz yanacaksınız sizler hakka tecavüz ediyorsun gibi saçma sapan cümleler kullanıyorsun daha öncedende söylemiştim işine geleni alıntılayıp cevap veriyorsun ben sana söylemiştim tekrar söylüyorum madem Allah var dubaide altın otellerde kalıp altın çeşmelerde yıkanan araplar niye kaderine terk edilmiş filistini aklına getirmiyolar ? islam böyle faşist birşeydir kendi doğrularını başkalarına kabul ettirme ve onların hayatına müdahale etmek gibi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bizim dediğimiz şeyler Allah niye cehennemlik insan yaratsın yakmaktan zevkmi alıyor

Bütün kainatı hikmetsizlikle, vazifesizlikle ve manasızlıkla suçlayın ve bu kadar tevhid delillerine gözünüzü kapayın ve bu kadar ihsan ve ikramlara karşı nankörlük ve isyan ile mukabele edin..Kendinizi cehenneme layık hale getirin..Daha sonra hakkettiğiniz yere sizi koyan zata itiraz edin..öyle yağma yok.

Allah merhametlidir..Zaten merhametli ve şefkatli olmazsa bizi yaratıp, göz, kulak, akıl ve kalp gibi maddi ve manevi duygularla donatıp, doğduğumuz anda en muhtaç bir gıdayı bize ikram etmez..Fakat, aynı zamanda adildir de..Eğer Allah, koca kainatın hakkını sizden almasaydı, işe o zaman haşa zalim ve adaletsiz olurdu..

Elhasıl, cehenneme layık olan kimselere cehennem azabı vermek güzeldir, adalettir...Madem cehennemde yanmak istemiyorsun, öyle ise kendini cehennemden kurtarmaya çalış..BİLİYORSUN KENDİ RIZASIYLA ZARARA GİRENE ACINMAZ VE MERHAMET EDİLMEZ.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bütün kainatı hikmetsizlikle, vazifesizlikle ve manasızlıkla suçlayın ve bu kadar tevhid delillerine gözünüzü kapayın ve bu kadar ihsan ve ikramlara karşı nankörlük ve isyan ile mukabele edin..Kendinizi cehenneme layık hale getirin..Daha sonra hakkettiğiniz yere sizi koyan zata itiraz edin..öyle yağma yok.

Allah merhametlidir..Zaten merhametli ve şefkatli olmazsa bizi yaratıp, göz, kulak, akıl ve kalp gibi maddi ve manevi duygularla donatıp, doğduğumuz anda en muhtaç bir gıdayı bize ikram etmez..Fakat, aynı zamanda adildir de..Eğer Allah, koca kainatın hakkını sizden almasaydı, işe o zaman haşa zalim ve adaletsiz olurdu..

Elhasıl, cehenneme layık olan kimselere cehennem azabı vermek güzeldir, adalettir...Madem cehennemde yanmak istemiyorsun, öyle ise kendini cehennemden kurtarmaya çalış..BİLİYORSUN KENDİ RIZASIYLA ZARARA GİRENE ACINMAZ VE MERHAMET EDİLMEZ.

madem Allah var neden dubaideki zengin araplar altın çeşmelerden yıkanan bugattilere binen petrol kralı olan araplar kaderine terk edilmiş filistin deki insanların ölmesine göz yumuyor ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir insan ahmaksa böyle bir başlık açabilir.

Böyle ahmaklara cevap vermek bile abesle iştigal.Ama bir kaç şey yazmayı gerekli gördüm.

Ossuruktan bir kitaptan okuduğu şeyleri gerçek sananlar ahmaktır.

Ve bu palavraları yutmayan insanları, bu palavralara inanmadığı için suçlayanlar duble ahmaktır.

istersen ota ,puta, boka ,allaha ,ossuruğa tap,ama gelipte palavralara karnı tok olanları suçlama.

Neymiş inkarmış,..... dangalağı var olan, gerçek bir şey inkar edilir.Olmayan şeyin inkar mı olur.

Başka bir başlıkta sormuştum,İlimcik ve ilimcik gibi ahmaklar,tekrar soruyorum.

1:Evren ve canlılığın herhangi bir şey tarafından yapıldığına dair, bilimsel bir tespit var mıdır?

2:Tanrı veya allah denen şeyi yaratıcı olarak iddia ediyorsunuz. Peki yaratıcı diye bir şey

var mıdır? varsa kim tespit etmiştir.

Gına geldi artık, palavralarınıza karnımız tok,hem bizim zamanımızı hem kendi zamanınızı bu palavralarla harcamayın.

Bu siteden faydalanmaya bakın,bilimsel ve felsefi yazıları okuyup ahmaklığınızı giderin.

tarihinde strong tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

madem Allah var neden dubaideki zengin araplar altın çeşmelerden yıkanan bugattilere binen petrol kralı olan araplar kaderine terk edilmiş filistin deki insanların ölmesine göz yumuyor ?

Yani, "bu dünya imtihanında Allah, niçin bazı insanları fakir ve bazı insanları zengin yapıyor ve dünyadaki hastalıkların ve musibetlerin hikmeti nedir? Allah niçin bu dünyada ölümü yaratmış? diye mi soruyorsun arkadaşım..Çok güzel bir soru sormuşsun..Allaha kainatın zerreleri adedince hamdolsun ki bu sorularımıza Kur'an ile cevap vermiş..bizi cahil bırakmamış...Hastalıkların ve musibetlerin ve fakirliğin ve zenginliğin ve ecelin ve ölümün, hülasa bu dünya hayatının hikmetlerin bize bildirmiş..Eğer ayrı bir başlık altında açarsan soruna cevap veririz inşaallah..

Link to post
Sitelerde Paylaş

1:Evren ve canlılığın herhangi bir şey tarafından yapıldığına dair, bilimsel bir tespit var mıdır?

2:Tanrı veya allah denen şeyi yaratıcı olarak iddia ediyorsunuz. Peki yaratıcı diye bir şey

var mıdır? varsa kim tespit etmiştir.

1-Elbette vardır..Zaten bilim Allahı bize isim ve sıfatlarıyla tanıtıyor..Her bir fen birer casus gibidir..Gözümüzle görmediğimiz yerlere gidip, bize oralardan haber getiriyor..Mesela, eskiden bir hücredeki hikmet, intizam ve sanat bilinmiyordu..Fenler hemen oralara gidip, bize hücreden haber getirdiler..Oradaki sanat ve hikmeti de biliyoruz günümüzde..Allah insanlara akıl vermiştir..hemen aklını çalıştırması lazımdır..Bu hücreleri ve vücudumuzu meydana getiren trilyonlarca atom akılsız, şuursuz ve kör olduklarından, bu kadar hikmet ve gayeyi düşünecek kabiliyetleri olmadığını görüp, atomları kendi başına hareket etmediğini anlaması lazımdır..

Elhasıl, bilim ve fenler devamlı olarak isteyerek ve bilerek ve görerek iş yapan bir zatın kudretini ve akılsız, şuursuz ve kör tabiatın bu ince ve hassas işlere müdahelesinin aklen ve mantıken imkansız olduğunu bize ders veriyorlar.

2-Zaten aklen ve mantıken akılsız, şuursuz ve kör şeylerin hikmetli, intizamlı, ölçülü işler yapamayacağı için, gören ve bilen bir zatın bu kainatı idare ettiği sabit olur.

Şimdi bu 2 sorunuza karşılık ben de bir soru sormak istiyorum..Bu sorulara verdiğiniz cevaplar sizin kapasitenizi ve ne kadar kabil-i hitap olduğunuzu ve niçin zerre kadar aklı ve şuuru bulunan bir insanın bile kabul etmeyeceği bir fikri kabul ettiğinizi gösterecek bize..

Bana cevap yazdığın zaman, bilerek, görerek ve isteyerek mi yazıyorsun..Yoksa, akılsız, şuursuz ve kör biri misin?...Eğer, bilerek ve görerek ve isteyerek yazıyorum diyorsan bunun delillerini bize söyleyebilir misin..

cevabını bekliyorum.

tarihinde İLİMCİK tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın ahmak ilimcik

Sorduğum sorulara cevap verdiğini mi sanıyorsun.

Kaynak göster

Arabistandan birinin attığı palavraları değil.

Bana bilimsel bir kaynak göster.

Evet bekliyorum

Evren ve canlılığın her hangi bir şey tarafından yapıldığına dair BİLİMSEL bir kaynak göster.Osuruktan kaynak değil.

Yaratıcı diye bir şeyin olduğunu hangi bilim adamı tespit etmiştir.

Bunlara cevabın olmadığı müddetçe hem ahmaksın hem dangalaksın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın ahmak ilimcik

Sorduğum sorulara cevap verdiğini mi sanıyorsun.

Kaynak göster

Arabistandan birinin attığı palavraları değil.

Bana bilimsel bir kaynak göster.

Evet bekliyorum

Evren ve canlılığın her hangi bir şey tarafından yapıldığına dair BİLİMSEL bir kaynak göster.Osuruktan kaynak değil.

Yaratıcı diye bir şeyin olduğunu hangi bilim adamı tespit etmiştir.

Bunlara cevabın olmadığı müddetçe hem ahmaksın hem dangalaksın.

sen hayal görüyorsun herhalde..ben yazımda ne Kur'andan ve ne de peygamberden bahsettim.

Dediğim gibi..verdiğin cevaplar niçin dinsiz olduğunu ispatlıyor...Çünkü, ben bütün bilimi kaynak gösterdiğim halde sen "bilimsel bir kaynak göster" diyorsun..Aslında tesadüfe hiç bir bilimsel kaynak yoktur.

her ne ise..konumuz "inkarın bahanesi var mı" olduğundan, senin gibi biri bu konuya bir örnektir..Yani, ahirette "bilim ve fenler sana bu kainattaki bu kadar hikmetleri ve intizam ve ölçüyü haber verdiği halde, sen niçin bu sanat eserlerini akılsız, şuursuz ve kör şeylere isnad ettin" diye sorsalar ne cevap vereceksin..."ben akılsız, şuursuz ve kör şeylerin intizam ve ölçüyle ve hikmetleri düşünerek hareket edemeyeceğini bilmiyordum" mu diyeceksin..Bu bahanen geçersizdir..Çünkü, bunu bilmemen imkansız.

Boşuna uğraşma inkarın hiç bir bahanesi yok.

tarihinde İLİMCİK tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın ahmak, ahiret diye bir yer var mı?

Varsa nerede, koordinatlarını ver.

Yok bilmiyorum nerde diyorsan, götünden uyduruyorsun demektir.

Götünden uydurduğunu da, gerçek gibi sunma.

.....kapılmışsınız bir hayal dünyasına,herkesin de bu hayal dünyasında yaşamasını istiyorsunuz.

Bir daha söylüyorum,istediğiniz kadar kafanızdan veya duyduklarınızdan hayal ürünü üretebilirsiniz,çokta ipimde değil,ama,bu hayal ürünlerini gerçekmiş gibi sanıp,bu palavralara inanmayanları suçlamayın.

Gidin hayal dünyanızda kendi kendinizi kandırın,karşınızdakilerin aklınla alay etmeye çalışmayın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...