Jump to content

Düşündüren Sorular


Recommended Posts

Sorulara başlamadan önce bir noktayı açıklığa kavuşturmakta fayda var. Bu nokta da tek tanrılı dinlerin olmazsa olmaz ilk şartı o dini kuran kişiye kayıtsız şartsız inanmaktır. Kurucu kişiye inanmadığınız takdirde geriye kalan şartların bir önemi kalmaz. Mesela İslam dininin kurucusu Muhammed'e inanmayan, Muhammed sahtekardır, bu dini kendi amaçları için uydurmuştur diyen birisi istediği kadar ben yüce bir yaratıcının varlığına inanıyorum desin, farketmez, İslam'a göre bu kişi sonsuza kadar cehennemde yakılacaktır.

1. "Falan tanrı beni elçi seçti, bana inanan ve itaat edenler sonsuza kadar zevk ve safa içinde yaşayacaklar, inanmayanlar ise ne tür bir insan olduğuna bakılmaksızın sonsuza kadar derileri değiştirile değiştirile yakılacaktır." diyen birine insanlar neden inansınlar? Sırf "bir insana" inanmadığı için insanları sonsuza kadar yakmanın neresi adalet kavramı ile bağdaşır?

2. Bir tanrı sonsuza kadar yakacağını bile bile neden insan yaratır? Neden "Ben cehennemi insanlar ve cinlerle dolduracağım." diye yemin ederek yola çıkar? Bile bile yakmak için insan yaratmak sadistlik değil midir?

3. Diyelim kıyamet koptu, insanlar cennete ve cehenneme kondu. Eeee, daha sonra ne olacak? Bu merhameti, sevgisi, acıması sınırsız olan tanrı sonsuza kadar cennettekilerin isteklerini yerine getirmek ve cehennemdekileri yakmakla mı meşgul olacak? Bu mu yani ilahi ve yüce amaç? Böyle bir inanç, o kadar yüceltilen bir tanrıyı cennettekilerin isteklerini yerine getirmekle sorumlu bir hizmetçi ve cehennemdekileri yakmakla görevli sadist bir varlık konumuna düşürmez mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

1) Cehennem olmasaydı yine inanan insanlar olurdu, cehennem ve cennet mitlerin ödülüdür.Emin olun sizden olmayanı haraca bağlayan diyen dinler hala inanan toplayabilir,topluyor da,

2) Çünkü Tanrı iyi olmak zorunda değildir, soruyu şöyle düşünürsek ceza ne için verilir gibi, cevabımız şu olur ceza belli bir yanlışı sucu düzelmek için verilir ama görüldüğü gibi burada cezadan çok intikam söz konusudur, Ayrıca mantığımız intikam peşinde koşan bir allah modellemesini algıda zorlansa da bütün dinlerin tanrıları intikamcıdır, çünkü intikam insansı bir davranıştır.

3)Evet düşer ama inanırların bundan rahatsız olduğunu düşünmüyorum, dinler sosyopat eğilim barındırırlar.

Ps: Muhammed zaten ya peygemberdir ya da değildir ortası yoktur, ya gerçekten vahiy alandır ya da allahsızdır.Üstünde düşündüğümüzde Muhammed'in dinsiz allaha inanmayan biri olduğu sonucuna varıyorum ,öteki türlü vahiy aldığını düşünmekten daha rasyonel

tarihinde rev tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

1 sadece bir insana inanıp inanmmak değil mesele...

yolun sonu bir uçuruma doğru gidiyorsa ve bir insan durun bu yoldan gitmeyin sonra hepinizin sonu hüsran olacak sonsuza kadar üzüleceksiniz bana inanmazsanız diye karşılarına çıksa...

ama ona inanmayanlar yollarına devam etseler ne olur...

birde zaten o yoldan gitmeyenler için bu kişiye inanaıp inanamamak neyi değiştirir...

temelin hikayesi gibi...

bir ramazan orucu rizede erken ezan okunması nedeniyle erken açılmış...

hemen ilan edilip tüm rizeliler bir gün daha kaza orucu tutmalı denilmiş...

bizim temel almanyada oturuyor ama rize doğumlu...

o da sormuş ben de tutacak mıyım diye...

bunun gibi peygamberin söyledikleri öncelikle kendi muhataplarını ilgilendiriyordu ona inanmayanlar onun muhataplarıydı...

sen onu görmedin duymadın olaydan doğru düzgün haberin bile yok bende inanmzsam yanar mıyım diyorsun..

2 tanrı sonsuz kadar yakacak adam arıyordu hah bizim sağduyu tam bu işe göre dedi ve seni yarattı...

kaçarın yok...

3 tanrının başka yapacak işleri bulunur sen merak etme...

seni cehnneme attı mı derecesini bine zamanını sonsuza ayarlar gider başka işine bakar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

1 sadece bir insana inanıp inanmmak değil mesele...

yolun sonu bir uçuruma doğru gidiyorsa ve bir insan durun bu yoldan gitmeyin sonra hepinizin sonu hüsran olacak sonsuza kadar üzüleceksiniz bana inanmazsanız diye karşılarına çıksa...

ama ona inanmayanlar yollarına devam etseler ne olur...

birde zaten o yoldan gitmeyenler için bu kişiye inanaıp inanamamak neyi değiştirir...

temelin hikayesi gibi...

bir ramazan orucu rizede erken ezan okunması nedeniyle erken açılmış...

hemen ilan edilip tüm rizeliler bir gün daha kaza orucu tutmalı denilmiş...

bizim temel almanyada oturuyor ama rize doğumlu...

o da sormuş ben de tutacak mıyım diye...

bunun gibi peygamberin söyledikleri öncelikle kendi muhataplarını ilgilendiriyordu ona inanmayanlar onun muhataplarıydı...

sen onu görmedin duymadın olaydan doğru düzgün haberin bile yok bende inanmzsam yanar mıyım diyorsun..

Kuran'a göre asıl mesele bir insana inanıp inanmamak işte. Siz tek tanrılı dinlere inananlar hiç ben bir tanrıya inanıyorum falan demeyin, sizi tanrınız o dinin kurucusu. O kurucu size bir tanrı tarifi yapmış, o tanrıya inanıyorum derken aslında o kişiye inandığınızın farkında bile değilsiniz.

Sorunun amacını hiç anlamamışsın, anlasaydın şaşardım zaten. Milyarlarca insanın bir kişiye inanmadı diye sonsuza kadar yakılmasını adalet kavramı ile nasıl bağdaştırıyorsunuz idi soru. Ama benim işim adaletle falan değil, ben bana vaat edilen huri masalına bakarım diyorsan devam et.

2 tanrı sonsuz kadar yakacak adam arıyordu hah bizim sağduyu tam bu işe göre dedi ve seni yarattı...

kaçarın yok...

Aramıyor ki, kendi yaratıp kendi yakıyor. O kimseye muhtaç değildir, kendi yakacağı insanı bile kendisi yaratır.

3 tanrının başka yapacak işleri bulunur sen merak etme...

seni cehnneme attı mı derecesini bine zamanını sonsuza ayarlar gider başka işine bakar...

Başka canlılar yaratıp onları da mı yakmaya devam edecek? Her bakımdan sınırsız özelliklere sahip olan bir tanrının canlı yakma tutkusu da sınırsız olur diyorsun yani

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sorulara başlamadan önce bir noktayı açıklığa kavuşturmakta fayda var. Bu nokta da tek tanrılı dinlerin olmazsa olmaz ilk şartı o dini kuran kişiye kayıtsız şartsız inanmaktır. Kurucu kişiye inanmadığınız takdirde geriye kalan şartların bir önemi kalmaz. Mesela İslam dininin kurucusu Muhammed'e inanmayan, Muhammed sahtekardır, bu dini kendi amaçları için uydurmuştur diyen birisi istediği kadar ben yüce bir yaratıcının varlığına inanıyorum desin, farketmez, İslam'a göre bu kişi sonsuza kadar cehennemde yakılacaktır.

1. "Falan tanrı beni elçi seçti, bana inanan ve itaat edenler sonsuza kadar zevk ve safa içinde yaşayacaklar, inanmayanlar ise ne tür bir insan olduğuna bakılmaksızın sonsuza kadar derileri değiştirile değiştirile yakılacaktır." diyen birine insanlar neden inansınlar? Sırf "bir insana" inanmadığı için insanları sonsuza kadar yakmanın neresi adalet kavramı ile bağdaşır?

2. Bir tanrı sonsuza kadar yakacağını bile bile neden insan yaratır? Neden "Ben cehennemi insanlar ve cinlerle dolduracağım." diye yemin ederek yola çıkar? Bile bile yakmak için insan yaratmak sadistlik değil midir?

3. Diyelim kıyamet koptu, insanlar cennete ve cehenneme kondu. Eeee, daha sonra ne olacak? Bu merhameti, sevgisi, acıması sınırsız olan tanrı sonsuza kadar cennettekilerin isteklerini yerine getirmek ve cehennemdekileri yakmakla mı meşgul olacak? Bu mu yani ilahi ve yüce amaç? Böyle bir inanç, o kadar yüceltilen bir tanrıyı cennettekilerin isteklerini yerine getirmekle sorumlu bir hizmetçi ve cehennemdekileri yakmakla görevli sadist bir varlık konumuna düşürmez mi?

1.soruya bir ekde ben yapmak istiyorum.

Egerki sonsuza kadar yakacaksa bu cezamidir ????

Eger ebedi ise ceza degildir.Ceza ismi uzerinde ceza sureye tabidir.

Eger ebedi ise artik yanmak onun bir parcasi olmazmi ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammed kendisi bile peygamber olup olmadigi, cinlerce kandirildigi endisesini tasidigi, bizzat Kuranda bir çok yerde, bilinç-alti belirmekte.

(Kalem suresi, 2) : " Sen, Rabbinin nimetiyle bir mecnun değilsin. "

Bir çok yerde cinler tarafindan konusmadigi, cinlerle atisan bir kahin veya sair olmadigini okuyoruz. Yani, Muhammed bizat kendisi bile kendinden bilinç-alti suphe etmekteydi. Ve kendini böylece telkin ediyordu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Soruların temel mantığında bir gariplik var sanki...

İnsanları ve dünyayı çok merkeze alıyorsunuz..

Koca evren de sadece dine inanlar yada ateistler varda tanrı bunun üstünden bir hesap kurmalı gibi bir yaklaşımınız var...

İnsanlar birazda yarı tanrı gibi düşünüyor..

Oyunda ana karakter olma heveslisiyiz sürekli...

Biz insanlara biçilen paye gerçekten çok az...

Bir nevi şikayet ediyorsunuz aslında...

Bu senoryada rolümüz çok da makbul değil demeye getiriyorsunuz..

Diğer yandan...

Tanrı niye sizi umursasın ki?

İstediği kuralları koyar...

Sonsuza kadar bir kısmınızı yakarken bir kısmınızı mutlu edebilir...

Bu süreçte ona garip gelen birşey olduğunu sanmıyorum..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammed kendisi bile peygamber olup olmadigi, cinlerce kandirildigi endisesini tasidigi, bizzat Kuranda bir çok yerde, bilinç-alti belirmekte.

(Kalem suresi, 2) : " Sen, Rabbinin nimetiyle bir mecnun değilsin. "

Bir çok yerde cinler tarafindan konusmadigi, cinlerle atisan bir kahin veya sair olmadigini okuyoruz. Yani, Muhammed bizat kendisi bile kendinden bilinç-alti suphe etmekteydi. Ve kendini böylece telkin ediyordu.

ayette geçen mecnun kelimesini anlamayanlar olabilir.

cinlerin musallat olduğu kişi cinnet geçirip mecnun olur. kök aynı.

mecnun'u deli diye de tercüme edenler var.

karasevdaya tutulmuşlara da izafe edilir : ) mecnun adında bi arkadaşım vardı bi zamanlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Soruların temel mantığında bir gariplik var sanki...

İnsanları ve dünyayı çok merkeze alıyorsunuz..

Koca evren de sadece dine inanlar yada ateistler varda tanrı bunun üstünden bir hesap kurmalı gibi bir yaklaşımınız var...

İnsanlar birazda yarı tanrı gibi düşünüyor..

Oyunda ana karakter olma heveslisiyiz sürekli...

Biz insanlara biçilen paye gerçekten çok az...

Bir nevi şikayet ediyorsunuz aslında...

Bu senoryada rolümüz çok da makbul değil demeye getiriyorsunuz..

Bence senin anlayışında gariplik var, benim rolümden falan şikayet ettiğim falan yok. Tek tanrılı dinlerdeki saçmalığı, mantıksızlığı ortaya koyma var.

Bu sorular bir tanrı varmış da ben onu anlamaya çalışıyormuşum gibi bir amaçla sorulmuyor.

Tek tanrılı dinlerin tanrı tanımı ve ona yüklenen özelliklerle ile eylemleri arasındaki çelişkiler belirtiliyor.

Bir tanrıya merhameti sonsuza dedikten sonra o tanrının sonsuza kadar insanları yakması apaçık bir çelişkidir.

Bir tanrıya mutlak adil dedikten sonra sadece bir insana inanmayanları sonsuza kadar yapması yine bir çelişkidir.

İnsanları imtihan ediyorum dedikten sonra bazı insanlarla iletişime geçmesi, diğerlerini o kişilere inanmak zorunda bırakması çelişkidir.

Diğer yandan...

Tanrı niye sizi umursasın ki?

İstediği kuralları koyar...

Sonsuza kadar bir kısmınızı yakarken bir kısmınızı mutlu edebilir...

Bu süreçte ona garip gelen birşey olduğunu sanmıyorum..

Madem umursamıyor, ne diye bana tapacaksınız, başkasına değil diye çocukça davranıyor?

Ne diye en adaletli benim, en merhametli benim, ben, ben, ben diye övünüp duruyor?

Ne diye bizim yardımımıza ihtiyaç duyuyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben de bir soru eklemek isterim ;

Allahîn bilgisi ezeli ise benim inançsız olacağım bilgiside onun gibi ezeli olmalıdır.eğer ki bilgiyi sonradan yaratmışsa bilgi ezeli olamaz.bilgiside kendisi gibi ezeli ise biz ezelden beri inançsız olmalıyız.

yanılıyor muyum ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sorulara başlamadan önce bir noktayı açıklığa kavuşturmakta fayda var. Bu nokta da tek tanrılı dinlerin olmazsa olmaz ilk şartı o dini kuran kişiye kayıtsız şartsız inanmaktır. Kurucu kişiye inanmadığınız takdirde geriye kalan şartların bir önemi kalmaz. Mesela İslam dininin kurucusu Muhammed'e inanmayan, Muhammed sahtekardır, bu dini kendi amaçları için uydurmuştur diyen birisi istediği kadar ben yüce bir yaratıcının varlığına inanıyorum desin, farketmez, İslam'a göre bu kişi sonsuza kadar cehennemde yakılacaktır.

1. "Falan tanrı beni elçi seçti, bana inanan ve itaat edenler sonsuza kadar zevk ve safa içinde yaşayacaklar, inanmayanlar ise ne tür bir insan olduğuna bakılmaksızın sonsuza kadar derileri değiştirile değiştirile yakılacaktır." diyen birine insanlar neden inansınlar? Sırf "bir insana" inanmadığı için insanları sonsuza kadar yakmanın neresi adalet kavramı ile bağdaşır?

2. Bir tanrı sonsuza kadar yakacağını bile bile neden insan yaratır? Neden "Ben cehennemi insanlar ve cinlerle dolduracağım." diye yemin ederek yola çıkar? Bile bile yakmak için insan yaratmak sadistlik değil midir?

3. Diyelim kıyamet koptu, insanlar cennete ve cehenneme kondu. Eeee, daha sonra ne olacak? Bu merhameti, sevgisi, acıması sınırsız olan tanrı sonsuza kadar cennettekilerin isteklerini yerine getirmek ve cehennemdekileri yakmakla mı meşgul olacak? Bu mu yani ilahi ve yüce amaç? Böyle bir inanç, o kadar yüceltilen bir tanrıyı cennettekilerin isteklerini yerine getirmekle sorumlu bir hizmetçi ve cehennemdekileri yakmakla görevli sadist bir varlık konumuna düşürmez mi?

Ben bunları yazanların en başta teist olduklarına inancında değilim.Bu İnsanlar ateist ve panteisttir.

Bu yazılar ise görünüşte son derece ilkel ve ufacık bir kafa çalıştırma sonucunda gerçeklikle bağdaşmadıklarıda son derece nettir.

Bunlar olsa olsa İnsanın kendi ruhuyla olan hesaplaşmalarından başka birşey olamaz.Ruhtan kasıtsa İnsanın düşüncesidir.Şimdi bir misalle açıklamaya çalışayım.Bir öğrenci Tıp Fakültesini kazanıp Doktor olmayı arzu ediyor.Çünkü Doktorluğu seviyor.İşte O sevgi onun ruhuna gönderdiği peygamberdir.Ve O ruhu çalışarak bilgi ile besliyor.Ayrıca uykusuna vede gıdalarına dikkat ediyor.Yani bu İnsan hakikatte ruhunun Allahıdır.Ve Ruhun merkezi beyin hücrelerine sesleniyor:Ben sizlerin her türlü ihtiyacınızı karşılıyorum.Sizlere sevgi peygamberimide gönderdim.Öyleyse sizde benim peygamberime inanacaksınız.Ve sizlerde benim içim çalışıp beni yücelteceksiniz.Şayet bunu yaparsanız size bir ömür boyu bende huzur veririm,sizleri şimdikinden çok fazla bir şekilde bilgi ve düşünce gücüyle beslerim,sevgilere sevgi katarım,ufuklarınızı açarım.Ama yok benim peygamberimi ve benim size verdiğim nimetleri reddedip tembellik yaparsanız ve beni basiretsizlikle karşı karşıya bırakıp benim emeklerimi yok etmeme sebeb olursanız şayet o zaman bende deprasyon geçiririm ve sizi manevi ateşimle belkide ölünceye kadar yakarım!Artık sizi güzel nimetlerlede besleyemem.Zıkkımla (Öfkemle) beslerim ve yaşadığım müddetçe benim o basiretsizlikten doğan huzursuzluğum ile kahrolursunuz.İşte O kahrolmanın ateşi ilede güzellik tarafımı ortaya çıkarırım.Orayada bana yardımcı olan benim için çalışan taraflarınızı koyarım.

Çünkü ben hala varım başınızda ve ben bana yardım eden taraflarınızıda huzur vereceğim.Onları yine nimetlerim ile beslerim.

Buradaki sonsuzluk olsa olsa beyin hücreleri açısından benliğimizin yaşama süresi olabilir.Cinlerin ise Beyinimize kan yolu ile gelen bizim vücudumuzun dışındaki Virüs DNA ları olup beyin hücrelerimize yerleşenler olabileceğini sanıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu yazıyı yazacağımı ben yazmadan hatta beni yaratmadan öncede biliyordu,olayın olmasını beklerse sonradan öğrenmiş önceden bilmemiş olur.

YapacaKlarını önceden bilmek mümkünsüzdür...

Ama yAptığın her şeyi bilir...

Bilgi varlıklara ilişkindir...

Yanİ şeyler bilinir...

Şey Olmayanlar bilinemez...

Her şeyi Bilmek varlık alemindeki her nesneyi ve olayı ve yasayı bilmek demektir...

OlacAk olaylar bilginin konusu değildir...

Link to post
Sitelerde Paylaş

YapacaKlarını önceden bilmek mümkünsüzdür...

Ama yAptığın her şeyi bilir...

Bilgi varlıklara ilişkindir...

Yanİ şeyler bilinir...

Şey Olmayanlar bilinemez...

Her şeyi Bilmek varlık alemindeki her nesneyi ve olayı ve yasayı bilmek demektir...

OlacAk olaylar bilginin konusu değildir...

Yani Allah şundan 30 yıl önce cep telefonunu bilmiyordu, ancak insanlar yapınca öğrendi diyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

YapacaKlarını önceden bilmek mümkünsüzdür...

Ama yAptığın her şeyi bilir...

Bilgi varlıklara ilişkindir...

Yanİ şeyler bilinir...

Şey Olmayanlar bilinemez...

Her şeyi Bilmek varlık alemindeki her nesneyi ve olayı ve yasayı bilmek demektir...

OlacAk olaylar bilginin konusu değildir...

Kahinler bilirken Yada 1938 de Atatürk ölmeden önce.. 1940 da Dünya savaşının çıkacağını bilirken..

Senin Allahın bilemiyor..

ne ilginç..

Geleceği bilemiyen ama ol dedimi olan bir Allah

Kurana göre Melekler bile biliyor geleceği..Fakat Allahın bilemediği de belli..

Hani Rabbin Meleklere: “Muhakkak ben yeryüzünde bir halife var edeceğim” demişti. Onlar da: “Biz seni şükrünle yüceltir ve (sürekli) takdis ederken orada bozgunculuk çıkaracak ve kanlar akıtacak birini mi var edeceksin?” dediler. (Allah:) “Şüphesiz sizin bilmediğinizi ben bilirim” dedi. (2/30)

Melek ler henüz insan yaratılmamışken.Daha Allah bir şey bile yaratacağını söylemeden

Yapılmamış bir şeyin Bozgunculuk çıkaracağını kan akıtacağını bilebilirler.

Damarında Kan olan birini yaratacağını nereden bilebiliyorlar

Fakat Allah bilirim dediği halde bilemiyor

ENFAL-65.Sizden yirmi sabırlı kişi olsa, iki yüz kişiye üstün gelir.yüz kişi de kâfirlerden bin kişiye üstün gelir;

Kuranda ki bu ayete göre Muhammed Müslüman100 kişi Müslüman olmayan 1.000 kişiyi yener demişti.

Ayeti oranlarsak Müslümanlar BİN kişi olursa ONBİN kişiyi yenmeliydiler.yenemeyince

oranı

bilemediğini itirsf eder gibi yeni ayet gönderdi

ENFAL-66.Allah sizde bir zaaf bulunduğunu bildiği için, yükünüzü hafifletti. Bu durumda, sizden sabreden yüz kişi olursa, iki yüz kişiye üstün gelir. Sizden bin kişi de Allah’ın izniyle iki bin kişiyi mağlûp eder.

yine de bilemedi

7 Milyonluk israil 350 milyon arabı üç kere mat etti

tarihinde Anadolu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...