Jump to content

Tanrı hakkında düşünceler


Recommended Posts

  • İleti 59
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Cilalı Taş Devrinden beri insanla birlikte sürekli evrim geçiren ve değişen bir Tanrı anlayışının neresi inandırıcı? Önce birden çok Tanrı vardı, sonra tek bir Tanrı oldu, bazı yerlerde hala çok Tanrı var, ondan sonra 3 din gönderdi, daha sonra bunların her biri bozuldu, Tevrat gönderdi, Tevrat'taki kıskanç, ölümcül, öc alan bir Yehova'dan İncil'deki sevgi dolu Babacığa dönüştü, sonra bu da tutmadı Yehova geri döndü ve ikizi Allah oldu. Ilımlı Müslümanlar da çoğu anlatılanları beğenmedi, geleneksel hadisleri yalanladı, sadece Kuran dediler, baktılar o da olmuyor. İlk başta 6 gün içinde dünyayı yaratan bir Tanrı baktık kı dünyanın yaşı 4,5 milyar yılmış, 6 (belirsiz bir uzunlukta) dönemde yaratan oldu. Hatta o da açmadı canlıları evrimle evrile evrile, aşama aşama yaratan evrimsel bir Tanrı oldu.. Baktılar akıllı tasarım o da olmadı, Tanrı evrime bilinçli bir müdahale yapamıyor, o zaman Deist bir Tanrı oldu ve her şeyi Bing Bang'le yarattı, gerisine de karışmadı. Sonunda bizim Elohim, Yehova, Allah vs. oldu mu sana evrendeki bilinmeyen bir büyük enerji...

Allah aşkına söyler misiniz şimdi bana, bu komedi tiyatrosu daha ne kadar sürecek ve insanlar Tanrının sadece insanın kendi beyninde yarattığı var olmayan ve olması da uçan kanatlı pembe fil kadar imkansız soyut bir figür olduğunu ve insanın düşünce ufku arttıkça daha da çok uydurduğu ve cilalı taş devrinden beri cilalayıp durduğu bir hayaletten başka bir şey olmadığını ne zaman anlayacak?

Bir Tanrı hayaletinin bilimsel değeri veya mantıksal değerlendirme derecesi ne olabilir? Bu ne dereceye kadar ciddiye alınabilir?

tarihinde kozmopolit tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Cilalı Taş Devrinden beri insanla birlikte sürekli evrim geçiren ve değişen bir Tanrı anlayışının neresi inandırıcı? Önce birden çok Tanrı vardı, sonra tek bir Tanrı oldu, bazı yerlerde hala çok Tanrı var, ondan sonra 3 din gönderdi, daha sonra bunların her biri bozuldu, Tevrat gönderdi, Tevrat'taki kıskanç, ölümcül, öc alan bir Yehova'dan İncil'deki sevgi dolu Babacığa dönüştü, sonra bu da tutmadı Yehova geri döndü ve ikizi Allah oldu. Ilımlı Müslümanlar da çoğu anlatılanları beğenmedi, geleneksel hadisleri yalanladı, sadece Kuran dediler, baktılar o da olmuyor. İlk başta 6 gün içinde dünyayı yaratan bir Tanrı baktık kı dünyanın yaşı 4,5 milyar yılmış, 6 (belirsiz bir uzunlukta) dönemde yaratan oldu. Hatta o da açmadı canlıları evrimle evrile evrile, aşama aşama yaratan evrimsel bir Tanrı oldu.. Baktılar akıllı tasarım o da olmadı, Tanrı evrime bilinçli bir müdahale yapamıyor, o zaman Deist bir Tanrı oldu ve her şeyi Bing Bang'le yarattı, gerisine de karışmadı. Sonunda bizim Elohim, Yehova, Allah vs. oldu mu sana evrendeki bilinmeyen bir büyük enerji...

Allah aşkına söyler misiniz şimdi bana, bu komedi tiyatrosu daha ne kadar sürecek ve insanlar Tanrının sadece insanın kendi beyninde yarattığı var olmayan ve olması da uçan kanatlı pembe fil kadar imkansız soyut bir figür olduğunu ve insanın düşünce ufku arttıkça daha da çok uydurduğu ve cilalı taş devrinden beri cilalayıp durduğu bir hayaletten başka bir şey olmadığını ne zaman anlayacak?

Bir Tanrı hayaletinin bilimsel değeri veya mantıksal değerlendirme derecesi ne olabilir? Bu ne dereceye kadar ciddiye alınabilir?

Tanrının yokluğu kesin mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

tanrı somut bir varlık mıdır...

yoksa soyut bir kavram mmıdır..

algılarımızın ulaşamayacağı bir şey midir...

Ne soyuttur ne de somuttur.

Algı dedikleri sadece programlanmış bedenden ibarettir. Beynimizdeki tek bir nöronun diğer nörona bağlantısını bile biz yapmamışken hangi algıdan bahsedebiliriz. Herşey ortada ama kibir kibir kibir..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrının yokluğu kesin mi?

Kesindir..

Her şeyin yaratılması zorunlu olduğu zaman..tanrının ve onun tanrısını da Aynı formüle koymak zorunda kalırsınız..

zekanın zorunlu tuttuğu tek yol dur bu...

Bir Tanrıya ihtiyaç yoktur..

gerekliliği olmayan bişey de zaten olmaz..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrının yokluğu kesin mi?

Bunu sen bize söyle Bir.

Zeus'un olmadığı, aslında bahçenin altında perilerin de bulunmadığı, insan gibi konuşan kargaların olmadığı konusunda eminsin.

Bunları ayırt edebiliyorsun ama konu Tanrıya geldi mi sana bu saydıklarımdan daha inandırıcı geliyor.

Neden bu böyle? Çünkü yaşadığın toplumda buna inanlar çoğunlukta. Bu yüzden Tanrıya bir "olabilirlik" bahşediyorsun.

Oysa perilere, tek boynuzlu uçan atlara, ateş saçan ejderhalara bu olasılığı hiç vermiyorsun. Çünkü onlara yabancısın. Ama insanlar kendi dönemlerinde bunlara inandılar çünkü içinde yaşadıkları zmanada ve toplumda inanlar çoktu. Bunlara bir olasılık verdiler.

Bizim derdimiz aslında "gök gürültüsünün, yağmurun, şimşeklerin Tanrı'dan gelmediğini, bunun doğa olayları olduğunu biliyorken, aynısını Bing Bang için söyleyemediğimiz, Bing Bang'in Tanrıdan geldiğini düşündüğümüz. Oysaki bunu düşünmek yağmuru Allah'ın yağdırdığını düşünmek gibi cahilce ve bigisizce. Bir mağara devri insanı için yıldırım Tanrıdan gelmesi normal karşılanabilir, çünkü zavallının başka bir açıklaması yoktur, bu basit açıklama onun aklına yatar ve ikna eder. Biz de 21. yy'ın cahilleriyiz çünkü Bing Bang öncesi için bir açıklamamız yok, bu yüzden Tanrıya bir olasılık veriyoruz çünkü kapasitemiz bir başkasına el vermiyor.

Oysaki açıklama basit, "yağmurun nasıl yağdığını bilmesem bile, bu onun bir Tanrıdan geldiği anlamına gelmeyebilir". Bu tecrübeyi yaptık. Tanrıdan geldiğini sandığımız her şey normal ve açıklanabilir bir doğa olayı çıktı. Belki henüz kavrayamıyoruz ama bu Bing Bang ve evrenin oluşumu için de geçerli. Proteinin de Tanrıdan geldiğini sanıyorduk, abiyogenez açıklanamaz sanıyorduk, bunda Tanrının bir eli olduğuna inanıyorduk ama hepsi açıklanıyor ve anladığımızda açıklamanın ne kadar basit olduğunu görüp gülmekten kahkaha patlatıyoruz.

Tanrıya hala bir ihtimal veriyorsan bu henüz bir açıklama bulamadığından. Nasıl yağmurun niçin yağdığı ve nereden geldiği açıklandığında bir yanlış inanış ve hurafe nasıl yok oluyorsa ve bu sefer Tanrıya bilinmeyen başka bir sihirli olay atfediliyorsa, bu b öyle bir süre daha devam edecek gibi görünüyor. Ama bilimsel çıkarım yapma ve insanlar arasındaki hurafe nasıl işliyor ve devam ediyor, bu mekanizmayı anlamış olanlar için "bir Tanrı yok". Öyle bir Tanrı da yoktur, böyle bir Tanrı da yoktur.

tarihinde kozmopolit tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı sizce var mı yok mu?

Yok canım. Hatta görünen o ki kesin olarak yok. Ben olmadığından eminim.

Bilinmeyenden Tanrı'ya varmak eksi alışkanlık. Ateizm bilinmeyenden beslenmiyor. bilinmeyen için geliştirilmiş senaryolardan biri değil. Aslında ateizmi, bilinmeyene yaklaşım konusunda güvenilir kılan tam da bu noktadır. Çünkü bilinmeyen bilinmiyordur, henüz bilebilecek olanağımız yoksa onu olduğu gibi kabul ediyor "bilmiyoruz" diyordur.

Biz bilime güvenen, maddeden ayrı bir yapı bir olmadığımızı ve evrendeki her şeyi ancak ve sadece onunla açıklayabileceğimizi düşünenler şunu da biliriz: Bilinmeyen pekçok şeyi bildik, öğrendik ve anladık. Şimdi bildiğimiz o şeyler bize basit ve sıradan gerçeklikler olarak geldiği için kanıksadık. Oysa aslında her biri, insanlığın bilgi ve bilim tarihinin pek de eski olmadığı düşünüldüğünde büyüleyici, şoke edici, o güne dek bilinenleri yerle bir edecek güçte bilgilerdi.

Bak bugün higgs bozonuyla uğraşıyorlar, görünene göre buldular da. Fakat tek bir araştırma bile yok ki bize Tanrı'yı işaret etmiş olsun. Olsaydı bilim onun da peşinden koşardı.

Bilinmeyene Tanrı atfetmek eski alışkanlık.. Doğuştan sahip olduğumuz bir eğilim. Bunu bilince durumu açıklamak kolay oluyor. Ancak aynı anda bu eğilim bilgiye dayalı boşluktan, insan beynininse en nefret ettiği ve dayanamadığı şeyin boşluk olduğundan haberdarız. Boşluğu "bilmiyoruz" bilgisiyle (evet, bu da bilgidir) doldurmak, yani yanlış bilgi yerleştirmemek önemlidir.

Ateizm sadece bu. Ve bu en doğru, en gerçekçi, en sağlam yaklaşım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Değerli kozmopolit,

ben bilimi takip ediyorum sadece. İnsanlar zamanla açıklayamadıkları şeyleri açıklamak için bilinmeyen şeylere sarılmışlar. Bunun farkındayım. O zamanlar için iyi açıklamalardı belki. Ama artık farkındayız ki o olayların açıklamaları vardı.

Aynı şey şimdi için de geçerli. Canlıların ortaya çıkmasını açıklamaya çalışırken bazıları durumu kabullenemedi. Hala sırf kitapta öyle yazıyor diye bu gerçeği reddedenler var. Bu da yanlış.

Belki bir gün her şey açıklanacak. Ama o günden sonra bile ihtimal kalır. Asla bilemeyiz.

Benim "inancım" olmadığı yönünde. Ama "bilgim" ise bilemediğimiz yönünde. Aynı zamanda enerjiyi tanrı olarak alırsak da panteist sayılırım.

Ben olmadığına "inanıyorum" hala. Ama olmadığını "bilmek" söz konusu değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ateistlerin, karışık kafalarındaki tek konu bir yaratıcı algısıdır, şartlı beyinleri önceleri bir sonsuz evren algısını benimsemişken, izafiyet teorisi gibi modern bilimin yeni keşiflerini öğrendikçe, yaratıcı algılarındaki çelişkiyi inkar edemez hale geliyorlar.

insan, zamanı ve mekanı kendi düşündüğü gibi bir yaratıcınında öyle algılamasını sanmasıdır. bundan dolayı zaman-mekan-yaratıcı sorunları çıkıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunu sen bize söyle Bir.

Zeus'un olmadığı, aslında bahçenin altında perilerin de bulunmadığı, insan gibi konuşan kargaların olmadığı konusunda eminsin.

Bunları ayırt edebiliyorsun ama konu Tanrıya geldi mi sana bu saydıklarımdan daha inandırıcı geliyor.

Neden bu böyle? Çünkü yaşadığın toplumda buna inanlar çoğunlukta. Bu yüzden Tanrıya bir "olabilirlik" bahşediyorsun.

Oysa perilere, tek boynuzlu uçan atlara, ateş saçan ejderhalara bu olasılığı hiç vermiyorsun. Çünkü onlara yabancısın. Ama insanlar kendi dönemlerinde bunlara inandılar çünkü içinde yaşadıkları zmanada ve toplumda inanlar çoktu. Bunlara bir olasılık verdiler.

Bizim derdimiz aslında "gök gürültüsünün, yağmurun, şimşeklerin Tanrı'dan gelmediğini, bunun doğa olayları olduğunu biliyorken, aynısını Bing Bang için söyleyemediğimiz, Bing Bang'in Tanrıdan geldiğini düşündüğümüz. Oysaki bunu düşünmek yağmuru Allah'ın yağdırdığını düşünmek gibi cahilce ve bigisizce. Bir mağara devri insanı için yıldırım Tanrıdan gelmesi normal karşılanabilir, çünkü zavallının başka bir açıklaması yoktur, bu basit açıklama onun aklına yatar ve ikna eder. Biz de 21. yy'ın cahilleriyiz çünkü Bing Bang öncesi için bir açıklamamız yok, bu yüzden Tanrıya bir olasılık veriyoruz çünkü kapasitemiz bir başkasına el vermiyor.

Oysaki açıklama basit, "yağmurun nasıl yağdığını bilmesem bile, bu onun bir Tanrıdan geldiği anlamına gelmeyebilir". Bu tecrübeyi yaptık. Tanrıdan geldiğini sandığımız her şey normal ve açıklanabilir bir doğa olayı çıktı. Belki henüz kavrayamıyoruz ama bu Bing Bang ve evrenin oluşumu için de geçerli. Proteinin de Tanrıdan geldiğini sanıyorduk, abiyogenez açıklanamaz sanıyorduk, bunda Tanrının bir eli olduğuna inanıyorduk ama hepsi açıklanıyor ve anladığımızda açıklamanın ne kadar basit olduğunu görüp gülmekten kahkaha patlatıyoruz.

Tanrıya hala bir ihtimal veriyorsan bu henüz bir açıklama bulamadığından. Nasıl yağmurun niçin yağdığı ve nereden geldiği açıklandığında bir yanlış inanış ve hurafe nasıl yok oluyorsa ve bu sefer Tanrıya bilinmeyen başka bir sihirli olay atfediliyorsa, bu b öyle bir süre daha devam edecek gibi görünüyor. Ama bilimsel çıkarım yapma ve insanlar arasındaki hurafe nasıl işliyor ve devam ediyor, bu mekanizmayı anlamış olanlar için "bir Tanrı yok". Öyle bir Tanrı da yoktur, böyle bir Tanrı da yoktur.

Sürekli kullandığınız argümanlardan en meşhuru bu belki de:" İnsanoğlu anlamlandıramadığı her şey için Tanrı uydurmuş."

O dönemin insanları için bilim ilim kapasitesi belliydi ve güçlerinin sınırının farkındaydılar. anlamlandıramamaları gayet normal. Ama bunun üstün bir gücün şi olduğunu biliyorlardı en azından. Ve bunu da gönderilen peygamberler sayesinde öğrendiler. Sonrasında dinlerini değiştirdiler, bozdular.

Geçmişten bugüne anlamlandırılamayan o kadar çok şey var ki. İnsanlık tarihi bunlarla geçmiş nerdeyse. Yani evren sırlarla dolu ve halen çözmeye devam ediyor insanoğlu. Bizden önceki nesil yaşadı öldü, biz de öleceğiz ve halen çözülmeyi bekleyen milyonlarca gizem var evrende. Bu bulmaca işi nereye kadar gidecek sence? Sen öldükten sonra da insanoğlu harıl harıl evreni araştırmaya devam edecek. Peki sonuç? Her zaman anlamlandırmaya çalışacak birşeyleri. Bigbang şimdi anlamsız içi boş ateist bilimadamları için. Birgün onu anlamlandıracaklar sonra arkasından başka binlerce sorunsal çıkacak emin ol.

Biz külli anlama bakıyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

her taşın altından ilahi sonuç çıkaran müslüman arkadaşlar zeus'un athena'nın ra'nın olmadığını kanıtlayabiliyorlar mı da bu tanrılara karşı ateist oluyorlar çok merak ediyorum. allahın bunlardan ne gibi bir farkı varda her şeyi sadece ona bağlıyorsunuz ? bana neden dünyayı Odinin değil de Allahın yarattığını açıklar mısın ? bide aptal aptal çünkü kuranda öyle yazıyor derler hemen. bozacının şahidi şıracıdır misali allahın varlığının tek kanıtı kuran , kuranın doğruluğunun tek kanıtıda allahtır. buradaki absürtlüğü hiçe sayıp zeus yok demelerine bitiyorum.

tanrı vardır veya yoktur demektense 'tanrı derken neyi kastettiğini bilmiyorum' demeyi tercih ederim. eğer bir şeyin varlığından veya yokluğunda söz edilecekse o şeyin ne olduğunu öğrenmemiz gerekir değil mi.. tanrı tanım olarak dünyadaki en belirsiz kelime olabilir. tutup da tanrı kainattır ve hepimiz onun bir parçasıyız diyen birine tanrı yoktur diyemeyiz :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Panteizmin tanrisi doğadir.

Tanri bilinenler ile açiklanir.

Materyalizmden farki yoktur.

Panenteizmde ise tanri ile doğa ayridir.

Teizmde tanri doğayi yoktan var etmistir.Panenteizm yoktan var olmayi mantik dişi kabul eder.Dogayi tanri gibi ezeli ve ebedi kabul eder.

Tanri bilinmeyenlerle açiklanir.Panenteist dinlere en iyi örnek Taoizmdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer bütün enerji tek ise, dediğim gibi hepimiz aynı özden gelmiş oluyoruz.

Bilinç öyle değişik bir şey ki, cevabını bulamadığım ve çok merak ettiğim 3 soru var. Evren niye ve nasıl oluştu, bir tanrı var mı ve ben neyim? İnanın bunların bir kısmı bilinebilir şeyler. Ben de onlar için arayıcıyım sadece...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer bütün enerji tek ise, dediğim gibi hepimiz aynı özden gelmiş oluyoruz.

Bilinç öyle değişik bir şey ki, cevabını bulamadığım ve çok merak ettiğim 3 soru var. Evren niye ve nasıl oluştu, bir tanrı var mı ve ben neyim? İnanın bunların bir kısmı bilinebilir şeyler. Ben de onlar için arayıcıyım sadece...

Niye ve neyim soruları metafizik şölendir. İstediğin kadar eğlenebilirsin orada.

Link to post
Sitelerde Paylaş

gözü yaratan elbette görmesi gerekir

gözün gördüğünüde görmesi lazım

lisanı halkeden elbette kendine mahsus münezzeh bir lisanı ilahi ile tekellüm edecek

masayı yapan masa cinsinden olmadığı gibi

insanı yaratan da insan gibi olmayacak

maddeyle kayıtlı ve kainat cinsinden olmayacak

Link to post
Sitelerde Paylaş

gözü yaratan elbette görmesi gerekir

gözün gördüğünüde görmesi lazım

lisanı halkeden elbette kendine mahsus münezzeh bir lisanı ilahi ile tekellüm edecek

masayı yapan masa cinsinden olmadığı gibi

insanı yaratan da insan gibi olmayacak

maddeyle kayıtlı ve kainat cinsinden olmayacak

Senin sorunun şu ki, tanrının olduğu varsayımıyla düşünüyorsun her şeyi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nasreddin hoca bir gün ceviz ağacının altına uzanmış dinleniyormuş. Gözü ağaçtaki çok sevdiği cevizlere takılınca aklından şöyle geçirmiş;

- Ey güzel Allah'ım bu yarattığın cevizler çok güzel, lezzetli ama çok küçükler. Doyumluk olması için bir sürü toplamak gerekiyor. Ne olurdu keşke bunları karpuz gibi büyük yaratsaydın da bir tane kopardık mı doysa idik....

Ama olacak ya birazdan bir ceviz ağaçtan düşüp hocanın kafasına isabet edivermiş. Bunun üzeri ne hoca bu sefer;

- Tövbe Allah'ım. Az önce dediklerimi geri aldım. Sen işini bilirsin. O ceviz karpuz kadar olsa idi şimdi ben mevta olmuştum.

der ve şekerlemeye başlar....

Aynı tarihler de Avrupa'da da Newton isimli biri, elma ağacının altına oturmuş. Tesadüf bu ya onun başına da bir elma düşmüş. Newton da şöyle demiş ;

- Bu elma neden düştü ?....

Aslında Newton'un sorusu şöyleydi : Bu elma düştüğüne göre Ay da düşer mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...