satsuma57 0 Oluşturuldu: Kasım 24, 2013 Raporla Share Oluşturuldu: Kasım 24, 2013 Hikmet veya bilgelik; bilgi edinme, idrak, görgü, sağduyu ve sezgisel anlayış ile birlikte bu özellikleri özümseyebilme ve uygulayabilme kapasitesi. Bilginin, sağduyu, derin görüşlülük ve muhakemeli mantık ile uygulanması. Akıl ve bilgelik anlamları bazı durumlarda birbiriyle örtüşür. Bilgelik veya derin görüş, bir meziyet olarak kültürel, felsefi ve dinî kaynaklarda geçmektedir. Bundan önceki Papa, tam da Türkiye ziyareti öncesi "İslam'da hikmet yoktur" deyince yer yerinden oynamıştı. Bizimkiler bir-iki mırın kırın ettiler ama daha sonra Papa'yı karşılayıp ağırlamaya tıpış tıpış gittiler. Papa sözünden çark etmedi, "yanlış anlaşıldım" falan da demedi. Ne dersiniz? Sizce İslam'da hikmet var mı? Naçiz görüşüm: Kuran'da, hadislerde vb. bulunmayan hikmeti sonraki dönemlerde bir ölçüde tasavvuf karşılamaya çalışmıştır ama ne ölçüde başarılı oldu, emin değilim. Link to post Sitelerde Paylaş
ehl-i dünya 0 Kasım 24, 2013 gönderildi Raporla Share Kasım 24, 2013 gönderildi yoktur tabii ki. tanrı ile kontak kurduğu ve ondan birtakım bilgiler aldığı iddiasında olan birinin akıl sağlığından şüphe ederiz değil mi? vahiy mekanızması imkansızdır. hatta küfürdür. burada zerrece hikmet aranmaz, olsa olsa paranoya ve deliliğin izleri aranır. Link to post Sitelerde Paylaş
optimum 0 Kasım 24, 2013 gönderildi Raporla Share Kasım 24, 2013 gönderildi Hikmet veya bilgelik; bilgi edinme, idrak, görgü, sağduyu ve sezgisel anlayış ile birlikte bu özellikleri özümseyebilme ve uygulayabilme kapasitesi. Bilginin, sağduyu, derin görüşlülük ve muhakemeli mantık ile uygulanması. Akıl ve bilgelik anlamları bazı durumlarda birbiriyle örtüşür. Bilgelik veya derin görüş, bir meziyet olarak kültürel, felsefi ve dinî kaynaklarda geçmektedir. Bundan önceki Papa, tam da Türkiye ziyareti öncesi "İslam'da hikmet yoktur" deyince yer yerinden oynamıştı. Bizimkiler bir-iki mırın kırın ettiler ama daha sonra Papa'yı karşılayıp ağırlamaya tıpış tıpış gittiler. Papa sözünden çark etmedi, "yanlış anlaşıldım" falan da demedi. Ne dersiniz? Sizce İslam'da hikmet var mı? Naçiz görüşüm: Kuran'da, hadislerde vb. bulunmayan hikmeti sonraki dönemlerde bir ölçüde tasavvuf karşılamaya çalışmıştır ama ne ölçüde başarılı oldu, emin değilim. Hikmet İslam'da ve dolayısıyla Kuran'da vardır tabiki. “İnsanları Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütlerle davet et.” (Nahl suresi, 125. ayet) Link to post Sitelerde Paylaş
BersHan 0 Kasım 24, 2013 gönderildi Raporla Share Kasım 24, 2013 gönderildi İslamın her dalında bir hikmet vardır. konu ve düşünce ne olursa olsun, aklını kullanabilen, ilmi bilgisi olan her insan için muazzam bir ölçüdür. Link to post Sitelerde Paylaş
Tasvir-i Efkar 0 Kasım 24, 2013 gönderildi Raporla Share Kasım 24, 2013 gönderildi "...Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Çünkü O, güç ve hikmet sahibidir." (İbrahim Suresi, ayet 4) Çok hikmetliymiş cidden. Link to post Sitelerde Paylaş
optimum 0 Kasım 24, 2013 gönderildi Raporla Share Kasım 24, 2013 gönderildi "...Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Çünkü O, güç ve hikmet sahibidir." (İbrahim Suresi, ayet 4) Çok hikmetliymiş cidden. Arz-Talep meselesi. Şu an neye talip olduğunuzu biliyorsunuz ve bunu yaşıyorsunuz. Siz sapmayı tercih ediyorsanız Allah bu hakkı sizden almıyor. Link to post Sitelerde Paylaş
onlymiracle 0 Kasım 24, 2013 gönderildi Raporla Share Kasım 24, 2013 gönderildi "...Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Çünkü O, güç ve hikmet sahibidir." (İbrahim Suresi, ayet 4) Çok hikmetliymiş cidden. Eğer Kuranı biraz inceleseydin, biraz okuma ve araştırma zahmetine girseydin oradaki mananın ''Allah sapmak isteyeni dilediği yolsa saptırır'' olduğunu kavrardın. yüzlerce meal ve tefsir var. Ayeti seçip buraya koymakla olmaz bu işler. Allah kafasına göre hür irademizden bağımsız saptırmaz merak etme.. At gözlüğünü taktığın sürece hikmetin h sini göremezsin çabalama.. Link to post Sitelerde Paylaş
bizon 0 Kasım 24, 2013 gönderildi Raporla Share Kasım 24, 2013 gönderildi O bilgeliği(hikmeti) dilediğine verir. Kime bilgelik verilmişse ona çok büyük iyilik yapılmıştır. Düşünce sahiplerinden başkası öğüt almaz. 2:269 17:39 Bunlar, Rabbinin sana vahyettiği hikmetlerdendir. Allah ile birlikte başka tanrı edinme; aksi taktirde kınanmış ve kovulmuş olarak cehenmme atılırsın. Elbette hikmet vardır.17:39'dan önce hikmet olarak tanımlanan ayetleri okumanızı tavsiye ederim. Link to post Sitelerde Paylaş
Tester 0 Kasım 24, 2013 gönderildi Raporla Share Kasım 24, 2013 gönderildi Arz-Talep meselesi. Şu an neye talip olduğunuzu biliyorsunuz ve bunu yaşıyorsunuz. Siz sapmayı tercih ediyorsanız Allah bu hakkı sizden almıyor. eee ne derler bilirsin kader kısmet benim kaderim ateist olmaya yazılmış şimdi Allahın yazdığı birşeyi nasıl değiştireyim Link to post Sitelerde Paylaş
bizon 0 Kasım 24, 2013 gönderildi Raporla Share Kasım 24, 2013 gönderildi eee ne derler bilirsin kader kısmet benim kaderim ateist olmaya yazılmış şimdi Allahın yazdığı birşeyi nasıl değiştireyim Eğer değiştirirsen o değiştirdiğin şey Allah'ın yazdığı şey olmuş olur. Link to post Sitelerde Paylaş
optimum 0 Kasım 24, 2013 gönderildi Raporla Share Kasım 24, 2013 gönderildi eee ne derler bilirsin kader kısmet benim kaderim ateist olmaya yazılmış şimdi Allahın yazdığı birşeyi nasıl değiştireyim :) Peki senin kaderinde evrilmek var mıydı? Neden evrildin de insan oldun? Aileni, milliyetini,ırkını,görünümünü vs sen mi seçtin evrilirken? Doğa ana mı bahşetti sana bu aklı? Şu an doğanın verdiği akılla sorguluyorsun farkında mısın? Link to post Sitelerde Paylaş
BersHan 0 Kasım 24, 2013 gönderildi Raporla Share Kasım 24, 2013 gönderildi bu ateistlerin cahil olanları, bu cahilliğini kapatmak için kendilerini zamanın bilimiyle mukayase eden böyle sunmaya çalışan, bunları yaparken de İslam düşmanlığı maskesini de reklamlar olarak kullanan, konu mankenleridir. doğruyu, gerçeği değil googleden yazılanları alıp ukalalık yaparlar. siz İslamı yorumlarken 1400 yıl önceki ateist filozofları yada bilim adamlarını da sorguluyormusunuz. bre kamiller... 1400 yıl önce bizim kitabımız kainatın başlangıcından tutun da, bilimin son yıllarda keşfi olan sürekli genişlediğine kadar sayısız bilgi verirken, ateist bilim adamları evrenin demirle kaplı bir yer olduğunu söyleyip buna inanan kör cehalet olduklarını da söyleyebilecekmisiniz. Link to post Sitelerde Paylaş
güven 0 Kasım 24, 2013 gönderildi Raporla Share Kasım 24, 2013 gönderildi bu ateistlerin cahil olanları, bu cahilliğini kapatmak için kendilerini zamanın bilimiyle mukayase eden böyle sunmaya çalışan, bunları yaparken de İslam düşmanlığı maskesini de reklamlar olarak kullanan, konu mankenleridir. doğruyu, gerçeği değil googleden yazılanları alıp ukalalık yaparlar. siz İslamı yorumlarken 1400 yıl önceki ateist filozofları yada bilim adamlarını da sorguluyormusunuz. bre kamiller... 1400 yıl önce bizim kitabımız kainatın başlangıcından tutun da, bilimin son yıllarda keşfi olan sürekli genişlediğine kadar sayısız bilgi verirken, ateist bilim adamları evrenin demirle kaplı bir yer olduğunu söyleyip buna inanan kör cehalet olduklarını da söyleyebilecekmisiniz. Atesisler cahil deyil senin allahın tam zır cahil bu ayetle tescilidir bakın güneş nerye batıyor Nihayet güneşin battığı yere vardığı zaman, güneşi, (sanki) kara bir balçıkta batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir kavim buldu. Biz ona dedik ki: "Ey Zülkarneyn! Onları ya cezalandırırsın veya onların hakkında iyi davranırsın." Link to post Sitelerde Paylaş
Tester 0 Kasım 24, 2013 gönderildi Raporla Share Kasım 24, 2013 gönderildi :) Peki senin kaderinde evrilmek var mıydı? Neden evrildin de insan oldun? Aileni, milliyetini,ırkını,görünümünü vs sen mi seçtin evrilirken? Doğa ana mı bahşetti sana bu aklı? Şu an doğanın verdiği akılla sorguluyorsun farkında mısın? ilk önce kadere inanmıyorum. evrilmeyi ben seçmedim mikrorganizmalar seçti.senin sorduğun soru amerikadan doğan birisine neden japonyada doğmadın demektir kimse doğacağı yeri seçemez. evrim sürecinden oluşan gelişen beynimden. Link to post Sitelerde Paylaş
sağduyu 0 Kasım 24, 2013 gönderildi Raporla Share Kasım 24, 2013 gönderildi 1400 yıl önce bizim kitabımız kainatın başlangıcından tutun da, bilimin son yıllarda keşfi olan sürekli genişlediğine kadar sayısız bilgi verirken, ateist bilim adamları evrenin demirle kaplı bir yer olduğunu söyleyip buna inanan kör cehalet olduklarını da söyleyebilecekmisiniz. Bir de bu saçmalıklara inanan insanlar var. Link to post Sitelerde Paylaş
Tasvir-i Efkar 0 Kasım 24, 2013 gönderildi Raporla Share Kasım 24, 2013 gönderildi (düzenlendi) Şimdi Müslimlerin genel görüşü: “Hidayet; kulun iradesini kullanmasından sonra Allah'ın o kulun kalbine koyduğu bir nurdur. İnsan ektiğini biçer.” Bu iddiayı destekleyen ayetler: "Başınıza gelen herhangi bir musibet, ellerinizle işlediklerinizden ötürüdür..." (Şura Suresi, ayet 30.) "İşte orada herkes, dünyada yapmış olduğunu bulur" (K. 10. Yunus Suresi, ayet 2130, 52). "İşlediklerinden ötürü herkesin bir derecesi vardır. Herkese işlediklerinin karşılığı ödenir. Kendilerine haksızlık yapılmaz; İnkar edenler, ateşe sunuldukları gün, onlara ' ...Dünyadaki hayatınızda sizin için güzel olan her şeyi harcadınız... yoldan çıkmanızın karşılığında alçaltıcı bir azab göreceksiniz" (K. 46, Ahkaf Suresi, ayet 1920). “Dileyen Rabbine giden yolu tutar” (İnsan Suresi, ayet 29) Çelişen ayet ve hadisler: Araf 178- Allah kimi doğru yola iletirse, odur doğru yolu bulan. Kimleri de saptırırsa, işte onlar, ziyana uğrayanların ta kendileridir. Rad 27- İnkar edenler diyorlar ki: "Ona (Muhammed'e) Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" De ki: "Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, kendisine yöneleni de doğru yola eriştirir." İbrahim 4- Biz her peygamberi, ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara (Allah'ın emirlerini) iyice açıklasın. Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. O mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Nahl 93- Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Yapmakta olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz. EN’AM 6/111. Eğer biz onlara melekleri indirsek, ölüler onlarla konuşsa ve her şeyi karşılarına toplasaydık, Allah dilemedikçe, yine de inanmazlardı; fakat onların çoğu bunu bilmiyorlar. Yunus 100. Allah’ın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez. Allah, azabı akıllarını (güzelce) kullanmayanlara verir. En’am suresi - 125 Ve sonra Allah, kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü İslam`a açar; kimi saptırmak isterse, onun göğsünü, sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. Allah, iman etmeyenlerin üstüne işte böyle pislik çökertir. Abdullah b. Mesûd: Bize daima doğru söyleyen ve kendisine de doğru bildirilen Allah (c.c.) Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Sizin birinizin yaratılışı kırk gün anasının karnında toplanır. Sonra orada bir o kadar zaman içinde asılı bir parça hâlini alır. Sonra yine o kadar zaman içinde bir çiğnem ete dönüşür. Sonra bir melek gönderilir ve kendisine ruh üfürür. Melek, dört kelime yani rızkını, ecelini, amelini şaki ve said olduğunu yazmakla emrolunur. Kendisinden başka ilah olmayan Allah (c.c.)'a yemin ederim ki, sizden biriniz Cennet ehlinin ameli ile amel etmekte devam eder, nihayet kendisi ile Cennet arasında bir arşından başka mesafe kalmaz. Bu sırada yazısı o kişinin önüne geçer de Cehennem ehlinin ameli ile amel etmeğe devam eder ve Cehenneme girer. Ve yine sizden biriniz Cehennem ehlinin ameli ile amel eder, nihayet kendisi ile Cehennem arasında ancak bir arşın mesafe kalır. Bu sırada yazısı önüne geçer de Cennet ehlinin ameli ile amel eder ve Cennete girer." Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4781 Ebu Hureyre: Allah (c.c.) Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: Adem ile Musa münakaşa ettiler. Musa Ey Adem! Sen bizim babamızsın. Sen bizi mahrumiyete düşürdün ve Cennetten çıkarttın! dedi. Adem de ona: Sen, Allah (c.c.)'ın kelamı ile seçip mümtaz kıldığı ve eliyle yazdığı Musa'sın Öyle iken sen, Allah (c.c.)'ın beni yaratmasından kırk sene evvel üzerime takdir buyurduğu bir işten dolayı mı beni kınıyorsun? dedi. Bunun üzerine Peygamber: "Böylece Adem, Musa'ya galip geldi. Adem, Musa'ya galip geldi," buyurdu. Aişe: Rasûlullah (salla’llâhu aleyhi vesellem) ensârdan küçük bir çocuk cenâzesine çağrıldı. Ben, – Saadet ona!.. O cennet serçelerinden bir serçe kuşudur!.. Kötülük işlemedi!.. Kötülük yapacak bir çağa erişemedi!.. dedim. Rasûlullah (salla’llâhu aleyhi vesellem) şöyle dedi: – Şundan başkası mı olacak Yâ Aişe!.. Allah cennet için bir halk yarattı ki; onlar daha babalarının sulblerinde bulunurlarken, Allâh onları Cennet için yaratmıştır!.. Ve kezâ Allah, ateş için öyle bir ahâlî yaratmıştır ki, onlar henüz babalarının sulblerinde bulunurlarken, Allah onları ateş için yaratmıştır!.. Abdullah bin Ömer: Ömer (radıya’llâhu anh): – Yâ Rasûlullah. Yapmakta olduğumuz işin, yeni oluşan bir iş, veya bir başlangıç mı olduğu; yoksa önceden tamamlanan bir işte mi çalıştığımız kanaatindesin?.. Rasûlullah (salla’llâhu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: – Ey Hattaboğlu, önceden tamamlanan bir işte!.. Herkes kolaylıkla başaracaktır!.. Ne var ki saadet ehlinden olan saadet için çalışacak; şekâvet ehlinden olan da şekâvet için çalışacaktır! Abdullah bin Amr: Rasûlullah (salla’llâhu aleyhi vesellem) elinde iki kitap (tutuyormuşçasına) üzerimize çıka geldi ve: – Bu kitabın ne olduğunu biliyor musunuz? Buyurdu – Hayır yâ Rasûlullah, ancak bize bildirirsen dedik Bunun üzerine sağ elindeki kitap için; – Bu, Âlemlerin Rabbı’ndan bir kitaptır! Cennete gireceklerin adları, baba ve kabîlelerinin isimleri, bu kitapta mevcuttur! Orada son kişilerine kadar icmâlen yazılmıştır ki, artık onlar kesinlikle artırılmayacak ve eksiltilmeyecektir! Sonra sol elindeki kitap için de; – Bu da Âlemlerin Rabbı’ndan bir kitaptır Cehenneme gireceklerin adları, baba ve kabîlelerinin isimleri bu kitapta mevcuttur Orada son kişilerine kadar icmalen yazılmıştır Artık onlar asla arttırılmayacak ve eksiltilmeyecektir! – Yâ Rasûlullah, durum önceden tamamlanmış ise; o halde âmel neye yarar? Rasûlullah (salla’llâhu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: – Doğru olun ve mûtedil davranın Çünkü cennete girecek kişi, her ne amel işlemiş olursa olsun, onun ameli cennet ehlinin ameli ile son bulacaktır! Cehenneme girecek kişi de, ne amel işlemiş olursa olsun cehennem ehlinin ameli ile ameline son verecektir! Rabbimiz KULLARIN KADERİNİ TÂYİN ETMİŞTİR! Bir bölük cehennemdedir! Kasım 24, 2013 tarihinde Tasvir-i Efkar tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Bağbozan 0 Kasım 24, 2013 gönderildi Raporla Share Kasım 24, 2013 gönderildi Hikmet dedikleri şey naylon fatura Link to post Sitelerde Paylaş
Tasvir-i Efkar 0 Kasım 24, 2013 gönderildi Raporla Share Kasım 24, 2013 gönderildi (düzenlendi) 1400 yıl önce bizim kitabımız kainatın başlangıcından tutun da, bilimin son yıllarda keşfi olan sürekli genişlediğine kadar sayısız bilgi verirken, ateist bilim adamları evrenin demirle kaplı bir yer olduğunu söyleyip buna inanan kör cehalet olduklarını da söyleyebilecekmisiniz. Mucize mi istiyorsun? Mucizeler (!) diğer dinlerde de var. Örneğin; Gospel Mucizeleri Evrenin Orijini: "Başlangıçta, Tanrı gökleri ve yeri yarattı. Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu. Tanrı, “Işık olsun” diye buyurdu ve ışık oldu. Işığa “Gündüz,” karanlığa “Gece” adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu. (İncil, Genesis, Bölüm 1, ayet 1-5) Evrenin Genişlemesi: Tanrı, göğü bir perde gibi gerer, ve onu içinde yaşanacak bir çadır gibi yayar. (İşaya, 40:22 ayrıca bknz 42:5) Gökleri bir çadır gibi geren, Işığa bir giysi gibi bürünen Sensin. (Mezmur, 104:2). Dağların Kökleri Mika.6=2: Ey dağlar ve yeryüzünün sarsılmaz temelleri, RAB'bin suçlamasını dinleyin. Çünkü RAB halkından davacı, İsrail'den şikâyetçi. Mezmurlar.18=7: O zaman yeryüzü sarsılıp sallandı, Titreyip sarsıldı dağların temelleri, Çünkü RAB öfkelenmişti. Yasanın Tekrarı.32=22: Çünkü size karşı öfkem ateş gibi tutuşup.Ölüler diyarının derinliklerine dek yanacak.Yeryüzünü ve ürününü yutup yok edecek.Ve dağların temellerini tutuşturacak Mezmurlar.104=5: Yeryüzünü temeller üzerine kurdun, asla sarsılmasın diye. Yunus.2=6: Dağların köklerine kadar battım, Dünya sonsuza dek sürgülendi arkamdan; Ama, ya RAB, Tanrım, Canımı sen kurtardın çukurdan. 7 Kat Gök 2. Korintliler 12:2 “On dört yıl önce alınıp üçüncü göğe götürülmüş bir Mesih izleyicisi tanıyorum. Bu, bedensel olarak mı, yoksa beden dışında mı oldu, bilmiyorum, Tanrı bilir. Açıkça 3 kat gökten söz ediliyor. Aşağıdaki ayetlerde ise 7 gök gürlemesinden bahsediliyor; Vahiy.10: 2-3 Elinde açılmış küçük bir tomar vardı. Sağ ayağını denize, sol ayağını karaya koyarak aslanın kükremesini andıran yüksek sesle bağırdı. O bağırınca, yedi gök gürlemesi dile gelip seslendiler. Vahiy.10: 4 Yedi gök gürlemesi seslendiğinde yazmak üzereydim ki, gökten, "Yedi gök gürlemesinin söylediklerini mühürle, yazma!" diyen bir ses işittim 7 adet gök gürlemesi için 7 adet gök gerekli. Nasıl olsa 3 kat gök doğrudan belirtilmiş, Bu iki parçayı birleştirirsek 7 kat gök amentüsüyle yüzleşiriz! Bundan başka İncil'de 7 melekten,7 borazandan ve 7 mühürden,7 kiliseden,Tanrının 7 ruhundan,7 yıldızdan,7 boynuzlu ve 7 gözlü kuzudan bahsedilir. Bir başka deyişle 7 figürü uğurlu figürdür. Bakınız şuradan kontrol edebilirsiniz; http://www.sacred-te.../wb/trk/rev.htm Vahiy.21: 1 Bundan sonra yeni bir gökle yeni bir yeryüzü gördüm. Çünkü önceki gökle yeryüzü ortadan kalkmıştı. Deniz de yoktu artık. Işık Hızı Mucizesi Secde=5:Gökten yere kadar bütün işleri Allah yürütür . Sonra bu işler, süresi sizin hesabınızla bin yıl olan bir günde ona yükselir. Kur'an'ın 1 gün = 1000 yıl ifadesinden ışık hızını çıkarıyor mucizetörler. Bakınız bu İncil'den alıntıdır: İncil:2.Pe.3=8: Sevgili kardeşlerim, şunu unutmayın ki, Rab'bin gözünde bir gün bin yıl, bin yıl bir gün gibidir. Aşağıda da mucize yalanının videosu: http://www.video.rem...nda_Mevcut.html Atomlar İbraniler 11: 3 Evrenin Tanrı'nın buyruğuyla yaratıldığını, böylece görülenlerin görünmeyenlerden oluştuğunu iman sayesinde anlıyoruz. Sahiden de görünenler gözle görülmeyen nükleer partiküllerden oluşmuştur. Yağmurun ve Karın Oluşumu Eyüp.36=26-27:Evet, Tanrı öyle büyüktür ki, O'nu anlayamayız,varlığının süresi hesaplanamaz. “Su damlalarını yukarı çeker,buharından yağmur damlatır. Su döngüsü ve karın oluşumu: Yeşaya 55=10:Gökten inen yağmur ve kar, Toprağı sulamadan, yeri yeşertmeden, Ekinciye tohum, yiyene ekmek vermeden Nasıl göğe dönmezse, Kasım 24, 2013 tarihinde Tasvir-i Efkar tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Tester 0 Kasım 24, 2013 gönderildi Raporla Share Kasım 24, 2013 gönderildi , ateist bilim adamları evrenin demirle kaplı bir yer olduğunu söyleyip buna inanan kör cehalet olduklarını da söyleyebilecekmisiniz. hayır öyle bişey değildir kesin o ayette --- pardon ya heh güneş sistemlerinde daha doğrusu keşfettiklerimizin gezegenlerin çoğunun çekirdeği demirdir. Bunların tabi karma elementleride mevcut ama çoğu demirdir. Link to post Sitelerde Paylaş
Tasvir-i Efkar 0 Kasım 24, 2013 gönderildi Raporla Share Kasım 24, 2013 gönderildi Ayrıca Evangel, Kuran'a göre daha insancıl ve hümanitaryan bir Tanrı portresi çizer. Neden Hristiyan olmuyorsunuz? Birbirinize kardeşlik sevgisiyle bağlı olun. Birbirinize saygı göstermekte yarışın. (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 12:10) Sevgili kardeşlerim, birbirimizi sevelim. Çünkü sevgi Allah'tandır. Seven herkes... Allah'ı tanır. Sevmeyen kişi Allah'ı tanımaz. Çünkü Allah sevgidir... Sevgili kardeşlerim, Allah bizi bu kadar çok sevdiğine göre biz de birbirimizi sevmeye borçluyuz. (Yuhanna'nın 1. Mektubu, 4:7-11) Duam şu ki; sevginiz, bilgi ve her tür sezgiyle arttıkça artsın. (Pavlus'tan Filipililere Mektup, 1:9) [Hz. İsa (as):] Size [Allah rızası için] yeni bir buyruk veriyorum: "Birbirinizi sevin. Sizi sevdiğim gibi siz de birbirinizi sevin. Birbirinize sevginiz olursa, herkes bununla benim öğrencilerim olduğunuzu anlayacaktır." (Yuhanna, 13:34-35) Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir. Sevgi kıskanmaz, övünmez, böbürlenmez. Sevgi kaba davranmaz, kendi çıkarını aramaz, kolay kolay öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz. Sevgi haksızlığa sevinmez, gerçek olanla sevinir. Sevgi herşeye katlanır, herşeye inanır, herşeyi umut eder, herşeye dayanır. Sevgi [Allah'ın sevgisi] asla son bulmaz... (Pavlus'tan Korintlilere 1. Mektup, 13:4-8) Ama Allah'ı seveni Allah bilir. (Pavlus'tan Korintlilere 1. Mektup, 8:3) Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, ne ödülünüz olur? Vergi görevlileri de öyle yapmıyor mu? Yalnız kardeşlerinize selam verirseniz, fazladan ne yapmış olursunuz?... (Matta, 5:46-47) 'Komşunu seveceksin, düşmanından nefret edeceksin' dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, 'düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin.' (Matta, 5:43-44) Mesih bizi nasıl sevdiyse... siz de öylece sevgi yolunda yürüyün. (Pavlus'tan Efeslilere Mektup, 5:2) Beni seviyorsanız, [Allah rızası için] buyruklarımı yerine getirirsiniz... Kim [Allah rızası için] buyruklarımı bilir ve yerine getirirse, işte beni seven odur. Beni seveni Allah sevecektir. Ben de onu seveceğim... (Yuhanna, 14:15, 21) İsa ona şu karşılığı verdi: "Beni seven sözüme uyar, Allah da onu sever... Beni sevmeyen, sözlerime uymaz. İşittiğiniz söz benim değil; beni gönderen Allah'ındır." (Yuhanna, 14:23-24) Size şu buyruğu veriyorum: "Birbirinizi sevin!" (Yuhanna, 15:17) Yazılmış olduğu gibi, "Allah'ın Kendisini sevenler için [ahiret hayatında] hazırladıklarını hiçbir göz görmedi, hiçbir kulak duymadı, hiçbir insan yüreği kavramadı." (Pavlus'tan Korintlilere 1. Mektup, 2:9) ... "Komşunu kendin gibi seveceksin." (Pavlus'tan Galatyalılara Mektup, 5:14) [Hz. İsa (as):] "Allah'ın beni sevdiği gibi, ben de sizi sevdim. Benim sevgimde kalın. Eğer [Allah rızası için] buyruklarımı yerine getirirseniz, sevgimde kalırsınız, tıpkı benim de Allah'ın buyruklarını yerine getirdiğim ve sevgisinde kaldığım gibi... Bunları size, sevincim sizde olsun ve sevinciniz tamamlansın diye söyledim. Benim buyruğum şudur: Sizi sevdiğim gibi birbirinizi sevin. Hiç kimsede, insanın, [Allah rızası için] dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur. Size [Allah için] buyurduklarımı yaparsanız, benim dostlarım olursunuz." (Yuhanna, 15:9-14) ... Birbirimizi seversek... [Allah] sevgisi içimizde mükemmelleşmiş olur. (Yuhanna'nın 1. Mektubu, 4:12) Umut düş kırıklığına uğratmaz. Çünkü... Allah'ın sevgisi yüreklerimize dökülmüştür. (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 5:5) Allah'ın bize olan sevgisini tanıdık ve buna inandık. Allah sevgidir. Sevgide yaşayan Allah'da [Allah'ın rızasına uygun] yaşar... (Yuhanna'nın 1. Mektubu, 4:16) Öyleyse, Allah'ın kutsal ve sevgili seçilmişleri olarak yürekten sevecenliği, iyiliği, alçakgönüllülüğü, sabrı, yumuşaklığı giyinin. Birbirinize anlayışlı davranın. Birinizin ötekinden bir şikayeti varsa, Rab'bin sizi bağışladığı gibi, siz de birbirinizi bağışlayın. Bunların hepsinin üzerine... sevgiyi giyinin. (Pavlus'tan Koloselilere Mektup, 3:12-14) Bizse seviyoruz, çünkü önce O [Allah] bizi sevdi. "Allah'ı seviyorum" deyip de kardeşinden nefret eden yalancıdır. Çünkü gördüğü kardeşini sevmeyen, görmediği Allah'ı sevemez. "Allah'ı seven kardeşini de sevsin" diyen buyruğu Mesih'ten aldık. (Yuhanna'nın 1. Mektubu, 4:19-21) İşte kalıcı olan üç şey vardır: İman, umut, sevgi... (Pavlus'tan Korintlilere 1. Mektup, 13:13) İnsanların ve meleklerin diliyle konuşsam, ama sevgim olmasa, ses çıkaran bakırdan ya da çınlayan zilden farkım kalmaz... Bütün sırları bilsem, her bilgiye sahip olsam... ama sevgim olmasa, bir hiçim. Varımı yoğumu sadaka olarak dağıtsam, bedenimi yakılmak üzere teslim etsem, ama sevgim olmasa, bunun bana hiçbir yararı olmaz. (Pavlus'tan Korintlilere 1. Mektup, 13:1-3) İsa... "Yaşama kavuşmak istiyorsan, O'nun [Allah'ın] buyruklarını yerine getir." "Hangi buyrukları?" diye sordu adam. İsa şu karşılığı verdi: "'Adam öldürmeyeceksin, zina etmeyeceksin, çalmayacaksın, yalan yere tanıklık etmeyeceksin, annene babana saygı göstereceksin' ve 'komşunu kendin gibi seveceksin.' " (Matta, 19:17-19) Gençsin diye kimse seni küçümsemesin. Konuşmada, davranışta, sevgide, imanda, paklıkta imanlılara örnek ol. (Pavlus'tan Timoteos'a 1. Mektup, 4:12) Kardeşler, aranızda çalışanların, Rab yolunda size önderlik edip öğüt verenlerin değerini bilmenizi rica ederiz. Yaptıkları işten ötürü onlara sınırsız saygı, sevgi gösterin. Birbirinizle barış içinde yaşayın. (Pavlus'tan Selaniklilere 1. Mektup, 5:12-13) Kardeşler, sizin için her zaman Allah'a şükran borçluyuz. Böyle yapmamız da yerindedir. Çünkü imanınız büyüdükçe büyüyor, her birinizin öbürüne olan sevgisi artıyor. Bu nedenle bizler, katlandığınız bütün zulüm ve sıkıntılar karşısındaki sabır ve imanınızdan ötürü... sizinle övünüyoruz. (Pavlus'tan Selaniklilere 2. Mektup, 1:3-4) Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, bu size ne övgü kazandırır? Günahkarlar bile kendilerini sevenleri sever. (Luka, 6:32) Ama vay halinize... Siz nanenin, sedef otunun ve her tür sebzenin ondalığını verirsiniz de, adaleti ve Allah sevgisini ihmal edersiniz. Ondalık vermeyi ihmal etmeden esas bunları yerine getirmeniz gerekirdi. (Luka, 11:42) [Allah rızası için] Mesih'in sevgisinden bizi kim ayırabilir? Sıkıntı mı, elem mi, zulüm mü, açlık mı, çıplaklık mı, tehlike mi, kılıç mı? (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 8:35) Eminim ki, ne ölüm, ne yaşam, ne melekler, ne yönetimler, ne şimdiki ne gelecek zaman, ne güçler, ne yükseklik, ne derinlik, ne de yaratılmış başka bir şey bizi... Allah sevgisinden ayırmaya yetmeyecektir. (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 8:38-39) ... 'Hepimizin bilgisi var' diyorsunuz, bunu biliyoruz. Bilgi insanı böbürlendirir, sevgiyse geliştirir. (Pavlus'tan Korintlilere 1. Mektup, 8:1) Birbirinizi sevmekten başka hiç kimseye bir şey borçlu olmayın. Çünkü başkalarını seven, Kutsal Yasa'yı [Allah'ın emirlerini] yerine getirmiş olur. (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 13:8) Gerçeğe uymakla kendinizi arıttınız, kardeşler için içten bir sevgiye sahip oldunuz. Onun için birbirinizi candan, yürekten sevin. (Petrus'un 1. Mektubu, 1:22) Herkese saygı gösterin. İmanlı kardeşlerinizi sevin, Allah'tan korkun... (Petrus'un 1. Mektubu, 2:17) Sonuç olarak hepiniz aynı düşüncede birleşin. Başkalarının duygularını paylaşın. Birbirinizi kardeşçe sevin. Şefkatli, alçakgönüllü olun. (Petrus'un 1. Mektubu, 3:8) Başlangıçtan beri işittiğiniz buyruk şudur: Birbirimizi sevelim. (Yuhanna'nın 1. Mektubu, 3:11) Yavrularım, sözle ve dille değil, eylemle ve içtenlikle sevelim. (Yuhanna'nın 1. Mektubu, 3:18) O'nun [Allah'ın] buyruğu... [Allah'ın elçisi] İsa'nın buyurduğu gibi birbirimizi sevmemizdir. (Yuhanna'nın 1. Mektubu, 3:23) Ona sevgiyle bakan İsa, "Bir eksiğin var" dedi. "Git neyin varsa sat, parasını yoksullara ver; böylece cennette hazinen olur. Sonra gel, beni izle." (Markos, 10:21) Allah'ı sevmek O'nun buyruklarını yerine getirmek demektir. O'nun buyrukları da ağır değildir. (Yuhanna'nın 1. Mektubu, 5:3) Ama dünyanın, Allah'ı sevdiğimi ve Allah'ın bana buyurduğu herşeyi yerine getirdiğimi anlamasını istiyorum. (Yuhanna, 14:31) [Hz. İsa (as):] "... beni sevdiğiniz... için Allah'ın Kendisi sizi seviyor." (Yuhanna, 16:27) "Zina etmeyeceksin, adam öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, başkasının malına göz dikmeyeceksin" buyrukları ve bundan başka ne buyruk varsa, şu sözde özetlenmiştir: "Komşunu kendin gibi seveceksin." Seven kişi komşusuna kötülük etmez. Bu nedenle sevmek Kutsal Yasa'yı [Allah'ın emirlerini] yerine getirmektir. (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 13:9-10) ... Bütün kutsalları [kendini Allah'a adamış olanları] sevdiğinizi duyduğumdan beri ben de sizin için sürekli şükrediyor, sizi dualarımda hep anıyorum. (Pavlus'tan Efeslilere Mektup, 1:15-16) Allah'ın lütfu İsa Mesih'i tükenmeyen bir sevgiyle sevenlerin hepsiyle birlikte olsun. (Pavlus'tan Efeslilere Mektup, 6:24) Sizler için dua ederken Allah'a... her zaman şükrediyoruz. Çünkü Mesih İsa'ya iman ettiğinizi ve bütün kutsalları [kendini Allah'a adamışları] sevdiğinizi duyduk. (Pavlus'tan Koloselilere Mektup, 1:3-4) Kardeşlik sevgisi konusunda kimsenin size bir şey yazmasına gerek yoktur. Çünkü Allah size birbirinizi sevmeyi öğretti. Gerçekte bütün Makedonya'daki kardeşlerin hepsini seviyorsunuz. Kardeşler, size rica ediyoruz, bu konuda daha da ilerleyin. (Pavlus'tan Selaniklilere 1. Mektup, 4:9-10) "Komşunu kendin gibi seveceksin" diyen Kutsal Yazı'ya uyarak... Allah'ın Yasası'nı gerçekten yerine getiriyorsanız, iyi ediyorsunuz. (Yakup'un Mektubu, 2:8) Mesih'i görmemiş olsanız da onu seviyorsunuz. Şu anda onu görmediğiniz halde... sözle anlatılmaz yüce bir sevinçle coşuyorsunuz. (Petrus'un 1. Mektubu, 1:8) Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts