Jump to content

1- FATİHA SURESİ (diyanet meali)


Recommended Posts

Quran'a göre dünya düzdür. Aksini söyleyen onu inkâr etmiş olur.

Q07EzVf.jpg

KURAN’DA YER (EARTH/DÜNYA)

Meded (15:19): Uzatmak, genişletmek, germek. مَدَدْ

Sutihat (88:20): Yaymak, sermek, düzleştirmek, preslemek. سطحت

Dehaha (79:30): Germek, uzatmak. دحاها

Mehden (20:53): Uzatmak, yaymak, genişletmek. مهاد

Fereş (51:48): Sermek, düzleştirmek. فَرَشَْ

Besat (71:19): Düzleştirmek, kaplamak, yaymak, sermek. بسط

Mihâd (78:6): Düz arazi, ova, düzlük. مهاد

tumblr_inline_myxvjtgWK81s5qqpq.jpg

Kuran’daki Eski Kozmoloji:

O, yeri sizin için döşek ( فِرَاشاً), göğü de bina yapan, gökten su indirip onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkarandır. Öyleyse siz de bile bile Allah’a ortaklar koşmayın. (Bakara 2/22)

O, yeri yayıp döşeyen (مَدَّ الأَرْضَ), orada dağlar, nehirler meydana getiren, orada her türlü meyveden (erkekli-dişili) iki eş yaratandır. O, geceyi gündüze bürüyor. Şüphesiz bunlarda, düşünen bir kavim için (Allah’ın varlığını gösteren) deliller vardır. (Rad 13/3)

  • Ragıb dedi ki: “Medde: çekmek, uzatmak demektir” Müfradat (2/597)
    Taberi dedi ki: “Medde’l-arz: enine boyuna yaymaktır” Taberi Tefsiri (16/328)
    Mukatil b. Süleyman: “Kabenin altından dünyayı yayıp döşedi” demektir. Mukatil, el-Eşbah ve’n-Nezair (281) Tefsiru Mukatil (2/165)
    İbn Kesir dedi ki: “Medde’l-arz”: enine ve boyuna uzatıp genişletti demektir. İbn Kesir (4/431)
    Kurtubi der ki: “Yüce Allah göklerdeki âyetleri (delilleri) beyan ettikten sonra “yeri uzatıp döşeyen… O’dur” buyruğu ile yeryüzündeki âyetleri beyan etmektedir. Yani yeri enine, boyuna yayıp döşeyen O’dur.
    Bu âyet-i kerîme yeryüzünün küre gibi olduğunu iddia edenlerin kanaatleri ile yeryüzünün kapılarının yukarıdan aşağıya doğru üzerine düştüğünü iddia edenlerin kanaatlerini reddetmektedir. İbnu’r-Râvendî’nin iddiasına göre yer aşağı doğru yuvarlanır gibi olmakla birlikte; yerin altında yukarı doğru yükselen rüzgarı andıran, yukarı doğru çıkan bir cisim de vardır. O bakımdan yukarıdan aşağı düşen ile aşağıdan yukarı doğru çıkan hacim ve güç itibariyle mutedil hale gelerek birbirleriyle uyum sağlamaktadırlar.
    Başkaları ise; yerin birisi yukarıdan aşağı doğru düşen, diğeri ise aşağıdan yukarı doğru çıkan iki cisimden meydana geldiğini iddia etmişlerdir. Böylelikle bu iki cisim arasında denge kurulmaktadır. İşte yeryüzünün durmasının sebebi budur. Müslümanların ve Kitap ehlinin kabul ettiği görüş, yeryüzünün durduğu, sakin olduğu ve uzanıp döşenmiş olduğudur. Yeryüzünün hareketinin adeten meydana gelen zelzeleler ile ortaya çıktığı şeklindedir” Kurtubi (9/280)
  • İbn Atiyye el-Endülüsi dedi ki: “Medde’l-Arz” ifadesi dünyanın küre şeklinde değil, yayılmış olmasını gerektirir. şeriatın zahiri de budur.” İbn Atiyye, el Muharraru’l-Veciz (3/298)

Yeri de yaydık (مَدَدْنَاهَا), ona sabit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik. (Hicr 15/19)

“Rabbim, yeryüzünü size beşik (مَهْدًا) yapan, orada size yollar açan ve size gökten yağmur indirendir.” Böylece onunla sizin için yerden türlü türlü bitkileri çift çift çıkardık. (Taha 20/53)

Allah, yeryüzünü sizin için bir sergi (بِسَاطًا) yapmıştır. Ki, onda geniş yollar edinip dolaşabilesiniz.(diye). (Nuh 71/19-20)

  • Kurtubi dedi ki: Allah, yeri sizin için bir sergi” gibi yayılmış halde” kılmıştır. Kurtubi (18/306)
  • Begavi “Sizin için yeri yayıp serdi” demektir” demiştir. Tefsiru’l-Begavi (8/231)
  • “Besate”: bir şeyi yaymak ve genişletmektir. Bazen bu her iki anlamda da kullanılır. Bazen de bu anlamlardan biri kastedilerek kullanılır. Besate’s-sevb: elbiseyi sermek anlamına gelir. Bisat: sergi de bu köktendir. Her serilen şey bisat adını alır. Bu yüzden Allah: “Yeryüzünü de sizin için yayan O’dur” (Nuh 19) buyurmuştur. Bu ayette geçen bisat, geniş yer demektir.” Ragıb, Mufradat (1/135)

Yeryüzünü de yaydık (مَدَدْنَاهَا) ve orada sabit dağlar yerleştirdik. Orada her türden iç açıcı çift bitkiler bitirdik. (Kaf 50/7)

Yere ve onu yayıp döşeyene (طَحَاهَا) andolsun. (Şems 91/6)

Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır! (سُطِحَتْ)(Gaşiye 88/20)

İşte bundan sonra arzı yayıp döşedi (دَحَاهَا). (Naziat 79/30)

  • Taberi, İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan rivayet ediyor: “Kabe, dünya yaratılmadan iki bin sene önce su üzerinde dört direk üzerine kuruldu. Sonra yeryüzü kabenin altından yayıldı” Hasen. Taberi (3/61, 24/208) Ebu’ş-şeyh el Azamet (4/1381)
  • Taberi, Abdullah b. Amr radıyallahu anhuma’dan rivayet ediyor: “Allah kabeyi yeryüzünü yaratmadan iki bin sene önce yarattı, dünyayı da oradan yaydı” Hasen. Taberi (24/208) Beyhaki Şuab (3/431) İbn
    İshak es-Siyra (1/27)
  • Katade dedi ki: “Bundan sonra da yeryüzünü yaydı” dehâhâ; yayıp sermek demektir. Hasen. Taberi (24/210)
  • Suyuti, Durru’l-Mensur’da dedi ki: Abd b. Humeyd ve İbn Ebi Hatim İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan rivayet ediyorlar: “Bir adam İbn Abbas’a dedi ki: Allah’ın kitabında iki ayet bir birine muhalif” İbn Abbas radıyallahu anhuma: “Sen bunu ancak görüşünle söylüyorsun, oku bakalım” dedi. Adam: “De ki: “Arzı iki günde yaratan Allah’ı siz mi inkâr ediyor ve O’na ortaklar koşuyorsunuz?” (Fussilet 9) ayetinden “Çeşitli rızıklarını arayıp soranlar için tam dört günde takdir etmiş, sonra yaratmak için, gaz halinde bulunan gökyüzüne yönelmiştir” (Fussilet 11) ayetine kadar okudu. Sonra da “Bundan sonra da yeryüzünü yaydı” (Naziat 30) ayetini okudu. İbn Abbas radıyallahu anhuma Ģöyle cevap verdi: “Yer, gök yaratılmadan önce yaratıldı. Sonra sema yaratıldı, sonra yer, sema yaratıldıktan 9 sonra yayıldı. Dehaha sözü ancak yaymak, sermek demektir.” Durru’l-Mensur (8/412)
  • İbn Munzir İbrahim en-Nehai’den rivayet ediyor: “Bundan sonra da yeryüzünü yaydı”: Dünya Mekke’den yayılmıştır.” Durru’l-Mensur (8/412)
  • Katade dedi ki: “Bana ulaştığına göre dünya Mekke’den yayılmıştır. Sahih. Taberi (11/531) Abdurrazzak Tefsir (2/213)
  • Abd b. Humeyd, Ata’dan rivayet ediyor: “Bana ulaştığına göre dünya kabe’nin altından yayılıp uzatılmıştır.” Durru’l-Mensur (8/412)

Iraklı astronomi araştırmacısı Fadhel Al-Sa’d 2011’de katıldığı bir TV programda yerin düz olduğunu savundu.

Yeryüzüne ilişkin ayetlerin analizi:

Daha fazlası için kaynak: http://ateistcanavar...n_duz_olusu.pdf

BAa4L.jpg

Mûsâ, “O, doğunun da batının da ve ikisi arasındaki her şeyin de Rabbidir. Eğer düşünüyorsanız bu, böyledir” dedi. (Şuara 26/28)

Doğu da, Batı da Allah’ındır. Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü işte oradadır. Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir. (Bakara 2/115)

Güneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar (gibi) buldu. Orada (kâfir) bir kavim gördü. “Ey Zülkarneyn! Ya (onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın” dedik. (Kehf 18/86)

Güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu. (Kehf 18/90)

  • Güneş Arş’ın altında secde yapmaya gider; bu maksatla izin ister, kendisine izin verilir. Secde
    edip kabul edilmeyeceği, izin isteyip izin verilmeyeceği zamanın (kıyametin) gelmesi
    yakındır. O vakit kendisine: ”Geldiğin yere dön!” denir. Böylece battığı yerden doğar.”
    (Buhari, Tefsir Ya-sin 1, Bed’ul-Halk 4, Tevhid 22,23, Müslim, İman 250, (159), Tirmizi, Tefsir, Ya-sin, 4225)

Allah, gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı. Yeryüzüne de, sizi sarsmasın diye sabit dağlar yerleştirdi ve orada her türlü canlıyı yaydı. Gökten de yağmur indirip orada her türden güzel ve faydalı bitki bitirdik. (Lukman 31/10)

Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. (Yasin 36/40)

Allah geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneşi ve Ay’ı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri belirli bir vakte kadar akıp gitmektedir. İşte bu Allah’tır, Rabbinizdir. Mülk yalnızca O’nundur. Allah’ı bırakıp da ibadet ettikleriniz, bir çekirdek zarına bile hükmedemezler. (Fatır 35/13)

Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Bunların her biri belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. İyi bilin ki, o mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. (Zümer 39/5)

Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah’ın takdiri(düzenlemesi)dir. (Yasin 36/38)

O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler (Enbiya 33)

tumblr_inline_myxvl9vyJv1s5qqpq.jpg

tumblr_inline_myxvm6JFkr1s5qqpq.jpg

Bakara suresi-29.ayet

29. O, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratan sonra (ثُمَّ) göğe yönelip onları yedi gök

halinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkıyla bilendir.

Fussilet suresi-12. ayet

12.Böylece onları, iki günde (iki evrede) yedi gök olarak yarattı ve her göğe kendi işini bildirdi. En yakın göğü kandillerle süsledik ve onu koruduk. İşte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah’ın takdiridir.

tumblr_inline_myxvn0a3Ly1s5qqpq.jpg

Bence Kuran’ın ilkel evren modelini görmemek için kör olmak lazım. İman da tıpkı aşk gibi gözleri kör eden bir marazdır.

tarihinde Tasvir-i Efkar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 121
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

ayın yansıyan ışık olduğunun kurandaki delili konusunda; araplarda münir ve nur kelimeleri ışığın kaynağı değil ışığın yansımasından elde edilen ışık olarak kullanılmıştır isteyen arapça bir sözlükten bakabilir.

tarihinde denizaktas tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

burada yapılan hata arapçanın dil özelliklerini türkçeye çevirirken o ırkın diline sadık kalarak değil de işine geldiği gibi çevirmek ve anlatmaktır. yeryüzünü yaymaktan kasıt düz bir mekanı yaymak değildir. bunu o ayette gecen dahv kelimesinin deve kuşu yumurtası olması çürütmektedir. yeryüzüne yaymak yerleştirmek yerli yerince düzenlemek manası taşımaktadır . yaydı o zaman kuran dünay düzdür diyor mantığı düz mantıktır. o halde dahv kelimesini ne yapacağız. ayrıca bu sorulardan yalnız biridir. aksini araştırmanızı da tavsiye ederi

bilimin daha yeni keşfettiği k güneşin ayın döndüğünü söyleyen kurana hayret etmiyorsun üstelik güneşin yöeüngesinin olmadığını söylüyorsun yasin 38 de güneşin döndüğünden bahseder yörüngeden bahsetmez. etrafında her zaman aynı şekilde dönmesi güneşi sınırlayan yerinde tutan etki tepki kuralyla bir yol izlediğinden ahsetmekte

tarihinde denizaktas tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Özetle ayetlerde geçen satıh, sergi, döşek, beşik, yaygı, medd-i arz gibi tasvirleri inceleyen Taberi, İbni Abbas, İbni Kesir, Kurtubi, Celaleddin Suyuti, Ragıb el-Isfahani, Vehhabi müftü Abdulaziz bin Baz gibi alimler "Kuran'a göre dünya düzdür" sonucunu çıkarmışlar. Ayetleri dürüstçe analiz ettiğimizde, parçaları birleştirdiğimizde Muhammed'in düz Dünya'sıyla yüzleşiriz. Bu tevil götürmez bir gerçek.

Bizim Türk Müslümanları ise hâlâ "ayetler bunlar ama anlamları farklı" deyu başını kuma gömmeye, birkaç ilahiyatçının keyfi yorumuyla avunmaya devam ediyor ne yazık ki. Ama avunmak da bir yere kadar. İnternet kullanımı yaygınlaştıkça elbet bir gün bu avuntular yeni nesiller için tatmin edicilikten çok uzak olacak.

Konu ile ilgili videolar:

tarihinde Tasvir-i Efkar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bu konunun iki boyutu var birincisi dünyaya bakan boyutu: varlığın bu dünyadan ibaret olduğunu düşünenler doğru ya da yanlış yapma seçeneklerini genel ahlaki doğrulara göre seeçer. örneğin annene babana iyi davranman kuran öyle yazdığı için değil senin ahlak algından dolayıdır.insanların ahlaki davranışlar olarak nitelediği herşey kuranda zaten mevcuttur. seninanmazsın ama aileye hürmet edersin. ben kurana inanmasaydım yine aileye hürmette kusur etmezdim.

ikinci kısmı ise ahiret inancıdır: varlığın diğer bir alemde devam edeceğine inanaan insanlar 70 yıllık bir ömürde gerşeyini borçlu olduğu Alah ın rızasını kazanmaya adayıp kuran da Allah ın isteklerine itaat ederek hem bu dünya da hem diğer dünyada saadet hedeflerler. inanmayan iyi bi insan bu dünyada iyi olur Allah ın iiyi olun emrini yerine getirir inanmasa da ama bunu Allah istediği için değil böyle olması gerek diye yapıyor suç olan bu değil Allah ı inkar etmesidir bunu da belirteyim.

bu isteklerin bize bakan tarafı derken sadece fatihayla sınırlı değil biliyorsun ama fatiha üzerinden gittiğimiz için sınırlı tutuyorum. rahman ve rahim affı boldur merhameti sonsuzdur sen ne kadar yanlış yapsanda O her zaman seni affetmeye hazır bunu bildirmese biz nereden bilecektik Allah denilen varlığın yaptıklarımızdan ötürü bizi affedeceğini hesap ve ceza gününün sahibi olduğunu hem öyle bir günün olduğunu hem de o günün tek sahibinin kendi olduğunu bildiriyor bu bir hatırlatma ve bildsirmedir bildirmese böyle bir günden haberi olmayan insanlar o günde hak talep etmezler mi? bu kısmı hamd kısmıdır

O zaman Allahın isteklerinin ve taleplerinin bir anlamı yok.

Sadece ceza almamak için hakime rüşvet vermekten başka bir şey değil kurana uymak.

Çünkü kuransız da, yani allahın isteleri olmadan da kötülük yapmadan yaşanabiliyor ve insanlara iyi olunabiliyor.

Konu kapanmıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Özetle ayetlerde geçen satıh, sergi, döşek, beşik, yaygı, medd-i arz gibi tasvirleri inceleyen Taberi, İbni Abbas, İbni Kesir, Kurtubi, Celaleddin Suyuti, Ragıb el-Isfahani, Vehhabi müftü Abdulaziz bin Baz gibi alimler "Kuran'a göre dünya düzdür" sonucunu çıkarmışlar. Ayetleri dürüstçe analiz ettiğimizde, parçaları birleştirdiğimizde Muhammed'in düz Dünya'sıyla yüzleşiriz. Bu tevil götürmez bir gerçek.

Bizim Türk Müslümanları ise hâlâ "ayetler bunlar ama anlamları farklı" deyu başını kuma gömmeye, birkaç ilahiyatçının keyfi yorumuyla avunmaya devam ediyor ne yazık ki. Ama avunmak da bir yere kadar. İnternet kullanımı yaygınlaştıkça elbet bir gün bu avuntular yeni nesiller için tatmin edicilikten çok uzak olacak.

Konu ile ilgili videolar:

http://www.youtube.com/watch?v=O2TvpoU7S0I

kötüyü mü örnek göstereceksin dünya yuvarlaktır ve kuran bundan 1400 yıl önce bahsetmiştir bende bir vidyo paylaşayım

tarihinde denizaktas tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

O zaman Allahın isteklerinin ve taleplerinin bir anlamı yok.

Sadece ceza almamak için hakime rüşvet vermekten başka bir şey değil kurana uymak.

Çünkü kuransız da, yani allahın isteleri olmadan da kötülük yapmadan yaşanabiliyor ve insanlara iyi olunabiliyor.

Konu kapanmıştır.

iyide Allah ın istekleri sadece iyi insan yapmaz ki ben iyi biri olmak için Allah a inanmıyorum Allah a inanmak zaten beni iyi biri yapıyor. ben sana durumu gayet iyi izah ettiğimi düşünüyorum tekrar okumanda fayda var. senide beni de herşeyide yaratan ve sahibi el Malik olan Allah bu arada el Malik olduğunu da ondan öğreniyoruz kendinin bilinmesi ve kulluk edilmesi için seni dünyaya gönderdi ve nimetlerini verip yaşattı. bunun sonunda da onun rızası ve cennet var . çocukken babanın gözüne girmek için neler yapmadın veya öğretmenin gözüne girmek için. ki o sana çok sınırlı şeyler verdi. burada herşeyi sana veren senin düşünmeni hatta kendine küfür etmene bile müsade eden bir varlıktan bahsediyoruz

Link to post
Sitelerde Paylaş

iyide Allah ın istekleri sadece iyi insan yapmaz ki ben iyi biri olmak için Allah a inanmıyorum Allah a inanmak zaten beni iyi biri yapıyor. ben sana durumu gayet iyi izah ettiğimi düşünüyorum tekrar okumanda fayda var. senide beni de herşeyide yaratan ve sahibi el Malik olan Allah bu arada el Malik olduğunu da ondan öğreniyoruz kendinin bilinmesi ve kulluk edilmesi için seni dünyaya gönderdi ve nimetlerini verip yaşattı. bunun sonunda da onun rızası ve cennet var . çocukken babanın gözüne girmek için neler yapmadın veya öğretmenin gözüne girmek için. ki o sana çok sınırlı şeyler verdi. burada herşeyi sana veren senin düşünmeni hatta kendine küfür etmene bile müsade eden bir varlıktan bahsediyoruz

Siz Allah'a ibadet kulluk nedemek birde Allah varlık mı bunu biri araştırın madem Arapça karşılığı türkce ye göre farklılık oluşturuyor bunları sizde yanlış anlamış olabilirsiniz

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah varsa ki var varlıktır. yaratılan mahluk yaratan halık tır. burada kullanılması gereken kelime varlık değil halık olmalı ama herkesin anlayabileceği bir biçimde yazmaya çalışıyorum. anlaşılmamak için yazan kelime sarfiyatıyla kafakarıştırmaya niyetim yok. kuran ın arapçanın dil özelliklerini iyi bilen birinin okuması bu sizde olabilirsiniz bu sorunun çözümü olur. kötü niyetli biri arapçadaki dil özelliklerini göz ardı edip farklı manalar çıkarmakta. benim kaynağım kuranın dilbilgisi özelliklerini ve sanatlarını iyi bilen abilerimizin bize aktarması ve bizim bunları en azından yapabildiğimiz kadarını sözlükler arapça dil özelliklerini araştırdığımız birkaç eserdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Naziat 29: O göğün gecesini karanlık yaptı, ışığını da çıkardı.

Naziat 30: Ardından yeri düzenleyip döşedi.

Fussilet 10: O, dört gün içinde (dört evrede), yeryüzünde yükselen sabit dağlar yarattı, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rızık arayanların ihtiyaçlarına uygun olarak rızıklar takdir etti.

Fussilet 11: Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yeryüzüne, "İsteyerek veya istemeyerek gelin" dedi. İkisi de, "İsteyerek geldik" dediler.

Fussilet 12: Böylece onları, iki günde (iki evrede) yedi gök olarak yarattı ve her göğe kendi işini bildirdi. En yakın göğü kandillerle süsledik ve onu koruduk. İşte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah'ın takdiridir.

Bazı sitelerde bu duruma saçma cevaplar verilmiş Enbiya suresine göre hepsi bir aradaymış ancak sonradan ayrılmış. Gök ne ondan habersiz adam. Yer ne gök ne? belli değil, tanımın kendisi bozuk. Her neyse, yukarıdaki duruma göre bir çelişki var sanırsam. Bunu insan beyninin algılayabilmesi lazım artık. Allahın verdiğini sandığınız beyniniz rüyadayken bile bu çelişkiyi algılar, ancak korkuyla sindirilmiş bir beyin algılayamaz. Bu hatalara bence fussilet suresinin iniş sırasına göre 41. sure olması ve naziatın ise iniş sırasına göre 79. sure olması dolayısı ile aradan geçen yılların etkisi sebep olmuştur.

Bir müslüman için bu durumla alakalı yapılabilecek en güzel savunmayı da yapayım size kopya vereyim: Naziat taki gök şle uzay boşluğu kastedilmiştir. Fussilet 11 ve 12 deki gök atmosfer olup, daha sonra fussilet 12 nin devamında yine uzay manasında kullanmıştır. Bu zırvalara yapılabilecek en iyi savunma bu olur bundan da öteye geçemezsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

iyide Allah ın istekleri sadece iyi insan yapmaz ki ben iyi biri olmak için Allah a inanmıyorum Allah a inanmak zaten beni iyi biri yapıyor. ben sana durumu gayet iyi izah ettiğimi düşünüyorum tekrar okumanda fayda var. senide beni de herşeyide yaratan ve sahibi el Malik olan Allah bu arada el Malik olduğunu da ondan öğreniyoruz kendinin bilinmesi ve kulluk edilmesi için seni dünyaya gönderdi ve nimetlerini verip yaşattı. bunun sonunda da onun rızası ve cennet var . çocukken babanın gözüne girmek için neler yapmadın veya öğretmenin gözüne girmek için. ki o sana çok sınırlı şeyler verdi. burada herşeyi sana veren senin düşünmeni hatta kendine küfür etmene bile müsade eden bir varlıktan bahsediyoruz

Birincisi Allahın el-malik olduğunu bilmek ile bilmemek, bunu kabul etmek ile etmemek hiçbir fark yaratmıyor.

İkincisi kendisinin bilinmesi ve ona kulluk edilmesini istemesi, benim için bağlayıcı değil. Tek taraflı sözleşmeler, yaptırımlar geçersizdir.

Üçüncüsü baba ve öğretmen gerçek karakterlerdir. Farazi değil. Ayrıca baba ve öğretmenle olan ilişkiden edinilecek avantajlar da gerçektir, farazi veya bir masal kitabında yazan şeyler değil.

Dördüncüsü herhangi bir Allahın herhangi bir fiile müsade etmesi veya düşünmeye izin vermesi gibi şeyler söz konusu değil. Çünkü düşünce ve eylemlerin aşamaları aşağı yukarı belli. Bunlara bilinmeyen bir katkı söz konusu değil.

Böyle basit bir entelektüel seviye ile sen neyin iyi neyin kötü olduğunu ayırt edemezsin.

İyi ki bir tanrı yok. Bu yönden çok şanslısın.

Çünkü bir tanrı olsa ve senin dediğin bu zırvalar doğru olsa, o tanrının takdirini ben toplarım. Sen değil.

Yani kendi prensiplerin açısından bana vaaz vermen de doğru değil.

Sen iyi ve kötü ayırt etmede, parayı ver çokomeli al seviyesindesin :) İnancın bundan ibaret. Bu senin için felaket :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Dahv" kelimesi arzın küresel olduğuna işaret ediyor apolojyasının kritiği

l1Vsy1Z.jpg

  • Taberi, İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan rivayet ediyor: “Kabe, dünya yaratılmadan iki bin sene önce su üzerinde dört direk üzerine kuruldu. Sonra yeryüzü kabenin altından yayıldı” Hasen. Taberi (3/61, 24/208) Ebu’ş-şeyh el Azamet (4/1381)
  • Taberi, Abdullah b. Amr radıyallahu anhuma’dan rivayet ediyor: “Allah kabeyi yeryüzünü yaratmadan iki bin sene önce yarattı, dünyayı da oradan yaydı” Hasen. Taberi (24/208) Beyhaki Şuab (3/431) İbn
    İshak es-Siyra (1/27)
  • Katade dedi ki: “Bundan sonra da yeryüzünü yaydı” dehâhâ; yayıp sermek demektir. Hasen. Taberi (24/210)
  • Suyuti, Durru’l-Mensur’da dedi ki: Abd b. Humeyd ve İbn Ebi Hatim İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan rivayet ediyorlar: “Bir adam İbn Abbas’a dedi ki: Allah’ın kitabında iki ayet bir birine muhalif” İbn Abbas radıyallahu anhuma: “Sen bunu ancak görüşünle söylüyorsun, oku bakalım” dedi. Adam: “De ki: "Arzı iki günde yaratan Allah'ı siz mi inkâr ediyor ve O'na ortaklar koşuyorsunuz?” (Fussilet 9) ayetinden “Çeşitli rızıklarını arayıp soranlar için tam dört günde takdir etmiş, sonra yaratmak için, gaz halinde bulunan gökyüzüne yönelmiştir” (Fussilet 11) ayetine kadar okudu. Sonra da “Bundan sonra da yeryüzünü yaydı” (Naziat 30) ayetini okudu. İbn Abbas radıyallahu anhuma Ģöyle cevap verdi: “Yer, gök yaratılmadan önce yaratıldı. Sonra sema yaratıldı, sonra yer, sema yaratıldıktan 9 sonra yayıldı. Dehaha sözü ancak yaymak, sermek demektir.” Durru’l-Mensur (8/412)
  • İbn Munzir İbrahim en-Nehai’den rivayet ediyor: “Bundan sonra da yeryüzünü yaydı”: Dünya Mekke’den yayılmıştır.” Durru’l-Mensur (8/412)
  • Katade dedi ki: “Bana ulaştığına göre dünya Mekke’den yayılmıştır. Sahih. Taberi (11/531) Abdurrazzak Tefsir (2/213)
  • Abd b. Humeyd, Ata’dan rivayet ediyor: “Bana ulaştığına göre dünya kabe’nin altından yayılıp uzatılmıştır.” Durru’l-Mensur (8/412)

UJrMk4M.jpgZO8t5q2.jpg

Kaynak: Dünya ve Kubbesi, Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbâdî

http://ateistcanavar...n_duz_olusu.pdf

IgOtc9I.jpg

tarihinde Tasvir-i Efkar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben allah olsam ve hadi diyelimki özgür iradeli karıncalar yaratsam, bakalım bana hangileri inanacak diye test yapmam. Ben hangilerinin inanacağını zaten biliyorum ama bunu kendileri seçmeli de demem. Serbest bırakırım ve birbirleri arasındaki ilişkiye bakarım. Kendi çevresine iyi davrananlar iyi ruhludur, kazık atanlar, öldürenler vs... kötüdür. hatta kendimi tamamen gizlerim ki gerçekten iyi olanlar ortaya çıksın. Ancak bu sistemde naparsan yap müslümansan sonunda cennete gidersin. İstersen çocuğuna tecavüz et müslümansan sonun cennet. Ama istersen canın pahasına atlyaıp yoldaki bebeği kurtar, dünyayı daha iyi bir yer yapmak için hayatını ada ve yeni bir ilaç bul ancak hıristiyan yada ateistsen cehenneme, çığlıklar at, yan, kavrul, şişlen.... sen bunu hakettin. Böyle bir saçmalığa daha ne kadar inanacaksınız?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben allah olsam ve hadi diyelimki özgür iradeli karıncalar yaratsam, bakalım bana hangileri inanacak diye test yapmam. Ben hangilerinin inanacağını zaten biliyorum ama bunu kendileri seçmeli de demem. Serbest bırakırım ve birbirleri arasındaki ilişkiye bakarım. Kendi çevresine iyi davrananlar iyi ruhludur, kazık atanlar, öldürenler vs... kötüdür. hatta kendimi tamamen gizlerim ki gerçekten iyi olanlar ortaya çıksın. Ancak bu sistemde naparsan yap müslümansan sonunda cennete gidersin. İstersen çocuğuna tecavüz et müslümansan sonun cennet. Ama istersen canın pahasına atlyaıp yoldaki bebeği kurtar, dünyayı daha iyi bir yer yapmak için hayatını ada ve yeni bir ilaç bul ancak hıristiyan yada ateistsen cehenneme, çığlıklar at, yan, kavrul, şişlen.... sen bunu hakettin. Böyle bir saçmalığa daha ne kadar inanacaksınız?

Aynen dostum. Cehennem tehdidi olmasaydı eminim ki dünyanın tamamı dinsizdi. Sen tüh kaka yaparsan Allah seni cız yapar şeklinde ilkel bir ahlak anlayışına sahipler, ve zihinlerindeki bu korku saltanatı mantıklı, şüpheci ve bilimsel düşünceyi "şeytan vesvesesi" olarak etiketleyip bloke ediyor ne yazık ki.

yDHTcEW.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Birincisi Allahın el-malik olduğunu bilmek ile bilmemek, bunu kabul etmek ile etmemek hiçbir fark yaratmıyor.

İkincisi kendisinin bilinmesi ve ona kulluk edilmesini istemesi, benim için bağlayıcı değil. Tek taraflı sözleşmeler, yaptırımlar geçersizdir.

Üçüncüsü baba ve öğretmen gerçek karakterlerdir. Farazi değil. Ayrıca baba ve öğretmenle olan ilişkiden edinilecek avantajlar da gerçektir, farazi veya bir masal kitabında yazan şeyler değil.

Dördüncüsü herhangi bir Allahın herhangi bir fiile müsade etmesi veya düşünmeye izin vermesi gibi şeyler söz konusu değil. Çünkü düşünce ve eylemlerin aşamaları aşağı yukarı belli. Bunlara bilinmeyen bir katkı söz konusu değil.

Böyle basit bir entelektüel seviye ile sen neyin iyi neyin kötü olduğunu ayırt edemezsin.

İyi ki bir tanrı yok. Bu yönden çok şanslısın.

Çünkü bir tanrı olsa ve senin dediğin bu zırvalar doğru olsa, o tanrının takdirini ben toplarım. Sen değil.

Yani kendi prensiplerin açısından bana vaaz vermen de doğru değil.

Sen iyi ve kötü ayırt etmede, parayı ver çokomeli al seviyesindesin :) İnancın bundan ibaret. Bu senin için felaket :)

1.Allah ın el malik olduğu konusu inanmayan için bişi ifade etmez haklısın hamd meselesi üzerinden yazıştığımızdan bu da hamd a bir örnektir ve o yüzden yazılmıştır.

2 sen sordun ben cevapladım kabul etmen veya etmemen seni bağlar bu bir anlaşma değil emirdir. emre itaatsizlik etmen o emrin olmadığı anlamına gelmez.

3.Allah o baba ve öğretmen kadar gerçektir. farazi olmadığının ıspatı için bu siteye üyeyim ve yazıyorum bundan benim hiç bir çıkarım ve menfaatim yoktur. senin bunu kabul etmemen onun var oluşu gerçeğini değiştirmez.

4. düşünce ve aşamalarının eylemleri diyerek yuvarlamışsın cümleyi Allah varsa ve varolmasına rağmen sen Allaha yok diyip birde hakaret ediyorsan var olan o Allah çok sabırlı ve mahşerde sana verilen iradenin kendine küfür etmesine müsade etmesine varan bir şekilde kullanılmasıyla sonuçlanan bir ömrün hesabını da soracaktır.

ben neyin iyi neyin kötü olduğunu akli melekelerimi kullanarak kuran ışığında ayırt edebiliyorum. entellektüellik var olana delillerle değil saçmalıklarla yok demekse entellektüellik sende kalsın. konuşma adabı da imandandır diyerek senin seviyende sana cevap yazmıyorum bu benim inancıma aykırı. bu yazdıklarımı kendine yazılıyormuş gibi üzerine alınıp bana vaaz verme diyerek kendini şişirmene de gerek yok. emir bil mağruf nehy anil münker farzı doğrultusunda bunları yazıyorum bunun ne demek olduğuna da bi zahmet bakarsın en azından araştırma kültürün gelişir araştıran sorgulayan akleden herkes Allah ın var olduğunu anlar. kuran sorgusuz imanı istemez örnek hz ibrahim in akli yola Allah ı bulması. ben sana Allah ın has kulu olamazsın demem günün birinde müslüman olursan mertebe noktasında nereye geleceğin Allah ın taktiridir. seninle yazışarak bir yere varamayacağımız ortada benim siteye giriş amacım bu değil ama söylediklerine cevap vermeden de geçemedim

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben allah olsam ve hadi diyelimki özgür iradeli karıncalar yaratsam, bakalım bana hangileri inanacak diye test yapmam. Ben hangilerinin inanacağını zaten biliyorum ama bunu kendileri seçmeli de demem. Serbest bırakırım ve birbirleri arasındaki ilişkiye bakarım. Kendi çevresine iyi davrananlar iyi ruhludur, kazık atanlar, öldürenler vs... kötüdür. hatta kendimi tamamen gizlerim ki gerçekten iyi olanlar ortaya çıksın. Ancak bu sistemde naparsan yap müslümansan sonunda cennete gidersin. İstersen çocuğuna tecavüz et müslümansan sonun cennet. Ama istersen canın pahasına atlyaıp yoldaki bebeği kurtar, dünyayı daha iyi bir yer yapmak için hayatını ada ve yeni bir ilaç bul ancak hıristiyan yada ateistsen cehenneme, çığlıklar at, yan, kavrul, şişlen.... sen bunu hakettin. Böyle bir saçmalığa daha ne kadar inanacaksınız?

burada yanlış anlaşılan bir durum var tecavüz eden cennete gider diye bir durum söz konusu değil imanlı olan herkes cennete gider doğru ama kendine imanlı diyen bir çok kişinin müslümanlığı tartışıır muahmmed ikbal islamı müslümanlardan öğrenmemeli derken bu tarzdaki müslümanlardan bahsediyor. birinin ben inandım demesi müslüman olması için yetmez fiiliyatada geçirmesi gerek.

ben Allah olsam diyerek olmayacak bişi üzerinden örnek vermektense bu durumu günlük hayata uyarlayacak örneklerle durum kavranmalıdır. bir sınıftaki öğretmen öğrencilerinin bazılarını notla bazılarını anneleriyle korkutup ders dinletir bazısının korkutulmaya hiç ihtiyacı yoktur ders dinlemeye istekli olanın korkutulmasına gerek yoktur çünkü. öğretmen yaramaz olan alinin derste yaramazlık yapacağını bilir yaramazlık yapmadan gider bir tokat atar alinin annesi babası neden oğlumuza vurdun der haklılardır yaraazlık vukua gelmemiştir. ama yaramazlık yapmasına müsade eden öğretmenin attı tokat haklıdır. öğretmenin tokat atmasını meşru bulmuyorum sadece bir örnek çarpıtmayınız

Link to post
Sitelerde Paylaş

Denizaktas buralara daha uğramaz herhalde :D mazallah dinden çıkar, şeytanların oyunları da ne kadar kafa karıştırıcı olabiliyor yahu

daha çok yazışacağız merak etme :) bazıları şeytanın vazifesini üstlenmiş şeytan bile bu kişileri görüp imana gelmek üzere olabilir :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...