sağduyu 0 Ocak 6, 2014 gönderildi Raporla Share Ocak 6, 2014 gönderildi "Savaş" konusunda yukarıdaki cevabıma cevap verere kadar cevabım bu. Tüm devrimler, sosyal bağlarda kırılmalar yaratır. Eski ile yeni, farklı toplumlar halinde ayrışır. Ta ki eski, yeninin içinde eriyene kadar. Bu, ağır bir yüktür. Kitap, bu yükü bildiğinden, yeninin tarafında yer alanlara, kararlı olmalarını hatırlatıyor. Her devrim, kendinden önceki zulme bir meydan okumadır. Dolayısıyla eskiyi savunanlar, bu zulmü savunurlar/paylaşırlar. Maksatları bu olmasa bile. Senin zulüm dediğin şey Muhammed'e inanmamak. Bir insana inanmamak nasıl zulüm oluyor? Eski zulüm iktidarını yıkıp kendi zulüm iktidarını getirince değişen ne olmuş oluyor? Ganimet ve iktidar uğruna insanları yerinden yurdundan etmek, mallarını, mülklerini yağmalamak, zulüm değil mi? Muhammed yağma ve talan malı olan ganimetin beşte birine konmuyor muydu? Bu öykülemede, Musa sürekli itiraz eder durumda. Ve o, sizinle aynı soruyu soruyor. Öykülemenin sonu açık bırakılı. Geleneksel görüşteki kardeşlerim öyküyü, hikmetlerin zaman içinde anlaşılacağı, acele etmemek gereği şeklinde yorumluyor. Ben Sn. Burak Özdemir'in yorumunu doğru buluyorum. Musa, ne zamanki kendisine gösterilen yanlışlara karşı çıkıp başına geleceklere (eğitmenini kaybetmek) razı olur, işte o zaman özgürlüğünü kazanır ve peygamberlik mertebesine ulaşır. Öykünün başında verilen, yemek için yanlarında taşıdıkları ama bir şekilde suyunu bulup kendi yoluna giden balık, aslında öykünün bağlanmamış sonu: Özgürlük. Son başta verilerek, farklı tekamül kademeleri için farklı anlamlar oluşturulmuş. Musa soruyor da ne yapıyor, gözü önünde bir çocuğun katledilmesine seyirci kalıyor. Ne uğruna? Adam ona bilgelik öğretecekmiş. Hangi insan bu kişi bana bir şeyler öğretecek diye o kişinin bir çocuğu öldürmesine seyirci kalır? Demek peygamberlik seviyesine ulaşmak için çocuk öldürmek ve buna seyirci kalmak gerekiyor. Bu mu tekamül? Bu öyküdeki çarpıklığı, sapıklığı görmek bu kadar mı zor? Çocuk öldürmenin tekamülle, insanlıkla ne ilgisi var? Ne gibi bir ders çıkarılabilir ki bundan? Çıkarılacak tek ders insanların kör inanç uğruna her türlü pisliğe, sapıklığa ve zalimliğe göz yumduğu dersi çıkarılır. Peygamber/dini lider deyince konuştumu yeri göğü inleten, sert, çatık kaşlı biri canlanıyor gözümüzde. Hümeyni'nin devlet başkanı olduktan sonra, gülümseyen tüm eski fotoğraflarını toplatıp yaktırması bundan. Oysa Muhammed, kucağında uyuyan kediyi uyandırmamak için entarisini kesen, evinde yer süpüren, çocuklarını sırtına alıp oynayan, mütevazi bir insan. Milyonları yöneten bir toplum lideri olduğunda, bu mütevaziliğin işleri çığırından çıkarması normal. Bu sebeple Kuran, ara ara peygamberinin yaşamına destek verir. Hatırlamak gerek ki Muhammed, kendi sözlerini Allah kelamına çevirmedi. Bir ayet gelmedikçe Muhammed, bir beşerden ibaretti. Yok, benim gözümde öyle bir şey canlanmıyor, sırf egosu, çıkarları için insanları aldatan, insanları birbirine düşüren bir insan canlanıyor. Kureyza'da teslim olmuş 700-800 yahudi erkeğini katlettiren, kadın ve çocuklarını köle yapan da Muhammed değil mi? Kucağındaki kedi uyumasın diye entarisini kesiyormuş, kediyi rahatsız etmemek aklına geliyor da insanları katletmemek, suikastle öldürtmemek, köle yapmamak neden aklına gelmiyor? Kuran peygamberin yaşamına karılarını tehdit ederek, ona bol miktarda bakire ve dul eşler verebileceğini söyleyerek mi destek veriyor? Bir adamın 9-10 karısı olması, 9 yaşında bir çocukla evlenmesi, evlatlığının karısı ile evlenmesi onu nasıl tekamül ettiriyor? Hangi alanda tekamül ettiriyor? Cinsel alanda mı? Aşağıdaki ayette gayet iyi destek vermiş Muhammed'e. Ahzab/50. Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. Ayrıca, diğer mü’minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mü’min kadını da (sana helâl kıldık.) Mü’minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. Bu adam insanlığa mesaj vermek için mi dünmyaya gelmiş yoksa harem kurmak için mi? Bir de özel bir ayrıcalık tanınmış, diğer müslümanlar evlenirken mehir vermek zorunda iken, Muhammed'e mehirsiz kendini bağışlayan ve onun da istediği kadınlar helal edilmiş. Bir diğer konu, mistik metinlerin sıfırdan bir toplum yaratmadıkları, ancak mevcut olanı daha iyiye, güzele dönüştürdükleridir. Yani Kuran'da anlatılanlar, istenen yeni toplum değil ama, o toplumun o gününün örf ve adetleri üzerinden, Kuran'ın bakışı açısını örneklemek. Kuran, kişinin kendiyle ve Allah ile ilişkilerini düzenler. Gerisini ise önce yerel kanunlara, sonra yerel örf ve adetlere bırakır. Kuran'ın tek yaptığı 1400 yıl öncesi arap anlayışını insanlara sunmak. Hiç bir şeyi iyiye ve güzele dönüştürdüğü yok, sadece daha da çirkinleştiriyor, kötüleştiriyor. Elbette. Her sözüm Kuran ayetleri üzerine. Ama uzman olmadığımdan, size verdiğim pek çok ayeti toparlayıp buraya getirmek büyük bir emek. Ve bunlara cevap da vermiyorsunuz. Tüm insanlığa gönderildiği iddia edilen bir kitabı anlamak için uzman mı olmaya gerek var? Okuduğunu anlamak yeterli değil mi? Bir de konum Kuran değil, Bir. Kuran, Bir'in bu coğrafyadaki dili. Hepimizin bildiği Kuran olduğu için, Kuran dili ile konuşuyoruz. Sen bir dediğin şeyi Kuran'ın üstüne bina etmiyor musun? Hepimiz Kuran'ı biliyor derken kimleri kastediyorsun? Daha son bir kaç onyıla kadar Kuran'ın kaç tercümesi vardı? 1300 yıldır tüm insanlığa göderildiği iddia edilen Kuran kaç kişiye ulaştı, kaç kişi bu kitabı okudu? Mesela 1200 yılında ortada kaç tane Kuran vardı? O dönemde kaç kişi Kuran'ı okudu? Link to post Sitelerde Paylaş
ad hominem 0 Ocak 6, 2014 gönderildi Raporla Share Ocak 6, 2014 gönderildi Tanrı tekamülü emir etmez, davet eder. Çünkü herşey ancak vakti gelince. O halde bu dünyada bitmeyen tekamül, Ölümden sonra devam etmek zorunda. Bu dünyayı hangi haldeyken bıraktıysak, Ölümden sonra da o halin içine doğarız. Ne eksik, ne fazla. Etrafta din mistisizm ve bilimum deli saçması propagandası yapan herkes böyle kendinden emin konuşur. Bazılarını anlayabiliyorsun, ellerinde bir kitap var ona göre atıp tutuyorar. Ama senin yazdıkların hiçbir kitaba da uymuyor. Nedir bu bilginin kaynağı? Senin yaşam tecrübelerin ve şahsi düşüncelerin mi? Sen peygamber misin? Link to post Sitelerde Paylaş
Bir 0 Ocak 6, 2014 gönderildi Raporla Share Ocak 6, 2014 gönderildi Masum insanları öldürüp de mutlu bir şekilde ölen biri suç işlemiş midir? Link to post Sitelerde Paylaş
ozkanates 0 Ocak 7, 2014 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 7, 2014 gönderildi İlk iki-üç mesaj dışında başlıkta yazılanların hiç birini okumadım; diyeceklerimi muhtemelen başkaları da söylemiştir. Sevgi, adalet ve birlik duygularına sahip olmak için hiçbir dine ihtiyaç yok. Bunlar zaten içimizde olan, yalnızca keşfedilmeyi bekleyen duygular. İyi bir büyüme alanı ve bu erdemleri öne çıkaran bir eğitim sistemiyle yapılmayacak bir şey değil. Katılıyorum, iyi bir büyüme alanı sevgiyi öğretir (ve zaten sevgiden başka bir şey de yok). Ancak, ister dindar ister ateist olalım, çoğunlukla tam tersi koşullarda yetişiyoruz. O yüzden sevgiyi keşfetme süreçleri yaşanıyor. Mistisizm/din, önceki 50.000 yılın deneyimlerinin özeti. Çölü haritalı ve haritasız geçmek arasındaki fark. Harita mecburi değil, ama faydası çok. İsteyen öyle, isteyen böyle. Link to post Sitelerde Paylaş
ozkanates 0 Ocak 7, 2014 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 7, 2014 gönderildi Dinsizim ama iddia ediyorum ki sevme potansiyelim çoğu dindarınkinden kat be kat üstün! Sevgiden başka bir şey olmadığından, Kardeşlerimi dinsiz ve dindar diye ayırmaktan kendimi tenzih ederim. Link to post Sitelerde Paylaş
ozkanates 0 Ocak 7, 2014 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 7, 2014 gönderildi (düzenlendi) Senin zulüm dediğin şey Muhammed'e inanmamak. Bir insana inanmamak nasıl zulüm oluyor? Eski zulüm iktidarını yıkıp kendi zulüm iktidarını getirince değişen ne olmuş oluyor? Zulüm her an var. Bu yüzden sürekli devrim hareketleri oluyor, Dünya tekrar ve tekrar şekilleniyor. Muhammed'inki bunlardan biri. Daha da bir çokları olacak. Ganimet ve iktidar uğruna insanları yerinden yurdundan etmek, mallarını, mülklerini yağmalamak, zulüm değil mi? Muhammed yağma ve talan malı olan ganimetin beşte birine konmuyor muydu? Yok, benim gözümde öyle bir şey canlanmıyor, sırf egosu, çıkarları için insanları aldatan, insanları birbirine düşüren bir insan canlanıyor. Kureyza'da teslim olmuş 700-800 yahudi erkeğini katlettiren, kadın ve çocuklarını köle yapan da Muhammed değil mi? Kucağındaki kedi uyumasın diye entarisini kesiyormuş, kediyi rahatsız etmemek aklına geliyor da insanları katletmemek, suikastle öldürtmemek, köle yapmamak neden aklına gelmiyor? http://tr.wikipedia....leÅŸtirisi : "... bilgileri bulunmakla birlikte bu uygulamaların tarihsel gerçekliği tartışmalı bir konudur". Gördüğünüz gibi, elde zandan başka birşey yok. O da 23 yıldaki tek bir olay. Aslını, nedenini niçinini bilemeyeceğimiz tek bir olay. Ve diyelim ki doğru... hiçbir devrim kendinden öncesini resetlemez. Yeni olan, zaman içinde, kuşaklar yenilendikçe eski olanın içinde yeşerir. Aynı Mustafa Kemal Türkiyesi gibi. Kuran'da anlatılan olaylar, "yap-yapma listesi" değil. Mananın dönemin ve coğrafyanın kanun, örf ve adetlerine uygulanışı. İstenen, o mananın anlaşılması ve bugünkü dünyaya uygulanması. Geleneksel görüşteki kardeşlerin manayı bilmeyip şekli kopyalamaları, Ve ateist kardeşlerin manayı bilmeyip şekli yargılamaları aynı. Birbirlerini zıt biliyorlar ama ancak aynadaki zıtlık kadar zıtlar. Musa soruyor da ne yapıyor, gözü önünde bir çocuğun katledilmesine seyirci kalıyor. Ne uğruna? Adam ona bilgelik öğretecekmiş. Hangi insan bu kişi bana bir şeyler öğretecek diye o kişinin bir çocuğu öldürmesine seyirci kalır? Demek peygamberlik seviyesine ulaşmak için çocuk öldürmek ve buna seyirci kalmak gerekiyor. Bu mu tekamül? Bu öyküdeki çarpıklığı, sapıklığı görmek bu kadar mı zor? Çocuk öldürmenin tekamülle, insanlıkla ne ilgisi var? Ne gibi bir ders çıkarılabilir ki bundan? Çıkarılacak tek ders insanların kör inanç uğruna her türlü pisliğe, sapıklığa ve zalimliğe göz yumduğu dersi çıkarılır. Musa ile aynı şeyleri söylediğinize dikkat çekmiştim. Sadece görmek için baktıklarımızı görüyoruz. Evren bir ayna, gördüklerimiz kendimizden ibaret. "Allah zulmetmez, onlar kendi özbenliklerine zulüm ederler". Kullandığınız sıfatlardan sizi tenzih ederim. Dünyanın her tarafında çocuklar, yetişkinler öldürülüyor, hırs için, nefret için. Nefrete ayırdığımız bunca enerji, vakti gelince sevgiye dönüşüyor. Bizler, çocuklar için birşeyler yapma imkanına hergün sahibiz. Vakti gelince de yapıyoruz. Herşey vaktince. . Ocak 7, 2014 tarihinde ozkanates tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Bir 0 Ocak 7, 2014 gönderildi Raporla Share Ocak 7, 2014 gönderildi Her şey neden sevgiden ibaret? Sevgi, bir beyin fonksiyonu. Nasıl ki "ben" denen şey bir yanılsamaysa, sevgi de yanılsama. Link to post Sitelerde Paylaş
ozkanates 0 Ocak 7, 2014 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 7, 2014 gönderildi Kuran peygamberin yaşamına karılarını tehdit ederek, ona bol miktarda bakire ve dul eşler verebileceğini söyleyerek mi destek veriyor? Muhammed'in yaşamına ait ayetleri yukarıda açıklamıştım. Cevabıma cevap verilene kadar cevabım bu. Bir adamın 9-10 karısı olması, 9 yaşında bir çocukla evlenmesi, evlatlığının karısı ile evlenmesi onu nasıl tekamül ettiriyor? Hangi alanda tekamül ettiriyor? Cinsel alanda mı? Bu adam insanlığa mesaj vermek için mi dünmyaya gelmiş yoksa harem kurmak için mi? Kuran, kişinin kendisi ve Allah ile ilişkilerini düzenler. Beşeri konular, önce yerel kanunlara, orada yoksa yerel örf ve adetlere bırakılır. Muhammed'in örf ve adetinde evliliğin bu şekilleri vardı, bizimkinde yok. Hepsi bu. Aşağıdaki ayette gayet iyi destek vermiş Muhammed'e. Ahzab/50. Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. Ayrıca, diğer mü’minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mü’min kadını da (sana helâl kıldık.) Mü’minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. Bir de özel bir ayrıcalık tanınmış, diğer müslümanlar evlenirken mehir vermek zorunda iken, Muhammed'e mehirsiz kendini bağışlayan ve onun da istediği kadınlar helal edilmiş. Demek adaletsizlik bulmak için mehir parasına kadar geldik Konu hakkında bilgim yok, öğrenecek olursam size döneceğim. Tüm insanlığa gönderildiği iddia edilen bir kitabı anlamak için uzman mı olmaya gerek var? Okuduğunu anlamak yeterli değil mi? Konu, Kuran'ı ezbere bilmemem sebebiyle... bir ayeti bulmak için harcadığım emek. www.kuran.gen.tr 'de tek tek kelime taratmam ve sayfalarca ayeti taramam gerekiyor. Cevap verirken üst kısmı okumanızı rica edeceğim, Aksi takdirde bu kadar dallanan sohbetten kopuluyor. Sen bir dediğin şeyi Kuran'ın üstüne bina etmiyor musun? Hepimiz Kuran'ı biliyor derken kimleri kastediyorsun? Daha son bir kaç onyıla kadar Kuran'ın kaç tercümesi vardı? 1300 yıldır tüm insanlığa göderildiği iddia edilen Kuran kaç kişiye ulaştı, kaç kişi bu kitabı okudu? Mesela 1200 yılında ortada kaç tane Kuran vardı? O dönemde kaç kişi Kuran'ı okudu? Tanrı hiçbir yarattığını dışlamaz. Her birine onun kendi dilinde, onun anlayacağı şekilde seslenir. Kuran, bu dillerden biri. Ateizm başka biri. Tanrı'nın dininden başka din mi var. Link to post Sitelerde Paylaş
sağduyu 0 Ocak 7, 2014 gönderildi Raporla Share Ocak 7, 2014 gönderildi Muhammed'in yaşamına ait ayetleri yukarıda açıklamıştım. Cevabıma cevap verilene kadar cevabım bu. Kuran, kişinin kendisi ve Allah ile ilişkilerini düzenler. Beşeri konular, önce yerel kanunlara, orada yoksa yerel örf ve adetlere bırakılır. Muhammed'in örf ve adetinde evliliğin bu şekilleri vardı, bizimkinde yok. Hepsi bu. Araplarda bir kişinin evlatlığının karısı ile evlenmesi hoş karşılanmıyor, evlatlığı öz evlat yerine konuyor, madem Kuran yerel kanunlara, örf ve adetlere bırakıyorsa neden bu anlayışı değiştirmiş, Muhammed evlatlığı Zeyd'in karısını aldığından gelen kınamaları önlemek için? Bir toplumda eşcinsel ilişki normal karşılanırken Kuran neden lanetlemiş, neden bir kavmi sırf bu sebeple yok etmiş Allah? Şimdi bazı ülkelerde eşcinsel evlilik yasal oldu, eee, Kuran'a göre bu da olur mu diyeceksin? Muhammed örnek olsun diye seçilmemiş mi Kuran'a göre? Bir insan 9 yaşındaki bir çocukla evlenmesi, 9-10 karısı olması, cariyeleri olması nasıl bir örnek oluyor insanlığa? Demek adaletsizlik bulmak için mehir parasına kadar geldik Konu hakkında bilgim yok, öğrenecek olursam size döneceğim. Konu mehir parası değil, mehir her müslüman erkeğe farz olduğu halde Muhammed'e ayrıcalık yapılması. Kuran'da adaletsizlikten bol ne var ki? Bir erkeğin 4 kadınla evlenme izni, erkeğin mirastan kadının iki kat pay alması adaletsizlik değil mi? Bir kadının kocası öldükten sonra evlenme hakkı varken neden Muhammed'in karılarının evlenme hakkı yok? Senin Allah'ının hangi işinde adalet var ki? Başta olmayan adalet sonda nasıl olacak? Konu, Kuran'ı ezbere bilmemem sebebiyle... bir ayeti bulmak için harcadığım emek.www.kuran.gen.tr 'de tek tek kelime taratmam ve sayfalarca ayeti taramam gerekiyor. Cevap verirken üst kısmı okumanızı rica edeceğim, Aksi takdirde bu kadar dallanan sohbetten kopuluyor. Ben "Bütün insanlığa gönderildiği iddia edilen Kuran'ı anlamak için uzman olmak mı gerek? Okuduğunu anlamak yetmiyor mu?" demişim, senin verdiğin cevaba bak. Tanrı hiçbir yarattığını dışlamaz.Her birine onun kendi dilinde, onun anlayacağı şekilde seslenir. Kuran, bu dillerden biri. Ateizm başka biri. Tanrı'nın dininden başka din mi var. İnsan yalan söyler ama bu kadar da açıkça söylemez ki! Ayıp yahu! Allah insanı dışlamazmış, dışlamakla kalsa iyi, bir de Muhammed'e inanmadıkları için sonsuza kadar işkenceler içide yakıyor. Ateizm de din falan değil, daha sen kelimelerin, kavramların anlamını bilmiyorsun, bir de ahkam kesiyorsun. Link to post Sitelerde Paylaş
ozkanates 0 Ocak 8, 2014 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 8, 2014 gönderildi Etrafta din mistisizm ve bilimum deli saçması propagandası yapan herkes böyle kendinden emin konuşur. Bu biraz haksızlık oldu. "Bilgi"nin bilinemez niteliğinden, Ve dolayısıyla kendimin de diğer herkes gibi bilmiyor olduğundan bahseden benken, "Kendinden emin konuşmak"ın ne anlamı olur. Bazılarını anlayabiliyorsun, ellerinde bir kitap var ona göre atıp tutuyorar. Ama senin yazdıkların hiçbir kitaba da uymuyor. Çünkü elindeki kitabı savunanlar, kendi kitabını doğru biliyor. "Herkes elindekiyle sevinir ve övünür" Bense tüm kitapları. Ve kitabı olmayanları. "Allah sizi topluluklar halinde yarattı, hanginizin daha hayırlı olduğunu sadece Allah bilir" Cevabın "hepsi" olmaması için bir sebep yok. Tüm kitap sahibi olanlar ve olmayanlar. Nedir bu bilginin kaynağı? Senin yaşam tecrübelerin ve şahsi düşüncelerin mi? Sen peygamber misin? Birkaç kitabı dikkatlice okumaktan başka sıfatım yok. Kaldı ki peygamberler de bizler gibi kardeşler/arkadaşlar, bizlerden gayrı değiller. Link to post Sitelerde Paylaş
ozkanates 0 Ocak 8, 2014 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 8, 2014 gönderildi Masum insanları öldürüp de mutlu bir şekilde ölen biri suç işlemiş midir? Bu mesaja yanıt vermiştim, görmemiş olabilirsiniz diye aşağıya alıntıladım. Görmüşseniz, soruyu açar mısınız. İçtiği sigaranın izmaritini yere atmak, İnsana bir tür üstünlük duygusu sağlar, haz verir. İzmariti çöpe, yoksa cebe atmak ise daha büyük bir haz. İkinciyi öğrenen, birinciye dönmek istemez artık. Cinayetin hazzı da böyle. Sadece daha iyisini bilene kadar haz. Link to post Sitelerde Paylaş
ozkanates 0 Ocak 8, 2014 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 8, 2014 gönderildi Her şey neden sevgiden ibaret? Sevgi, bir beyin fonksiyonu. Nasıl ki "ben" denen şey bir yanılsamaysa, sevgi de yanılsama. Sevgi hem kendisi bir sıfat, hem de diğer tüm sıfatları içeren sıfat. Onun sıfat halini deneyimlerken, o bir beyin fonksiyonu. Bu sevginin objeleri var, sevgiyi o objeler üzerinde deneyimleriz. Neyin sevgi objesi olacağını, neyin olmayacağını benlik yanılsaması seçer. Benlik yanılsaması çözülmeye başladığında ise sevgi, Diğer tüm sıfatları içeren sıfat olarak tezahür etmeye başlar. O her şeydedir ve her şey odur. Çünkü benlik yanılsaması zayıfladıkça... Yanılsamanın örttüğü "benlik olmayan, sonsuz olan" belirmeye başlar. Burada sevgi artık bir edim değil, seçilmiş objeler değil, seçim değil. Sadece "zaten olduğumuz hal". Sevgiyi seçmeyiz, üretmeyiz... Sadece "zaten olduğumuz hal" tezahür eder ve bu sevgidir. Nereden biliyoruz? dersek... Gençliğimden beri benliğim çözüldükçe, yerini sevginin doldurduğunu gördüm. "Şeylere duyduğum sevgi" değil, sadece sevgi. Halen kocaman bir benliğim var. Ama mistisizm bana... "Benlik yanılsaman kalkacak ve kalktığında sadece sevgi, içinde senin dahi olmadığın sonsuz bir sevgi kalacak" Dediğinde bu konsepti tasavvur edebiliyorum. Başka nasıl olabileceği konusunda başka bir fikrim yok, olanı da duymadım. Ve bu konsept, geçmişten gelen yolculuğumu, geçmişteki konseptlerimden kat kat hızlandırıyor. Özetle, Kalpte böyle hissediyorsak böyle. Böyle hissetmiyorsak, nasıl hissediyorsak öyle. Link to post Sitelerde Paylaş
Yâdellerdeki Yurtdaş 0 Ocak 8, 2014 gönderildi Raporla Share Ocak 8, 2014 gönderildi Özetle, Kalpte böyle hissediyorsak böyle. Böyle hissetmiyorsak, nasıl hissediyorsak öyle. Ama ben, kalple değil, beynimle hissederim. Haaaa! Anladık; bu, bir mecâz. Link to post Sitelerde Paylaş
ozkanates 0 Ocak 8, 2014 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 8, 2014 gönderildi Araplarda bir kişinin evlatlığının karısı ile evlenmesi hoş karşılanmıyor, evlatlığı öz evlat yerine konuyor, madem Kuran yerel kanunlara, örf ve adetlere bırakıyorsa neden bu anlayışı değiştirmiş, Muhammed evlatlığı Zeyd'in karısını aldığından gelen kınamaları önlemek için? Muhammed örnek olsun diye seçilmemiş mi Kuran'a göre? Bir insan 9 yaşındaki bir çocukla evlenmesi, 9-10 karısı olması, cariyeleri olması nasıl bir örnek oluyor insanlığa? Konu mehir parası değil, mehir her müslüman erkeğe farz olduğu halde Muhammed'e ayrıcalık yapılması. Kuran'da adaletsizlikten bol ne var ki? Bir kadının kocası öldükten sonra evlenme hakkı varken neden Muhammed'in karılarının evlenme hakkı yok? Senin Allah'ının hangi işinde adalet var ki? Başta olmayan adalet sonda nasıl olacak? Muhammed'in yaşamına ait cevaplarım cevaplanana kadar cevabım bu. Bir toplumda eşcinsel ilişki normal karşılanırken Kuran neden lanetlemiş, neden bir kavmi sırf bu sebeple yok etmiş Allah? Şimdi bazı ülkelerde eşcinsel evlilik yasal oldu, eee, Kuran'a göre bu da olur mu diyeceksin? Evren, tekamül üzerine kurulu. İnsan, ruhsal tekamül aşamasına ulaşmış ruh. Mistik metinler, tekamül rehberleri. İstenenler, tekamülü hızllandıranlar. İstenmeyenler, tekamülü yavaşlatanlar. Emir ve yasak yok, yol gösterme var, O da sadece, tekamülde vakit geldikçe. Tekamülde ilerleyip hızlandıkça, Nefsin aşırılıkları, bir engel haline gelir. Çünkü tüm enerjiyi emer, algıları kapatır. Cinsellik, yemek, zenginlik, güç, çocuk, alkol, sigara. Her neyde aşırıya gidilirse. Bir kavmin komple eşcinsel olması, Cinsellik örneğin üzerinden aşırıya gitmeyi tanımlıyor. Nefsin aşırılıkları ile ilgili güzel bir yazı: http://www.ihsanelia...uzza-menat.html Bir erkeğin 4 kadınla evlenme izni adaletsizlik değil mi? Kuran'da hiyerarşi: 1- Kuran: Kişinin kendisi ve Allah ile olan ilişkisini düzenler. Her tür diğer kişi ve kurumun müdahelesine kapatılmış. 2- Kanun: Kişinin toplum ile ilişkisini düzenler. Bölgesel kanun koyucu ve uygulayıcılara bırakılır, dini hükümleri yok. 3- Örf-adet: Bölgesel kanunlarda belirtilmeyen konular, bölgesel örf ve adetlere bırakılır, dini hükümleri yok. Görülüyor ki Kuran, laik... bu dünya ve öbür dünyanın işlerini ayırıyor. Kişinin vicdanı ile olan ilişkisini düzenleyerek, bu dünya ile olan ilişkisini düzenler. Yani doğrudan değil, dolaylı yaklaşım yapar. Bu açıdan bakınca, Kuran'da anlatılan olaylar da, birer yap-yapma listesi değil, insancıl bakış açısını tanımlamak için seçilmiş örnek vakalar. Çokeşlilik mevzusu da, hem izin vererek hem de ağır koşullara bağlanarak... ortada bırakılmış, başka deyişle yerel kanun, örf ve adetlere devredilmiş. Neden ortada? Çünkü çokeşlilik, tüm toplumlarda ve tüm zamanlarda, ne kadar yasaklanırsa yasaklansın yürüyen bir müessese. Dünya şu anda da zaten çokeşli, ama gayrı-resmi. Konu, çokeşliliğin yapılıp yapılmayacağı değil, sadece meşru sahaya çekilip çekilmeyeceğinden ibaret. Bunu da her bölgenin insanı, kendi kanun, örf ve adetlerine göre kendisi belirleyecek. Erkeğin mirastan kadının iki kat pay alması adaletsizlik değil mi? Bir kadının kocası öldükten sonra evlenme hakkı varken neden Muhammed'in karılarının evlenme hakkı yok? Dönemin örf ve adetlerinde, Kuran kadına daha az miras vermedi, Kuran kadına miras verdi. Kadının miras hakkını, örf ve adetlerin içine soktu, hükme bağladı. Kadının miras hakkı bir kez hükme bağlanınca, bunun ne miktarda olacağı yerel örf ve adetlere devrolur. 2'ye 1 oranı, Muhammed zamanının ve şimdinin pek çok coğrafyasına uygundur. Çünkü geçim sorumluluğu halen pek çok evin erkeğinin üzerindedir. Eşlerin eşit sorumluluk/yük/gelir sahibi olduğu toplumlarda; ayrılık durumunda kadının geçimini başka bir erkeğe sağlatamayacağı, erkeğin de başka bir kadına (ve varsa onun çocuklarına) bakmak zorunda kalmayacağı kültürlerde, elbetteki 1'e 1 oranı makuldur. Hatta gelişmiş ülkelerde görülebildiği üzere, çift, adamın evde kalıp çocuklara bakması, bayanın ise dışarıda kariyer yapması üzerine evlenmiş ise, oranın 1'e 2, yani adamın 1, kadının 2 almasında da bir mahsur yok. Ben "Bütün insanlığa gönderildiği iddia edilen Kuran'ı anlamak için uzman olmak mı gerek? Okuduğunu anlamak yetmiyor mu?" demişim, senin verdiğin cevaba bak. Söylemediğim birşeyi bana isnat ettiniz, onu belirttim. Ama sorun yok, gene cevaplayayım. Kuran kendi ile ilgili tek bir metodoji sunar: Gecenin belli bir kesidinde, yavaş yavaş ve üzerinde derin derin düşünerek Kuran okumak. Diğer herşey, insanların kendi keyiflerine göre düzenledikleri alışkanlıklar, örf ve adetler. Alimler/uzmanlar ise, Kuran'da melekler ile aynı hizaya konurken, Bu alimlerin peşine düşenleri yerden yere vurulur. Çünkü kimse kimseye birşey öğretemez. Bütün bilgiler zaten içimizde mevcut. Onlara ulaşmak için gereken ilham ise herşeyde. İnsan yalan söyler ama bu kadar da açıkça söylemez ki! Ayıp yahu! Allah insanı dışlamazmış, dışlamakla kalsa iyi, bir de Muhammed'e inanmadıkları için sonsuza kadar işkenceler içide yakıyor. Cehennem konusunda cevabım cevaplanana kadar cevabım bu. Ateizm de din falan değil, daha sen kelimelerin, kavramların anlamını bilmiyorsun, bir de ahkam kesiyorsun. Bilginin niteliği konusunda cevabım cevaplanana kadar cevabım bu. Link to post Sitelerde Paylaş
ozkanates 0 Ocak 8, 2014 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 8, 2014 gönderildi Ama ben, kalple değil, beynimle hissederim. Haaaa! Anladık; bu, bir mecâz. Link to post Sitelerde Paylaş
ehl-i dünya 0 Ocak 8, 2014 gönderildi Raporla Share Ocak 8, 2014 gönderildi ozkanates tamamen boş laf ediyorsun. bir yığın saçmalık.. birşeyden bahsettiğini sanıyorsun, oysa yaptığın sadece laf salatası. sen hakikat yolunda yanlış yollara sapmışsın, ama doğru olduğun kanısına saplanıp girdiğin labirentten çıkamamışsın. eşşeğini pazarda unutan nasrettin hocanın kayboldu zannetmesi gibi. kısacası sen bir cahilsin. ha, diyeceksin ki sen de laf kalabalığı etme, varsa cevabın öyle konuş. bak kardeşim. ben 7 senedir buradayım. senin gibi yüzlercesi geldi geçti bu kervandan. zamanında büyük bi şevk ve azimle cevap verirdim. ama o kadar kabak tadı verdiniz ki, açıkçası artık tenezzül etmiyorum. sağlıcakla... Link to post Sitelerde Paylaş
ozkanates 0 Ocak 8, 2014 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 8, 2014 gönderildi ozkanates tamamen boş laf ediyorsun. bir yığın saçmalık.. birşeyden bahsettiğini sanıyorsun, oysa yaptığın sadece laf salatası. sen hakikat yolunda yanlış yollara sapmışsın, ama doğru olduğun kanısına saplanıp girdiğin labirentten çıkamamışsın. eşşeğini pazarda unutan nasrettin hocanın kayboldu zannetmesi gibi. kısacası sen bir cahilsin. ha, diyeceksin ki sen de laf kalabalığı etme, varsa cevabın öyle konuş. bak kardeşim. ben 7 senedir buradayım. senin gibi yüzlercesi geldi geçti bu kervandan. zamanında büyük bi şevk ve azimle cevap verirdim. ama o kadar kabak tadı verdiniz ki, açıkçası artık tenezzül etmiyorum. sağlıcakla... Geleneksel görüşten kardeşlerin, Zahiri sevip batına kızmaları yeni değil. Dinler tarihi kadar eski. Bugün burada çözecek de değiliz. Söyleyecek sözü olanı dinliyorum. Kötü sözle idare edene kızmıyorum. Bugün olmazsa yarın olur, Sohbet olur, güzel olur. Bir dosttan alıntı: Her insanın diğerine öğretecek bir şeyi var. Hiçbir şeyi olmayan da sabretmeyi öğretir. Link to post Sitelerde Paylaş
ehl-i dünya 0 Ocak 8, 2014 gönderildi Raporla Share Ocak 8, 2014 gönderildi Geleneksel görüşten kardeşlerin, Zahiri sevip batına kızmaları yeni değil. Dinler tarihi kadar eski. Bugün burada çözecek de değiliz. Söyleyecek sözü olanı dinliyorum. Kötü sözle idare edene kızmıyorum. Bugün olmazsa yarın olur, Sohbet olur, güzel olur. Bir dosttan alıntı: Her insanın diğerine öğretecek bir şeyi var. Hiçbir şeyi olmayan da sabretmeyi öğretir. Link to post Sitelerde Paylaş
Bir 0 Ocak 8, 2014 gönderildi Raporla Share Ocak 8, 2014 gönderildi ozkanates, Şu ana kadar bu konunun altında yazdığınız birçok şeye katılıyorum. Çok güzel düşünceler var. Ama anlamadıklarım da var. Gözünüzde bilim nedir? Ruh nedir? Link to post Sitelerde Paylaş
sağduyu 0 Ocak 8, 2014 gönderildi Raporla Share Ocak 8, 2014 gönderildi Muhammed'in yaşamına ait cevaplarım cevaplanana kadar cevabım bu. Kıvıracak bir şey bulamadım diyorsun yani Evren, tekamül üzerine kurulu.İnsan, ruhsal tekamül aşamasına ulaşmış ruh. Mistik metinler, tekamül rehberleri. İstenenler, tekamülü hızllandıranlar. İstenmeyenler, tekamülü yavaşlatanlar. Emir ve yasak yok, yol gösterme var, O da sadece, tekamülde vakit geldikçe. Tekamülde ilerleyip hızlandıkça, Nefsin aşırılıkları, bir engel haline gelir. Çünkü tüm enerjiyi emer, algıları kapatır. Cinsellik, yemek, zenginlik, güç, çocuk, alkol, sigara. Her neyde aşırıya gidilirse. Bir kavmin komple eşcinsel olması, Cinsellik örneğin üzerinden aşırıya gitmeyi tanımlıyor. Nefsin aşırılıkları ile ilgili güzel bir yazı: http://www.ihsanelia...uzza-menat.html Evren tekamül üzerine İslam yerinde sayma üzerine kurulu. Kuran'da hiyerarşi:1- Kuran: Kişinin kendisi ve Allah ile olan ilişkisini düzenler. Her tür diğer kişi ve kurumun müdahelesine kapatılmış. 2- Kanun: Kişinin toplum ile ilişkisini düzenler. Bölgesel kanun koyucu ve uygulayıcılara bırakılır, dini hükümleri yok. 3- Örf-adet: Bölgesel kanunlarda belirtilmeyen konular, bölgesel örf ve adetlere bırakılır, dini hükümleri yok. Görülüyor ki Kuran, laik... bu dünya ve öbür dünyanın işlerini ayırıyor. Kişinin vicdanı ile olan ilişkisini düzenleyerek, bu dünya ile olan ilişkisini düzenler. Yani doğrudan değil, dolaylı yaklaşım yapar. Bu açıdan bakınca, Kuran'da anlatılan olaylar da, birer yap-yapma listesi değil, insancıl bakış açısını tanımlamak için seçilmiş örnek vakalar. Çokeşlilik mevzusu da, hem izin vererek hem de ağır koşullara bağlanarak... ortada bırakılmış, başka deyişle yerel kanun, örf ve adetlere devredilmiş. Neden ortada? Çünkü çokeşlilik, tüm toplumlarda ve tüm zamanlarda, ne kadar yasaklanırsa yasaklansın yürüyen bir müessese. Dünya şu anda da zaten çokeşli, ama gayrı-resmi. Konu, çokeşliliğin yapılıp yapılmayacağı değil, sadece meşru sahaya çekilip çekilmeyeceğinden ibaret. Bunu da her bölgenin insanı, kendi kanun, örf ve adetlerine göre kendisi belirleyecek. Kuran'da hiyerarşi: 1. Muhammed, 2. Ashabı, 3. Erkek müminler, 4. Kadın Müminler, 5. Mümin erkek köleler, 6. Mümin kadın köleler, 7. Ehli kitap, 8. Müşrikler, kafirler, vs. Madem kişinin toplumlar ilişkisi yerel kanun, örf ve adetlere bağlı, o zaman neden Kuran bu konulara dair ahkam kesiyor? Neden hırsızın kolunu kesin, zina edeni sopalayın, mirası şöyle dağıtın falan diyor? Sen neye dayanarak Allah adında bir tanrı olduğunu iddia ediyorsun? Kuran'ı Allah adında bir tanrının yukardan attığını gördün mü, Muhammed'i elçi seçtiğini gördün mü? Madem Allah var, kitap gönderiyor, neden ben şimdiye kadar ben görmedim? Bana neden haber vermiyor? İlle de 1400 yıl önceki araplara inanmak zorunda mıyız? Var mı öyle Muhammed'le, İsa ile, Musa ile iletişime geçip de benle geçmemek? Burada adalet nerede? Dönemin örf ve adetlerinde, Kuran kadına daha az miras vermedi, Kuran kadına miras verdi. Kadının miras hakkını, örf ve adetlerin içine soktu, hükme bağladı. Kadının miras hakkı bir kez hükme bağlanınca, bunun ne miktarda olacağı yerel örf ve adetlere devrolur. 2'ye 1 oranı, Muhammed zamanının ve şimdinin pek çok coğrafyasına uygundur. Çünkü geçim sorumluluğu halen pek çok evin erkeğinin üzerindedir. Eşlerin eşit sorumluluk/yük/gelir sahibi olduğu toplumlarda; ayrılık durumunda kadının geçimini başka bir erkeğe sağlatamayacağı, erkeğin de başka bir kadına (ve varsa onun çocuklarına) bakmak zorunda kalmayacağı kültürlerde, elbetteki 1'e 1 oranı makuldur. Hatta gelişmiş ülkelerde görülebildiği üzere, çift, adamın evde kalıp çocuklara bakması, bayanın ise dışarıda kariyer yapması üzerine evlenmiş ise, oranın 1'e 2, yani adamın 1, kadının 2 almasında da bir mahsur yok. Neden bir kitap daha gönderip güncelleme yapmıyor? Neden türkçe bir kitap göndermiyor? Türkçe bilmiyor mu yoksa? Bir tanrı hiç sadece 2-3 dilde kitap gönderir mi? Diğer dilleri konuşanlar insan değil mi? Kuran kendi ile ilgili tek bir metodoji sunar:Gecenin belli bir kesidinde, yavaş yavaş ve üzerinde derin derin düşünerek Kuran okumak. Diğer herşey, insanların kendi keyiflerine göre düzenledikleri alışkanlıklar, örf ve adetler. Alimler/uzmanlar ise, Kuran'da melekler ile aynı hizaya konurken, Bu alimlerin peşine düşenleri yerden yere vurulur. Çünkü kimse kimseye birşey öğretemez. Bütün bilgiler zaten içimizde mevcut. Onlara ulaşmak için gereken ilham ise herşeyde. Kuran'ın neresinde bir metodoloji var? Kuran karman çorman bir kitaptır, bir konuyu anlatırken onu bitirmeden başka bir konuya geçer, söylediklerini 3-4 kere tekrar eder, matematik ve bilimsel hatalar yapar, masallarla ve saçmalıklarla doludur. Cehennem konusunda cevabım cevaplanana kadar cevabım bu. İnsan bir tanrının bir insanı sonsuza kadar yakmasına nasıl bir cevap bulabilir ki zaten? Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts