Jump to content

Recommended Posts

cam katı mıdır sıvı mıdır?

cam uzun bir süre durduğunda yerçekimi etkisi ile akma eğilimindedir. süreyi unuttum ancak 1000 yıl gibi bir süre galiba.

Böylelikle sıvının tanımına yeni birşey ekleme gereği duydular.

Akıtılmaya çalışıldığında 5 dakika içinde şekil değişikliği olmuyorsa katıdır. (süreleri unuttum ancak boyle bır durum var)

Tanımlamalarımız her zaman her şeyi karşılamayabiliyor. Ancak daha iyisini yapmak için uğraşıyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fakat bir de şu soruyu sorayım sana tentex, hiçbir dine mensup olmasam, ruhun varlığını kabul edemez miyim?(Kuvvetli bir ispat bulursam). Din propagandasına teslim olmuş bir akıl dedin ya o yüzden sordum.

Bilimsel yöntemin kavramlarını doğaüstü için kullanmayınız. Bilimsel "ispat" ölçülebilir, gözlenebilir ve yinelenebilir yöntemler kullanılarak hipotezlerin doğrulanmasıdır.

Doğaüstülere kuvvetli bir ispat bulabilmeniz

- onları doğaüstü olmaktan çıkartır, zira doğanın birimleri ile ifade edilebilir hale gelmişlerdir

- diğerleri tarafından da doğrulanabildiği için bilimsel bir gerçek halini alır

Şimdiye kadar bunları yapabilen olmadı. Zira gözardı edilen şu ki, doğaüstüler aslında sadece hayal ürününden başka birşey değildir ve "hayalken gerçek olabilen" tek şey metrodur; ruhlar, allahlar, gulyabaniler değil.

Diğer yandan; günün birinde ruhun varlığını doğrulayan deneyimler yaşayabilirsiniz. Herkes yaşar. Beyin bazen özellikle stres altında iken her gün, her an maruz kaldığı kaosu anlamlandırmak için bazı olayları kendince "mucizevi bağlantılarla" ilişkilendirir. Bu deneyimleri sık yaşamaya başlarsanız bir doktora görünmenizde fayda var; zira beyniniz gerçeklikten kopmaya başlamış demektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ya bu ruh denilen şey herkeste yoksa. İnsanlığın büyük kısmı biyolojik bedenden başka bir şeye sahip değilse. Evet o zaman ateistler haklı oluyor. Ama belli bir oranda haklı tabii. İnsanlığın bir kısmı da ruh denilen şeye sahipse. Evren ve boyutlar ile alakalı bir durum olabilir bu. Senin özün kökün nereye uzanıyorsa o kadarsın. Hiç bir yere uzanmıyorsa sadece bedensin ve ölünce her şey bitecek. Tıpkı ateistlerin dediği gibi. Neden olmasın?

Herkesin kendi gerçeği durumu. Bana göre gerçeklik ruhun varlığı üzerine kurulu. Sana göre gerçeklik sadece madde ve enerji üzerine kurulu. Sen de haklısın ben de. Evren ne kadar engin ve zengin. Herkese kendi gerçekliğini yaşatabiliyor.

tarihinde connection tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilimsel yöntemin kavramlarını doğaüstü için kullanmayınız. Bilimsel "ispat" ölçülebilir, gözlenebilir ve yinelenebilir yöntemler kullanılarak hipotezlerin doğrulanmasıdır.

Doğaüstülere kuvvetli bir ispat bulabilmeniz

- onları doğaüstü olmaktan çıkartır, zira doğanın birimleri ile ifade edilebilir hale gelmişlerdir

- diğerleri tarafından da doğrulanabildiği için bilimsel bir gerçek halini alır

Şimdiye kadar bunları yapabilen olmadı. Zira gözardı edilen şu ki, doğaüstüler aslında sadece hayal ürününden başka birşey değildir ve "hayalken gerçek olabilen" tek şey metrodur; ruhlar, allahlar, gulyabaniler değil.

Diğer yandan; günün birinde ruhun varlığını doğrulayan deneyimler yaşayabilirsiniz. Herkes yaşar. Beyin bazen özellikle stres altında iken her gün, her an maruz kaldığı kaosu anlamlandırmak için bazı olayları kendince "mucizevi bağlantılarla" ilişkilendirir. Bu deneyimleri sık yaşamaya başlarsanız bir doktora görünmenizde fayda var; zira beyniniz gerçeklikten kopmaya başlamış demektir.

Evet, haklısın.Belki de ölümsüz olduğumu düşünmek için inanmak istiyorum. Yok olmak fikri beni çıldırtıyor. İnanamıyorum yok olmaya. Hayat bu kadar kısa olamaz.

Ama şunu da kafam almıyor. Yaşamda ruh değilse bile beyinden farklı, bir benlik yoksa senle beni ayıran bir şey de yoktur. Bilgi derecemizin farkından başka. Ama tabi ki yanılıyor olmam çok kuvvetli ihtimal çünkü beyin hakkında tüm bilgim düşünmeye yaradığı ve 2 ye ayrıldığı. Önce senin dediğin gibi beyni araştıracağım. Yoksa bilmediğim bir şey üzerinden konuşup bileceğim bir sonuca varmak istemiş olurum. Ki çok mantıksız bir şey.

Dediğim gibi ölmek istemiyorum...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayat bu kadar kısa olamaz.

Dediğim gibi ölmek istemiyorum...

Düzelteyim: "Bu şekilde ölmek istemiyorum"

Doğru anladıysam eğer, gençsiniz. Henüz elle tutulur bir başarınız yok. Hayatta lafı edilir bir başarınız, beceriniz, ortaya koyabildiğiniz bir ürününüz olmadığı için aslında toplum nazarında bir kimliğiniz de yok. Ben şuyum diyemiyorsunuz. Kendinizi bomboş hissediyorsunuz, öldüğünüzde de hiçbirşey tamamlayamamış olmaktan korkuyorsunuz.

Bu durumda kafanızı şu meşgul ediyor: "neden varım? +1 olmaktan başka özelliğim nedir?" Bu özellik ve diğerlerinden farklılık arayışı da zaten "ruh" veya zeka ile farklılaşma üzerine düşünmenize yol açıyor.

Cahil ve bön insanlar burada kendilerine varlık nedeni olarak daha üstün birilerinin bir bildiği olduğu ve o bilgiye göre kendilerini yarattığı fikrine yönelirler. Düşünürler ki: "Bana çizilen bir yol var, ama henüz zamanım gelmediği, o yola giremediğim için için farkedemiyorum. Günün birinde öyle birşeyler olacak ki ben de varlık nedenimi bulacağım."

Akıl sağlığı yerinde olan insanlar şunun farkındadır: insan makinedir. Madde özelliklerine bağlı olarak gelinen aşamada bu makine artık kendi kendine işleyebilmek için gerekli karar mekanizmalarına sahip hale gelmiştir. Bunun için sebep aramak anlamsızdır. Durum budur, buna göre hareket etmek gerekir.

Akıl sağlığı yerinde olan insanlardan bazıları durumu anladıktan sonra kendi yollarını çizebileceklerinin farkına varırlar. "Hayat"ı algılayabildikleri ölçüde tadını çıkartmaya çalışırlar. Keyif aldıkları bir iş veya işler bulur, bunlarla zaman geçirirler. Bu işler maddi olmak zorunda değildir. Kimi diğer insanlara yol göstermekten keyif alır, kimi diğer insanların sırtından geçinmekten. Nihayet, önemli olan keyif aldığı şekilde yaşamaya çalışmasıdır. Faydalı işlerden keyif alan ve bunları gerçekleştiren insanlar önünde sonunda kendi kimliklerini yaratırlar. Yani hayatta oluş nedenlerini kendileri belirlerler.

Kendinize anlam aramayın. Kendi anlamınızı yaratın.

Şaka ediyor olmalısınız bay Feynman isimli kitapta Richard Feynman özetle şunu anlatır:

Üzerinde uzun zamandır çalıştığı projede artık üretemez hale gelmiştir. Kendi kendini sorgulamaya başlar. Sonra herşeyi bırakır. Kendini onları yapmak zorunda hissetiği her işten soyutlar. Zamanını kafede geçirmeye başlar. Günün birinde kafede bir jonglörün tabakları çubukların ucunda çevirdiğini görür. Görüntüye dalar, nasıl olduğunu anlamaya çalışır. Peçetelere, kağıt parçalarına notlar alır. Tabağın sopa ucunda dönüşünün matematiksel modelini çıkartmaya çalışır. Problem hoşuna gitmiştir ve bir süre bununla uğraşır. Modeli tamamladığında projede birlikte çalıştığı arkadaşına giderek ona da aktarır, bulduğu model aslında projede takıldığı noktayı çözmektedir. Bu proje ile Nobel ödülü kazanır.

Tabak problemini sırf canı istediği için ve keyif aldığı için çözmüştür; kendi konusu ile ilgili olduğunu düşündüğü için değil.

İsmi geçen kitabı mutlaka okuyun.

Kendinizi hoşlandığınız işlere, uğraşlara verin. Hoşlandığı işi yapan insanlar kendi kimliklerini yaratırlar.

Elbette günün birinde bir Feynman olmayabilirsiniz. Günün birinde hiçbirşey de olmayabilirsiniz. Ama hiç değilse tasasız, keyifli bir yaşam sürmüş olursunuz.

tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...