Jump to content

Hızır'ın Çocuk Öldürmesi ve Musa'nın Buna Seyirci Kalması


Recommended Posts

Selam. Kehf suresindeki olayı yorumlamadan önce bir düşüncemi paylaşmak istiyorum. Gelecek, geçmiş ve şuandan farklıdır. Geçmiş yaratılmış, şu an yaratılmakta, lakin gelecek henüz yaratılmamıştır. Henüz yaratılmamış şeylerin bilgisi cismen değil ilmen Allah nezdinde olur. Bu ilim Allah'ın varlıkta yarattığı nedensellikten ileri gelir. Yani iradesi olmayan bütün varlık kurmalı araba gibi, ne yöne ne kadar komut verdiyseniz o kadar gider. Peki insan nedenselliğe göre mi karar verir? Elbette hayır. Eğer böyle olsaydı özgür irade denmezdi buna. Gayrimüslim bir toplumda yaşayan kimsenin günahı neyde orda doğup büyüdü cehennemlik oldu? Yok böyle birşey. İşte bundan dolayı insanın özelliği özgür iradesiyle diğer yaratılana hükmetmektir. Diğer canlılar bunu nedensellik yasasına göre, programlandığı için yapıyorlar. Seçim şansları yok. İnsanı ve hükmettiklerini hesaplanamaz yapanda bu nedenselliğe göre vermediği, tamamen özgür iradesiyle verdiği kararlardır.

Özetle: Allah, insanın ne seçim yapacağını kendisine bırakmıştır, bu O'nun taktiridir. Geçmiş ve şu an yaratıldığı için bilgisi vardır, oysa gelecek yoktur, hesaplanabilen varlığın akıbeti bilinir, ruhlarımızın seçimleri hesaplanamaz.

Şimdi bu zaviyeden Kehf suresini yorumluyorum. En nihayetinde bu kıssanın hissesi (Musa ile X zatın diyaloğu), Allah'ın her an kullarını gözetleyip yardım etmesi, biz farkında olmasakta, başımıza gelenleri yanlışta yorumlasak, işin hakikati bilen o, her an bizimle. Neyse Kehf 74 'e bakalım; bu zat çocuğu öldürüyor. Musa soruncada bir bir açıklıyor. Sonra 80. ayete geldiğimizde zat efendi anlatıyor: "Çocuğa gelince, onun anne ve babası mümin kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve inkar zorunu kullanmasından endişe edip korktuk."

Allah bu çocuğun sinesinin künhünten tutta ayak parmak ucundaki en son hücrenin membranının dış tabakasındaki fosfatidilkolinin son hidrojen elementinin elektronuna varıncaya kadar ilmiyle bilir. Büyüdükçede bu bünyenin hinlik potansiyelini, azdırmaya meyilli olup olmadığını müşahade edebilir. Bu imtihan ile hem ailesinin tekrar Allah'a yönelmesini sağlamış olur -ki gerçek iman sahipleri başlarına gelen kötülükte yaratıcıyı daha çok anıp yaptıklarını gözden geçirirler-. Hem de bu çocuk yüzünden az ihtimalde olsa ailenin küfre sapması ihtimali kalmamıştır.

Ahirete inanmayan biri için bu hayat çok kıymetlidir. Bedenin ölmesiyle herşeyin bittiğini zannedenler çocuğun öldürülmesini vahşet olarak görürler. Ben inançlı biri olarak şunu söylerim: eğer aile çocuktan sonra irade kullanıp küfre bulaşmazsa cennete girer, çocuk zaten iradeli olmadığından azap görecek değildir

Ayrıca iman etmeyenlerin ve geleneksel islamcıların Allah tasavvurunu gözden geçirmesi gerekir. Bizim Allah'ımız en büyük lütuf olan özgür iradeyi vererek imtihan etmek için gönderdi. Geleneksel kader-kaza mantığı Kur'anla taban tabana zıt. Malesef bu Allah tasavvuru nedeniyle sizlerede bol malzeme çıkıyor, Enfal 65-66, Mücadele 12-13, Kehf 74-80 gibi.

Fikir değiştiren bir Allah'ımız olduğunu bilmiyorsunuz.

Hayır gandalf aslında uçabiliyor ancak filmde göstermiyorlar

tarihinde BabyKnight tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 298
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Fikir değiştiren bir Tanrı olabilir mi?Daha ilk başta fikir değiştireceğini bilmiyor muydu?Fikir değiştiren bir

Tanrı demek yazdığını bozan bir Tanrı demektir.Değiştirecekti de baştan niye başka yazdı?

Evet yaratıcı fikir değiştirir. Herşeyi yoktan var eden Allah dilerse yazdığını da bozar. Bizim iman ettiğimiz Allah bize kendisini öyle tanıtıyor. Mutlak hüküm sahibi, dilediği gibi hükmeder. Biz yaptıklarımızdan birilerine karşı sorumluyuz, oysa o yaptıklarından kimseye hesap vermek durumunda değil.

Geleneksel islam anlayışındakilerin ve inkar edenlerin birçoğu zaman ve "şey" tasavvurlarından dolayı Allah'ı yanlış tanıyorlar. Kader-kaza, nasih-mensuh, kabir azabı, deccal-mehdi, kıyamet alametleri vs. türlü imalatlarda hep yanlış Allah ve resul tasavvurunun imalatları. Gömleği baştan yanlış düğümleyince sonda dengesizlik ortaya çıkıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır gandalf aslında uçabiliyor ancak filmde göstermiyorlar

Ne demek istediğini anlamadım.

Yukardaki yazı dinlerin insanları ne hale soktuğunu apaçık gösteriyor. İşte din insanda ne akıl, ne mantık ne de vicdan bırakır, artık o insan bir çocuğun öldürülmesini bile savunur.

Hayır. Çocuğu öldürme emri bizzat Allah tarafından veriliyorsa ben bunun kimin için hayır kimin için şer olduğunu Allah'tan daha iyi bilemeyeceğim için teslimiyet gösteriyorum. Aksi halde isyan etmiş olurum. İsyan edenler cehennemliktir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır. Çocuğu öldürme emri bizzat Allah tarafından veriliyorsa ben bunun kimin için hayır kimin için şer olduğunu Allah'tan daha iyi bilemeyeceğim için teslimiyet gösteriyorum. Aksi halde isyan etmiş olurum. İsyan edenler cehennemliktir.

Bu Allah kendi pis işlerini kendi yapamıyor mu da insanlara yaptırıyor?

Hani imtihan vardı? Ne oldu imtihan?

Çocuğun öldürülme sebebi de ilerde ana babasını küfre sürüklemesinden korkulmasıymış.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet yaratıcı fikir değiştirir. Herşeyi yoktan var eden Allah dilerse yazdığını da bozar. Bizim iman ettiğimiz Allah bize kendisini öyle tanıtıyor. Mutlak hüküm sahibi, dilediği gibi hükmeder. Biz yaptıklarımızdan birilerine karşı sorumluyuz, oysa o yaptıklarından kimseye hesap vermek durumunda değil.

Geleneksel islam anlayışındakilerin ve inkar edenlerin birçoğu zaman ve "şey" tasavvurlarından dolayı Allah'ı yanlış tanıyorlar. Kader-kaza, nasih-mensuh, kabir azabı, deccal-mehdi, kıyamet alametleri vs. türlü imalatlarda hep yanlış Allah ve resul tasavvurunun imalatları. Gömleği baştan yanlış düğümleyince sonda dengesizlik ortaya çıkıyor.

Yaratıcı fikir değiştiren,tutarlı olmayan sıfatlara sahipse bence savunulacak, güvenilecek,saygı duyulacak biri değildir.

Bu özelliklere sahip bir varlık bence evreni yaratacak düzeyde bir varlık da değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet yaratıcı fikir değiştirir. Herşeyi yoktan var eden Allah dilerse yazdığını da bozar. Bizim iman ettiğimiz Allah bize kendisini öyle tanıtıyor. Mutlak hüküm sahibi, dilediği gibi hükmeder. Biz yaptıklarımızdan birilerine karşı sorumluyuz, oysa o yaptıklarından kimseye hesap vermek durumunda değil.

Geleneksel islam anlayışındakilerin ve inkar edenlerin birçoğu zaman ve "şey" tasavvurlarından dolayı Allah'ı yanlış tanıyorlar. Kader-kaza, nasih-mensuh, kabir azabı, deccal-mehdi, kıyamet alametleri vs. türlü imalatlarda hep yanlış Allah ve resul tasavvurunun imalatları. Gömleği baştan yanlış düğümleyince sonda dengesizlik ortaya çıkıyor.

Daha baştan o yazdığını birgün bozacağını bilmiyor muydu?O zaman putun geleceği bilmiyor demektir

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gelecek diye birşey yok "şu an" var. Geçmiş vardı yaşandı, bilgisi var kendisi yok. Şimdi yaşanıyor, hem kendisi hem bilgisi var. Geleceğin kendisi de bilgisi de yok.

Bilgi hazır ileri bir vakitte var olmuş değil ki onun bilgisi olsun. İradesi olmayan taş, toprak, kuş, gezegenler, ağaçlar vs. hepsi nedensellikten, Allah'ın dünyaya verdiği fizik yasasından ötürü kendilerine emrolunan işi yaparlar. Bugün insanın hiçbir müdahalede bulunmadığı canlıların neler yapacakları Allah nezdindedir. Çünkü zaten en başından Allah'ın emir verdiği işi emir verdiği süre içinde nedensellik ve yasalarla bağlı olarak yapmaktalar. Bunların iradeleri olmadığından emir dışına çıkamazlar. Ama insan nedensel değildir, özgür iradesiyle farklı seçimler yapabilir.

Dolayısıyla insanı insan yapan özgür iradesiyle tüm kainata hükmedebilme özelliğidir. Bu Allah tarafından insana verilmiş bir lütuftur.

Siz kalkıp gelecek kavramını bir nesneymiş gibi alıp Allah'ın bilgisine sunarsanız cevabı olmaz bunun. Bu "şey" kavramına verilen yanlış anlamdan kaynaklanıyor. Aynı sıkıntı geleneksel islam anlayışındada var. "Allah herşeyi bildiğine göre geleceği de bilir" gibi bir yanılgı. Kardeşim gelecek henüz bir "şey" olmuş değil ki bunu Allah'ın bilgisine sunuyorsun!

"Allah kendinden büyük bir varlık yaratmaya kadir midir?" sorusu gibi aynı. Nesne "Allah'tan büyük varlık" iken bu soru yanlıştır. Ya da hiç babasından dayak yemeyen birisine; "seni babandan başkası dövdü mü?" diye. Böyle bir sorunun nasıl cevabı olur? Nesneyi değiştirirsiniz değil mi?

Allah geleceği bilir mi demek sorunun hatasıdır. Gelecek henüz bir "şey" değilse olmayan birşey Allah'ın bilgisine sunulmaz.

Yaratıcı fikir değiştiren,tutarlı olmayan sıfatlara sahipse bence savunulacak, güvenilecek,saygı duyulacak biri değildir.

Bu özelliklere sahip bir varlık bence evreni yaratacak düzeyde bir varlık da değildir.

Yaratıcı yukarda bahsettiğim, Allah'ın vermiş olduğu lütfun gereği varlığa hükmedebilme özelliği vermiştir. Tutarsızlık Allah'a ait değil, kendisini doğru yola koyamayan insana aittir. İmtihanın sebebi bize verilmiş olan bu özgür iradedir. İradesi olmayan canlıların imtihana tabi olmamasının sebebi bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kehf/65. Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.

Kehf/66. Mûsâ ona, “Sana öğretilen bilgilerden bana, doğruya iletici bir bilgi öğretmen için sana tabi olayım mı?” dedi.

Musa Allah'ın kendisine merhamet ve ilim verdiği bir adama rastlamış ve kendisine ilim öğretmesi karşılığında ona tabi olmayı teklif etmiş. Adam da bunu kabul etmiş. İslam dünyası bu adamın Hızır olduğu konusunda hemfikir. Biz de Hızır diyelim. Bakalım Hızır ve Musa neler yapmışlar.

Kehf/74. Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi.

Kehf/75-76. Adam, “Sana, benimle beraberliğe asla sabredemezsin demedim mi?” dedi. Mûsâ, “Eğer bundan sonra sana bir şey hakkında soru sorarsam, artık benimle arkadaşlık etme. Doğrusu, tarafımdan (dilenecek son) özre ulaştın (bu son özür dileyişim)” dedi.

Beraber seyahat ederlerken Hızır bir çocukla karşılaşıyor ve onu öldürüyor, Musa da buna hemen itiraz ediyor ama adam Musa'yı azarlayınca Musa hemen yelkenleri suya indiriyor, bir de çocuk öldüren bu adamdan özür diliyor.

Olaya bakın, Allah'ın ilim ve merhamet verdiği adam çocuk öldürüyor, Musa da bu adam bana ilim öğretecek diye adamın bir çocuk öldürmesine seyirci kalıyor, bir de üstüne itiraz ettiği için özür diliyor. Bu Musa ilerde bir de peygamber olacak. Öldürülen çocuk Musa'nın umurunda bile değil, o adamdan öğreneceği ilmin peşinde. Böyle karaktersiz, çıkarcı ve bencil birisi işte Musa.

Kehf/80. “Çocuğa gelince, anası babası mü’min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.

Hızır yolculuğun sonunda çocuğu neden öldürdürdüğünü Musa'ya açıklıyor. Meğerse çocuğun ana babası mümin insanlarmış da çocuğu ilerde ana babasını küfre sürüklemesinden korktuğu için öldürmüş. Hızır emin değil, sadece ihtimal üzerine öldürüyor çocuğu, gerçi emin olsa da sırf çocuk ana babasını küfre sürükleyecek diye öldürmek ne kadar doğru? Hani bu dünya imtihan dünyası idi? Çocuğun ana babasının özgür iradesi yok mu? Kanmasınlar çocuğa. Bırak hem çocuk hem de ana ve babası için imtihan tamamlansın.

Şimdi bu başlığı okuyan müslümanlar ne yapacaklar, körü körüne Hızır'ın çocuğu öldürmesini ve Musa'nın menfaat karşılığı bu cinayete sessiz kalmasını savunacaklar, binbir türlü bahane uyduracaklar. İşte din böyle bir iğrençliği bile savundurtur insana.

Senin haline artık üzülmeye başlıyorum sağduyu. Nerelerden ekmek çıkarmaya çalışıyorsun.

Sana bir soru: Bana ölüm tarihini gün ay yıl saat dakika olarak söylermisin?

Eğer cevabı bilmiyorsan başka bir soru soracam.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Senin haline artık üzülmeye başlıyorum sağduyu. Nerelerden ekmek çıkarmaya çalışıyorsun.

Ekmek peşinde olan sen misin yoksa ben mi?

Bir arap bedevisinin peşine takılınca kendisine sonsuz hayat ve bir sürü huri verileceğini sanan sen değil misin?

Sana bir soru: Bana ölüm tarihini gün ay yıl saat dakika olarak söylermisin?

Eğer cevabı bilmiyorsan başka bir soru soracam.

Böyle aptalca bir soruyu bulmak için çok mu düşündün?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gelecek diye birşey yok "şu an" var. Geçmiş vardı yaşandı, bilgisi var kendisi yok. Şimdi yaşanıyor, hem kendisi hem bilgisi var. Geleceğin kendisi de bilgisi de yok.

Bilgi hazır ileri bir vakitte var olmuş değil ki onun bilgisi olsun. İradesi olmayan taş, toprak, kuş, gezegenler, ağaçlar vs. hepsi nedensellikten, Allah'ın dünyaya verdiği fizik yasasından ötürü kendilerine emrolunan işi yaparlar. Bugün insanın hiçbir müdahalede bulunmadığı canlıların neler yapacakları Allah nezdindedir. Çünkü zaten en başından Allah'ın emir verdiği işi emir verdiği süre içinde nedensellik ve yasalarla bağlı olarak yapmaktalar. Bunların iradeleri olmadığından emir dışına çıkamazlar. Ama insan nedensel değildir, özgür iradesiyle farklı seçimler yapabilir.

Dolayısıyla insanı insan yapan özgür iradesiyle tüm kainata hükmedebilme özelliğidir. Bu Allah tarafından insana verilmiş bir lütuftur.

Siz kalkıp gelecek kavramını bir nesneymiş gibi alıp Allah'ın bilgisine sunarsanız cevabı olmaz bunun. Bu "şey" kavramına verilen yanlış anlamdan kaynaklanıyor. Aynı sıkıntı geleneksel islam anlayışındada var. "Allah herşeyi bildiğine göre geleceği de bilir" gibi bir yanılgı. Kardeşim gelecek henüz bir "şey" olmuş değil ki bunu Allah'ın bilgisine sunuyorsun!

"Allah kendinden büyük bir varlık yaratmaya kadir midir?" sorusu gibi aynı. Nesne "Allah'tan büyük varlık" iken bu soru yanlıştır. Ya da hiç babasından dayak yemeyen birisine; "seni babandan başkası dövdü mü?" diye. Böyle bir sorunun nasıl cevabı olur? Nesneyi değiştirirsiniz değil mi?

Allah geleceği bilir mi demek sorunun hatasıdır. Gelecek henüz bir "şey" değilse olmayan birşey Allah'ın bilgisine sunulmaz.

Yaratıcı yukarda bahsettiğim, Allah'ın vermiş olduğu lütfun gereği varlığa hükmedebilme özelliği vermiştir. Tutarsızlık Allah'a ait değil, kendisini doğru yola koyamayan insana aittir. İmtihanın sebebi bize verilmiş olan bu özgür iradedir. İradesi olmayan canlıların imtihana tabi olmamasının sebebi bu.

Allah fikir değiştirir, düşünceniz konusunda cevap vermiştim, siz insanın iradesi-sınav ilişkisi; Allah'ın geleceği bilip bilmemesi konusunda fikir beyan etmişsniz.

Sınırlı aklınızla bilmediğiniz, varsa da bilemeyeceğimiz bir varlığı kendi aklınızca böyledir yaklaşımıyla anlatmaya çalışıyorsunuz, herkesin anladığı kendine, senin Allah'ın Kuran'ın içinde mi, sen zihninde tasarladığın Allah'ı Kuran'daki Allah olarak mı betimliyorsun, bunun ayrımını yapabilir miyiz?

Allah bilmediği bir şeyi zamanı gelince görmek için mi insanları sınav yapıyor?

Dünyadaki bütün insanlar eşit bir sınava mı tabi?

Klasik cevap, evet insanda özgür irade var,istediğini yapmakta özgür, dolayısıyla sınav şartları eşit değil mi?

Hayat ve dünya sizin algıladığınızdan çok daha spesifik bence Sayın cortextm!

Siz kendiniz olmayı seçip seçmediğinizi düşünüp iradenin kendi kimliğinizi oluşturmadaki payını anladığınızda ne demek istediğimi anlayacak ''özgür irade-eşit sınav,Allah'ın sınaması'' kavramlarının havada kaldığının farkına varacaksınız.

tarihinde Huzursuz Yolcu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ekmek peşinde olan sen misin yoksa ben mi?

Bir arap bedevisinin peşine takılınca kendisine sonsuz hayat ve bir sürü huri verileceğini sanan sen değil misin?

Böyle aptalca bir soruyu bulmak için çok mu düşündün?

Hakaret edip durma artık. Kaliteli ol biraz. İslamdan başka insanı insan yapan hiçbirşey bulamadım hayatım boyunca. Senin zırvaların bir anlam ifade etmiyor. Sen zevkine düşkün olduğun için "hurilerle alem yapmak" gibi saçmasapan nefsi şeylerle uğraşıyorsun.

Forumdakilere de soralım bu soruyu,

ayrıca neresini beğenmedin? Cevabın mı yok yoksa?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslamdan başka insanı insan yapan hiçbirşey bulamadım hayatım boyunca.

Bir insan neden hırsızlık yapar? Tepedeki büyüklerden bahsetmiyorum. Onlar hepimizin bildiği üzere hırsızlık yapmazlar. Yardım paraları falandır ve ihtiyaç sahiplerine kesin gidecektir. Biz topluma, vatana, millete tehlike arz eden hırsızları konuşalım, mesela baklava çalanlar. Sorumuza geri dönelim, bir insan neden baklava, ekmek, bisküvi...vs. çalar? Aç olduğu için değil mi? Açtır çünkü işsizdir. Bu insanın hırsızlık yapmasını engellemek için üretim ve iş olanaklarının artması gerekir.

Buraya kadar eksik gördüğünüz bir yer varsa belirtin.

Peki siz bakkaldan ekmek çalan insanın elini keserseniz, o insanın bir daha iş bulma şansı kalır mı? Soruyu şöyle de sorabilirim: O insanın dilenmemekten başka çaresi kalır mı?

Sizce aç bir insanı sakat ve daha aç kalacağı bir konuma sokmayı emretmek, insana değer vermek midir?

Bence hayır. İlkel bir savunma stratejisidir olan. Zengin derebeylerinin, kabile şeflerinin değerli mallarını (karılarını) sömürdükleri fakirlerden korumak için korkutma ve hükmetme üzerine dayandırdıkları cezalandırma yöntemlerinden başka bir şey değildir.

İnsanı insanlıktan çıkaran bir sistemdir.

tarihinde Deschain tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Gelecek diye birşey yok "şu an" var. Geçmiş vardı yaşandı, bilgisi var kendisi yok. Şimdi yaşanıyor, hem kendisi hem bilgisi var. Geleceğin kendisi de bilgisi de yok.

Bilgi hazır ileri bir vakitte var olmuş değil ki onun bilgisi olsun. İradesi olmayan taş, toprak, kuş, gezegenler, ağaçlar vs. hepsi nedensellikten, Allah'ın dünyaya verdiği fizik yasasından ötürü kendilerine emrolunan işi yaparlar. Bugün insanın hiçbir müdahalede bulunmadığı canlıların neler yapacakları Allah nezdindedir. Çünkü zaten en başından Allah'ın emir verdiği işi emir verdiği süre içinde nedensellik ve yasalarla bağlı olarak yapmaktalar. Bunların iradeleri olmadığından emir dışına çıkamazlar. Ama insan nedensel değildir, özgür iradesiyle farklı seçimler yapabilir.

Dolayısıyla insanı insan yapan özgür iradesiyle tüm kainata hükmedebilme özelliğidir. Bu Allah tarafından insana verilmiş bir lütuftur.

Siz kalkıp gelecek kavramını bir nesneymiş gibi alıp Allah'ın bilgisine sunarsanız cevabı olmaz bunun. Bu "şey" kavramına verilen yanlış anlamdan kaynaklanıyor. Aynı sıkıntı geleneksel islam anlayışındada var. "Allah herşeyi bildiğine göre geleceği de bilir" gibi bir yanılgı. Kardeşim gelecek henüz bir "şey" olmuş değil ki bunu Allah'ın bilgisine sunuyorsun!

"Allah kendinden büyük bir varlık yaratmaya kadir midir?" sorusu gibi aynı. Nesne "Allah'tan büyük varlık" iken bu soru yanlıştır. Ya da hiç babasından dayak yemeyen birisine; "seni babandan başkası dövdü mü?" diye. Böyle bir sorunun nasıl cevabı olur? Nesneyi değiştirirsiniz değil mi?

Allah geleceği bilir mi demek sorunun hatasıdır. Gelecek henüz bir "şey" değilse olmayan birşey Allah'ın bilgisine sunulmaz.

Yaratıcı yukarda bahsettiğim, Allah'ın vermiş olduğu lütfun gereği varlığa hükmedebilme özelliği vermiştir. Tutarsızlık Allah'a ait değil, kendisini doğru yola koyamayan insana aittir. İmtihanın sebebi bize verilmiş olan bu özgür iradedir. İradesi olmayan canlıların imtihana tabi olmamasının sebebi bu.

Hiç bir şey anlayamadım yazınızdan. Gelecek diye bir şey olmadığına göre bilgiside yoktur diyorsunuz.Ve Bunu Allahada izafe edemezsiniz.İyi O zaman Allahta geleceği bilemez. Ama Hızır o çocuğun ilerde kafir olup Ana ve babasını yoldan çıkaracağını bilmiş?

Üstelik Bilim vasıtasıyla gelecekte ne olabileceğinide az çok bilirsiniz.Ortada bir hastalık varsa bu hastalığın safhalarınıda Tıb Bilimi gayet iyi bilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir insan neden hırsızlık yapar? Tepedeki büyüklerden bahsetmiyorum. Onlar hepimizin bildiği üzere hırsızlık yapmazlar. Yardım paraları falandır ve ihtiyaç sahiplerine kesin gidecektir. Biz topluma, vatana, millete tehlike arz eden hırsızları konuşalım, mesela baklava çalanlar. Sorumuza geri dönelim, bir insan neden baklava, ekmek, bisküvi...vs. çalar? Aç olduğu için değil mi? Açtır çünkü işsizdir. Bu insanın hırsızlık yapmasını engellemek için üretim ve iş olanaklarının artması gerekir.

Buraya kadar eksik gördüğünüz bir yer varsa belirtin.

Peki siz bakkaldan ekmek çalan insanın elini keserseniz, o insanın bir daha iş bulma şansı kalır mı? Soruyu şöyle de sorabilirim: O insanın dilenmemekten başka çaresi kalır mı?

Sizce aç bir insanı sakat ve daha aç kalacağı bir konuma sokmayı emretmek, insana değer vermek midir?

Bence hayır. İlkel bir savunma stratejisidir olan. Zengin derebeylerinin, kabile şeflerinin değerli mallarını (karılarını) sömürdükleri fakirlerden korumak için korkutma ve hükmetme üzerine dayandırdıkları cezalandırma yöntemlerinden başka bir şey değildir.

İnsanı insanlıktan çıkaran bir sistemdir.

Hukuk buna ne ceza verir sence? Ya da bu kişi senin amcan olsaydı ne düşünürdün zanlıyla ilgili?

http://youtu.be/ALlPJidbTyY

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sn. Optimum önce beni cevaplayın, konuyu sağa sola çekiştirmeyelim, sonra videodaki hırsızı konuşuruz.

Sizce aç bir insanı sakat ve daha aç kalacağı bir konuma sokmayı emretmek, insana değer vermek midir? Bu tür ilkel ceza anlayışının;Geçmiş çağlarda zengin derebeylerinin, kabile şeflerinin değerli mallarını (karılarını) sömürdükleri fakirlerden korumak için korkutma ve hükmetme üzerine dayandırdıkları cezalandırma yöntemleriyle örtüştüğünü söylememiz yanlış mıdır?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sn. Optimum önce beni cevaplayın, konuyu sağa sola çekiştirmeyelim, sonra videodaki hırsızı konuşuruz.

Sizce aç bir insanı sakat ve daha aç kalacağı bir konuma sokmayı emretmek, insana değer vermek midir? Bu tür ilkel ceza anlayışının;Geçmiş çağlarda zengin derebeylerinin, kabile şeflerinin değerli mallarını (karılarını) sömürdükleri fakirlerden korumak için korkutma ve hükmetme üzerine dayandırdıkları cezalandırma yöntemleriyle örtüştüğünü söylememiz yanlış mıdır?

Sn.Deschain;

Bu cezanın kaç kez uygulandığını biliyormusunuz tüm islam tarihi boyunca? ayrıca bunu uygulamanın şartlarının olduğunu da biliyormusunuz?

Ömer adaleti yeryüzüne hakim olmadığı müddetçe gasp,hırsızlık,iltimas vs kimse önüne geçemeyecek. Modern hukuk sadece günü kurtarmanın derdinde. Adamı içeri tıkınca her şey halloluyor mu yani? Mükemmel insan modeline ulaşıyormu? İçerden çıkan birine "SİZ KENDİ İŞ YERİNİZDE İŞ VERİYORMUSUNUZ"? Bu şekilde o adamı tekrar suça itmiş olmuyormusunuz? Tekrar aç kalmasına neden olmuyormusunuz?

Modern hukuk denilen saçmalık sadece güçlüden yanadır. Ve adamı içeri tıkmak sadece günü kurtarmaktır.

Sana bir soru Deschain; İslamda cezaevi varmıdır? İslam tarihinde cezaevi varmıdır?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sınırlı aklınızla bilmediğiniz, varsa da bilemeyeceğimiz bir varlığı kendi aklınızca böyledir yaklaşımıyla anlatmaya çalışıyorsunuz, herkesin anladığı kendine, senin Allah'ın Kuran'ın içinde mi, sen zihninde tasarladığın Allah'ı Kuran'daki Allah olarak mı betimliyorsun, bunun ayrımını yapabilir miyiz?

Kur'an, Allah kelamı, ve tüm düşüncelerin sabitesi. Kesin, hakkında hiçbir şüphe olmayan gerçek bilgi. Diğer bilgiler ve düşünceler ise tamamen "zan" dır, ve zanlar hakikate dair bir delil ifade etmez. Evvela onu söyliyeyim, kendi düşüncem kesin bilgidir gibi bir gaflete düşmüyorum bu noktada. Ayetleri bu zaviyeden incelediğimde ve varlığın oluşumunu sorguladığımda böyle bir sonuca ulaşıyorum. Gelecekteki eylemlerin bilgisi ile ilgili kur'ani bir delil yok. Enfal 65-66; Mücadele 12-13, Kehf 74-80 ile ve Mülk 2 ile dünyanın insanlar için bir deneme olması, Allah'ın bunu bilip bilmemesinin bir acizlik noksanlık olmayacağını söylüyorum.

Allah bilmediği bir şeyi zamanı gelince görmek için mi insanları sınav yapıyor?

Hayır. Yanlış bir zaman algısının sonucunda böyle söylüyorsun. Allah insanların dileklerini, dilediğinde gerçekleşmesini dilemiş (aksini dilerse gene olmaz o ayrı). Bizde bu dileme sayesinde düşünüp eylem yapıyoruz. O eylemin gerçekleşmesi için her türlü bilinen bilinmeyen enerji bizim emrimize amade. Zaman yok, yaratılmanın öncesi ve sonrası var sadece. İşte bu sonra, henüz yaratılmadığı için bunun Allah nezdinde bilinmeye değer birşey olmadığını söylüyorum. Fakat burda şu var; hesaplanabilirlik. Eğer maddenin gelişinden gidişi belliyse -ki tüm iradesiz varlık böyle- bunu Allah bilir diyorum. O tüm varlığı yaratırken zaten biliyor, bilmediği bir şey yok. Bilmesi, o dileğin gerçekleşmesi ile yaratıldığı için biliyor. Ama henüz olmayan birşeyi onun bilgisine sunmak mantık hatası.

Dünyadaki bütün insanlar eşit bir sınava mı tabi?

Soru dünya da eşit oldukları mı yoksa ahirette eşit sınava tabi tutulacakları mı? Eğer eşitlikse elbette eşit yaratılmamıştır insanlar, kimisinin kimisine göre daha bol imkanı vardır, kimisi açlık kimisi bolluk ile sınanır, kimisi müslüman ebeveyne sahiptir kimisi ateist ebeveyne. Ama şunu söyleyebilirim ki herkes kendi yapabildiği kadarından sorumludur (Bakara-286). Somalide açlıktan kırılan kimseyle her nimetin bolca verildiği kimse aynı şeyden sorumlu tutulamaz. Aynı şekilde kopkoyu hristiyan bir ailede büyüyen insan ile halis bir müslüman ailede büyüyen kimse farklı değerlendirilecektir görüşündeyim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sn.Deschain;

Bu cezanın kaç kez uygulandığını biliyormusunuz tüm islam tarihi boyunca? ayrıca bunu uygulamanın şartlarının olduğunu da biliyormusunuz?

Ömer adaleti yeryüzüne hakim olmadığı müddetçe gasp,hırsızlık,iltimas vs kimse önüne geçemeyecek. Modern hukuk sadece günü kurtarmanın derdinde. Adamı içeri tıkınca her şey halloluyor mu yani? Mükemmel insan modeline ulaşıyormu? İçerden çıkan birine "SİZ KENDİ İŞ YERİNİZDE İŞ VERİYORMUSUNUZ"? Bu şekilde o adamı tekrar suça itmiş olmuyormusunuz? Tekrar aç kalmasına neden olmuyormusunuz?

Modern hukuk denilen saçmalık sadece güçlüden yanadır. Ve adamı içeri tıkmak sadece günü kurtarmaktır.

Sana bir soru Deschain; İslamda cezaevi varmıdır? İslam tarihinde cezaevi varmıdır?

Modern hukuk tartışması yapmıyorum. Bunu ayriyeten yaparız. Paylaştığınız videodaki adamın cezası idam olmalıdır bana göre. Hukukun eksikliği, özellikle islam coğrafyasındaki çarpıklığı başka konu. Yanlışı yanlışla örtmeye çalışmak bir şeyi çözmez. Öğretmen öğrenciye "tembel" dediğinde öğrenci de ona "sen de kelsin" cevabını verirse, söylediği hatalı ya da yanlış olmaz. Fakat bu onun tembellik sorununu çözer mi?

Siz "İslamdan başka insanı insan yapan hiçbirşey bulamadım hayatım boyunca" dediniz.

Ben de baklava çalan çocuğun elinin kesilmesinin insanı insanlıktan çıkardığını düşündüğümü söyledim. Katılıyor musunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...