Jump to content

Recommended Posts

Böylece "bir idol, bir imaj, kim olduğundan kimsenin haberi olmadığı kurtarıcı kişilik"in örneğini vermiş oldunuz.

Mustafa Kemal'i eleştirmedim, gereklilikleri belirttim.

Ama idoller, imajlar, kurtarıcılar dokunulmazlar.

Onların fikirleri olmaz, kişilikleri olmaz, doğru-yanlışları olmaz.

Onlar tartışılmaz çünkü onlar hep doğrudur, hep kutsaldır, hep dokunulmazdır.

Bu sitede hiç durmadan gördüğüm, insanın bir ideale bağlanma ihtiyacını görmeksizin,

Her idealistin kendininkinden başka her ideali küçümseme, hor görme tutkusu.

Mustafa Kemal güzel bir kardeşim.

Onun hiçbir sözünde ben ilahlaşma özlemi görmüyorum.

Mesajımın tek içeriği, onu ilahlaştıranların özlemi.

Mustafa Kemal de, Muhammed de bizim gibi beşerler sadece.

Büyük beyinlerden ilham alınır ama önce o beyini bilmezsek neyin ilhamını alacağız.

Budur benim notum.

Sizin hedef gösterdiğiniz kişilikler bu ülkede vardır. Atatürk'ü ilahlaştıranlar. Bundan ben de rahatsız olabiliyorum. Neredeyse "kardeşim adam peygamber değildi, çok akıllı bir liderdi" söyleyeceğim ona. Ama sonra görüyorum ki bunu söyleyen kişilerin amacı ya bir yerde makam kapmak yada başka bir işini görmektir. Yani işin içinde entellektüel bir taraf yoktur. Atatürk'ün gerçek kafa yapısına gelince ise. Ben onun düşüncelerini ilahlaştırmıyroum. Yada onun düşüncelerini körü körüne izlemiyorum. Benim düşüncelerimi YANSITTIĞI için ona saygı duyuyorum. Sizin körü körüne izlediğini söylediğiniz insanlar Muhammedi izleyen insanlardır. Ona körü körüne bağlılıktır. Bu bağlılığın arkasında ne akıl var ne mantık var. Sadece korku var. Bu korku ya Muhammedin kendisinedir, yada onun temsil ettiği despot bir Allahtır. Atatürk'e olan bağlılık entellektüeldir. ÖZGÜR İRADEYE bağlıdır. Korku temelinde değildir. Sizin söylemiş olduğunuz "Atatürkün kafasını tanımamak" yanlış bir tespittir. Atatürkün kafa yapısını biz çok iyi biliriz. Ve onun kafa yapısıyla razılığımız tamdır. O yüzden saygımız vardır böyle birisine. Atatürk gerçek dünyada yaşamış, gerçek dünyanın kurallarına göre hareket etmiş, ve gerçek dünyada ADAM gibi yaşamanın kurallarını insanlara göstermiştir. Dindarların öne sürdüğü yaşam biçmine karşı çıkmış, çünkü bunların öne sürdüğü yaşam biçmi YAŞAMA HAKKI VERMEYEN bir zihniyettir. Nitekim bu zihniyetin yıkıcılığının en iyi örneği çöken Osmanlı devletidir. Tarhi tekrar etmesin diye MODERN kuralları ortaya koymuştur. Bu kuralları Atatürk keşif etmedi. Bu kuralların doğruluğu bilimsel kanıtlarla desteklidir. Bu yüzden doğrudur. Eğer bu kurallar Din ile çelişiyorsa, burada yanlış olan bilimsel kanıtlarla destekli kurallar değil, hiçbir bilimsel kuralla destekli olmayan DİN'dir. Eğer insanlar dine taparak yaşadıkları HAYAL dünyasından kopamıyorlarsa, bu onların sorunudur. ADAM gibi YAŞAMAK isteyenlerin değil.

tarihinde MaskedVigilante tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Zaten benim konum da siz değil, kültür.

Kültürün kendisi ilah kültürü.

İster Mustafa Kemal, ister Muhammed.

Mustafa Kemal bir ilah kültürü değildir. Entellektüel bir kültürdür. Yaptığı her hareket GEREKÇE ile desteklidir.

Muhammed'in ilah kültürü GEREKÇEYE bağlı değildir. Ben ne dediysem odur kültürüdür.

Bu ikisinin arasında büyük fark vardır.

Her devrim kendi kültürünü yaratırken, öncekini siler.

Mustafa Kemal de bir devrimci.

Kültürü silmedi. Tarihin DERİN karanlıklarına GÖMDÜ. Yani, ait olduğu yere.

Doğu ile Batı arasında bir seçim yaptı, ki ben bu seçimi savunuyorum.

Ama elinde Batı diye birşey yoktu, dolayısıyla yeni kültür masa başında yaratıldı.

Doğru değil. Tanzimat döneminde meclis kurulmuştu. Bu bir parlamento idi. Padişah bunu lağvetti. Kemal Atatürk de Padşahu lağvetti. Masa meselesi değil bu artık. Masa işi olsaydı geçmişi olmazdı.

O dönem doğruydu, ama şimdi dönem değişti.

Türkiye değişti, bölgesi değişti, dünya değişti.

Bu topraklar hazinelerle dolu,

Bir de ev sahinin haberi olaydı.

Bence değişen pek bir şey yok. Eğer AKP'nin Suriye politikalarını "değişen dünya" olarak görüyorsanız, o zaman siz kör bir insansınız. Tarihten hiçbir zaman ders almdığınızı gösteriyor. Bir ülkenin genişlemesi diplomatik olur. Kan dökmekle olmaz. Atatürk bunu zamanında "yurtta sülh cihanda sülh" şekilde ifade etmişti. O zaman ne yaptığını bilmiyor muydu sanıyorsunuz? Suriye savaşı kazanıyor. Yarın öbür gün ülkesindeki bütün teroristleri temizledikten sonra, Türkiye'deki terörü desteklerse haksız mı olacak? Başkalarının sana yapmak istemediği şeyi sen de onlara yapmayacakcın. Ahlaklı olmanın altın kuralı budur. Ülkemizdeki ahlaksızlar bunu anlamış değil. Din devleti kuracağız deyip, din birliği kuracağız değip yapmaya çalıştıkları şey....mezarda 200 yıl önce ölmüş psikopatı diriltmeye çalışmaktan başka bir şey değildir. AKP liler şu anda bu cesedin etrafında VooDoo ritüelleri yaparak hep bir ağızdan "DİRİL! DİRİL!" diye bağırmaktadırlar. Ama birgün o ceset dirilse, ilk yok edeceği kişiler ta o AKP'lilerin kendileri olacaktır.

Kısacası, ev shibi ne olup bittiğini iyi biliyor. Bunu bilmeyenler HAYAL dünyasında yaşayan zavallılardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

35 yaşına kadar ben de kızdım bu ülkenin kültürüne.

Hep beğenmeme, hep eleştirme, hep kötüleme.

Sonra birgün İtalyan kültürü ile Avrupa Birliği kültürünü karşılaştıran bir sunum gördüm.

Baktım birincisi bizim memleket, "demek Akdeniz kültürüymüş" dedim, bir kapı aralandı.

Sonra tanıştığım, misafir ettiğim yabancılara bir de bu gözle baktım.

Baktıkça kendi kültürümü anladım, bildim.

Mustafa Kemal'in kendi insanlarını aşağılayan tek bir sözünü bilmiyorum.

Ve işte burada söylüyorum,

Türk'ün tarihini bilmeden, tasavvufu bilmeden, kültürü, imparatorluğu bilmeden,

Mümkün değil Mustafa Kemal'in neyden bahsettiğini bilmek.

En çok da kendi halkını sevmeden mümkün değil.

Sevmemek de bilmemekten.

Neyi tam olarak bilmiyor muşuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sizin hedef gösterdiğiniz kişilikler bu ülkede vardır. Atatürk'ü ilahlaştıranlar. Bundan ben de rahatsız olabiliyorum. Neredeyse "kardeşim adam peygamber değildi, çok akıllı bir liderdi" söyleyeceğim ona. Ama sonra görüyorum ki bunu söyleyen kişilerin amacı ya bir yerde makam kapmak yada başka bir işini görmektir. Yani işin içinde entellektüel bir taraf yoktur. Atatürk'ün gerçek kafa yapısına gelince ise. Ben onun düşüncelerini ilahlaştırmıyroum. Yada onun düşüncelerini körü körüne izlemiyorum. Benim düşüncelerimi YANSITTIĞI için ona saygı duyuyorum. Sizin körü körüne izlediğini söylediğiniz insanlar Muhammedi izleyen insanlardır. Ona körü körüne bağlılıktır. Bu bağlılığın arkasında ne akıl var ne mantık var. Sadece korku var. Bu korku ya Muhammedin kendisinedir, yada onun temsil ettiği despot bir Allahtır. Atatürk'e olan bağlılık entellektüeldir. ÖZGÜR İRADEYE bağlıdır. Korku temelinde değildir. Sizin söylemiş olduğunuz "Atatürkün kafasını tanımamak" yanlış bir tespittir. Atatürkün kafa yapısını biz çok iyi biliriz. Ve onun kafa yapısıyla razılığımız tamdır. O yüzden saygımız vardır böyle birisine. Atatürk gerçek dünyada yaşamış, gerçek dünyanın kurallarına göre hareket etmiş, ve gerçek dünyada ADAM gibi yaşamanın kurallarını insanlara göstermiştir. Dindarların öne sürdüğü yaşam biçmine karşı çıkmış, çünkü bunların öne sürdüğü yaşam biçmi YAŞAMA HAKKI VERMEYEN bir zihniyettir. Nitekim bu zihniyetin yıkıcılığının en iyi örneği çöken Osmanlı devletidir. Tarhi tekrar etmesin diye MODERN kuralları ortaya koymuştur. Bu kuralları Atatürk keşif etmedi. Bu kuralların doğruluğu bilimsel kanıtlarla desteklidir. Bu yüzden doğrudur. Eğer bu kurallar Din ile çelişiyorsa, burada yanlış olan bilimsel kanıtlarla destekli kurallar değil, hiçbir bilimsel kuralla destekli olmayan DİN'dir. Eğer insanlar dine taparak yaşadıkları HAYAL dünyasından kopamıyorlarsa, bu onların sorunudur. ADAM gibi YAŞAMAK isteyenlerin değil.

Yazınızda Atatürk ile Muhammed kelimelerinin yerlerini değiştirin,

Birebir oturduğunu göreceksiniz.

Çünkü karşı tarafın ilahlaştıranları da sizin yazınızın aynısını yazıyor,

Sadece isimelerin yerleri değişik.

İlahlaştırmak bu, biat kültürü bu.

İçinden geldiği kültürü anlamadan, bir lideri anlamak imkansız.

Türk insanı Atatürk'ü bilemez, çünkü baştan kendi kültürüne yabancı.

Kendi kültürünü, kendi tarihini biliyor mu da onun içinden yetişmiş liderlerini bilebilsin.

Sadece övgü, övgü, övgü, bir ilaha yapılan bitip tükenmez övgüler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazınızda Atatürk ile Muhammed kelimelerinin yerlerini değiştirin,

Birebir oturduğunu göreceksiniz.

Çünkü karşı tarafın ilahlaştıranları da sizin yazınızın aynısını yazıyor,

Sadece isimelerin yerleri değişik.

İlahlaştırmak bu, biat kültürü bu.

Hayır birebir oturmayacak. Atatürk'ün prensipleri ölçülebilir gösterilebilir ve faydası kanıtlanabilir prensiplerdir. Muhammedin böyle bir değerlendirilmesi yoktur. Kimse Atatürk'e biat etmiyor. Atatürk'ü beğenmek zorunda değilsiniz. Sevmek zorunda değilsiniz. Ortaya attığı prensiplere küfür de etseniz kimse sizden rahatsızlık duymaz. Sadece kişiliğine saygısızlık edemezsiniz. Muhammedi sevmeyen, beğenmeyen Suddi Arabistanda yaşama hakkı yoktur. Onun düşüncelerine küfür edeni zaten anında pastırmaya çevirirler orada. Siz dönüp de buna nasıl AYNI dersiniz?

İçinden geldiği kültürü anlamadan, bir lideri anlamak imkansız.

Türk insanı Atatürk'ü bilemez, çünkü baştan kendi kültürüne yabancı.

Kendi kültürünü, kendi tarihini biliyor mu da onun içinden yetişmiş liderlerini bilebilsin.

Sadece övgü, övgü, övgü, bir ilaha yapılan bitip tükenmez övgüler.

Türk halkı hangi "KENDİ" kültürüne yabancı? Kendi tarıhinin nesini bilmiyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anadolu toprakları, şimdi olduğu yerden çok daha güzellerine layık.

Ama şu var, Türk'ün Türk'ten büyük kurdu da yok.

Sadece kötüleme, sadece aşağılama, sadece düşmanlık.

Kendini hor görenlerin, başkalarını hor görmekten duyduğu rahatlama.

Bu toprakların değerleri, yeni yeni gündeme giriyor.

Orada burada utangaç utangaç mırıltı halinde söylenmeye başladı.

Umulur ki, sömürge ülke kültürü yavaş yavaş eriyecek,

Bu topraklar kendi kimliğine dönecek.

Ben Mustafa Kemal'den kendi insanlarını aşağılayan tek cümle duymadım.

Çünkü o bir sömürge ülkenin komutanı olmadı.

O tarihe seslenen, tüm tarih boyunca tarih yazmış bir halkın komutanı oldu.

Aldırmadı; yoksuldu, eğitimsizdi, şuydu buydu demedi,

Kim olduğu bilerek misyonunu yüklendi,

İnandı, güvendi.

Sömürge kültürünün komutanı olmamak,

Anadolu topraklarının komutanı olmak.

Mesele bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anadolu toprakları, şimdi olduğu yerden çok daha güzellerine layık.

Ama şu var, Türk'ün Türk'ten büyük kurdu da yok.

Sadece kötüleme, sadece aşağılama, sadece düşmanlık.

Kendini hor görenlerin, başkalarını hor görmekten duyduğu rahatlama.

Bu toprakların değerleri, yeni yeni gündeme giriyor.

Orada burada utangaç utangaç mırıltı halinde söylenmeye başladı.

Umulur ki, sömürge ülke kültürü yavaş yavaş eriyecek,

Bu topraklar kendi kimliğine dönecek.

Ben Mustafa Kemal'den kendi insanlarını aşağılayan tek cümle duymadım.

Çünkü o bir sömürge ülkenin komutanı olmadı.

O tarihe seslenen, tüm tarih boyunca tarih yazmış bir halkın komutanı oldu.

Aldırmadı; yoksuldu, eğitimsizdi, şuydu buydu demedi,

Kim olduğu bilerek misyonunu yüklendi,

İnandı, güvendi.

Sömürge kültürünün komutanı olmamak,

Anadolu topraklarının komutanı olmak.

Mesele bu.

Sayın Özkan,

Neymiş bu sömürge kültürü? Açıklayın bilelim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürkçülük=pozitivizm

Within less than 200 years positivism has turned from a challenging philosophical point of view into the mainstream of scientific thought.

A global network reaches back into the second half of 19th century. Writers from George Eliot and Émile Zola to Michel Houellebecq, politicians like Kemal Atatürk, scientists from Heinrich Hertz to Stephen Hawking have promoted technological progress, secular systems of education, global solutions of the social question as pronounced positivists.

http://positivists.org

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...