Ne için yaşıyoruz?

[BersanHan 0]

Müslüman yaptığı rezilliği ayet ve hadislere bağlayamasaydı, o rezilliği yapar mıydı?

Bu beni alakadar etmez. Kuranın emretmediği icraatları yapanlardan hesabı Allah soracaktır. Yani İslamiyetteki münafıklık olgusunu dolduran kişilerdir. Allah'ın söylemediği fakat Allah'a itham edilen her söz, her eylem, her icraat şirk koşmaktır.

Bunun daha ötesi yok ki, neyi nasıl izah edeyim.

[BersanHan 0]

Ben bundan Kur'an insan kaynaklıdır dediğinizi anladım.

Kur'an insana hitap eder. Kaynağı, hitabı, sorgusu, soruları hep insanlar içindir. Sizler devrin yapısını göz önüne alıp, sıcak çayınızı yudumlarken sorguluyorsunuz. Bu sorgulamayı gerçekten samimi olarak yaparsanız, Allah'ın hitabını da o zaman anlayabilirsiniz.

Fakat senin için imkansız görünüyor hacı bey, çünkü beyniniz artık red etmiş. Malum belli bir süre beyin bir olguyu yada bir kavramı red ederse, red ettikleri gerçek dahi olsa asla kabul edemez. Bu beynimizin evrimindeki değişik bir durum olsa gerek.

[MaskedVigilante 0]

Bu beni alakadar etmez. Kuranın emretmediği icraatları yapanlardan hesabı Allah soracaktır. Yani İslamiyetteki münafıklık olgusunu dolduran kişilerdir. Allah'ın söylemediği fakat Allah'a itham edilen her söz, her eylem, her icraat şirk koşmaktır.

Bunun daha ötesi yok ki, neyi nasıl izah edeyim.

Subjektif yorumlamalara açık olan bir bilgi, objektif bilgi değildir. Objektif olmayan bir bilgi doğru bilgi değildir.

Bütün insanların aynı şekilde anlamasını sağlayacak şekilde bilgi gönderemeyen tanrı tapınmayı hak etmez.

Bu duruma müdahale edilmek zorunluluktur.

[haci 0]

Kur'an insana hitap eder. Kaynağı, hitabı, sorgusu, soruları hep insanlar içindir. Sizler devrin yapısını göz önüne alıp, sıcak çayınızı yudumlarken sorguluyorsunuz. Bu sorgulamayı gerçekten samimi olarak yaparsanız, Allah'ın hitabını da o zaman anlayabilirsiniz.

Fakat senin için imkansız görünüyor hacı bey, çünkü beyniniz artık red etmiş. Malum belli bir süre beyin bir olguyu yada bir kavramı red ederse, red ettikleri gerçek dahi olsa asla kabul edemez. Bu beynimizin evrimindeki değişik bir durum olsa gerek.

Kimin beyni?

Kur'an'ı insanlar için yazan biraz daha düşünceli olur. Biraz daha insaflı olur. Biraz daha geleceğe dönük olur.

Allah'ın olmadığının en kesin kanıtıdır Kur'an.

Kur'an'ı okuyup da İslam'dan ayrılmayan aptaldır. Geri zekaldır.

[marjinal 0]

Kur'an insana hitap eder. Kaynağı, hitabı, sorgusu, soruları hep insanlar içindir. Sizler devrin yapısını göz önüne alıp, sıcak çayınızı yudumlarken sorguluyorsunuz. Bu sorgulamayı gerçekten samimi olarak yaparsanız, Allah'ın hitabını da o zaman anlayabilirsiniz.

Islarla görüşlerinizi savunmanızı taktir ediyorum. Fakat bütün insalığa gönderilmiş kutsal bir kitaptan bahsediyorsak ve bu kitap insanlık için kurtuluşun tek rehberiyse farklı farklı anlaşılıp herkes tarafından farklı yorumlanmaya müsait olmaması gerekirdi. Farklı mezhepleri oluşması, düşünce farklılıkların ortaya çıkması kuran ayetlerinin çelişki ve üzeri kapalı yorumlarından kaynaklanır ve üstelik bir de çelişkiler barındırıyorsa bu kutsal dediğimiz kitap kimse kusura bakmasın kusurlu bir kitaptır. Kusurlu bir kitabın kutsal olması da söz konusu olamaz.

[BersanHan 0]

Subjektif yorumlamalara açık olan bir bilgi, objektif bilgi değildir. Objektif olmayan bir bilgi doğru bilgi değildir.

Bütün insanların aynı şekilde anlamasını sağlayacak şekilde bilgi gönderemeyen tanrı tapınmayı hak etmez.

Bu duruma müdahale edilmek zorunluluktur.

Subjektif, objektif sana sorulmayacak. Sana Ahmetin, Mehmetin yaptıkları da sorulmayacak. Sana senin yaptıkların sorulacak. X kişi Z kişiyi Allah diyerek öldürdü ben Kurana savaş açtım mı diyeceksin? Y kişi Q kişiyi ayetlerle tasdikleyerek x durumları ortaya çıkarıp, insanları sömürdü, kullandı, zulüm etti mi diyeceksin. Bunlar sana savunma yada mazeret olmayacak.

Sen eğer Hak olanı arıyorsan samimice sorgulayacaksın. Hayır ben aramıyorum sadece sorguluyorsan, başkalarının yaptıkları beni ilgilendirmez diyerek konuyu sonlandırırım.

[BersanHan 0]

Kimin beyni?

Kur'an'ı insanlar için yazan biraz daha düşünceli olur. Biraz daha insaflı olur. Biraz daha geleceğe dönük olur.

Allah'ın olmadığının en kesin kanıtıdır Kur'an.

Kur'an'ı okuyup da İslam'dan ayrılmayan aptaldır. Geri zekaldır.

1400 yıl önce Kur'an gibi bir eseri bırak vahşi bir toplum olan arap coğrafyasını dönemin en büyük imparatorlukları bile görmemiştir. Bilim kainat ezelidir derken Kur'an her şeyin bir sonu vardır, evrenin de, yıldızların da diye nokta koymuştur. O zaman da sizler gibi insanlar aynı şekilde davalarını sürdürmüşler. Yıldızların sonsuza kadar yanacağını, kainatın ilelebet var olacağını sananlara, bir insan gelip ben Peygamberim Allah bunların ezeli olmadığını bildiriyor diyor. O devir dede bu devirde de klasik Dawkins sendromu varmış. Sanırım buda evrimsel bir sorun, insan var olduğu her dönemde sapıklığa düşebilir.

[MaskedVigilante 0]

X kişi Z kişiyi Allah diyerek öldürdü ben Kurana savaş açtım mı diyeceksin? Y kişi Q kişiyi ayetlerle tasdikleyerek x durumları ortaya çıkarıp, insanları sömürdü, kullandı, zulüm etti mi diyeceksin. Bunlar sana savunma yada mazeret olmayacak.

Önemli değil sorulup sorulmaması. İnsanlara doğru bilgiyi gönderemeyen tanrı tapınmayı hak etmez. Cehenneme gönderecekse göndersin. Ahlaksız bir tanrının yanında kalmamak doğru bir harekettir.

Sizin tanrı bir bilim adamının verdiği objektif bilgi kadar bir kural koyamadı. Sizin tanrı beceriksizdir.

Sen eğer Hak olanı arıyorsan samimice sorgulayacaksın. Hayır ben aramıyorum sadece sorguluyorsan, başkalarının yaptıkları beni ilgilendirmez diyerek konuyu sonlandırırım.

Hak olan doğru olanı yapmaktır. Korkup ahlaksız tanrıya sığınmak hak işi değildir. Güce tapmaktır. Güce tapmak ahlaksızlıktır.

Böyle tanrının yanında bulunmak değmez.

Tabi eğer böyle bir tanrı varsa.

[BersanHan 0]

Islarla görüşlerinizi savunmanızı taktir ediyorum. Fakat bütün insalığa gönderilmiş kutsal bir kitaptan bahsediyorsak ve bu kitap insanlık için kurtuluşun tek rehberiyse farklı farklı anlaşılıp herkes tarafından farklı yorumlanmaya müsait olmaması gerekirdi. Farklı mezhepleri oluşması, düşünce farklılıkların ortaya çıkması kuran ayetlerinin çelişki ve üzeri kapalı yorumlarından kaynaklanır ve üstelik bir de çelişkiler barındırıyorsa bu kutsal dediğimiz kitap kimse kusura bakmasın kusurlu bir kitaptır. Kusurlu bir kitabın kutsal olması da söz konusu olamaz.

Bu duruma ben cehalet ve insanların nefsi duygularının sebep olduğunu düşünüyorum. Herkes bencil bir yaklaşımla bir tarafı yıkmak isterse ayetler de onun için materyal olabilir kanunlar da. Burada önemli olan sunumu yapan insanları tanıyabilmektir.

Kur'an-ı Kerim'in farklı yorumlanmasını ise ben evrensel olmasına bağlıyorum. Çünkü 1400 yıl önce Peygamberimiz sahabilere evrenin genişlediğini söyleyince onlar bilimsel olarak değil, imani yönden inanmışlar. Bizler bunu 19. yy'ın başlarında öğrenebildik. Kur'an 1400 yıl önce söylüyor. Şuan anlayamadığımız ayetleri ise bundan 100 yıl sonra anlayacaklar olacaktır yada bundan daha sonraki insanoğulları.

[BersanHan 0]

Önemli değil sorulup sorulmaması. İnsanlara doğru bilgiyi gönderemeyen tanrı tapınmayı hak etmez. Cehenneme gönderecekse göndersin. Ahlaksız bir tanrının yanında kalmamak doğru bir harekettir.

Sizin tanrı bir bilim adamının verdiği objektif bilgi kadar bir kural koyamadı. Sizin tanrı beceriksizdir.

Hak olan doğru olanı yapmaktır. Korkup ahlaksız tanrıya sığınmak hak işi değildir. Güce tapmaktır. Güce tapmak ahlaksızlıktır.

Böyle tanrının yanında bulunmak değmez.

Tabi eğer böyle bir tanrı varsa.

Doğru bilgi nedir? Güneşin 5 milyar yıl sonra yok olacağını mı sunması gerekirdi? Dünyanın yerçekimi ile kuşatıldığını, kromozom sayılarını, proteinlerin yapısını açıklaması mı? Nedir bu doğru bilgi?

Allah kainatı algılayın ve öğrenerek Rabbinizi bulun diyor. Tapınmak nedir? Sen seni var edeni anlayınca, onun kudretini, onun rahmetini görünce, bu tapınmak değil aşık olmak ile yer değiştiriyor. Şuan sizler çok sığ düşünüyorsunuz. 1400 YIL önceki örümcek kafa tabiri sanırım sizlerde de günümüz insanlarında da mevcut. Galiba bu evrimsel sürecin en belirgin özelliği, çünkü yazılı kaynaklar bizlere insanın var olduğu her dönemde aynı tarz argümanla olmasa da aynı tarz anlayışla karşı çıktıklarını gösteriyor.

Şubat 24, 2014 tarihinde Xerşan tarafından düzenlendi

[MaskedVigilante 0]

Islarla görüşlerinizi savunmanızı taktir ediyorum. Fakat bütün insalığa gönderilmiş kutsal bir kitaptan bahsediyorsak ve bu kitap insanlık için kurtuluşun tek rehberiyse farklı farklı anlaşılıp herkes tarafından farklı yorumlanmaya müsait olmaması gerekirdi. Farklı mezhepleri oluşması, düşünce farklılıkların ortaya çıkması kuran ayetlerinin çelişki ve üzeri kapalı yorumlarından kaynaklanır ve üstelik bir de çelişkiler barındırıyorsa bu kutsal dediğimiz kitap kimse kusura bakmasın kusurlu bir kitaptır. Kusurlu bir kitabın kutsal olması da söz konusu olamaz.

Çok doğru. Subkektif yorumlamalara açık olan kitap kusursuz kitap olamaz. Kusursuzluk demek objektif demektir. Herkes tarafından aynı şekilde yorumlanması demektir. Objektifin tanımı budur. Kusurlu bir kitap kesinlikle kutsal olamaz. Böyle bir kitabı zaman üstü, üstün zeka tarafından gönderilme şansı yoktur. Kuran açıkça bir yaratıcı tarafından gönderilmediğini ıspat ediyor.

[MaskedVigilante 0]

Kimin beyni?

Kur'an'ı insanlar için yazan biraz daha düşünceli olur. Biraz daha insaflı olur. Biraz daha geleceğe dönük olur.

Allah'ın olmadığının en kesin kanıtıdır Kur'an.

Kur'an'ı okuyup da İslam'dan ayrılmayan aptaldır. Geri zekaldır.

Çok doğru. Üstün zekalı bir varlık, zamandan bağımsız bilgiler gönerir. Her zaman her yerde geçerli bilgiler gönderir. Bu bilgiler de farklı yorumlamalara açık olmaz. Tıpkı bilim gibi. Bugün hiçbir bilim farklı kişiler tarafından farklı bir şekilde yorumlamaya açık değildir. Herkes aynı şekilde algılar. Aynı şekilde algılamaya müsade etmeyecek şekilde bilgi gönderen tanrı....eğer gerçekten varsa....tapınmayı hak etmez. Zaten bu kadar aptallık ve becerisizlik gösterebilen bir tanrı var olup olmadığı da büyük şüphe altına girer.

Kuranı okuyup İslamdan ayrılmamak...tam manasıyla...geri zekalılıktır.

[MaskedVigilante 0]

Doğru bilgi nedir? Güneşin 5 milyar yıl sonra yok olacağını mı sunması gerekirdi? Dünyanın yerçekimi ile kuşatıldığını, kromozom sayılarını, proteinlerin yapısını açıklaması mı? Nedir bu doğru bilgi?

Allah kainatı algılayın ve öğrenerek Rabbinizi bulun diyor. Tapınmak nedir? Sen seni var edeni anlayınca, onun kudretini, onun rahmetini görünce, bu tapınmak değil aşık olmak ile yer değiştiriyor. Şuan sizler çok sığ düşünüyorsunuz. 1400 YIL önceki örümcek kafa tabiri sanırım sizlerde de günümüz insanlarında da mevcut. Galiba bu evrimsel sürecin en belirgin özelliği, çünkü yazılı kaynaklar bizlere insanın var olduğu her dönemde aynı tarz argümanla olmasa da aynı tarz anlayışla karşı çıktıklarını gösteriyor.

Doğru bilgi şudur. Bugün herkes ağaç denilince aynı şeyi algılar. Kimse ağacın kanadı var demez. Bacağı var demez. Beyni var demez. Herkesin kafasında ağaç kavramı aynıdır. Subjektif bir tarafı yoktur. Objektiftir. Kime sorsanız herkes size ağaç hakkında aynı şeyleri anlatır. Doğru bilgi işte budur. Kişisel bakış açılarından bağımsızdır. Eğer tanrı böyle kriterlere uygun bilgi ve prensip gönderemiyorsa...dikkate alınmaya değmiyor. Bunun üzerinden başkalarına eziyyet etmeye değmiyor. Eziyyet edenler sapıktır. Bu işin tanrıyla alakası artık yoktur.

Günümüzde kuran artık birçok çelişkilerle doludur. Bu da kuranın bir uydurma olduğunun ıspatıdır.

Şubat 24, 2014 tarihinde MaskedVigilante tarafından düzenlendi

[BersanHan 0]

Doğru bilgi şudur. Bugün herkes ağaç denilince aynı şeyi algılar. Kimse ağacın kanadı var demez. Bacağı var demez. Beyni var demez. Herkesin kafasında ağaç kavramı aynıdır. Subjektif bir tarafı yoktur. Objektiftir. Kime sorsanız herkes size ağaç hakkında aynı şeyleri anlatır. Doğru bilgi işte budur. Kişisel bakış açılarından bağımsızdır. Eğer tanrı böyle kriterlere uygun bilgi ve prensip gönderemiyorsa...dikkate alınmaya değmiyor. Bunun üzerinden başkalarına eziyyet etmeye değmiyor. Eziyyet edenler sapıktır. Bu işin tanrıyla alakası artık yoktur.

Günümüzde kuran artık birçok çelişkilerle doludur. Bu da kuranın bir uydurma olduğunun ıspatıdır.

1400 yıl öncesine hiç hayali de olsa gitmeyi denedin mi? O devrin insanlarını gözlerinin önünde canlandırdın mı? Toplumun hayata bakış açısını, siyasi yapısını, örf adetlerini, bilim, sanat ve tekniği hakkında düşüncelerinle bir tablo çizdin mi?

Önce böyle bir devir ve böyle yobaz bir toplum düşün ve ardından böyle bir toplumda bir insan düşün. Kur'an-ı Kerim diye adlandırdığı bir kitabı halka Allah'ın emirleri diye okuduğunu düşün. Sonra Kur'an'ın sözlerini düşün. O devrin bilimi kainat ezelidir derken, ayetler kainatın bir sonu olduğunu söylüyor, o devir insanları yıldızlar ilelebet var olacak bir güçtedir diye tapınırken, yıldızların da birgün söneceğini söylüyor. Devrin ilim adamları kainatı çok farklı yorumlarken Kur'an kainatın genişlediğini söylüyor.

Sonuç; şuan sizlerin alayladığı gibi bütün insanlar alay ediyor. Bunlar uydurmadır, bunlar gerçek değildir. Nasıl kainat genişler, nasıl yıldızlar söner nasıl kainatın bir sonu olur gibisinden dalga geçiyorlar.

Malum günümüz insanları sizler şuan onların argümanını konu edinemiyorsunuz ama onlar gibi basitçe yalanlıyorsunuz.

Müşriklerle aranızdaki tek fark 1400 yıllık bir süreç.

[MaskedVigilante 0]

1400 yıl öncesine hiç hayali de olsa gitmeyi denedin mi? O devrin insanlarını gözlerinin önünde canlandırdın mı? Toplumun hayata bakış açısını, siyasi yapısını, örf adetlerini, bilim, sanat ve tekniği hakkında düşüncelerinle bir tablo çizdin mi?

Önce böyle bir devir ve böyle yobaz bir toplum düşün ve ardından böyle bir toplumda bir insan düşün. Kur'an-ı Kerim diye adlandırdığı bir kitabı halka Allah'ın emirleri diye okuduğunu düşün. Sonra Kur'an'ın sözlerini düşün. O devrin bilimi kainat ezelidir derken, ayetler kainatın bir sonu olduğunu söylüyor, o devir insanları yıldızlar ilelebet var olacak bir güçtedir diye tapınırken, yıldızların da birgün söneceğini söylüyor. Devrin ilim adamları kainatı çok farklı yorumlarken Kur'an kainatın genişlediğini söylüyor.

Sonuç; şuan sizlerin alayladığı gibi bütün insanlar alay ediyor. Bunlar uydurmadır, bunlar gerçek değildir. Nasıl kainat genişler, nasıl yıldızlar söner nasıl kainatın bir sonu olur gibisinden dalga geçiyorlar.

Malum günümüz insanları sizler şuan onların argümanını konu edinemiyorsunuz ama onlar gibi basitçe yalanlıyorsunuz.

Müşriklerle aranızdaki tek fark 1400 yıllık bir süreç.

İnsanlar belirli şeyleri hayal edebiliyorlar diye, bu onların iddia ettikleri şeyleri gerçek yapmaz. Kainat birgün sönecek demek, 1400 yıl önce mümkün olmayan bir cümledir değildir. Uzay yolu dizisinde de o fikrin babası ve yazarı olan kişi cep telefonlarını insanlara tanıtmıştı. 1960cı yıllarda cep telefonu yoktu. Ne yani şimdi biz bu adama kahin mi demeliyiz. Ağzından çıkan her cümlesini doğru mu kabul etmeliyiz. Bu dizide bazı gelecekle ilgili konuları doğru tutturması hiçbirşey ifade etmiyor. Tıpkı kuran ile ilgili tutturulan konular birşeyi ifade etmediği gibi.

Kuran'a ne zaman tapılması gerekir diye sorarsanız, o da şudur...cevap olarak; Ne zaman ki tanrıya ait bir kitap olduğu ıspatlanırsa, o zamandır.

Şubat 25, 2014 tarihinde MaskedVigilante tarafından düzenlendi

[BersanHan 0]

İnsanlar belirli şeyleri hayal edebiliyorlar diye, bu onların iddia ettikleri şeyleri gerçek yapmaz. Kainat birgün sönecek demek, 1400 yıl önce mümkün olmayan bir cümledir değildir. Uzay yolu dizisinde de o fikrin babası ve yazarı olan kişi cep telefonlarını insanlara tanıtmıştı. 1960cı yıllarda cep telefonu yoktu. Ne yani şimdi biz bu adama kahin mi demeliyiz. Ağzından çıkan her cümlesini doğru mu kabul etmeliyiz. Bu dizide bazı gelecekle ilgili konuları doğru tutturması hiçbirşey ifade etmiyor. Tıpkı kuran ile ilgili tutturulan konular birşeyi ifade etmediği gibi.

Kuran'a ne zaman tapılması gerekir diye sorarsanız, o da şudur...cevap olarak; Ne zaman ki tanrıya ait bir kitap olduğu ıspatlanırsa, o zamandır.

Yazdığımı okumadınız yada okuyup anlamak istemediniz.

Farklı birşey söyleyeyim. Şuan biri çıkıp dese ki, uzay aslında kare biçiminde bir yerdir ve tabanı vardır, zemine inilebilirse X bir sistem ile dizayn edilmiş bir yapı vardır. Bu kişinin söylemi de bir topluma hitap eden bir insan tarafından yapılırsa, bu insana nasıl cevap verilir. Büyük bir çoğunluk tarafından alaylanır. Bu görüş nasıl absürt bir durum ise 1400 yıl önce Kur'an kainat hakkında bilgi verirken aynı şekilde alaylanıyordu.

Genel görüşün tam aksi durumları ifade eden bir kitap ve onu bildiren bir Peygamber. İnsanlar anlayamadıkları yada algılayamadıkları zaman hep bu tutumu sergilemişlerdir.

[MaskedVigilante 0]

Yazdığımı okumadınız yada okuyup anlamak istemediniz.

Farklı birşey söyleyeyim. Şuan biri çıkıp dese ki, uzay aslında kare biçiminde bir yerdir ve tabanı vardır, zemine inilebilirse X bir sistem ile dizayn edilmiş bir yapı vardır. Bu kişinin söylemi de bir topluma hitap eden bir insan tarafından yapılırsa, bu insana nasıl cevap verilir. Büyük bir çoğunluk tarafından alaylanır. Bu görüş nasıl absürt bir durum ise 1400 yıl önce Kur'an kainat hakkında bilgi verirken aynı şekilde alaylanıyordu.

Genel görüşün tam aksi durumları ifade eden bir kitap ve onu bildiren bir Peygamber. İnsanlar anlayamadıkları yada algılayamadıkları zaman hep bu tutumu sergilemişlerdir.

Birçok bilim kurgu filimleri var Hollywood sinemalarında. Bunlardan bazıları gelecekte doğru çıkarsa, bu filimlerin yazarları kahin ve peygamber mi olacak?

Sizin bahsettiğiniz konu "etkileyicilik" üzerine vurgu yapmaktadır. Birşeyin etkileyici olması yada olmaması, onun gerçek dünya üzerine etkisi yoktur. Birçok ilüzyonist var bu dünyada. Yaptıkları iş çok etkileyicidir. Gerçek değildir.

Hislerimiz gerçek dünyayı yansıtmazlar. Hislerimiz sadece hislerimizi yansıtırlar. Daha birkaç yıl önce evrim teorisiyle insanlar dalga geçiyordu. İnsan maymundan mı gelirmiş denilirdi. Alay konusu edilirdi. Ama şimdi insanın maymunla akrabalığı ıspat edildi. Alaycılar da sustu. Bu fikri ortaya atan kahin yada peygamber midir şimdi?

Holywood filimleri etkileyici olmasalardı, alaylanırlardı.

Şubat 25, 2014 tarihinde MaskedVigilante tarafından düzenlendi

[ehl-i dünya 0]

insan zaten ne için? sorusunu kendine yönelttiğinden beri ''insandır.'' nitekim homo sapiens sapiens ''düşünen'' değil, ''düşündüğünün farkında olan'' insan demektir. başka canlılar da kendi nispetince, en azından hayatta kalması için gerek ve yeter zekaya sahiptir. ama insan ''neden'' diye sorarak onlardan kategorik olarak ayrılır. bu soruyu sorması bile milyonlarca yıl almıştır... hala da cevap yok; cevap sayılan tezlerde tamamen subjektif ve atmasyon. gelişimini tetikleyen, yanıta ulaşmak yolunda yılmaz meraklı içgüdüsü oluyor tabii. çünkü bir zeka ve zihniyet eşiğinden sonra, insan için mecburen yanıt verilmesi gerekir. aksi halde hayatın ''anlamı'' olmaz.

ne için sorusu, dolaylı olarak amaç, gaye,mana anlamlarını çağrıştırıyor ve vurguluyor. dinler hazır paket reçete olarak ''hayatın anlamı'' hapını verir. ve artık yanıt aramak zorunda değilsin. herşey açık ve net! belirir zihninde. mesela her pazar kiliseye gitmek, kötülüklerden kaçınmak, iyiliksever olmak. ve ebedi hayat... dinler harbiden afyondur; sanal bir hayat, sahte bir mutluluk ve motivasyondur.

[MaskedVigilante 0]

1400 yıl öncesine hiç hayali de olsa gitmeyi denedin mi? O devrin insanlarını gözlerinin önünde canlandırdın mı? Toplumun hayata bakış açısını, siyasi yapısını, örf adetlerini, bilim, sanat ve tekniği hakkında düşüncelerinle bir tablo çizdin mi?

Önce böyle bir devir ve böyle yobaz bir toplum düşün ve ardından böyle bir toplumda bir insan düşün. Kur'an-ı Kerim diye adlandırdığı bir kitabı halka Allah'ın emirleri diye okuduğunu düşün. Sonra Kur'an'ın sözlerini düşün. O devrin bilimi kainat ezelidir derken, ayetler kainatın bir sonu olduğunu söylüyor, o devir insanları yıldızlar ilelebet var olacak bir güçtedir diye tapınırken, yıldızların da birgün söneceğini söylüyor. Devrin ilim adamları kainatı çok farklı yorumlarken Kur'an kainatın genişlediğini söylüyor.

Sonuç; şuan sizlerin alayladığı gibi bütün insanlar alay ediyor. Bunlar uydurmadır, bunlar gerçek değildir. Nasıl kainat genişler, nasıl yıldızlar söner nasıl kainatın bir sonu olur gibisinden dalga geçiyorlar.

Malum günümüz insanları sizler şuan onların argümanını konu edinemiyorsunuz ama onlar gibi basitçe yalanlıyorsunuz.

Müşriklerle aranızdaki tek fark 1400 yıllık bir süreç.

Olaya bir de şu açıdan bakın;

Mahşer gününe inandırmak amacıyla insanlara herşeyin bir sonu olacağını söylemeleri mantıklı değil mi? Sonuçta insanlar kendi korkularını yenmek için, dünyadaki adalaetsizliğin bitmesi için bir din icat ederken, bu adaletin geleceği günde herşeyin sonlanması gerektiğini mantıklı bir gerekçe olarak sürmüş olamazlar mı? Yani diğer bir değimle, başlangıçta amaçladıkları şey daha sonra gerçekle gelişigüzel bir şekilde kısmen de olsa örtüşüyorsa, bu o insanların gerçeği bildiklerini göstermez ki? Evrenin genişlediğini ise tamamen atıp tutma meselesi olarak yorumluyorum.

[MaskedVigilante 0]

Evrenin genişlediğini ise tamamen atıp tutma meselesi olarak yorumluyorum.

Yada şöyle olabilir. Müşrikler evrenin ebedi olduğunu söylüyor. Bizde bunların dediğine ters bir şey söyleyelim derler. Nede olsa onların söylediğiyle aynı şeyi söylemiş olsak, bizim onlardan ne farkımız olacak? Demek ki evrenin ebedi olduğu düşüncesine kafa tutmamız gerekir.

Evren durmadan küçülüyor desek, o zaman herkes diyecek "etrafa bak, küçülen bir şey görüyor musun?". O zaman küçülüyor diyemeyiz. Zaten hergün yeni toprak ve yeni yer keşfediliyor. Genişliyor dememiz gündelik gerçeklerle de birşekilde örtüşüyor. Keşifler var nede olsa. O zaman genişliyor dememiz milletin kafasında ters bir hareket imiş gibi de algılanmaz. Tam da insanların gördükleriyle örtüşür.

Onlar bunları düşünürken, evrenin sadece dünyayla alakalı olmadığını bilmiyorlardı. Herşeyin dünyanın etrafında döndüğüne inanıyorlardı. Böyle bir düşünceyi ortaya koyarken, big bang genişlemesini kast ettiklerini otomatik olarak düşünmeniz yeterince doğru değildir. Bu bir atıp tutma meselesi de olabilir. Kesin olarak bunun doğa üstü bir varlık tarafından gönderildiğini düşünmek için haklı bir düşünce değildir bu.