sinekcan 0 Oluşturuldu: Şubat 22, 2014 Raporla Share Oluşturuldu: Şubat 22, 2014 Mehmet Cengiz denenadam mahkeme tarafından delillendirilen ses kayıtlarında Bu milletin a.ına koyacağız dimektedir. geçen günlerde burada konu açıp detay hakkında bilgisi olan arkadaşlardan yardım istemiştim ( pek bir yararı olmamıştı ) bir gazetenin yazarı ( sözcü ) olan Necati Doğru bu konuyu köşesinde dile getirmiş ve hukuk insanlarına danışarak aşağıdaki dilekçe örneğini hazırlatmıştır. pazartesi günü ( 24,02,2014 ) de hükümet ve başındaki diktatörden cesaret alan devlet müteahhiti Mehmet Cengiz denen bu küfürbaz hakkında İstanbul anadolu yakası adliyesinde dava açacağım. sizlerde aşağıda örneği bulunan dilekçeyi ister el yazınızla ister çıktı alarak hiç bir ücret ödemeden cumhuriyet savcılığı soruşturma bürosuna verebilirsiniz. tabi ki bu küfürü içine sindirebilenlere bir sözümüz yok. ……… CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’na Müşteki: Kendi adınız (TC Kimlik no) Sanıklar: 1- Mehmet Cengiz (Cengiz Holding Sahibi) Altunizade Kısıklı Caddesi No:37 ÜSKÜDAR-İSTANBUL. 2- Celal Koloğlu (Kolin Şirketler Grubu Sahibi ) Horasan Sokak No:14 GAZİOSMANPAŞA/ANKARA Suç: TCK 125 ve sair tespit edilecek suçlar. Özü: Ben toplumda haysiyetimle yaşayan bir vatandaşım. Millet’in bir parçasıyım. Tarafımıza edilen;”Millet’in a…’a koyacağız” galiz küfür nedeniyle sanıkların cezalandırılması talebimdir. Olaylar: Sanıklar Türkiye’nin yeni zenginler sınıfındandır. Devlet kurumlarından milyar liralık ihaleler almaktalar. Başbakan ve Bakanlar ile çok yakın ilişki içindeler. Ben topluma karşı görevlerini yerine getiren ve yasaları çiğnemeden geçimini sağlayıp yaşayan bir yurttaşım. Yaklaşık 2 ay önce ortaya çıkan “Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu” ndaki telefon konuşmalarında 1 no’lu sanık 2 no’lu sanığa; “bu milletin a….’a koyacağız” demekte, 2 no’lu sanık da “inşallah… inşallah” diye cevap vermekte ve tekrar 1 no’lu sanık “çok çalışıyoruz” demektedir. Ve arkadan kahkahalar atılmakta, gevrek gülüşmeler sergilenmektedir. Sanıkların konuşmalarında; biz bu ülkenin vatandaşlarını (Millet’in bireylerini) kastederek küfür savurmalarının mağduruyuz. Onurumuzla, haysiyetimizle, gururumuzla oynanmıştır. TCK’nun 125-1-2- 3 a-b-c maddeleri gereğince sanıkların işledikleri bu suç nedeniyle savcılığınıza başvurma zarureti doğmuştur. Sonuç ve Talep: Sayın Savcım, yukarıda açıklamaya çalıştığım haklı sebeplerden dolayı ve re’sen ortaya çıkacak nedenlerle, sübut bulacak iddiamız veçhile Mehmet Cengiz ve Celal Koloğlu adlı sanıkların mevcutlu olarak adliyeye sevki ile cezalandırılmasına, mahkeme masraflarının ve avukatlık ücretlerinin sanıklara yüklenmesine karar verilmesini, arz ve talep ederim. Tarih: …… Müşteki Ad-Soyadı. İmza… Link to post Sitelerde Paylaş
tolonbey 0 Şubat 24, 2014 gönderildi Raporla Share Şubat 24, 2014 gönderildi işte böyleee, Teşekkürler. En kısa zamanda dilekcemi cumhuriyet savcılığına iletecek. Tüm halkımız bu görevini yerine getirsin derim Tolonbeg Link to post Sitelerde Paylaş
direngezi 0 Şubat 24, 2014 gönderildi Raporla Share Şubat 24, 2014 gönderildi (düzenlendi) kimi kime şikayet edeceksin.bu herifler karılarını tayyiple yakalasam kıskanmam diyen gavatlar hehe Şubat 24, 2014 tarihinde direngezi tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
tolonbey 0 Şubat 24, 2014 gönderildi Raporla Share Şubat 24, 2014 gönderildi İşte böyleee, TOGEÇTEN bir mektup var (bildiri ) gelin birirlikte okuyalım. Ne diyor Başbakan Erdoğan, “TÜRGEV’den dolaşıp bana gelmek istiyorlar!” Bakalım öyle mi: Cürüm işlemek için kurulan teşekkülün kurucu ve yöneticisi olmak, kamu kurumu dolandırmak ve özel evrakta sahtecilik yapmaktan sanık Ahmet Ergün’ün, 26 Eylül 2001’de İstanbul DGM Savcılığı’na verdiği ifade: “Harun Karaca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde başkan (Recep Tayyip Erdoğan’ın-SY) danışmanlığını yapmaktaydı. Görevini 1995 ve 1998 yılları arasında kesintisiz olarak sürdürdü. Bu dönemde belediyeden ihale alan firmalar için Harun Karaca önemli bir isimdi. Çünkü ihaleleri Harun Karaca inceler ve ihale alan firmalara belediyeye yakın olan vakıflara veya başka birimlere bağış yapılmasını sağlardı. Bir firma ihaleyi aldıktan sonra Harun Karaca direkt olarak firma sahibinden ‘hayırlı olsun, sen bu ihaleyi aldın, buradan para kazanacaksın, bizim öğrencilere yönelik hizmet amaçlayan bazı vakıf ve kuruluşlarımız var. Bunlara yardım ederseniz memnun oluruz’ diyerek, yüzde 3’ten başlayarak yüzde 10’a kadar varan miktarda kararlaştırılan komisyonla ilgili vakıflara ve kuruluşlara kanalize etmek için beni çağırırdı. Firma sahibiyle ben diyaloga geçerdim. Belediyede resmi bir görevim olmadığı için İstanbul Eğitim ve Gençlik Vakfı’nda (İSEGEV) yönetim kurulu üyesi olduğum için böyle bir fonksiyon üstlenmiştim. Benim Harun Karaca’yla irtibatlı olarak görüştüğüm ve vakfımıza yardımlarını kabul ettiğim firmalardan hatırlayabildiklerim; Biat İnşaat, Cengiz İnşaat, Yüksel İnşaat, Yapısal İnşaat…” Sanık Ahmet Ergün 2001’de İSEGEV yönetim kurulu üyesiydi. Bugün; Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, kızı Esra Albayrak, damadı Serhat Albayrak, dünürleri Reyhan Uzuner, eniştesi Ziya İlgen gibi aile bireylerinin kurucusu olduğu TÜRGEV (Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı) yönetim kurulu başkanı! Devem edelim… Sanıklar TÜRGEV kurucusu Harun Karaca kim? İstanbul DGM’deki dosyasından okuyalım: “İstanbul Büyükşehir Belediyesi birimleri ve iştiraki olan şirketlerden ihale alan iş sahiplerinden belli oranda bağış adı altında komisyonlar aldığı; Teşekkülün kurucularından olup, irtikap, zimmet, ihalelere fesat karıştırmak, görevi kötüye kullanmak, özel evrakta sahtekarlık ve kamu kurumlarını dolandırma suçlarını işlediği görülmekte olup…” Dün Harun Karaca sanıktı. Bugün AKP İstanbul Milletvekili! Aynı davadan yargılanan ve kaçtığı için hakkında gıyabi tutuklama kararı verilen İGDAŞ yönetim kurulu eski başkanı sanık Mustafa Açıkalın, bugün AKP milletvekili. Ve, TÜRGEV kurucusu! Devam edelim… Reza Zarrab’ın kuryesi TÜRGEV 5 bin lira ile kuruldu. 2012’de İbni Haldun Üniversitesi kuruluşunda “mal varlığı yeterliliği” koşulu arandığı için, 156 milyon 789 bin 614 liralık mal beyanı gösterdi. Bu mal varlığı artışında, Reza Zarrab’ın kuryesi Ahmet Murat Öziş’in, TÜRGEV’e götürdüğü çantaların ne kadar katkısı var, bilemeyiz. CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, “ Royal Protocol” adlı hesaptan TÜRGEV’in Vakıfbank’taki hesabına 26 Nisan 2012’de; 99 milyon 999 bin 90 dolarlık kaynak aktarıldığını söyledi , ve söz konusu kullanıcının IBAN numarasını ve hesaptaki hareketliliği belgeleriyle açıkladı. Allah… Allah… Karşımıza hep aynı isimler ve aynı banka çıkıyor. (Alman savcılar, Deniz Feneri e.V. şirketinin para kaçırma ve aklama merkezinin Frankfurt Vakıfbank olduğunu ortaya çıkarmıştı.) TÜRGEV’de de Vakıfbank var. Ve bakın Vakıfbank bu kez nerede karşımıza çıkacak… Yukarıda okudunuz: Sanık Ahmet Ergün’den sanık Harun Karaca’ya kadar yargı karşısına çıkarılan bu kişiler o dönemde Vakıfbank Valide Sultan Şubesi’yle çalıştı. Bugünün meşhur “havuzu”, o dönem bu şubede oluşturuldu! Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı döneminde, belediyenin 1 milyar 250 milyon dolarının buharlaştırıldığı yargı konusu oldu. Sanıklar denetimi imkansız kılmak için paraları birçok hesapta dolaştırmış; Kıbrıs’ta off shore hesaplarına aktarılıp gecelik repo yapmış; repodan para 2-3 sene önce ölmüş kişilerin kimlikleriyle çekiliyordu. Kesilen naylon faturalar ve şişirme ihale faturalarıyla havuz hesabı boşaltılıyordu. Vs. Vazgeçilmez mutemet Peki… Vakıfbank Valide Sultan Şubesi Müdürü kimdi: Maksut Serim! Vakıfbank’taki “havuzun” başında o vardı. Maksut Serim bugün nerede? Başbakanlık örtülü ödeneğinin başında! SÖZCÜ’nün dünkü sürmanşetinde örtülü ödenek giderlerinin yıllar içinde ne kadar arttığı haberi vardı. 2003’te 103 milyon lira iken, 2013’te 1 milyar 243 milyon liraya fırladı! Paralar nereye gidiyor? Erdoğan başbakanlık koltuğuna ne zaman oturdu: 14 Mart 2003. Maksut Serim başbakanlığa ne zaman alındı: 26 Mart 2003! Üstelik lise mezunuydu. Üstelik sahtecilikten ceza almıştı. (Ank. 9. Ağır Ceza Mah.) Söz Vakıfbank ve sahtecilikten açılmışken ekleyeyim: Vakıfbank Valide Sultan Şubesi’nde Maksut Serim’in yardımcısı Bilal Karaman, 2004’te Vakıfbank Yönetim Kurulu üyesi ve ardından 22 Haziran 2005’te Vakıfbank Genel Müdürü yapıldı. Sonra ne oldu: İşadamı Ali Ağaoğlu, kredi karşılığında Vakıfbank Genel Müdürü Bilal Karaman’a rüşvet verdi. Bilal Karaman’ın eşinin üzerine alınan 3 dairenin parasının Ağaoğlu’na ait Akdeniz İnşaat ve Eğitim Hizmetleri A.Ş tarafından ödendiği belgelendi. (İst. 20. Asliye Hukuk Mah.) Paraların başında oturanların neler yaptığı açık değil mi? Nereden girdik nereye geldik; tam bir “havuz hesabı” oldu! Toparlarsak: Ne diyor Başbakan Erdoğan, “TÜRGEV’den dolaşıp bana gelmek istiyorlar!” Nereye gitsinler, Kılıçdaroğlu’na mı? Soner Yalçın Dedeniz Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts