Jump to content

Kuran’a ortak dini kaynak edinmenin sonucu


Recommended Posts

Gerçi bu konu başka yazarlar tarafından evvelce işlenmiş ama önemli olduğu için ben de değineyim dedim.

Hadislerin-rivayetlerin Kuran’ı açıklamak şöyle dursun, tam tersine ayetlerin verdiği mesajı engelleyici, hatta çarpıtıcı özellikleri olduğuna en net örneklerden birini de Sad Suresi’ni okurken algılayabiliriz:

SAD

20. Yönetimini güçlendirdik; ona bilgelik ve çok iyi bir yargılama gücü verdik

21. Davacıların haberi sana ulaştı mı? Hani mabedine tırmanmışlardı.

22. Davud'un yanına girdiklerinde onlardan irkilmişti. "Korkma" demişlerdi, "Bir birinin hakkını çiğneyen iki davacı... Aramızda gerçeğe göre hüküm ver, haksızlık etme. Bize yolun ortasını göster."

23. "Bu benim kardeşimdir. Onun doksan dokuz koyunu, benim ise bir tek koyunum var. Böyle iken, "Onu da bana ver," dedi ve tartışmada bana üstün geldi.

24. Dedi ki, "Senin koyununu kendi koyunlarına katmayı istemekle sana haksızlık etmiştir. Doğrusu, ortakçıların çoğu bir birinin hakkına el uzatır. İnanıp erdemli davrananlar bunun dışındadır, onlar ise sayıca ne kadar azdır!" Davud, kendisini sınadığımızı sanarak bağışlanma diledi, eğildi ve tevbe etti.

25. Böylece onu bağışladık. Yanımızda onun yakınlığı ve güzel bir yeri vardır.

26. Ey Davud, biz seni yeryüzünde yönetici kıldık. Halkın arasında adaletle yargı ver, hevesine ve duygularına kapılma, sonra seni ALLAH'ın yolundan saptırır. ALLAH'ın yolundan sapanlara, Hesap Gününü unuttukları için çetin bir ceza vardır.

Burada Davut Peygamber neden imtihan edildiğini ve hatta bir günah işlediğini düşünüp af diliyor?

Çünkü davacılarından birini dinleyip, henüz diğerini dinlemeden acele hüküm vermişti. Ve hiçbir delile de bakmamıştı bunu yaparken.

O ilk dinlediği davacı yalan söylüyor olabilirdi veya eksik bilgi vermiş olabilirdi. Örneğin o bir koyunu olanın belki de diğer çok koyunu olan kardeşine büyük bir borcu vardı da, bu yüzden istemişti?

İşte burada Davut Peygamber diğer kardeşi dinlemeden ve de delillere bakmadan hemen bir hükme vardığı ve de henüz dinlemediği kişiyi rencide edecek ağır sözler söylediği için hata yapmış oluyor. Ayrıca 26. ayette de bu durum vurgulanıyor. Adaleti hakkıyla yerine getirmesi gerektiği yönünde de bir uyarı alıyor.

Eğer Kuran’a hiçbir kaynağı ortak koşmadan ayetleri okursak bunu görebiliriz.

Ama ya Kuran’ın yanında hadisleri ve/veya değiştirilmiş İncil, Tevrat gibi diğer kaynakları da dine ortak ederek ayetleri okusaydık nasıl bir tablo çıkacaktı karşımıza?

Veheb Bin Münebbih'in Rivayetinden alıntı

"Derler ki, Davut’un ayakta durmuş, kendisini

seyrettiğini görünce o, kadın saçlarını açarak

vücudunu saçlarıyla örtmeye çalıştı ve bu da Davut’un

gönlünü çelmeye yetti. Davut yerine dönüp Zebur

okumaya başladıysa da o kadını bir türlü zihninden

silip atamadı, ona gönlü kaymıştı.

Nihayet Davut bir savaş için ordu hazırladı ve o

kadının kocasını da savaşa gönderdi. Ehl-i Kitab'ın

dediğine göre ordu komutanına, o adamı en ön saflara

sürmesini emretti, en tehlikeli görevlere onun

gönderilmesini istedi ve böylece adam o savaşta öldü.

Davut da zaten bunu istiyordu. Davut’un 99 karısı

olduğu halde kocası öldükten sonra dul kalmış olan o

güzel kadına da elçi gönderdi ve onunla da evlendi."

***************************

Kitab-ı Mukaddes’te de geçen bu öyküye göre, Davut Peygamber aşık olduğu evli kadını haremine katmak için onun kocasını savaşa gönderip dul kalmasını sağlıyor.

Yani bu hikâyeye göre, iki davacının meselesine bazı parelel yönleri olan bir olayı Davut peygamber evvelden yaşamıştı .

Bu rivayetteki iftiraya inanacak olan bir Müslüman, Davut peygamberin bu kötülüğü yaptığından ve dul eşi haremine kattığından dolayı tövbe ettiğini düşünecektir. Olayın sembolize edilerek ona hatırlatıldığı düşüncesine kapılacaktır hemen, ayetleri diğer kaynaklarla beraber ele alanlar.

Başka bir deyişle rivayette söylenene inanan bir Müslüman, ayetteki gerçeği göremeyecektir. Yani aslında Davut'un adaletle hükmetmediği için günaha girdiğini anlayamayacaktır

bile.

Ayetler yanlış algılanacağı gibi, peygambere atılan iftirada anlatılanın da gerçek olduğu fikrine kapılanılacaktır.

Kuran’a başka dini kaynaklar eklemenin yaratacağı sonuçlara önemli bir örnek gerçekten. İncil, Tevrat ve daha eski kutsal kitaplar değiştirildiği için artık dini kaynak değildirler. Aynı şekilde rivayetlerden oluşan hadis kitapları da…

Rabbimizin dediği gibi “yalnızca Kuran” din alanında bize ışık tutmalıdır.

Yoksa görüldüğü üzere, hadisler Kuran süzgecinden geçirilmiyor, farkında olmadan tam tersine ayetler rivayetlerin etkisinde yorumlanıveriyor.

Selam ve sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 42
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

bu mevzuyla ilgili olarak dün Tas arkadaşımla konuşmuştuk..O'na söylediğim şeyleri burda da yazayım..

din yalnızca Kur'an'dır hükmüne bakarsak peygamberlere ne lüzum vardı sorusu zihnimizin bir köşesine yerleşmez mi?Kur'an'da ismi geçen peygamberleri hiç mi merak etmiyoruz?

Kur'an-ı Kerim bizlere ne şekil de ulaştı?gökten zembille inip önümüze mi kondu?

Peygamberlik görevi sadece Kur'an-ı getirmekle bitmer mi?onu açıklamak,onu izah etmek ve nasıl tatbik edileceğini göstermek, Peygamberin görev sınırları içerisinde değil midir?

Allah kendisi ile Resulüne uyulmasını ve iman edilmesini şu ayetler de bildiriyor;

Allah ve Resulü bir meselede hükmünü verdiği zaman, bir mü’min erkeğin yahut bir mü’min kadının artık işlerinde başka bir yolu seçme hakkı yoktur.. Kim Allah’a ve Resulüne isyan ederse, apaçık bir sapıklığa düşmüştür.” (Ahzab 33-36)

“Peygamber size ne emretmişse alın, neyi yasaklamışsa ondan da kaçının. Allah’tan korkun. Muhakkak ki Allah’ın azâbı pek şiddetlidir..”(Haşir 59-7)

“De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir..” (Âl-i İmran 3-31)

O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin, pis şeyleri haram kılar. (Araf 157)

bu ve buna benzer ayetler Peygamberimizin (a.s.m.) görevini, sadece Kur'an-ı insanlara getirmekle sınırlı olmadığını belirtiyor..

Kur'an-ı Kerim'de beş vakit namaz kılın buyrulmaktadır..ama nasıl kılınacağı bildirlmemektedir..

bu siteden bir arkadaş Kur'an'da namazın ne şekilde kılınacağı belirtmiştir diyor,ilgili ayetleri yazalım;

"Gönülden boyun eğerek, Allah'ın huzuruna durun" (Bakara Suresi, 238)

Hani Evi (Kâ'beyi) insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri kıldık.. İbrahim'in makamını namaz yeri edinin, İbrahim ve İsmail'e de, Evi'mi tavaf edenler, itikafa çekilenler, ve rükû ve secde edenler için temizleyin diye ahid verdik.(Bakara suresi 125)

“…….Kıyam edenler, rükûa ve sücuda varanlar için Evimi temiz tut.(22/HAC suresi 26)

“Rükû ve sücud yapın” diyor, ama rükû ve sücud nasıl yapılacak, teferruat vermiyor.. Kıyam nasıl yapılacak, ayrıntı yok..İşte Peygamber Efendimiz "Ben nasıl namaz kılıyorsam öyle kılın" diyerek ayeti şekil olarak açıklıyor ve nasıl tatbik edilebileceğini gösteriyor.. yine oruç, zekat, hac gibi Kur'an-ı Kerimde özet olarak gelip açıklanmayan emirleri Peygamberimiz açıklıyor..

ben Peygamber Efendimizin hayatını Kur'an-ı Kerim de göremedim..ve hadisler olmaksızın Kur'an'ın anlaşılması tarafımca mümkün değildir..

Link to post
Sitelerde Paylaş
ben Peygamber Efendimizin hayatını Kur'an-ı Kerim de göremedim..ve hadisler olmaksızın Kur'an'ın anlaşılması tarafımca mümkün değildir..

sadece sence değil,

elanur bu kimse tarafından mümkün değildir.

kuranda sıralama,kronoloji,içerik bütünlüğü falan

olmadığı için bunu kimse yapamaz.

yaptığını sanan da,

kendi inandıklarını islam zanneder.

Link to post
Sitelerde Paylaş
bu mevzuyla ilgili olarak dün Tas arkadaşımla konuşmuştuk..O'na söylediğim şeyleri burda da yazayım..

din yalnızca Kur'an'dır hükmüne bakarsak peygamberlere ne lüzum vardı sorusu zihnimizin bir köşesine yerleşmez mi?Kur'an'da ismi geçen peygamberleri hiç mi merak etmiyoruz?

Kur'an-ı Kerim bizlere ne şekil de ulaştı?gökten zembille inip önümüze mi kondu?

Peygamberlik görevi sadece Kur'an-ı getirmekle bitmer mi?onu açıklamak,onu izah etmek ve nasıl tatbik edileceğini göstermek, Peygamberin görev sınırları içerisinde değil midir?

Allah kendisi ile Resulüne uyulmasını ve iman edilmesini şu ayetler de bildiriyor;

Allah ve Resulü bir meselede hükmünü verdiği zaman, bir mü’min erkeğin yahut bir mü’min kadının artık işlerinde başka bir yolu seçme hakkı yoktur.. Kim Allah’a ve Resulüne isyan ederse, apaçık bir sapıklığa düşmüştür.” (Ahzab 33-36)

“Peygamber size ne emretmişse alın, neyi yasaklamışsa ondan da kaçının. Allah’tan korkun. Muhakkak ki Allah’ın azâbı pek şiddetlidir..”(Haşir 59-7)

“De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir..” (Âl-i İmran 3-31)

O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin, pis şeyleri haram kılar. (Araf 157)

bu ve buna benzer ayetler Peygamberimizin (a.s.m.) görevini, sadece Kur'an-ı insanlara getirmekle sınırlı olmadığını belirtiyor..

Kur'an-ı Kerim'de beş vakit namaz kılın buyrulmaktadır..ama nasıl kılınacağı bildirlmemektedir..

bu siteden bir arkadaş Kur'an'da namazın ne şekilde kılınacağı belirtmiştir diyor,ilgili ayetleri yazalım;

"Gönülden boyun eğerek, Allah'ın huzuruna durun" (Bakara Suresi, 238)

Hani Evi (Kâ'beyi) insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri kıldık.. İbrahim'in makamını namaz yeri edinin, İbrahim ve İsmail'e de, Evi'mi tavaf edenler, itikafa çekilenler, ve rükû ve secde edenler için temizleyin diye ahid verdik.(Bakara suresi 125)

“…….Kıyam edenler, rükûa ve sücuda varanlar için Evimi temiz tut.(22/HAC suresi 26)

“Rükû ve sücud yapın” diyor, ama rükû ve sücud nasıl yapılacak, teferruat vermiyor.. Kıyam nasıl yapılacak, ayrıntı yok..İşte Peygamber Efendimiz "Ben nasıl namaz kılıyorsam öyle kılın" diyerek ayeti şekil olarak açıklıyor ve nasıl tatbik edilebileceğini gösteriyor.. yine oruç, zekat, hac gibi Kur'an-ı Kerimde özet olarak gelip açıklanmayan emirleri Peygamberimiz açıklıyor..

ben Peygamber Efendimizin hayatını Kur'an-ı Kerim de göremedim..ve hadisler olmaksızın Kur'an'ın anlaşılması tarafımca mümkün değildir..

Selam sevgili Elanur;

1- Kuran her ayrıntıyı en ince datayına kadar açıklayan, eksiksiz ve tek dini kaynaktır.

2- Peygambere uyun sözü, ayertlere uyun anlamındadır. Çünkü peygamber ayetlerin dışında en ufak bir dini hüküm getiremez.

3- Peygamberlerin gerçek yaşamları ve davranışları, yani sünnetleri de yalnızca Kuran'dadır.

4- Sadece Kuran korunmuştur.

Başlangıçta Allah'ın kitabı olan Tevrat, İncil ve daha eski kutsal kitaplar bile değiştirildiğinden, din alanında yasaktırlar.

Sadece Kuran.

Hele ki rivayet ve uydurmalardan oluşan hadis kitapları denilen iftiralar, hiçbir zaman dinin kaynağı olmamışlardır.

İsa'nın gerçek sünneti de, Muhammed peygamberimizin gerçek sünneti sadece ve sadece Kuran'dadır.

Diğer kitaplar ise şeytanın ruhçu öğretisini içeren tuzaklardır .

5- Bu söylediklerimin hepsi tamamiyle Kuran'a dayanıyor. Kendin de göz atabilirsin, ayetler bunları tekrar tekrar söylüyor:

http://www.kurandakidin.net/bolumler/01-uy...i-din-giris.asp

http://www.kurandakidin.net/bolumler/02-ku...ne-gore-din.asp

http://www.kurandakidin.net/

6- Yine hayır, namazın ve diğer tüm ibadetlerim tüm ayrıntıları Kuran'da var:

http://www.kurandakidin.net/bolumler/36-ku...at-oruc-hac.asp

namazın nasıl kılınacağını ve diğer ibadetlerin nasıl yapılacağını ayetlerden öğrenebilirsin sadece.

Selam ve sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Selam,

madem sen konuyu buraya actin ben de sana maille verdigm cevabi diyer forum üyelerinden saklamiyayim...

bu mevzuyla ilgili olarak dün Tas arkadaşımla konuşmuştuk..O'na söylediğim şeyleri burda da yazayım..

din yalnızca Kur'an'dır hükmüne bakarsak peygamberlere ne lüzum vardı sorusu zihnimizin bir köşesine yerleşmez mi?Kur'an'da ismi geçen peygamberleri hiç mi merak etmiyoruz?

Kur'an-ı Kerim bizlere ne şekil de ulaştı?gökten zembille inip önümüze mi kondu?

Peygamberlik görevi sadece Kur'an-ı getirmekle bitmer mi?onu açıklamak,onu izah etmek ve nasıl tatbik edileceğini göstermek, Peygamberin görev sınırları içerisinde değil midir?

Selam,

cevaplarimi (kirmizi) Kuran ayetleriyle (yesil) iletine ekleyecegim

sevgili kardeşim,din yalnızca kur'an'dır hükmüne bakarsak, peygamberlere ne lüzum vardı sorusu zihnimizi kurcalamaz mı?

Kurcalamaz! Kuranda yeterince aciklanik Peygamberin görevi!

13:40 Onlara söz verilenlerin bir kısmını sana göstersek de, senin canını alsak da, sana düşen görev bildirmektir. Hesap ise bize düşer.

16:35 Ortak koşanlar, ALLAH dilemeseydi ne biz, ne de atalarımız O'ndan başka bir şeye tapmaz ve O'nun haram ettiğinden başkasını da haram kılmazdık. Kendilerinden öncekiler de böyle davranmıştı. Elçinin açıkça bildirmekten başka bir görevi mi var?

Sen malesef var diyorsun!

24:54 De ki, "ALLAH'a ve elçiye uyunuz. Reddederseniz, o kendi görevinden sorumludur, siz de kendi görevinizden sorumlusunuz. Ona uyarsanız, doğruyu bulursunuz. Elçinin tek görevi, mesajı açıkça bildirmekten ibarettir.

29:18 Yalanlarsanız, sizden önceki toplumlar da yalanlamışlardı. Elçinin görevi ancak açıkça bildirmektir.

36:16 Dediler ki, "Rabbimiz bilir ki biz size gönderildik."

36:17 "Bizim görevimiz, açıkça duyurmaktan ibarettir."

42:48 Yüz çevirirlerse, biz seni onlara bir bekçi olarak göndermedik. Sana düşen sadece bildirmektir. Biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman onunla sevinir; ama kendi yaptıklarının bir sonucu olarak başlarına bir kötülük gelse, o zaman insan nankörleşir.

64:12 ALLAH'a uyunuz, elçisine uyunuz. Yüz çevirirseniz, elçimizin görevi açıkça bildirmekten ibarettir.

Kur'an da ismi geçen Hz. Muhammed acaba kimdir?şemaili nasıldır?evlenmiş midir?(sorular uzayıp gidiyor) biz de hiç mi merak duygusu uyandırmıyor?

Müslümanlik (Allaha teslim olmak) icin ne önemi var? Yoksa Peygamberin haddinden fazla yüceltip (Putlastirip) Allaha es mi kosunuöuyor?

Ayrica Kuranda Peygamberin özel hayati oldug belirtiliyor, kimseyi alakadar etmez yani!

33:53 Ey inananlar, peygamberin evine, yemeğe çağrılmadan girmeyin. Öyle bir çağrıyı da beklemeyin. Çağrıldığınız vakit girebilirsiniz. Yemeği yedikten sonra ayrılıp dağılın. Hadislere (sözlere) dalmayın. Bu durum peygamberi üzüyor; ancak size bildirmekten utanıyordu. ALLAH gerçeği bildirmekten çekinmez. Onun hanımlarından bir şey istediğinizde onu bir perde ardından isteyiniz. Bu sizin kalbiniz ve onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır. ALLAH'ın elçisini üzmemelisiniz ve ondan sonra onun eşleriyle asla evlenmemelisiniz, zira bu, ALLAH katında pek büyük bir günahtır.

Ayrica bak:

3:79 ALLAH'ın kendisine kitap, bilgelik ve peygamberlik verdiği hiçbir insan, "ALLAH'tan sonra bana da kulluk ediniz," diye halkı kendisine çağırmaz. Aksine, "Öğrenip öğrettiğiniz kitap gereğince kendisini Rabbine adayan kullar olun," der.

3:80 Ve size, melekleri ve peygamberleri rabler edinmenizi de emretmez. Siz müslüman olduktan sonra, size hiç inkarı emreder mi?

peygamberlik görevi sadece Kur'an-ı getirmekle bitmez..onu açıklamak, izah etmek ve nasıl tatbik edileceğini göstermek, peygamberin görev sınırları içerisindedir..yazacağım ayetler onun ilahi görevlerinden bir kısmını belirtiyor..

Kurani aciklamak Allahin görevidir!

20:114Gerçek Yönetici olan ALLAH çok yücedir. Sana vahyi tamamlanmadan önce Kuran'ı (anlamak için) acele etme ve, "Rabbim, bilgimi arttır," de.

75:16 Onu aceleye getirip dilini oynatma.

75:17 Onu toplamak da okutmak da bize düşer.

75:18 Biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşunu izle.

75:19 Sonra, onu açıklamak da bizim görevimizdir.

55:1 Rahman,

55:2 Kuran'ı öğretti.

Senin dedign ayetler nerde, hem var olsa Kuran da celiski olur.

Allah ve Resulü bir meselede hükmünü verdiği zaman, bir mü’min erkeğin yahut bir mü’min kadının artık işlerinde başka bir yolu seçme hakkı yoktur.. Kim Allah’a ve Resulüne isyan ederse, apaçık bir sapıklığa düşmüştür.” (Ahzab Sûresi ,33-36)

Katiliyorum! Hem farkina vardiysan, Allah ve Resulu derken tekil olarak bahs ediyor verdigi yaziyor, verdikleri degil! Ayni 8:24 de oldugu gibi.

Muhammedin kendi basina hüküm verme yetkisi yok!

6:114 ALLAH'tan başka hüküm koyucu mu arayayım? O ki size kitabı detaylı olarak indirmiştir. Kendilerine kitap vermiş olduklarımız onun Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. O halde kuşkulananlardan olma.

6:115 Rabbinin kelimeleri doğruluk ve adaletle tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, İşitendir, Bilendir.

“Peygamber size ne emretmişse alın, neyi yasaklamışsa ondan da kaçının. Allah’tan korkun. Muhakkak ki Allah’ın azâbı pek şiddetlidir..”(Haşir Sûresi, 59-7)

Carpitiyorsun, Ayetde nerde emir yaziyor? hem ayeti tümden okusana! Neyden bahs ediyor, neyi verirse alinacak..

59:7 ALLAH'ın o ülkelerin halklarından elçisine ganimet bıraktığı şeyler ALLAH'ın ve elçisinindir. Yani akrabalara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara verilmelidir ki zenginlerinizin arasında tekelleşmesin. Elçinin size verdiğini alın; ancak onun size vermediğinden uzak durun. ALLAH'ı dinleyin. ALLAH'ın cezalandırması çetindir.

Ha ganimetlerden bahs ediliyormus...

“De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir..” (Âl-i İmran Sûresi, 3-31)

Elcisine uymak Kurana uymak, Sen hangi elciye uymak istiyorsun. Allahin korudum dedig kaynaktan haric, baska bir kaynaktaki (allah tarafindan korunmamis) elciye mi uyuyorsun?

Evet, buna benzer âyetler Peygamberimizin (a.s.m.) görevini, sadece Kur’ân’ı insanlara getirmekle sınırlı olmadığını belirtiyor..

Yukarda ekledigm gibi hatan var...

Efendimizin bir görevi özet şeklinde olan ayetleri açıklamaktır;örneğin Kur'an “Namaz kılın” diyor, ama namaz nasıl kılınacak? “Rükû ve sücud yapın” diyor, ama rükû ve sücud nasıl yapılacak, teferruat vermiyor. Kıyam nasıl yapılacak, ayrıntı yok. İşte Peygamberimiz “Ben nasıl namaz kılıyorsam öyle kılın” diyerek âyet-i kerimeyi şekil ve muhteva olarak açıklıyor ve nasıl tatbik edilebileceğini gösteriyor. Namaz, oruç, zekât, hac gibi Kur’ân-ı Kerimde mücmel (özet) olarak gelip açıklanmayan emirleri Peygamberimiz açıklıyor..

Yahu, sen Allahi yalanliyorsun! Bakalim Allah Kuran üzerine ne demis, bu sade özet, detaysiz vs. vs. mi yoksa:

6:38 Kanatlarıyla uçan kuşlar dahil yeryüzündeki tüm yaratıklar sizin gibi birer toplum. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra onlar (tüm yaratıklar) Rab'lerinin huzuruna toplanacak.

16:89 Her topluluk içinden, kendilerine karşı bir tanık gönderdiğimiz, şunlara karşı da seni tanık olarak getirdiğimiz gün... Biz sana bu kitabı, her şeyi açıklayan, bir yol gösterici, bir rahmet ve müslümanlara bir müjde olarak indirdik.

2:99 Sana apaçık ayetler indirdik. Yoldan çıkmış olanlardan başkası onları inkar etmez.

7:52 Bilgiyle detaylandırdığımız, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir kitabı onlara getirdik.

10:37 Bu Kuran, ALLAH'tan başkası tarafından düzenlenen bir kitap değildir. Ancak kendisinden öncekileri onaylayan ve kitabın (yasaların) detaylı bir açıklamasıdır. Bunda kuşkunuz olmasın; evrenlerin Rabbindendir.

11:1 A.L.R. (Bu) öyle bir kitaptır ki, Bilge ve her şeyden Haberdar biri tarafından ayetleri sağlamlaştırılmış ve sonra da açıklanıp detaylanmıştır.

12:1 A.L.R. Bu , apaçık kitabın ayetleridir

12:2 Onu Arapça bir Kuran olarak indirdik ki anlayasınız.

12:3 Sana bu Kuran'ı vahyederek, sana en güzel bir anlatımla tarihi aktarıyoruz. Sen daha önce bundan habersizdin.

12:111 Onların tarihinde, bilinç sahipleri için bir ders vardır. Bu, uydurma bir hadis değil; fakat kendisinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin detaylı açıklaması ve inananlar için bir hidayet ve Rahmettir.

22:16 Böylece, biz onu apaçık ayetler olarak indirdik. ALLAH dilediğini ve dileyeni doğruya ulaştırır.

25:33 Onların sana yönelttikleri her teze karşı, biz sana gerçeği ve en güzel açıklamayı getiririz.

44:2 Apaçık olan bu kitaba and olsun.

44:58 Öğüt alsınlar diye senin dilinle onu kolaylaştırdık.

54:17,22,32,40 Kuran'ı mesaj için kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?

Kuran ap acik, Namaz yeterince detayli Kuranda aciklanik! Kuran disindan kaynaklara ihtiyac yok Namazi aciklayabilmek icin.

Hem farkina vardim ki sen gönderdigm ayetleri okumamissin...

sonra bunca alim,bunca ilahiyatçı boşuna mı yetişiyor?bu kişiler yalnızca kur'an ilmiyle mi alakadar oluyorlar?sahih hadisleri bilmem duydunuz mu?bu konu hakkında isterseniz görüşebiliriz..

Ha sen Allaha teslimiyet degil de alimlere teslimiyet diyorsun!

9:31 Din bilginlerini, din adamlarını ve Meryem oğlu Mesih'i ALLAH'tan ayrı rabler edindiler. Oysa, yalnız tek Tanrı'ya kulluk etmekle emredilmişlerdi. O'ndan başka tanrı yoktur. O, eş koştukları kimselerden de çok Yücedir.

3:64 De ki, "Kitaplılar! Bizimle sizin aranızda aynı olan bir ilkeye geliniz: ALLAH'tan başkasına kulluk etmeyelim ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım, birimiz diğerini ALLAH'tan sonra rabler edinmesin." Kabul etmezlerse, "Şahit olun, biz müslümanlarız!," deyin.

3:80 Ve size, melekleri ve peygamberleri rabler edinmenizi de emretmez. Siz müslüman olduktan sonra, size hiç inkarı emreder mi?

Namazdan bahs etmissin 5 vakit farz diye! Nerde yaziyor bu Kuranda? diye sormuşsunuz..

"Gündüzün iki ucunda ve gecenin bir kısmında namaz kıl. Doğrusu iyilikler kötülükleri giderir.." (Sad suresi : 114)

Gündüzün iki ucu akşam ve sabah namazı, bir kısmında da yatsı namazı vardır.. Üç vakit bu ayette..

Peki Sabah namazinin günes dogmadan ve aksam namazinin günes batmadan oldugnu nerden anliyorsun?

Yani gündüzün iki tarafindan bahs ediyorsun ve namazlari gece kiliyorsun, yani günes dogmamisken ve batiktan sonra?

"Güneşin batıya yönelmesinden gece karanlığına kadar namazı kıl. Tanyeri ağarırken de sabah namazını kıl.. Zira bu namaz görülmeye değerdir.." (İsra Suresi :78)

Güneşin batıya yönelmesinden gece olana kadar kılınan namaz ikindi namazıdır. Sabah namazı tekrar edilmiştir..

1. Cevrin hatali, Sabah namazindan bahs edilmez ayetin ikinci bolümünde fecr zamaninda Kuran okunmasindan bahs eder.

2. Aksam namazindan bahs ediyor, tabiki sizler ikindi namazina bir ayeti carpitmaniz lagzim! Peki ikindi namazi olsun, o zaman günün ortasindan günes batasana kadarki zamanda ikindi kilinmasi lagzim oluyor, sen neden ikindi namazi icin takvime bakim, ögle namazindan asagi yukari 3-4 saat sonra kiliyorsun?

17:78 Güneşin batmasindan gecenin kararmasına kadar namazı gözet ve sabah Kuran'nı da, sabahleyin Kuran (okumasına) tanık/sahit olunur

"Ey Muhammed! Onların dediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce ve batmasından sonra Rabbini tesbih et (namaz kıl) geceleyin ve gündüzün yanlarında da tesbih et (namaz kıl)." (Taha suresi : 130)

Ne güzel Namaz kili en azindan parantez icine almissin! Bu ayet namaz vaktini belirlemez, yine carpitma. Salat kelimesi gecmez. Tesbih et diye gecer, simdi sana bir görev, Kuranda tüm tesbih et yazan ayetleri cikar ve ne zaman tesbih edicegin zamanlari da ögren. Bak gör ki senin anlayisina göre tüm gün boyunca namaz kilman lagzimmi!

Güneşin doğmasından önce sabah namazı, batmasından önce ikindi namazı, geceleyin yatsı namazı, gündüzün yanlarında akşam ve öğle namazı kılınacak. Bu ayetle beş vakit namaz sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazları sabit oluyor..

Bu Aciklamani tekrar gözden gecir.... Cok güünc bir aciklama.... ben sana daha iyi bir bes vakit versionu getirebilirim ve dah az yanlislarla dolu....

SAYGILAR

Umarim bilgini artirma niyetiyle okumussundur...

Baris ve Güven

Link to post
Sitelerde Paylaş

bana özelden gönderdiğiniz mesajı burdaki arkadaşlara göstermenize ne lüzum var? kendinizi gülünç bir duruma düşürdüğünüzün bilmem farkında mısınız?

bakıyorum da müfessir kesilip Kur'an-ı tefsire kalkışmışsınız..desenize bunca ilahiyatçı sebepsiz yere okuyup,İslam dinini teferruatına kadar inceleme gayretine giriyorlar..siz şimdi namaz üç vakittir de dersiniz,hatta başörtüsü de müşriklerin işidir değil mi?

hadis ve ilmihali de esas alan ve bugüne kadar gelip geçmiş bunca alim biz de dahil hepimiz gerizekalıyız öylemi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Elanur, şu sorularımı ayrı ayrı cevaplarsan sevinirim:

1- Allah namazın 3 vakit olduğunu ve nasıl kılınacağını söylüyor ayetlerinde.

Bu bağlamda, senin din adamların mı daha iyi biliyordur, yoksa Allah mı?

Ve neden?

2-Tevrat ve İncil'de üçleme geçmediği halde, kendini dine adamış, uzman, binlerce yılın birikimi olan hristiyan uleması insanlara "üçlemeye tapacaksınız" diyor.

Buna karşılık bazı din adamı olmayan hristiyanlar "hayır üçlemeye tapmak sapkınlıktır" diyor.

Sence ömrünü ilahiyata adamış hristiyan din adamları mı daha iyi biliyor, yoksa üçlemeyi rededen ama din adamı olmayan hristiyanlar mı?

Ve neden?

3- Yine ömrünü dine adamış, bütün kutsal kitapları bilen, bilgili-entellektüel hindu din adamları "ana tanrının yansıması olarak sayısız alt tanrı var" diyor.

Şimdi bu uzmanlaşmış, bilgili Hindu din adamları mı doğruyu biliyor?

Yoksa sen mi doğruyu biliyorsun(çok tanrıyı redederek)?

Ve neden?

4- Ömrünü islam'a adamış bir alevi ilahiyat profesörü, Ali'yi kutsallaştırırken, Allah'a ortaklar koşarken, o mu daha iyi biliyor?

Yoksa bir islam proförü olmadığın halde sen "hayır olmaz öyle şey" diyerek, daha mı daha iyi biliyorsun?

Ve neden?

5- Allah Kuran'dan başka bir kaynağı yasaklamışken, bunu defalarca ayetlerinde söylerken...

Allah mı daha iyi biliyor "yalnız Kuran" derken?

Yoksa sen mi daha iyi biliyorsun "hayır, hadislere,icma,kıyas ve diğer yardımcıları da ihtiyacımız var" derken?

Ve neden?

Selam ve sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öyle güzel bir örnek ki bu.

Teist (müslüman) okuyucuların "Evet ne kadar harika/ Aaa ne kadar da doğru" demesini bekliyor insan.

Oysa iletinin altında bambaşka cevaplar çarpıyor gözüme... garipsedim.

Madem kimse söylememiş ben söyleyeyim;

Harika bir tespit ve Kuran dışında kaynaklar edinmenin insanın perspektifini nasıl bulandırdıgına dair cok guzel bir örnek.

"Adaletle hükmetmek" kavramını çok güzel anlatan bir kıssa.

Böyle ayetleri gördükçe Kuran'ın niye içimi titrettiğini her defasında yeniden anlıyorum.

Selam ve sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Selam,

bana özelden gönderdiğiniz mesajı burdaki arkadaşlara göstermenize ne lüzum var? kendinizi gülünç bir duruma düşürdüğünüzün bilmem farkında mısınız?

fazla bir özelik olayi kalmamistiki! Sen bana özelden gönderdigni buraya da eklemissin.

Söyle düsün ben önce burda eklediklerini cevapladim + bir de özelden gönderdim ;)

bakıyorum da müfessir kesilip Kur'an-ı tefsire kalkışmışsınız..desenize bunca ilahiyatçı sebepsiz yere okuyup,İslam dinini teferruatına kadar inceleme gayretine giriyorlar..siz şimdi namaz üç vakittir de dersiniz,hatta başörtüsü de müşriklerin işidir değil mi?

hadis ve ilmihali de esas alan ve bugüne kadar gelip geçmiş bunca alim biz de dahil hepimiz gerizekalıyız öylemi?

Ne tefsiri? Hic kendi ekledigm kuran ayetlerini aciklamaya kalkmismiyim?

Sadece senin yazilarina tespitler ve sorular yöneltim ve cevaplari da sirf kuran ayetleriyle verdim.

Lütfen konuyu dagitma, kendin de farkina varmissindir, sirf genel bir suclamada bulunmussun, hicbir kanita dayanmadan, hele hic bir kuran ayetine dayanmadan. Bu nerden kaynaklaniyor acaba?

Emre1974tr ve benim sordugm sorulari objektif degerlendir...

Kuran ayetlerini de görmezlikten gelme. Biz burda tefsire gerek yok derken, kendimiz tevsir yazmaya kalkip ayni cehalete düsecek degiliz. Önceki tevsirleri red etmemizdeki mantik nerde olur?

Sunlari da dikate almani öneririm.

"Gerçek Yönetici olan ALLAH çok yücedir. Sana vahyi tamamlanmadan önce Kuran'ı (anlamak için) acele etme ve, 'Rabbim, bilgimi arttır' de." 20:114

"Onlar ki sözü (kavl) dinlerler ve en güzeline uyarlar. Onlar, ALLAH'ın yol gösterdiği kimselerdir. Onlar akıl sahipleridir." 39:18

Kullarıma söyle: En güzel biçimde konuşup tartışsınlar. Çünkü şeytan aralarına girer. Şeytan, insanın apaçık düşmanıdır. (17:53)

"ALLAH yanında, yaratıkların en kötüsü, akıllarını kullanmayan sağır ve dilsizlerdir." 8:22

Baris ve Güven

Link to post
Sitelerde Paylaş
Selam,

fazla bir özelik olayi kalmamistiki! Sen bana özelden gönderdigni buraya da eklemissin.

Söyle düsün ben önce burda eklediklerini cevapladim + bir de özelden gönderdim ;)

Ne tefsiri? Hic kendi ekledigm kuran ayetlerini aciklamaya kalkmismiyim?

Sadece senin yazilarina tespitler ve sorular yöneltim ve cevaplari da sirf kuran ayetleriyle verdim.

Lütfen konuyu dagitma, kendin de farkina varmissindir, sirf genel bir suclamada bulunmussun, hicbir kanita dayanmadan, hele hic bir kuran ayetine dayanmadan. Bu nerden kaynaklaniyor acaba?

Emre1974tr ve benim sordugm sorulari objektif degerlendir...

Kuran ayetlerini de görmezlikten gelme. Biz burda tefsire gerek yok derken, kendimiz tevsir yazmaya kalkip ayni cehalete düsecek degiliz. Önceki tevsirleri red etmemizdeki mantik nerde olur?

Sunlari da dikate almani öneririm.

"Gerçek Yönetici olan ALLAH çok yücedir. Sana vahyi tamamlanmadan önce Kuran'ı (anlamak için) acele etme ve, 'Rabbim, bilgimi arttır' de." 20:114

"Onlar ki sözü (kavl) dinlerler ve en güzeline uyarlar. Onlar, ALLAH'ın yol gösterdiği kimselerdir. Onlar akıl sahipleridir." 39:18

Kullarıma söyle: En güzel biçimde konuşup tartışsınlar. Çünkü şeytan aralarına girer. Şeytan, insanın apaçık düşmanıdır. (17:53)

"ALLAH yanında, yaratıkların en kötüsü, akıllarını kullanmayan sağır ve dilsizlerdir." 8:22

Baris ve Güven

Sayın Barış;Kur'an-ı açklamak Allah'ın işidir diyorsunuz..ben de durum da peygambere ne lüzum vardı sorusunu sorma gereğini duyuyorum..

Kur'an bütün teferruatı verseydi ciltlerle dolu bir kitap karşımıza çıkardı..Kur'an-ı Kerim insanları peygamberimize yöneltiyor.."Onun getirdiğini alın, onun yasakladıklarından kaçının" diyor..Yani Kur'an ikinci kaynak olarak peygamberimizi nazara veriyor..

yani bir takım meselelerin açıklanması Peygamber Efendimize bırakılmıştır..Kur'anda eşek eti haramdr ayetini bana getirir misiniz?

Tefsiri de reddediyorsunuz..kusura bakmayın ama kimse anasından müfessir olarak doğmuyor..öyleyse diyanet işleri kapatılsın,illerdeki müftüler görevlerinden alınsın..camilerde hutbeler okutulmasın ve fetvalar da verilmesin..ayrıca din dersi de kaldırılsın..zaten her şey Kur'an da belirtilmiş değil mi?

sonra siz tarih kitaplarını da inanmayın,o zamanlarda yaşamadığınız için olaylara bizzat şahitlik etmiş değilsiniz ..iyisimi siz, varsa tarih kitaplarınızın da hepsini yakın..doğruluk dercesi yok sonuçta..

tarihinde elanur tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Elanur,

Bak yukarıda (7.iletide) Emre arkadaşımız sana bir takım sorular yöneltmiş. Bu sorulara vereceğin cevapları merakla bekliyoruz. Soruları yanıtlamaktan korkma. Mühim olan doğruları bulmak, hataları düzeltmek, gerçekleri açığa çıkarmak. Hepimizin tek amacı da bu yoksa burada bir ego savaşı yapmıyoruz. Hatayı kabul etmek ve bir daha aynı yanlışı yapmamak çok büyük bir erdem. Soruları içtenlikle cevaplayınca gerçekler zaten otomatikman su yüzüne çıkacak; yeter ki sen onlarla yüzleşmekten korkma tatlım.

Bak ben de hatalarımla yüzleşmesem şu an bir müslüman değil, bir pandeist olacaktım. Ve tüm saçmalıklarına rağmen sapkın bir doktrini savunuyor olacaktım. Savunma mekanizmam bir takım kılıflar uyduracak, beni uyutacaktı.

Mühim olan ne hayatını buna adamış dediğin ilahiyatçılar, ne diyanet işleri, ne mahalle imamı, ne ailenin sana öğrettikleri.

Mühim olan Kuran'ın ne söylediği. Bu senin bireysel sınavın. Ve senin ebedi-sonsuz yaşamını belirleyecek.

Bundan daha önemli bir konu olabilir mi dünyada? İşte bu yüzden ezberciliğini bir kenara bırak ve sevgili Emre'nin sorularını tüm içtenliğinle yanıtla lütfen.

Sevgiyle...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili Elanur, şu sorularımı ayrı ayrı cevaplarsan sevinirim:

1- Allah namazın 3 vakit olduğunu ve nasıl kılınacağını söylüyor ayetlerinde.

Bu bağlamda, senin din adamların mı daha iyi biliyordur, yoksa Allah mı?

Ve neden?

2-Tevrat ve İncil'de üçleme geçmediği halde, kendini dine adamış, uzman, binlerce yılın birikimi olan hristiyan uleması insanlara "üçlemeye tapacaksınız" diyor.

Buna karşılık bazı din adamı olmayan hristiyanlar "hayır üçlemeye tapmak sapkınlıktır" diyor.

Sence ömrünü ilahiyata adamış hristiyan din adamları mı daha iyi biliyor, yoksa üçlemeyi rededen ama din adamı olmayan hristiyanlar mı?

Ve neden?

3- Yine ömrünü dine adamış, bütün kutsal kitapları bilen, bilgili-entellektüel hindu din adamları "ana tanrının yansıması olarak sayısız alt tanrı var" diyor.

Şimdi bu uzmanlaşmış, bilgili Hindu din adamları mı doğruyu biliyor?

Yoksa sen mi doğruyu biliyorsun(çok tanrıyı redederek)?

Ve neden?

4- Ömrünü islam'a adamış bir alevi ilahiyat profesörü, Ali'yi kutsallaştırırken, Allah'a ortaklar koşarken, o mu daha iyi biliyor?

Yoksa bir islam proförü olmadığın halde sen "hayır olmaz öyle şey" diyerek, daha mı daha iyi biliyorsun?

Ve neden?

5- Allah Kuran'dan başka bir kaynağı yasaklamışken, bunu defalarca ayetlerinde söylerken...

Allah mı daha iyi biliyor "yalnız Kuran" derken?

Yoksa sen mi daha iyi biliyorsun "hayır, hadislere,icma,kıyas ve diğer yardımcıları da ihtiyacımız var" derken?

Ve neden?

Selam ve sevgiler.

Sevgili Emre;Kur'an'da ayetlere dayanarak namazın üç vakit olduğunu söylüyorsun,bunu yaparkende mutlaka tefsirden faydalanıyorsundur,ilgili ayetleri yazalım;

"Gündüzün iki ucunda ve gecenin bir kısmında namaz kıl. Doğrusu iyilikler kötülükleri giderir." (Sad : 114)

Gündüzün iki ucu akşam ve sabah namazı, bir kısmında da yatsı namazı vardır. üç vakit bu ayette..

"Güneşin batıya yönelmesinden gece karanlığına kadar namazı kıl. Tanyeri ağarırken de sabah namazını kıl. Zira bu namaz görülmeye değerdir." (İsra :78)

Güneşin batıya yönelmesinden gece olana kadar kılınan namaz ikindi namazıdır.. sabah namazı tekrar edilmiştir..

"Ey Muhammed! Onların dediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce ve batmasından sonra Rabbini tesbih et (namaz kıl) geceleyin ve gündüzün yanlarında da tesbih et (namaz kıl)." (Taha : 130)

Güneşin doğmasından önce sabah namazı, batmasından önce ikindi namazı, geceleyin yatsı namazı, gündüzün yanlarında akşam ve öğle namazı kılınacak.. bu ayetle beş vakit namaz sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazları sabit oluyor..

Bakara 238'de "namazlara ve ayrıca orta namaza devam edin" buyrulmakta..arap olmadığımdan ve arapça bilmediğimden ötürü alıntı yapmak zorundayım..

namazlar anlamındaki "salavat" kelimesi çoğuldur..Arapça da çoğul üçten başlar. "İki'' ye tesniye denir ve ''iki namaz'' sözü "salateyn'' şeklinde söylenir. Demek oluyor ki, ayetteki ''salavat'' sözünden en az üç namaz anlaşılır. Ayrıca bir de "orta namaz" var. Çünkü matuf, matuf aleyhten (üzerine atıf yapılandan) ayrıdır. Bu sebeple "orta namaz", "namazlar'' ifadesine dahil olmadığı gibi, her iki yanında eşit sayı bulunmadığı için, üç namazın arasında yer alacak bir namaza ''orta namaz'' denilmesi de mümkün değildir. O halde, ayetteki "salavat" kelimesi, en az dört namazı ifade eder. Orta namaz buna eklendiğinde beş vakit namaz ortaya çıkar..

2-Tevrat ve İncil'de üçleme geçmediği halde, kendini dine adamış, uzman, binlerce yılın birikimi olan hristiyan uleması insanlara "üçlemeye tapacaksınız" diyor.

Buna karşılık bazı din adamı olmayan hristiyanlar "hayır üçlemeye tapmak sapkınlıktır" diyor.

Sence ömrünü ilahiyata adamış hristiyan din adamları mı daha iyi biliyor, yoksa üçlemeyi rededen ama din adamı olmayan hristiyanlar mı?

Ve neden?

Yeryüzünde çeşit çeşit incil bulunmakta,şimdi bu incilleri teker teker açıklayayım mı?

Verdiğin örnekteki ilahiyatçılar bizde(Türkiye) de mevcut..o ilahiyatçının tefsirlerinin toparlatıldığını biliyor musun?ayrıca o ilahiyatçı da namazın üç rekat olduğunu söylüyor..

5- Allah Kuran'dan başka bir kaynağı yasaklamışken, bunu defalarca ayetlerinde söylerken...

Allah mı daha iyi biliyor "yalnız Kuran" derken?

Yoksa sen mi daha iyi biliyorsun "hayır, hadislere,icma,kıyas ve diğer yardımcıları da ihtiyacımız var" derken?

Ve neden?

Çünkü Kur'an'ın meailini okuduğum taktirde Kur'an dan zerre kadar bir şey anlamam..

2.iletimde zaten ne demek istediğimi yazmışım,tekrar yazayım;

Allah kendisi ile Resulüne uyulmasını ve iman edilmesini şu ayetler de bildiriyor;

Allah ve Resulü bir meselede hükmünü verdiği zaman, bir mü’min erkeğin yahut bir mü’min kadının artık işlerinde başka bir yolu seçme hakkı yoktur.. Kim Allah’a ve Resulüne isyan ederse, apaçık bir sapıklığa düşmüştür.” (Ahzab 33-36)

“Peygamber size ne emretmişse alın, neyi yasaklamışsa ondan da kaçının. Allah’tan korkun. Muhakkak ki Allah’ın azâbı pek şiddetlidir..”(Haşir 59-7)

“De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir..” (Âl-i İmran 3-31)

O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin, pis şeyleri haram kılar. (Araf 157)

bu ve buna benzer ayetler Peygamberimizin (a.s.m.) görevini, sadece Kur'an-ı insanlara getirmekle sınırlı olmadığını belirtiyor..

Kur'an-ı Kerim'de beş vakit namaz kılın buyrulmaktadır..ama nasıl kılınacağı bildirlmemektedir..

bu siteden bir arkadaş Kur'an'da namazın ne şekilde kılınacağı belirtmiştir diyor,ilgili ayetleri yazalım;

"Gönülden boyun eğerek, Allah'ın huzuruna durun" (Bakara Suresi, 238)

Hani Evi (Kâ'beyi) insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri kıldık.. İbrahim'in makamını namaz yeri edinin, İbrahim ve İsmail'e de, Evi'mi tavaf edenler, itikafa çekilenler, ve rükû ve secde edenler için temizleyin diye ahid verdik.(Bakara suresi 125)

“…….Kıyam edenler, rükûa ve sücuda varanlar için Evimi temiz tut.(22/HAC suresi 26)

“Rükû ve sücud yapın” diyor, ama rükû ve sücud nasıl yapılacak, teferruat vermiyor.. Kıyam nasıl yapılacak, ayrıntı yok..İşte Peygamber Efendimiz "Ben nasıl namaz kılıyorsam öyle kılın" diyerek ayeti şekil olarak açıklıyor ve nasıl tatbik edilebileceğini gösteriyor.. yine oruç, zekat, hac gibi Kur'an-ı Kerimde özet olarak gelip açıklanmayan emirleri Peygamberimiz açıklıyor..

ben Peygamber Efendimizin hayatını Kur'an-ı Kerim de göremedim..ve hadisler olmaksızın Kur'an'ın anlaşılması tarafımca mümkün değildir..

ayrıca şu sorularıma cevaplar alabilir miyim?

din yalnızca Kur'an'dır hükmüne bakarsak peygamberlere ne lüzum vardı sorusu zihnimizin bir köşesine yerleşmez mi?Kur'an'da ismi geçen peygamberleri hiç mi merak etmiyoruz?

Kur'an-ı Kerim bizlere ne şekil de ulaştı?gökten zembille inip önümüze mi kondu?

Peygamberlik görevi sadece Kur'an-ı getirmekle bitmer mi?onu açıklamak,onu izah etmek ve nasıl tatbik edileceğini göstermek, Peygamberin görev sınırları içerisinde değil midir?

Din yalnızca Kur'an'dır diyen arkadaşlarım,sizlere tavsiyem Kur'an ilmini teferruatına kadar incelemeniz olacaktır. olan ayetleri yanlış yorumla Allah muhafaza insanı küfre kadar götürebilir..

tarihinde elanur tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Sayın Barış;Kur'an-ı açklamak Allah'ın işidir diyorsunuz..ben de durum da peygambere ne lüzum vardı sorusunu sorma gereğini duyuyorum..

Kur'an bütün teferruatı verseydi ciltlerle dolu bir kitap karşımıza çıkardı..Kur'an-ı Kerim insanları peygamberimize yöneltiyor.."Onun getirdiğini alın, onun yasakladıklarından kaçının" diyor..Yani Kur'an ikinci kaynak olarak peygamberimizi nazara veriyor..

yani bir takım meselelerin açıklanması Peygamber Efendimize bırakılmıştır..Kur'anda eşek eti haramdr ayetini bana getirir misiniz?

Tefsiri de reddediyorsunuz..kusura bakmayın ama kimse anasından müfessir olarak doğmuyor..öyleyse diyanet işleri kapatılsın,illerdeki müftüler görevlerinden alınsın..camilerde hutbeler okutulmasın ve fetvalar da verilmesin..ayrıca din dersi de kaldırılsın..zaten her şey Kur'an da belirtilmiş değil mi?

sonra siz tarih kitaplarını da inanmayın,o zamanlarda yaşamadığınız için olaylara bizzat şahitlik etmiş değilsiniz ..iyisimi siz, varsa tarih kitaplarınızın da hepsini yakın..doğruluk dercesi yok sonuçta..

bala bla bal...

yazdiklarimizi okumadigni bizler böylece ispatlamis oldun.....

esek etine gelince, kurandan sana haksiz oldugna dair bir ayet daha göstereyim.....

2:173 O, size sadece leş, kan, domuz eti ve ALLAH'tan başkası adına kesileni haram kılmıştır. Her kim (bunları yemeye) mecbur kalırsa, (suiistimal yolunu) aramamak ve sınırı aşmamak koşuluyla günah işlemiş olmaz. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

6:145 De ki: "Bana vahyedilende, yiyen birisi için şunların dışında haram edilmiş bir madde bulamıyorum: (1) Leş, (2) akıtılmış kan, (3) domuzun eti -ki pistir-, (4) ALLAH'tan başkasına sapıkça adanmış yiyecekler." Zorda kalan bir kimse, istekli olmaz ve sınırı aşmazsa kuşkusuz senin Rabbin Bağışlayandır, Rahimdir.

16:115 Size yalnızca leş, kan, domuz eti ve ALLAH'tan başkası için adananları haram kılmıştır. Kim (bunları yemek) zorunda kalırsa, istekli olmamak ve sınırı aşmamak koşuluyla ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

16:116 Dillerinizin yalan yere nitelendirmesinden ötürü "Bu helaldir, bu haramdır," demeyin. Böylece ALLAH'a yalan yakıştırmış olursunuz. ALLAH'a yalan yakıştıranlar başarıya ulaşamazlar.

Walla benim ve Allemlerin Rabbi olan Allahin, esek etini haram kildigni hic bir yerde görmüyorum. Senin rabin esek etini nerde haram kilmis?

Baris ve Güven

Link to post
Sitelerde Paylaş

tamam ben de onu diyorum..Kur'anda eşek eti haramdır diye bir ayet yok..helaldir diye de bir ayet yok

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Haberiniz olsun, rahat koltuğunda otururken kendisine benim bir hadisim ulaştığı zaman kişinin: "Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı vardır. Onda nelere helal denmişse onları helal biliriz. Nelere de haram denmişse onları haram addederiz" diyeceği zaman yakındır. Bilin ki, Resulullah (sav)'ın haram kıldıkları da tıpkı Allah'ın haram ettikleri gibidir." (Ebu Davud'un rivayetinin baş kısmında şu ziyade vardır: "Haberiniz olsun, bana Kitap ve bir o kadar da (sünnet) verildi." Ebu Davud'un rivayetinin sonunda şu ziyade de mevcuttur: "Haberiniz olsun (Kur'an'da zikri geçmiyen) ehli eşeğin eti de size helal değildir, vahşi hayvanlardan parçalayıcı dişi (köpek dişi) olanlar, keza muahedeli olanların yitikleri de haramdır.

Ebu Davud, Sünne, 6, (4604); Tirmizi, İlm 60, (2666); İbnu Mace, Mukaddime 2, (12)

benim rabbim,senin rabbim ayrımınıda girdiniz ya helal olsun..

yakında beni ateistte ilan edersiniz

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bak yukarıda (7.iletide) Emre arkadaşımız sana bir takım sorular yöneltmiş. Bu sorulara vereceğin cevapları merakla bekliyoruz. Soruları yanıtlamaktan korkma. Mühim olan doğruları bulmak, hataları düzeltmek, gerçekleri açığa çıkarmak. Hepimizin tek amacı da bu yoksa burada bir ego savaşı yapmıyoruz. Hatayı kabul etmek ve bir daha aynı yanlışı yapmamak çok büyük bir erdem. Soruları içtenlikle cevaplayınca gerçekler zaten otomatikman su yüzüne çıkacak; yeter ki sen onlarla yüzleşmekten korkma tatlım.

Bak ben de hatalarımla yüzleşmesem şu an bir müslüman değil, bir pandeist olacaktım. Ve tüm saçmalıklarına rağmen sapkın bir doktrini savunuyor olacaktım. Savunma mekanizmam bir takım kılıflar uyduracak, beni uyutacaktı.

güzel söylemissin....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Selam,

Elanur salavat ve orta namaz mantığı çok güzel..Namazın 3 vakit olamayacağının ispatı bu..

Arapca'da iki çoğul değildir..Salavat:3 ve 3 ten fazla namazlar ve bunlara dahil +orta namaz..

Dediğin gibi 2:238 net..

Arapcada/Kuranda "ve" harfi daima ve kelimesi anlamina mi geliyor? Yoksa aciklama anlamini aldig da oluyormu?

Baris ve Güven

Link to post
Sitelerde Paylaş
tamam ben de onu diyorum..Kur'anda eşek eti haramdır diye bir ayet yok..helaldir diye de bir ayet yok

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Haberiniz olsun, rahat koltuğunda otururken kendisine benim bir hadisim ulaştığı zaman kişinin: "Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı vardır. Onda nelere helal denmişse onları helal biliriz. Nelere de haram denmişse onları haram addederiz" diyeceği zaman yakındır. Bilin ki, Resulullah (sav)'ın haram kıldıkları da tıpkı Allah'ın haram ettikleri gibidir." (Ebu Davud'un rivayetinin baş kısmında şu ziyade vardır: "Haberiniz olsun, bana Kitap ve bir o kadar da (sünnet) verildi." Ebu Davud'un rivayetinin sonunda şu ziyade de mevcuttur: "Haberiniz olsun (Kur'an'da zikri geçmiyen) ehli eşeğin eti de size helal değildir, vahşi hayvanlardan parçalayıcı dişi (köpek dişi) olanlar, keza muahedeli olanların yitikleri de haramdır.

Ebu Davud, Sünne, 6, (4604); Tirmizi, İlm 60, (2666); İbnu Mace, Mukaddime 2, (12)

benim rabbim,senin rabbim ayrımınıda girdiniz ya helal olsun..

yakında beni ateistte ilan edersiniz

Esek eti sana göre islamda helal mi haram mi?

Hadis le de Hadislerin dogrulugnu savunmaya da DAYRE MANTIGI denir.... :P

Hele ekledign hadis de bir kere sahihi olamaz, cünki Peygamber kendi basina da hüküm verebilecegi öne sürülüyor, bu da kuranla celisiyor...

Yani bu hadisi hadis kaynaklarindan sil...

Sen peygamberi anarken daima önüne hangi kelimeyi koyuyorsun? Bu arada "Rab" demek tr de "Efendi" demek....

Baris ve Güven (Bunlar benim ismim degil, beni Baris olarak anmissinda, Bunlar bir idyoloji)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kur'an konu bütünlüğü ve kronolojik bir sıra takip etmeyen, son derece kısaltılmış ve ayetler bağlamında birbirleriyle açıkça çok sayıda çelişkiler barındıran bir kitaptır... "Sadece Kur'an" söylemi bir çıkmaz yoldur ve kendi peygamberinize de hakarettir... Böyle bir gündelik politika kitabını tek kaynak olarak gösterme söyleminin çıkış noktası istenildiği gibi eğip bükebilme arzusudur... Böylece 1400 sene sonra büyük bir ihtiyaç haline gelmiş bulunan dinde reformu kelimelerin anlamını değiştirerek yapabileceklerini sanıyorlar... Doğru tavır ise bu dinin gerçekte ne olduğunu kavradıktan sonra insanın kendine karşı dürüst olabilmesi ve bu din kendisine uymuyor ise (uyarsa çok şaşırırırım bu arada) bu dini terketmesidir... Kıvırtma da bir yere kadar...

Kafanızı çalıştırın artık, gerçek bir tanrı niye böyle karmakarışık ve kendini tekrar edip duran bir kitap göndersin...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...