Jump to content

Kur'an'da Yaratılış Komedisi


Recommended Posts

İşte şu an senin yaptığın gibi oluyor. Allah'ın sözlerini hiç bir meal tam olarak açıklayamaz. Kimse Allah'ın sanatı gibi cümleler kuramaz. Kuran bir bütün olarak daha doğru anlaşılır. Cigi kullanıcı adlı kullanıcıyı nasıl engelleyebilirim?

EEEEE tamam bende bunu sordum cevap vermedin allahın sözlerini hiç kimsa açıklaymayacaksa kimse ne deyini anlamaycaksa ne diye gönderdi kuranı.şakacıktan mı veya süsmü diye gönderdi? :wacko: bu soruma cevap ver ki allahını ne demek istediyini anlayalım. öyle sayıklamkala bu işler olmaz. :lol: aşağıdaki allahın ayetlerinden ne anladın ben bir şey anlamdım. tam arap bedevisinin hayeli allahına pardon putperses allahına yakışır ayetler. okuyalım lütfen imana gelelim :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...
  • İleti 192
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

seni gelir tövbe eder diye şuanda canını almıyor.

Devasa bir MMORPG oyunu düşünelim.

Bunun bir tasarımcısı var. Kodlayan çalışmasını sağlayan düzenleyen...

Bu oyun da oyuna girdikten sonra ister sağa dön ister sola dön istersen zıpla istersen suda yüz bunları ve bunların benzerlerini yapabilmen için oyun tasarımcısının bunları önceden tasarlamış olması gerekir. Ve bu oyun da herşeyi bildiği anlamına gelir.

Seçimleri sana bırakır...

İstersen oyun da adam kurtarabilirsin yada öldürebilirsin oyun da yaptığın seçimler seni bağlar.

Oyunu bitirdiğinde her ne şekil de oynamışsan iyi/kötü gibi öyle bir sona ulaşırsın.

Bu senin kendi seçimlerin doğrultusunda ulaştığın bir sondur.

Bu sondan oyun yapımcısını sorumlu tutamazsın.

Oyun içinde karşına çıkan herhangi bir seçimden oyunun sonunda karşına çıkabilecek şeyleri oyun yapımcısı pek de güzel bilir.

Bundada bir sıkıntı yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Devasa bir MMORPG oyunu düşünelim.

Bunun bir tasarımcısı var. Kodlayan çalışmasını sağlayan düzenleyen...

Bu oyun da oyuna girdikten sonra ister sağa dön ister sola dön istersen zıpla istersen suda yüz bunları ve bunların benzerlerini yapabilmen için oyun tasarımcısının bunları önceden tasarlamış olması gerekir. Ve bu oyun da herşeyi bildiği anlamına gelir.

Seçimleri sana bırakır...

İstersen oyun da adam kurtarabilirsin yada öldürebilirsin oyun da yaptığın seçimler seni bağlar.

Oyunu bitirdiğinde her ne şekil de oynamışsan iyi/kötü gibi öyle bir sona ulaşırsın.

Bu senin kendi seçimlerin doğrultusunda ulaştığın bir sondur.

Bu sondan oyun yapımcısını sorumlu tutamazsın.

Oyun içinde karşına çıkan herhangi bir seçimden oyunun sonunda karşına çıkabilecek şeyleri oyun yapımcısı pek de güzel bilir.

Bundada bir sıkıntı yok.

Bu tür bir senaryoda:

- islamın allahının insan iradesini ve bu iradenin üreteceği sonçları bilmekten aciz olduğunu, bu yüzden insanın durumunu değerlendirebilmek için süreçleri beklemek zorunda olduğunu savunuyorsunuz. Bu islamın allahının her şeyi bilmesi ve zamandan münezzeh olması ile terstir.

- islamın allahının insanların ne zaman öleceğini de bilemeyeceğini söylüyorsunuz, çünkü benim özgür iradem ile birini öldürüyor olmam, islamın allahı benim özgür irademi bilemeyeceği için, allah için de sürpriz olacaktır. Fakat bu da yine islamın allahının kime ne kadar ömür verdiğini bilmesi ile çelişir.

- özgür irade ile yapılan her şey allah için sürpriz olacağından, hadid 22 de tamamen yalandır.

Aynı şeyleri bir daha yazmamak için, önceki iletimi yineliyorum. Yukardaki çıkarımdan aşağıdakilere geçilebilir.

Yazdıklarınızın buradan sonrası, kendi içinde bile bir uyumu bulunmayan laf salatasıdır.

Çünkü iddianız şuydu:

seni gelir tövbe eder diye şuanda canını almıyor.

ve diyorsunuz ki :

tövbe etmeyeceğinizi zaten biliyor ama size süre veriyor.

Allahınız benim tövbe etmeyeceğimi biliyorsa, bunu bildiği halde neden tövbe eder diye bekliyor?

Allahınız tövbe etmeyeceğimi biliyorsa, bana neden tövbe etmeye yeten bir yaşam süresi veriyor?

Allahınız tövbe etmeyeceğini bildiği başka insanlara yeterince yaşam süresi vermeyip onları helak ettiğini söylüyor. Şimdi ise allahınız adına siz, yok onun sözüne bakmayın, herkese yaşam süresi verir diyorsunuz.

Allahınız insanların yaşam süresi ile oynayabiliyorsa, bu durumda zaten herkesin kaderi baştan bellidir. Çünkü kimse allahınızın verdiği yaşam süresinden az ya da çok yaşayamaz.

İnsanların yaşam süresi belli ise, demek ki o insanların eylemleri bir başkası tarafından baştan belirlenmiştir. Çünkü örneğin, bir düşman size saldırdığında, siz onu öldüremiyorsanız, bu onun yaşam süresinin henüz bitmemesinden kaynaklanıyordur. Yok eğer siz onu öldürebiliyorsanız, bu yine onun yaşam süresinin bitmesinden kaynaklanıyordur. Yaşam süresinin bitmesinin savaşa, araba kazasına, cinayete, elektrik çarpmasına vb denk gelmesi pek ilginç bir durumdur. Bu ilginçlikleri toplayıp, müslülerin hep yaptığı gibi 0.000000000000000000000000000000....1 olasılık bulmak yerine, basbayağı, allahınız insanlara bir yaşam süresi veriyorsa, demek ki onların nasıl öleceğini de baştan belirliyordur diyebiliriz.

Peki birinin yaşam süresi bittiyse ve fakat ortada onu öldürebilecek olan bir şey yoksa, bu insan nasıl ölüyordur? Eğer hastalık veya yaşlılık ile ölüyorsa, bu ölüm nedeninin ta baştan beri yürütülen adım adım operasyonlar ile gerçekleşmesi gerekir ki adam ölebilsin. Yani Allahınız başına hiç kötü bir şey gelmeyen bir adamı öldürebilmek için ta baştan beri hastalık veya yaşlılık ile onu ölüme yaklaştırmak için adımlar atmış olmalı. Yani allahınızın, sırf yaşam süresini belirlediğini söyleyerek bile insanın kaderini çizdiğini ve kendisinin de bu kader içinde zamana bağımlı bir rol aldığını anlatmaktasınız.

Bu durumda allahınız yarattıklarının kaderini ta baştan belirliyordur. Bu yarattıklarına verdiği kadere göre de onların kendisine inanıp inanmamalarına da kendisi karar veriyordur. Hem zaten zamanın dışında olduğu için, insanın hayatı boyunca inanıp inanmadığını da zaten en baştan bilmesine rağmen, gene de ona bir zaman veriyordur ki, belki inanır?!

Bakın bunları kavrayabilecek durumda değilsiniz ama: söyledikleriniz kendi kendileri ile çelişen bir sürü saçmalıktan ibaret. Siz bunları sahtekarlardan, dolandırıcılardan duyduğunuzda mana dolu laflar sanıyorsunuz, canla başla ezberliyor ve sanki anlıyormuş gibi üstüne bir de başkalarına satmaya çalışıyorsunuz.

tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu tür bir senaryoda:

- islamın allahının insan iradesini ve bu iradenin üreteceği sonçları bilmekten aciz olduğunu, bu yüzden insanın durumunu değerlendirebilmek için süreçleri beklemek zorunda olduğunu savunuyorsunuz. Bu islamın allahının her şeyi bilmesi ve zamandan münezzeh olması ile terstir.

- islamın allahının insanların ne zaman öleceğini de bilemeyeceğini söylüyorsunuz, çünkü benim özgür iradem ile birini öldürüyor olmam, islamın allahı benim özgür irademi bilemeyeceği için, allah için de sürpriz olacaktır. Fakat bu da yine islamın allahının kime ne kadar ömür verdiğini bilmesi ile çelişir.

- özgür irade ile yapılan her şey allah için sürpriz olacağından, hadid 22 de tamamen yalandır.

Oyunlarda GM denilen bir faktör vardır.

İsterse seni oyundan atar. Ne zaman atacağınıda bilir ne zaman atması gerektiğinide.

Gerektiğinde kafana taş da düşürür, sopa da fırlattırır.

Bir oyunda GM hem oyun geliştirici hem yönetici hem de denetleyici olabilir.

Bunları Hadid 22'ye bakmadan yazdım sonrada şöyle bir bakayım dedim...

Bunlara ek olarak, bir zamanlar Mevlana'ya takılmıştım.

Kula bela gelmez Hak yazmadıkça, Hak bela yazmaz kul azmadıkça diye bir sözü vardı.

Hadid 22 :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Oyunlarda GM denilen bir faktör vardır.

İsterse seni oyundan atar. Ne zaman atacağınıda bilir ne zaman atması gerektiğinide.

Gerektiğinde kafana taş da düşürür, sopa da fırlattırır.

Bir oyunda GM hem oyun geliştirici hem yönetici hem de denetleyici olabilir.

Bunları Hadid 22'ye bakmadan yazdım sonrada şöyle bir bakayım dedim...

Bunlara ek olarak, bir zamanlar Mevlana'ya takılmıştım.

Kula bela gelmez Hak yazmadıkça, Hak bela yazmaz kul azmadıkça diye bir sözü vardı.

Hadid 22 :)

Mevlana ne yazık ki kendi kendine uydurmuş.

Hadid 22

Yeryüzüne ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki; Biz onu yaratmadan evvel kitabda bulunmasın. Şüphesiz ki bu; Allah'a göre kolaydır.

Buna göre musibetler ta baştan bellidir. Çünkü belli değilse, bu durumda Levhi Mahfuz sürekli yazılmaktadır ve buna göre aslında kuran da sürekli yazılmaktadır. Yani islamın allahı zamandan ve mekandan münezzeh değil, insanlar ile eş zamanlı olarak allahın zamanı da akmaktadır ve allah hiç bir şeyi önceden bilmemektedir, çünkü levh-i mahfuz dahil her şey o esnada yazılmaktadır.

Bu da yine islamın allahının sıfatları ile çelişir. Bilmekten aciz, zamana mahkum bir şey halini alır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Buna göre musibetler ta baştan bellidir.

Bunun cevabını vermiştim altını çizerek tekrar yazıyorum.

Bknz;

Devasa bir MMORPG oyunu düşünelim.

Bunun bir tasarımcısı var. Kodlayan çalışmasını sağlayan düzenleyen...

Bu oyun da oyuna girdikten sonra ister sağa dön ister sola dön istersen zıpla istersen suda yüz bunları ve bunların benzerlerini yapabilmen için oyun tasarımcısının bunları önceden tasarlamış olması gerekir. Ve bu oyun da herşeyi bildiği anlamına gelir.

Seçimleri sana bırakır...

Mevlana ne yazık ki kendi kendine uydurmuş.

Hadid 22

Yeryüzüne ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki; Biz onu yaratmadan evvel kitabda bulunmasın. Şüphesiz ki bu; Allah'a göre kolaydır.

Kula bela gelmez Hak yazmadıkça, Hak bela yazmaz kul azmadıkça. (Mevlana)

Sözün anlamını bir siteden copy/paste yaptım. Benim anladığım anlam ile birebir uyuşuyor.

İnsanın başına gelen şeyler, kendi tercih ve yönelişinin sonucudur. İnsana durduk yerde musibet gelmez. Önce insan azar, haddi aşar, sonra Allah o yönde takdir eder. Kişi, kendi azgınlığı yüzünden kötü durumlara düşer.

Varolduğuz dünya'yı online bir oyun gibi düşününce çok benzerlikleri olduğunu göreceksiniz.

Tek fark bunda ReSpawn yok. :)

Şayet Cehennem de tasvir edildiği şekilde insan cezalandırılacaksa, ReSpawn buga girecek yandığımızın resmidir...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunun cevabını vermiştim altını çizerek tekrar yazıyorum.

Bknz;

Kula bela gelmez Hak yazmadıkça, Hak bela yazmaz kul azmadıkça. (Mevlana)

Sözün anlamını bir siteden copy/paste yaptım. Benim anladığım anlam ile birebir uyuşuyor.

İnsanın başına gelen şeyler, kendi tercih ve yönelişinin sonucudur. İnsana durduk yerde musibet gelmez. Önce insan azar, haddi aşar, sonra Allah o yönde takdir eder. Kişi, kendi azgınlığı yüzünden kötü durumlara düşer.

Varolduğuz dünya'yı online bir oyun gibi düşününce çok benzerlikleri olduğunu göreceksiniz.

Tek fark bunda ReSpawn yok. :)

Şayet Cehennem de tasvir edildiği şekilde insan cezalandırılacaksa, ReSpawn buga girecek yandığımızın resmidir...

Altını çizerek yazdığınız şey ne yazık ki doğru değildir. Bir masalı, bir gerçeğe uyarlamaya çalışırken, gerçeği eğip bükmekte olduğunuzun farkında değilsiniz. Oyun analojiniz üzerinden gidersek, hür iradeli oyuncuların yapabileceklerini kısıtlayan bir oyun yazarı, bir oyuncunun o sırada neler yapmakta olduğunu, onu izlemeden asla bilemez.

Yani bir haritada, sadece 4 yönde hareket etme imkanınız varsa, istediğiniz yönde hareket edersiniz ya da etmezsiniz. Bu oyunu tasarlayan kişi, sizin nerede ne yaptığınızı asla bilemez. Ancak belirli yerlerde koyulmuş tuzaklara ulaştığınızda, başınıza bir şeyler gelebilir ya da gelmeyebilir. Oyunun yazarı bunu da, sizi takip etmediği sürece bilemez. Yani oyunun yazarı sizi takip ediyor olmalıdır. Tıpkı islamın allahı gibi. Yani oyunun yazarı gibi islamın allahı da zamana tabidir.

İkinci olarak, ne yazık ki, kulun azıp azmaması problem değildir. İslamın allahı kula canının istediği gibi musibetler verebilir. Bunlardan biri açlıktır.

http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=58869&view=findpost&p=1205790

http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=58869&view=findpost&p=1205808

Allah dilediğini aç bırakabilir. Bunun için azması gerekmez. Hatta allah zaten insanları azmasınlar diye aç bırakmaktadır.

http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=58869&view=findpost&p=1205812

Link to post
Sitelerde Paylaş

Altını çizerek yazdığınız şey ne yazık ki doğru değildir. Bir masalı, bir gerçeğe uyarlamaya çalışırken, gerçeği eğip bükmekte olduğunuzun farkında değilsiniz. Oyun analojiniz üzerinden gidersek, hür iradeli oyuncuların yapabileceklerini kısıtlayan bir oyun yazarı, bir oyuncunun o sırada neler yapmakta olduğunu, onu izlemeden asla bilemez.

Yani bir haritada, sadece 4 yönde hareket etme imkanınız varsa, istediğiniz yönde hareket edersiniz ya da etmezsiniz. Bu oyunu tasarlayan kişi, sizin nerede ne yaptığınızı asla bilemez. Ancak belirli yerlerde koyulmuş tuzaklara ulaştığınızda, başınıza bir şeyler gelebilir ya da gelmeyebilir. Oyunun yazarı bunu da, sizi takip etmediği sürece bilemez. Yani oyunun yazarı sizi takip ediyor olmalıdır. Tıpkı islamın allahı gibi. Yani oyunun yazarı gibi islamın allahı da zamana tabidir.

Yapma gözünü seveyim.

Zaten takip etmesine gerek yok herşey kaydolur.

Database denilen bir olay var.

İsterse oyun yapımcısı senin hangi tuşa kaç saniye de ne kadar bastığını bile kaydedebilir.

Baktın hile yapıyorsun hak yiyorsun atar seni oyundan olmadı uyarır.

İsterse tuzak da koyar/kurar.

Yani oyunda bir denetimcinin seni her an her saniye her dakika takip etmesine gerek yok.

Hatta şöyle söyleyeyim.

Oyun da çok fazla hak yiyorsun diğelim. Diğer oyuncular seni şikayet etmeye başladı 1-2-3-5...

En sonunda gelir oyun yöneticisi seni denetler. Bakar database'ye senin secereni çıkartır ona göre bir ceza verir.

Bunu aynı şekilde gerçek hayatta beddua olarak düşünebiliriz. 1-2-3-5... Sonunda bir müdahale vukuu bulabilir.

İlla birilerinin şikayet edip oyun yöneticisinin denetlemesine gerek de yok.

İstediği zaman istediği şekilde denetleyebilir.

Dediğim gibi...

Varolduğuz dünya'yı online bir oyun gibi düşününce çok benzerlikleri olduğunu göreceksiniz.

Tek fark bunda ReSpawn yok.

Şayet Cehennem de tasvir edildiği şekilde insan cezalandırılacaksa, ReSpawn buga girecek yandığımızın resmidir...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yapma gözünü seveyim.

Zaten takip etmesine gerek yok herşey kaydolur.

Database denilen bir olay var.

İsterse oyun yapımcısı senin hangi tuşa kaç saniye de ne kadar bastığını bile kaydedebilir.

Baktın hile yapıyorsun hak yiyorsun atar seni oyundan olmadı uyarır.

İsterse tuzak da koyar/kurar.

Yani oyunda bir denetimcinin seni her an her saniye her dakika takip etmesine gerek yok.

Hatta şöyle söyleyeyim.

Oyun da çok fazla hak yiyorsun diğelim. Diğer oyuncular seni şikayet etmeye başladı 1-2-3-5...

En sonunda gelir oyun yöneticisi seni denetler. Bakar database'ye senin secereni çıkartır ona göre bir ceza verir.

Bunu aynı şekilde gerçek hayatta beddua olarak düşünebiliriz. 1-2-3-5... Sonunda bir müdahale vukuu bulabilir.

İlla birilerinin şikayet edip oyun yöneticisinin denetlemesine gerek de yok.

İstediği zaman istediği şekilde denetleyebilir.

Dediğim gibi...

Varolduğuz dünya'yı online bir oyun gibi düşününce çok benzerlikleri olduğunu göreceksiniz.

Tek fark bunda ReSpawn yok.

Şayet Cehennem de tasvir edildiği şekilde insan cezalandırılacaksa, ReSpawn buga girecek yandığımızın resmidir...

Her şey kaydolur ve daha sonra kayıttan okunur ise, bu durumda, islamın tanrısı kayıtların dolmasını veya en azından olmuş herhangi bir şeyin yazılmasını bekler.

Bakın, benzetmeniz hala eli kolu bağlı, insanların neler yapabileceğini bilmeden oturup bekleyen ve yapılanların sonucuna göre karar verecek olan, yani zamana tabi bir tanrıyı anlatıyor. Bu durumda islamın tanrısı acizdir.

Veriler veritabanına yazılıyor deseniz de, olmamış şeyler veritabanına yazılamadığı için başınıza gelecek her şey önceden levhi mahfuzda yazılıdır diyen islamın tanrısı yalan söylemektedir.

Olmamış şeyler veritabanına yazılıyorsa, buna da kader denir ki, bu durumda insanın hür iradesi vardır söyleminizin uydurma olduğu ortaya çıkar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

yani zamana tabi bir tanrıyı anlatıyor.

Hala anlayamadınız.

Online oyunlar da server time (sunucu zamanı) denilen bir olay vardır.

Oyunun içindeki oyuncu o zamana tabiidir.

Oyun yöneticisi istediği an o zamana tabii olabilir...

tarihinde Cavalry tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hala anlayamadınız.

Online oyunlar da server time (sunucu zamanı) denilen bir olay vardır.

Oyunun içindeki oyuncu o zamana tabiidir.

Oyun yöneticisi istediği an o zamana tabii olabilir...

Analojiniz hala yanlış. Sunucu zamanı ne olursa olsun, oyuncunun yaptığı hamleleri bilebilmesi için, o hamlelerin yapılmış olması gerekir. Bu durumda oyun yöneticisi, o hamleler yapılana kadar onları bilemez. Yani yöneticiniz, oyuncu ile aynı süreçleri beklemek zorundadır.

Boşuna kendinizce kaçış alanları yaratmaya çalışıyorsunuz.

Benzetmenizde, islamın tanrısı iradeyi ve doğal olarak olacakları bilmekten aciz, her şey olup bitene kadar neyin olacağını biteceğini bilemeyen bir şeydir. Kuralları koymuş olması bir şey ifade etmez, hangi oyuncunun nerede, kaç puan alacağını veya nerede ölüp kalacağını, ancak o an olup gerçekleştikten sonra bilgisine sahiptir. Tıpkı insanlar gibi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 months later...

allah bütün insanlari kendine ibadet etsinler diye yarati ve imtahan etmesi icin yarati allah herseyi bir sebep ile yarati yagmuru bile sebep ile yagdiriyor o yüzden dünyada cesit cesit dinler cesit cesit inanclar vardir insanin basina gelende kaderdir kaderde bir imtihandir bunu akil sahibi olmayan anlamaz anlamakta istemez cünkü kalbini seytan teslim almistir setyn kalbine ve aklina ne fisirdiyorsa oda onu söyler inkar et derse inkar eder gercek bile ona yanlis gelir yanlisda gercek görür

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Kurana göre yaradıliş. karşılaştığın bir sitede şöyle anlatılıyor;

Altı günde yaratılış

Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek birini mi yaratacaksın? dediler. Allah da onlara: Sizin bilemiyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi. Bakara-30 (tdv meali)

Ademlerin ve Eşlerinin yaratılması hep merak konusu olmuştur.

Bu güne kadar bu konuya hep dar bir pencereden bakılmış yaratılan Ademin ve eşinin, sadece bir çift olduğu sanılmıştır.

Bu yanlış anlayışın en büyük sebebi, günümüz arapcası ile tercüme edilen kuran mealleridir.

“Ve iz kale rabbüke lil melaiketi innı caılün fil erdı halifeh Kalu e tec’alü fıha mey yüfsidü fıha ve yesfiküd dima ve nahnü nüsebbihü bi hamdike ve nukaddisü lek kale innı a’lemü ma la ta’lemun” Bakara-30

“ ve iz kale rabbüke”= bu cümlenin ayetteki manasını anlamak için araf suresinin 172. ayetini hatırlatalım.

“Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Âdem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da), Evet (buna) şâhit olduk, dediler.” Araf-172 (tdv meali)

“Ve iz ehaze rabbüke mim benı ademe min zuhurihim zürriyetehüm ve eşhedehüm ala enfüsihim elestü bir rabbiküm kalu bela şehidna en tekulu yevmel kıyameti inna künna an haza ğafilin” Araf-172

“(şahitlik gününde) ademlerin zürriyetlerine, ben sizin rabbinizm dedim, onlarda evet (bizim rabbimizsin) dediler, onların zürriyetlerini ve ruhlarını kıyamete kadar olacak tüm olaylara şahit tuttuk” Araf-172

Allahu tealanın, Kuranda “hatırlaki” hitabının sırrı bu ayette geçen, kıyamete kadar olacak olan tüm olaylara şahit tutulmamızdan dolayıdır.

Aynı şekilde Allahu teala tüm insanlara çeşitli ilimleride o şahitlik gününde öğretmiştir. İnsanlık alemi zamanlar arasında bu şahitliğini unuttuğu için, Allahu teala Peygamberler ve kitaplar göndererek, İnsanlara o günkü şahitliklerini ve verdiği sözleri hatırlatmıştır. Yaratılışımızın hatıraları genlerimizde kayıtlıdır. Şimdi bu bilgilerin ışığı altında Bakara- 30. ayetini açalım.

“Ve iz ehaze rabbüke” = Rabbiniz hatırlatıyorki, hatırlaki.

“melaiketi” = melekler

“innı caılün”= şühesiz yaratmak

“fil erdı halifeh= yeryüzlerine halifeler.

“fıha mey yüfsidü”= sıvının içinde karıştırlmış

“fıha ve yesfiküd dima”= içinde iki karışım olana verilmiş nefes, can.

“Yesfiküd” kelimesi, Fika kelimesinden gelir, fıka, iki ayrı biriktirilmiş nesnenim karıştırılması anlamındadır. Bu kelimenin ayetteki sırrı ise insanın 46 temel kromozomunun iki özel kromozomu olan X ve Y kromozomlarının ademde birleştirilmesidir. “dima” kelimesi nefes, soluk anlamındadır.

“nahnü nüsebbihü bi hamdike”= biz hamdimizle (ademin) bedenini genişlettik.

“nüsebbihü”, “seb” kelimesinden gelir, seb; deri, tuluk anlamındadır.

“ve nukaddisü ”= ve çeşitli boylarda

“lek”= yüzbin. Ayetteki yüzbin, çokluk sembolüdür, “çok” anlamındadır.

“kale innı a’lemü ma la ta’lemun”= dediki ben sizin bilmediklerinizi bilirim.

Yukarıdaki açıklama ve anlamlara göre, Bakara-30. ayetin anlamı şu şekildedir.

“Ve iz kale rabbüke lil melaiketi innı caılün fil erdı halifeh Kalu e tec’alü fıha mey yüfsidü fıha ve yesfiküd dima ve nahnü nüsebbihü bi hamdike ve nukaddisü lek kale innı a’lemü ma la ta’lemun” Bakara-30

Devamını oku: http://www.kardesimkuran.com/blog/

Altı günde yaratılış

yaradılış sıralaması

NUR, enerji, balçık veya bugünkü adıyla kuark, atom, molekül, hücre.

bu sıralama insan da dahil olmak üzere yatılmış bütun mahlukatı kapsamaktadır.

tarihinde ulak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...