Jump to content

Sonsuz cehennem savunusu ve apolojetiklerin hukuki başarısızlığı


Recommended Posts

Malum olduğu üzere dinlerin insan aklını kilitleyen en büyük kozu cehennem tehdididir. Çocukluktan itibaren cehennem tehdidiyle terörize edilen insanlar kendi dinleri hakkında sağlıklı bir muhakeme yapamazlar. Hayatın diğer alanlarında gayet normal ve akılcı davranırken din konusu açıldığında oldukça basit, yüzelsel ve aptalca düşünürler.

Allahın dengesiz terazisinin en çok tartışılan örneklerinden biri sonsuz cehennem cezasıdır, aslında işkence demek daha doğru.

Müslümanlar genellikle şöyle rasyonalize etmeye çalışır:

“Beşeri adalet 1 dakika cinayete 15 yıl hapis veriyor. Allahı inkâr sonsuz bir cinayet ve sonsuz bir tecavüzdür. Dolayısıyla sonsuz tecavüzler sonsuz azabı gerektirir.”

Yani apolojistler sonsuz eziyeti rasyonalize etmek için ilahi otoritenin namusunu kurtarılmasını gerekçe olarak gösteriyorlar. Otoriteye saygısızlığı katliam ile kıyaslayan bir mentalite. Otoriteye inanmaz, saygısızlık yaparsan katliam yapmış gibi ceza alırsın. Ben desem ki ben buraların kralıyım, benim otoritemi, krallığımı, saltanatımı kabul etmeyen 1000 kişi katletmiş gibi cezaya çarptırılacaktır. Harika bir mantık olur değil mi? Allah din, inanç, mezhep ayrımcılığı yapmaksızın insan haklarını çiğneyenleri en büyük cezaya çarptırsaydı daha saygın bir kişi olurdu. Hep kendi onurunu kurtarmayı düşündüğü, iyilikten, insancıllıktan çok bağlılığı ve sadakati ödüllendirdiği için itibarı sarsılmıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)

Müslüman Tanrı ile Stalin arasındaki paralellikler

İlginç bir argüman. Popüler argumentum ad Stalinum kartını oynamayı seven dindarlar için büyük çelişki.

Stalin: "Bana itaat et aksi halde gulaglarda donarsın."

İnsanların özgür iradesi var. Stalin'in emirlerine itaat edip etmemeyi seçebilirler.

Stalin insanları Gulaglara göndermez, insanlar Stalin'e itaatsizliği seçerek oraya kendilerini gönderirler.

Allah: "Bana itaat et, yoksa cehennemde sonsuza dek yanarsın."

İnsanların özgür iradesi var. Allahın emirlerine itaat edip etmemeyi seçebilirler.

Allah insanları Cehenneme göndermez, insanlar Allaha itaatsizliği seçerek oraya kendilerini gönderirler.

***

Allah, muhaliflerini korkunç kaderlerine gönderirken kendini "merhametli" ve "nâzik" olarak resmeder. Pek çok insanı ikna eden etkili propaganda makinelerine sahiptir, onun metodlarını ya da "hayırseverliğini" sorgulamak akılsızca ve münasebetsiz kabul edilir.

Allahın varlığı her şeydir, O her şeyi bilir ve görür, tarassut/gözetim daimidir. Onun diyarını terketmeyi düşünmek bile düşünülemez, senin üzerinde hiçbir bilgisinin ve denetiminin olmadığı bir diyar yok. Bundan özgürleşmeyi düşleyen insanların kaderinde asla kaçıp kurtulmak yoktur.

Allah sadakati/bağlılığı büyük menfaatler ile ödüllendirir. İnsanlar üzerinde korkunç suçlar gerçekleştirenler bile eninde sonunda ona bağlılıktan ve onun emirlerini izlemekten dolayı onurlandırılır. Ondan bonus almak en nihayetinde ona itaate bağlıdır, diğer insanlara nasıl muamele ettiğine, ne kadar iyilik yaptığına değil.

Despot krallıklara ne kadar çok benziyor, değil mi? :)

Allah gibi bir tanrıya sahipsen kim şeytana ihtiyaç duyar ki?

1dIpPoy.jpg

tarihinde Tasvir-i Efkar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslüman Tanrı ile Stalin arasındaki paralellikler

İlginç bir argüman. Popüler argumentum ad Stalinum kartını oynamayı seven dindarlar için büyük çelişki.

Stalin: "Bana itaat et aksi halde gulaglarda donarsın."

İnsanların özgür iradesi var. Stalin'in emirlerine itaat edip etmemeyi seçebilirler.

Stalin insanları Gulaglara göndermez, insanlar Stalin'e itaatsizliği seçerek oraya kendilerini gönderirler.

Allah: "Bana itaat et, yoksa cehennemde sonsuza dek yanarsın."

İnsanların özgür iradesi var. Allahın emirlerine itaat edip etmemeyi seçebilirler.

Allah insanları Cehenneme göndermez, insanlar Allaha itaatsizliği seçerek oraya kendilerini gönderirler.

***

Allah, muhaliflerini korkunç kaderlerine gönderirken kendini "merhametli" ve "nâzik" olarak resmeder. Pek çok insanı ikna eden etkili propaganda makinelerine sahiptir, onun metodlarını ya da "hayırseverliğini" sorgulamak akılsızca ve münasebetsiz kabul edilir.

Allahın varlığı her şeydir, O her şeyi bilir ve görür, tarassut/gözetim daimidir. Onun diyarını terketmeyi düşünmek bile düşünülemez, senin üzerinde hiçbir bilgisinin ve denetiminin olmadığı bir diyar yok. Bundan özgürleşmeyi düşleyen insanların kaderinde asla kaçıp kurtulmak yoktur.

Allah sadakati/bağlılığı büyük menfaatler ile ödüllendirir. İnsanlar üzerinde korkunç suçlar gerçekleştirenler bile eninde sonunda ona bağlılıktan ve onun emirlerini izlemekten dolayı onurlandırılır. Ondan bonus almak en nihayetinde ona itaate bağlıdır, diğer insanlara nasıl muamele ettiğine, ne kadar iyilik yaptığına değil.

Despot krallıklara ne kadar çok benziyor, değil mi? :)

Allah gibi bir tanrıya sahipsen kim şeytana ihtiyaç duyar ki?

1dIpPoy.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

18. yüzyıl Fransız filozofu ve din eleştirmeni Jean Meslier sonsuz cinayet argümanını şöyle eleştiriyor:

"Teolojik bilgiye göre, Allah öyle bir zorba ve zalim hükümdara benzer ki, kölelerinin çoğunun gözlerini oyduktan sonra bir zindana hapseder, bir eğlence olmak üzere, orada kendisini tanıtmaksızın, körlükleri sonucu yürürken birbirine çarpanları şiddetle cezalandırmanın yolunu bulmak için, bunların tavır ve hareketlerini perde arkasından gözetir, ancak gözlerini oymadığı az sayıdaki kölelerinin de arkadaşlarına çarpmaktan sakınma ustalığı ve yeteneğine sahip olmalarını çok iyi bir şekilde ödüllendirir. "Karakuşi takdir" (predestination gratuite) inanışının Allah hakkında verdiği fikirler işte böyledir

Cehennem azabının sonsuzluğu inancını icat edenler, pek iyi olduğunu söyledikleri Allah'tan, mevcutların en iğrenç olanını yaptılar. Zalimlik insanda yaramazlığın son derecesidir; ancak hiçbir duygulu ruh yoktur ki, en büyük kötülükçünün bile uğradığı işkencelerin hikayesini dinlerken öfkelenmesin ya da isyan etmesin. Ancak bu gaddarlık, gerekçesiz ve tümüyle keyfi olursa insanı daha çok kızdırabilir, daha çok isyan nedeni olur. En kan dökücü zorbalar, Caligula'lar, Domitien'ler*, Neron'lar dahi kurbanlarına acı çektirmek ve bunların ızdıraplarını aşağılamak için bazı gerekçelere sahip bulunuyorlardı. Bu gerekçe, ya kişisel güvenlikleri, ya intikam çığlıkları, ya korkunç ibret örnekleriyle korkutmak istemeleri, ya da barbar meraklarını tatmin etme arzularıydı.

Bir Allah, bu gerekçelerden bir tanesine sahip olabilir mi?

Gazabının kurbanlarını üzmekle, bir Allah, ne sarsılmaz kudret ve büyüklüğünü tehlikeye düşürebilmiş, ne de hiçbir şeyin bozamadığı huzur ve mutluluğunu bozabilmiş (bunların hiçbirini yapamamış) olan yaratıklarını cezalandırmış olur. Öte yandan, ahiretin cezası bu dünyada bulunan ve bundan dolayı ahiretin eziyetine tanık olamayacak olan hayat ehli için yararsızdır. Cezalar, eziyetler, çekenler için de yararsızdır; çünkü cehennemde hidayete erilmez, affedilme zamanı artık geçmiştir. Nasıl oluyor ki, Allah, sonsuz intikamcılığını göstermekten, kendisini eğlendirmekten ve yaratıklarının güçsüzlüklerini aşağılamaktan başka bir amaca sahip bulunmuyor!

Bütün insan türünün akıl ve insaflarına başvururum: Doğada bir tek adam var mıdır ki, hemcinsim demiyorum, herhangi bir duygulu varlığı, kin olmaksızın, misilleme olmaksızın, merak etmeksizin ve hiçbir korkusu olmaksızın, yani kendini koruma durumunda bulunmaksızın, soğukkanlılıkla üzmek isteyecek kadar kendisini zalim hissetsin? Böyle bir varlık, sizin ilkelerinize göre insanların en kötülerinden daha kötüdür.

Muhtemel ki, bana, "sonsuz tecavüzler sonsuz cezaları hak eder, sonsuz cezaları gerektirir" diyeceksiniz. Ben de size derim ki; mutluluğu sonsuz olan Allah'a asla tecavüzde bulunulamaz. Şunu da ekleyeceğim; ölümlü olan yaratıkların tecavüzleri sonsuz olamaz. Kendisine tecavüz edilmesini istemeyen bir Allah, yaratıklarının tecavüzlerini sonsuzluğa kadar sürdürmeye razı olamaz. Size derim ki; sonsuz iyi olan bir Allah, ne sonsuz zalim olabilir, ne de yalnızca onlara eziyet etmekten zevk almak için yaratıklarının ömrünü sonsuza kadar uzatabilir.

Azapların sonsuzluğu inancını, ancak en vahşice barbarlık, en büyük fesatlık, en kör hırs düşündürebilir. Eğer kendisine tecavüzde bulunulabilecek ya da kendisine küfredilebilecek bir Allah mevcut olsaydı, bu Allah'ın zayıf yaratıklarını, yararsız cezalarla sürekli olarak üzmekten zevk alacak kadar kötü bir zorba olduğunu söylemeye cesaret edebilen kimseler, yeryüzündeki en büyük küfürbazlar olurlardı. (Yani bu Allah'ın en büyük cinayetini yüzüne vuranlar olurlardı.)"

9DllY7B.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Din sizden zamandan ve mekandan bağımsız olan ve her saniyenizi takip eden mükemmel bir tanrıya inanmanızı bekler.

Bu tanrının yapmanızı ve yapmamanızı istediği bir sürü şeyler vardır.

Eğer olur da aslında çok açık olan şeyleri göremezseniz ve ona inanmazsanız

Sizi çığlıklar atarak yanmanız, gözlerinizin oyulması, kaynar suları içmeniz ve kendi pisliğinizde boğulmanız için cehenneme gönderir ve bu işkenceye sonsuza kadar artan bir şekilde maruz kalırsınız...

Ama o sizi seviyor...

tarihinde BabyKnight tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)

Aslında etik problem cennet konusunda da ortaya çıkıyor.

Tek suçu inanmamak olan sayısız değerli insan Sadist-i Âzam'ın cehennemde barbarca fırınlanırken hangi onurlu insan Arabın pedofil cennetinde bâkirelerle gönül eğlendirebilir ki? Aralarında yakın arkadaşlarınız, eşiniz dostunuz da var. Bu yüzden cennetteki zevk, zevklerin en rezil, en alçakça olanıdır.

Ve bir arkadaşın da ifade ettiği gibi cennette kelimenin tam anlamıyla dönüştürülecek, farklılaştırılacak ve anestetize edileceksiniz. Kıskançlık, üzüntü gibi duygularınız olmayacak. Mizacınız, huyunuz, kimliğiniz başkalaşacak. Zaten başka türlüsü de olamazdı. Cennette insanlar robotlaşmalı, kör ve umursamaz olmalı ki anlaşmazlığa düşüp itişip kakışmasınlar. :)

Merhaba.

Bir soru takildi aklima ve bunu burda Ateist/Deist ve Müslüman arkadaslarimizlan tartismak istiyorum.

Islama göre Cennete giden insan hic sikilmayacak, hic üzülmeyecek, hic özlemeyecek hic bir kötü duygu yasamayacak.

Basit örnekler vermek istiyorum.

Bir Cift cennete gitdiginde Koca bakire Hurilerlen sevisirken, Karisi kiskanmayacak. Cünkü onlardan bu duygu alindi.

Cennete giden bir kisi Cehenneme giden Annesi icin üzülmeyecek, bazi kaynaklara göre hatdaha Annesini unutacak.

Benim demek istedigim basit. Cennete giden bir kisi onu o yapan duygulari ve düsünceleri kaybetiyor. Belirli bir Sablona basilmis Robot insanlar cikiyor ortaya.

Kisaca, sen cennete gidersen sen birdaha sen olmayacaksin. Yani senin cennete gitmende bir anlam kalmiyor cünkü aslinda sen ölüyorsun.

Bu aslinda Ateizmdeki düsünceye benziyor. Ateizme görede Ölüm bir insan sonu. Islamin anlatigina ama bakarsak Cennete gitmekte bir insan icin Sondur cünkü cennete insanin kisiligini aliyorlar.

Ne düsünoyrsunuz ?

tarihinde Tasvir-i Efkar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

18. yüzyıl Fransız filozofu ve din eleştirmeni Jean Meslier sonsuz cinayet argümanını şöyle eleştiriyor:

"Teolojik bilgiye göre, Allah öyle bir zorba ve zalim hükümdara benzer ki, kölelerinin çoğunun gözlerini oyduktan sonra bir zindana hapseder, bir eğlence olmak üzere, orada kendisini tanıtmaksızın, körlükleri sonucu yürürken birbirine çarpanları şiddetle cezalandırmanın yolunu bulmak için, bunların tavır ve hareketlerini perde arkasından gözetir, ancak gözlerini oymadığı az sayıdaki kölelerinin de arkadaşlarına çarpmaktan sakınma ustalığı ve yeteneğine sahip olmalarını çok iyi bir şekilde ödüllendirir. "Karakuşi takdir" (predestination gratuite) inanışının Allah hakkında verdiği fikirler işte böyledir

Cehennem azabının sonsuzluğu inancını icat edenler, pek iyi olduğunu söyledikleri Allah'tan, mevcutların en iğrenç olanını yaptılar. Zalimlik insanda yaramazlığın son derecesidir; ancak hiçbir duygulu ruh yoktur ki, en büyük kötülükçünün bile uğradığı işkencelerin hikayesini dinlerken öfkelenmesin ya da isyan etmesin. Ancak bu gaddarlık, gerekçesiz ve tümüyle keyfi olursa insanı daha çok kızdırabilir, daha çok isyan nedeni olur. En kan dökücü zorbalar, Caligula'lar, Domitien'ler*, Neron'lar dahi kurbanlarına acı çektirmek ve bunların ızdıraplarını aşağılamak için bazı gerekçelere sahip bulunuyorlardı. Bu gerekçe, ya kişisel güvenlikleri, ya intikam çığlıkları, ya korkunç ibret örnekleriyle korkutmak istemeleri, ya da barbar meraklarını tatmin etme arzularıydı.

Bir Allah, bu gerekçelerden bir tanesine sahip olabilir mi?

Gazabının kurbanlarını üzmekle, bir Allah, ne sarsılmaz kudret ve büyüklüğünü tehlikeye düşürebilmiş, ne de hiçbir şeyin bozamadığı huzur ve mutluluğunu bozabilmiş (bunların hiçbirini yapamamış) olan yaratıklarını cezalandırmış olur. Öte yandan, ahiretin cezası bu dünyada bulunan ve bundan dolayı ahiretin eziyetine tanık olamayacak olan hayat ehli için yararsızdır. Cezalar, eziyetler, çekenler için de yararsızdır; çünkü cehennemde hidayete erilmez, affedilme zamanı artık geçmiştir. Nasıl oluyor ki, Allah, sonsuz intikamcılığını göstermekten, kendisini eğlendirmekten ve yaratıklarının güçsüzlüklerini aşağılamaktan başka bir amaca sahip bulunmuyor!

Bütün insan türünün akıl ve insaflarına başvururum: Doğada bir tek adam var mıdır ki, hemcinsim demiyorum, herhangi bir duygulu varlığı, kin olmaksızın, misilleme olmaksızın, merak etmeksizin ve hiçbir korkusu olmaksızın, yani kendini koruma durumunda bulunmaksızın, soğukkanlılıkla üzmek isteyecek kadar kendisini zalim hissetsin? Böyle bir varlık, sizin ilkelerinize göre insanların en kötülerinden daha kötüdür.

Muhtemel ki, bana, "sonsuz tecavüzler sonsuz cezaları hak eder, sonsuz cezaları gerektirir" diyeceksiniz. Ben de size derim ki; mutluluğu sonsuz olan Allah'a asla tecavüzde bulunulamaz. Şunu da ekleyeceğim; ölümlü olan yaratıkların tecavüzleri sonsuz olamaz. Kendisine tecavüz edilmesini istemeyen bir Allah, yaratıklarının tecavüzlerini sonsuzluğa kadar sürdürmeye razı olamaz. Size derim ki; sonsuz iyi olan bir Allah, ne sonsuz zalim olabilir, ne de yalnızca onlara eziyet etmekten zevk almak için yaratıklarının ömrünü sonsuza kadar uzatabilir.

Azapların sonsuzluğu inancını, ancak en vahşice barbarlık, en büyük fesatlık, en kör hırs düşündürebilir. Eğer kendisine tecavüzde bulunulabilecek ya da kendisine küfredilebilecek bir Allah mevcut olsaydı, bu Allah'ın zayıf yaratıklarını, yararsız cezalarla sürekli olarak üzmekten zevk alacak kadar kötü bir zorba olduğunu söylemeye cesaret edebilen kimseler, yeryüzündeki en büyük küfürbazlar olurlardı. (Yani bu Allah'ın en büyük cinayetini yüzüne vuranlar olurlardı.)"

9DllY7B.jpg

Jean Meslierin kitabını okudum harikadır doymadım bir daha okudum atatürk bu kitabı hifeten önce devlet matabasında bastırıp yayınlatmış latin alfabesine geçtikten sonra yine devletin matabasında türçe bastırıp yayılatmış halkım okusun anlasın diye bu kitap zor bulunoyor ben kitap yurdundan temin etim

Link to post
Sitelerde Paylaş

Efkâr arkadaş, iyisin hosun da meseleyi Stalin üzerinden anlatmasaydın keşke. Stalin, faşizmi ezen büyük bir kahramandır.

Ben, sosyalist jargona uzak insanların yakıştırmasını kullanacak olursak, "Satalinist"im. Ama benim gibi düşünmeyenlere, sadece bu düşüncelerinden dolayı zarar vermeyi düşünmem. Ha, hükümet başkanı olsam, politik faaliyet gösteren dini cemaat şeflerini tutuklarım. Bu fiili, düşüncelerinden dolayı değil eylemlerinden dolayı yaparım. Dünya üzerindeki bütün devletler, bozgunculuk yapan ve tehdit oluşturan kişilere istisnasız aynı şeyi yapar. O silah taşımayan, kibar Ingiliz polisi, IRA militanlarını yakaladığı yerde öldürüyordu. Üstelik ceplerinde Kraliçeden onaylı öldürme yetki belgesi taşıyarak. Birleşik Krallık beni tehdit edeni öldürürüm diyor. Maçası yiyen varsa gelsin bana bunun hesabını sorsun. Ama kötü insan figürüne ihtiyaç duyduğunuzda aklınıza İngiliz kraliçesi değil Stalin geliyor. Bir koşullanma içinde olabilir misiniz acaba?

Aslında buraya küçük bir parantez açmak istedim. Yazın Stalin takıntısı dışında güzel. Faydalandım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...

Stalin örneği hakkındaki eleştiriler için yorum yok.

Aslında etik problem cennet konusunda da ortaya çıkıyor.

Tek suçu inanmamak olan sayısız değerli insan Sadist-i Âzam'ın cehennemde barbarca fırınlanırken hangi onurlu insan Arabın pedofil cennetinde bâkirelerle gönül eğlendirebilir ki? Aralarında yakın arkadaşlarınız, eşiniz dostunuz da var. Bu yüzden cennetteki zevk, zevklerin en rezil, en alçakça olanıdır.

Ve bir arkadaşın da ifade ettiği gibi cennette kelimenin tam anlamıyla dönüştürülecek, farklılaştırılacak ve anestetize edileceksiniz. Kıskançlık, üzüntü gibi duygularınız olmayacak. Mizacınız, huyunuz, kimliğiniz başkalaşacak. Zaten başka türlüsü de olamazdı. Cennette insanlar robotlaşmalı, kör ve umursamaz olmalı ki anlaşmazlığa düşüp itişip kakışmasınlar. :)

"Kendilerine Rab'lerinin verdiği şey ile sevinmektedirler ve onları Rab'leri cehennem azabından korumuştur."(Tur 18)

"Muhakkak ki, kendileri için bizden bir güzellik takdir edilmiş olanlar, oradan uzak bulundurulmuşlardır. Onun hışıltısını bile duymazlar ve onlar nefislerinin hoşlandığı şeyler içinde daima kalacak kimselerdir" (Enbiya 101-102)

"Ayette geçen "hasiseha" uğultusu kelimesi, musiki vurgusu ile anlamını tasvir eden kelimelerdendir. Bu kelime vurgusu ile ateşin alev alev yanarken çıkardığı sesi aktarmaktadır. O korkunç sesi canlandırmaktadır. Hiç kuşkusuz bu, insanı ürperten, tüyleri diken diken eden bir sestir. Bu yüzden daha önce kendilerine iyilik bahşedilenler, fiilen bu ateşi tatmak bir yana, yanarken çıkardığı sesten, müşrikleri dehşete düşüren bu büyük panikten kurtulmuşlardır. Canlarının istediği gibi güvenli bir ortamda ve her türlü nimet içinde yaşıyorlar. Melekler onları sevgi ile karşılıyorlar. Bu korkunç ve dehşet verici ortamda içlerine güven duygusunu akıtmak için onlara eşlik ediyorlar." (Kutub, Fi Zilal, cilt 4, s.2398)

Görüldüğü gibi cennetin, cehennemden, cehenneme ait, ses, hışıltı, uğultu ve gürültüden uzak, güvenilir bir yer olduğu ifade ediliyor değerli Müslümanlar içiniz son derece rahat cennette istirahat edebilirsiniz! Cennetlik Müslümanlarımız biz cehennemde cayır cayır çığlık çığlığa yanarken bütün bu tüyler ürpertici hadiselerden uzak, emin, güvenilir bir şekilde, sevinç içinde keyifle yaşam süreceksiniz! Ne yapsak bilemedim ki imana mı gelsek! :D

YvMsNHh.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Malum olduğu üzere dinlerin insan aklını kilitleyen en büyük kozu cehennem tehdididir. Çocukluktan itibaren cehennem tehdidiyle terörize edilen insanlar kendi dinleri hakkında sağlıklı bir muhakeme yapamazlar. Hayatın diğer alanlarında gayet normal ve akılcı davranırken din konusu açıldığında oldukça basit, yüzelsel ve aptalca düşünürler.

Allahın dengesiz terazisinin en çok tartışılan örneklerinden biri sonsuz cehennem cezasıdır, aslında işkence demek daha doğru.

Tasvir-i Efkar kardeşim aslında bu forumda bu konuda en çok uğraşan biriside benimdir ancak amacım kimseyi korkutmaya çalışmak değil bir şekilde cehennem ile dünya arasında bir iletişim olduğuna inanırım.

Allah yok diyebilirsiniz ancak Allah varsa diye sorguladığımızda aslında cehennemide yaratmış olabileceğini düşünüyorum.

çünki mesela islama göre kaza ve kaderin Allahtan geldiğine inanılır aksini red eden dinden çıkar.Şimdi bu açıdan değerlendirirsek islama göre herhangi bir kaza kendi kendine değil Allahın istemesiyle olmuştur.

aslında umarım yanlış anlaşılmam ancak savımı desteklemesi açısından şu videoyu ekliyorum ve korkan arkadaşlarımız görmezden gelebilir ama bu hayatın acı gerçeklerinden birisidir korkmak yaşanılacak acıların senden uzak kalması için yeterli bir argüman değildir.

bu videoda bir savaş yok veya iki kişi birbirini öldürmüyor normal sıradan bir günde tatlı şeker bir aile kızının bir anda başına neler geldiğiyle ilgili tamamen yaşanmış bir hikaye.

burda hikaye önemli ancak önemli olan birşey daha var bu hikayeyi islama göre yazan güç Allahtır inanmazsın tesadüf diyebilirsin bakın ona kesinlikle birşey demiyorum ben islam açısından değerlendiriyorum yani kuran hani Allahın inanmadığı kulları cehenneme göndereceğinden bahsediyor ya aslında belkide bu kız kendisine inanıyordu ancak inansa bile Allah bu kıza bu kazayı reva gördü.

bakın tekrar ediyorum Allah var yok demiyorum islama göre Allah varsa diyorum

şimdi bu sadece basit bir hikayelerden bir tanesi yeryüzünde bunların toplu ölümleri veya daha dehşetli kazaların olduğu sahneler yaşanıyor.

şimdi burda sizede şunu sorayım bu kazayı veren güç Allah ise o zaman aynı gücün cehennemide yaratabileceği ve oraya kimi isterse koyabileceğinin neresi mantıksız sorabilirmiyim?

bakın Allah var veya yok demiyorum sadece beyin fırtınası derler ya öyle bir mantık yürütüyorum ve sizede bu konuda baktığım açıdan bakarak cevaplamanızı istiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Malum olduğu üzere dinlerin insan aklını kilitleyen en büyük kozu cehennem tehdididir.

Felsefe öldüğünde böyledir evet;

Sonsuz nasıl başlayacakmış;

Sonsuz olan ilksizdir de,

sonsuz başlangıçsızsızdır ya da öncesizdir;

tarihinde sanalmanik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...

Mantıksal tümdengelim metodunu kullanır Müslümanlar dünyaya bakarak Allahı bulmak diyelim taşta toprakta Allahı bulurlar dünya varsa biz varsak Allah var mantığı var Allahın varlığının delili dünyaymış peh.Ne alaka arkadaşım başlangıcı olmayan dünyasın burada Allahı daimi zorunlu bir varlık olarak görüyorsun nereden biliyorsun daimi olduğunu zorunlu olarak var olması gerektiğini?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Jean Meslier'in kitabı; Atatürk'ün emri ile 1928'de "Aklı Selim" olarak arap alfabesi ile 1929'da ise Sağduyu,"Tanrısızlığın İlmihali" olarak ülkeye kazandırılmış. Dileyenler; Sağduyu "tanrısızlığın ilmihali" kitabını pdf diye aratıp internet üzerinden indirebilirler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
video

Siz müslümlerde gerçekten ar damarı yok mu? Hiç utanmaz ve yüzünüz kızarmaz mı? Böyle saçma sapan bir argümanı ortaya koyarken insanda bir utanma bir sıkılma olur. Ben bir şey saçmalıyorum ama ne saçmalıyorum diye bir düşünür.

Kazalar oluyor demek ki cehennem var! Saçmalardan seçmeler kategorisinde başa yarışacak bir hezeyan!

Her insanın başına her an her kötü olay gelebilir. Bunun cehennnemin varlığını gösteren nesi var yahu? Şurdan şimdi çıkarım, bisikletime binerim ve ansızın düşen bir yıldırımla kömür olur, tanınmaz hale gelebilirim. Kömür suratımda dişlerim sırıtabilir. E ne yapalım yani şimdi? Böyle bir şey olabilir diye allaha cehenneme ve diğer din saçmalıklarına mı inanacağız?

Sizde utanma diye bir şey kalmamış. Başına kötü olaylar gelen insanların acılarını bile istismar etmekten çekinmiyorsunuz. Siz bir insanlığınızı sorgulayın önce de, insan çıkarsanız eğer, din konusunda karar vermeye o zaman kalkışın!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...