Jump to content

ARAPLARDAKI TÜRK DUŞMANLIĞI ve TARIHI


Recommended Posts

İşte böyleee,

Gelin bu sayfada Arapların Türklere olan duşmanlığının nedenlerini araştıralım.

Bakalım bu duşmanlığı yaratanlar Türklermi ,yoksa Araplarmı?

islam arap milliyetçiliğinin bir eseridir

Araplar tarhileri boyunca milli bir devlet kuramamışlar çeşitli medeniyetlerin etkisi ve hakimiyetleri altında ezilmiş bir millettir.

Araplar 7. yy. gelene kadar yani muhammede kadar bir devlet organizasyonu kuramamış kendini peygamber ialn eden ünlü arap (ben öyle tabir ediyorum)devlet adamı ve felsefecisi muhammed tarafından kurulan devletle bir devlet organizasyonuna sahip olmuştur.

Ve muhammedin devleti millilik öğelerine dayalı bir devlettir.

Devletinin başlıca yasası olan kuranı bütün insanlık için getirdiğini iddia emiş ve bütün milletlerin onu arapça olarak öğrenmesi gerektiğini söylemiştir.

Muhammedi devletin temelleri milliyetçilik esasına dayanarak yükselirken bunun altına türk düşmanlığı fitilini daha işin başında yerleştirmiştir.Ö

örnek vermek gerekirse

* "Küçükgözlü,

kirmizi yüzlü,

yassi burunlu

ve... yayvan suratli... Türk'lere karsi Zaferler kazanilmadikça hüküm günü gelmis olmayacaktir(ahrat)..." diyecektir.

(Buharî'nin Kitab-i Cihad'indan (bap 95 ve 96),

ya da Kitab-i Menakib'inden (bap 25) Hadîs'lere bakınız)

Atatürk

"Kendi mülkünde garîbana dilendin din için,"

Pek fedakarane yandin bir Küreysî kin için"

(Neyzen Tevfik; "Türk'e ikinci ögüt")

Daha geniş bilgi için Prof.İlhan ARSEL'in Arap Milliyetçiliği ve Türkler kitabına bakalım.

Tolonbeg

tarihinde tolonbey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

Araplar ve Araplaşmışların özellikle Cengizhana , Hulaguhana azgın duşmanlıklarının nedeni Müslümen Arapların Türkistanda yaptıkları tarıhın en İGRENÇ katlıamlarındandır..

Muhammed'in Türk düşmanlığı

Kendilerini "müslüman" sayan "Türkler"i Muhammed, "müslüman" saymak şöyle dursun; "düşman" diye ilan etmiştir.

İslam dünyasında en sağlam kabul edilen hadis kitaplarında da bu var.

Başlı başına bir bölüm olarak

.

Bölümün adı da çok ilginç: "Kıtalu't-Türk". Anlamı da: "

Türklerle öldürüşmek(savaş)".

Buhari'de,

Ebu Davud'da

ve Tirmizi'de bölümün adı bu

.

ibn Mace'de "Babu't-Türk", yani "Türkler Bölümü".

Müslim'deyse, "Kıyamet alametleri" arasında yer alıyor

.

Muhammed, "Peygamberliğinin bir kanıtı" olarak, gelecekten haber verirken,

"Kıyametin bir alameti" olarak "Türklerle nasıl çarpışılacağını,

"müslüman"ların, "Türkleri nasıl öldürecekleri"ni de anlatıyor.

Hem "Türk" diye ad vererek,

hem de "tarif" ederek,

yüzlerinin,

gözlerinin,

burunlarının,

derilerinin,

renklerinin

nasıl olduğunu anlatarak

.

Anlaşılan o ki, Türkler konusunda kendisine bir takım bilgiler verilmiş.

Muhammed'in anlatmasına göre, "Türklerle öldürüşme", taa "Kıyamet"e dek söz konusu.

Kıyametin bir alameti" olarak da "müslümanlar", yeryüzündeki "Türkleri öldürüp temizleyecekler". Yoksa "kıyamet kopmayacak".

İşte hadislerden bir kesim:.

- Müslümanlar, Türklerle öldürüşmedikçe, kıyamet kopmayacaktır.

Yüzleri kalkan gibi,

üst üste binmiş(kalın) derili olan

bu toplumla.... kıl giyerler."( Bkz. Müslim, e's-Sahih, Kitabu'l-Fiten/62-65, hadis no:2912;

Ebu Davud, Sünen, Kitabu'l-Melahim/9 Babun fi Kıtali't Türk, hadis no: 4303;

Nesei,

Sünen, Kitabu'l-Cihad/Babu Gazveti't-Türk...)

-"Siz (müslümanlar),

küçük gözlü,

basık burunlu,

yüzleri kalkan gibi,

derisi üst üste binmiş olan toplumla öldürüşmedikçe kıyamet kopmayacaktır(anlarsınızyaaaaa,gıyamat gopmayıncada cennetteki garpuz memeli gızlara ,tüysüz güneş yüzlü oğlanlara gavuşamazsınız).

kturk3.jpg

"KITALU'T-TURK" HADİSLERİNDEN. "Türklere karşı k'tal, kesinlikle olacak."...

(Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Cihad/96)

Devam edelim:

- "Şu da kıyamet alametlerinden: Kıldan(keçe) ayakkabı giyen bir toplumla vuruşup öldüreşeceksiniz.

Geniş yüzlü,

yüzleri kalkan gibi,

üst üste derili toplula vuruşmanız-öldürüşmeniz kıyamet alametlerindendir.

Siz(müslümanlar), küçük gözlü, kızıl yüzlü, basık burunlu, yüzleri kalkan gibi, derisi üst üste binmiş olan Türklerle öldürüşmedikçe kıyamet kopmaz."( Bkz. Buhari, e's-Sahih, kitabu'l-Cihad/95; Müslüm, e's-Sahih, Kitabu'l-Fiten/66, hadis no: 2912; İbn Mace, h.no: 4097-4098).

- "

Muhammed'in, bugün kendisine "Peygamberimiz, efendimiz" diyen Türklere bakışı tutumu budur işte.

İnsanlara "insan" olarak bakmak gerekir.

Hangi ırktan,

hangi renkten

ve hangi "din"den olurlarsa olsunlar

ya da hiçbir dinden olmasınlar.

Ama

"dinler",

"dinliler",

"ırkçılar" böyle bakamamakta.

Yahudisi,

Hristiyanı,

İslam inanırı hep birbirine düşman.

Irkçılar da kendi ırklarından olmayanlara karşı böyle.

Bugün dünyamızın yaşadığı nice acı olaylarda, bu ilkelliğin payı az değildir.

Bunlardan arınmalı artık insanlık.

Yoksa acımasızlıklar,

acılar,

gözyaşları sürüp gidecektir

Islam pencereleri.

Tolon: Anlayacağınız türk duşmanlığının altında Mehemmed efendinin kıtabı yatmahdadır.

Birde Türkistanda yapılan vahşatın ,azda olsada ıntıkamının alınmasında yatıyor bence.

Tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

Araplar ve Araplaşmışların özellikle Cengizhana , Hulaguhana azgın duşmanlıklarının nedeni Müslümen Arapların Türkistanda yaptıkları tarıhın en İGRENÇ katlıamlarındandır..

Muhammed'in Türk düşmanlığı

Kendilerini "müslüman" sayan "Türkler"i Muhammed, "müslüman" saymak şöyle dursun; "düşman" diye ilan etmiştir.

İslam dünyasında en sağlam kabul edilen hadis kitaplarında da bu var.

Başlı başına bir bölüm olarak

.

Bölümün adı da çok ilginç: "Kıtalu't-Türk". Anlamı da: "

Türklerle öldürüşmek(savaş)".

Buhari'de,

Ebu Davud'da

ve Tirmizi'de bölümün adı bu

.

ibn Mace'de "Babu't-Türk", yani "Türkler Bölümü".

Müslim'deyse, "Kıyamet alametleri" arasında yer alıyor

.

Muhammed, "Peygamberliğinin bir kanıtı" olarak, gelecekten haber verirken,

"Kıyametin bir alameti" olarak "Türklerle nasıl çarpışılacağını,

"müslüman"ların, "Türkleri nasıl öldürecekleri"ni de anlatıyor.

Hem "Türk" diye ad vererek,

hem de "tarif" ederek,

yüzlerinin,

gözlerinin,

burunlarının,

derilerinin,

renklerinin

nasıl olduğunu anlatarak

.

Anlaşılan o ki, Türkler konusunda kendisine bir takım bilgiler verilmiş.

Muhammed'in anlatmasına göre, "Türklerle öldürüşme", taa "Kıyamet"e dek söz konusu.

Kıyametin bir alameti" olarak da "müslümanlar", yeryüzündeki "Türkleri öldürüp temizleyecekler". Yoksa "kıyamet kopmayacak".

İşte hadislerden bir kesim:.

- Müslümanlar, Türklerle öldürüşmedikçe, kıyamet kopmayacaktır.

Yüzleri kalkan gibi,

üst üste binmiş(kalın) derili olan

bu toplumla.... kıl giyerler."( Bkz. Müslim, e's-Sahih, Kitabu'l-Fiten/62-65, hadis no:2912;

Ebu Davud, Sünen, Kitabu'l-Melahim/9 Babun fi Kıtali't Türk, hadis no: 4303;

Nesei,

Sünen, Kitabu'l-Cihad/Babu Gazveti't-Türk...)

-"Siz (müslümanlar),

küçük gözlü,

basık burunlu,

yüzleri kalkan gibi,

derisi üst üste binmiş olan toplumla öldürüşmedikçe kıyamet kopmayacaktır(anlarsınızyaaaaa,gıyamat gopmayıncada cennetteki garpuz memeli gızlara ,tüysüz güneş yüzlü oğlanlara gavuşamazsınız).

kturk3.jpg

"KITALU'T-TURK" HADİSLERİNDEN. "Türklere karşı k'tal, kesinlikle olacak."...

(Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Cihad/96)

Devam edelim:

- "Şu da kıyamet alametlerinden: Kıldan(keçe) ayakkabı giyen bir toplumla vuruşup öldüreşeceksiniz.

Geniş yüzlü,

yüzleri kalkan gibi,

üst üste derili toplula vuruşmanız-öldürüşmeniz kıyamet alametlerindendir.

Siz(müslümanlar), küçük gözlü, kızıl yüzlü, basık burunlu, yüzleri kalkan gibi, derisi üst üste binmiş olan Türklerle öldürüşmedikçe kıyamet kopmaz."( Bkz. Buhari, e's-Sahih, kitabu'l-Cihad/95; Müslüm, e's-Sahih, Kitabu'l-Fiten/66, hadis no: 2912; İbn Mace, h.no: 4097-4098).

- "

Muhammed'in, bugün kendisine "Peygamberimiz, efendimiz" diyen Türklere bakışı tutumu budur işte.

İnsanlara "insan" olarak bakmak gerekir.

Hangi ırktan,

hangi renkten

ve hangi "din"den olurlarsa olsunlar

ya da hiçbir dinden olmasınlar.

Ama

"dinler",

"dinliler",

"ırkçılar" böyle bakamamakta.

Yahudisi,

Hristiyanı,

İslam inanırı hep birbirine düşman.

Irkçılar da kendi ırklarından olmayanlara karşı böyle.

Bugün dünyamızın yaşadığı nice acı olaylarda, bu ilkelliğin payı az değildir.

Bunlardan arınmalı artık insanlık.

Yoksa acımasızlıklar,

acılar,

gözyaşları sürüp gidecektir

Islam pencereleri.

Tolon: Anlayacağınız türk duşmanlığının altında Mehemmed efendinin kıtabı yatmahdadır.

Birde Türkistanda yapılan vahşatın ,azda olsada ıntıkamının alınmasında yatıyor bence.

Tolonbeg

ELİNE ZAĞLIK DEDE KURANADA KOYMUŞ HATIRLYAMDIM AYETİ

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

Hülagu Han

10 Comments

Hulagu-Han-1.jpg

Hülagu Han

TARİH YAZANLARIN BÜYÜK İHANETİ;

ŞANLI TÜRK LİDERİ HÜLAGU HAN

Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır. ( M.KEMAL ATATÜRK )

Yazıya başlarken, Türkün Son Başbuğu Atatürk’ün; sözleri ile başlamayı uygun gördüm. Tarih yazanların “İHANETLERİ” nedeni ile birçok Türk Bahadırı, TARİHTE hak ettiği değeri görememiş ve lanetlenmekten kurtulamamıştır.

Sırf Müslüman olmadığı için, büyük haksızlığa uğramış tarihî şahsiyetlerinden biri de hiç şüphesiz HÜLAĞÜ HAN dır.

Bu yazımda Hülagu Han’dan bahsetmek istiyorum.

Adına,

Ümmetçi-Sentezciler tarafından Beddua edilen Hülagu HAN kimdir….?

Moğol İmparatorluğu’nun kurucusu,

büyük savaşcı Çingiz (Cengiz) Kağan’ın oğlu ve İlhanlı Devleti’nin kurucusu

Müngke (Mengü) Kağan’ın kardeşidir.

13. yüzyılda yaşadı;

sürekli savaşmakla geçen 48 yıllık ömrü boyunca,

sadece bir kez yenildi,

O’nu yenen kişi ise Çingiz’in torunu ve kendi öz yeğeni olan Berke idi.

1258 yılında Bağdat’a girerek Abbasiler’in kökünü kurutması sayesinde adını tarih sayfalarına yazdırdı.

Ümmetçi-Sentezci güruh;

ABBASİ HALİFESİ (Mustasım) ni öldürdüğünden dolayı kinlerini kustukları Hülagu’ya, ağızları dolusu küfür eder,

Bağdattaki en büyük kütüphanenin yakıldığını ve böylece dünya bilim olarak 1000 geriye gittiği safsatası anlatır(Arapda ne varkı kütüphanasında ne olsun,Kelin ılacı olsa başına sürer.Ömer Fellahının İskenderiye kütüp hanasını yahmasını neden heç ağızlarına almaz müsümüsüler ki bu kütüphanaya Jül Sezer tam tamına 200,000 kıtap hediye etmiştiki bu kütüphana gerçekten bir bilgi deniziydi.

Bağdatınkı gibi uydurmalar deposu degildi tolon.).

.

Lise yıllarında, Tarih öğretmenimiz: (Fetullahın müridlerinden biri idi) Moğollar tarafından Bağdattaki Beytül Hikme isimli kütüphanedeki binlerce el yazması kitabın acımasızca yakıldığını, Müslüman insanları da kılıçtan geçirdiklerini anlatmıştı.

Yıllar sonra, kendi imkânlarımızla araştırdığımız zaman; Beytül Hikme’nin sadece binasının ortadan kaldırıldığı, İçinde bulunan kitaplarında Hülağunun baş veziri Nasurettin Tusi tarafından Merage’de kurulan rasathaneye götürüldüğünü öğrendik.

Merage rasathanesinde kurulan kütüphanede 400.000(Dört yüz Bin) kitaptan oluşturulduğu bilinmektedir.

Nasurettin Tusi bilimsel ve felsefi çalışmalarında Hülagu Han dan destek alarak yapmıştır.(Ayrıca Nasurettin Tusi şia mezhebindendir.)

Ayrıca, Bilime ve sanata karşı da büyük saygısı vardı.

Hülağu Han, sarayına bilginleri toplar ve onları korurdu.

Bilgiye merakı vardı.

Kendisi astronomi ve kimya ile uğraşırdı.

Bilginleri toplayarak ilim akademileri kurdu.

Aladağ’da saraylar,

Huy’da camiler yaptırdı.

Tebriz şehri onun döneminde bir bilim merkezi oldu.

Bizans’tan oraya kozmografya ve diğer ilimleri öğrenmek için öğrenciler geliyordu.

Günümüz de, ders olarak okullarda okutulan tarih dersinde,

Hülagunun bahadırlığından ziyade, bir iki satır, kurduğu devlet ile ilgili bilgiler içermektedir.

Aynı bilgiler,

Timur ve Cengiz Kağan dada aynıdır.

Bütün bilgileri toplasan ancak 45 dakikalık 1 ders konusu bile etmemektedir. (isteyen okullarda okutulan ders kitaplarına baksın)

Daha Türk çocuğu eğitimin ilk günlerinde Türkün abide şahsiyetlerin den uzak tutulmakta, emperyalizmin, SÜPERMEN, BATMAN, vb. gibi hayal kahramanlarına itilmektedir.

Bu nedenle ilköğretim öğrencisi bir çocuk,

Çin sarayını basan Kürşad değil,

emperyalizmin Süpermenini hayal etmektedir.

Bu nedenle genç dimağlara; Türk’ün yiğit kahramanlarını anlatmak, boynumuzun borcudur.

Hülagu Han; haşhaşilerin merkezi olan,

ulaşılmaz denilen Alamut kalesini yerle bir etmiştir.

Bütün ömrü savaş meydanlarında geçen Hülagu Han,

Bağdatı kuşattığında ABBASİ HALİFESİ teslim ol çağrılarına;

Halife Mustasım,

eğer kendisine saldırırsa Allah’ın gazabına uğrayacağını söyleyerek teslim olmayı reddetti (:-))))))) Allah onların dediginden dışarı dışarı çıkmadığını biliyür.Felleh emir buyurdu diye hemen yardımına koştu Mustasımın). (Birçok kaynak Halife’nin saldırı için yeterli önlem almadığını Bağdat’ı çevreleyen surları ve ordusunu güçlendirmediğini yazıyor.)

Savaş sonunda Halifenin akıbeti kötü olur.

Yakalanan Abbasi halifesi keçeye sarılıp, atlara çiğnetilerek öldürülmüştür.(Bunun sebebi de asil kanın-liderin kanının yere akarsa uğrusuzluk getirileceğine inanılırdı. Bu nedenle halife; keçeye sarılarak atlara çiğnetilerek öldürülmüştür.)(Türkistan katlıamının öcü)

Kale kuşatmalarında, her zaman Türk olmayan unsurlar (genellikle Çinliler) en ön safta sürülürdü. Burdan, Hülagu Hanın kendi ulusuna verdiği önemi de daha çok anlıyoruz.

HÜLAĞÜ HANIN ARAP HALİFESİNE MEKTUBU;

Biz, Tanrı’nın kuvveti ile kaldık ve onun kuvveti ile muvaffak olduk ve olmaktayız.

Hiç şüphe yoktur ki biz,

Tanrı’nın yeryüzündeki askeriyiz;

kendisi gazabına uğratmak istediği kimselerin üzerine bizi gönderir.

Hadiseler,

size ibret

ve sözümüz

size nasihat olsun.

Nice Haddini bilmezleri yok ettik,

yeryüzünün üstünü değiştirdik ve altüst ettik;

size kaçmak var,

bizde ise kaçanları yakalamak var,

sizin için bizim kılıcımızdan kurtulmak yoktur;

siz nerede bulunursanız bulunun oklarımız size yetişir,

atlarımız her attan ziyade koşar

ve oklarımız bütün siperleri deler,

kılıcımız indiği yere yıldırım gibi iner,

akıllarımız dağlar gibi sağlamdır,

sayımız ise kumlar kadar çoktur;

bizden aman dileyen selamete erer,

bizimle savaşa yeltenenler sonunda pişman olurlar.

Siz bize “kafir” diyorsunuz,

biz de size “fasık” diyoruz.

Biz, bütün işleri tedvin ve takdir eden Tanrı tarafından,

size musallat edildik.

Yeryüzünün batı ve doğusu bizim elimizdedir,

hiçbir yere kaçıp kurtulamazsınız”

Diye haber gönderdiği rivayet edilir.

Korku nedir bilmeyen bir kişi olduğu söylenir;

en büyük zevki ormandan yakalanıp getirilen vahşi boz ayılarla özel bir arenada güreş tutmakmış.

Hıristiyan Gagauz Türkü olan eşi

Tokuz Katun’dan doğan oğlu

Abaka Kağan da babası

Hülagü dedesi Çingiz’in izinden gitmiş yaman bir yiğittir.

Babasının ölümünden sonra İlhanlı Devleti’nin başına geçti ama çok genç yaşta zehirlenerek öldürüldü.

Türklüğe sarılmanın,

tek kurtuluş olacağı yakın bir gelecekte;

Hülagü Han iyice tanınacağına eminim.

Hülagu Han;

genelde Müslümanlar ila savaştığı için

islamcı

ümmetçi

sentezci kesim tarafından hiç sevilmezler;

Türklükten dışlanıp kötülenirler.

Fakat fiziksel açıdan Moğollar’a hiç benzemeyen;

sarışın,

mavi gözlü,

beyaz tenli bir kişi olduğu bilim adamlarınca da kanıtlanmış olan Çingiz,

soyu Gök-Türklere dayanan safkan bir Türk’tür,

dolayısıyla Hülagu de Türk’tür.

Hülagu Hanın bir diğer özelliği ise;

Feth ettiği yerlerde Türkçe konuşmayı mecbur kılmıştır.

Bunu İran tarihini incelediğimiz de görüyoruz.

Türkçe konuşmayı mecbur kılan bir hükümdarı,

Türklükten nasıl dışlarsınız?

bu en büyük ınsafsızlıktır.(duşmanlıktır).

İslamlaşmayı;

araplaşmak ve onun kültürünü yaşatmak olarak anlayan, Türk milleti belki bu gün Türkçe konuşmasını bile Hülagu Hana borçludur.

Bağdat seferi olmasaydı; Anadolu Türklüğü belki de tamamen Araplaşacak yada ferisileşecekti.

Tarih yazanlar;

hiçbir zaman tarihi yapanlara,

sadık kalmadığı için birçok şey göz ardı edilir.

Örneğin; Arapların (Kuteybe Bin Müslim) Talkan ve Curcan’da katlettikleri Yüz binlerce Türkün adı bile anılmaz.

24 Km yol boyunca ağaçlara asılarak katledilen Türk’lerin adı bile geçmez.

Türk Gençi olarak:

Tarihimizin noktasından, virgülüne kadar her şeyine sahip çıkacağız.

Türk çocuğu;

Irkından binlerce kahramanın çıktığını bilecek,

Türk olmanın gururunu yaşayacak,

gelecek için ümitsizliğe kapılmayacaktır.

tolonbey

Link to post
Sitelerde Paylaş

Uzağa gitmeye gerek yok, her ne sebeple başlarsa başlasın, Muhammed buna önderlik ve azmettiricilik etmiştir..

Uzağa gitmek gerek yok ama uzaktaki biri sebep oluyor. Gene muhammed gene muhammet nedir bu sorun!!

Muhammedden önce yaşayan topluluklar çok mu iyi anlamiyordu bu nasıl mantık!!

Fanatik ler hiçbir zaman karşısındaki sevmez,severse eğer bilki kendi gibi yaptığı için sever olay budur.

Bir tanımadığın,etmedigin,hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın hatta bazen yaşamadı denilen muhammed neden sevilmez diye konu açsın fanatik ler kurtları dönsün...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gözlükcuyu denedim senin gördüklerini gösteriyor.bunlar işin kolay yanı saksıyı çalıştıracan onun uzmanına git.

Kuranı okuyan sizsiniz işinize geleni alan siz siniz ben muhammed le ilgili birşey anlatilanlardan başka birşey görmüyorum.

Muhammedi anlamak mümkün evet anlatılanlarla değil,aklınla! Eğer senin için muhammed kötüyse muhammed olma!

Benim için muhammed temiz iyidir ben iyi olmaya çalışıyorum.

Okadar....

Muhammed gelir derse ben böyle biri değildim ozaman yerin dibine girersin. Nasıl okul arkadaşım yaptıklarini abarta abarta öğretmene anlatıp öğretmen senin kulağını çekerken birisi ordan öğretmenim olay öyle değil taddeller benimle beraberdi bunları yapmadı deyip öğretmenin Bidaha olmasın demesi gibi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gözlükcuyu denedim senin gördüklerini gösteriyor.bunlar işin kolay yanı saksıyı çalıştıracan onun uzmanına git.

Burası, konunun özeti.

Eğer o savı ciddiye alırsak, yeryüzünde tek bir Müslüman olamaz. (Kaç kişi uzmanına başvurarak Kuran'ı öğrendi ve böylece Müslüman oldu?)

Benim yeni doğmuş bebeğim, önce uzmanından Kuran'ı öğrendi ve Müslüman oldu. Oh, ne zekâ!

Diğer yandan: Kuran, apaçıktır. Onu anlamak için, uzman olmaya gerek yok. Bu savla bana gelenler, budala ve yalancıdır! ("Dost, acı söyler!" Yada: "Doğruyu söyleyeni, yedi köyden kovarlar.")

Link to post
Sitelerde Paylaş

Burası, konunun özeti.

Eğer o savı ciddiye alırsak, yeryüzünde tek bir Müslüman olamaz. (Kaç kişi uzmanına başvurarak Kuran'ı öğrendi ve böylece Müslüman oldu?)

Benim yeni doğmuş bebeğim, önce uzmanından Kuran'ı öğrendi ve Müslüman oldu. Oh, ne zekâ!

Diğer yandan: Kuran, apaçıktır. Onu anlamak için, uzman olmaya gerek yok. Bu savla bana gelenler, budala ve yalancıdır! ("Dost, acı söyler!" Yada: "Doğruyu söyleyeni, yedi köyden kovarlar.")

Beni bir tek sen anladın,sende yanlış anladın!

Göze bakan,doktora hata varsa gözlük verir.

Akla bakan kim ! Eğer bir insanın aklı çalışmıyorsa kime gider!! Akla ilk gelen neden hocalar!

Kuranı okumak için uzmanı olmak gerek çünkü 1400 yıl önce yazılmış!

Anlamiyorsan uzak dur! şu böyleydi bu böyleydi deme,kimse demesin bak kuranda var hadi yapalım,karşı gelelim olmasın. Gerçeği söylemek için uzman olmak gerek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

Modest sana göre Islam doğruysa ya kuranı okumamışın yada kuran doğrultusunda doğrusun.Sen çıkar köleni halkın huzuruna bu benim bundan sonra evletligim de ,halanın kızını tut ver.Sonra bir gördügünde ne güzel gözlerin varde.

Sonra sonra çeşitli dümenler çevir Evlatlığının karısının üstüne ÇIH.

Böyle biri Türkiyede zor yaşar.

Üç yıl kadar önce bursada polis bir tekkeyi bastı.

Odanın birinde mürütler HU allah hu çekerken odanın ötekinde şeyh guçağına oturtmuş garıya garı kalkıp kalkıp oturuyor.

Kıpırdamayın diyür polis.

Kadın şeyin üstünde öyle kalakalıyor.

Polis şeyha diyürki ulan utanmıyormusun.

Şeyh diyürki neden utanıyımkı ben yapmasam başkasına gider yaptırır.

Bana karı koca bile gelenler var demezmi?

Bir yaşındakı bebegi evlendirilir deye fetve verenlere ALLAH olsalar ınanamam.

Mehmet Akıf Ersoy deyesi,kendileri yapıp kendileri tapmışlar veeeeee zavallilarla biçereleride taptırmışlardır,taptırmaya devem etmektedirler.

Kafır dedikleri evrenlerde satta 80,000 km hızla yol alırkan müslümenlerin kendi markalı bir bisikletlerinin bile olmayışı gittikleri YOLUN negeder yanlış olduğunu göstermektedir.

Cennetmiş

Cehennemmiş.

Bu kafaylamı?

Tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu forumda insanlar "sakince" tartışamıyor, sürekli birbirlerini yerme ve germe üslubu taşıyorlar. Çok üzücü. Bu yüzden alıntılanan cevabıma bir cevap yazmayacağım.

Haklısınız

Sadece bu form değil hayatın her alanında bu böyledir...

Tıpkı iki rarabanin bir şerit te gitmesi gibi herkez haklı.

Neden cevap vermediniz? uslubun gayet iyiyken..

Çünkü, sizi tastikliyecek bir şey yazmadım ve bu size zehir oluyor.

Ama Anlayışınız taktire layik herkez siz gibi kendine dur demiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Din ve beraberinde getirdiği habis urlar:

Din başlı başına toplumların belası olması yanında, gelenek ve görenek adı altında bir takım gerilikleri dayatmıştır ve içinde yaşadığımız toplumun bütün söz ve eylemlerinin kaynağı bu karanlık ve dogma dinden başkası değildir

El Öpme: Daha bebe yaşta ki çocuklarının zihinlerine kazır ebeveynler biat kültürünü, gidilen her yerde el öptürülür, küçücük b...eyninde daha o andan itibaren biat etme kul olma, toplumla ümmet olma fikri aşılanır çocuğa, el etek öpme kültü işte böylece yerleşir bir virüs gibi, unutulmamalıdır saygı, sevginin sonucudur karşımızdakine saygıyı el etek öpmekle değil karşılıklı sevgi ile ve düzeyli bir istişare ile elde etmek pek mümkündür

Ayak Ayak Üstüne Atma: Bu da muhammedin güya göğün yedi kat üstünde tanrısının ayak ayak üstüne attığını gördüğünden çıkmış ve bundan dolayıda muhammed ümmetine yasaklamıştır. Böyle habis bir düşünce ile topluma enjekte edilmiş bu gelenekten nasıl sağlıklı bir gelecek beklersiniz.

Sünnet: erkek olma bahanesi ile büyük ölçüde erkekliğini yaşam zevkini çalanlar , Çocuklarını bir koyun bir davar gibi topluca kesimhaneye götürüp orada keserken ve acısından bağıran çocuğa gülen, tokat atan, kesilişini setretmek için canhıraş biçimde öne geçmeye çalışan bir toplumdan insan olmasını, doğruları görmesini beklemek safça bir bakış açısından başka bir şey değildir.

sünnet zararlıdır, bir an evvel terk edilmesi gerekmektedir. reşit olmayan bir

insanın ,kendi şahsi rızasına danışılmadan bir başkası tarafından vücudundan geriye

dönüşü mümkün olmayan tek bir parça dahi koparılma kararı verilmesi yanlıştır. buna ana

babanın dahi hakkı yoktur. (bkz: anayasa)da insan haklarına aykırı tutum ve davranış

biçimidir ve acilen yasaklanmalıdır. buna uymayanlar hakkında en ağır cezalar

verilmelidir. sünnetin sağlık ile veya herhangi bir sebeple hiçbir şekilde uzaktan

yakından bağlantısı yoktur, bulunamamıştır da. hepsi rivayetten öte değildir. zaten bu

bir tabudur ve barbar toplumlarda kabileler arasında görülür. medeni toplumların sözünü

dahi telafi etmediği karanlık bir safsatadır. buna çanak tutan zihniyetlerde bir o kadar barbar ve

zalimdir. fakat toplumumuzda bu safsata her (er)

kişiye eziyet şeklinde yaşatılmaktadır. her faninin ölümü tatması gibi her (er) kişinin

sünnet acısını tatmasını sağlamak politik ve rant çıkarlı olmasından başka birşey

değildir. bu da aydın kesim tarafından anlaşılamamış ve anlaşılamayacaktır da…

Sol El İle Su İçmememe Yemek Yememe Hatta Kalem Tutamama: Bu öylesine vahşicedir ki sol elle su içen çocuk, bir anda ne olduğunu anlamadan ebeveyni veya bir başkası taarfından sertçe hatta değnekle eline vurularak ona travma yaratılması izah edilecek tablo değildir.

Cinler: cinler kapı eşiklerinde, duvar kenarlarında, tuvalette, banyoda, arkanda yanında gibi karanlık masallarla korkutulan çocuğun sağlıklı bir birey olmasını beklemek ayda hayat olmasını bekelemek kadar saçmadır.

Aklı Bali Olmamış Çocuğun Cezalandırılması: Ebeveyni atarfından ne olduğunu bilmeden arapça yazılmış veya sözle söylenmiş bir takım karanlık sözüm ona dua adıyla çocuğa korku salma ezberlemezsen seni şeytan kapar allah cezalandırır denmesi o çocuğun bilim adamı hayallerini o anda sıfırlamaktan öte değildir.

Selam: Bir ne vi parola haline gelmiş müslüman selamı ile karşısındakinin daha o an itibari ile fişlenmesine diyecek söz yoktur. Bu gerçek hayatta defalarca test edilmiştir ve görülmüştür ki müslüman selamı vermeyene kötü gözle bakılmış hatta ileri gidilerek uyarılmalara varmıştır aynı zamanda selam veren kişinin ayak ayak üstünde iken indirmemesinden dolayı bir takım olayların yaşandığı olmuştur.

Oruç: Hak ve adalet dedikleri bu din de sıkıysa oruç zamanı dışarda sigara için, su için, yemek yeyin bakalım başınıza neler geliyor. Bunu yaşayanlar ne demek istediğimi anlamış, yaşamayanlar da Google'dan dayak yiyenleri aratarak bulabilirler.

Çocuk Gelin: Bu gelenek muhammedin ümmetine bıraktığı bir miras gibidir azgın ve yaşlı erkekler için, neden çocuk gelin oluyor diye feryat ediyor kadınlar, onlara şunu söylüyorum; biraz muhammedin hayatını incelerseniz gerçekleri görürsünüz ve biraz sorgularsanız neden ezildiğinizi hatta cinayetlere kurban gittiğinizi apaçık görürsünüz ve empati yapmak gerektiğini anlarsınız. Bunca hurafeyle dolu bir erkek aynı zamanda sünnet operasyonu ile bilinçaltında kadına karşı istemsiz bir şiddet duygusu belirmiş diğer dayatılan gelenekler bütünlüğü ilede bu karanlık eylemleri gerçekleştirmektedir. Nasıl kız çocuklarının klitorisini kesen cani araplara herkes karşı çıkıyorsa kadınlarda erkeklerin bu vahşetine karşı çıkmalıdır ve unutulmamalıdır ki bizler insanız ve empati yapmalıyız.

onca yazılacak nedensellik var ki buraya sığmayacak derecede.Hayat, neden sonuç ilşkisinde varolur. Bir toplum bu hale geldiyse ve yalnızca sonuçlardan hareket edip nedenlerini ortadan kaldırmıyorsa o toplum yokolmaya mahkumdur.

Bugün karşımızda şeri hükümlü terör zihniyeti vardır ve ona göre düşünce ve akımlar hayata geçirilmelidir. Hoş bugüne kadar zaten, laik sanıp şeri düzende yaşatıldığımızda unutulmamalıdır. Bu yüzden bu şeri hükümleri, hatta bu karanlık dini ve geleneklerini bize süsleyip satanları, tamamen ortadan kaldırmadan bu toplum rahat etmeyecektir, dahası gelişen bilim ve teknoloji çağı, bu toplumu tarihe gömecektir.

Gelecek çağ bilim ve teknoloji çağıdır ve bu dünyada yaşayabilecek tek düşünce ve yaşam felsefesi ateist ve hümanistlerin olacaktır bundan kaçış yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yahu resmen tartış diyorsun, muhammedin düşmanlığına dair hadisler bellidir arkadaşım, bu hadisler neden güvenilirdir? Çünkü senin namaz kılmandan örtünmene kadar bilgiyi aldığın şeyler hadislerdir ve bu hadislerin toplandığı "en güvenilir" dediğiniz tüm hadis kaynaklarında da bu düşmanlığa dair deliller var. Araplar inkar etmiyor, sizler inkar ediyorsunuz. Nasıl ki osmanlı senin tarihinse, muhammed de onlaırn tarihi ve onlar senden daha iyi biliyorlar. Geçin artık hocam. Bana laf sokmaya çalışacağınıza, sizinle tartışmamak istediğimi ve bunda ne kadar haklı olduğumu görün. Benim için konu bitmiştir. Başkalarını da kışkırtmaya çalışmayın.

Haklısınız

Sadece bu form değil hayatın her alanında bu böyledir...

Tıpkı iki rarabanin bir şerit te gitmesi gibi herkez haklı.

Neden cevap vermediniz? uslubun gayet iyiyken..

Çünkü, sizi tastikliyecek bir şey yazmadım ve bu size zehir oluyor.

Ama Anlayışınız taktire layik herkez siz gibi kendine dur demiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...