Jump to content

Recommended Posts

Din konusunda farklı tanımlar yapılmış olsa da "Din üyelerine bir bağlılık amacı, bireylerin eylemlerinin kişisel ve sosyal sonuçlarını yargılayabilecekleri bir davranış kuralları bütünü ve bireylerin gruplarını ve evreni bağlayabilecekleri (açıklayabilecekleri) bir düşünce çerçevesi veren bir düşünce, his ve eylem sistemidir" tanımın en doğru olduğunu kabul etmekteyim. Kısaca din kurallar bütünüdür.

Bu tanıma göre dinsizlik ile kuralsızlık eş anlamlı olduğu sonucuna ulaşıyoruz. Yani dinsiz biri aynı zamanda soysal ve kişisel kuralları da red ediyor olması gerekir ki bu mümkün değildir.

Bir kişi tanrı tanımaz olsa da onu bağlayan kurallar yani dinler söz konusudur.

Dinlerin kurallarını belirleyici olması açısından üçe ayrılır;

1. Teist dinler; ötelerde var olan tanrı kuralları belirleyen ve kişileri kontrol eden yegane güçtür. Ortadoğu dinlerinin tamamı teist dinlerdir.

2. Humanist dinler: Bu dinlerde kuralları belirleyen human yani insan aklıdır. Merkezde insan vardır. Üstün olan insan aklıdır. Komünizm, Faşizm, Demokrasi, Kapitalizm, Sosyalizm humaniast dinlere örnek oluşturur.

3. Panantesit tanrı/doğa dinleri: Bu dinlerin kurallarını belirleyici yegane etken doğadır. Merkezde teist dinlerde olduğu gibi ötelerdeki tanrı ya da humanist dinlerdeki gibi insan değil doğa vardır. İnsan doğanın parçasıdır ve üstünlük iddiası yoktur. Göktengri inancı, şamanizm...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen ne ayaksın, bilader! Amma da uçmuşsun!

Kurallar, evrime dayalıdır. Bugün doğru kabul edilen, yarının gereksinimlerinde yanlış olur. İstersen bugün de silah olark kılıç ve kalkan kullanalım. Haydaaaa!

Oysa dînler, ebediyyen aynı zırva kalır!

Teistler salaktır! Kızanlar da salaktır!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Din konusunda farklı tanımlar yapılmış olsa da "Din üyelerine bir bağlılık amacı, bireylerin eylemlerinin kişisel ve sosyal sonuçlarını yargılayabilecekleri bir davranış kuralları bütünü ve bireylerin gruplarını ve evreni bağlayabilecekleri (açıklayabilecekleri) bir düşünce çerçevesi veren bir düşünce, his ve eylem sistemidir" tanımın en doğru olduğunu kabul etmekteyim. Kısaca din kurallar bütünüdür.

Bu tanıma göre dinsizlik ile kuralsızlık eş anlamlı olduğu sonucuna ulaşıyoruz. Yani dinsiz biri aynı zamanda soysal ve kişisel kuralları da red ediyor olması gerekir ki bu mümkün değildir.

Bir kişi tanrı tanımaz olsa da onu bağlayan kurallar yani dinler söz konusudur.

Dinlerin kurallarını belirleyici olması açısından üçe ayrılır;

1. Teist dinler; ötelerde var olan tanrı kuralları belirleyen ve kişileri kontrol eden yegane güçtür. Ortadoğu dinlerinin tamamı teist dinlerdir.

2. Humanist dinler: Bu dinlerde kuralları belirleyen human yani insan aklıdır. Merkezde insan vardır. Üstün olan insan aklıdır. Komünizm, Faşizm, Demokrasi, Kapitalizm, Sosyalizm humaniast dinlere örnek oluşturur.

3. Panantesit tanrı/doğa dinleri: Bu dinlerin kurallarını belirleyici yegane etken doğadır. Merkezde teist dinlerde olduğu gibi ötelerdeki tanrı ya da humanist dinlerdeki gibi insan değil doğa vardır. İnsan doğanın parçasıdır ve üstünlük iddiası yoktur. Göktengri inancı, şamanizm...

Yanlış bir bakış açısı. Ve yanlış bir yorum.

Dinsızlik kuralsızlık değildir.

Kuralsızlık mümkün değildir diyebilirsiniz ama dinsizlik kuralsızlıktır diyemezsiniz.

Her din bir kuraldır ama, her kural din değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Her kural neden din değildir?

Kurallar zamanla değişirler.

Aynı kuralların farklı toplumlarda farklı varyasyonları vardır.

Kuralların çoğu bilimsel olma eğilimindedirler. Ya da sağlam ve mantıklı bir nedene dayanırlar.

Bazı kurallar geride iz bırakmadan ve mücadelesi yapılmadan kural olmaktan çıkarlar.

Bunların hiçbirini dinlerde göremezsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Her kural neden din değildir?

Kurallar zamanla değişirler.

Aynı kuralların farklı toplumlarda farklı varyasyonları vardır.

Kuralların çoğu bilimsel olma eğilimindedirler. Ya da sağlam ve mantıklı bir nedene dayanırlar.

Bazı kurallar geride iz bırakmadan ve mücadelesi yapılmadan kural olmaktan çıkarlar.

Bunların hiçbirini dinlerde göremezsiniz.

Aslında teist kuralların değişmezlik ilkesi var ise de yaşamda bunun karşılığı yoktur ve teist kuralların da değiştiğini görürüz. Zamana ve coğrafyaya göre teist dinlerdeki değişim farklı meshepler, heterodoks anlayışlar ya da "çağdaş yorumlar" olarak karşımıza çıkar.

Yani değişmezlik ilkesi gerçek dünyada karşılığı yoktur.

Bunun karşılığında değişimi din içinde fazla abartanlar din terminolojisinde zındık mürted münafık olarak nitelendirilerek dinler içi savaşlara rastlarız.

aslında ötelerde tanrı olmadığını savunan ateist birinin bakış açısına göre teist dinlerin kurallarını belirleyen ötelerdeki tanrı değil yine insan aklıdır.

İnsan aklı gerek teizm gerek humanizm adına dogma belirleme eylimindedir.

Örnek olarak humanist bir din olarak nitelendirdiğim komünizmin peygamberi marks kitabını ise das kapital, meshep imamlarını mao, lenin, stalin olarak nitelendirebilriz.

Komünizm dininde zındığın karşılığı revizyonist, kafirin karşılığı karşı devrimci, mürtedin karşılığı ise işbirlikçi haindir.

humanist dinlerde belirleyen ve görece unsurun insan olması, piramitin en üstüne insanın yerleştirilmesine neden olmaktadır ki bu doğa ile çatışmaya neden olmaktadır.

sonuçta insan doğayı yöneten ve doğayı talan eden bir pozisyona gelmektedir.

Şunu iyi anlayalım tüm dinler toplumu ve bireyleri yönetmek içindir. Söz konusu yönetimin dayanağına göre dinler ayrılır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...