Jump to content

Ateist Dernek kuruluyor, haberimiz yok.


Recommended Posts

Türkiye'dxe uzun yıllardan beri onlarca komünist parti varken, bunların bir bölümü yasal olarak kurulmuşken ve hatta meclise bile girebilmişken bir ateist derneğin kurulması o kadar datepki çekmeyecektir.

Nihayetinde ateist kelimesi halk arasında komünist kelimesinden daha ürkütücü değildir.

Komünist-sosyalist oluşumların kendilerini ifade edebildikleri bir ortamda ateistler hayli hayli temsil edilebilirler.

Ancak, kurucuları ilk etapta zorlu hatta kanlı günlerin beklediği açık.

Her yeni hareket için geçerli olan bir kural bu.

Birileri canını ortaya koymadıkça tabuların kırılması olanaksızdır.

Gerçi bana göre bu toplumun artık adam olma şansı kalmamıştır.

Yine de ateist derneği olumlu bir girişim olarak görüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 78
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Biz ateistlerin zararı derken topluma verecekleri zarardan bahsetmiyoruz.

Ateizme verecekleri zararlara değiniyoruz.

Eşcinseller derneği kurulduğunu düşünün.. Eşcinseller bir araya gelerek bir dernek kuruyorlar. Toplumun onlara vermediği bazı hakları alabilmek için örgütleniyorlar.

Toplum onlara karşı olumsuz bir görüşe sahip. Bu soyut bir görüş. Eşcinseller derneği kurulunca bu görüş somutlaşıyor. Düşman kimlik kazanıyor. Bu düşmanı nötralize etmek çok kolay. Bazı eşcinsellerin uygun olmayan davranışlarından dolayı bu iyi niyetli çabadan bütün eşcinseller olumsuz olarak etkileniyorlar. Eşcinsellik lekeleniyor ve kınanıyor.

Bazı eşcinsellerin davranışları bu tepkinin daha da aşırı boyutlar kazanmasına neden oluyor ve bazıları eşcinselleri öldürmeye başlıyor..

Ateist derneklerin akibeti de bu olacaktır Türkiye'de.. Türk kültürü, gelenek ve görenekleri bir ateist derneğin kurulmasına hazır değildir.

Kurulacak ateist derneği ateizmi somutlaştıracak ve bu arada bazı ateistlerin aşırı davranışlarından dolayı ateizm lekenecektir.

Ateist derneklerin kurulmasını ben de çok isterim. Bu dernekler toplumda dinsizlik ve inançsızlığa karşı olan toleransın delilidir.

Ayrıca bu toplumlarda, farklı ilkeleri savunan birden fazla ateist dernek vardır.

Türkiye'de bu derneklerin yaşamasına izin verilmez. Derneği kuramazsınız zaten.

Sizin o bahsetttiğiniz Türk kültürü, gelenek ve göreneği Suriyede Müslümanlık adına baş kesp ciğer yiyenleri görünce Müslümanları öldürmüyor ama nedense. Değil mi? Çok ilginç değil mi? Mesela bu Suriye'dekiler Arabistandakiler yapılalanlar, canilikler hiç Türkiye'de Müslümanların ölümüne neden olmuyor? Neden acaba? Türk kültürü, gelenek ve göreneği acaba bu tür olaylara karşı duyarsız mı? Yoksa belki öldürme güdüsüyle dolananlar Müslümanlardan ayrı bir grup mu? Bakınız, ben sizin dediğiniz hani Türk kültürü, gelenek göreneği Ateizme müsait değil lafınızı boş buluyorum. Türk kültürü herşeye müsait. Müsait olmayan tarafı gözü dönmüş Müslüman diye geçinen bazı canilerde. Madem bu caniler yanlızca vahşetten anlıyorlar...o zaman bizde vahşi olacağız. Hoşgörüsüze karşı hoşgörülü olmak ahmaklıktır. Eğer adam gibi yaşayacaksak, o zaman kimin ne iş ile meşkul olacağına karar vermekten vazgeçeceğiz. Yok eğer onun bunun işine bulaşacaksak, o zaman bizde onun bunun işine bulaşmayı öğreneceğiz. Oturup sıramızı beklemek diye bir şey yok. Sıra yok çünkü. Vahşet tercihim değil. Ama yanlızca bu dilden anlayana da meydanı boş bırakacak değilim. Ossuranın karşısında sıçmazsan götün yoktur derler.

Seni biraz saf buluyorum,Türkiye'de ateist olduğunun bilinmesi senin her ne olursan ol damgalanmak olur,seni işinden,eşinden,çocuğundan ederler..

Dünyadaki tüm gelişmiş ülkelerin vatandaşlığına kabul ettiği Fazıl Say'ın başına neler geldiğini bilmiyor olamazsın!

Türkiye'de ateizm bir kabustur, tüm kötülükler ateizmin sırtındadır,ateistler cami ezanından rahatsız oluyor dersen,senin bağırsaklarını deşerler!

Ateistin yapacağı şey doğruları savunmaktır, hukuk,sosyal adalet vs, gerisi zaten gelecektir.

Kimmiş bağırsak deşen? Belki biz onları bulup önce biz onların bağırsaklarını deşeriz? Bu kadar mı acizis? Kendimizi bile savunamayacak mıyız? Biz böyle yaşamak zorunda mıyız? Her bağırsak deşen karşımıza çıkıp bizi korkutabilmeli mi? Yoksa belki onların mı bizden korkması mı lazım? Sizin hukuk, sosyal adalet kavramlarınızı da son yerel seçimlerde gördük ne işe yaradıklarını. Eğer biz bize ait olanını koruyamayacaksak, bize hiçkimse onu vermeyecek. İşimiz korkmak değil, bize korku salmaya çalışanları yok etmekle geçmeli. Eğer işleri entellektüel bazda bize korku salmak ise, onlara verilecek cevap entellektüel bazda olacak. Yok eğer amaçları bizi fiziksel olarak yok etmek ise, o zaman onlara anladıkları dilde cevap vermek de bizim becerilerimiz arasında olmak zorundadır.

Naiflik sadece oturup bir boka yaramamaktır.

Dernek kurmak için, valiliğe dilekçe verilir. Valilik, bu dilekçeyi Kültür Bakanlığı'na iletir.

Ve bakanlık, karar verir.

Erdoğan, ateistleri, "ahlâksız" ve "mesnetsiz" olarak nitelendiriliyor.

Peki, "genel ahlâk"a zıt giden br derneğe, bakanlık izin verir mi?

Vermez tabi. Çünkü ben olsam onların yerinde, vermem. Ama bizim için bu işin sonu olmamalı. Dernek var yada yok, biz becerilerimizi en maksimum seviyeye çıkarmakla yükümlüyüz. Becerilerimizin ne olacağını 2 şey belirler. Merakımız. Ve gündelik ihtiyaçlara olan çözümler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kimimiz sonuna kadar ve her zaman mücadele etmenin gerekliliğine inanıyor, kimimiz zamanı geldiğinde mücadele etmek gerektiğine inanıyor, kimiside mücadelenin zaten gereksiz olduğuna inanıyor...

Masked kardeşim sürekli bir şeyler yapma peşinde, neyin beklenildiğine anlam veremiyor, 1 kişi bile kalınsa mücadele edilmesi gerektiğine inanıyor. Saygı duyarım.

Ancak sevgili hacı gibi, zamanı geldiğinde mücadele edilmesi gerektiği, o zamana kadar beklemenin gerektiği bana daha mantıklı geliyor. Hatta bu öyle bir bekleyiş ki, belkide mücadeleye elverişli şartlar hiç oluşmayacak... Hiç mücadele olmayacak.

Bir yere baskına girerken binayı görür görmez koşmaya başlıyorsun Masked... Ekibini beklemiyorsun. Zaten 3 adamla gelmişsin, Al Capone'un kaldığı binaya baskın yapacaksın, onda da bodoslama koşuyorsun :D

Belirli bir ölçüde sonucu düşünmeden zıplamak belki var bende. Ama bu aşırı derecede değildir. Ben her zaman "the element of surprise" kısmına yer veririm. Çünkü hiçbir zaman işi 100% hesaplamak mümkün değil. Hesaplama yapılmadan beklenilen işlerde de fırsatlar elden gidebilme ihtimali var. Genel olarak bakılacak olursa, ben duygularla hareket edilmemesinden yanayım. Bizim ne zaman hareket edeceğimiz, ve ne zaman duracağımızı duygular değil, beceriler ve mantık belirler. Eğer bir şeyi becerebiliyorsak, o konuda hareket etmeliyiz. Becerimiz yoksa, becerinin kazanılması için gereken ne ise o ortaya çıkarılmalıdır. Sonuçta hiçbir zaman otur bekle olmamalı. Bu otur bekle hareketi daha dün haberlere yansıyan yaşlı dedenin oturup asansör için dua etmesinden farkı ne ki?

Ben becerilerin geliştirilmesinden yanayım. Biraz da işi kontrolsüz bırakılmasına. Kontrölsüzlük faydalı olduğu için bunu söylüyorum. Zararlı değil.

Kurulan dernek manipüle edilip rejimin kara propaganda aracı haline getirilmez ise iyi.

Ancak bunun için derneğin bir gücü olmalı, kendini manipüle edilmekten, yozlaşmaktan ve başkalarının planlarına oyuncak olmaktan alıkoyacak bir güce ihtiyacı var. Bu güç var mı? Yok ise dernek işine hiç girilmesin.

Yarın rejim bu derneğin içine kendi adamlarındna birni sokar, o adam çıkıp dernek adına ''biz atesitler olrak ölü çocuklarla ters ilişkiye girmenin kutsallığına inanıyoruz'' diye açıklama yaparsa daha da beter edip dizeltilemez zararlar verebilir ateizme.

Bunu engelleyebilecek güç var mı, önce buna bakılmalı.

Bu güçün doğası nedir? Daha neye karşı bir güç olduğunu bile bilmiyoruz. Derneği ne şekilde ve nasıl manipüle edecekler? Hangi manipülasyona karşı güç? Ne şekilde bir manipülasyon? Afaki bir şekilde "güç" demekle iş bitmiyor. Gireceksin dernek işine. Manipüle edileceksin. Manipülasyonu göreceksin. O zaman güç oluşturacaksın. Kimse anasının karnında "güç" öğremiyor.

Gerçi bana göre bu toplumun artık adam olma şansı kalmamıştır.

Toplum kimin umurunda? Mesele toplumda değil. Mesele bizim becerilerimizde. Bizim becerilerimiz bizim geleceğimizi belirler. Toplum kendi halini kendisi düşünsün.

http://www.liveleak....=809_1395163651

Allahu akbar. Böcekler birbirlerini yiyor iyi izleyin...

Orada böcek olanlar eli silahlı katillerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kimmiş bağırsak deşen? Belki biz onları bulup önce biz onların bağırsaklarını deşeriz? Bu kadar mı acizis? Kendimizi bile savunamayacak mıyız? Biz böyle yaşamak zorunda mıyız? Her bağırsak deşen karşımıza çıkıp bizi korkutabilmeli mi? Yoksa belki onların mı bizden korkması mı lazım? Sizin hukuk, sosyal adalet kavramlarınızı da son yerel seçimlerde gördük ne işe yaradıklarını. Eğer biz bize ait olanını koruyamayacaksak, bize hiçkimse onu vermeyecek. İşimiz korkmak değil, bize korku salmaya çalışanları yok etmekle geçmeli. Eğer işleri entellektüel bazda bize korku salmak ise, onlara verilecek cevap entellektüel bazda olacak. Yok eğer amaçları bizi fiziksel olarak yok etmek ise, o zaman onlara anladıkları dilde cevap vermek de bizim becerilerimiz arasında olmak zorundadır.

Naiflik sadece oturup bir boka yaramamaktır.

Sana korku verenleri nasıl yok edeceksin? Elinde nasıl bir güç var ki buna karar verebiliyorsun? hukuk,silah, çoğunluk herşey karşı tarafta,

Karşı taraf için her şey mübah, bizim için ise sadece doğrular var, savaş adaletli geçecekmi sence?

Çözüm dernek kurmakta değil, dincisi,ateisti herkesin hukuk önünde eşit olup ,çalışıp üretenin kazandığı bir dünya için savaşmak fikirler üretmektir,

Mantıklı konuşan ve çözüm üreten bir ateistin önünde bir engel olduğunu sanmıyorum.

Fiziksel Savaşın da bir ilkellik olduğunu

düşünüyorum,bunu da düşünmeden yazdığını düşünüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sana korku verenleri nasıl yok edeceksin? Elinde nasıl bir güç var ki buna karar verebiliyorsun? hukuk,silah, çoğunluk herşey karşı tarafta,

Karşı taraf için her şey mübah, bizim için ise sadece doğrular var, savaş adaletli geçecekmi sence?

Çözüm dernek kurmakta değil, dincisi,ateisti herkesin hukuk önünde eşit olup ,çalışıp üretenin kazandığı bir dünya için savaşmak fikirler üretmektir,

Mantıklı konuşan ve çözüm üreten bir ateistin önünde bir engel olduğunu sanmıyorum.

Bunu nasıl sorarsınız? Sizde hiç mi çözüm üretme becerisi yok? Hiç mi etrafınızdaki dünyadan haberiniz yok? Onlar ne şekilde güç sahibi olmuşlarsa biz de o şekilde olacağız. Evrenin kanunları sadece onların hizmetinde mı işliyor? Siz doğruların sadece bir kısmına sahipsiniz. Mesela teistlere karşı nasıl mücadele edeceğinize dair "doğrular" sizde yok ki. O zaman bütün doğrular sizde değil demek. Evet hukuk ve çoğunluk onların elinde olabilir. Ama bu iş bitti demek değildir. Bilmediğimiz ve farkında olmadığınız birçok yöntem olabilir. Bizim bilmiyor olmamız, bu yöntemlerin var olmadığını göstermiyor. Buradaki mesele, bu yöntemleri araştırıp ortaya çıkartacak kadar kendi aramızda bir organize olma var mı yok mu budur önemli olan. Savaşta adalet olmaz. Adalet olsaydı, savaş olmazdı. Kazanan taraf kazanma becerisi olan taraf olur. Sayı, silah hak hukuk bunların hepsi araçtır. Beceri değil. Becerisi olan bütün bu araçların üstesinden gelebilir. Herşey beceri ile çözülür. Dernek herşeyin çözümü olmayabilir. Ama bir dernek kurmak, dernek kurabilme becerisi kazandırır. Dernekten daha çok bu beceri kıymetlidir. Bize beceri lazım. Etiket değil. Dernek bir etikettir. Kendi başına dernek hiçbirşey demek değildir. Dolayısıyla kurup kuramamak fazla önemli değil. Kurma becerisini kazanmak...işte en önemlisi budur. Biz ne zaman ki bir şeyi baştan sonuna kadar yapma becerisi kazanacağız, işte o zaman o konuya hakim olacağız. Savaşlar da böyle kazanılır. Düşmana karşı eşit sayıda, eşit güçte çıkmak değil. Karşınızdaki düşmanı yenmek için kaç kişi hangi silahla çıkmakdır önemli soru. Eşit sayı, ve eşit silah olsa zaten kafa kullanmaya gerek kalmazdı.

Çalışan adamla nasıl dalga geçildiğini de gördük bu son 11 yıllık AKP iktidarında. Hep kendilerinden önce yaratılmış varlıkları (çalışılıp üretilerek) peşkeş çekip carcur ettiler. Paraları da ceplerine attılar. Size bana da kıçın kenarı düştü. İşte size sadece çalışıp üreterek yapılan işin sonu. Başka bir arzunuz?

Evet ateistin önünde engel var. Zaten bunu söyleyerek kendi kazdığınız kuyuya da düştünüz. Sırf doğruları söyleyen ateistler bu ülkede öldürüldü. Onlar doğruları söylemekten başka bir iş yapmadılar. Silahlı savaş yapmadılar. Politik gücü ele geçirip ülkeyi yönetmeye kalkmadılar. Sadece doğruyu söylediler. Karşılığında da canından oldular. O yüzden bana doğrularla angırarak bağırarak biryerlere gelinebileceğini anlatmayın. Ne zaman ki kendinizi savunabilir hale gelirsiniz, işte o zaman doğruların bir kıymeti olur. Bugüknü sorun Müslüman dini adı altında sağda solda dolanan psikopatların birisinin canını alabileceği becerisidir. Bu beceriye karşı bir karşı savaşınız yoksa, boş boş angırıp canınızdan da olursunuz. Başka arzunuz?

Fiziksel Savaşın da bir ilkellik olduğunu

düşünüyorum,bunu da düşünmeden yazdığını düşünüyorum.

Düşman sizinle bu şekilde savaşmaktan çekinmiyor ama. İlkellik olsa da düşmanınızın anladığı tek dil budur. Hoşgörüsüze karşı hoşgörü ahmaklıktır. İlkele karşı ilkel olacaksın. Denge bu şekilde sağlanır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Karamsar olmak istemem ama bu iktidar döneminde pek aydınlık görünmüyor gelecekleri. :( Ve bu herifler 2023'e çivi çakmış gibi görünüyor.

Birşey yapmadan ne kadar zaman tahammül edilecekse, o kadar zaman onlar da canımızın kanını emecek. Gök yüzünden inmeyecek onları başımızdan defetme becerisi. Kendimiz üreteceğiz. Ne zaman başlarsak bunu yapmaya, işte o zaman da bir şans doğacak. Sadece "ben kendimi kurtarayim, kaçıp gideyim" ile olmuyor bu iş. Siz belki haklı gerekçelerle bu lafları söylüyor olabilirsiniz. Size bu açıdan bakıldığında bir sitemim yok. Ama bu iş belirli aşamadan sonra bir challange meselsei haline geliyor. Bakalım görelim bu işi nereye kadar götürebilirm, nerede nasıl sonuçlandırabilirim şeklinde. Merak da budur. Bu tür meraklar çözüm getirir. Yada çözüm getirme potansiyeline sahip. Yaşamın her alanı bu şekildedir. Her konu böyledir. Bu bir yaşam tarzıdır. Atatürk bu ülkeye bu beceriyi kazandıramadı. Belki de kendisi de bilmiyordu. Ama kendisi meraklı birisiydi. Becerilerine kıymet veren birisiydi. Türkiye'de ona benzer hareket eden birisine rastlamadım. Demek ki verememiş. Yada vermiş ama onlar ülkeyi çoktan terk etmiş. Bilmiyorum sebebini...sonuçta çıkış yolu budur. Ne zaman yapılırsa, çözüm de o zaman ortaya çıkar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

hayır bunların hepsi böcek. O yerde oturanlarda aynısını yapar.

Öncelikle ölenler insan, ve yeryüzündeki tek laik arap-müsüman ülkenin seküler rejiminin devamı için mücadele eden askerler.

Farkındaysan elinde silah olan aşağılık teröristler onları katlediyor, buradan çıkardığın anlam senin kafanda ciddi yargı bozuklukları olduğu gösteriyor.

Evet biz Ateistiz, ancak önce insanız ve aklımızı kullanarak ilke edindiğimiz gerçek ahlakı savunuyoruz.

Din değil, ırk eksenli bir katliam da olsa biz aynı bakış açısı ile konuya bakar oluruz.

********************************************************

Dernek kısmına gelince,

*Red ederlerse; AB nezdinde din eksenli bir ülke olarak, hiristiyan klübü olarak eleştrilen AB tarafından siktir çekilmeyi garantileriz.

*Kabul ederlerse; Muhalefet "hani muhafazakar partiydin, Ateist derneği sen kurdun" diyecek.

Yani hükümet için iki ucu boklu değnek, bizim için aleyhte olan bir durum göremiyorum, çünkü biz zaten onlar için öcüyüz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öncelikle ölenler insan, ve yeryüzündeki tek laik arap-müsüman ülkenin seküler rejiminin devamı için mücadele eden askerler.

Farkındaysan elinde silah olan aşağılık teröristler onları katlediyor, buradan çıkardığın anlam senin kafanda ciddi yargı bozuklukları olduğu gösteriyor.

Evet biz Ateistiz, ancak önce insanız ve aklımızı kullanarak ilke edindiğimiz gerçek ahlakı savunuyoruz.

Din değil, ırk eksenli bir katliam da olsa biz aynı bakış açısı ile konuya bakar oluruz.

********************************************************

Dernek kısmına gelince,

*Red ederlerse; AB nezdinde din eksenli bir ülke olarak, hiristiyan klübü olarak eleştrilen AB tarafından siktir çekilmeyi garantileriz.

*Kabul ederlerse; Muhalefet "hani muhafazakar partiydin, Ateist derneği sen kurdun" diyecek.

Yani hükümet için iki ucu boklu değnek, bizim için aleyhte olan bir durum göremiyorum, çünkü biz zaten onlar için öcüyüz.

Türkiye 15-20 sene sonra tamamen yobazlaştığında bizimlede böyle top gibi oynayacaklar. Bugün ellerinde palalarla sokaklarda koşturanlar da kendi içlerinde bölünüp artık birbirlerini palalarla kovalayacaklar. Birbirlerini keserlerken böyle görüntüler oluşacak ve sizin gibi biri kesilene acıyacak...

Bir Çin atasözü şöyle der: "Böcek her zaman böcektir".

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunu nasıl sorarsınız? Sizde hiç mi çözüm üretme becerisi yok? Hiç mi etrafınızdaki dünyadan haberiniz yok? Onlar ne şekilde güç sahibi olmuşlarsa biz de o şekilde olacağız. Evrenin kanunları sadece onların hizmetinde mı işliyor? Siz doğruların sadece bir kısmına sahipsiniz. Mesela teistlere karşı nasıl mücadele edeceğinize dair "doğrular" sizde yok ki. O zaman bütün doğrular sizde değil demek. Evet hukuk ve çoğunluk onların elinde olabilir. Ama bu iş bitti demek değildir. Bilmediğimiz ve farkında olmadığınız birçok yöntem olabilir. Bizim bilmiyor olmamız, bu yöntemlerin var olmadığını göstermiyor. Buradaki mesele, bu yöntemleri araştırıp ortaya çıkartacak kadar kendi aramızda bir organize olma var mı yok mu budur önemli olan. Savaşta adalet olmaz. Adalet olsaydı, savaş olmazdı. Kazanan taraf kazanma becerisi olan taraf olur. Sayı, silah hak hukuk bunların hepsi araçtır. Beceri değil. Becerisi olan bütün bu araçların üstesinden gelebilir. Herşey beceri ile çözülür. Dernek herşeyin çözümü olmayabilir. Ama bir dernek kurmak, dernek kurabilme becerisi kazandırır. Dernekten daha çok bu beceri kıymetlidir. Bize beceri lazım. Etiket değil. Dernek bir etikettir. Kendi başına dernek hiçbirşey demek değildir. Dolayısıyla kurup kuramamak fazla önemli değil. Kurma becerisini kazanmak...işte en önemlisi budur. Biz ne zaman ki bir şeyi baştan sonuna kadar yapma becerisi kazanacağız, işte o zaman o konuya hakim olacağız. Savaşlar da böyle kazanılır. Düşmana karşı eşit sayıda, eşit güçte çıkmak değil. Karşınızdaki düşmanı yenmek için kaç kişi hangi silahla çıkmakdır önemli soru. Eşit sayı, ve eşit silah olsa zaten kafa kullanmaya gerek kalmazdı.

Çalışan adamla nasıl dalga geçildiğini de gördük bu son 11 yıllık AKP iktidarında. Hep kendilerinden önce yaratılmış varlıkları (çalışılıp üretilerek) peşkeş çekip carcur ettiler. Paraları da ceplerine attılar. Size bana da kıçın kenarı düştü. İşte size sadece çalışıp üreterek yapılan işin sonu. Başka bir arzunuz?

Evet ateistin önünde engel var. Zaten bunu söyleyerek kendi kazdığınız kuyuya da düştünüz. Sırf doğruları söyleyen ateistler bu ülkede öldürüldü. Onlar doğruları söylemekten başka bir iş yapmadılar. Silahlı savaş yapmadılar. Politik gücü ele geçirip ülkeyi yönetmeye kalkmadılar. Sadece doğruyu söylediler. Karşılığında da canından oldular. O yüzden bana doğrularla angırarak bağırarak biryerlere gelinebileceğini anlatmayın. Ne zaman ki kendinizi savunabilir hale gelirsiniz, işte o zaman doğruların bir kıymeti olur. Bugüknü sorun Müslüman dini adı altında sağda solda dolanan psikopatların birisinin canını alabileceği becerisidir. Bu beceriye karşı bir karşı savaşınız yoksa, boş boş angırıp canınızdan da olursunuz. Başka arzunuz?

Düşman sizinle bu şekilde savaşmaktan çekinmiyor ama. İlkellik olsa da düşmanınızın anladığı tek dil budur. Hoşgörüsüze karşı hoşgörü ahmaklıktır. İlkele karşı ilkel olacaksın. Denge bu şekilde sağlanır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Birşey yapmadan ne kadar zaman tahammül edilecekse, o kadar zaman onlar da canımızın kanını emecek. Gök yüzünden inmeyecek onları başımızdan defetme becerisi. Kendimiz üreteceğiz. Ne zaman başlarsak bunu yapmaya, işte o zaman da bir şans doğacak. Sadece "ben kendimi kurtarayim, kaçıp gideyim" ile olmuyor bu iş. Siz belki haklı gerekçelerle bu lafları söylüyor olabilirsiniz. Size bu açıdan bakıldığında bir sitemim yok. Ama bu iş belirli aşamadan sonra bir challange meselsei haline geliyor. Bakalım görelim bu işi nereye kadar götürebilirm, nerede nasıl sonuçlandırabilirim şeklinde. Merak da budur. Bu tür meraklar çözüm getirir. Yada çözüm getirme potansiyeline sahip. Yaşamın her alanı bu şekildedir. Her konu böyledir. Bu bir yaşam tarzıdır. Atatürk bu ülkeye bu beceriyi kazandıramadı. Belki de kendisi de bilmiyordu. Ama kendisi meraklı birisiydi. Becerilerine kıymet veren birisiydi. Türkiye'de ona benzer hareket eden birisine rastlamadım. Demek ki verememiş. Yada vermiş ama onlar ülkeyi çoktan terk etmiş. Bilmiyorum sebebini...sonuçta çıkış yolu budur. Ne zaman yapılırsa, çözüm de o zaman ortaya çıkar.

Ben sana kendimi bir türlü anlatamadım güzel kardeşim. Ben sonunda gitmeyi düşündüğüm için burada geçirdiğim sürede elim armut toplamayacak. Mücadeleci ruhu olmayan, anca klavye şövalyeliği yapan biri değilim. Ankara'da Mansur Başkan'ı desteklemek için hastaneden çıktım ve hiç bilmediğim bir yer olan Yenimahalle'ye gittim. 2-3 saat oraları halktan diğer insanlarla birlikte kolaçan ettim. Bu sürede "Nasıl daha fazla insanı meydanlara çıkarabiliriz?" düşüncesiyle telefon elimde, gelme ihtimali olan tanıdıklarıma mesaj attım, UltrAslan, Ankaragücü gibi nicelik bakımından güçlü olan gruplara ulaşılması gerektiğini orada bulunan üst düzey CHP yetkililerine söyledim. Polislerin barikat kuruşlarını, halkla iletişimlerini, arada bir çıkan gerginlikleri gördüm ve birebir dahil oldum. Saat 2'de YSK önünde toplanılacaktı, oraya da gittim. Avazım çıktığınca bağırdım, düdük çaldım, polisin "Hadi bismillah!" diyerek üstümüze yürümesine tanık oldum, ömrümde ilk kez TOMA'dan fışkırtılan suyun nasıl bir şey olduğunu deneyimledim ve sonraki günlerde Kent Otel önünde yapılan mitingde de bulundum. Ha, bu arada, seçimin ertesi günü CHP Genel Merkezi'ne de gittim ve oradakilere internetle ilgili konularda destek oldum elimden geldiğince. Bunun dışında, bu süreçte geceleri uykusuz kaldım ve internet üzerinden CHP'ye tutanak yolladım, sürekli sosyal medyada algı oluşturmak adına abartısız 10 saniyede bir paylaşım yaptım. Ankara davasının yakın bir takip edeniyim yani. Ve gidilebilecek en son noktaya kadar Mansur Yavaş'ı destekleyeceğim. Bunu bir özgürlük mücadelesi olarak görüyorum. Ankara (o tertemiz adam tarafından) ellerinden alındıktan sonra YAVAŞ YAVAŞ çökeceklerdir. Ve bu çöküşte evde oturup hiçbir şey yapmayan tiplerden biri olmadığım için ben kendimle gurur duyacağım. İşte o zaman ülkemi terk etmemeyi düşünebilirim ama Ankara mücadelesi hüsranla sona ererse ve cumhurbaşkanlığına Tayyip gelirse VE HALK HÂLÂ BİR ŞEY YAPMIYORSA ben herkese garantisini veriyorum ki bunlar EN AZ 2023'e kadar başımızda ve bize kan kusturmaya devam edecekler. İşte ben, halk ayaklanması gerekirken ayaklanmamışsa ve her şeyi zamana bırakmışsa her şey için çok geç olacağı için o noktadan sonra bu ülkeden ayrılmanın en mantıklı yollarını ararım, çünkü artık savaş çıksa bile yapılabilecek pek bir şey kalmamış demektir! Bilmem kendimi biraz daha iyi anlatabildim mi? Ben davamın sonuna kadar arkasındayım, yurtdışına çıkarsam da hangi aşamada olunursa olunsun, oradan destekleyeceğime emin olabilirsin. Ya da öngördüğüm savaş ben bu ülke sınırları içerisindeyken çıkarsa en önde yer alacağıma şüphen olmasın. Ben ilk oyunu MHP'ye vermiş biriyim, vatanımı severim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunu nasıl sorarsınız? Sizde hiç mi çözüm üretme becerisi yok? Hiç mi etrafınızdaki dünyadan haberiniz yok? Onlar ne şekilde güç sahibi olmuşlarsa biz de o şekilde olacağız. Evrenin kanunları sadece onların hizmetinde mı işliyor? Siz doğruların sadece bir kısmına sahipsiniz. Mesela teistlere karşı nasıl mücadele edeceğinize dair "doğrular" sizde yok ki. O zaman bütün doğrular sizde değil demek. Evet hukuk ve çoğunluk onların elinde olabilir. Ama bu iş bitti demek değildir. Bilmediğimiz ve farkında olmadığınız birçok yöntem olabilir. Bizim bilmiyor olmamız, bu yöntemlerin var olmadığını göstermiyor. Buradaki mesele, bu yöntemleri araştırıp ortaya çıkartacak kadar kendi aramızda bir organize olma var mı yok mu budur önemli olan. Savaşta adalet olmaz. Adalet olsaydı, savaş olmazdı. Kazanan taraf kazanma becerisi olan taraf olur. Sayı, silah hak hukuk bunların hepsi araçtır. Beceri değil. Becerisi olan bütün bu araçların üstesinden gelebilir. Herşey beceri ile çözülür. Dernek herşeyin çözümü olmayabilir. Ama bir dernek kurmak, dernek kurabilme becerisi kazandırır. Dernekten daha çok bu beceri kıymetlidir. Bize beceri lazım. Etiket değil. Dernek bir etikettir. Kendi başına dernek hiçbirşey demek değildir. Dolayısıyla kurup kuramamak fazla önemli değil. Kurma becerisini kazanmak...işte en önemlisi budur. Biz ne zaman ki bir şeyi baştan sonuna kadar yapma becerisi kazanacağız, işte o zaman o konuya hakim olacağız. Savaşlar da böyle kazanılır. Düşmana karşı eşit sayıda, eşit güçte çıkmak değil. Karşınızdaki düşmanı yenmek için kaç kişi hangi silahla çıkmakdır önemli soru. Eşit sayı, ve eşit silah olsa zaten kafa kullanmaya gerek kalmazdı.

Çalışan adamla nasıl dalga geçildiğini de gördük bu son 11 yıllık AKP iktidarında. Hep kendilerinden önce yaratılmış varlıkları (çalışılıp üretilerek) peşkeş çekip carcur ettiler. Paraları da ceplerine attılar. Size bana da kıçın kenarı düştü. İşte size sadece çalışıp üreterek yapılan işin sonu. Başka bir arzunuz?

Evet ateistin önünde engel var. Zaten bunu söyleyerek kendi kazdığınız kuyuya da düştünüz. Sırf doğruları söyleyen ateistler bu ülkede öldürüldü. Onlar doğruları söylemekten başka bir iş yapmadılar. Silahlı savaş yapmadılar. Politik gücü ele geçirip ülkeyi yönetmeye kalkmadılar. Sadece doğruyu söylediler. Karşılığında da canından oldular. O yüzden bana doğrularla angırarak bağırarak biryerlere gelinebileceğini anlatmayın. Ne zaman ki kendinizi savunabilir hale gelirsiniz, işte o zaman doğruların bir kıymeti olur. Bugüknü sorun Müslüman dini adı altında sağda solda dolanan psikopatların birisinin canını alabileceği becerisidir. Bu beceriye karşı bir karşı savaşınız yoksa, boş boş angırıp canınızdan da olursunuz. Başka arzunuz?

Düşman sizinle bu şekilde savaşmaktan çekinmiyor ama. İlkellik olsa da düşmanınızın anladığı tek dil budur. Hoşgörüsüze karşı hoşgörü ahmaklıktır. İlkele karşı ilkel olacaksın. Denge bu şekilde sağlanır.

ateistlerin savunacağı şey ateizm değil,evrensel insan hakları,hukuk ve adalet olmalıdır,o zaman gelişmiş ülkeleride güç olarak yanımızda buluruz,
Link to post
Sitelerde Paylaş

Türkiye 15-20 sene sonra tamamen yobazlaştığında bizimlede böyle top gibi oynayacaklar. Bugün ellerinde palalarla sokaklarda koşturanlar da kendi içlerinde bölünüp artık birbirlerini palalarla kovalayacaklar. Birbirlerini keserlerken böyle görüntüler oluşacak ve sizin gibi biri kesilene acıyacak...

Bir Çin atasözü şöyle der: "Böcek her zaman böcektir".

İlk defa çok beğendiğim bir şey yazdın BabyKnight efendi :) Yanlız şunu 15-20 yıl yapma. 1,5-2 yıl yap. Ölmeden görelim bu meseleleri, değil mi? :)

tarihinde MaskedVigilante tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...