Jump to content

Evrimsel çıkmaz


Recommended Posts

  • İleti 950
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Allah'ın tecellisini görmeden bir anlık zaman geçirmedim. Heryer onun ihtişamı ile kaplı, heryerde onun sıfatları hakim. Siz 5. boyutu biraz anlatın bakalım, biz de engin bilginizden faydalanalım.

2 boyutta hareket iki yönlüdür. İleri-geri ve sağ-sol vardır. Düzlem, doğru ve noktalar vardır.

3 boyutta hareket üç yönlüdür. Ekstra olarak z koordinatı vardır (aşağı-yukarı). Düzlem, uzay olur. Doğru, düzlem olur. Noktalar da doğru olur.

4 boyutta zaman tek yönlüdür. Ekstra olarak t koordinatı vardır (zaman).

2 ile 3 boyut arasındaki ilişkiden 4 ile 5 arası ilişki tahmin edilebilir.

4. boyutta zaman tek yönlü ise, 5. boyutta iki yönlüdür. Zaman noktayken, doğru olmuştur.

Tabi ki bunlar tahmin. Fakat mantıklı tahminler. Sizin gibi "hissettim var" değil.

Ben bir fizikçi değilim. Ancak fizikçiler de big-bang in öncesinde bildiğimiz zaman kavramının çok farklı olduğunu söylüyor. Ayrıca bilimin de materyalist olduğunu hatırlatmak isterim. Varlığın kökeni ezeli olan enerjidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bak şimdi dostum senin evrim anlayışınla benim evrim anlayışım farklı olabilir sen bir yere bağlı kalırken ben farklı ve özgür bir bakış açısı getirebilirim sen evrim bilimi olmadan yapamazsın ona mecbursun farklı bir bakış açısı getiremezsin çünki onunla inkar etmek istediklerini inkar ediyorsun.

o kertenkele örneği mesela o zaman o bile bir yaratıcının ispatı olmuyormu.

madem doğa tek erkekten veya dişiden çoğalan yaratıklar türetebiliyorda o zaman neden dişi ve erkeğe gerek duydu madem öyle dişisiz ve erkeksiz tek cinsiyetle üremeyi ve çoğalmayı sağlasaydı ya bu daha basit olmazmıydı doğa için?

nerden tutarsan tut elnde kalıyo aslan parçası :)

senin EVRİM ANLYIŞIN olamaz.....

çünkü DİNLER ile EVRİM bir arada olamaz...

sen müslüman olduğuna eminmisin ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Olmayan bir şeyin varlığına inanmak bir insanı nasıl mutlu edebilir ? Sen anlamlı olduğunu sanıyorsun, buna inanıyorsun. Senin hayatı böyle görmen normal o açıdan. Ben inanmıyorum. Anlamsız olduğunu biliyorum. Ne istiyorsunuz ki ? Kendimi kandırıp anlamlıymış gibi davranmamı mı ? Ben de doğrularımı görebildiğim için mutluyum. Gereksiz anlamlara ihtiyacım yok.

İnsan felsefe yaparken, çıkar gütmez. Felsefe düşünsel bir aktivitedir. Nasıl bir artı bekliyorsun ki ateizmden ? Ateist olanlara yemek mi dağıtılsın ne yani ?

Ateizm, dinden ve dogmalardan uzak olmaktır. Bu yüzden ateist bir kimse sorgulayıcıdır, şüphecidir. Doğruya ulaştıran şüpheciliktir, her söyleneni kabul etmek değildir.

Açıkçası bu ateizmin bir artısı değil. Teist olmamanın bir artısı. Teizm insanı yalanlarla mutlu eder. Teizm zararlıdır. Onun için teizm dışındakiler, teizme nazaran artılara sahiptir.

Olmadığına emin misin?

Ateizm size neler katıyor ya da bir gününüz nasıl geçiyor? Sadece Düşünsel anlamda sormamıştım, yani gününü dolu dolu geçirdiğine inanıyormusun, namaz kılmadığın ve ibadete vakit ayırmadığın için zamanınızı neye göre ayarlıyorsunuz?

Hayatınızın dolu geçtiğine inanıyormusunuz?

Şüphecilik doğruya ulaştırmaz sadece kafa bulandırır ve cevapsız binlerce soru oluşturur..

Link to post
Sitelerde Paylaş

En hızlı kara canlısı bir kene

Bilim insanları en hızlı kara canlısının sanılanın aksine kaplan böceği değil bir susam tanesi büyüklüğündeki kene olduğunu belirledi.

ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Pomona Collega’da yürütülen bir araştırma, 3 milimetre büyüklüğündeki bir kene türünün en hızlı hareket eden kara canlısı olduğunu ortaya çıkardı. Çalışmada, canlıların boyutlarına göre aldıkları hız esas alındı.

Paratarsotomus macropalpis olarak anılan ‘hızlı kene’, saniyede kendi boyunun 322 katı hıza ulaşıyor. Bir insanla kıyaslandığında kene, bir saatte 2 bin kilometre koşabiliyor.

Daha önce en hızlı hara canlısı olarak belirlenen Avustralya’da yaşayan kaplan böceği, saniyede kendi boyunun 171 katı hıza çıkıyor. Çita ise 16 katına çıkabiliyor. Güney Kaliforniya’da yaşayan bu kene türünün çıplak gözle sadece ayaklarını görebilmek mümkün.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biyolojiyi çok iyi biliyorsun sanırım. Biyoloji kitabı okudum desem ne değişecek. Araştırmadığım şeyle ilgili yazı yazmam. Birbirimizi ikna etmek zorunda değiliz. Ben bildiklerimle çürütmeye çalışırım sen de aynı şekilde. İsteyen istediği çıkarımı yapsın sonra.

Senin inanıp inanmaman beni ilgilendirmiyor. Ben gördüğüm şeyi söylüyorum seni tanımam etmem.

İkimizin arasında fark var. Ben bildiklerimle yazıyorum, siz inandıklarınız ve önkabullerinizle. İnanmak ile bilmek arasında fark vardır. Ben inancımla bilimi birbirine karıştırmayan biriyimdir. Ben evreni bilerek, okumaya çalışarak iman eden biriyim.

Ben diğer imanlılar gibi şöyle demem: "İşte gerçekler bunlar, hadi bunu destekleyecek kanıt bulayım." Ben şunu derim: "Kanıt bulup gerçeklere ulaşayım."

Ben sonuçta Yaradan'ın kuluyumdur, onun adını kullanarak emirler yağdıran hacı, hoca veya şeyhin değil. İmanlıların da genel durumu budur zaten: Yaradan'a kul olup ondan medet umacaklarına, onun adına konuştuğunu söyleyen kullara kul oluyorlar, onlardan medet umuyorlar. Benim için, "ya varsa" deyip iman devrişenlerle, Yaradan'ın evrenini anlamak için tek bir kitaba iman edip başka bir bilgiye ihtiyaç duymayanlar aynı kefededir.

Neyse konumuz bu değil, uzatmayalım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu kene bu özelliği evrimle nasıl elde etti?

Ben direkt söylediğiniz hayvanı incelemedim ama daha önce de anlattığımız gibidir evrim süreci. Doğada canlılardan yiyecek kaynaklarına ölmeden ulaşabilenler ve üreyebilenler hayatta kalıp soylarını devam ettiriyorlar. Hayvanın bu hız özelliği yiyecek kaynağına rakiplerinden daha çabuk ulaşmasını sağladığı için bu tür hayatta kalıp çoğalmış ve günümüze gelmiştir. Doğada canlılar sürekli bir yiyecek kavgasındadırlar.

Biraz zihninizi çalıştırsanız böyle cevap verilmemesi gereken sorular sormazsınız. Daha evvel de anlattık evrimin nasıl işlediğini. Bizden hala cevap bekliyorsunuz, bizi şıhınız veya tarikat lideriniz sandınız galiba. Dinle ilgili cevaplar için sürekli birilerine danışan, kendi düşünme kapasitesi olmayan imanlılar gibisiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Olmadığına emin misin?

Ateizm size neler katıyor ya da bir gününüz nasıl geçiyor? Sadece Düşünsel anlamda sormamıştım, yani gününü dolu dolu geçirdiğine inanıyormusun, namaz kılmadığın ve ibadete vakit ayırmadığın için zamanınızı neye göre ayarlıyorsunuz?

Hayatınızın dolu geçtiğine inanıyormusunuz?

Şüphecilik doğruya ulaştırmaz sadece kafa bulandırır ve cevapsız binlerce soru oluşturur..

Ne yani günde bir buçuk saatlik ibadet boşluğunu nasıl geçirdiğimizi mi merak ediyorsun ? Bir kere herkes aynı geçirmiyor elbette. Bunun ateizmle ne alakası var onu da anlamış değilim. İbadet gibi boş bir işle uğraşmaktansa film izlemek bile bana göre daha dolu bir iştir.

Şüphecilik doğruya ulaştırmaz sadece kafa bulandırır ve cevapsız binlerce soru oluşturur..

Bu senin görüşün. Bilimsel yöntem şüpheciliktir. Ve unutmamak gerekir ki insanlığı birkaç yüzyılda bu kadar ileri taşıyan da bu yöntemdir.

Tanrının olmadığı konusundaki görüşüm oldukça kesindir. Bana göre tanrının var olma ihtimali ile görünmez perilerin var olma ihtimali aynıdır. Aynı şekilde uçan spagetti canavarının var olma ihtimali ile de aynıdır. Açıkçası tanrının var olup olmadığı beni ilgilendirmiyor. Bir tanrı varsa ve gerçekten sonsuz adalet sahibi ise kendisine sırf inanmadılar diye iyi insanları, tecavüzcülerle aynı kefeye koyup sonsuz işkence ile cezalandırmayacağından eminim. Bir tanrı varsa bile antropomorfik olmadığından ve hiçbir din göndermediğinden eminim.

Dinlerde anlatılan, sizin anlattığınız bu tanrılar ancak masallara konu olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 months later...

Ne yani günde bir buçuk saatlik ibadet boşluğunu nasıl geçirdiğimizi mi merak ediyorsun ? Bir kere herkes aynı geçirmiyor elbette. Bunun ateizmle ne alakası var onu da anlamış değilim. İbadet gibi boş bir işle uğraşmaktansa film izlemek bile bana göre daha dolu bir iştir.

Bu senin görüşün. Bilimsel yöntem şüpheciliktir. Ve unutmamak gerekir ki insanlığı birkaç yüzyılda bu kadar ileri taşıyan da bu yöntemdir.

Tanrının olmadığı konusundaki görüşüm oldukça kesindir. Bana göre tanrının var olma ihtimali ile görünmez perilerin var olma ihtimali aynıdır. Aynı şekilde uçan spagetti canavarının var olma ihtimali ile de aynıdır. Açıkçası tanrının var olup olmadığı beni ilgilendirmiyor. Bir tanrı varsa ve gerçekten sonsuz adalet sahibi ise kendisine sırf inanmadılar diye iyi insanları, tecavüzcülerle aynı kefeye koyup sonsuz işkence ile cezalandırmayacağından eminim. Bir tanrı varsa bile antropomorfik olmadığından ve hiçbir din göndermediğinden eminim.

Dinlerde anlatılan, sizin anlattığınız bu tanrılar ancak masallara konu olur.

İnanmamak sana ne kazandırıyor? 24 saatlik gününü bizden farklı olarak nasıl değerlendiriyorsunki.

Uyumak zorundasın, yemek zorundasın, birçok işlevi yapmak zorundasın. Neden bu kadar zorunluluk var sence? Özgür bile değilsin aslında. Üretilmiş yapay zeka gibiyiz, mühendis ne derse o olur. İster kabul et ister etme.

Link to post
Sitelerde Paylaş

keneye bu özelliyi allahmı verdi? Niye? Kene saate 2000 km koşunca ne oluyor?

Evet Allah verdi.

Hayatta kalması gerekiyor. Ayrıca kimsenin bilmediği hassas doğal dengeyi sağlıyor.

Bir sinek bile doğadaki denge için çok önemli.

Tesadüf diye birşey yok..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet Allah verdi.

Hayatta kalması gerekiyor. Ayrıca kimsenin bilmediği hassas doğal dengeyi sağlıyor.

Bir sinek bile doğadaki denge için çok önemli.

Tesadüf diye birşey yok..

Bu hassas denge ifadesi müslülerin pek sevdiği bir muğlaklık. Ne yazık ki, ıslak rüyalarınızdan sizi uyandırmak pahasına da olsa, söylemek lazım ki: hassas denge diye bir şey yoktur. Doğada bir işleyiş vardır. Doğadaki türlerden birini ortadan kaldırırsanız, diğer türler bundan etkilenir o kadar. Ortada yine size göre bir denge durumu vardır, yeni sözde denge, türlerden biri ortadan kalktığı durumda ne olacaksa, onun olması sonucu gelinen durumdur.

Örneğin: arılar yok olursa, bitkilerin çoğu ve hayvanların çoğu ortadan kalkar, dünyanın iklimi değişebilir ve bu yeni durumda dahi bir sözde hassas denge vardır.

Dünya tarihinde bu sözde hassas dengenin olmadığı bir an bile yoktur.

Siz denge deyince, sanki 3 tane inek, 5 tane böcek, 8 tane balık gibi belli sayıda hayvanlar, bitkiler vb yaşıyormuş gibi düşünüyorsunuz sanırım. Bu sayılar hiç bir zaman bir belirlilik gözetmez ve dönem dönem hayvan türlerindeki nüfuslarda artış veya azalma görülür. Bazı türler ortadan kaybolur, bazı türler ortaya çıkar. Siz bütün bu değişiklikleri göremiyorsunuz diye kafadan bir denge mavalı atabilecek kadar cesur olmanız, cehaletin iyi bir uyarıcı olması durumunu örnekliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet Allah verdi.

Hayatta kalması gerekiyor. Ayrıca kimsenin bilmediği hassas doğal dengeyi sağlıyor.

Bir sinek bile doğadaki denge için çok önemli.

Tesadüf diye birşey yok..

Hassas bir denge falan yok. Bir devinim var. Ve o devinimin her kesitini bir "denge" olarak yorumlamak mümkün.

Ama "hassasiyet" mi, işte o hiçbir yerinde..

Evren; evrende düzen değil, kaos hakim. Siz neden bahsediyorsunuz..

Dünyadaki gelmiş geçmiş türlerin %99,9'u yokolmuş. Ortadan kalkmış.

Ve birileri kalkıp hassasiyetten, hassas dengeden bahsediyor.

Adama gülerler.

Türlerin %99,9'unun yokolduğu bir ortamda ne hassasiyet, ne de sizin anladığınız anlamda bir denge olamaz.

2+2=4

Buyrun açıklayın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu hassas denge ifadesi müslülerin pek sevdiği bir muğlaklık. Ne yazık ki, ıslak rüyalarınızdan sizi uyandırmak pahasına da olsa, söylemek lazım ki: hassas denge diye bir şey yoktur. Doğada bir işleyiş vardır. Doğadaki türlerden birini ortadan kaldırırsanız, diğer türler bundan etkilenir o kadar. Ortada yine size göre bir denge durumu vardır, yeni sözde denge, türlerden biri ortadan kalktığı durumda ne olacaksa, onun olması sonucu gelinen durumdur.

Örneğin: arılar yok olursa, bitkilerin çoğu ve hayvanların çoğu ortadan kalkar, dünyanın iklimi değişebilir ve bu yeni durumda dahi bir sözde hassas denge vardır.

Dünya tarihinde bu sözde hassas dengenin olmadığı bir an bile yoktur.

Siz denge deyince, sanki 3 tane inek, 5 tane böcek, 8 tane balık gibi belli sayıda hayvanlar, bitkiler vb yaşıyormuş gibi düşünüyorsunuz sanırım. Bu sayılar hiç bir zaman bir belirlilik gözetmez ve dönem dönem hayvan türlerindeki nüfuslarda artış veya azalma görülür. Bazı türler ortadan kaybolur, bazı türler ortaya çıkar. Siz bütün bu değişiklikleri göremiyorsunuz diye kafadan bir denge mavalı atabilecek kadar cesur olmanız, cehaletin iyi bir uyarıcı olması durumunu örnekliyor.

işte bunu sorup duruyorum...

şimdi eveleyip gevelemeden cevap verebilirmisin?

evrime göre geldiğimiz bu noktada bu gün ortaya çıkan türleri yazabilirmisin?

ve neden hala farklı bir insan türü evrimleşememiştir???

Charles Darwin'in 1859'da yayımlanan Türlerin Menşei adlı kitabıyla gündeme gelen tabiî seleksiyona dayalı evrim teorisi, o zamandan bu yana neden yeni türler ortaya çıkmadığını açıklayabiliyor mu?

neden? tabii seleksiyon bunca süredir yeni bir tür geliştirememiştir???

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hassas bir denge falan yok. Bir devinim var. Ve o devinimin her kesitini bir "denge" olarak yorumlamak mümkün.

Ama "hassasiyet" mi, işte o hiçbir yerinde..

Evren; evrende düzen değil, kaos hakim. Siz neden bahsediyorsunuz..

Dünyadaki gelmiş geçmiş türlerin %99,9'u yokolmuş. Ortadan kalkmış.

Ve birileri kalkıp hassasiyetten, hassas dengeden bahsediyor.

Adama gülerler.

Türlerin %99,9'unun yokolduğu bir ortamda ne hassasiyet, ne de sizin anladığınız anlamda bir denge olamaz.

2+2=4

Buyrun açıklayın.

türlerin %99-9 unun yok olması...

dünyanın yaşı ile bu günkü türlerinin gelişme süreci arasındaki boşlukta türlerin bahsettiğin %99.9 u yok olmuş öyle mi?

işin garibi,evrende bir tek dünyada hayat var ve bir tek siz primatlar bu kadar akıllısınız öyle mi???

siz hakikaten beni eğlendiriyorsunuz???

Link to post
Sitelerde Paylaş

türlerin %99-9 unun yok olması...

dünyanın yaşı ile bu günkü türlerinin gelişme süreci arasındaki boşlukta türlerin bahsettiğin %99.9 u yok olmuş öyle mi?

işin garibi,evrende bir tek dünyada hayat var ve bir tek siz primatlar bu kadar akıllısınız öyle mi???

siz hakikaten beni eğlendiriyorsunuz???

Neden bu kadar sivri yazmaya çalıştığını ve kendini eğlendiriyormuş gibi zorlamalara girdiğini bilmiyorum.

Ama sen, "siz hakikaten beni eğlendiriyorsunuz" deyince öyle olmuş olmuyor. Sadece sen "öyle olduğunu" zannediyorsun.

Dışarıdan bakan aklı başında 3. kişiler kimin eğlendiği, kimin ise rezil olduğunun tespitini gayet güzel yapıyorlardır, merak etme.

Biyoloji ve taksonomiye göre evet, sen bir primatsın. Apursan da, köpürsen de durum böyle. Bilimde ve biyolojide geçerli paradigma evrim. Mangalda kül bırakmayanların da karşısına koyabildiği hiçbir alternatif yok. O yüzden ya boş laf üfürmeyi bırakıp somut bir alternatifle gelin, veyahut bu işi gani gani sindirmesini öğrenin.

Evet, türlerin %99,9'u yokolmuştur. Bunu ben değil, bilim söylüyor. Varsa karşı bir argüman/kanıt buyrun getirin. Boş üfürmelere karnımız tok. Böyle bir düzene hassas olarak nitelemek ne kadar akıl karı, onu da tasarımcı üfürükçüler şapkayı önüne koyup düşünsün bakalım.

Evrende tek dünyada hayat olduğu gibi bir iddiam yok. Hatta aksi yönü destekler nitelikte. Buyrun başka bir başlığa yazdığım mesajdan alıntıdır:

Adamlar artık öyle safhalara gelmiş ki: Karbon bazlı yaşamın başlangıcını bir kenara koyup, yaşamın başka nasıl bağlamlarda oluşabileceği ve bunun nasıl olacağı konusuna geçmişler. (silicon,silikat vs.) Bütün bu bilgi ve gelişmeler yaşamın kendi kendine oluştuğu kabulü üzerinden yürüyor. (misal david darling/life everywhere) oradan alıntı :

An increasingly common claim among researchers is that life may arise inevitably whenever a suitable energy source, a concentrated supply of organic (carbon-based) material, and water occur together.

Meali: Araştırmacılar arasındaki artık genel görüş; uygun bir enerji kaynağı, konsantre bir organik materyal stoğu (karbon bazlı) ve suyun bir arada olacağı koşullarda yaşam kolay ve "kaçınılmaz" olarak ortaya çıkacaktır..

Uygun şartlarda yaşamın(bizim anladığımız anlamda "kendiliğinden") ortaya çıkması o kadar kaçınılmaz ki, evrenin herhangi bir yerinde ya da yerlerinde yaşamın bulunması, bulunmamasından daha olası olsa gerek.

Bir tek bizim bu kadar akıllı olduğumuz gibi bir iddiamız yok. Neden olsun ki? Onu, "Yaratılanların en şereflisi olduklarını ve tüm evrenin kendileri için yaratıldığı" iddiasında olanlar düşünsün bir zahmet. :)

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Neden bu kadar sivri yazmaya çalıştığını ve kendini eğlendiriyormuş gibi zorlamalara girdiğini bilmiyorum.

Ama sen, "siz hakikaten beni eğlendiriyorsunuz" deyince öyle olmuş olmuyor. Sadece sen "öyle olduğunu" zannediyorsun.

Dışarıdan bakan aklı başında 3. kişiler kimin eğlendiği, kimin ise rezil olduğunun tespitini gayet güzel yapıyorlardır, merak etme.

Biyoloji ve taksonomiye göre evet, sen bir primatsın. Apursan da, köpürsen de durum böyle. Bilimde ve biyolojide geçerli paradigma evrim. Mangalda kül bırakmayanların da karşısına koyabildiği hiçbir alternatif yok. O yüzden ya boş laf üfürmeyi bırakıp somut bir alternatifle gelin, veyahut bu işi gani gani sindirmesini öğrenin.

Evet, türlerin %99,9'u yokolmuştur. Bunu ben değil, bilim söylüyor. Varsa karşı bir argüman/kanıt buyrun getirin. Boş üfürmelere karnımız tok. Böyle bir düzene hassas olarak nitelemek ne kadar akıl karı, onu da tasarımcı üfürükçüler şapkayı önüne koyup düşünsün bakalım.

Evrende tek dünyada hayat olduğu gibi bir iddiam yok. Hatta aksi yönü destekler nitelikte. Buyrun başka bir başlığa yazdığım mesajdan alıntıdır:

Uygun şartlarda yaşamın(bizim anladığımız anlamda "kendiliğinden") ortaya çıkması o kadar kaçınılmaz ki, evrenin herhangi bir yerinde ya da yerlerinde yaşamın bulunması, bulunmamasından daha olası olsa gerek.

Bir tek bizim bu kadar akıllı olduğumuz gibi bir iddiamız yok. Neden olsun ki? Onu, "Yaratılanların en şereflisi olduklarını ve tüm evrenin kendileri için yaratıldığı" iddiasında olanlar düşünsün bir zahmet. :)

eeee...

şimdi sen,benim "Biyoloji ve taksonomiye göre evet, sen bir primatsın." sözünü söylediğinde sorduğum soruya cevap mı vermiş oluyorsun?

yaw,ben primat olsam ne olacak olmasam ne olacak?umurumda mı?

bir üst yazımda işte bunu sorup duruyorum...

şimdi eveleyip gevelemeden cevap verebilirmisin?

evrime göre geldiğimiz bu noktada bu gün ortaya çıkan türleri yazabilirmisin?

ve neden hala farklı bir insan türü evrimleşememiştir???

Charles Darwin'in 1859'da yayımlanan Türlerin Menşei adlı kitabıyla gündeme gelen tabiî seleksiyona dayalı evrim teorisi, o zamandan bu yana neden yeni türler ortaya çıkmadığını açıklayabiliyor mu?

neden? tabii seleksiyon bunca süredir yeni bir tür geliştirememiştir??? demişim,

bunun cevabı benim primat olmam mı?

şimdi sence ben eğlendiğimi zannediyorum öyle mi?

bu,bu çağda evrim masalına inanmaktan daha eğlenceli değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...