Jump to content

Evrimsel çıkmaz


Recommended Posts

  • İleti 950
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

nam-ı diğer "Ornitorenk" olsa gerek :)

Çamur zıpzıp'ı vardı bir de..Fena sayılmaz..=)

Kesinlikle zat-ı şahaneleri.

Ben Çamur Zıpzıpı'nı unutmuştum. Ne iyi oldu da hatırlattın.

Töbe bismillah, karada yürüyen balık.

Çamur Zıpzıpı da ne şirin bir isimdir.

Keşke kendimizi Çamur Zıpzıpı, Çamur Zıpzıpı'nı insan diye adlandırsaymışız.

Şöyle derdik mesela,

Biraz Çamur Zıpzıpı olun be Çamur Zıpzıpı!

tarihinde ulsts tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yahu peki nuh peygamber pengueni, kanguruyu, japon maymununu en beğendiğim komodo ejderini nasıl kurtardı.

11- Sonra otlayan komodo ejderine yöneldi, ona

"İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin" dedi. "İsteyerek geliyorum" dedi.

ardından saatte 50 km hızla koşarak denize ulaştı. Orada bir yunus balığının midesine bindi ve orada iken

Balığın Karnındayken Yaptığı Dua

"La ilahe illa ente subhaneke innî kuntu minez-zalimîn."

Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni tenzih ve tesbih ederim. Ben yırtanlardan oldum.[23]

[23]- Enbiya, 87

3 gün sonra karaya ayak basar ve Nuh a teslim olur.nuh gemisinde onun için ayırdığı mekanı gösterir.

Ama karıncaların 2 tanesi hariç diğer hiç biri o gün o kadar şanslı değildir.

Bir gün Süleyman Peygamber (a.s) bir karıncaya bir yıllık yiyeceğinin miktarını sorar.

Karınca da,

"Bir buğday tanesi yerim" diye cevap verir.

Cevabın doğru olup olmadığını kontrol etmek isteyen Süleyman Peygamber (a.s) karıncayı bir şişeye koyar. Yanına da bir buğday tanesi koyarak hava alacak şekilde şişeyi kapatır. Ondan sonra da bir yıl bekler. Müddeti dolunca şişeyi açtığında bir de bakar ki karınca buğday tanesinin yarısını yemiş, yarısını da bırakmıştır. Kendi kendine meraklanır. Acaba neden yemedi?

Bunun üzerine Hz. Süleyman (a.s) karıncaya buğday tanesini tamamen neden yemediğini sorar.

Karınca da,

"Daha önce benim yiyeceğimi yüce Allah (c.c) verirdi. Ben de O'na güvenerek bir buğday tanesini tamam olarak yerdim. Çünkü O beni asla unutmaz ve ihmal etmezdi. Fakat bu işi sen üzerine alınca doğrusu nihayet bu aciz bir insandır diye sana pek güvenemedim. Belki beni unutup yiyeceğimi ihmal edebilirsin. O yüzden de bir yıllık yiyeceğimin yarısını yiyerek, diğer yarısını da ertesi yıla bıraktım" diye cevap verdi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tarih öncesi insanı mobil bir canlıydı. Sürekli gezer ve dünyaya yayılırdı. İnsanın ulaşamadığı ada bile kalmamış olması, bunu kanıtlar. Pasifikte bir adaya gidin, yerlileri vardır. Oraya kadar ilkel insanlar ulaşmış. İlkel insanlar Bering boğazını bile geçip Amerika'ya bile yerleşmişler.

O yüzden insan fosillerinin hepsi birbirinin devamıdır. Biri Çin'de bulunmuş, biri Sibirya'da, biri Afrika'da, bağlantı yok diye bir iddia ortaya atılamaz. Hepsi bağlantılıdır. Hepsi Afrika'da evrimleşen insanın soylarıdır. İster Çin'de bulunsun, iste Amerika'da...

Şu anda soyu tükenmemiş tek insan türü biziz. Diğer insan türlerinin hepsinin soyu tükenmiştir. En son tükenen Neandarthal insanıdır. En yakın yaşayan akrabamız tür, şempanzelerdir. Sonra goril ve orangutandır.

Tarih öncesi insanı neden mobildi? Bunun bir çok nedeni vardır. Hastalıklardan, sineklerden, kan davalarından kaçmak gibi, hayvan sürülerinin peşinden gitmek gibi... Hatta merak gibi, hatta macera tutkusu gibi...

Tamamda neden afrika?Zaten maymunlarda ordan çıkmadı mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

"zırt diye" ortaya çıktı diye bir şey yok Miki..Daha önce de yazdığım gibi; bunları kendiniz uydurup, kendiniz şaşırıyorsunuz..Ya da uydurulanlara kanıp şaşırıyorsunuz. İşte paleontoloji orada..Sizin savladıklarınız nerede?

Ayrıca, şu ara geçiş formu nedir, bir tanımlasanıza ..? Ne ya da nasıl "birşey" bulunursa "lütfedip" ara geçiş formu olarak kabul edeceksiniz..?

Mesela ara geçiş şöyle olabilir.İnsanın beyni büyümüş ya.Yarım büyümüş yada çeyrek büyümüş kafa tası.ondan sonra benim merak ettiğim bişey daha var.insanlar onbinlerce yıl birbirlerinden uzak yaşadılar ama fiziki görünüşleri dışında zekaları neden aynı.her insan aynı davranışları sergiliyor.yamam on bin yirmi bin yıl çok uzun değil ama homosapiensin 200 bin yıllık ömrüne bakarsan az da olsa biraz fark olması gerekmezmiydi davranış yada beyin gelişimi açısından.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Birde anne karnındaki bebeğin parmakları oluşurken önce bitişik oluyor.sonra parmak arasındaki hücreler kendini yok ediyor bunu nasıl yapıyor.hangi hücreler kendini yokedeceğini nerden biliyor?ve neden bunu yapıyor?neden göz hücresi göze,ayak hücresi ayağa gidiyor?izlediğim belgeselde bilimin buna cevap veremediği söyleniyordu.

tarihinde Miki tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Birde anne karnındaki bebeğin parmakları oluşurken önce bitişik oluyor.sonra parmak arasındaki hücreler kendini yok ediyor bunu nasıl yapıyor.hangi hücreler kendini yokedeceğini nerden biliyor?ve neden bunu yapıyor?neden göz hücresi göze,ayak hücresi ayağa gidiyor?izlediğim belgeselde bilimin buna cevap veremediği söyleniyordu.

O değil de, kertenkelelerin kuyrukları nasıl kopuyor? Bilim buna da cevap veremiyor olmalı. Bu bilim ne hikmetse hiçbir şeye cevap veremiyor...muş.

Lysosome. Bir miktar evrim. Genetik kodlar...

Kitap okumak iyi bir şeydir, aksi ise övünülecek bir şey değildir. Arasıra okuyun.

tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

O değil de, kertenkelelerin kuyrukları nasıl kopuyor? Bilim buna da cevap veremiyor olmalı. Bu bilim ne hikmetse hiçbir şeye cevap veremiyor...muş.

Lysosome. Bir miktar evrim. Genetik kodlar...

Kitap okumak iyi bir şeydir, aksi ise övünülecek bir şey değildir. Arasıra okuyun.

Kitap yerine internetten alacağımı alırım ben.hem daha doğru hem de saf bilgi.Ama merak ettim neymiş cevabı özetlermisin.Zaten kitaplar değil mi insanı bağnaz yapan kavgalar çıkaran.Okunulan kitaplardaki biçok bilgi yanlış.Bugün bi kitapçıya girin bakın en çok satılanlara.Mevlana kitapları,gelişim kitapları.Mesnevi bile değiştirilmiş.Daha yeni öğreniyoruz.Televizyonda tıp profesörleri kurandan ayetler okuyup piyasa yapıyor bu ülkede.bu adamları mı okuyayım.bilim felsefe kitabı çok okudum zamanında.psikolojim bozuldu.

tarihinde Miki tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kitap yerine internetten alacağımı alırım ben.hem daha doğru hem de saf bilgi.Ama merak ettim neymiş cevabı özetlermisin.Zaten kitaplar değil mi insanı bağnaz yapan kavgalar çıkaran.Okunulan kitaplardaki biçok bilgi yanlış.Bugün bi kitapçıya girin bakın en çok satılanlara.Mevlana kitapları,gelişim kitapları.Mesnevi bile değiştirilmiş.Daha yeni öğreniyoruz.Televizyonda tıp profesörleri kurandan ayetler okuyup piyasa yapıyor bu ülkede.bu adamları mı okuyayım.bilim felsefe kitabı çok okudum zamanında.psikolojim bozuldu.

Eğer evrimi ve türlerin gelişimini çok öğrenmek istiyorsan. Evrim atlasını okumanı öneririm. Hem resimli hem de evrimle ilgili mükemmel bir kaynaktır. Peter Barrett adlı bilim insanının kitabıdır. Bir ansiklopedi gibidir.

http://www.dr.com.tr/kitap/evrim-atlasi/peter-barrett/bilim/populer-bilim/urunno=0000000344819

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrimin inançlılar tarafından algılanılamaması bir tarafa bırakarak bir başka sebebi de ÜSTÜN IRK YANILGISIDIR.

İnsan kendisini yıllarca koyu ırktan farklı gördü onları köle yaptı ve koyu renk insanı aşağılık gördü.

Nazı almanyası görünüş olarak bire bir insan olan yahudileri birer fare hatta haşere gibi görüp insan kılığına girmiş yaratık olarak gördü.

Şimdi gelde o insanlara hayvanlarla bizim ortak atadan geldiğimizi anlat.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrimin inançlılar tarafından algılanılamaması bir tarafa bırakarak bir başka sebebi de ÜSTÜN IRK YANILGISIDIR.

İnsan kendisini yıllarca koyu ırktan farklı gördü onları köle yaptı ve koyu renk insanı aşağılık gördü.

Nazı almanyası görünüş olarak bire bir insan olan yahudileri birer fare hatta haşere gibi görüp insan kılığına girmiş yaratık olarak gördü.

Şimdi gelde o insanlara hayvanlarla bizim ortak atadan geldiğimizi anlat.

Katlıyorum.

Kibir.

İnsanlar kendilerinin yaradılanların(!) en şereflisi, herşeyin; tüm alemin, hayvanların vb. kendileri için yaratıldığı kibirine öyle bir kaptırmışlar ki, bu bir tür bağımlılık gibi..Katiyetle kendilerinin de taksonomik olarak hayvanlar aleminin bir üyesi olduklarını kabullenmek istemiyorlar. Bunu bir tür aşağılama olarak algılıyorlar.

Nitekim tanrının varlığı, sonsuz hayatın ve insanların yaratılanların(!) en şereflisi olması kibrinin en büyük teminatı. Neden vazgeçsinler ki, bir taşla bütün kuşları birden kaybediyorlar..Hayat ve bilinçlerinin sadece bu hayattan ibaret olması ihitmali onlara dayanılmaz, katlanılamaz ve hatta çıldırtıcı geliyor olmalı..

Tanrı onlara lazım. Her birşeyin "meşruiyeti" oradan geçiyor. Tanrı yolu ile "aklanıyor". Tanrının insanları değil, insanların tanrıyı yaratması için yeterinden fazla çıkarları var. Bu iş çıkar işi..Tanrının olmadığı durumda herkes "üçün birini" alıyor. :)

Ama ne yazık ki, arzular ve "gerçeklerin" birbirleri ile örtüşmesi gibi bir gereklilik/zorunluluk yok.

Ve yine ne yazık ki; arzular ve hezeyanlarla hareket edenler halihazırda çoğunluğu, olgular ve gerçeklerle hareket edenler ise (en azından şimdilik) azınlığı oluşturuyor..

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

izlediğim belgeselde bilimin buna cevap veremediği söyleniyordu.

Bilim buna cevap veremiyorsa Cüppeliye sormak lazım. Hadislerde ve ayetlerde yazıyor bunun cevabı. Cüppeliden başka kimse de bilemez bu işi.

Bazı beyaz önlüklüler de genlerle uğraşıyorlar.Onlar bulunca hemen biz de açıklayacağız. Hattta amerika ne zaman bulunmuştu 1500 yılında mı ? Onu da 500 yıl sonra açıklıyoruz ki müzlümanlar buldu. Hatta kuranda da amerika yazıyor. Oradan buldular. Dünyada ne kadar sansasyonel bilgi varsa hepsini müzlümanlar yapmıştır.

Ben şahsen bu oluşumları mucizevi buluyorum. Bir Allah olsa da şu bilmediklerimizi açıklasa. Sonsuza kadar konuşsak sevsek onu. O da bizi sevse.

Ama Kuranda dediği gibi yakıp yakıp tekrar yakacaksa ben yok olmayı tercih ederim. Ne cenneti ne cehennemi...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer evrimi ve türlerin gelişimini çok öğrenmek istiyorsan. Evrim atlasını okumanı öneririm. Hem resimli hem de evrimle ilgili mükemmel bir kaynaktır. Peter Barrett adlı bilim insanının kitabıdır. Bir ansiklopedi gibidir.

http://www.dr.com.tr/kitap/evrim-atlasi/peter-barrett/bilim/populer-bilim/urunno=0000000344819

Hımm,sağol.Sorularımın cevabı var mı bunda

Link to post
Sitelerde Paylaş

Parmaklar arasının özel bir durumu yok. Beynin inşası parmakların arasından mutlaka ki çok daha karmaşık.

Yok parmak arası, yok damak, yok ayak yok omuz yok yamız diye işi uzatmaya gerek yok. İnsanın inşası elbette evrimin olağanüstü bir harikası. Evrim artık o aşamaya gelmiş ki, tüm canlıların hücre çekirdeklerinde inşa planları saklı hale gelmiş. Milyarlarca yıl süren evrim serüveninin olağanüstü sonucu... Şapka çıkartılır, ayakta saygı duruşu yapılır. Bu müthiş bir sonuç...

Milyarlarca yıl sonunda ortaya çıkan sonuç muhteşem... Fakat doğa henüz daha hiç bir şey geliştirmiş de sayılmaz. İnsanın sahaya inmesi, kültürel evriminden sonra teknolojik evriminin doğaya katacakları akıl almaz olabilir.

Keşke bu gelişmeler bir tek canlı türünün bile neslinin tükenmesine yol açmasaydı. Maalesef şu anda doğada bir tek cennet papağanı kalmadı. Olanlar kafeslerde. Bu olağanüstü kuşun, bu eşi benzeri olmayan doğa harikasının vahşi doğada neslini tükettik. Bu o kadar acı bir şey ki, gerçekleştireceğimiz hiç bir gelişmenin anlamı kalmayabilir. Cennet papağanı gibi olağanüstü bir güzelliğin olmadığı dünyada insanlar havada uçarak gezinse neye yarar?

Umarım teknolojimiz doğayı korumanın da bir yolunu bulur...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hımm,sağol.Sorularımın cevabı var mı bunda

Evet. Tüm canlılığın başlangıçtan bu yana nasıl evrimleştiğini anlatıyor.

Her canlının çizilmiş resimleri de var. Ben hep böyle bir kaynak arıyordum.

En başta temel bilgiler veriyor. Fosil, evrim, Darwin'in yaşamının kısa bir öyküsü... devamında 3.5 milyar yıl önce başlayan canlılık ve devamı...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kadının haberi bile yokken, yumurtalıklarda oluşan bir yumurta önce karın boşluğuna bırakılır ve hemen sonra ana rahminin fallop tüpü denen uzantılarının ucunda yer alan kollar sayesinde yakalanır. Ardından yumurta fallop tüpünün iç yüzeyindeki tüylerin hareketiyle ilerlemeye başlar. Büyüklüğü ise bir tuz tanesinin ancak yarısı kadardır.

Yumurta sperm buluşmasının yeri fallop tüpüdür. Burada yumurta özel bir sıvı salgılamaya başlar. İşte bu sıvı sayesinde spermler yumurtanın yerini bulurlar. Dikkat edelim: Yumurta salgılamaya başlar derken bir insandan ya da şuurlu bir varlıktan söz etmiyoruz. Bu ufacık protein yığınının, kendi kendine böyle bir şeye karar vermesi, daha da ötesi spermi kendine çekecek bir kimyasal bileşim hazırlayıp salgılaması nasıl açıklanır?

Bilim adamlarının son araştırmaları, mucizevi doğum olayında spermin nasıl olup da uzun yolculuğu sonunda yumurtayı bulabildiğiyle ilgilidir.

Araştırmalar spermlerin koku aldıklarını göstermektedir. Bu bilgi karşısında tekrar durup düşünmek gerekir. Kokuyu alan, bir burnu ve aldığı kokuyu yorumlayan bir beyni olan, bu yoruma göre kararlar alıp uygulayan bir canlı mıdır? Elbette hayır. Bu, boyu yalnızca milimetrenin yaklaşık %1`i kadar olan bir spermdir. Doğada yaşayan hiç bir canlı türü ile ilgisi olmayan spermin yumurtadan salgılanan sıvının kokusunu alabilmesi, yön bulabilmesi, yumurtayı tanıması nasıl açıklanır?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...