Jump to content

Evrimsel çıkmaz


Recommended Posts

  • İleti 950
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Tanrı inancının antitezi tesadüf değildir. Teistler öyle görmek ister ve göstermeye çalışır. Tesadüf diye bir şey yoktur. Tesadüf dediğimiz en küçüğünden en büyüğüne kadar olguların hepsinin "nedenleri" vardır.

Bunu Gazali, Farabi'nin sayesinde görmüş ve inkarcılara "esbabperest" adını takmıştır. Hoş, Farabi tanrıyı inkar etmemiştir. O klasik bir deterministti. Ama klasik determinizmden modern determinizme gelindi ve tanrı yok edildi. Klasik determinizm, tanrıyı küçültmenin ve önemsizleştirmenin basamağıydı. Bu basamaktan sonra modern determinizmle tanrı tümüyle yok edildi. Her şey, en küçük kuantum parçacıklar bile "esbabın" yani nedenlerin denetimindedir. Tanrı diye gördüğünüz ve gösterdiğiniz olgular da nedenselliğe boyun eğer. Nedensellikten ne bir küçük kuantum parçacığı, ne tanrı olduğunu zannettiğiniz hiç bir şey kaçamaz ve kurtulamaz.

İslam dünyası aklı başında bir tek kişi yetiştirmiştir, o da Farabi'dir. İbn Sina da Farabi ekolündendir. Gazali her ikisini de "esbabperest" olmakla itham edip kafir ilan etmiştir. Adam zurnanın nerde zırt dediğini görmüş olma bakımından takdire şayan... Allahın kuyusunun kazıldığını ve gömülüp yok edileceğini görebilmiş.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Madde dediğimiz şey enerjidir ve enerji hep vardı. Enerjinin yoktan var olduğunu gösteren hiçbir şey yok. Enerji bigbang in öncesinde de vardı. Bigbang bir bakıma enerjiyi maddeye ve antimaddeye dönüştürdü.

Madde hep vardı dediğinizle allah hep vardı diyenlerden farkı varmıdır?

Big bang bu dönüşümü bilinçlimi,bilinçsizcemi gerçekleştirmiştir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Madde veya enerjinin, ya da enerji-medde dönüşümünün hep var olması ile tanrının hep var olduğu iddiası aynı değildir. Çünkü tanrıya madde üstü bir bilinç ataması yapılıyor. Böyle bir şey ise olamaz. Bilinç, evrimle kazanılan ve maddenin organize olmasıyla gerçekleşen bir olgudur. Tanrı neyin organize olmuş, komplike hale gelmiş yapısı olacak? Durduk yerde nasıl organize olmuş bir yapı oluşacak ve bilinç sahibi olacak? Böyle bir şey olanaksızdır. Karmaşık basitten gelir. Basit karmaşıktan gelemez. Evrenin tasarlanması için evrenden daha karmaşık bir organize yapı gerekir. Bu ise evrenden daha çok tasarıma ihtiyaç duyar.

Bildiğimiz kadarıyla bizden daha organize bir bilinç daha yok. O halde şu an tanrı biziz. Daha üst evrim basamağına çıkmış bir evrim ürünü ile karşılaşana kadar. Evrim ürünü olmayan bir bilinç ise olanaksız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Insan herşeye kesin,böyledir diyemez. Geliştikce doğru dedikleride degişiyor. Verdigin cevaplar da elindeki imkanlar neticesiyle ürettiklerin. Tıpkı yüz yıl önce edinilen bilgilerin değişmesi gibi bunlarda değişir! Onca icat bulundu geliş halada gelişiyor bir ceptelefonu nerden nereye geldi. Bu yüzden cevabını bilemediğimiz soruların olduğunun bilincinde olalım.

Evet akıllıyız ve kullandıkta gelişiyoruz ama diğer canlılara,maddeye akılsız demeyelim onlara yetecek kadar akılları var çünkü. Biz tanrımıyız değiliz gördüklerimizin en üstü olabiliriz ama maddeye bağımlıyız,üstünlüğümüzü onun sayesinde gösteriyoruz o olmadan hiçiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilim cep telefonunu bulduğu gibi tanrıyı da mı bulacak? Saçmalamayın ve komik olmayın. Aç tavuk ile darı ambarı arasındaki korelasyon nedir diye sorsam? :D

Burada tanrıdan bahsetmediğini iddia eden olabilir ama burada tanrı konu ediliyor. Bu konuya dahil olduğun anda tanrıdan bahsediyorsundur. Kaçamak güreşmenin alemi yok. Biraz harbi, mert olmaya çalışılsa çok iyi olur. Kaçak güreş bitmek bilmez.

"Ben aslında elense çekmediydim, ensene sinek kondu da kovalayıvereyim dediydim" ile güreş olmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Madde hep vardı dediğinizle allah hep vardı diyenlerden farkı varmıdır?

Big bang bu dönüşümü bilinçlimi,bilinçsizcemi gerçekleştirmiştir?

Farkı vardır, vardır ancak bunu burada açıklamak anlamsız artık.

SanTa ile olan konuşmamızın başını okudun mu bilmiyorum. Ancak bu cevabından okumadığını anlıyorum. Kendisine, tanrının hep var olduğunu düşünmek mantıklı da niçin maddenin hep var olduğunu düşünmek mantıksız geliyor şeklinde bir soru sormuştum. Yani benim de anlatmaya çalıştığım, maddenin hep var olduğu görüşünün, tanrının hep var olduğu görüşünden altta kalır bir yanı yok.

Ortada madde var. Madde bigbang ile var oldu. Bigbang de enerjiyle. Vakum enerjisi mi dersiniz, sanal parçacıkların enerjisi mi dersiniz fark etmez. Orada bir enerji vardı. Nasıl tanrıya zamandan bağımsız diyorsanız, enerji de zamandan bağımsızdı. Başlangıcı yoktu. Stephan hawking de söylüyor bunu.

Enerjinin bilinci yoktur. Bilinçsiz davranışları vardır. Farklı enerji türlerinin farklı şekilde etkileşmesiyle farklı davranış kombinasyonları ortaya çıkar. Bu kombinasyonlardan farklı davranışlar çıkar. Basit bir davranış, etkileşmelerle daha kompleks davranışlara evrilir. Olan biten bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Madde dediğimiz şey enerjidir ve enerji hep vardı. Enerjinin yoktan var olduğunu gösteren hiçbir şey yok. Enerji bigbang in öncesinde de vardı. Bigbang bir bakıma enerjiyi maddeye ve antimaddeye dönüştürdü.

Bu işin özeti şudur ki, nasıl siz Allah hep vardı diyorsanız ve inanıyorsanız, ben ve benim gibi düşünenlerde maddenin ezeliyetine inanıyorum diyorsun ve saygı duyuyorum.

Sonuç, bunu herhal de ölmeden anlayamayacağız. Allah uzun ömür versin hepimize :)

Ama ben hala, bilinci olmayan bir maddenin (enerjinin) bir tek hücreyi bile oluşturamayacağını düşünüyorum.

tarihinde SanTa tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Farkı vardır, vardır ancak bunu burada açıklamak anlamsız artık.

SanTa ile olan konuşmamızın başını okudun mu bilmiyorum. Ancak bu cevabından okumadığını anlıyorum. Kendisine, tanrının hep var olduğunu düşünmek mantıklı da niçin maddenin hep var olduğunu düşünmek mantıksız geliyor şeklinde bir soru sormuştum. Yani benim de anlatmaya çalıştığım, maddenin hep var olduğu görüşünün, tanrının hep var olduğu görüşünden altta kalır bir yanı yok.

Ortada madde var. Madde bigbang ile var oldu. Bigbang de enerjiyle. Vakum enerjisi mi dersiniz, sanal parçacıkların enerjisi mi dersiniz fark etmez. Orada bir enerji vardı. Nasıl tanrıya zamandan bağımsız diyorsanız, enerji de zamandan bağımsızdı. Başlangıcı yoktu. Stephan hawking de söylüyor bunu.

Enerjinin bilinci yoktur. Bilinçsiz davranışları vardır. Farklı enerji türlerinin farklı şekilde etkileşmesiyle farklı davranış kombinasyonları ortaya çıkar. Bu kombinasyonlardan farklı davranışlar çıkar. Basit bir davranış, etkileşmelerle daha kompleks davranışlara evrilir. Olan biten bu.

Önceki yazıları okumadım.

Tanrı yarattı demekle, big bang sayesinde olduk arasında pek bir fark yok. Tanrı kelimesinin manasında sonsuz güç düşünülüyor. Big bang da ise oluşumu başlatan enerji,hareket düşünülüyor. Evreni Tanrı yarattı iddası kaçıncı yüz yılda ortaya atıldı. Düşünüyorum ki bunu söyleyenler iddasinin delilini de elindeki imkanlarla sunmuştur. Tabi bu iddaya körü körüne inanıp bunu güç yapıp kulanan olduğu gibi delikleri takip edenler,arayanlar olmuştur.(günümüze baktığımız da her söylenene inanan ve yapan olduğu gibi her söyleneni arayan olduğunu gibi) evreni tanrı yarattı sözü hala doğruluğu aranıyor. Bilimin ulaştığı son nokta şu anda oluşumu başlatan big bang. Bilim tanrıyı arıyor demiyorum nasıl oldu bu düzen onu arıyor diyorum yanlış anlaşılmasın. Her fikir tanı vardı,madde vardı üzerine konuşuluyor. Tanrı ve madde nasıl var oldu bunun cevapları henüz bulunmadı bu yüzden öncesini konuşmak onu kim var etti diye gider. Sonuç olarak tanrı yarattı, big bang sayesinde olduk aynıdır diye düşünüyorum.

Materyalizm düşüncesi, madde hep vardı. Big bang da madde böyle olmuyormu. Onu farklı kılan oluşumu başlatan güce sahip olması,maddeyi kullanma enerjiye sahip olması. Yanılmışımıyım!

Siz ise madde vardı. Madde big bang ile oluştu,big bang ise enerji ile burda anlatım yanlışlığı mı var.! Enerji de olsa güç de olsa madde kökenlidir.

Big bang,enerjisini biliç sizce kullandığını düşünmüyorum. Bunu kullanmaya iten nedenler olmalı. Başlangıcı başlatması amacı olduğu gösterir bunuda bilerek yapmalıdır. Başlangıç varsa ilerleme de vardır,bunun sonu da olmalı buda bilinç le olacak diye düşünüyorum. Maddenin aklı yoksa hiçbir işe yaramaz,var da olamaz.

Konu dışı olacak ama sormak istedim. Stephan hawking ile atalarımızın takip ettiği,bizlere bahsettiği peygamberler arasında fark varmıdır.!

Link to post
Sitelerde Paylaş

ben hala, bilinci olmayan bir maddenin (enerjinin) bir tek hücreyi bile oluşturamayacağını düşünüyorum.

Biz ateistler ise ortada fol yok yumurta yokken niye bilinçli, güçlü bir tasarlayıcı olsun, bu güç nerden çıksın diye düşünüyoruz. Öyle ya, tavşan mı da şapkadan çıkmış? Bilinç evrilmek ve oluşmak zorundadır, bunun aksini düşünmek olanaksızdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Önceki yazıları okumadım.

Tanrı yarattı demekle, big bang sayesinde olduk arasında pek bir fark yok. Tanrı kelimesinin manasında sonsuz güç düşünülüyor. Big bang da ise oluşumu başlatan enerji,hareket düşünülüyor. Evreni Tanrı yarattı iddası kaçıncı yüz yılda ortaya atıldı. Düşünüyorum ki bunu söyleyenler iddasinin delilini de elindeki imkanlarla sunmuştur. Tabi bu iddaya körü körüne inanıp bunu güç yapıp kulanan olduğu gibi delikleri takip edenler,arayanlar olmuştur.(günümüze baktığımız da her söylenene inanan ve yapan olduğu gibi her söyleneni arayan olduğunu gibi) evreni tanrı yarattı sözü hala doğruluğu aranıyor. Bilimin ulaştığı son nokta şu anda oluşumu başlatan big bang. Bilim tanrıyı arıyor demiyorum nasıl oldu bu düzen onu arıyor diyorum yanlış anlaşılmasın. Her fikir tanı vardı,madde vardı üzerine konuşuluyor. Tanrı ve madde nasıl var oldu bunun cevapları henüz bulunmadı bu yüzden öncesini konuşmak onu kim var etti diye gider. Sonuç olarak tanrı yarattı, big bang sayesinde olduk aynıdır diye düşünüyorum.

Materyalizm düşüncesi, madde hep vardı. Big bang da madde böyle olmuyormu. Onu farklı kılan oluşumu başlatan güce sahip olması,maddeyi kullanma enerjiye sahip olması. Yanılmışımıyım!

Siz ise madde vardı. Madde big bang ile oluştu,big bang ise enerji ile burda anlatım yanlışlığı mı var.! Enerji de olsa güç de olsa madde kökenlidir.

Big bang,enerjisini biliç sizce kullandığını düşünmüyorum. Bunu kullanmaya iten nedenler olmalı. Başlangıcı başlatması amacı olduğu gösterir bunuda bilerek yapmalıdır. Başlangıç varsa ilerleme de vardır,bunun sonu da olmalı buda bilinç le olacak diye düşünüyorum. Maddenin aklı yoksa hiçbir işe yaramaz,var da olamaz.

Konu dışı olacak ama sormak istedim. Stephan hawking ile atalarımızın takip ettiği,bizlere bahsettiği peygamberler arasında fark varmıdır.!

Bigbang bilimin bize sunduğu bilgidir. Mutlak doğru bilgi elbette değildir. Mutlak doğru bilgi yoktur. Ancak elimizdeki en iyi seçenektir. Bigbangi doğru kabul edip ilerleme kaydedebiliyorsak, bizim için yeterli ve doğrudur. Ha bir terslikle karşılaşılırsa geri dönüp nerede hata yapılmış kontrol edilir. Gerekirse bigbang yerine başka bir teori oluşturulur. Her şey açıklanabilir hale gelene kadar bu işlem devam eder ve bilgiler güncellenir. Bilim, her zaman görüşünü değiştirebilir, her zaman en iyisini aramaya devam eder. Teizm ise tanrı görüşünü asla değiştirmeyecek.

Materyalizm varlığın kökenini madde olarak görür. Ancak maddenin kökeninin de enerji olduğunu biliyoruz. Materyalizmde enerjiye de madde deniyor. Sonuç olarak anlatımda bozukluk falan yok.

Bigbangin değişeceğini hiç sanmıyorum. Tek mesele enerjinin nereden geldiği. Onu da açıklayan bir çok teori var. Siz diyebilirsiniz, bu teoriler de çok saçma akla aykırı. Ancak sizin anlam veremediğiniz olaylar, onun yanlış olduğunu ispatlamaz. Zaten öyle olsaydı kuantum mekaniği çoktan reddedilmişti.

Zaman bigbang ile başladı, bigbang öncesinde zaman yok. Zaman olmayan bir yerde varoluştan söz edilebilir mi ? Ya hep vardır, ya hiç yoktur. Varoluş için süreç gerekir. Süreç için zaman. İkisi de yok. Orada ne varsa, hep vardı.

Dediğim gibi, mutlak doğru bilgi yoktur. Bu yüzden siz her görüşü tanrı inancıyla aynı buluyor olabilirsiniz. Ben de fanatiği değilim bu bigbangin. Sonuçta bir şeylere cevap bulabilmek için, kendine bir görüşü seçmen gerek. Ben de bilimi seçtim. Çünkü bilim bu zamana kadar hep işe yaradı. Şimdi de doğru olduğuna güveniyorum. Tanrı yoktur, bilim ne derse doğrudur gibi bir tavır içinde de değilim. Sadece şu "maddenin bir başlangıcı olmak zorundadır, dolayısıyla tanrı yaratmıştır. Madde sonsuz olamaz ama tanrı sonsuzdur." saçmalığının ortadan kalkmasını istiyorum o kadar. Tanrı var olabiliyorsa, madde de var olabilir. Sonsuz olmak için bilinç gerekmez.

Stephan Hawking, hayatını kozmolojiye adamış oldukça zeki bir bilim insanı. Hawkinge karşı görüşünüz böyleyse, bütün fizik dünyasına karşı görüşünüz de aynı sanıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biz ateistler ise ortada fol yok yumurta yokken niye bilinçli, güçlü bir tasarlayıcı olsun, bu güç nerden çıksın diye düşünüyoruz. Öyle ya, tavşan mı da şapkadan çıkmış? Bilinç evrilmek ve oluşmak zorundadır, bunun aksini düşünmek olanaksızdır.

Her bir şeyin ilerlemesini, gelişmesini evrime bağlamak sizin inanmak istediğiniz düşünceleriniz.

Evrim bizi açıklamada yetersiz. Evrimin saçmalığı zaten sudan karaya geçişte başlıyor. Adaptasyon sürecini ölmeden atlatmak, zaman yetersizliği, tek tek mi?,topluluk olarakmı vs vs... sorular çok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Stephan Hawking, hayatını kozmolojiye adamış oldukça zeki bir bilim insanı. Hawkinge karşı görüşünüz böyleyse, bütün fizik dünyasına karşı görüşünüz de aynı sanıyorum.

Stephan Hawking,peygambere olan görüşümü bilmeden bildiklerinizle beni tanımlamanız şaşırttı beni açıkçası. Ben sadece düşüncenizi öğrenmek istedim.

Hawking yaşadığı zamanın vermiş olduğu Teknolaji gücünü ve kendisinden önce oluşan bilgileri kullanarak araştırmaları daha ileri götürmüştür. Bu sebeple ürettikleriyle takip edilen,sözü dinlenen kişi olmuştur. Nitekim siz de takip ediyorsunuz. Hawking,in insanlara bıraktığı bilgileri kesin doğru,son nokta demiyoruz. Çünkü onun çıkarttığı bilgileri daha ileri götürecek hawking ler gelecektir. Peygamberler yaşadıkları zamana,elindeki imkana ve devraldığı bilgi ile insanlara cevaplar veren,takıp edilen,dediği yapılan kişiler olmuş. Onların tanrı ile konuşuyor iddiaları insanlar tarafından ortaya atılmıştır. Biz bu görüşü kitaplarda,anlatılanları baz alarak tanımladık kendi ağızlarından bizzat işitmedik. Bugün sokakta birine tanrı ile konuşuyorum desem delil ister. Aynı durum ikibin yıl öncede geçerli idi o insanlarda delilsiz inanmazlardı. Kitapları incelediğimisde böyle delil sunacak güçleri olmadığı görünüyor onlarda bizim gibi insan üstün bir özellikleri yoktur. Eğer musa nil nehrini ortadan ikiye ayırsa idi buna şahit olanlar musa peygambere kendilerini zincirle bağlardı ama onlar musa dan ayrılmışlar. Eğer peygamberler mucize üstün güçleri ile ıspat sunsaydılar görüş ayrılığı da olmazdı.Peygamberler le , hawking aynı bıranjı paylaşmasalar da takip edilen,cevap veren insan olarak ortak özellikleri vardır,kastım da budur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Her bir şeyin ilerlemesini, gelişmesini evrime bağlamak sizin inanmak istediğiniz düşünceleriniz.

Evrim bizi açıklamada yetersiz. Evrimin saçmalığı zaten sudan karaya geçişte başlıyor. Adaptasyon sürecini ölmeden atlatmak, zaman yetersizliği, tek tek mi?,topluluk olarakmı vs vs... sorular çok.

Evrim konusunda bir yanılgınız var.Evrim öyle hop birden tür değiştirmiş değil.Neden öyle olmalı diye düşünüyorsunuz ki?Bu milyonlarca yıl süren ve az az hissedilmeyecek değişikler içererek ilerlediği için,denizden karaya geçiş için çoook zaman var.Hop birden denizden karaya geçmiş bir değişim değil...

Dindarlar delil için illa geçiş formu bekliyorlar.Bana göre evrimin olmadığını düşünenlerin sadece bir örneğe bakmaları yeterli.

Yunuslara baksınlar.Yüzgecinin içinde, nasıl bizim 5 parmağımız varsa aynen iskelet duruyor.Bundan daha gerçek delil olabilir mi ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Stephan Hawking,peygambere olan görüşümü bilmeden bildiklerinizle beni tanımlamanız şaşırttı beni açıkçası. Ben sadece düşüncenizi öğrenmek istedim.

Hawking yaşadığı zamanın vermiş olduğu Teknolaji gücünü ve kendisinden önce oluşan bilgileri kullanarak araştırmaları daha ileri götürmüştür. Bu sebeple ürettikleriyle takip edilen,sözü dinlenen kişi olmuştur. Nitekim siz de takip ediyorsunuz. Hawking,in insanlara bıraktığı bilgileri kesin doğru,son nokta demiyoruz. Çünkü onun çıkarttığı bilgileri daha ileri götürecek hawking ler gelecektir. Peygamberler yaşadıkları zamana,elindeki imkana ve devraldığı bilgi ile insanlara cevaplar veren,takıp edilen,dediği yapılan kişiler olmuş. Onların tanrı ile konuşuyor iddiaları insanlar tarafından ortaya atılmıştır. Biz bu görüşü kitaplarda,anlatılanları baz alarak tanımladık kendi ağızlarından bizzat işitmedik. Bugün sokakta birine tanrı ile konuşuyorum desem delil ister. Aynı durum ikibin yıl öncede geçerli idi o insanlarda delilsiz inanmazlardı. Kitapları incelediğimisde böyle delil sunacak güçleri olmadığı görünüyor onlarda bizim gibi insan üstün bir özellikleri yoktur. Eğer musa nil nehrini ortadan ikiye ayırsa idi buna şahit olanlar musa peygambere kendilerini zincirle bağlardı ama onlar musa dan ayrılmışlar. Eğer peygamberler mucize üstün güçleri ile ıspat sunsaydılar görüş ayrılığı da olmazdı.Peygamberler le , hawking aynı bıranjı paylaşmasalar da takip edilen,cevap veren insan olarak ortak özellikleri vardır,kastım da budur.

O şekilde kast ettiğinizi bilmiyordum. Materyalizm karşıtı görüşlerinizden sonra böyle bir soruyla karşılaşınca, Hawking'i aşağılamaya çalıştığınızı sandım, kusura bakmayın :)

Dinlerde yol gösterenler peygamberler ise, kozmolojide yol gösterenlerden biri de Hawking'dir. Bu konuda katılıyorum tabi ki. Ancak Hawking son derece gerçektir, peygamberlerin gerçekliği konusunda tartışılır.

tarihinde nemesis_ tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrim konusunda bir yanılgınız var.Evrim öyle hop birden tür değiştirmiş değil.Neden öyle olmalı diye düşünüyorsunuz ki?Bu milyonlarca yıl süren ve az az hissedilmeyecek değişikler içererek ilerlediği için,denizden karaya geçiş için çoook zaman var.Hop birden denizden karaya geçmiş bir değişim değil...

Dindarlar delil için illa geçiş formu bekliyorlar.Bana göre evrimin olmadığını düşünenlerin sadece bir örneğe bakmaları yeterli.

Yunuslara baksınlar.Yüzgecinin içinde, nasıl bizim 5 parmağımız varsa aynen iskelet duruyor.Bundan daha gerçek delil olabilir mi ?

Haklısın uzun bir süreçtir dediğiniz gibi, ama karaya uyumu suda nasıl başarmış olabiliriz(ler). Suyun içinde karaya geçiş evrilmesi saçma değil mi? Bu karadaki evrilme sürecimizi oluşturabilmek için belli bir zaman karada olmamız gerekmez mi? Gerekirse o süreç, uyum ölüm olmadan nasıl başarıldı?

Yani benim anlamak istediğim bunlar ve evrilme süreci uzun olduğundan tüm bu süreç nasıl devam edebilir ki. Tüm formlar aynı anda evrilmeye başlasa bile belirli bir evreye geldikten sonra son bulacak. Devam olması için neler oldu.

Biz ileride suya geçişe evrilebilir miyiz tekrardan?

Sorularım biraz basitçe gelebilir size ama anlaşılır. Ne demek istediğimi anlatabiliyorumdur umarım.

tarihinde SanTa tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Haklısın uzun bir süreçtir dediğiniz gibi, ama karaya uyumu suda nasıl başarmış olabiliriz(ler). Suyun içinde karaya geçiş evrilmesi saçma değil mi? Bu karadaki evrilme sürecimizi oluşturabilmek için belli bir zaman karada olmamız gerekmez mi? Gerekirse o süreç, uyum ölüm olmadan nasıl başarıldı?

Yani benim anlamak istediğim bunlar ve evrilme süreci uzun olduğundan tüm bu süreç nasıl devam edebilir ki. Tüm formlar aynı anda evrilmeye başlasa bile belirli bir evreye geldikten sonra son bulacak. Devam olması için neler oldu.

Biz ileride suya geçişe evrilebilir miyiz tekrardan?

Sorularım biraz basitçe gelebilir size ama anlaşılır. Ne demek istediğimi anlatabiliyorumdur umarım.

Yok tmm anladım...

Önce denizden karaya geçişi örneklendirelim.daha anlaşılır olması için.Gerçi tam tersini örnek verecem...

Karadan denize...Fok ları düşünelim.Şimdi bunlar,atıyorum 500 000 sene evvel normal olarak karada yaşayan hayvanlardı.Kendileri için gereken besinlerin denizde daha çok olduğunu gördükleri için denize dalmaya başladılar.Denizde o kadar çok zaman geçirmeye başladılarki,derileri uyum sağlamaya evrilmeye başladı,sonra ayakları yüzgeçleşmeye başladı.tabi bu dediklerim tek bir kuşakta değil,belki 1000 kuşakta oluyor.Tamamen denizde vakit geçirselerdi belki onlarda yunuslar gibi artık karaya çıkamaz konuma geleceklerdi.Yada evrim devam etmekte olduğu için,belki 500 000 sene sonra onlarda artık karaya çıkamayacak hale gelecek,uzuvlarını tamamen kaybedecekler.

Olay tamamen kullanılan mekanizmaların gelişmesi,kullanılmayan mekanizmaların körelmesinden ibaret.Yani çevre şartları...

Şunu unutma,evrim hiçbirzaman bitmez,herdaim devam edecek,yaşadığı çevrenin şartlarına uygun hale gelmeye çalışma eğiliminde olacak her canlı.Bu bizim içinde geçerli.

Biz suda yaşamaya evrilebilirmiyiz?Evrilebiliriz.Tamamen çevre şartları.Adam çalışa çalışa,suda çok vakit geçirerek 5 dakika nefesini tutup 90 metre derinliğe dalabiliyor.Bu çevre şartlarının 100 kuşak devam ettiğini düşünelim.Adam 40 dak nefesini tutup 500 metreye dalabilmeye uyum sağlamış olacak(atıyorum).500 kuşak geçtiğinde el ve ayakları ve derisi uyumsağlamış olacak,elleri yüzgeç şekline,derisi de tuzlu suya uyum sağlayacak.

5 milyon yıl sonra bakmışsın bizde yunuslar gibi tamamen denizde yaşayan bir canlı olmuşuz :)

Birde şunu unutmamak lazım.Evrim ağacına bakmak lazım dallanmaların yakınlığı.Yani şunu demek istiyorum,bir memelinin bir kuşa dönüşmesi imkansız...(yarasa hariç,yani gerçek kuş anlamında söylüyorum.yoksa uçabilmesi anlamında değil)

Sorularına cvp verebildiğimi umarım :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Haklısın uzun bir süreçtir dediğiniz gibi, ama karaya uyumu suda nasıl başarmış olabiliriz(ler). Suyun içinde karaya geçiş evrilmesi saçma değil mi? Bu karadaki evrilme sürecimizi oluşturabilmek için belli bir zaman karada olmamız gerekmez mi? Gerekirse o süreç, uyum ölüm olmadan nasıl başarıldı?

Yani benim anlamak istediğim bunlar ve evrilme süreci uzun olduğundan tüm bu süreç nasıl devam edebilir ki. Tüm formlar aynı anda evrilmeye başlasa bile belirli bir evreye geldikten sonra son bulacak. Devam olması için neler oldu.

Biz ileride suya geçişe evrilebilir miyiz tekrardan?

Sorularım biraz basitçe gelebilir size ama anlaşılır. Ne demek istediğimi anlatabiliyorumdur umarım.

Evrimi devam ettiren, çevrenin değişimidir. Çevre şartları değiştikçe, o çevrenin seçtiği karakterler de değişecektir. Çevre değiştiği sürece, evrim de asla durmaz.

Eğer tüm dünya yavaş yavaş su altında kalmaya başlarsa, insanlar da suda yaşamaya evrilebilir. Ancak ortam değişmediği sürece, yani sadece suda yaşayabilen insanların doğa tarafından seçilmesi olayı olmadığı sürece, suya evrilemeyiz.

Ayrıca sudan karaya geçiş olayına, direkt balık niye sudan karaya evrilsin ki diye bakılmamalıdır. Ortada amfibiler diye bir sınıf var. Bu sınıfa ait canlılar önce suda yaşıyor, daha sonra havadaki serbest oksijeni kullanabilme becerisine sahip olan solunum organları gelişiyor. Ayrıca deri solunumu da yaparak, solunuma kolaylık sağlıyor. Bu canlılar direkt karaya çıkamıyor. Kendi ağırlığını taşıyabilen bacaklar geliştirmesi gerekiyor. Tüm bu karaya uyum sağlayan özellikler doğa tarafından seçiliyor, çünkü canlıya hem ekstra yaşam alanı sağlıyor hem de avcılardan korunmasına fayda sağlıyor. Daha sonra kas sistemleri de gelişip karada yürümeye başlıyorlar. Amfibilerden sonra da sürüngenler evriliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
sudan karaya geçiş

Bugün bile amfibiyen, yani hem suda, hem karada yaşamaya adapte olmuş canlılar var. Dahası suda yaşayan, ama zorunlu durumlarda yüzgeçlerini ayak gibi kullanarak karaya çıkan balık var. Hem solungaçla, hem akciğerle oksijen alabilen canlılar var.

Sudan karaya, karadan tekrar suya geçişte hiç bir anormallik yok. Son derece olağan durumlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hepinizin diline eline sağlık. Ama yazdıklarınız anlatılır şeyler, yaşanır değil.

Şunu düşünün, Oksijenini sudan alan canlı karaya nasıl uyum sağlayabilir. Karaya geçiş sürecini mantıken ve tıbben atlatamaz.

Yazılarınız örnekleriniz olur. Ama ilk formlar, örnek lerinize benzemiyor açıkcası.

Evrimin deneyselliğe ihtiyacı var. Ama bunu deneyleyebilecek bir yöntemleri yok. Teoriden çıkması için deneysellik gerekli. Var mı bir deneyi?

Diyelim, sudan karaya geçtik ve çevreye uyum sürecine başladık. Ayaklar, eller, göz, diş, parmaklar vs. vs. ama dil, beyin, konuşma, cinsel organ neye uyum sağlamak adına evrildi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...