Jump to content

AİŞE


Recommended Posts

Muhammed'i bir kenara bırakırsak,İslam tarihinin kuşkusuz en önemli kişisi Aişe'dir..Müslümanlar ve gayrimüslimler,1400 yıldır sürekli bu kadını tartışmışlardır..Özellikle Aişe'nin yaşı,İfk hadisesi ve Cemel savaşı hep tartışılmıştır..

AİŞE'NİN YAŞI

Birinci İslam halifesi Ebu Bekir'in kızı Aişe (Aişe binti Ebu bekir)614 yılında Mekke'de doğmuştur..6 yaşında hastalanmış ve saçları dökülmüş,sonrasında iyileşmiştir.. Bir gün annesi Ümmü Rûman,kızını salıncakta oynarken yanına çağırarak bir takım kadınların olduğu bir çadıra sokmuştur..Aişe çadıra girmekten korkmuş ve terlemiş,annesi Aişe'yi telkin etmiştir..İçeri girdiğinde bir takım kadınların ona ''hayırlı olsun'' dediklerini işitmiş ve bu durumu anlamakta zorlanmıştır..Kadınlar Aişe'nin elbisesini düzeltmişler ve yan taraftaki kişiye Aişe'yi sunmuşlardır..Aişe bu olay olduğunda ünlü muhaddis Buhari'ye göre 9 yaşındadır ve Aişe'nin çadırda servis edildiği kişi de Muhammed'dir..

İslam tarihinin belkide en fazla tartışılan konusu bu minvalde gerçekleşmiştir..Aişe'nin yaşı tartışmalıdır ama Buhari tartışılacak bir isim değildir..Ayrıca o dönemde küçük kızların evlenmesinde Araplar açısından bir sakınca olmadığını da belirtiyim..

Aişe,Muhammed ile evliliği sonrasında da arkadaşlarıyla oyun oynamaya devam etmiş ve Muhammed de buna müsaade etmiştir..Hatta Muhammed ile Aişe'nin sokakta koşarak yarıştıkları veya mescidde kılıç kalkan oynayanları,Muhammed ile Aişe'nin yanak yanağa seyrettiği rivayet edilir..

Aişe'nin Muhammed'den önce Cübeyr isminde biriyle nişanlandığı da rivayet edilir..Cübeyr,Muhammed'i himayesine alan Mutim'in oğludur..Cübeyr kafirdir ama sonradan müslüman olmuştur..Müellefe-i kulûbtan ganimet almış ve Muhammed'den de 60 hadis rivayet etmiştir..

İFK HADİSESİ

Aişe 15 yaşına geldiğinde Muhammed ile birlikte Mureysi gazasına katılır..Bu savaşta babası/amcası/kocası öldürülmüş olan Cüveyriye isminde çok güzel bir kadın esir düşer ve Muhammed bu kadını kendine alır..Aişe kıskanç bir kadın olduğundan,güzelliği ile dikkat çeken Cüveyriye'yi Muhammed'in almasından çok rahatsız olur..Dönüşte Aişe yolda gerdanlığını düşürür ve meşhur İfk hadisesi başlar..Sonrasında kervan Aişe'yi unutup yoluna devam eder ve Aişe'yi arkadan gelen genç Safvan kervana yetiştirir..Aişe ile Safvan'ın beraber kervanın ardından gelmeleri dedikodulara neden olur..Muhammed bu durumdan çok rahatsız olur ve yakınındaki insanlara ne yapması gerektiğini sorar..Muhammed'in amcasının oğlu ve damadı Ali,Muhammed'in çok üzüldüğünü görür ve şöyle der;''Ya Resulullah,bu kadar üzülme..Bir kadın değil mi,onu boşa kurtul''..Bu sözleri duyan Aişe,Ali ile küser..Bu sözler,daha sonra bu ikilinin düşmanlığının kaynağı olacaktır..Aişe,babası Ebubekir'in evine döner ve sonrasında Muhammed Aişe'nin yanına gelir ve ona ''eğer günah işlediysen,tövbe et Aişe'' der..Aişe Muhammed'e tepkisini koyar ve böyle bir şey yapmadığını belirten sözler söyler..Muhammed'e de bu esnada vahiy gelir ve Aişe'ye iftira edildiğini, Allah ayetleri ile açıklar..Bu arada Aişe'yi devesinde kervana getiren Safvan'ın erkekliğinin olmadığı yönünde de iddialar vardır..Ne derece doğru bu,bilemiyoruz tabi..Aişe,ayetler ile kendisinin aklandığını bilmesine rağmen yine de Muhammed'e çok kızgındır..Babası Ebu bekir,''kızım,Allah senin suçsuz olduğunu söylüyor''demesine rağmen,babasına ''Allah'a teşekkür ederim..Sana ve dostuna(Muhammed'e)değil''diyerek babasına ve Muhammed'e olan öfkesini dışa vurur..

AİŞE'NİN KISKANÇLIĞI

Aişe'nin Muhammed'in ilk eşi Hatice'yi çok kıskandığı ve Hatice için ''dişsiz ihtiyar karı'' dediği rivayet edilir..Aişe'nin Hatice'yi kıskandığı bir gerçekse de,Aişe'nin asıl kıskandığı kadınlar Zeynep,Safiye,Hafsa ve Mariya gibi genç ve güzel kadınlardır..

Diyanet işlerinin 12 ciltlik sahihi buhari muhtasarına göre Muhammed'in eşleri ikiye ayrılmıştır..Bir tarafta Aişe,Hafsa,Safiye,Sevde;diğer tarafta da Ümmü Gülsüm ve diğerleri vardır..Aişe kendisi ile aynı grupta yer alan Safiye'yi çok kıskanmaktadır..

Aişe Muhammed'in diğer eşlerinden kendisini üstün görüyor ve bunu maddeler halinde Muhammed'in diğer eşlerine bildiriyor..Söz Aişe'de;''Benim 10 üstünlüğüm vardır..1-Evlendiği bakire tek eşi benim.2-Anası ve babası Medine'ye hicret etmiş tek eşi benim.3-Allah benim namusluluğumu (ıfk hadisesinde)vahiy göndermek suretiyle ispat etmiştir..4-Peygamberle evlenmemi Cebrail sağlamıştır..5-Muhammed namaz kıldığı zaman benden başka hiç kimseyi önünde bırakmazdı..6-Muhammed bir tek kaptaki sudan yalnız benimle yıkanmıştır..7-Benden başka hiçbir kadınıyla bulunduğu zaman Muhammed'e vahiy gelmemiştir..8-Muhammed'in başı benim göğsümde olduğu halde ruhunu teslim etmiştir..9-Hayatta en son cinsi münasebette bulunduğu kadın benim.10-Benim odamda defnedilmiştir..''

Muhammed bir sefere gideceği zaman kura çeker ve kurada Aişe ile Hafsa çıkar..Muhammed Aişe'ye özel ilgi gösterdiği için,seferde Hafsa'nın yanına pek gitmez..Buna bozulan Hafsa,bir şekilde Aişe'yi kandırarak,Aişe'nin devesine biner ve Muhammed ile bir gece birlikte olur..Aişe bu durumdan çok rahatsız olur..Muhammed'e küfür etmek ister ama yapmaz bunu..Sonra ayaklarını,içinde yılan akrep gibi hayvanlar olan izhir otlarının arasına sokarak şöyle der;''Allah'ım beni akrep ya da yılan soksun da bende Muhammed'e birşey söylemeye fırsat bulamayım.''.

Aişe,kıskançlığı yüzünden intihar etmeye yeltenecek kadar çılgın birisidir..!

Müslümanlar Aişe'nin konumunu bildikleri için,Muhammed Aişe'nin hanesinde iken ona hediyeler yollarlarmış..Buna bozulan diğer eşleri bu durumu Muhammed'e iletirler ama Muhammed Aişe'yi savunur..Kızı Fatıma bile araya girmek ister ama kızına da ''Aişe'yi sevin'' der..Bu arada Zeynep Muhammed'in yanında Aişe'ye bağırır..Muhammed ise o arada Aişe'nin karşı atağa geçmesini vücut dili ile göstererek Aişe'yi gaza getirir..Aişe'de Muhammed'in yanında Zeynep'e bir ton laf söyler..Muhammed'de ''Aişe Ebubekirin kızıdır'' diyerek,Aişe'yi o arada över..

Muhammed eşlerini kızıştırmayı çok seviyor..Eşleri arasında adaletli davranmıyor ve kasıtlı olarak kavga çıkarmak için herşeyi yapıyor..Belli ki Muhammed bu kavgalardan çok hoşnut oluyor..Kılıcı olan bir peygamberden beklenen davranışlar tabi..!

Birgün Safiye,Ayşe ve Hafsa'nın kendisi hakkında olumsuz konuştuğunu duyar ve ağlamaya başlar..Bunu duyan Muhammed Safiye'ye ''sende onlara,benden nasıl daha hayırlı olabilirsiniz ki,zevcem Muhammed,babam Harun,amcam Musa'dır'' desene demiş..Yani Safiye'nin nesebinin Musa'ya kadar dayandığını söyleyerek Aişe ve Hafsa'nın hayırsız/değersiz olduklarını söylemeye çalışmış..Duruma göre bir o tarafta,bir bu tarafta olan Muhammed..!

Muhammed Ayşe'nin odasına girer..O anda odada diğer karısı Ümmi Seleme'de vardır..Ayşe,Ümmi Seleme'nin de odada olduğunu Muhammed'e kaş göz hareketleri ile anlatmaya çalışsa da,Muhammed aldırış etmez ve Ayşe ile ilgilenmeye devam eder..O esnada Ümmi Seleme Muhammed'e seslenerek ''görüyorum ki senin için diğer karılarının hiç önemi yok..''diye bağırır ve hatta ağır sözlerde eder..Muhammed de Ayşe'ye dönerek ''bu kadının hakaretlerine sen cevap ver'' der..Ayşe'de aldığı gazla Ümmi Seleme'ye demediğini bırakmaz..Ümmi Seleme odadan çıkıp Fatıma'ya durumu anlatır..Fatıma'da Muhammed'e gelerek Ayşe'yi şikayet eder..Muhammed ise kızına şöyle seslenir;''Ayşe senin babanın en tercihlisidir''.

Ahzab suresi 50. ayetin bir yerinde deniliyor ki, Muhammed bir kadını eğer beğenirse, ona mehir ücretini vermeden/bedava alabilir. Yine 51. ayette, Muhammed'e tam özgürlük verilir: "Kadınlarından istediğini boşayabilir, istediğini geri getirebilirsin, eşlerin arasında geceleyin sıralama yapmayabilirsin' gibi avantaj ayetleri oluşunca,Aişe buna çok kızar ve o meşhur sözünü burada söyler: "Bakıyorum senin Allah'ın senin zevkin doğrultusunda acele ederek hemen ayet gönderiyor."

Ayrıca kadınların kendilerini Muhammed'e mehirsiz hibe etmeleri konusunda Aişe çok kızar ve şöyle der;''Olacak şey mi? Bir kadın utanmaz mı ki, kendini bir erkeğe armağan etsin?"

Aişe'nin ne kadar kıskanç/bencil olduğunu ve Aişe'nin Muhammed tarafından diğer eşlerine nazaran nasıl da tercih edildiğini alıntılarla(paragraflar halinde)aktarmaya çalıştım..Tüm çocukluğu ve gençliği Muhammed'in yanında geçen bu kişi,haliyle Muhammed'i inanılmaz derecede sahipleniyor ve onu aşırı derecede kıskanıyor..Bu kıskançlığı öyle bir hal alıyor ki;bazı açıklamalarına baktığımız zaman Aişe'nin psikolojik durumunun pekte iyi olmadığını anlıyoruz..Aişe bazen Muhammed'i çok yüceltiyor,bazen de Muhammed'i yeriyor..Aişe,Muhammed ve diğer eşleri arasındaki ilişkiler tam bir pembe dizi kıvamında aslında..Pembe dizi sözlerimi daha da netleştirmek adına meşhur bal olayını anlatan hadisi olduğu gibi aktarıyorum ki,Muhammed ve eşleri arasındaki ilişki daha iyi anlaşılsın..

Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) balı ve tatlı şeyleri severdi. Ayrıca' date=' ikindi namazlarını kıldıktan sonra (hergün) kadınlarını teker teker ziyaret eder, her birine yaklaşır (sohbette bulunurdu.) Bu ziyaretlerinin birinde Hz. Hafsa (radıyallahu anha)'nın yanına girmişti. Bu defa onun yanında, her zamanki kaldığı mutad müddetten fazla kaldı. Ben bunu [u']kıskanarak[/u] sebebini (Resûlullah'ın diğer hanımlarından) sordum. Bana: "Yakınlarından bir kadın Hafsa'ya bir okka (Taif) balı hediye etti, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'a ondan şerbet yapıp ikram etmiş olmalı, (o da şerbet hatırına sohbetini biraz uzatmıştır)" dediler. Ben: "- Öyleyse, kasem olsun biz de ona mutlaka bir hile kurmalıyız!" dedim. Sevde (radıyallahu anha)'ye: "- (Hafsa'dan sonra sıra senin) O girince sana yaklaşacak. Sana yaklaşınca O'na: "Ey Allah'ın Resûlü! Sen megafıh mi yedin?" diyeceksin. (Ben biliyorum ki, o sana) "Hayır!"diyecek. O zaman sen de: "Öyleyse senden burnuma gelen bu koku da ne?" diyeceksin." Bir rivayette Hz. Aişe şu açıklamayı yapar: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) kendisinde kötü bir koku hissedilmesine tahammül edemez, buna çok üzülürdü (Bu sebeple gerçeği. itiraf ederek) muhakkak "Hafsa bana bal şerbeti ikram etti" diyecek. O zaman sen kendisine "Demek ki arı, balını urfut ağacından almış" diyeceksin. (Senden sonra bana uğradığı zaman) ben de böyle hareket edip aynı şeyleri söyleyeceğim. Ey Safıyye, sana uğradığı zaman sen de aynı şeyleri söyle! dedim." Hz. Aişe anlatmaya devam etti: "Sevde (bilahere bana) dedi ki: "Kendinden başka ilah bulunmayan Allah'a kasem olsun, bana tenbih ettiğin şeyleri, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) kapıdan görünür görünmez, senden korktuğum için (unutmadan) hemen söylemek istedim." Ne ise, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) kendisine yaklaşınca Sevde: "Ey Allah'ın Resûlü meğafır mi yediniz?" der: "Hayır!" cevabını alır. Bunun üzerine aralarında şu konuşma geçer: "- Öyleyse bu koku da ne?" " Hafsa bana bal şerbeti ikram etti. " "- Demek ki arı urfut yemiş." Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatmaya devam ediyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bana uğrayınca ben de aynı şeyleri söyledim. Keza, Safıyye (radıyallahu anha)'ye uğrayınca o da aynı şeyleri söyledi. Müteakiben Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Hafsa (radıyallahu anha)'nın yanına girince: "- Ey Allah'ın Resûlü sana o şerbetten ikram edeyim mi?" diye sorar. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "- Hayır, ihtiyacım yok!" cevabını verir. (Bu durumu işittiği zaman) Sevde (radıyallahu anha): "- Allah'a kasem olsun balı ona haram ettik!" dedi. Ben kendisine: "- Sus, (sesini çıkarma)" dedim."

Kaynak: Buhari, Talak 8, Nikah 103, Et'ime 32, Eşribe 10, 15, Tıb 4, Hiyel 5; Müslim, Talak 20, (1474); Eb

AİŞE MUHAMMED'E İNANMIYORDU

Bu konudaki en meşhur argüman,Aişe'nin "Bakıyorum senin Allah'ın,senin zevkin doğrultusunda acele ederek hemen ayet gönderiyor." sözleridir..Senin Allah'ın ne demek?Açıkça Allah'ın Muhammed'e has bir şey olduğunu söylüyor..Yani kendisinin bir Allah'ı bulunmadığını,dolayısıyla Muhammed'in peygamberliğine de inanmadığını ilan ediyor..Çok çok önemli bir hadis bu ama nedense pek dikkate alınmıyor..Daha çok Aişe'nin yaşı tartışılması 1400 yıldır gündemde tutuluyor..Sanki Aişe 19 yaşında olunca tüm sorunlar çözülecekmiş gibi..!

Aişe gerçekten çok önemli biridir..Sahabe anlamadığı konularda Aişe'ye danışır,Aişe'de insanlara Muhammed'den ve ayetlerden bahsedermiş..Bu kadar önemli bir konumda olan birinin ne Allah'a ne de Muhammed'e inanmaması ve Muhammed'in de bu eşi için birçok defa ''en hayırlı/üstün kadın'' diye bahsetmesi,çok ciddi bir paradoks..!

Üstelik bu kadın 2210 hadis rivayet etmiş ki,bu da İslam dini açısından son derece önemli bir durumdur..

Fahrettin er-Razi'den nakledilen bir hadis var ki,bu hadiste Aişe'nin inançsızlığını kanıtlar..Aişe miraç ile ilgili olarak şunu söyler;"Aslında Muhammed bedeniyle/fiziki olarak göklere çıkmamıştır; o ancak rüya yoluyla bunları anlatıyor."

İslam aleminin Muhammed'den sonra en önemli ismi,İslam'ın en önemli konularından biri olan miracı inkar ediyor..Mevzuya gel müslüman:)

Aişe'den nakledilen bir başka hadise göre de,Muhammed'e büyü yapıldığı söylenir..Muhammed öyle bir hale gelmiştir ki;''yaptığı şeyi yapmadım,yapmadığı şeyi de yaptım'' demeye başlamıştır..Muhammed'in bu durumda olduğunu anlatan Aişe'nin,Muhammed'in peygamber olduğuna inanması düşünülebilir mi?Kadın açıkça Muhammed dengeyi kaybetmiş diye hadis rivayet etmiş ve bunu da 1400 yıldır müslümanlar kabul etmişler..Yani,bu ve buna benzer hadisleri ortadan kaldırmayı denememişler bile..Ben olsaydım bu hadisleri yok ederdim:)

AİŞE'NİN GÜZELLİĞİ

Muhammed zamanında eş değiştirme(becayiş)adeti vardı..Bir gün Muhammed'in yanına Uyeyne bin Hısn isimli bir kişi geliyor ve Aişe'yi görerek Muhammed'e eş değiştirme teklifi yapıyor..Muhammed bu teklifi reddederek Ahzab suresi 52.ayet ile bu adeti ilga ediyor..Buradan anlıyoruz ki,Aişe güzel bir kadındı..

Muhammed'in Cennet'le müjdelediği Talha bin Ubeydullah ''eğer Muhammed bir gün ölürse,ben Aişe'yi eş olarak alırım'' diyor..Bunu duyan Muhammed ''benden sonra benim eşlerimi kimse alamaz'' ayeti ile de bu konuya noktayı koyuyor..Aişe'nin Talha tarafından ilgi görmesi ve beğenilmesi Aişe'nin güzelliğinin bir başka kanıtıdır..Aişe ile evlenmek istediğini söyleyen Talha,Osman'ın ölümü sonrasında Aişe ile yakınlaşmış,Cemel savaşında Aişe yanında savaşmış ve öldürülmüştür..Bu arada Talha,Aişe'nin amcasının oğludur..Talha ile ilgili şunu da söylemek lazım..Muhammed tarafından Cennet ile müjdelenen Talha,Ebubekir'in halife olduğunu duyunca kılıcını çekip ortaya çıkıyor ve ''biz Ebubekir'e mi(amcası) kaldık?''diyor..Ömer Talha'ya yönelip''dur durduğun yerde ey köpek''diyor..Gerçek İslam tarihi bu işte..!

AİŞE HAKKINDA BİLİNMEYENLER

Aişe hiperaktif birisi..Zaten hayatından belli olmuyor mu:)

Aişe'nin kısır olduğu söylenir..Aişe'mi kısırdı,yoksa Muhammed'de mi bir sorun vardı,tam olarak bilemeyiz tabi ama Aişe'nin çocuğunun olmaması bence Aişe'yi çok farklı bir insan yapmıştır..Bir kadın gibi değil de,bir erkek gibi davrandığı bir çok konu vardır..En basitinden Cemel savaşında binlerce müslümanın ölümüne neden olması gösterilebilir..Aişe bu savaş sonrasında,''peygamber hanımları dışarı çıkmayın''(Ahzab 33)ayetini her okuyuşunda/duyuşunda başörtüsü ıslanıncaya kadar ağlarmış..

Ayrıca bu savaşta haklı olan tarafın Ali'nin tarafı olduğu da,nerdeyse tüm İslam alemi(sünni-şii) tarafından kabul görmüştür..

Aişe,Hasan öldükten sonra dedesi Muhammed'in yanına defnedilmesine izin vermemiştir..Muhammed Aişe'yi de,Hasan'ı da çok seviyor ama Aişe'nin yaptığına bakarmısınız..!

Aişe önce ''Osman'ı öldürün''diye fetva vermiş..Osman ölüp Ali halife olunca da''keşke Osman öldürülmeseydi''demiş..Aişe ne dediğini,ne yaptığını kesinlikle bilmiyor..Böyle bir kişinin hadisleri ile müslümanlar hayatlarına şekil veriyorlar..!

Aişe,vali Osman bin Hanif'in adamlarının/yakınlarının öldürülmesini emretmiştir..Muhammed'den öğrendi tabi bunu..

Aişe,Ali hakkındaki hadisleri gizlemiştir..Bu da ayrı bir felaket..Aişe,Ifk hadisesi sonrası Ali'ye küsüyor ve bir daha da asla Ali ile konuşmuyor..Dolayısıyla Ali'nin hadislerini de görmezden geliyor..

Aişe'ye göre yetişkin erkeklerde kadınların memesinden süt içebilirlerdi..Böylece mahremlik sağlanırmış..İmam Malik'in Muvatta adlı kitabında şöyle rivayet edilir;''Aişe,erkekleri kız kardeşi Ümmi Kulsum'a ve erkek kardeşinin kızlarına gönderir..Onlardan süt emzirir..Böylece Aişe onlarla görüşmeyi kendine helal bilirdi..Çünkü Aişe'nin içtihatına göre,bu erkekler artık ona mahrem oluyorlardı..''Aişe'nin zekasına hayran kalmamak elde değil:)

Son olarak Aişe'nin şu sözleri ile bu bölümü de kapatayım..Aişe;''Allah keşke beni hiç yaratmasaydı''diyerek ölmüştür..Yaklaşık 50 sene dul kalsaydım,bende bu şekilde düşünürdüm..

MUHAMMED'İN ÖLÜMÜ

Bu yazıyı yazarken hadislerden faydalandım tabi..Hadislerden anladığım kadarıyla Muhammed ile eşleri arasında ciddi sorunlar var ve bunun nedeni de Muhammed'in ta kendisi..Eşleri arasında adaletli davran(a)mayan,eşleri arasında kavga çıkması için özellikle eşlerini kışkırtan Muhammed'in sonunu da eşleri getirmiştir..Farklı kaynaklarda Aişe ve Hafsa'nın Muhammed'e birşeyler içirdiği ve Muhammed'i öldürdüğü rivayet edilir..Bu konuda Arif Tekin'in kitabı okunmalıdır..Arif Tekin kaynakları ile birlikte bu cinayeti gözler önüne sermiştir..

Muhammed'i Aişe ve Hafsa öldürmüştür ama bu cinayetin tek sebebi Muhammed'in eşlerine bakış açısı değildir..Bu olay daha çok siyasidir..Muhammed'in Ali'yi halife olarak öne sürmesi,daha önce Muhammed'i öldürmeye çalışan Muhammed'in en yakınlarının canlarını iyice sıkmış ve tekrar Muhammed'i öldürmeye karar vermelerine neden olmuştur..Hatta Muhammed öldürüldükten sonra halife olacaklar bile sıralanmıştır..Muhammed'in en yakınları Ebubekir ve Ömer gibi isimler,Muhammed'e tebük seferi ve veda haccı dönüşünde suikast düzenlemek isterler ama başaramazlar..Sonuçta,o zamanlarda etkili bir öldürme yöntemi olan zehirleme yöntemini denerler ve kızları sayesinde bunu başarırlar..Aişe ve Hafsa'nın babaları,kızlarını bir şekilde ikna etmişler ve bu cinayeti işlemelerini sağlamışlardır..

Bu kişiler Muhammed'i bir şekilde zehirleyerek yatağa hapsediyorlar..Muhammed yarı ayılmış şekilde uyanıyor ve kendisine birşeyler içirildiğini farkediyor ve buna çok kızıyor..O esnada odada Muhammed'in amcası Abbas,Aişe ve Hafsa var sadece..Muhammed ''amca,sen hariç bu iki eşim bu ilaçtan içecek'' diyor..''Çünkü sen plandan habersizsin'' diyede ekliyor..Yani,Muhammed kendisine karşı bir plan yapıldığını ve planı yapanlarında kim olduğunu biliyor..

Muhammed bu hastalık(zehirlenme) durumunda ''Aişe sen benden önce ölseydin,ben sana dua ederdim'' diyerek Aişe'nin ne yaptığını bildiğini ima ediyor..Muhammed daha öncede,Aişe'nin evini göstererek ''işte küfür/fitne buradadır..Şeytanın boynuzunun çıktığı yer burasıdır''demiştir..Hafsa içinde aynı sözleri söylemiştir..

''Müminlerin annesi'' hakkında Muhammed'in söylediği sözlere bakarmısınız..

Birde Muhammed'in vasiyet etmesine izin vermiyor bu ekip..Çünkü Muhammed'in yazacaklarından korkuyorlar ve planlarının bozulmasını istemiyorlar..

Muhammed'in ölümü sonrası Aişe,Muhammed'in ailesine (Fatıma ve Abbas'a)mirastan hiç birşey alamayacaklarını söylüyor..Ömer zamanında ise,Hayber gelirlerinden mahsul alan Aişe ile Hafsa'ya(Muhammed'i öldürenler) o topraklara ortak olma hakkı tanınmıştır..Bu olaylar Muhammed'in öldürüldüğüne işaret eden ciddi argümanlardır..

AİŞE'NİN ÖLÜMÜ

Kimi rivayetlere göre Muaviye minberde oğlu Yezit için propaganda yapınca Aişe ona karşı çıkıyor. Bunun üzerine Muaviye Aişe'yi bir çukura gömmek suretiyle katlediyor. Bir başka aktarım da, Aişe'yi damdan düşürmek suretiyle katledip geceleyin de gömüyorlar..Muaviye,Aişe'nin kardeşi Abdurrahman'ı da hem zehirliyor, hem de can çekişirken o halde mezara gömüyor. Diğer kardeşi Muhammed ise zaten Muaviye'nin talimatıyla Mısır'da yakalanıp bir merkebin içine konuyor ve eşekle birlikte onu yakıp o şekilde katlediyorlar.

SONUÇ

Muhammed'in en yakın eşi,en yakın dostu,Muhammed'den en fazla hadis rivayet edenlerden,müçtehit olarak görülen biridir Aişe..

Çocuk iken Muhammed ile evleniyor..Sivriliği sayesinde Muhammed'in onlarca kadını arasından,kendini en başa koymasını beceriyor..Muhammed'e inanmadığını alenen söylüyor ama buna rağmen müslümanlara fetva vermeden de çekinmiyor..Muhammed'in ölümü sonrası yaklaşık 50 sene dul yaşıyor ve kimseyle evlenemiyor..Muhammed'in damadı ve amcasının oğlu Ali ile savaşacak kadar kendinden geçiyor..Muhammed'i Hafsa ile beraber öldürüyor..Muaviye tarafından da katlediliyor..

Aişe'nin yaşamı hüzün ve çelişki dolu..Yüzlerce yıldır Şiiler tarafından kendisine küfredilen bir kadın..Sürekli aşağılanan/tartışılan bir kadın..Ne çocukluğunu,ne gençliğini,ne de hayatını doğru dürüst yaşayamayan bir kadın..Aişe'ye hem üzülüyorum,hem Muhammed'e/Allah'a inanmamasını takdir ediyorum,hem de inanmadığı bu dini hayatının sonuna kadar savunmasına kızıyorum..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 106
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Konuyu bambaşka bir yöne taşımamak için bu mesaja cevap verilmemesini isterim.

Muhammed'in Cennet'le müjdelediği Talha bin Ubeydullah ''eğer Muhammed bir gün ölürse,ben Aişe'yi eş olarak alırım'' diyor..Bunu duyan Muhammed ''benden sonra benim eşlerimi kimse alamaz'' ayeti ile de bu konuya noktayı koyuyor...

Aişe'nin kısır olduğu söylenir..Aişe'mi kısırdı,yoksa Muhammed'de mi bir sorun vardı,tam olarak bilemeyiz

Yukardaki iki parçayı bir arada okuduğumuzda; aslında Muhammed'in kısır olduğunun ortaya çıkmaması için, sadece ayşe değil, yaşlılar dahil tüm karılarının başka başka damızlıklar ile evlenmesini yasaklamış olma olasılığı da düşünülebilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunların hepsi efsane. Greek efsanelerinden farklı değil.

Bu olayların hiç biri gerçekten vuku bulmamıştır.

Ne Muhammed yaşamıştır ne de Ayşe ve diğerleri..

Kerbela vuku bulmamıştır.

İslam dini efsaneler üzerine kurulmuştur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Buraya nur suresinin ilgili kısmınıda eklemeli ve düşünmeliyiz;

11 - Haberiniz olsun ki (Muhammed'in eşine) bu ağır ifki (iftirayı) uyduranlar sizin içinizden bir gruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük saymayın; aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan herbir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. (Elebaşlılık yapan, bu yüzden de) bu günahın büyüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır.

12 - Erkek ve kadın müminlerin, bu iftirayı işittiklerinde kendi vicdanları ile hüsnü zanda bulunup da, "bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?

13 - (Bu iddiayı ortaya atanların) da bu konuda dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki şahitler getirip ispat edemediler, öyle ise onlar Allah nezdinde yalancıların ta kendisidirler.

14 - Eğer dünyada ve ahirette Allah'ın lütuf ve merhameti üstünüzde olmasaydı, size mutlaka büyük bir azab isabet ederdi.

....

15 - Çünkü siz bu iftirayı, gelişi güzel birbirinizin ağzından alıyor ve hakkında bilgi sahibi olmadığınız (bu uydurma haberi) ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allah katında çok büyük bir suçtur.

16 - Onu duyduğunuzda "Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Haşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır..." demeli değil miydiniz?

.....

23 - Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir. Onlar için çok büyük bir azab vardır.

24 - O gün dilleri, elleri ve ayakları, yapmış olduklarından dolayı aleyhlerinde şahitlik edecektir.

25 - O gün Allah onlara gerçek cezalarını tastamam verecek ve onlar Allah'ın gerçek hak olduğunu anlayacaklar.

....

Hacı elbette efsane olmaları işin farklı boyutu, ancak tamamen gerçek kabul edilen bu olay ve kişilere istinaden bir inanış ve inanırlar gerçeği var. Yok mu sayalım günümüzü ve günümüze dek gerçek olarak ele alan inanç ve yarattığı tahribatı?

İfk olayında iftirayı atanlar(başta Ali elebaşı-eğer iftira ise) onu duyup savunmayanlar ve şüphe edenler( başta muhammed) 1 ay bekleyip sonra kurtarma operasyonu düzenlemek aklına gelip geleceği bilemeyen konumundaki sözde var olan tanrı kavramını konuşturup kişiye özel sure indirtenler(kim olaki?) karaı kim vercek.

İlgili yerlerdeki tehtidlerden yola çıkarak topun ağzında olanlara neden bu dünyada değil öte tarafta tehtid var? Ve cennetlik kulları ve peygamberi dahi tehtid eden tanrı ilginç. Olmadığından ve düşüncesizce savunma, kurtarma olduğundan muhammed kendini affetirmek adına feda bile etmiş. Nasılsa yok.

Peygambere bak, aliye ve cennetlik kullara bak, tümü azaplık.

Dostlar lütfen şu sure ve içindekilerin mantığını anlamak mümkün mü?

Sevgi saygımla...

tarihinde e-teist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...

Bildiğiniz gibi muhammed aişeye nikah kıymamıştır... Hz ebubekire bizim nikhaımızı aişeyle allah tarafından kıyıldı diyerek aişeyi koynuna almıştır... Bu konuda sahih hadisler vardır googleda ararsanız bulursunuz.... Şimdi hadislerin hepsini buraya doldurmak istemiyorum...

Muhammed kendi ağzından bizim nikahımız allah tarafından kıyıldı demiştir....

Peki bu durumda muhammed aişeyle 9 yıl boyunca evliyken her sevişmesinde zinamı yapmıştır...

Çünkü ortada ne dini bir nikah nede resmi bir nikah yoktur.... ^_^

Durum gittikçe vahimleşiyo acaba hacılar hocalar olsaydı buna ne diycekti? :blink:

Ben şimdi sokakta gördüğüm kızla yatsam ve bizim nikahımız allah tarafından kıyıldı desem bunu müslümanlara sölesem benim suratıma tükürmezlermi acaba? Çok merak ediyorum.....

Zaten buhari hadislerinde muhammedin aişeyle evlenmediği açıktır. Aişenin annesi aişeyi medineli kadınlara teslim etmiştir . O kadınlar aişenin üstünü başını düzeltip saçını yıkayıp 9 yaşındayken muhammede teslim etmiştir....

Muhammedle aişenin ne evlilik şahidi falan ortada yoktur. Yani anlıycağınız 2 şahit falan yoktur.... Zaten aişe kendi ağzından söylüyo beni muhammede teslim ederlerken çok heyecanlıydım diyo..... Evlilik kesinlikle yoktur...

Muhammed aişeyle nikah kıyılmadan sevişmiştir....

Peki muhammed 9 sene boyunca 100lerce kez aişeyle zina yaptığı için cehennemde cezaya mahkum edilcekmidir asıl sorulması gereken budur ???? :huh:

Ateist ve müslümanların cevaplarını bekliyorum.. :blush:

Link to post
Sitelerde Paylaş
...

"Bakıyorum senin Allah'ın senin zevkin doğrultusunda acele ederek hemen ayet gönderiyor." ...

1/ "Bakıyorum da, senin Efendi Tanrın , yalnızca senin şeyinin keyfini (hevanı) yerine getirmek için koşuyor." demiştir.

http://www.uludagsoz...et-skandalı/2/

2/ Rasullah bakıyorum da nedense Allah hep senin uçkurun için ayetler gönderiyor''

http://forum.memurla...t/konu/1644102/

3/ ...

Diger konulara belki ileride dönerim, ama bu hadisin arapçasi nasil, okudunmu ?

Aise inaniyormuydu ? Kalbini yarip bakmadik, ama sunu okuyabiliriz bir fikir edinmek için.

Hz. Âişe (r.anha) diyor ki: O gün ben durmadan ağlıyordum. Ensârdan bir hanım gelmiş o da ağlıyordu. Annem ve babam yanımda oturuyorlardı. Ansızın Resûlullah gelip selâm verdi. Yanımda oturdu. O zamandan beri yanıma hiç gelmemişti. Bir ay geçmişti. Hiç vahy inmemişdi. Resûlullah oturunca, Allahü teâlâya hamd ü sena eyledi. Şehâdet kelimesini okudu. Bana dönüp, “Ey Âişe, senin için bana şöyle söylediler. Eğer sen, dedikleri gibi değil isen, Allahü teâlâ, yakında senin doğru olduğunu bildirir. Eğer bir günâh hâsıl oldu ise, tevbe istiğfâr eyle! Allahü teâlâ, günâhına tövbe edenlerin tevbesini kabul eder” buyurdu. Resûlullahın mübârek sesini işitince, ağlamakdan vazgeçdim. Babama dönüp, cevâb vermesini söyledim. “Vallahi bilmem ki, Resûlullah’a (s.a.v.) ne cevap vereyim. Bizim kavmimiz cahiliyet devrinde putperest idi. İnsan heykellerine tapınırlar, ibâdet etmesini bilmezlerdi. Hiç kimse bizim kadınlarımıza böyle birşey söyliyemezdi. Şimdi elhamdülillah kalblerimiz İslâm nuru ile parladı. Evimiz İslâm ışığı ile aydınlandı. Herkes bizim için böyle söylüyorlar. Ben, Resûlullaha ne diyeyim?” dedi. Sonra anneme döndüm. Sen cevâb ver, dedim. O da, “Ben şaşırdım kaldım. Ne söyliyeceğimi bilmiyorum. Sen söyle” dedi. Sonra, ben söze başladım. Dedim ki: “Allahü teâlâya yemîn ederim ki, mübârek kulağınıza gelmiş olan lâfların hepsi yalandır. Eğer onlara inanmış iseniz, temiz olduğumu ne kadar söylesem, bana inanmazsınız. Allahü teâlâ biliyor ki, benim birşeyden haberim yokdur. Yapmadığım birşeye evet dersem, kendime iftira etmiş olurum. Vallahi başka diyeceğim yokdur. Yalnız Yûsuf aleyhisselâmın dediğini derim ki, “Sabr etmek iyidir. Onların söyledikleri şey için, Allahü teâlâdan yardım beklerim.” Şaşkınlığımdan, Ya’kûb “aleyhisselâm” diyeceğim yerde, Yûsuf “aleyhisselâm” dedim. Sonra yüzümü çevirip dayandım. Rabbimin beni temize çıkaracağını, Allah hakkı için hep bekliyordum. Çünkü, kendimden emindim. Suçum yokdu. Fakat, Allahü teâlânın benim için âyet-i kerîme göndereceğini sanmıyordum. Kıyâmete kadar her yerde, benim için âyet-i kerîme okunacağını aklıma sığdıramıyordum. Allahü teâlânın büyüklüğünü ve kendi aşağılığımı bildiğim için, benim için, âyet-i kerîme göndereceğini hiç ümîd etmiyordum. Yalnız günahsız olduğumu, kalbimin temizliğini Peygamberine rü’yâda bildirir veya kalb-i şerîfine ilham eder diyordum. Allah hakkı için doğru söylüyorum ki, Resûlullah, oturduğu yerden daha kalkmamışdı ve kimse odadan dışarı çıkmamışdı. Mübârek yüzünde vahy alâmetleri göründü. Oturanların hepsi, vahy geldiğini anladı. Babam bu hâli görünce, deriden bir yastık vardı. Yastığı Resûlullahın mübârek başının altına koydu. Bir yemeni çarşaf ile üzerini örtdü. Vahy gelmesi bitince, mübârek yüzünden örtüyü kaldırdı. Gül ile kırmızı yüzünden, inci gibi parlıyan terleri, mübârek elleri ile sildi. Gülümsiyerek “Müjdeler olsun sana ey Âişe! Allahü teâlâ, seni temize çıkardı. Senin pak olduğuna şâhid oldu” buyurdu. Babam hemen “Kalk yâ kızım! Resûlullaha çabuk teşekkür et!” dedi. Ben de, ; “vallahi kalkmam, Allahü teâlâdan başkasına şükr etmem ! Çünkü, Rabbim benim için âyet-i kerîme indirdi” dedim. Sonra Resûlullah, “sallallahü aleyhi ve sellem”, Nur sûresinin onbirinci âyetinden başlıyarak, on âyet-i kerîme okudu. Babam hemen kalkıp başımı öpdü.

http://www.bizimsahi...01Cild/1/48.htm

Kendi ifadesine göre inaniyor. Kendisinden baska özel bilgi almadiysan, ona yalanci etmektesin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Uydurma hikayeleri baz alarak filanca şöyleydi filanca böyleydi diye hükümler üretmek anlamsız. İslam tarihi çok büyük ölçüde uydurmadır. Bu tarihi doğrulayacak hiç bir bilimsel veri yok. Bu kişiler gerçekten yaşadıysa da hikayeleri tam olarak böyle değil. Bunların kaç şekilden kaç şekile geçtiğini kimse bilemez.

Mısır firavunlarının, Sümer ve Hitit krallarının yaşadıkları hakkında tonla belge var. Sümer tablet arşivleri muhteşemdir. Mısır keza öyle. Hititlerin yığınla yazıtları var. Muhammed ve diğerleri hakkında ise bir tek belge yok.

Ha, bu islam tarihçileri bu kadar da yalancının allahı değildir herhalde, evet yazdıkları büyük ölçüde uydurma ama, bir aslı astarı herhalde olmalı deyip bir ihtimal verebiliyoruz da öyle bazen bu hikayelere dayanarak bir şeyler söyleyebiliyoruz. Ama kesinlikle biliyoruz ki bu masallarda anlatıldığı gibi filan değiller. Bundan eminiz.

O yüzden Ayşe'nin inandığı inanmadığı mevzu filan değil...

Mevzu şu olabilir: Bizim önümüze konan verilerden toplamda ne anlam çıkarabiliriz? Bu islam denen süreç nasıl şekillenmiş ve önümüze gelmiş? Biz bu önümüzdeki şekli ile islam hakkında ne hüküm verebiliriz? Yani bu tarih uydurma evet ama ne biçime sokulmuş uydurulurken? Önemli olan budur.

Görünen o ki Ayşe hakkındaki iddialara kadar zina edenler taşlanarak öldürülürken ve bu konuda bir ayet yazmaya gerek bile duyulmazken, Ayşe'nin olayı patlak verince hemen yüz sopa ayeti üretilmiş, önceden bir recm ayeti yazılmışsa da bu yok edilmiş. Nedeni, iftira suçlamasıyla bu zinayı dile getirenleri öldürünceye kadar sopalamak. Yok eğer olur ya, şahit olmaz ama itiraf filan olursa Ayşe'ye okşar gibi hafiften sopa atar gibi yapmak. Öbür Safvan'ı ise döverek öldürmek.

Olay bu. Gerisi hikaye...

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu iş şeye dönmüş....

hani bi zamanlar BAYKAL için ----bu özel DEEELLLL GENEEELLL GENEEELLL deniyordu da.....

sonradan biri için bi iddialar ortaya atılınca...... İNSANIN ÖZELİNE KARIŞIOLAR YAW .......BUNLAR YUVA YIKAR YAAUUUUU ....denmişti....

hatırladınız mı ?

ne kadar çok benziyor..........

Link to post
Sitelerde Paylaş

@ democrossian. Yukarda kaynaklara uydurma demiyor, basiyordu yorumlari. Ne oldu, simdi bu benim paylastigim uydurma ama isine gelince "ne yapsa yeridir" öyle mi ? Bu super metodunuzla hala bu kadar izahlar ve duzeltmelerime ragmen hatali yorumlarinizi duzelmek ve uslup yumusamasina gitmek söyle dursun, daha da saldirgan olmanizin asil gerekçesi belli oluyor. Isine geleni al, gelmeyen uydurma, hucum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

...................

Ha, bu islam tarihçileri bu kadar da yalancının allahı değildir herhalde, evet yazdıkları büyük ölçüde uydurma ama, bir aslı astarı herhalde olmalı deyip bir ihtimal verebiliyoruz da öyle bazen bu hikayelere dayanarak bir şeyler söyleyebiliyoruz.

................

Mevzu şu olabilir: Bizim önümüze konan verilerden toplamda ne anlam çıkarabiliriz? Bu islam denen süreç nasıl şekillenmiş ve önümüze gelmiş? Biz bu önümüzdeki şekli ile islam hakkında ne hüküm verebiliriz? Yani bu tarih uydurma evet ama ne biçime sokulmuş uydurulurken?

................

Çocuk yaşta yaşlı bir adama verilen bir kızın bir çok sorunu olması doğaldır. Bir genç kadın gerdanlığımı arayacağım diye yalnız başına habersiz ayrılıp çölde dolaşmışsa ortada bir olay vardır. Bu olay şiddet tehdidi ile, yani yüz sopa vurma ayeti yazılarak bastırılmıştır. Çünkü Ayşe ekipten birinin kızı. Muhammedin eşi olması da önemi değil.

Eğer böyle bir olay yaşandıysa görünen bu. Ele verir talkını, kendi yutar salkımı. Elin kadınlarını taşlat, işkenceyle öldür, kendi kızın karın oldu mu milleti döverek öldürmekle tehdid et...

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Birinci İslam halifesi Ebu Bekir'in kızı Aişe (Aişe binti Ebu bekir) 614 yılında Mekke'de doğmuştur..
Hadis' date=' ayet ? Bu 614'u dogum kayitindan mi naklediyorsun ?

Dogum senesi ile ilgili Taberi naklediyor : " Islamdan önce, ebu Bekir iki bayanla evlenmistir. Birincisi abdel Uvveh kizi Fatilah idi, bu sunlara dogum verdi : [b']Abdullah ve Esma[/b]. Sonra Umm Rummân ile evlendi, buda sunlara dogum verdi : Ab'ul Rahman ve Aise. HEPSI ISLAMDAN ÖNCE DOGDULAR" (Al-Tabari, Tarikhu'l-umam wa'l-mamlu'k, Vol. 4, p. 50, éditions Dara'l-fikr, Beirut, 1979)

Taberi bir hadisçi degil, ilk islam tarihçilerinden. Ve en temel kaynaklar arasinda. Islam hicretten 610 senesinde baslamistir. Aise bu durumda 610'dan önce dogmustur.

6 yaşında hastalanmış ve saçları dökülmüş,sonrasında iyileşmiştir.. Bir gün annesi Ümmü Rûman,kızını salıncakta oynarken yanına çağırarak bir takım kadınların olduğu bir çadıra

sokmuştur.. Aişe çadıra girmekten korkmuş ve terlemiş, annesi Aişe'yi telkin etmiştir.. İçeri girdiğinde bir

takım kadınların ona. ''hayırlı olsun'' dediklerini işitmiş ve bu durumu anlamakta zorlanmıştır.. Kadınlar Aişe'nin

elbisesini düzeltmişler ve yan taraftaki kişiye Aişe'yi sunmuşlardır..

Aise, Buhariye göre bu zaman 9 yasinda oldugunu ifade ettigini söylemektedir... Ancak, genç bir kiz oldugu dogru ise de bu tahmini imkansizdir. O dönemde takvim yok, kimse tam ve kesin yasini bilmiyor, ve bu yasda pek çok degisik kronolojik verilerle tutarsizliklar var. Bunlari R. Maqsood bunlari incelemek istiyen varsa su eserinde detaylariyla ispat etmistir : [Roqayyah Maqsood, Aishah - A study of her age at the time of her marriage - Islamic Vision, IPCI, (1996) : pp. 1-3.]
Aişe'nin çadırda servis edildiği kişi de Muhammed'dir.. İslam tarihinin belkide en fazla tartışılan konusu bu minvalde gerçekleşmiştir.. Aişe'nin yaşı tartışmalıdır ama Buhari tartışılacak bir isim değildir..
Buhari hadisin naklinin sihhatli oldugunu savunuyor, Aisenin yanilmis olamayacagini degil. Ve yukardaki eserde keskin ve net olarak en az 12 yasinda olmasi gerektigi görulmektedir.
Ayrıca o dönemde küçük kızların evlenmesinde Araplar açısından bir sakınca olmadığını da belirtiyim.. Aişe,Muhammed ile evliliği sonrasında da arkadaşlarıyla

oyun oynamaya devam etmiş ve Muhammed de buna müsaade etmiştir.. Hatta Muhammed ile Aişe'nin sokakta koşarak yarıştıkları veya mescidde kılıç kalkan

oynayanları,Muhammed ile Aişe'nin yanak yanağa seyrettiği rivayet edilir.. Aişe'nin Muhammed'den önce Cübeyr isminde biriyle nişanlandığı da rivayet edilir. Cübeyr, Muhammed'i

himayesine alan Mutim'in oğludur.. Cübeyr kafirdir ama

sonradan müslüman olmuştur.. Müellefe-i kulûbtan

ganimet almış ve Muhammed'den de 60 hadis rivayet etmiştir..

Evet, genç yasta evlilik o zaman gayet normal karsilanmaktaydi.

73405470.jpg

balancoire.jpg

Genç bir kiz 15-16 yasina kadar bebeklerle sikca oynamaya, kismen de olsa devam edebiliyor. Salingacin ise siniri yok... Hangimiz yetiskin halimizde hiç sallingaca binmedi ki ? Aise bebekleriyle kiz arkadislariyla oynadigini, veya onlari oynastirdigini ifade etmekle, buradan 9 yasinda olduguna dair bir delil aranamaz. Bu yasi belirlemez, ancak çok genç oldugunu belirler.

Aise'nin çok ve inanilmaz kadinsi oldugu, diger esleri kiskanmasi, Muhammed'e kendisini ne kadar sevdigini sormasi, onunla tartisma tarzi, ile belli bir pek kadinsi kisilik göstermekte. Bebeklerle oynamasi da bu sekilde ve bu çerçeve içinde degerlendirilmeli. Nitekim, kadinsi kizlar bebeklerle çok ileri yasa kadar yatmaya dahi devam edebilmekteler.

young-woman-playing-her-peluche-12225108.jpg

Ayrıca, Aise'nin insanların kendisini tebrik etmelerini anlamaması evliligi bilmeyecek kadar kuçuk olmasını göstermez. Nitekim, istenmesini anlatıyor ayni hadiste. Demek ki olanları biliyordu. Sasması ise, istenmesinden dugune kadar 3 sene kadar uzun bir sure geçmis olmasıdır.

"Aişe anlatıyor: - “ Ben altı yasındayken, Elçi beni istemeye geldi. Medine’ye uç sene sonra göçmüştük. Haris İbn Hazrec oğullarına konuk olduk. O sırada sıtmaya yakalandım. Saçlarım döküldü. Saçlarım yeniden geldi ; bölükler oluştu. Annem Ümmü Ruman bana geldi. Arkadaşlarımla birlikte salıncakta sallanıyorduk. Annem beni çağırdı. Yanına gittim.

Benden ne istediğini daha bilmiyordum. Elimi tuttu (Alıp

götürdü.). Evin kapısına gelince durdurdu. (Salıngaçtan ve meraktan) soluk soluğa kalmıştım. Sonunda soluğum biraz yatıştı. Annem, sonra biraz su alıp yüzüme, başıma surdu. Sonra beni eve soktu. Bir de baktım ki birtakım Medineli kadınlar evdeler. Bana şöyle demeye başladılar : – “Hayırlı, bereketli olsun. İyi şanslar". Annem beni bu kadınlara teslim etti. Bunlar benim saçımı başımı yıkadılar, beni güzel bir biçimde hazırladılar. Peygamber’le birden karşılaşmaktan başka

hiçbir şey beni heyecanlandırmadı."

Bu rivayette Aise 6 yasında istendigini anlatıyor, ve aradaki uç sene surece isaret ediyor... Sonunda da Muhammed'i görmekten baska heyecan hissetmedigini ifade ediyor.

Iyi niyetle, buradaki Aise'nin soluk soluga olmasi, yuzunun yikanmasi dramatize edilerek adeta bir zorlama gibi sunuluyor. Oysa, Aise'nin Ensar'in kadinlarini görunceye kadar nikah için hazirlanacagini anlamamistir. Dolayisiyla, bu salingaçtan çagirilip eve göturulunce biraz heyecanlandigi anlasilmakta. Ama hadis'in sonunda, bundan ifade de etse çok etkilenmis gibi bir hali yok, ne de yikanip suslenmesinde... Nitekim, Muhammed'i sabaha karsi birden görunce heyecanlandigini ifade ediyor. Bu ise her henuz cinsellik tecrubesi olmayan ve arkadasi olmamis olan kadinlarin ilk tecrube öncesinde kaçinilmaz...

Bir incelik daha var bu hadiste ki gözden kaçmamali : Aise sadece Muhammed ile ilk anda karsilasinca heyecanlandigini ifade ediyor sadece. Bu ise çok net biçimde hem gerdek gecesindeki ilk iliskiden asla korkmadigini, ne suslenip hazirlanmadan urkmedigini ifade etmektir. Ilk andaki heyecani ise, ne olacagini bildigini açikca göstermektedir bu halde.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu durumu tanımlayan güzel bir yazı, sizinle paylaşmak istedim;

"İslam, Emevi İslâmı, Abbasi İslâmı, Arap İslâmı, Acem İslâmı, Türk İslâmı, Berberi İslâmı gibi kavimlerin ve devletlerin İslâmına yahut Harici, Sünni, Şii, Mutezili, Mürcii, Kaderi, Cebri vd. fırkaların İslâmına ve örneğin Ehl-i Sünnetin içinde de Maturidi, Eşari, Selefi, Vehhabi, Hanefi, Maliki, Şafii, Hanbeli, Reyci, Rivayetçi vd. kollarına ayrıldığı gibi

her birinin kendi içinde de ayrıldığı onlarca fırka ve mezhebin İslâmına dönüştü.

Bütün bunların oluşturduğu inanç, bilgi, kültür ve anlayışlar ne yazık ki bu hengâmede Rasulullah ve toplumuna ilişkin bilgiler arasında rivayetler olarak toplumdan derlenip kitaplaştırıldı. Doğrunun yanında, çok zaman grupların ve kültürlerin anlayışlarını yahut amaçlarını yansıtan bu rivayetler insanların İslâm anlayışını ve kültürünü oluşturdu

ve oluşturmaya devam etmektedir."

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir incelik daha var bu hadiste ki gözden kaçmamali : Aise sadece Muhammed ile ilk anda karsilasinca heyecanlandigini ifade ediyor sadece. Bu ise çok net biçimde hem gerdek gecesindeki ilk iliskiden asla korkmadigini, ne suslenip hazirlanmadan urkmedigini ifade etmektir. Ilk andaki heyecani ise, ne olacagini bildigini açikca göstermektedir bu halde.

henüz bebek olduğu için...başına ne geleceğini bilmediği için korkmuyor olmasın sakın?

ilk andaki heyecanı da evden alınıp götürülmesi - curcunayla karşılaşması olmasın ?

tarihinde Zavallı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

henüz bebek olduğu için...başına ne geleceğini bilmediği için korkmuyor olmasın sakın?

ilk andaki heyecanı da evden alınıp götürülmesi - curcunayla karşılaşması olmasın ?

Hayır, çünkü Muhammedin kendisini istemeye geldiğini ifade ediyor. Ve bunu hatırlıyor. Ama belli ki yaşında şaşırıyor, yukarda bunu inceleyip kaynak sundum. 610'dan önce doğunca en az 12 yaşında olmalıydı. Ve daha fazla olması gerekmekte tam olarak...

Köyde hayvanları gören çocuklar çok erken cinselliği öğreniyorlar. Şehirlerde hayvanları görmeyen çocuklara bu nedenle okulda eğitim verilmesi gerekmekte...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır, çünkü Muhammedin kendisini istemeye geldiğini ifade ediyor. Ve bunu hatırlıyor. Ama belli ki yaşında şaşırıyor, yukarda bunu inceleyip kaynak sundum. 610'dan önce doğunca en az 12 yaşında olmalıydı. Ve daha fazla olması gerekmekte tam olarak...(BİR SÜRÜ SAHİH HADİS var bu konuda 6 yaşında nişan - 9 yaşında gerdek olduğuna dair...buhari - tırmızi - ebudavut vs. bu hadisciler ibadetlerin nasıl yapılacağını da açıklayan hadisciler....bunları inkar etmek demek ibadetleri de topdan çöpe atmak demektir.....bu durumda ne yapmayı düşünüyorsun ?_)

Köyde hayvanları gören çocuklar çok erken cinselliği öğreniyorlar. Şehirlerde hayvanları görmeyen çocuklara bu nedenle okulda eğitim verilmesi gerekmekte...(sorun olan çocuğun görüp görmemesi değil----gördüğünün de cinsellik olduğunu bilmesi mümkün değil 9 yaşında iken.....ancak sölenenler kadarını bilir...ayıp derler - kötü derler vs.vs.vs derler de derler....çiftleşen kedi görüp de çocuk cinsellik mi öğrenir yaw ? sen öle mi öğrendin ?)

kaldı ki isterse 15 yaşında evlenmiş olsun

ayşe kimin kızı ? ebubekirin kızı.....ebubekir kim? muhammedin en yakın DAVA ARKADAŞI ......muhammed kaç yaşında ? 56 idi sanırım........

ayşe 15 muhammed 54 yaşında.....farka bak .?

en yakın arkadaşının çocuğu ile evlenir mi bi adam ? hadi o düşünür----arkadaşı nasıl olurda razı gelir böle bi evliliğe ?

sen verirmisin kızını 14 yaşında iken 54 yaşında bir adama ?

bunu anlatıp duruyor - NORMALMİŞ göstermeye çalışıyorsun sayfalardır...

derdin ne gerçekten merak ettim? İSLAMI KURTARMAK MI ??=?

Link to post
Sitelerde Paylaş

[/size]

Hayır, çünkü Muhammedin kendisini istemeye geldiğini ifade ediyor. Ve bunu hatırlıyor. Ama belli ki yaşında şaşırıyor, yukarda bunu inceleyip kaynak sundum. 610'dan önce doğunca en az 12 yaşında olmalıydı. Ve daha fazla olması gerekmekte tam olarak...

(BİR SÜRÜ SAHİH HADİS var bu konuda 6 yaşında nişan - 9 yaşında gerdek olduğuna dair...buhari - tırmızi - ebudavut vs. bu hadisciler ibadetlerin nasıl yapılacağını da açıklayan hadisciler....bunları inkar etmek demek ibadetleri de topdan çöpe atmak demektir.....bu durumda ne yapmayı düşünüyorsun ?_)

Bunlari inkar etmek çöpe atmak falan degil. Evela bu hadis ve varyantlatinin 1000 tane hadis kitabinda geçmesi bir sey degistirmiyor. Hadis Aise'den Urve yoluyla ve oglu Hisam'dan naklediyor... Hepsi bu. Islama göre ibadetler ile ilgili hadisler ve Muhammed'e ait hadisler kaynak olusturmaktalar. Hadis usulunde Muhammed'e atfolunup kendi ifadesiyle dogrulanmayan hadislere merfu' deniyor. Iste Aise'nin bu hadisi merfu'. Yani Muhammed'in yanilma ihtimali inkar ediliyor, ama Aise'nin yanilma ihtimali mümkün. Bu hadis'in ifadesi Aise'ye ait. Ve o yanilabilir. Nitekim dogumuna sahit olan raviler onun 610'dan önce dogrugunu söylüyorlar... Bir hadis baska bir çok hadisle uyusmuyorsa, digerlerine göre degerlendirilir. Bu hadis usulunun de isleyisi olup tarih tenkit metoduna da uygundur.
Köyde hayvanları gören çocuklar çok erken cinselliği öğreniyorlar. Şehirlerde hayvanları görmeyen çocuklara bu nedenle okulda eğitim verilmesi gerekmekte...

(sorun olan çocuğun görüp görmemesi değil----gördüğünün de cinsellik olduğunu bilmesi mümkün değil 9 yaşında iken.....ancak sölenenler kadarını bilir...ayıp derler - kötü derler vs.vs.vs derler de derler....çiftleşen kedi görüp de çocuk cinsellik mi öğrenir yaw ? sen öle mi öğrendin ?)

Evet. Ben daha da üçük iken herseyi biliyordum. Sadece dogumla alakali oldugunu 8-9 yaslarimda daha yasli arkadaslarla anladim.
kaldı ki isterse 15 yaşında evlenmiş olsun

ayşe kimin kızı ? ebubekirin kızı.....ebubekir kim? muhammedin en yakın DAVA ARKADAŞI ......muhammed kaç yaşında ? 56 idi sanırım........

ayşe 15 muhammed 54 yaşında.....farka bak .?

Bugünde 18 yasinda bir kiz ile 60 yasinda bir kimsenin evlenmesi kadar o zamanlar bu da uygulamalara uygun idi.
en yakın arkadaşının çocuğu ile evlenir mi bi adam ? hadi o düşünür----arkadaşı nasıl olurda razı gelir böle bi evliliğe ?
Bu da oluyor. Ama günümüzde asik olmakla basliyor. Bu fark var ancak günümüze göre.
sen verirmisin kızını 14 yaşında iken 54 yaşında bir adama ?

bunu anlatıp duruyor - NORMALMİŞ göstermeye çalışıyorsun sayfalardır...

derdin ne gerçekten merak ettim? İSLAMI KURTARMAK MI ??=?

Evet, o zaman bu NORMAL IDI. Sen de bunu bir türlü anlamiyorsun. Ben ne yapayim ? tarihinde Levia tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunlari inkar etmek çöpe atmak falan degil. Evela bu hadis ve varyantlatinin 1000 tane hadis kitabinda geçmesi bir sey degistirmiyor. Hadis Aise'den o ondanda Urve ve oglu Hisa, naklediyor... Hepsi bu. Islama göre ibadetler ile ilgili hadisler ve Muhammed'e ait hadisler kaynak olusturmaktalar. Hadis usulunde Muhammed'e atfolunup kendi ifadesiyle dogrulanmayan hadislere merfu' deniyor. Iste Aise'nin bu hadisi merfu'. Yani Muhammed'in yanilma ihtimali inkar ediliyor, ama Aise'nin yanilma ihtimali mümkün. Bu hadis'in ifadesi Aise'ye ait. Ve o yanilabilir. Nitekim dogumuna sahit olan raviler onun 610'dan önce dogrugunu söylüyorlar... Bir hadis baska bir çok hadisle uyusmuyorsa, digerlerine göre degerlendirilir. Bu hadis usulunun de isleyisi olup tarih tenkit metoduna da uygundur. (Ayşenin anlattıkları gerçek dışı mı oluyor yani bu durumda ? ayşe YALANCININ TEKİYDİ YANİ ??? )

Evet. Ben daha da üçük iken herseyi biliyordum. Sadece dogumla alakali oldugunu 8-9 yaslarimda daha yasli arkadaslarla anladim.

(8-9 yaşında iken SEX nedemek biliyormuydun yani ? e yapaydın madem ? yaptın mı yoksa ? daha yaşlı arkadaşlar derken ? 53 - 54 yaşlarında mıydı arkadaşların ? )

Bugünde 18 yasinda bir kiz ile 60 yasinda bir kimsenin evlenmesi kadar o zamanlar bu da uygulamalara uygun idi.

( bu gün 18 yaşında bi kız kanunlar önünde REŞİTTİR ne yapacağı kimseyi ilgilendirmez)

Evet, o zaman bu NORMAL IDI. Sen de bunu bir türlü anlamiyorsun. Ben ne yapayim ?

(Ayşeye sormuşlar mı ? istiyormusun diye ? sormamışlar...sorsalardı ayşe hadilslerinde bunu görürdük.....bu sadece oldu bittiye getirmektir çocuğu......NORMAL falan da DEĞİLDİR.......koca koca adamlar çocuk için karar veriolar üstelik de EVLİLİK konusunda....sana göre NORMAL olabilir.....aklı başında olan bana göre NORMAL DEĞİL)

6 yaşında nişanlayıp 9 yaşında da 54 yaşında birinin koynuna bebek sokmak bana ANORMAL geliyor.....kusura bakma.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...