Jump to content

ALLAH ERKEK Mİ?


Recommended Posts

  • İleti 108
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Dostum zavallı bana karşı olduğunu asla düşünmem, konu üzerine her bilgi doğru olsun yeterli, hatır gönül değil, doğruyu dürüstçe ortaya koyma meselesi.

Sevgi saygımla...

rica ederim..

baktın mı? ne düşünüyorsun yazı hakkında ?

saygılar bizden bu arada :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şems 5-6-7 "şey" kelimesini kullanmış ve burdaki şey allahı ifade etmekte, ki eylemler allahın eylemleri,göğü dizayn eden şey, yeri yayıp döşeyen şey,nefs ve onu dizayn eden şey ve o ifadesi eril (hüve) kullanılmamış. Şey kelimesi ile cansız ve canlılar(hayvanlar) için bir atıf, eril ile uyumlu değil. Ancak yine Örtülü zamir olarak hüve kullanılması gerekirdi ki burda genel kural çiğnenmiş, eril hüve (o) devre dışı kalmış.

Oysa genelde hüvenin allah için tek zamir(o) olduğu savunulurken bu ayetlerde kural çiğnenmiş.

Kim bilir dostum belkide en uygunu aslında erili bile kullanmaması iken, şimdi erkek minin ötesinde allah adına koyulan ayetler hep aynı kişiye mi ait diye sormak gerekir.

Kuranın kendiyle örtüşmeyen, tek ağızdan yazıldığı savına karşı düşülmesi gereken bir durum diye düşünüyorum. Yani kim ekledi bu ayetleri? Yada bu ayetler kimden? diye düşünebiliriz.

Yinede bakalım, belki bizi aydınlatacak yeni bilgi ve yorumlar gelir.

Sevgi saygımla...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şems 5-6-7 "şey" kelimesini kullanmış ve burdaki şey allahı ifade etmekte, ki eylemler allahın eylemleri,göğü dizayn eden şey, yeri yayıp döşeyen şey,nefs ve onu dizayn eden şey ve o ifadesi eril (hüve) kullanılmamış. Şey kelimesi ile cansız ve canlılar(hayvanlar) için bir atıf, eril ile uyumlu değil. Ancak yine Örtülü zamir olarak hüve kullanılması gerekirdi ki burda genel kural çiğnenmiş, eril hüve (o) devre dışı kalmış.

Oysa genelde hüvenin allah için tek zamir(o) olduğu savunulurken bu ayetlerde kural çiğnenmiş.

Kim bilir dostum belkide en uygunu aslında erili bile kullanmaması iken, şimdi erkek minin ötesinde allah adına koyulan ayetler hep aynı kişiye mi ait diye sormak gerekir.

Kuranın kendiyle örtüşmeyen, tek ağızdan yazıldığı savına karşı düşülmesi gereken bir durum diye düşünüyorum. Yani kim ekledi bu ayetleri? Yada bu ayetler kimden? diye düşünebiliriz.

Yinede bakalım, belki bizi aydınlatacak yeni bilgi ve yorumlar gelir.

Sevgi saygımla...

teşekkür ederim yorumların için...kendi okuduklarım ve senin de yorumlarınla...zamanında allahı erkek olarak gördüklerine inancım daha kuvvetlendi...en azından aksini gösterebilecek bir arkadaş çıkana kadar... :)

saolasın ...ilgi - alaka için..

Link to post
Sitelerde Paylaş

ŞEMS 5

ve essemai ve ma bena-ha

göğe ve onu bina eden şeye

Şems 5-6-7 "şey" kelimesini kullanmış ve burdaki şey allahı ifade etmekte, ki eylemler allahın eylemleri,göğü dizayn eden şey, yeri yayıp döşeyen şey,nefs ve onu dizayn eden şey ve o ifadesi eril (hüve) kullanılmamış. Şey kelimesi ile cansız ve canlılar(hayvanlar) için bir atıf, eril ile uyumlu değil. Ancak yine Örtülü zamir olarak hüve kullanılması gerekirdi ki burda genel kural çiğnenmiş, eril hüve (o) devre dışı kalmış.

Oysa genelde hüvenin allah için tek zamir(o) olduğu savunulurken bu ayetlerde kural çiğnenmiş.

Evet haklısınız atıf doğrudan Allah'a olabilir / Eylemler Allah'ın eylemleridir. ve lakin tek ihtimal bu değil.. Çünkü buradaki yemin Allahın zatına olabileceği gibi, göğe ve onu bina eden şeye (sebebe) de olabilir. Zira "Allah her şeyi bir sebebe bağlamıştır". örnekse kıyameti yaratacak olan Allahtır fakat kıyameti yaratan sebeplerden birisi de "yıldızların sönmesidir". Toplumları helak eden Allahtır fakat sebep bazen ateş, bazen de seldir / su'dur ve saire..

Benzer bir örnek:

"ve ma haleqa’z-zekera vel-ünsa"

"Erkeği ve kadını yaratan şeye"

Burada Ma'dan kasıt, bebeğin cinsiyetini belirleyen sebepler de olabilir.

ikinci ihtimal Allah'ın bir sıfatına işaret olmasıdır. Zira "MA / ŞEY" edatı (sizin iddia ettiğiniz gibi) salt cansız / akılsız varlıklar için değil, maahaza akıllı varlıkların sıfatları için de kullanılmaktadır. "...Allah dilediğini yaratır. Bir işe hükmedince ona sadece "Ol" der o da oluverir" Bu durumda MA, El-Halik veya El-Bedi (yaratıcı) sıfatına atıf olur.

velhasılıkelam 3 ihtimal var demek oluyor: MA, "göğün bina edilmesine sebep olan "cansız ve akılsız bir şey" olabileceği gibi, Allah'ın bir sıfatı da olabilir. ve yahut doğrudan Allahın zatı kastedilmiş olabilir. ilk iki seçeneği görmezden gelerek, salt üçüncü ihtimale tevessül etmek isteyen olursa buna da kimse bir şey demez / diyemez. Fakat şu da var ki, "ma" edatının kat-i suretle Allah'ın zatına raci olduğu iddia edilerek, kural çiğnenmiş de denilemez.

tarihinde Özden Kurt tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet haklısınız atıf doğrudan Allah'a olabilir / Eylemler Allah'ın eylemleridir. ve lakin tek ihtimal bu değil.. Çünkü buradaki yemin Allahın zatına olabileceği gibi, göğe ve onu bina eden şeye (sebebe) de olabilir. Zira "Allah her şeyi bir sebebe bağlamıştır". örnekse kıyameti yaratacak olan Allahtır fakat kıyameti yaratan sebeplerden birisi de "yıldızların sönmesidir". Toplumları helak eden Allahtır fakat sebep bazen ateş, bazen de seldir / su'dur ve saire..

Benzer bir örnek:

"ve ma haleqa’z-zekera vel-ünsa"

"Erkeği ve kadını yaratan şeye"

Burada Ma'dan kasıt, bebeğin cinsiyetini belirleyen sebepler de olabilir.

ikinci ihtimal Allah'ın bir sıfatına işaret olmasıdır. Zira "MA / ŞEY" edatı (sizin iddia ettiğiniz gibi) salt cansız / akılsız varlıklar için değil, maahaza akıllı varlıkların sıfatları için de kullanılmaktadır. "...Allah dilediğini yaratır. Bir işe hükmedince ona sadece "Ol" der o da oluverir" Bu durumda MA, El-Halik veya El-Bedi (yaratıcı) sıfatına atıf olur.

velhasılıkelam 3 ihtimal var demek oluyor: MA, "göğün bina edilmesine sebep olan "cansız ve akılsız bir şey" olabileceği gibi, Allah'ın bir sıfatı da olabilir. ve yahut doğrudan Allahın zatı kastedilmiş olabilir. ilk iki seçeneği görmezden gelerek, salt üçüncü ihtimale tevessül etmek isteyen olursa buna da kimse bir şey demez / diyemez. Fakat şu da var ki, "ma" edatının kat-i suretle Allah'ın zatına raci olduğu iddia edilerek, kural çiğnenmiş de denilemez.

Dostum şeyin akılsız varlıklara kullanıldığını söylemiş değildim, canlılarda akletme yeteneğinede kullanılırı var, ancak bu durumda eylemleri sıradan bir canlı zamiri ile özdeşleştirmiş olursunuz ki doğrusu canlılık veya ölüm ile ilişkili ve yaratılmış, insan düzeyinde bir varlıkla veya (şey) ile kastın allah olduğunu söylemek ne kadar uygun düşer sizce bilmem ki yaratacağı çelişki bu savunmayı geçersiz kılar. Zannımca ilk açıklama üzerinde durmak daha akıllıca olur.

Tabiki eğer arapçada hüve zamirinin üstünlük vasfının (eril) daha altında anlam, kullanım olarak (şey) i tercih etmek pekte sıfatlarına uygun düşmez diye düşünerek ilk ihtimali düşünmek içlerinde en mantıklı ve kuranla, iddiasıyla uyumlu olabilir ki yoksa daha önce belirttim iki farklı ağızdan yazılmışlık düşüncesi ortaya çıkartacak şüpheyi doğurur.

Başka bir yerde bu zamir allah ile beraber kullanılmadığındandan ayeti iyi incelemekte yarar var ki verdiğiniz örnek üzerinden

"Erkeği ve kadını yaratan şeye"

kısmındaki şey ile aynı kullanıma (zamir)sahip olduğundan ordada sorun allah mıdır kastedilen değil midir kesinliğine bağlı.

Allah ise sorundur ki burda şey ile kastedilen sıradan bir yaratılmışlık zamiriyle özdeşlik sorunu olur. Buda çelişkisini beraber getirir. Yani İki farklı yaratıcı ifadesi, biri yarattıklarının üstünde biri yarattıklarıyla aynı seviyede olmuş olur. Dediğim gibi buda aynı ağızdan olmadığı şüphesine götürür.

İzniniz olursa inceleyip daha detaylı yorumlayalım daha sonra. Yanlış eksik gördüğünüz yer var ise lütfen müdahelede bulunun.

Sevgi saygımla...

tarihinde e-teist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tabiki eğer arapçada hüve zamirinin üstünlük vasfının (eril) daha altında anlam, kullanım olarak (şey) i tercih etmek pekte sıfatlarına uygun düşmez diye düşünerek ilk ihtimali düşünmek içlerinde en mantıklı ve kuranla, iddiasıyla uyumlu olabilir ki yoksa daha önce belirttim iki farklı ağızdan yazılmışlık düşüncesi ortaya çıkartacak şüpheyi doğurur.

Ben gramer açısından bakarak 3 ihtimal olduğunu söyledim. Eğer ki meseleye, kontekste uyumluluk cihetiyle bakacak olursak, bana göre HÜVE yerine MA kullanımı daha uygundur. Çünkü bildiğiniz üzre kur-an ayetlerinde yeminler, herhangi bir şeye dikkat çekmek için kullanılır. Bu şey, Allahın zatı olursa zaten "Allaha andolsun" terkibi kullanılmaktadır. ve lakin maksat Allahın zatı değil ise, MA kullanımı uygundur. "Erkeği ve kadını yaratan şeye" örneğinde olduğu gibi yemin için HÜVE yerine MA tercih edilmiş olduğuna göre, Burada Allahın zatına değil, "erkeği ve dişiyi yaratan sebebe dikkat çekilmek isteniyor / Yemin sebebe racidir" demek daha uygundur diye düşünüyorum.

tarihinde Özden Kurt tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben gramer açısından bakarak 3 ihtimal olduğunu söyledim. Eğer ki meseleye, kontekste uyumluluk cihetiyle bakacak olursak, bana göre HÜVE yerine MA kullanımı daha uygundur. Çünkü bildiğiniz üzre kur-an ayetlerinde yeminler, herhangi bir şeye dikkat çekmek için kullanılır. Bu şey, Allahın zatı olursa zaten "Allaha andolsun" terkibi kullanılmaktadır. ve lakin maksat Allahın zatı değil ise, MA kullanımı uygundur. "Erkeği ve kadını yaratan şeye" örneğinde olduğu gibi yemin için HÜVE yerine MA tercih edilmiş olduğuna göre, Burada Allahın zatına değil, "erkeği ve dişiyi yaratan sebebe dikkat çekilmek isteniyor / Yemin sebebe racidir" demek daha uygundur diye düşünüyorum.

bence çok deşeleme böle ERKEK kalsın......

gide gide bi de dişi çıkarıcaksın en sonunda o olacak bak....uyarmadı deme :)

tarihinde Zavallı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bence çok deşeleme böle ERKEK kalsın......

gide gide bi de dişi çıkarıcaksın en sonunda o olacak bak....uyarmadı deme :)

Cehaletten daha vahim bir şey varsa, o da kişinin kendi cahaletinin farkında olmamasıdır. Keşke bir an için işi bilen kişinin gözünden kendi yazdıklarına nazar edebilseydin. emin ol ki o vakit nasıl zırvaladığını görüp yerin dibine geçerdin. Amma bunu yapamadığın için altyapısız özgüveninle mutlusun. Sana selam demekten gayri bir şey yapamam. iyi eğlenceler...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cehaletten daha vahim bir şey varsa, o da kişinin kendi cahaletinin farkında olmamasıdır. Keşke bir an için işi bilen kişinin gözünden kendi yazdıklarına nazar edebilseydin. emin ol ki o vakit nasıl zırvaladığını görüp yerin dibine geçerdin. Amma bunu yapamadığın için altyapısız özgüveninle mutlusun. Sana selam demekten gayri bir şey yapamam. iyi eğlenceler...

:) bir iddiada bile bulunmadığım halde ...coşmuşsun kardeş hayırdır ? ...ortada bir iddia (son iletimde) olmadığı halde neye dayanarak cehaletten vs. den bahsedebiliyorsun ?

bu durum senin CEHALETİNİ ve hazımsızlığını gösteriyor sadece...başka da birşey değil :)

tarihinde Zavallı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben gramer açısından bakarak 3 ihtimal olduğunu söyledim. Eğer ki meseleye, kontekste uyumluluk cihetiyle bakacak olursak, bana göre HÜVE yerine MA kullanımı daha uygundur. Çünkü bildiğiniz üzre kur-an ayetlerinde yeminler, herhangi bir şeye dikkat çekmek için kullanılır. Bu şey, Allahın zatı olursa zaten "Allaha andolsun" terkibi kullanılmaktadır. ve lakin maksat Allahın zatı değil ise, MA kullanımı uygundur. "Erkeği ve kadını yaratan şeye" örneğinde olduğu gibi yemin için HÜVE yerine MA tercih edilmiş olduğuna göre, Burada Allahın zatına değil, "erkeği ve dişiyi yaratan sebebe dikkat çekilmek isteniyor / Yemin sebebe racidir" demek daha uygundur diye düşünüyorum.

Dostum bir konuda tam netlik kazanalım. Allah için (şey) o denilmesi direk olası olmamalı. Çünkü şey kelimesi herhangi bir şeyin ifadesidir ve Allahın yarattığı herhangi bir şey ile eşitlenerek kullanılması(yaratılmış) benzeşmesi kuranın genel ruhuna ve yazımına uymaz. Bu yüzden dediğiniz (sebep ) neden ifadesi üzerinde düşünmek ancak mantıklı yapabilir durumu. Dediğiniz gibi tüm kullanımlarda kuranda direk şey (o) olarak kullanılsa idi o durumda kendi mantığını savunabilir ve onun üzerinden çalıişkisini tartışabilirdik.

Durum şimdi iki farklı kullanım erkekler için (O) özellikle büyük yazdım ki ifadesi ve taşıdığı anlam anlaşılsın ve genel öznesi en alt sınıf sayılabilecek yada herhangi bir özneye atıf olan (o) arasında varlanmış şekilde durmakta.

Ayetin içeriğinde anlam olarak baktığımızda ilk örnekten başlarsak

Leyl suresi 3

"ve ma haleqa’z-zekera vel-ünsa"

"Erkeği ve kadını yaratan şeye"

Burdaki ma nın atıflığı olan neden embriyo diyelim ona atıf olsun. Olasıdır ancak , eylemdeki yaratma olayı bozuyor, bu durumda yaratma sıfatına sahip tanrıyı düşünmek daha doğru olur cümlenin anlamı açısından.

"Erkeği ve kadını yaratan şeye"

Daha önce bir sıfatına(özelliğine) atıf olma olabilir demiş idiniz (yaratan) , ancak bu durumda sıfatın hem yaratma kelimesi var ve zamir olarak yanyana kullanıldığı hali ile aynı cümlede kullanımı tuhaf olmuyor mu?Hani bir konuda bütünlük olur. Bir önceki cümlelerde özneyi tanımlar sonra zamirlerle devam eder iseniz bu mantıklı olarak anlaşılır. Kuranın öznesi ve eylemler direk tanrı bazında iken bir cümledeki kadını erkeği yaratan şeyi sifatı tanımlar olarak algılamaya çalışmak cümle yapısı ile zor bir cümle kurulumu ve anlam zorlamasına neden olmakta.Ayrıca sıfatlarıda yaratılmışlıklar sınıfına dahil olmuş olur izlenimi ve sonucu çıkartılabilir.

o yaratma hali, o yaratma gücü, o yaratılış sadece bir özelliği ifadede çok düşük bir anlam bozukluğuna ve anlamın çok zorlanmasına sebep oluyor.İhtimal dahilinde olduğunu kabulle diğer örneğe geçelim ki bakalım ordada aynımıdır veya benzer midir durum.

5 - Göğe ve onu bina eden şeye,

6 - Yere ve onu döşeyen şeye

7 - Nefse ve onu biçimlendiren şeye,

Burda yine eylemler Allaha ait , şey ile atıf yaratma veya başka ilişkilendirilecek özellik yok. Direk şey üzerinden bina edici, döşeyici, nefsi biçimlendirici (o)eylemle ilişkili.

Doğrusu ben burda direk allahın kendi yerine konulduğunu ma(şey) düşünmekteyim. Çünkü sıfatlara yada nedenlere atıf olduğunu düşündürecek tam net bir anlam çok zor . Oldukça ayetlerin içeriğindeki kullanılmış kelimeleri aşarak anlamlar yüklemek ve onlarında olasılık olma ihtimalini öne sürmek dışında kesinlikle şu veya budur denilemiyor.

Olan(ortada) ile olabilirliğin karşılaştırması yapıldığından büyük ağırlık ne yazıyor, ne anlatıyorsa odur ki madem tanrıdan ifade özrü olamaz ancak ifade özrü yok ise, bu hali ile tanrıdan olma olasılığındada sorun var denilir, bu durumda çelişki yaratır ki bu çelişkiyi inanırlar açısından yine orda nedene veya tanrı sıfatına atıflık kabul görür ve ne kadar derdini anlatmakta yeterli olamamış ki kısmı önemsenmez, veya inanmayan açısından zaten durum nettir, tanrıdan falan zaten değil, en az iki farklı kişiden alınmış tanrıya mal edilmiş şiirsel metinler var karşımızda denir.

Çünkü ben görüyorumki Leyl Ve Şems sureleri giriş gelişme ve sonuç itibari ile aynı ağızdan çıkmış ve anlatım tarzları aynı ve aynı yanlış içerir iken diğer surelerden kolayca ayrılabiliyor.Nazımdan ve Aşık veyselden karışık kitap misali. Hani şair meselesi diyelim ki buda kişisel görüş, yani bu ayetler nerden baktığınıza göre inanır açısından ve inanmayan açısından şaibeli ayetler.

Tartışmak kesin sonuç çıkartmasada iki taraf içinde burda bir sorun olduğu ve anlayan açısından düşünülmesi gereken bir bölüm olduğu kesin. Ha tatmin olunur, olunmaz o başka.

Sevgi saygımla...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konudan uzaklaşmış gibi olduk, ancak konuyla ilişkisinide yazayım önceki mesajımın içeriğinin. Özden dostumun dediği bir cümle önemli, ma(şey-o) kullanılması tanrı kavramı yerine daha uygun olurdu. Çünkü ma cinsiyet, üstünlük veya ayrım belirtmeye en uzak kelime. Bu nedenle şems ve leylin ve benzer surelerin(şiirlerin) yazıcısı benim görüşümce islam öncesi islam dışı bir inanışın sahibi şair. Tanrıya bakışıda kelimelere yansımış, tanımsız, cinsiyetsiz, bilinmez. Bunuda aynen ma(şey) ile koyabilmiş ortaya. Ancak islamın egemenliği ile tanrı kavramı cinsiyet ,üstünlük ve sıfatlarla tanımlanır halde erkek egemen bir bakışla biçimlenmiş ve evrilmiş.

Sonuç aynı kapta ertilmeye çalışılarak derlenen(yazılan) kuranda iki farklı tanrı biçimlenmiş. Biri islam öncesi, diğeri islamla evrimleşen ancak kökenleri olarak aynı bilgiden yaralanan tanrı profili kaynaştırılmaya çalışılmış. Aynı zaman ve bölgenin benzer inanış bilgilerinin diğer inanış ve tanrı profilleri devredışı bırakılınca mirasına konan islamın sahiplenmesi ve zaten çokta yabancılamadığı ve hatta çıkışının kaynakları sayılabilecek bu şiirler(inanç duaları tanrılara atfedilen) aynen kurana geçmiş.

Sonuç olarak iki tanrı profili zıtlaşmış oluyor, aynı eylemlere sahip ancak biri bilinmez, cinsiyetsiz ve tanımlanmamış diğeri üstünlüğü bariz cinsiyet üzerinden baskıcı bakışlı, kelimeler üzerindende erkek dişilikte sahiplenici, tanımlanır sıfatlarla belirlenmiş şekilde durmakta.

Yani sorun bence burdan kaynaklı.

Sevgi saygımla....

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Mesela Bakara 260'da Allah,İbrahim'e ölüleri nasıl dirilteceğini anlatır..Şimdi biz bu ifadeleri ciddiye almalı mıyız,yoksa mit olarak mı kabul etmeliyiz?

Araplar yazdıkları Kuran'da Allah'ı erkek olarak lanse etmiş olabilirler ama bu Allah'ın erkek olduğunu kanıtlamaz..Allah bir mitolojik karakterdir..Belki sadece erkekti,belki sadece kadın,belki de her ikisinin temsili..

Ben Allah'ın kadın olduğunu sanıyorum..Bu bağlamda birkaç ipucu var..Mesela hacerül esved,mesela siyah taş olarak Kabe,mesela Allah'ın bereket ve savaş Tanrısı olarak kabul edilmesi..Yine de şüpheliyim tabi..Bu konuda net konuşmamak en iyisi..Birkaç ay önce Allah'ın kadın olduğundan emindim nerdeyse ama biraz kafam karıştı..Bir toparlarsam bu konuyu,yeni bir konu açmayı düşünüyorum..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...